Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 2006 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Rusya lideri, Cumhuriyet’in de arasında bulunduğu çeşitli ülkelerin önde gelen gazetelerine yazdı At Binenin, Un Akıtanın AKP Hatay Milletvekili Fuat Çeçen’den sonra, bu kez de aynı partinin Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a, hakkındaki iddiaları sıralayan ve ‘‘Artık parti ve ülke sizi kaldıramıyor’’ diyerek istifasını isteyen beş sayfalık bir açık mektup gönderdi. Mektuba tepkilerin neler olacağını şimdi herkes merakla bekliyor. İlk tepki, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi. Gensoru önergesi sırasında, kendi partisinin milletvekillerini, CHP ve Baykal’ın ‘‘oyununa gelmeyin, gedik açtırmayın’’ diyerek Unakıtan’ı kurtarmaya çağırmış olan Erdoğan, bu kez de faturayı basına kesti. Başbakan, AKP’nin neyi ne zaman yapacağını kendisinin bildiğini, basının talimatıyla yönlendirmesiyle hareket etmeyeceğini açıklarken bir kez daha Maliye Bakanı’na arka çıkıyordu. Şu anda Unakıtan kamuoyunun da, basının da, AKP içindeki kimi odakların da boy hedefi haline gelmiştir. Unakıtan artık tam bir günah keçisi durumundadır ve Türkiye’deki büyük çoğunluk onun günahsız olduğuna inanmamakta, ne var ki kendisi de, partisi de hakkındaki iddialar ile ilgili olarak aklanması olanağını (eğer varsa tabii) sağlayacak yolun önünü tıkamaktadırlar. ??? Bu arada Unakıtan’ı münferit bir olay olarak görme yanlışına düşmemek gerek. Nasıl ki Erbakan’sız Mercümek olamaz idiyse Erdoğan’sız Unakıtan da olamazdı. Unakıtan, Erdoğan AKP’sinin bir ürünüdür. Başbakan’ın, sürekli Maliye Bakanı’na arka çıkması da bu olgunun açık kanıtıdır. Mercümek ve Unakıtan durumunda olan kimselerle uğraşmak, karışık hesapları olan şirketlerin muhasebe müdürüne yol vermeye kalkmak gibi, son derecede tehlikeli bir iştir. Unakıtan’ın belirli dayanakları ve güvenceleri vardır. O yüzdendir ki bu kadar fütursuz davranabilmektedir. Yolsuzluğa, usulsüzlüğe, soyguna ve hırsızlığa karşı çıkacağını ileri süren AKP, bu sözlerini kanıtlayan herhangi bir davranışta bulunmuyor. Mektup olayından sonra da acaba Unakıtan’ın mı, yoksa seçimlerde Erdoğan’ın milletvekilliğine sıcak bakmadığı için 6. sıraya konmuş olan Turhan Çömez’in mi okkanın altına gideceğini hep birlikte göreceğiz. Ama şimdilik görünen odur ki bu ülke de, AKP de henüz Unakıtan’ı taşıyabilmektedir. ??? Kısacası atalarımızın da dediği gibi ‘‘at binenin, kılıç kuşananın’’, un akıtanındır. Feryatlar ayyuka çıkıp tepkiler göğüslenemez hale gelirse ne olacaktır? Belki parti içindeki baskılarla Unakıtan, Maliye Bakanlığı görevinden uzaklaştırılacak, ama kimseye, hiçbir konuda hiçbir hesap sorulamayacak, Unakıtan Beyefendi dokunulmazlık zırhının arkasına sığınmayı sürdürecek, belki arada kendi bakanlığı döneminde hazırladığı aflara benzer yeni aflar çıkarılacak, mahdumuna ve diğer efradı ailesine ait şirketler ve kuruluşlar, icrayı faaliyete devam edeceklerdir. Yani atı alan Üsküdar’ı çoktaan geçmiş olacaktır. Unutmayalım, Unakıtan münferit bir olay değildir. Unakıtan’ın bakanlıktan ayrılması, ona hesap sorulması demek değildir. Türkiye’de, Unakıtan’a duyulan tepkinin boyutlarını salı günü Bursa’nın Orhangazi ilçesinde bir kez daha ölçmek olanağını buldum. Tanıdığım bir küçük esnaf, ilçede Unakıtan yumurtalarını kimsenin alıp satmadığını anlatıyor ve şunları söylüyordu: Aslında bunların ticaretini yapsam her ay 1 milyarlık satış yapar, 200 milyon da salt bu satıştan kâr ederim. Ama içime sindiremiyorum, burada da bu yumurtaları kimse alıp satmıyor. Ne gam. Unakıtan bakanlığını sürdürecek, en kötü ihtimalle de yalnızca bakanlık koltuğunu bırakarak işin içinden sıyrılacaktır. Unakıtan AKP içindeki tek bir kişi değildir. AKP’den hesap sorulmadan Unakıtan’dan hesap sorulmaz ve parti de, ülke de onu daha çok taşır. Evet, at binenin, un akıtanın! Enerji küresel sorun VLADİMİR PUTİN 2006 yılıyla beraber Rusya, G8 başkanlığında bayrağı devraldı. Bunun ne kadar ciddi bir çalışma ve yüksek bir sorumluluk anlamına geldiğini, gayet iyi anlıyoruz. Önümüzde bizi bekleyen, sadece büyük çaplı örgütsel çalışmalar değildir. Esas olan, bizim, bu yüksek yetki sahibi forumun çalışmalarının temel esaslarını hep beraber tartışmak ve belirlemektir. Bu forum, otuz yıldan fazla bir süredir dünya gelişiminin en önemli sorunlarının çözümüne yönelik yaklaşımların birbirleriyle uyumlu hale getirilmelerinin kilit mekanizmalarından biri olmuştur. Biz, G8’deki ortaklarımıza, güç önemli konu üzerine odaklanmayı teklif ettik. Bunlar; küresel enerji güvenliği, bulaşıcı hastalıklarla mücadele ve eğitim konularıdır. Bu öneriler, bütün ortaklarımızın takdir edeceklerini düşündüğümüz şu hedefe ulaşılmasına yöneliktir: İnsan hayatının, sadece bugünkü değil, gelecek nesillerin de niteliği ve düzeyini yükseltmek. Hiç şüphesiz, G8’in ve uluslararası toplumun stratejik amaçlarından biri, güvenilir ve kapsamlı enerji güvenlik sistemlerinin yaratılmasıdır. Günümüzde global enerji, toplumsal ve ekonomik gelişimin en önemli ve en gerçek itici gücünü oluşturmaktadır. Tam da bu nedenden ötürü küresel enerji sorunu, gezegenimizdeki milyonlarca insanın refahını doğrudan etkilemektedir. Biz, Rusya’nın G8 başkanlığı döneminde, sadece bu alandaki mevcut sorunların çözümünde temel yaklaşımlar geliştirmekle kalmayacak, aynı zamanda da uzun vadeli, üzerinde uzlaşılmış ortak politikamızı da oluşturmak için çalışmaya kararlıyız. Global enerji tedarikine yönelik en büyük tehdit, hidrokarbon kökenli enerji kaynaklarının pazarındaki istikrarsızlıktır. Özellikle arz ve talep arasındaki uçurum, artmaya devam etmektedir. Asya ülkelerinde enerji kaynaklarına yönelik talep artışı, ortadadır. Bu durum, sadece ekonomik konjonktürdeki değişikliklerden değil, aynı zamanda, siyaset ve güvenliğe ilişkin pek çok nedenden kaynaklanmaktadır. Bu alandaki sorunun çözülmesi için, bütün uluslararası toplumun koordinasyonlu çalışması gerekmektedir. Enerji global hale geldikçe, enerji güvenliğinin de küresel ortak bir sorun haline geldiğinin kabul edilmesi, dünyanın önde gelen ülkelerinin yeni yaklaşımlarının çıkış noktasını oluşturmaktadır. ENERJİDE KADER BİRLİĞİ Enerjide kader birliği; sorumlulukta, riskte ve faydada da kader birliği etmek anlamına geliyor. Biz, özellikle küresel enerji güvenliğini sağlama stratejisinin oluşturulmasına özel bir önem vermekteyiz. Küresel enerji işbirliğinin taraflarının çıkarlarının uyumlulaştırılmasının dışında, geleneksel enerji kaynaklarının da dünya ekonomisine güvenli girişine yönelik pratik tedbirleri belirlemeli, aynı zamanda da, enerji tasarrufu programları ve alternatif enerji kaynaklarının geliştirilme vesinde, özellikle teknoloji yenilenmesi, enerji güvenliği ve çevrenin korunması konularında gelişmeyi hedefleyen bir eylem planını kabul ederek, bu yönde önemli bir adım atmıştı. Biz, G8’in inisiyatiflerine, özellikle de Gleneagles’ta kabul edilen belgenin uygulamaya geçilmesinde G8 üyesi olmayan ülkelerin, özellikle de gelişen ve hızla sanayileşen ülkelerin katılmalarını önemli görüyoruz. Enerji güvenliğinin, esas olarak sanayi alanında gelişmiş ülkelerin çıkarlarıyla ilişkili olduğuna ilişkin genel bir kanı mevcuttur. Ne var ki günümüzde dünyada 2 milyar insanın çağdaş enerji hizmetleri alamadıklarını görmemek mümkün değil. Dünyadaki pek çok kişiyse, elektrik enerjisinden bile yararlanma imkânına sahip değil. Medeniyetin nimetlerinden ve kazanımlarından yararlanma kapısı, bu insanlara kapalı durumda. rarası işbirliği de bu yola gidilebilmesi için bütün imkânları sunmaktadır. İnsanlık, bütün tarihi boyunca, kendi varlığına yönelik gerçek tehditle, yani bulaşıcı hastalıkların yayılmasıyla mücadele etmek zorunda kaldı. Gelinen aşamanın, ümit verici olduğu görülüyor: Çiçek hastalığı temelli olarak ortadan kaldırılırken, çocuk felciyle mücadelede de en son aşamaya gelindi. Ne var ki, günümüzde AIDS, kuş gribi ve mikroplazma enfeksiyonu gibi yeni ve son derece tehlikeli hastalıklarla karşı karşıyayız. HASTALIKLARA KARŞI EYLEM PLANI Bugün, dünyadaki her üç ölümden biri, bulaşıcı hastalıklardan kaynaklanmaktadır. Rusya, bu konuda, bulaşıcı hastalıklara karşı bir eylem planının kabul edilmesi de dahil olmak üzere, bu konudaki çabaların arttırılmasını talep etmektedir. G8, bulaşıcı hastalıklarla mücadele gibi böylesi büyük tehditlere karşı kayıtsız kalamaz ve kalmamalıdır. Farklı bölgelerde farklı yoğunluk derecelerindeki bulaşıcı hastalıklar, farklı toplumlardaki toplumsal ve ekonomik problemleri gözler önüne seren bir turnusol kâğıdı işlevi görmektedirler. Burada, başka bir temel nokta daha var: Yakın yıllarda dünyamız, giderek artan oranlarda depremler, sel baskınları ve tsunami gibi felaketlere maruz kalmaktadır. Bu felaketler, sadece toplumsal ve ekonomik yıkımlara neden olmakla kalmıyor; yıkımların en ağır sonucu, bulaşıcı hastalıkların yayılmasıdır ki bu, binlerce inanın ölümüne neden olmaktadır. Bulaşıcı hastalıklara karşı acil müdahalede bulunacak birleşik bir yapılanmanın oluşturulması da düşünülmelidir. Bu yapılanma, acil durumlara anında karşılık verebilecek gözleme, enformasyon ve bilimsel metodoloji bölümlerini de içine almalıdır. İnsani kriz olarak adlandırılan krizler, özellikle de askeri çatışmalara ait olanları, geniş çaplı pek çok salgın hastalığın temel nedenini oluşturuyor. Eminim ki G8, bu alanda çok taraflı etkinlik oluşturulması çabalarına ivme kazandırılmasını ve böylesi acil durumlara karşı uluslararası çabaların oluşturulmasını sağlayacaktır. KÜRESEL FELAKET OLABİLİR Enerji, yoksulluk sorununu tek başına çözen hususlardan biri olmayabilir. Bununla beraber, enerji kaynaklarında çekilen sıkıntı, ekonomik kalkınmayı engellerken, ayıs ayında Rusya’nın başkanlığında toplanacak G8 zirvesinin ana gündem maddesini ‘‘enerji tekelleşmesi’’ oluşturuyor. Rusya Devlet Başkanı Putin’in, Cumhuriyet,The New York Times, Herald Tribune, Le Figaro, Le Soir, Asahi, Wall Street Journal, The Guardian ve Turkish Daily News’a özel hazırladığı makalede, Rusya’nın dünya enerji kaynaklarıyla ilgili sorunları G8 zirvesinin gündemine taşıyacağı belirtiliyor. si üzerinde de çalışmalıyız. Dengeli ve adil bir enerji sistemi, hiç şüphe yok ki, hem günümüzde, hem de gelecekte, dünya güvenliğinin temel teminatlarındandır. Gelecek nesiller için, çatışmalardan uzak durulmasını ve enerji güvenliğine yönelik yıkıcı rekabet biçimlerinden korunulmasını sağlayacak yeni bir dünya enerji yapısı oluşturmalıyız. Bu nedenle, medeni dünyanın etkin ‘enerji üsleri’ oluşturulmasına yönelik uzun erimli ortak yaklaşımlarının bulunması, son derece önemlidir. Bu bağlamda Rusya, G8 ülkelerini ve uluslararası toplumu, yeni teknolojilerin geliştirilmesi konusuna odaklanmaya çağırmaktadır. Bu yönde bir çalışma, gelecekte, günümüzün enerji potansiyelinin tükendiği bir dönemde, enerji tedarikine yönelik teknolojik temellerin oluşturulması doğrultusunda bir ilk adım olacaktır. enerjinin rasyonel olmayan biçimlerde kullanılması da sadece yerel değil, küresel çapta ekonomik bir felakete yol açabilir. Son zamanlarda uzmanlar, yeni tarz enerji kaynaklarının daha etkin kullanılması yoluyla, gelişmekte olan ülkelerdeki enerji tüketiminin arttırılmasının yollarını tartışıyorlar. Bu noktada, G8’in alternatif enerji tesisleri oluşturulması ve devreye sokulması konusundaki katkıları, gündeme gelmektedir. Genel olarak, hepimizin kabul etmesi gerekir ki, yoğun karşılıklı bağımlılıklar içindeki günümüz dünyasında ‘enerji egoizmi’ne kapılmak, bir çıkmaza girmek demektir. Bu nedenle, Rusya’nın enerji güvenliği konusundaki politikası, gayet katı ve değişmezdir. Gayet iyi biliyoruz ki, sadece az sayıda üyeye sahip en gelişmiş devletler grubunun öncelik ve çıkarlarına dayanan enerji bölüşümü, küresel gelişmenin amaçlarına cevap vermemektedir. Biz, bütün dünya toplumunun çıkarlarını hesaba katacak bir enerji güvenlik sisteminin oluşumu için çalışacağız. Bütün devletlerin güvenilir şekilde enerjiyi temin edebilmeleri için potansiyelin dengeli dağılımı yeterlidir; ulusla M EĞİTİM SORUNU Eğitim alanındaki ortak görevimiz, özel bir dikkati gerektiriyor. Endüstri sonrası aşamaya geçmiş bir bilgi toplumunda eğitim, gündelik hayattaki başarının temel koşulu ve ekonomi kalkınmanın önemli unsurlarından biri haline geldi. Eğitim, aynı zamanda, gelişen toplumsal kimliğin, ahlaki değerlerin ve daha güçlü bir demokrasinin en önemli unsurlarından biridir. Dahası, teknoloji geliştikçe emek pazarı, daha nitelikli uzmanları arıyor ve sonuç olarak, istenen eğitim düzeyi de giderek yükseliyor. Halen, dünyada pek çok millet ve bölge, en temel eğitim imkânlarından bile yoksun durumda. Biz, bunu, dünya toplumu için ciddi bir tehdit oluşturan gerçek bir ‘insani felaket’ olarak değerlendiriyoruz. Yaygın eğitimsizlik, medeniyetler arası çatışmayı, dini ve milli radikalliği körüklemek isteyenler için iyi bir zemin teşkil ediyor. Bu bağlamda, hem gelişmekte olan ülkelerde, hem de genel olarak tüm dünyada eğitim konusuna daha geniş ve sistematik bir yaklaşımla eğilmek gereklidir. Dünya nüfusunun artan hareketliliği ve göç şartlarında, farklı bir kültüre entegrasyon sorunu, özel bir önem taşıyor. Açıktır ki karşılıklı adaptasyonu sağlayan en önemli unsurlardan biri, eğitimdir. Rusya, bu konuda, uluslararası toplumun harekete geçirilmesine katkıda bulunmaya hazırdır. ÇAĞDAŞ HİZMET SAĞLANMALI Toplumsal ve ekonomik kalkınmadaki enerji yeterliliğinin sağlanması da, küresel enerji güvenliğinin sağlanması açısından yararlı bir gelişme olacaktır. G8 grubu, geçtiğimiz yıl Gleneagles’taki zir 1 Mart tezkeresinin TBMM’de reddedilişinin üçüncü yıldönümünde hükümete çağrı ‘AKP , ABD’ye destekten vazgeç’ ? İstanbul ve Ankara’da buluşan savaş karşıtları, AKP’ye, İran ve Suriye’yi tehdit eden ABD’ye destek vermekten vazgeçme çağrısı yaptı. İSTANBUL/ANKARA (Cumhuriyet) Irak’a asker göndermeyi öngören 1 Mart tezkeresinin TBMM’de reddedilişinin üçüncü yıldönümünde bir araya gelen savaş karşıtları, AKP’ye, İran ve Suriye’yi tehdit eden ABD’ye destek vermekten vazgeçme çağrısı yaptı. İstanbul’da Emek Partisi, Sosyalist Demokrasi Partisi, Irak’ta İşgale Hayır Koordinasyonu, Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu, SODAP, ÖzgürDer üyesi bir grup 1 Mart tezkeresinin yıldönümü nedeniye Taksim Gezi Parkı’nda bir araya geldi. ‘‘ABD evine dön’’ ve ‘‘Irak’ta işgale son’’ yazılı dövizler taşıyan grup, ‘‘Irak halkı kazanacak’’, ‘‘İncirlik kapatılsın’’, ‘‘Katil İsrail, Filistin’den def ol’’ ve ‘‘Yaşasın küresel intifada’’ sloganlarını attı. Taksim Gezi Parkı’nda bir araya gelen savaş karşıtları, ‘‘Irak halkı kazanacak’’, ‘‘İncirlik kapatılsın’’, ‘‘Katil İsrail, Filistin’den def ol’’ ve ‘‘Yaşasın küresel intifada’’ sloganlarını attı. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) asirmen?cumhuriyet.com.tr ANAVATAN LİDERİ MUMCU ‘Talabani, Türkiye’nin itibarıyla oynuyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin Başbakan İbrahim Caferi’nin ziyaretiyle ilgili açıklamalarına sert tepki gösterdi. Mumcu, ‘‘Dün, Türkiye’nin verdiği pasaport olmasa dünyaya burnunu gösteremeyecek durumda olanlar bugün Türkiye’nin itibarıyla oynuyor ve hükümet buna ne yazık ki sessiz kalıyor. Kimse unutmasın, bölgemizde yaşayan ulusların ve bilhassa Kürtlerin güvenliği, kültürel kimliklerini koruyabilmeleri Türkiye’nin himayesi olmadan asla gerçekleşemez’’ dedi. Mumcu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada bölgedeki son gelişmeleri değerlendirdi. Türkiye’nin dünyaya sadece “neyi istemediğini” söyleyen bir ülke konumunda olduğunu belirten Mumcu, “‘Neyi istediğini’ ortaya koyamadı. Meclis’in 1 Mart tezkeresini reddetmesinin de arkasında belirli bir siyasi irade yok. Türkiye, gelinen noktada reddettiğini zannettiği bir sürecin nesnesi olmaktan kurtulamadı’’ görüşünü dile getirdi. Türkiye’nin Kıbrıs konusunda inisiyatif alan bir ülke olmaktan çıktığını söyleyen Mumcu, Türkiye’nin zaman ve zemin kaybettiğini söyledi. TERORİZM G8’deki Rus başkanlığının gündemine aldığı bu üç konu dışında G8, 2006’da uluslararası terorizm ve kitle imha silahlarının yayılması gibi konulara odaklanmaya devam edecektir. Grup, kalkınmakta olan ülkelere yardım, çevresel sorunlar, dünya ekonomisinin kritik meseleleri gibi konulara odaklanmayı sürdürecektir. Kuşkusuz, önceden olduğu gibi, özellikle Ortadoğu ve Irak’taki bölgesel çatışmaların çözülmesine ve Afganistan’a istikrar getirilmesine yönelik çabalarımız sürecek. Farkındayız ki G8’de tartışılan sorunların hepsine kapsamlı çözümler bulmak, bir tek başkanlıkta olabilecek bir şey değildir. Bununla beraber, G8 grubu, zirveden zirveye, bu sorunlara yönelik daha iyi bir vizyon edinmekte ve ortak çabalarla, en uygulanabilir sonuçları bulmaya çalışmaktadır. Rusya, bu konuda daha ileri gelişme için aktif katkıda bulunmaya hazırdır. Devam ve evrim: Bu sözcükler, Rusya Başkanlığı’nın ortaya koyduğu düsturdur. ABD’Lİ ANNE İSTANBUL’DA İşgale Karşı Asker Aileleri Grubu adına Türkiye’ye gelen ABD’li savaş karşıtı Celeste Zappala, ‘‘Oğlum 2004’te Irak’ta kitle imha silahı arayan grubu korurken öldü. Ama o öldüğünde, Irak’ta kitle imha silahı olmadığı zaten biliniyordu. Bu savaş bir felaket. Siz, Bush’un bağımsız Türkiye’yi kullanarak Irak’a saldır masına hayır dediniz. Sizin cesaretinizi kutlamak için burdayım. Sizin, benim ülkeme öğreteceğiniz çok şey var’’ dedi. Grup tarafından hazırlanan ortak basın açıklamasını okuyan yazar Bilgesu Erenus, 3 yıl süren savaş boyunca Irak’ta yaşananları özetledi. ‘‘Bugün Irak ne özgür ne de güvenli bir ülkedir’’ ifadesini kullanan Erenus, Irak için özgür bir geleceğin ancak işgal güçlerinin burayı kayıtsız şartsız terk etmesiyle mümkün olacağını vurguladı. Erenus, ‘‘Bizler ABD’nin çıkarlarına endekslenmiş emperyalist güçleri, Genel Kurmay, büyük sermaye ve hükümeti bir kez daha uyarıyoruz. Ülkemizi savaş üssü haline getirecek adımlardan vazgeçin’’ diye konuştu. Galatasaray Postanesi önünde basın açıklaması düzenleyen Halkevleri üyeleri de ABD’nin İran, Suriye ve Lübnan’ı içine alan yeni bir saldırıya hazırlandığına dikkat çekti. Ankara’da da ABD Büyükelçiliği önünde toplanan bir grup, ABD hükümetini protesto etti. Kızılay’da İnsan Hakları Anıtı önünde biraraya gelerek yürüyüşe geçen grup, ‘‘Yaptık yine yaparız’’ ve ‘‘ABD Ortadoğu’dan def ol’’ yazılı pankart ve dövizler taşıdılar, hükümet ve ABD aleyhine sloganlar attı. CUMHURİYET 04 K