17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 ARALIK 2006 SALI 18 SPOR spor?cumhuriyet.com.tr RAKİP LİVERPOOL Büyük olayların yaşandığını belirten G.Saray 2. Başkanı, ‘Yöntem buysa biz de uygularız’ dedi Polat’tan tehdit gibi sözler Spor Servisi Galatasaray İkinci Başkanı Adnan Polat’ten yaylım ateş... Mecidiköy’deki Sportif AŞ binasında basının karşısına çıkan Polat, maçtan sonra yaptığı açıklamaların aksine bu kez Kadıköy’de büyük olayların yaşandığını belirtti. Adnan Polat, G.Saray taraftarları maça girerken, üzerlerine sis ve ses bombalarının atıldığını, çıkışta ise etraflarının çevirilip dövüldüklerini belirtirken, “Her türlü rezalet yaşanmış. Elimizden geldiği kadar kavgasız gürültüsüz bir maç için uğraştık, ama maalesef resim ortada’’ dedi. Maçın başlamasına kısa bir süre kala tribüne çıktığı için yaşananları göremediğini ve sonradan öğrendiğini kaydeden Polat, “G.Saraylı futbolcular ısınmak için çıktığı zaman, birçok değişik yabancı G.Saray’ın prestij maçı Spor Servisi Turkcell Süper Lig’de yılın son derbisinde F.Bahçe’ye yenilen G.Saray, Şampiyonlar Ligi C Grubu’ndaki son maçında bugün Liverpool’la karşılaşıyor. Gruptan çıkma ve UEFA Kupası’na katılma şansını yitiren Sarı Kırmızılılar saat 21.45’te Atatürk Olimpiyat Stadı’nda İngiliz ekibiyle karşılaşacak. Maçı Portekizli Olegario Benquerenca yönetecek. Benquerenca’nın yardımcılıklarını João Ferreira dos Santos ile José Cardinal yapacak. Mücadeleyi Star TV naklen yayımlayacak. Temsilcimiz bu maçtan puan alamazsa, 199394 sezonunda aldığı 2 puandan sonra Şampiyonlar Ligi tarihindeki en kötü sezonunu geçirmiş olacak. Liverpool dinlendirme amaçlı olarak kaptan Gerrard, Hyypia, Reina, Finnan’ın yanı sıra sakatlığı bulunan Sissoko’yu İstanbul’a getirmezken; teknik direktör Rafael Benitez, G.Saray’ın elenmesinin kendisi için sürpriz olduğunu belirterek, “Bu durumda olmaları içler acısı’’ dedi. GERETS: TEK SUÇLU HAKEM DEĞİL G.Saray Teknik Direktörü Eric Gerets, F.Bahçe maçında hakemin vermediği penaltı kararı nedeniyle zarar gördüklerini, ancak suçu tamamen onda bulmadıklarını söyledi. Gerets, Liverpool maçında sadece ülke puanına katkıda bulunmak istediklerini söyledi. Ümit Karan ise, derbide yaşananlardan, hakemden ve rakip takımın futbolcuların sertliğinden yakındı. Ümit, “Sahaya 100 pet şişe atıldı. Ayağıma bir sürü yabancı madde geldi. İnsanlar bunu görmek istemiyor herhalde’’ dedi. “F.Bahçe’de, Lugano ve Edu gibi kasaplar var’’ ifadesini kullanan Ümit, maçtaki sertliğe isyan etti. maddenin atıldığını, özellikle Mondragon’un vücudunun değişik taraflarına da isabet ettiğini öğrendim. Hakem Selçuk Dereli raporunda yer verme cesaretini gösterecek mi, bilmiyorum’’ diye konuştu. demir’in, Trabzonspor maçı öncesi yaptığı açıklamanın hakemlere tesir ettiğini öne sürdü. Derbi karşılaşmada, geçen sezondan farklı olarak F.Bahçe yöneticilerinin centilmen bir tavır sergilediğini anlatan Polat, “VİP Salonu’nda bütün F.Bahçeli yöneticiler tek tek gelip ‘Hoş geldiniz’ dediler. Ayrıca Aziz Yıldırım’ın hiçbir şekilde misafirperverlik göstermediğini hatırlatmak istiyorum’’ dedi. Adnan Polat, yaşananlar nedeniyle F.Bahçe’nin mutlaka ceza alması gerektiğini belirterek, “Hakem camiası F.Bahçe’den ciddi etkilenmiş durumda. En az 5 maç ceza gelmesi lazım. Bu olmazsa biz de gereken tepkiyi Futbol Federasyonu’na koyarız. En çok bağıran, en çok taciz eden kazanıyorsa, yöntemleri oysa biz de o yönteme döneriz. O yöntemlere dönmeyi de çok iyi bildiğimizi söyleyebilirim. Eğer başı yarılan Gerets yedek kulübesinden ayrılsaydı, ya da ses bombası atılan Mondragon yerden kalkamasaydı, o zaman takımı sahadan çe kerdik’’ şeklinde konuştu. Polat, hakem Selçuk Dereli’nin ise, derbi maçın kaderini değiştirdiğini iddia etti. Yıldırım açıkça söylemeliydi Futbol gündemini işgal eden teşvik primi ve şike iddialarına da değinen Polat, iddiaların geçtiği 200001 yılında futbolun içinde olmadığını kaydederek, şunları söyledi: “İtirafçının varlığından bile haberdar değildim. Hayatımda bu kişiyi ilk defa televizyonda gördüm. Herhangi bir şekilde iletişimim de olmadı. Buna rağmen Fenerbahçe’nin sayın başkanının, ‘Federasyonun ve Serhat Ulueren’in kankası’ diyerek ismimi, açık açık söylemeden spor basınına sızdırması üzücü. Böyle bir iddiası varsa çıkıp açıkça, mertçe, ‘Federasyon ve Adnan Polat bunu tezgâhlamıştır’ desin. Bizans entrikası düzenlemelerini Fenerbahçe Yönetim Kurulu’na yakıştıramıyorum.” Saatlerini gösterdiler F.Bahçeli bir grup taraftarın, maç boyunca saatlerini göstererek aleyhinde tezahürat yaptığını söyleyen Adnan Polat, F.Bahçe Yönetim Kurulu Üyesi Nihat Öz DERBİ BİTTİ, TARTIŞMA SÜRÜYOR ZORLU MARATONDAN ÇIKTILAR Emre Ceza kavgası NEVZAT DİNDAR Bir derbi ‘klasiğidir’ olaylar... Son yıllarda hemen hemen her büyük maçta futbolun güzellikleri yerine çirkin yüzü gündemin ilk sırasına gelir. Önceki gün olduğu gibi. Sahaya 90 dakika yabancı madde atıldı. Mondragon suya boğuldu, Eric Gerets’in alnı yarıldı. Bir de koro halinde yapılan küfürler vardı. Şükrü Saraçoğlu’nda yaşananlanlar aslında yeni değildi. 2002’de kaleci antrenörü Eser Özaltındere’nin kafasının kırılması, Hasan Şaş’ın kafasına yumurta atılması hâlâ akıllarda. Tribün terörü derbiye damgasını vururken, şimdi de ‘ceza tartışması’ çıktı. Fenerbahçeli yöneticilerin karşılaşmadan sonra “Cezayı gerektirecek birşey olmadı. Bu tür olaylar her maçta oluyor” şeklindeki sözleri G.Saraylılar’ı kızdırdı. Sarı Kırmızılı yöneticiler Fatih Gökşen ve Haldun Üstünel, tepkilerini “Ceza verilmesi için ölmemiz mi gerekiyor?” diyerek gösterdiler. Olaylı maçın ‘tartışmalı’ hakemi Selçuk Dereli’nin raporu G.Saray’ın tepkisini çekecek gibi. Kendisine atılan yabancı maddeleri ve yapılan çirkin tezahüratı raporuna yazmayan Dereli’nin olumlu ifadeler kullandığı ifade edildi. Ancak maçın temsilcilerinin raporlarında sert ifade edeler kullandıkları ortaya çıktı. Ata Özer, Rıza Çavuşoğlu ve Atakan Alan tarafından hazırlanan raporlarda anonsun iyi yapılmadığı, çirkin tezahüratın maç boyu olduğu, patlayıcı ve yanıcı maddelerin sahaya atıldığı yazıldı. Raporda konuk takım oyuncalarının taç atışı ve korner atarken de atılan yabancı maddeler nedeniyle zor anlar yaşadıkları ifade edildi. Maçın hakemiyle ilgili ise gözlemciler Sabri Çelik ve Necdet Erdilek raporlarında ‘olumsuz’ ifadeler kullandılar. Bu arada seyirciyi tahrik eden Sabri ile maçtan sonra “Bir baba hindi...” tezahüratını yapan Tuncay ve Volkan’ın PFDK’ye sevkediliyor. Çıkan olaylar nedeniyle F.Bahçe’ye de 1 maç seyircisiz oynama cezasının verilmesi bekleniyor. F.Bahçe hasarsız HİLMİ TÜRKAY 14 günde 5 maç; 3 galibiyet, 1 beraberlik, 1 de yenilgi... Zorlu maratondan çıkan sonuç mükemmel. Fenerbahçe’nin karnesi iyi. Ligin lideri ilk yarının da birincisi aynı zamanda. Beşiktaş, Palermo, Trabzonspor, Celta Vigo ve Galatasaray sınavı... Zor mu zordu.. Ama bunlardan Sarı Lacivertliler ‘hasarsız’ çıktılar. Maratona Beşiktaş beraberliği ile girdiler. Ardından Palermo zaferi geldi, sonra buna Trabzon deplasmanındaki galibiyet eklendi İspanya’daki Celta Vigo maçı doğrusu kötü bir biçimde kaybedildi ve hepsinden önemlisi büyük derbide Galatasaray’ı bir kez daha yenme başarısı gösterdiler. Ülkemizde derbilerin önemi çok fazladır, hele hele F.BahçeG.Saray derbilerinde bir başka heyecan yaşanır. Yine öyle oldu. Galatasaray 7 yıldır Fenerbahçe’yi Saracoğlu’nda yenemiyordu. İyi bilenmişlerdi, Fenerbahçe’nin İspanya’dan yorgun dönüşü onlara bir avantaj sağlayabilirdi. Ama olmadı... Lider Fenerbahçe ilk yarıda rakibini sahadan sildi, iki gol atıp işi garantiye aldı, ne var ki ikinci yarıda farklı bir Galatasaray vardı sahada... Özellikle Sabri’nin oyuna girmesinden sonra önemli derece takıma bir hareketliliğin geldiği gözlendi, Ümit’le gol bulup umutlandılar, fakat arkası gelmedi. Fenerbahçe yine sahadan mutlu ayrılan taraftı. İyisiyle, kötüsüyle diğer derbilere oranla daha az olayıyla bir derbi daha geride kalmış oldu. Bu maçla beraber Sarı Lacivertlilerin zorlu maratonu da sona erdi. İlk yarının bitmesine bir hafta var ama bu zirvede bir şeyi değiştirmeyecek çünkü Fenerbahçe, takipçisi Galatasaray’a 7 puan fark atmış durumda. Son maçlarını Ankaragücü’yle oynayacaklar. Rakip takımın cezalı olması nedeniyle bu maç İzmir’de oynanacak. Başta başkan Aziz Yıldırım olmak üzere diğer yöneticiler, teknik kadro Galatasaray galibiyetinin sevincini yaşıyorlar, ancak bazı kendini bilmezlerin sahaya attıkları maddelerin Fenerbahçe’ye bir ceza getireceği kesin. Seyircisiz oynama mı yoksa saha kapatma mı bilinmez ama sahasının kapanması yüksek bir olasılık. Fenerbahçe yine şanslı sayılır, çünkü kupa maçı var, rakibi İnegölspor. Kapama cezası olursa karşılaşma başka bir sahada gerçekleşmiş olacak. Bu da Fenerbahçe için o kadar önemli bir kayıp değil. GÜNÜN İÇİNDEN Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Tahir Kıran, TrabzonF.Bahçe maçı öncesi karşılaşmanın hakemi Bülent Demirlek’le yemek yediği iddialarına; “Yapılan iftira. Mahkemeye başvurup kanıtlayacağım” diye cevap verdi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, “Arzu ediyorum ki, şu anda yasanın bana vermiş olduğu Futbol Federasyonu Genel Kurulu’nu olağanüstü toplantıya çağırma görevini ben yerine getirmeyeyim’’ dedi. FIFA Başkanı Joseph Blatter, Avrupa’da ulusal liglerin şubat ile kasım ayları arasında oynanmasını istedi Türk Telekom Lig A’da oynanan maçta Kocaelispor sahasında Gençlerbirliği Oftaşspor’u 21 yendi. Bir dönem F.Bahçe’de de forma giyen Arjantinli Ariel Ortega futbolu bıraktı Aydın’da oynanan amatör maçta polise saldırdığı iddia edilen Aydın Belediyesporlu üç futbolcu gözaltına alındı. Ş.Urfa’da; 3235913 kombinesini bilen çıkmadığından 511.050 YTL haftaya devretti. GÜNÜN PROGRAMI FUTBOL (Şampiyonlar Ligi Atatürk Olimpiyat/21.45) G.SarayLiverpool. BASKETBOL (ULEB Kupası Letonya/19.30) VentspilsBeşiktaş Cola Turka. (18.00) AtomerömüBandırma Banvit. TV’DE SPOR / STAR/21.45 G.SarayLiverpool, (00.50) BarcelonaW.Bremen. SKYTÜRK/19.30 VentspilsBeşiktaş TV8/22.00 TottenhamMiddlesbrough. Suçlular aranıyor F.Bahçe Kulübü Yönetim Kurulu, yaptığı açıklamada, G.Saray maçında sahaya yabancı madde atanların tespiti için gerekli çalışmaların başlatıldığını, bu kişilerin stada alınmaması için emniyet güçlerine bildirileceği kaydedildi. Ayrıca açıklamada Eric Gerets’e de geçmiş olsun dileğinde bulunuldu. Şükrü Saracoğlu’nda ise G.Saray taraftarlarının maçı izlediği bölümde 700’ü aşkın koltuk kırılırken tuvaletler de kullanılmaz hale geldi. GÖRÜŞ HALİT DERİNGÖR Vehbi Dinçcan, SarıyerKüçükköyspor maçına dikkat çekti NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN Bazen Bakanlar da Doğru Söyler Şike ve teşvik primi dedikoduları spor dünyamızı “ıstakoz sepetine” dönüştürdü. Nasıl içinden çıkılacak? Sonuç ne olacak, bilen yok... Buna benzer olaylar önceleri de olmuştu. Hiçbir sonuç çıkmadı. Hasar da meydana gelmedi. Bugünkü olaylardan da bir şey çıkmaz, çıkmayacak da... Hukuk, mantıktan çıkmış. Felsefede tarifi belli. Ne var ki çoğumuz, mantıktan uzağız. Daha doğrusu, ülke olarak... Bu nedenle de mantıksız olayları, hukukun gerçek olarak çözebileceğine inanmıyorum. Kanun koyucular, şikeyi hiç düşünmemişler. Nasıl düşünsünler ki?.. Sporun tarifi; yürüyen, koşan ahlaktır. Böyle olunca da özellikle teşvik primini, herkes, kafasına göre yorumluyor. Kimine göre hukuka aykırı, kimine göre de değil. Hukukçular ne söylerler, bilmiyorum... Ama bana göre; şike de teşvik primi de spor ahlakına aykırı bir davranıştır. Aziz Yıldırım açıklama yaptı. Federasyonu suçluyor: “Bu pisliğin altından kalkamaz. Devlet bu işe el koysun, suçluları çıkarsın” diyor. Çok ilginç. Oysa bu federasyon kendisi de dahil bütün kulüplerin seçtiği bir kurum. Nasıl oluyor böyle bir şey anlamak mümkün değil. Devlete topu atan Aziz Yıldırım, “Spordan Sorumlu Devlet Bakanı sergilenen kötü olaylara el koysun” diyor. Devlet Bakanı da “Bunun hükümet işini yapmıyor, ordu el koysun söyleminden farkı yoktur. Yani federasyon özerk bir kuruluştur. Kendi sorunlarını kendisi çözer. Ya genel kurul imza toplar ya da mevcut yönetim güven tazelemek için yeni kongreye gider.” şeklinde konuşuyor. Doğru bir mantık. Her zaman olmasa bile zaman zaman bakanlar da doğru söyler. Ama Demirel baba, demokrasilerde çare tükenmez diyor. Eğer böyleyse sayın bakan niye Demokles’in kılıcı gibi federasyonda son karar mercii?.. Bıraksın kendileri çözsün sorunları. Yasadan gelen hakkım diyor. O halde yapılan yasa demokratik değil. Bütün mesele artık Türkiye’de insanların insanlara, insanların devlete, devletin insanlara güveninin kalmaması. Yeni bir seçim yapılsa ne olur? Bana göre hiç fark etmez. Ünlü düşünür Montesque’nin dediği gibi, her toplum kendilerine göre yönetimi getirir başa... Gelelim F.BahçeG.Saray maçına... Bu derbiler her zaman stres taşır. Hafta içinde yapılan spekülasyonlar olumsuz motivasyon usülleri ile futbolcular daha da çok strese girdiler. Ayakları ile kafaları bir ahenk içinde çalışmadı. Bu da doğaldır. Maç hakkında teknik, taktik, antrenörün hatası gibi sözlerle laf ebeliği yapmak istemiyorum. Bunu nasıl olsa yapanlar var. İki taraf da içinde bulunduğu şartlara göre canlarını dişlerine takmak suretiyle futbol oynadılar. Kalite yok ama yine de hepsini tebrik etmek gerekir. Böyle bir maçta futbolun tanrısı F.Bahçe’ye omuz verdi. Başka da söylenecek bir söz yok. EPosta: hderingor?hotmail.com Faks: (212) 3437274 Şeker’den ‘son hafta’ uyarısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Lig B 1. Grup takımlarından Etimesgut Şekerspor Kulübü’nün Basın Sözcüsü Vehbi Dinçcan, yarın oynanacak ligin son hafta maçlarının fair play içinde geçmesi gerektiğini söyledi. Kendilerine, SarıyerKüçükköyspor maçında ev sahibi takımın yedek kadroyla sahaya çıkacağı yönünde dedikoduların ulaştığını belirten Dinçcan, “Sarıyer büyük bir kulüp. Böyle küçük oyunlara pabuç bırakacağını tahmin etmiyoruz. Her şey çim saha üzerinde yaşanmalı” dedi. Kulüp başkanı Hızır Demir’in, Eyüpspor Kulübü Başkanı Ahmet Malatyalı ile İstanbul’da bir araya geldiğini de ifade eden Dinçcan, şöyle konuştu: “Etimesgut Şekerspor’un ligin başından beri hedefleri belli. Bu hedeflerden uzaklaşma değil, bazı sapmalar oldu. Kulağımıza gelen bu dedikoduları çıkaranların ortalığı karıştırmak isteyen insanlar olduğunu düşünüyoruz. Ben de Sarıyer Kulübü genel kaptanı ile bir görüşme yaptım. Onlar da böyle bir şeyin mümkün olmadığını ve Küçükköyspor ile fairplay içerisinde geçecek bir maç yapacaklarını söyledi.” Öte yandan başkent kulübü Ahmet Dursun ve Tamer Tuna ile yollarını ayırdı. Fenerbahçe Analizi Fenerbahçe 7 yıldır yendiği Galatasaray’ı bir kez daha yendi Şükrü Saracoğlu’nda. Ama ikinci yarıda öldü öldü dirildi. Galatasaray yenildi ama eleştiriler kazanan Fenerbahçe’de yoğunlaştı. Tribündeki taşkınlığın, serseriliğin, ilkelliğin sözünü etmeye gerek yok. (50, hadi 100 kişilik diyelim) oturmasını, seyretmesini bilmeyen bu güruhu 50 bin kişi durduramıyorsa, önleyemiyorsa, ne sevinmesini ne üzülmesini bilmeyen bu (insan demeye dilim varmıyor) ne idüğü belirsizlerin Fenerbahçe’nin adını kirletmesine göz yumuyorsa yazıklar olsun. Bir yazıklar olsun da daha ne yaptığının, ne söylediğinin farkına varamayan Galatasaraylı Sabri’ye. Maç öncesi 50 bin kişinin karşısına geçip zaten gergin olmaya aday tribünleri galeyana getirip provoke etmenin sporda yeri olabilir mi? Bu yaşta, yazıklar olsun. Gelelim maçın galibi Fenerbahçe’ye. 14 günde 2 Avrupa kupası, 3 derbi (Beşiktaş, Trabzonspor ve G.Saray) maç yapan Fenerbahçe’nin yorgun olduğunu kabul ediyoruz. Ama Fenerbahçe büyük transferler yaparak büyük iddialarla girdiği sezonda, Şampiyonlar Ligi’nde elendikten sonra (UEFA’da da ne yapacağı belli değil) ligde yenilmez olması gerekirken bu kadro ve bu futbol ile tökezlene tökezlene sezonu bitirir, sonuç ne olur onu da tahmin etmek zor. Neden zor olduğunu futbolcuları kısa tümcelerle değerlendirerek (kendi açımdan) açıklamaya çalışayım. VOLKAN: Yerinde rahat değil, kendine güveni yok. Zamanlama hataları yapıyor hemen her maçta. Kendisini yenileyemiyor. ÖNDER: Çok iyi niyetli, hücuma katılması da iyi, ancak geriye dönerek yerini bulmakta gecikiyor. EDU: Geldiği günden biraz daha farklı, ama acaba aldığı paranın karşılığını veriyor mu? Henüz değil. LUGANO: Tam bir profesyonel, futbolu rizikolu, sorumsuz. Hareketli, girgin, ancak yanındakilerle henüz anlaşamadığı ortada. AURELİO: Tartışılmayacak bir futbolcu. Orta sahanın ortasında oyun kurucu olarak başarılı. APPİAH: Orta sahanın ortasında, yani göbekte oynamak oyunu oradan idare etmek istiyor, ama Aurelio gelince sağ kanada düşmeyi de sevmiyor. Gelişigüzel vuruşları ve zaman zaman kendi başına buyruk futbolu eleştirilebilir. DENİZ: Deniz geçen yıllardan çok farklı bir görüntü veriyor ama çoğu zaman ağır kalıyor. UĞUR: Mükemmel bir sol kanat oyuncusu. Rakibi geçmesi başarılı, ancak ne zaman rakibe çalım atacağını, ne zaman pas vereceğini bilmesi gerek. Topu çok sevmesi en büyük hatası. Hücumda harika, savunmada ise eksikleri var. TUNCAY: Takımın kovboyu. Sahada basmadık yer bırakmıyor, ama takımın oyununu da karıştırıyor. Belki Zico’nun taktiği nedeni ile serbest oynuyor, bilemem. En büyük yanlışı top hâkimiyeti yok, topla bodoslama gidiyor. Fakat takımın kuşkusuz dinamosu. ALEX: Geldiği günden beri tartışılır bir futbolcu. Oynamıyor mu tembel mi, ağır ve soğukkanlı mı belli değil. Ama beyin faktörü ile oynadığı açık. Ağır kalması nedeniyle Brezilya ulusal takımına çağırılmıyor. Serbest vuruşlarında da artık yeteneğini yitirdiği söylenebilir. KEZMAN: Fizik gücü üstün, hızlı, manevra yeteneği tartışılmaz, ama bir golcü olarak gol noktalarını bulamıyor, bir golcüde olması gereken “gol koklama yeteneği” yok. TÜMER: Cankurtaran mı, değil. Ne iş yapar? Ne yaptığı ve ne yapacağı belli değil. Topun ona gelmesi değil, onun topa gitmesi daha doğru olur. DEİVİD: Bir golcü olarak alındı. Kimi zaman var kimi zaman yok. Takım oyununda başarılı gibi gözüküyor, belki de top verenlerde ya da vermeyenlerde yanlış var. MEHMET YOZGATLI: Girgin, atak, topu kapınca hedefi kale. Zaman zaman futbolun takım oyunu olduğunu unutuyor. Ona Mehmet Yozgatlı değil, Yozgatlı Mehmet demek daha doğru olur. SEMİH: Fenerbahçe altyapısından yetişmiş, iyi de bir futbolcu. Gol koklayan bir yeteneği var. Ama milyar dolarların verildiği bir takımda ona son dakika şansı veriyorlar. Bana göre bir büyük yeteneğe yazık oluıyor. Can, Serkan, Kemal’e bakalım ne zaman sıra gelecek? Hele bir oynasınlar, onları da konuşuruz. İşte Fenerbahçe’nin kadrosu bu. Sınırlı yetenekler, ağır futbol ve büyük pas hataları. Bu futbol ile işte ancak ligde bir şeyler yapabilirse yapıyor, daha fazlasını da isteyen yok zaten. BEŞİKTAŞ’IN YILDIZI GÖKHAN ZAN: Disiplini kaybediyoruz Spor Servisi Beşiktaş’ın başarılı oyuncusu Gökhan Zan, ligin ikinci yarısında daha iyi oynayacaklarını söyledi. Siyah Beyazlıların resmi yayın organı Beşiktaş Dergisi’ne konuşan Zan, “Biraz şanssızlık oldu diyebilirim. Biraz da biz futbolcuların bireysel hatalarından kaynaklandı. 90 dakika oyun disiplinine ayak uyduramıyoruz ve konsantrasyon eksikliği yaşıyoruz. Herkes Beşiktaş formasına layık olmaya çalışıyor Bu kayıplar biraz da yeni bir takım olmamızdan kaynaklanıyor. İkinci devre daha iyi olacağımıza inanıyorum’’ dedi. Teknik direktör Tigana’nın oyunculara soğuk davranmadığını belirten başarılı oyuncu, “Tigana kim çok çalışıyorsa ve hak ediyorsa formayı ona veriyor. Bunu da herkes görüyor. Yıldız futbolcu, vasat futbolcu ayrımı yapmıyor. Herkese eşit derecede yaklaşıyor. Ben istikrardan yanayım. İnşallah bu kadro ve teknik ekibimizle başarıyı yakalarız’’ ifadesini kullandı. Gökhan Zan ON CÜMLE / Şişkin egoların iktidar hırsıdır her şeyin kökenindeki; ‘maddi çıkarlar’ hatta ‘kulübe hizmet’, ‘renk aşkı’ falan üçüncü, belki beşinci plandadır yöneticilerin kafasında. Bizim bakışımızla; ‘eğitilmemiş’ ya da ‘yanlış eğitilmiş’ insanlara özgüdür doğruyu yanlış, yanlışı doğru yapabilen şişkin egolar. Soru basit: Aynı ortamda ve eşit koşullarda rekabet eden kişiler ya da kurumlar, belirlenmiş temel rekabet ilkelerinin dışına çıkabilir mi, çıkarsa rekabeti sürdürebilir mi? Örneğin; ÇETİN SUSAN maktan hüküm giyenlerin, vaktiyle bankalardan sorumlu Devlet Bakanı sıfatını taşıdığı ülkede... İroniktir; örneğin öznesi olan muhterem, yıllarca 1. ligde kulüp başkanlığı da yapmıştı... Kafasında pet şişe patlayan kalecinin de, alnı yarılan teknik adamın da hangi takımı temsil ettiğinin hiç mi hiç önemi yok, keza verilecek cezanın kaç maç, veya kaç YTL olduğunun da... Elbirliğiyle ezeli rekabetleri, ‘ebedi rezaletlere’ dönüştürdük mü siz ona bakın... Ezeli Rekabetten ‘Ebedi Rezalet’e vazgeçilmez ilkesi ‘temiz forma’ olan bir takım, rakibinin ‘çamur içindeki’ sahasında oynamak zorunda olduğu maçtan ‘ilkesini koruyarak’ çıkabilir mi? Oysa öyle olduğunu iddia edenler var; alfabe liginin diğer takımları ‘F’ takımının ‘fair’ olmadığı savındalar. Onlara göre aynı ortamda rekabet ettikleri ‘F’ kirli, ancak diğer hepsi temiz... Sizce olası mı bu? Hem de banka hortumla CUMHURİYET 18 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle