25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 MART 2006 PAZAR CUMHURİYET SAYFA MÜZİK Yavuz Top dört yıl aradan sonra çıkardığı ‘Yeme Yeme’ albümünde insanlığı sorguluyor 7 Sanatçı, toplumun hafızası HATİCE TUNCER ‘‘Güvenme güzelliğine / Çarhı devrana dönersin Bükülür o selvi boyun / Yayı kemanı dönersin Bu gençlik sana da kalmaz / Hatırını soran olmaz Malın mülkün çare bulmaz/Ahı figana dönersin... ’’ ervişi mahlasıyla şiirler yazan halk müziğinin ustalarından Yavuz Top dört yıl aradan sonra çıkardığı yeni albümü ‘‘Yeme Yeme’’de yaşamı ve insanlığı sorguluyor. Halk müziğinin usta sanatçısı Yavuz Top’la uzun söyleşimiz siyasetle müzik arasında gidip geldi. Halk müziğine ‘‘mirasyedi’’ gibi davranmamak gerektiğini savunan Yavuz Top’un söyleşimiz süresince en çok değindiği konu sanatçının toplumsal görevleri oldu. Bilinen bir öyküydü ama anlatmaya çocukluk günlerinden başlamasını istedik ustadan. Yavuz Top, 78 yaşlarında bağlama çaldığını anımsıyor. ‘‘Çiğdem Der ki Ben Alayım’’ ilk söylediği türkülerden biriymiş: ‘‘Alevi geleneğinde bağlama ilahi bir enstrümandır, çalana saygı duyulur. Bizim eve de dedeler gelir, çalar, söylerlerdi. Ben notaları, Köy Enstitüleri için yazılmış bir müzik kitabından öğrenmiştim.’’ Ailesiyle Tercan’dan Erzincan’a, oradan da Ankara’ya gelen Top, 1415 yaşlarındayken artık Muzaffer Akgün, Nezahat Bayram, Nurettin Dadaloğlu gibi dönemin ünlü halk müziği sanatçılarının arkasında çalan, beğenilen bir bağlamacıdır. Halk müziğinin ustalarından Yavuz Top, yeni albümü ‘‘Yeme Yeme’’de Dervişi mahlasıyla yazdığı eserlerini seslendiriyor. Yavuz Top, Yıldız Tilbe ile düet yaptığı ‘‘Yeme Yeme’’de çıkar peşinde koşanları, para hırsını yaşamda her değerin önüne koyanları hicvediyor. Bağlama, kaval, mey Yavuz Top, albümde bağlama, tanbura, cura, kaval, mey, zurna gibi geleneksel sazları kullanmış. ‘‘Akşam Oldu’’ ise koronun da yer aldığı çoksesli düzenleme ile albümün diğer eserlerinden farklı duruyor: ‘‘Çoksesliliği kendi sazlarımızla yapıyorum. Çünkü müziği geliştirirken onu üreten aletleri geliştirmek zorundasın. Çok seslendirmek amaç değil, zorlamanın bir anlamı yok. Ama diyelim ki bir çocuk öldü. Başında annesi, babası, kız kardeşi hep birlikte feryat eder ağlar. Ya da bir düğünde bir kişi oynayıp diğerleri bakmaz. İşte bu katılımı anlatırken farklı seslerden yararlanmaya mecbursun. Bence insanımızın ikinci ve üçüncü sesleri, tınıları duyabilmesi önemli. Bu gelişim, siyasi anlayıştan günlük yaşama dek zevk anlayışını yükseltecektir.’’ 5 YIL SONRA İKİNCİ ALBÜM Kenan Çallı’dan ‘Candan Olsun’ H alk müziği sanatçısı Kenan Çallı’nın 5 yıl aradan sonra ikinci albümü ‘‘Candan Olsun’’ Seyhan Müzik etiketiyle yayımlandı. Bağlamadaki ustalığıyla tanınan Çallı, albümünde türkü formu kendi bestelerinin yanı sıra Mehmet Özcan, Mahmut Yalın, Rıza Karahan, İbrahim Kılıç, Yusuf Kenan Karahan’ın eserlerini yorumluyor. Muş’ta 1974 yılında doğan Kenan Çallı, Gaziantep’te konservatuvar eğitiminin ardından Haliç Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitimine başladı. Âşık Mahzuni Şerif, Musa Eroğlu, Sabahat Akkiraz gibi halk müziğinin usta isimlerine albümlerinde bağlaması ile eşlik eden Çallı, ilk albümü ‘‘İz’’i 2000 yılında çıkarmıştı. ‘‘Yâr’’ ve ‘‘Zaralı Gelin’’ eserlerine klip çeken Çallı, albümünün yönetmenliğini de kendisi üstlenmiş. D YORUM’UN EFSANEVİ SOLİSTİ Hilmi Yarayıcı Yeni Melek’te Anadolu hazineleri avuz Top, ‘‘Güvenme Güzelliğine’’de insanın hırsını eleştirirken ‘‘Yüce Tanrı’’ ölüm ve adalet duygusu üzerine bir deyiş niteliğinde. ‘‘Haktır Allahım’’ı 17. yüzyılda yaşamış bir Bektaşi olan Münire Bacı’nın şiirinden bestelemiş. 1415. yüzyılda yaşamış, Bağdat’ta derisi yüzülerek öldürülen ‘‘ulu ozanlardan’’ İmadeddin Seyyid Nesimi’nin ‘‘Çarh Elinden’’ şiirini bestesiyle günümüz kuşaklarına anımsatıyor: ‘‘Biz halk müzikçiler, bizden evvelkilerin yaptıklarını mirasyedi gibi kullandık. Müziği çağın ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye getirmediğinizde sadece geleneksel bir müzik olarak anılarda kalır. Müziğimizin temeli Anadolu’daki hazinedir. Bu hazineyle evrensel düzeye giderken valizimize kendi ürünlerimizi de dolduracağız. Kültür bir ulusun çimentosu, yapıştırıcı malzemesidir. Bu topraklarda kardeşçe yaşayabilmemiz için kültür, sanat insanlarına büyük görev düşüyor.’’ ilmi Yarayıcı, 18 Mart Cumartesi günü Yeni HGrup Melek Kültür Merkezi’nde konser verecek. Yorum’un eski solistlerinden olan Hilmi Yarayıcı, ilk solo albümü ‘‘Sürgün’’ü 1999 yılında çıkardı, 2001 yılında ‘‘Salkım Söğüt’’ projesinde yer aldı. Yarayıcı’nın geçen yıl çıkardığı bir dönem Ajda Pekkan’ın ‘‘Gözünaydın Olan Oldu’’ sözleriyle seslendirdiği melodiyi ‘‘Sevdadan Yana’’, adıyla yorumladığı ikinci albümü ilgiyle karşılandı. Ünlü Arap şarkıcı Feyruz’un sesinden tanınan, Türkiye’de ‘‘Böyle Gelmiş Böyle’’ adıyla bilinen ‘‘Bintiş Selebiya’’ Grup Yorum’un ünlü ‘‘Uğurlama’’ şarkıları da Yarayıcı’nın konserlerinde bir ağızdan söyleniyor. Yarayıcı, saat 20.00’de başlayacak olan ilk Yeni Melek Konseri’nde Sevdadan Yana albümünden ve eski şarkılarından oluşan bir program sunacak. İTÜ’DE EĞİTİMCİ Henüz 17 yaşındayken de İstanbul Radyosu’na 1967 yılında yetişmiş sanatçı olarak girer. İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuvarı’nın kurulduğu 1976 yılından 1980’e kadar bağlama hocası olarak çalışan Top, 1981 yılında İstanbul’da Aksaray’da kendi müzik okulunu açtı. İstanbul Radyosu’ndaki görevinden ise 1985 yılında ayrılmak durumunda kaldı: ‘‘İlk kez halk çalgılarından orkestra kurmuştuk. TRT birkaç kez yayın yapmıştı. Tar, bağlama, cura, divan vardı. Halk müziğinde bas ihtiyacı duydum. Eski Anadolu ve Orta Asya kaynaklarından araştırıp oklu da denilen kopuz kökenli ıklığı geliştirdim. Ama orkestranın üzerine o kadar çok gittiler ki TRT’den ayrılmama kadar neden oldular.’’ Kültür Bakanlığı kadrosuna alınan Top, 90’lı yıllarda kapattığı halk müziği okulunu daha sonra Kadıköy’de yeniden açtı: ‘‘Radyolarda, devlet korolarında bizden yetişmiş çok ses ve saz sanatçıları çalışıyor. Görevimizi biraz yaptık gibi geliyor.’’ Y İNGİLİZCE SÖYLÜYOR DERVİŞİ MAHLASI Arif Sağ, Musa Eroğlu, Muhlis Akarsu ile birlikte 7 albümlük ‘‘Muhabbet’’ dizini çıkaran Yavuz Top, ‘‘Deyişler’’, ‘‘Deyişler 1, 2, 3’’, ‘‘Hal Yaman Oldu’’, ‘‘Suçumuz Nedir’’, ‘‘Hazan Değdi’’ albümlerini yayımladı. Top, Deyiş Müzik’in yapımcılığını, İber Müzik’in dağıtımcılığını üstlendiği yeni albümü ‘‘Yeme Yeme’’de kendi eserlerini seslendiriyor. Albümdeki 11 eserden 6’sı Dervişi mahlasıyla yazdığı şiirlerinden oluşuyor.‘‘Yıllar önce Adıyamanlı bir ozanla karşılaştığımda ‘Baba ne söylüyorsun’ diye sormuştum. ‘Ben kendi dedikodumu yapıyorum’ dedi. Bu sözden çok etkilenmiştim. Onun için kendi ürettiklerimi söylüyorum. Aslında çok iyi bir ses sanatçısı değilim. Biz müziğimize, bestemize, sesimizi bir araç olarak kullanıyoruz. Sesimiz burada bize bir eşlik ediyor.’’ Paşa’yı Pir Sultan’dan dolayı biliyoruz. Ercişli Emrah bir garip insandı, ama en küçük aşk hikâyelerini biliyoruz.’’ S ANATÇININ GÖREVİ HER İŞİN FELSEFESİ Yavuz Top’a göre her işin bir felsefesinin olması gerekiyor. ‘‘Yeme Yeme’’ albümünün felsefesini Derviş Ruhullah’ın şiirinden bestelediği ‘‘Niyaz Ehlindeyiz’’ eseri özetliyor: ‘‘Bugünler bizim birliğe, kardeşliğe, beraberliğe en çok ihtiyacımız olduğu günler. 1920’li yıllarda ölmüş bir Bektaşi şairi olan Ruhullah ‘...Birdir hep bir meydanımızda/Türkümüz, Kürdümüz, Lazımız, bizim...’ Ben de ‘Biz insan ırkındanız’ diyorum. Alt kimlik, üst kimlik tartışmalarına, şoven yaklaşımlara hayretle Yavuz Top, sanatçıya ‘‘toplumun hafızası olma’’ görevini yüklüyor. ‘‘Tarih tekerrürden ibarettir’’ sözünün yanlışlığını, sanatçıların ‘‘hafızalık’’ görevini yerine getirerek kanıtlayabilirler: ‘‘Ben sanatçı deyince sazını iyi çalan, türküsünü iyi söyleyenden çok toplumun sorumluluğunu hissedebilen insanlardan söz ediyorum. Sanatının araçlık niteliğinden yararlanarak hafızaları yenilemeleri gerektiğini söylüyorum. Yoksa benim gözümde iyi türkücüdür, çalgıcıdır. Soluğu bitince kendi de biter gider. Hızır bakıyorum.’’ Yavuz Top, albüme adını veren Yıldız Tilbe ile düet yaptığı ‘‘Yeme Yeme’’de çıkar peşinde koşanları, para hırsını yaşamda her değerin önüne koyanları hicvediyor. Yıldız Tilbe’nin rol aldığı Yeme Yeme’nin klibi de türkünün anlamına uygun olarak esprili bir anlatımla çekilmiş: ‘‘Hazreti Ali’nin ‘Açları doyurdum açgözleri doyuramadım’ diye bir sözü vardır. Kullanıp eskitebildiğin senindir. Anadolu’da bir ihtiyara ‘Bu tarla senin mi, bana satar mısın’ diye sormuştum. ‘Benim değil, ailem, dedelerim kullanma hakkını bıraktı. Ben de torunlarıma bırakacağım’ dedi. ‘Kullanım hakkı benim, satma hakkı benim değil’ demek istiyor. Bizden öncekilerin bıraktığı mirasla insanlığı olgunlaştırmak önemli.’’ Beyza’dan rap ve etnik şarkılar M ustafa Sandal’ın 5 yıl vokalistliğini yapan Beyza Durmaz Emi ve Müzikal yapım işbirliğiyle yayımlanan ‘‘Koku’’ albümüyle dikkat çekti. Etnik pop tarzda şarkılar söyleyen Beyza Durmaz, gittiği ülkelerin etnik enstrümanlarını çalmayı öğreniyor. Yerel dillerde şarkıları öğrenerek repertuvarına alan Durmaz, Malezya’nın yerel dili Malayca şarkıyla ilgi topladı. Beyza Durmaz, İngilizce rap şarkılarla da rap söyleyen pop şarkıcıları arasına katıldı. KISA KISA ? İstanbul Tabip Odası, 14 Mart Tıp Haftası etkinlikleri kapsamında ‘‘Hekimlerden Türk Musikisi’’ konseri düzenledi. Dr. Ali Rıza Kural, Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, Dr. Arda Kayhan ve Adnan Çoban’ın solist olarak sahne alacağı konser yarın 20.30’da Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek. ? Poem Organizasyon’un düzenlediği Rock’n Dark 2006 15 Mart Çarşamba günü Çamur grubu ve Luxus’un Beyoğlu Hayal Kahvesi’ndeki konseriyle devam edecek. ?Berlin’de yaşayan iki Türk ‘‘rapper’’ Bektaş ve Sırtlan, Sony BMG etiketiyle yayımlanan ilk albümleri ‘‘Satırlarımıza Başlamadan’’ın ardından ilk konserlerini yarın akşam Tünel’deki Babylon’da verecek. ? Beşiktaş Kültür Merkezi’nin Maslak’taki Türker İnanoğlu Gösteri Merkezi’nde düzenlediği ‘‘Yıldızlar TİM’de” etkinlikleri kapsamında 17 Mart Cuma günü Anadolu Ateşi dans ve müzik gösterisi gerçekleştirilecek. 18 Mart Cumartesi günü Ajda Pekkan dinleyicileriyle bir kez daha buluşacak. ODEON YILLARI ROMANTİK KADİFE SES Müzeyyen Senar’la yeniden Ömür Göksel’den ‘klasik’ şarkılar O deon Müzik, Türk sanat müziğinin efsane ismi Müzeyyen Senar’ın eski kayıtlarını yayımladı. Senar’la 1930’lu yıllarda çalışmaya başlayan Odeon firması 1960’a kadar 100’ü aşkın taşplak ve plak kaydı gerçekleştirdi. Müzik danışmanlığını Zeynettin Maraş, proje koordinatörlüğünü Zeynep Göktürk’ün yaptığı ‘‘Müzeyyen Senar’ın Odeon Yılları’’ albümü, 5 yıllık bir çalışma sonucu ilk kayıtların orijinal halleri bozulmadan hazırlandı. Albümde Senar’ın muhteşem sesinden ‘‘Gönül Aşkınla Gözyaşı Dökmekten’’, ‘‘Rüzgâr Kırdı Dalımı’, ‘‘Mehtaplı Gecelerde Hep Seni Andım’’ şarkılarının da aralarında bulunduğu 19 eser dinleyiciye sunuluyor. 6 0’lı ve 70’li yılların ‘‘romantik kadife sesi’’ Ömür Göksel’in ‘‘A Touch Quality’’ albümü DMC imzasıyla piyasaya sunuldu. Göksel, albümünde ‘‘My Way’’, ‘‘Strangers in the Night’’, ‘‘Unforgettable’’ ‘‘Newyork Newyork’’, ‘‘Amado Mio’’ gibi dünyada klasikleşmiş 18 şarkı yorumluyor. 2004 yerel seçimlerinde Kadıköy Belediye Meclis Üyesi seçilen Göksel, belediyede Eğitim Kültür Komisyonu ve Gençlik Spor Komisyonluğu başkanlığını yapıyor. Göksel, Kadıköy Belediyesi evlendirme salonunda her ay düzenlenen ‘‘Nostalji Rüzgârları’’ konserinde pop müziğinin unutulmaz isimlerini sunuyor. CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle