Katalog

15 ŞUBAT 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP, seçim öncesi açıkladığı Acil Eylem Planı’nda tarımla ilgili verdiği sözlerin hiçbirini tutmadı 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Hedefler sözde kaldı MURAT KIŞLALI Trakyalılar, Harakiri mi Yapıyor? En önemli tarım alanlarımızdan birisi olan Trakya’nın hızlı sanayileşme sürecinin giderek daha da plan düşüncesinden uzaklaşmasından doğan kaygıları duyuran bir uyarı bildirisini okudum dün akşam. Makina Mühendisleri Odası, dördüncüsü geçen ekim ayında yapılan Trakya’da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu’nun oluşturduğu kararları irdeliyor, sözünü ettiğim bildiride. 1997 yılından bu yana, üstelik Trakya Üniversitesi’nin kurduğu Bölgesel Plan Eşgüdüm Araştırma Merkezi’nin yanı sıra 2002 yılında Bakanlar Kurulu’nun da sorunun çözümüne el atmasına karşın olumluluğa değil, olumsuzluğa doğru yol alınmış. Planın Trakya kentleri ile ilişkisini kurması ve uygulamada karşılaşılan bazı sorunları çözüme kavuşturacak çalışmaları yapması beklenilen yerel yönetimler, kendi yetki ve hareketlerini kısıtladığı düşüncesi ile yapılması istenilenleri askıya almakta sakınca görmemişler. Makina Mühendisleri’nin gözlemine göre, sorunların çözümünde önemli sorumluluk üstlenmesi beklenilen Trakya Üniversitesi’nin de, birkaç öğretim üyesinin kişisel gayreti dışında ciddi bir çabası görülmemiş! Sonuca kâğıt üzerinde varılan kararlarla ulaşılamayacağının somut örneklerinden birisi de, Bakanlar Kurulu kararı ile kurulmuş olan Trakya Kalkınma Birliği’nin de, en azından Makina Mühendisleri Odası’nı düş kırıklığına uğratan umursamaz bir politika izlemesi olmuş. Bölgedeki DSİ dışındaki resmi kurumlar da nedense plana teknik veri ve bilgi desteğinden kaçındıkları için, pek çok sorunun kaynağı olmuşlar. ANKARA AKP’nin 3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından açıkladığı Acil Eylem Planı’nın tarıma ilişkin bölümleri ‘‘sözde’’ kaldı. AKP’nin Acil Eylem Planı’na dönük bir değerlendirme çalışması yaptıran DYP Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan, AKP’nin sözlerini tutmadığını belirterek ‘‘Seçimden önce beğenmedikleri IMF, Dünya Bankası ve AB politikalarını devam ettiriyorlar. Hükümetin tarımsal desteklemeleri ve tarım nüfusunu azaltmaya yönelik bu tercihi bilinçlidir’’ dedi. AKP’nin vaat ettiği ancak gerçekleştirmediği taahhütlerden bazıları şöyle: 21 Şubat 2005 tarihinde TBMM’ye sevk edilen ‘‘Tarım Yasası Tasarısı’’ henüz gündeme alınmadı. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü 12 Ocak 2005 tarihinde kapatıldı. 31 üretme istasyonu ile Tarım Araştırmaları Genel Müdürlüğü’ne bağlı bazı araştırma enstitüleri kapa ‘İktidar, çiftçiden nefret ediyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anavatan Partisi Erzurum Milletvekili İbrahim Özdoğan, iktidarın, köylüçiftçiden nefret ettiğini bildirdi. TBMM’de, Anavatan Partisi Mersin Milletvekili Hüseyin Güler ile basın toplantısı düzenleyen Özdoğan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Mersin’de bir çiftçiye yönelik söylediği sözleri eleştirdi. Bu sözleri, köylü bir milletvekili olarak üzerine alındığını ve cevap vermek istediğini ifade eden Özdoğan, Hükümet’in, köylüçiftçiden nefret ettiğini vurguladı. Özdoğan, ‘‘Sayın Başbakan ve Hükümet’in bazı üyeleri, Ofer ve Şeyh Mahdum’lar karşısında el pençe divan dururken, Türk köylüsü karşısında efelenmektedirler. Bu, hiç yakışık almayan bir durumdur’’ diye konuştu. dı. Arazi toplulaştırması çalışmalarında da kayda değer bir gelişme sağlanamadı. DGD üst sınırının 500 dönüm olması nedeniyle işletmeler bölündü, ancak küçük işletmelerin büyümesi sağlanamadı. ‘‘Ulusal Biyogüvenlik Yasası’’ hâlâ yasalaşmadı. Hazırlanan yasa tasarısı taslağı konu ile ilgili sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınmadan çokuluslu şirketlerin ‘‘etkin işbirliği’’ ile hazırlandı. Taslak değişiklikleri ile yasaklama yerine, genetiği değiş tıldı. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı 11 işletmenin arazileri özel sektöre kiralandı. Tarım Reformu ve Uygulama Projesi ile hedeflere ulaşılamadı. Tarımda ‘‘reform’’ olduğu iddia edilen proje ile uygulamaya konulan ve tüm desteklerin yerine ikame edilen Doğrudan Gelir Destekleri’nin (DGD) desteklemelerde tek başına etkin bir destekleme aracı olmadığı ortaya çıktı. Tarım sektöründe yıkım yaşandı, tarımsal katma değer ve üretici gelir leri azaldı, yüksek faizler ile alınan Dünya Bankası kredisi üreticiler için kullandırılamadı. Kırsal kesimlerde tarım dışı iktisadi faaliyetler ve tarıma dayalı sanayinin geliştirilmesi konusunda ne mevzuata yönelik ne de uygulamaya dönük ülke genelinde bir çalışma yapıldı. Kırsal kesimde 1.5 milyondan fazla kişi işini kaybetti. Tarım arazilerinin kadastro işlemlerinin bitirilmesine yönelik gerekli çalışma bugüne kadar yapılama tirilmiş organizmaların (GDO) tohumların ekimi de dahil olmak üzere, serbestleştirmenin zemini hazırlandı. ‘‘Organik Tarım Yasası’’ yürürlüğe girmesine karşın, organik ürün üreticileri AB organik ürün üreticilerine yapılan destek anlamında bir destekten faydalandırılmadı. Çiftlik muhasebe veri ağı sistemi konusunda gelişme kaydedilmedi. ‘‘Tarım Sigortaları Yasası’’ 14 Haziran 2005 tarihinde TBMM’de kabul edilerek yürürlüğe girdi. Ancak uygulamaya dönük hizmetler faaliyete geçirilmedi. ‘‘Tohumculuk Yasası Tasarısı’’ yasalaşmadı. Ocak 2004’te TBMM’den geçen ‘‘Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Yasa’’da ise tohumculuk sanayiinin desteklenmesine yönelik doğrudan bir mekanizma geliştirilmedi. Tarımsal ürünlerde sertifikalı tohumluk üretim ve kullanım oranları çok düşük düzeylerde kaldı. ‘Okul, hastane yapıp kiralayın’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nce (TOBB) düzenlenen ‘‘Türkiye Bölgesel ve Sektörel Ekonomi Şurası’’ toplantısının açılışında yaptığı konuşmada müteahhitleri ülkenin değişik yerlerinde okul ve hastane yaparak 1520 yıllığına devlete kiralamaya çağırdı. Erdoğan, müteahhitlerin yapacakları bu okul ve hastaneleri devlet olarak 1520 yıllığına kiralayabileceklerini ifade etti. Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda bir çalışma yaptığını kaydeden Erdoğan, ‘‘Bizim derdimiz üzüm yemek. Ödeyeceğiniz vergi yerine gel bunu yap’’ dedi. Narenciye üreticileri, ellerinde kalan ürünleri 15 Mart’a kadar doğrudan satabilecek Tam bir karmaşalar dizini Makina Mühendisleri’nin sonuç bildirgesinin çok daha vahim bir saptama olarak nitelendirdiği bir iddia da planın yasal sahibi olması gereken Çevre ve Orman Bakanlığı’na yönelik. Mühendisler Odası, ‘‘planın onaylanıp yürürlüğe girdiği 13 Temmuz 2004 tarihinden sonra bakanlığın bu plana sahip çıkmadığı gibi, özel taleplere özel çözümler sunan plan notları üzerinde eklentiler ve değişikliklere gidildiği’’ni açıklıyor. Tüm bu karmaşanın amacının, bildirge sahiplerine göre planın uygulanmasının ertelenmesini sağlamaya yönelik olduğu anlaşılıyor. Merkezi yönetimin, Çevre, Bayındırlık, Enerji, İçişleri, Tarım bakanlıkları arasındaki yetki kargaşası karşısında ne halleri varsa görsünler politikası izlemesinden, azgelişmiş bir ülke olmamızı fırsat sayan IMF, Dünya Bankası gibi kuruluşların kendi planlarını uygulatmak suretiyle sanayileşmeden vazgeçmemizi sağlamaya yönelik çalışmalar yaptığı da Makina Mühendisleri’nin savları arasında yer alıyor. Trakya’daki sorunun bir başka ve çok önemli temel kaynağının İstanbul’dan, sanayinin göç kaynağı olan bölgenin değişik kesimler için doğrudan bir rant kaynağı olarak görülmesi de çarpık gelişmeyi etkiliyor. Ürün hale girmeyecek ? Bakan Ali Coşkun, narenciye üretimindeki fazlalık nedeniyle mallarını pazarlayamayan üreticilerin ürünlerini çiftçilik belgeleriyle hallere girmeden kendilerinin satabileceğini açıkladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir çiftçiyi azarlamasının ardından tarımla uğraşan yurttaşların gönlünü almaya çalışan hükümet, yeni girişimlerde bulunuyor. Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, 15 Mart 2006 tarihine kadar narenciye üreticilerine, çiftçilik belgesiyle birlikte ürünlerini toptancı hale girmeden, doğrudan, aracısız, sevk ve satış yapma olanağı sağlandığını bildirdi. Bakan Coşkun, konuya ilişkin olarak dün yaptığı yazılı açıklamada, yasa gereği her türlü narenciye ürününün toptan alım ve satımının toptancı hallerinde yapıldığını anımsattı. Bu yıl narenciyede üretimin çok fazla olması ve üreticilerin bu ürünleri pazarlamada birtakım güçlüklerle karşılaşmasının müstahsili mağdur ettiğini vurgulayan Coşkun, ürünlerin değerlendirilmesi ve bu mağduriyetin giderilmesi amacıyla bakanlığın, narenciye ürünlerinin toptancı hallerine girmeden doğrudan satışı konusunda düzenleme yaptığını kaydetti. Coşkun, bu düzenleme çerçevesinde 15 Mart 2006 tarihine kadar narenciye üreticilerine, çiftçilik belgesiyle birlikte ürünlerini toptancı hale girmeden, doğrudan, aracısız, sevk ve satışına imkân sağlandığını açıkladı. Coşkun, konuya ilişkin genelgenin tüm valiliklerle sanayi ve ticaret il müdürlüklerine gönderildiğini de belirtti. Yemni, Türkçe üstüne konuşacak ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hollanda’da yaşayan, çağdaş Türk edebiyatının önemli temsilcilerinden Sadık Yemni, Türkiye’ye geldi. Yemni, bu akşam saat 22.30’da TRTINT televizyonunda yayınlanacak ‘‘Sözüm Türkçe Üstüne’’ adlı programa konuk olacak. Yemni ayrıca, yarın Edebiyatçılar Derneği’nin işbirliği ile 15.0018.00 saatleri arasında Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde ‘‘Türkçenin Avrupa’daki durumu ve Türkçe yazan Avrupa’daki edebiyatçılar’’ konusunda bir konuşma yapacak. The Trakyalaşma... Makina Mühendisleri Odası yaşadığı bu topraklara ve bu topraklarda yaşayacak olan gelecek kuşaklara duyduğu sorumluluktan yola çıktığını söyleyerek 17 bölümde topladığı çözüm önerileri ile her ilgileneni ve ilgilileri uyarmaya çalışıyor. O 17 ana bölümü bu köşede ele almamama, yerimin el vermediğini söylememe bile gerek yok. Benim söyleyebileceğim, sanayileşme uğruna tarım alanlarını kaptırmış; o arada çevre sorunlarını çözümlemek yerine giderek içinden daha da çıkılmaz hale getirmiş olan Trakya’yı bekleyen tehlikenin bir an önce önlenmesi için kesin bir iradenin belirlenmesinin gerektiğidir. O irade, elbette merkezi yönetimin öncülüğünde belediyelerin, üniversitelerin tüm araştırma kuruluşlarının, meslek örgütlerinin, kooperatif ve sendikaların duyarlığını gerektiriyor. Yoksa yeniden Cumhuriyet ailesine katılmış olmasından mutluluk duyduğum meslektaşım Yalçın Pekşen’in yazı dizisine ayrı bir The Trakya bölümü yazdıracak kadar çok malzeme çıkarken bizim küçük Avrupamız oturulmaz hale gelecektir. Satış, maliyeti karşılamadığı için üretici hasat yapmıyor Portakal dalında kaldı ADANA (AA) Satışların maliyeti karşılamaması üzerine, kış mevsiminin gözdesi portakal, hasat edilmeyerek dalında çürümeye terk edildi. Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Adana Şube Başkanı Ayhan Barut, Türkiye’nin 950 bin ton portakal üretiminin 400 bin tonunun Adana ve çevresinde gerçekleştirildiğini söyledi. Tüm narenciyede sıkıntı yaşanmasına karşın portakalda bunun boyutlarının vahim düzeyde olduğunu belirten Barut, satışların maliyeti karşılamadığını, ürünün hasat edilmediğini ve dalında bırakıldığını ifade etti. ‘‘Üretici, fiyatlar 78 YKr’ye kadar düşmesine karşın alıcı bulamıyor’’ diyen Barut, şöyle konuştu: ‘‘Portakalın dalında kalması sektör ve üretici açısından büyük sıkıntı yaratıyor. Narenciye bahçelerindeki portakalın büyük bir bölümü üretici tarafından hasat edilmeyerek dalında çürümeye terk edildi. Limon ihracatının önünü açmak amacıyla ton başına uygulanan teşvik priminin 50 dolardan 75 dolara yükseltilmesi olumlu, ancak bu artış portakal başta olmak üzere greyfurt ve mandalina gibi diğer narenciye ürünlerini de kapsamalı. Teşvik primi portakalda 100 dolar olursa belki piyasada hareketlenme başlayabilir.’’ Barut, gerekli tedbirlerin bir an önce alınması gerektiğine dikkati çekerek ‘‘Sezonun bitmesine 1.5 ay gibi kısa bir zaman kaldı. Eğer ürün dalında kalırsa ağaçta yorgunluk başlayacak, bakımı da gerçekleştirilmeyecek. Bu durum, önümüzdeki yıllarda portakal veriminde düşüşleri beraberinde getirecek’’ dedi. Trafikte korna çalınca bıçaklandı ? BURSA (AA) Bursa’nın merkez Nilüfer ilçesinde Gökhan Ay adlı yurttaş, Konak Mahallesi Lefkoşa Caddesi’nde trafik sıkışınca, önündeki otomobilin kimliği henüz belirlenemeyen sürücüsünü, korna çalarak uyardı. Bunun üzerine sinirlenen sürücü, otomobilinden inerek tartıştığı Gökhan Ay’ı bıçakla yaralayarak kaçtı. Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net ÇİFTÇİ ÖNCEL ÇARK ETTİ ‘Başbakanımızın ellerinden öperim’ ? Erdoğan’a karşı takındığı üslubun hatalı olduğunu belirten çiftçi Kemal Öncel, “Başbakan’ı üzdüğüm için üzgünüm” dedi. MERSİN (Cumhuriyet) Mersin’de kendisini ‘‘Artistlik yapma lan’’ diye fırçalayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyleyen çiftçi Mustafa Kemal Öncel, dün ‘‘Başbakan’ı üzdüğüm için üzgünüm. Sayın Başbakanımızın ellerinden öpüyorum’’ dedi. Öncel, dün düzenlediği basın toplantısında, bir çiftçi olarak, Başbakan’a çiftçilerin sorunlarını iletmek için eylem yaptığını, gelişmelerin bu boyuta ulaşacağını hiç düşünmediğini söyledi. Bu olayla ilgili oda başkanları ve siyasi parti genel başkanlarının konuşmaya hakkı olmadığını savunan Öncel, ‘‘Bunlar dün neredeydiler, neden sorunu dinleyip de çözüm üretmediler? Benim üzerimden siyasi rant elde etmelerine izin vermeyeceğim’’ diye konuştu. Erdoğan’a karşı takındığı üslubun yanlış olduğunu kaydeden Öncel, ‘‘Benim oradaki üslubumun da hatalı olduğunu düşünerek Sayın Başbakanımızın ellerinden öpüyor, onun benim bir büyüğüm olduğunu söylüyorum’’ dedi. Öncel, ‘‘Özür mü diliyorsunuz?’’ şeklindeki soruyu ise ‘‘Ben de hata yapmadım, Başbakan da hata yapmadı. Sadece Başbakanımın sinirli ortamda olduğunu düşünüyorum. Ancak, Başbakanımdan özür dilemem gerekiyorsa dilerim, o benim yaşça büyüğüm, sonuçta ülkemin Başbakanıdır. Hakkımı ararım, ama Başbakan’ı üzdüğüm için üzgünüm’’ diye yanıtladı. ERDOĞAN’A YUMURTA ATANLAR TUTUKLANDI AMA... Sahte pasaport operasyonu ? İstanbul Haber Servisi Sahte pasaportlarla Atatürk Havalimanı’ndan yurtdışına çıkmaya çalışan 4’ü kadın 5 kişi ile kendilerine aracılık yapan emekli başkomiser gözaltına alındı. Pasaport Büro Amirliği ekipleri tarafından gözaltına alınan kişilerin sorgusu sürüyor. Yargıtay, domates atmaya vize vermişti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’a yumurta attıkları gerekçesiyle 5 kişi tutuklanırken Yargıtay, siyasi parti liderlerine domates atılmasının aşırıya kaçtığına, ancak ceza gerektirmediğine hükmetmişti. Yargıtay’ın bu kararının yerel mahkemeleri bağlayıcılığı bulunuyor. Erdoğan, Mersin’de katıldığı bir tören sırasında yurttaşların yumurtalı protestosuyla karşılaşmıştı. Saldırı girişiminde bulunan 9 kişiden 5’i tutuklanarak cezaevine konuldu. Ancak Yargıtay, bu tür eylemleri ‘‘demokratik tepki’’ olarak yorumladığını, gördüğü bir dosyada karara bağlamıştı.18 Nisan 1999’da yapılan genel seçimler öncesinde ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’ın Elazığ mitingi sırasında Nihat ve Fuat Çelik kardeşler domates fırlatmışlardı. Çelik kardeşler hakkında dava açılmış, iki kardeş 1.5 yıl hapse mahkum olmuştu. Davanın temyizini görüşen Yargıtay 8. Ceza Dairesi, mahkemenin kararını oybirliğiyle bozdu. Kararda, Yılmaz’a protesto için domates atılmasının aşırılığa kaçan, ancak ceza gerektirmeyen demokratik tepki olarak kabul edilmesi gerektiğine işaret edildi. Bu arada Erdoğan, Trabzon’da bir tören sırasında kendisine yumurta fırlatan Halkevleri Derneği Trabzon Şube Başkanı Murat Bektaşoğlu ve dernek üyesi Ethem Küçük’ten de şikâyetçi olmuştu. Küçük ve Bektaşoğlu tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı, ancak haklarında 1 yıldan 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. Türkiye’de olduğu gibi dünyanın birçok ülkesinde siyasiler yumurtalı, domatesli ve pastalı protestolarla karşı karşıya kalıyorlar. İngiltere Başbakanı Tony Blair, kendisini çürük sebze ve meyve atarak protesto edenlere karşı gülmekle yetinmişti. Fuhuş operasyonu ? İstanbul Haber Servisi Bakırköy’de fuhuş yaptıkları öne sürülen yabancı uyruklu 7 kadın gözaltına alındı. Yabancılar Şube Müdürlüğü ekiplerince, Ataköy’de düzenlenen operasyonda, sağlık kontrolünden geçirilen kadınların çeşitli bulaşıcı hastalıklar taşıdıkları belirlendi. Kadınlar, sorgularının ardından sınır dışı edilecek. Erdoğan, Mersin’de yurttaşların yumurtalı protestosuyla karşılaşmış, gözaltına alınan 9 protestocudan 5’i tutuklanarak cezaevine konulmuştu. CUMHURİYET 07 K