17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 ARALIK 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, kriz öngörmediklerini, ancak dalgalanma yaşanabileceğini söyledi 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER ‘Dövizle borçlanmayın’ uyarısı ? Mali disiplin kararlılıkla sürdürülmeli. ? Cari açık tehlikeli boyutta, izlenmeli. ? Döviz geliri olmayan dövizle borçlanmasın. ? Kredi kartı ödeme aracı olarak kullanılmalı. ? Yabancı para pozisyon açığında yüzde 49’luk artış var. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, tüketicilere, reel sektöre ve bankacılık sektörüne yabancı para cinsinden borçlanma konusunda dikkatli olmaları uyarısında bulundu. Yılmaz, kriz beklemediklerini ancak dalgalanma yaşanabileceğini vurguladı. Yılmaz, döviz geliri elde etmeyen hanehalkının dövize endeksli borçlanmasının yüksek risk taşıdığı ve bundan kaçınması gerektiğini belirtirken, reel sektör firmalarına kur riski yönetimi konusunda elde etmeyen hanehalkının dövize endeksli borçlanmasının yüksek risk taşıdığı ve bundan kaçınılması gerektiği açıktır. Kısa vadeli kredi gereksinimi olan kredi kartı sahipleri bu gereksinimlerini kredi kartları yerine tüketici kredileriyle karşılamalı. Yüksek ekonomik büyümeye bağlı olarak artan cari açığın ekonomi ve dolayısıyla finansal istikrar açısından yakından izlenmesi gerekmektedir. Sağlanan yurtdışı kaynaklardan en büyük payı alan firmaların yabancı para cinsinden borçlanmaları döviz pozisyon açıklarını arttırmaktadır. 2005 yılı sonunda 29 milyar dolar olan banka dışı kesimin net yabancı para pozisyon açığı yüzde 49’luk artışla 2006 yılı haziran ayında 43 milyar dolara yükseldi. Reel sektörün kur riskine karşı kırılganlığının ancak firma bazında yapılabilecek analizlerle değerlendirilmesi gerektiği hususu göz önünde bulundurulmalıdır. Huy Çıkar mı?.. Kimi borsa yupileri, daha doğrusu Başbakan Erdoğan aşkından vazgeçemeyen eski solcu, şimdiki liberaller, erken seçimin olamayacağı fetvasını verdikten sonra, Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın çıkmasının yolunu açmak üzere kafa patlatıyorlar. Kimileri Erdoğan’ın genel kabul görecek bir başka isim bulmasını, kimileri de tartışmayı birkaç ay daha erteleyerek bu arada güven tazelemeye yönelik adımlar atmasını öneriyorlar. AKP’ye oy vermişlerin de önemli bir oranda Erdoğan’ı Köşk’te görmek istemediklerini ortaya koyan kamuoyu yoklamaları karşısında canları sıkkın, Erdoğan’dan güven tazeleyici adımlar bekliyorlar. Huylunun huyundan vazgeçmesi, aslını inkâr etmesi mümkünmüş gibi. Köşk’e yönelik, karısının türbanını çıkarıp çıkaramayacağı sorusuna refleks yanıtı ‘‘Allah göstermesin’’. Bu bakış açısı, bu duygularla mı laiklik için güvence olacak? Papa ile ikili görüşmelerinden yansıttığı,‘‘Türkiye’nin AB üyeliğine destek verdiği sözüne’’ Papalık’tan yalanlama geldi. Yetmedi, Başbakanımızın basın sözcüsü ilk söylemdeki anlamı yuvarlayan bir açıklama yapmaya kalktı. Papalık basın sözcüsü bunu da yalanlayan ikinci bir açaklama yaptı. Daha net bir üslupla Papa’nın Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemesinin söz konusu olmadığını bildirdi. Şu günlerde AB’nin merkez ülkelerinin, AlmanyaFransa öncülüğünde Türkiye’ye yönelik üyeliği çıkmaza sokma girişimleri, operasyonlarının sorumlusu kim? AB’deki Türkiye’yi görmemek üzere bahane aradıkları, kendi yükümlülüklerini yerine getirmedikleri gerçekleri tamam da, ellerine kozu kim verdi? Güney Kıbrıs’ı tanıma anlamına gelen, limanları açma sözü, imzası, masaya oturabilmek üzere AKP’nin vermiş olduğu ödün değil mi? Bir yıldır, yeri her geldiğinde, her demecinde Başbakan Erdoğan, limanların açılması için, AB’nin Kuzey Kıbrıs’a izolasyonları kaldırmasının yeterli olacağını söylemiyor mu? AB cephesi siyasileri, ödün koparmada öylesine hodbinler ki.. AKP iktidarı, Erdoğan Hükümeti’ni eninde sonunda dize getirmede öylesine kendilerine güvenliler ki, seçime giderken, tek yanlı Kıbrıs ödünü için sıkıştırıp durmakta hiçbir sakınca görmüyorlar. Başbakan Erdoğan, görüşmeleri askıya alan Komisyon kararına bildik refleksleri ile şiddetli tepki vermeye kalkıştı, hemen vazgeçti. NATO zirvesinde Türkiye’nin ona verdikleri yetmezmiş gibi, Türkiye’ye dönüşte, kararın lehimize olduğu yolunda bir açıklama ile yetindi. ??? Ne oldu? Komisyon kararının Türkiye lehine hafifletileceği yorumları yapılırken, Almanya ve Fransa ağırlaştırıcı koşullar için bastırıyor. Bizim borsa yupilerinin yorumlarını şaşkınlıkla dinliyorum; piyasalar ucu açık görüşmeleri, uzatmaları satın almışmış. Yeter ki Komisyon kararı gibi esnek bir sonuç karar çıksınmış. Piyasalar kurtulurmuş. Kimseler zaten AB üyeliğine yönelik olumlu adımlar beklentisi içinde değilmiş... Tabii ki AB cephesi de seçime giderken AKP ve Erdoğan’ın Kıbrıs’a yönelik ödün vermesini beklemiyorlarmış... Neymiş efendim, AB üyelik görüşmelerinin sürmesi uğruna Kıbrıs’ta verilecek ödünün seçim ertesine bırakılması, Başbakan Erdoğan adına seçmen önünde güven tazeleme olacakmış. Başbakan Erdoğan, karakterinin sonucu olan arada bir sert çıkışlarını Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar kontrol edebilirse, kendi seçmeninin güvenini kazanması olasılığı yüksekmiş... Sahi birileri her ne pahasına olursa olsun ‘‘ılımlı İslam’’ iktidarı projesinde neden bu kadar ısrarcılar? Daha dürüst soralım; ünlü fonlarla desteklenen sivil toplum örgütleri, hepsi değil ama çoğunluk 2. Cumhuriyet kadroları, bunca sabıkasına rağmen AKP iktidarı, Başbakan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı için neden seferberler? Çok net bir yanıt, aslında Papa’nın Türkiye gezisinin bütününde vardı; Papalık ve Patrikhane’nin ortak deklarasyonunda çok açık bir dille laiklikten duyulan rahatsızlık, laikliğe karşı savaşımdan söz ediliyordu. Bu noktada, şeriat yorumundan yana, dinler ittifakı söz konusu. Evrensel insan hakları ölçüleri, demokrasi kriterleri, AB’nin laiklik uygulamalarından, şeriattan yana ödün isteniyor... Tabii ki radikal İslamcıların şeriat yorumlarının katılığı Hıristiyan dünyası için akıldan geçirilmiyor. PapalıkPatrikhane ittifakında, bizim ılımlı İslamcılarla işbirliği içinde, ılımlı şeriat yorumlaması var. Günümüz emperyalizminin ideolojik dayatmasında, dinlerin siyaset içinde etkin var olabilmesinde, en hayırlı görülen yol, strateji bu.. İnsan aklı, bilimin rehberliğinde, insan hakları, çıkarlarından yana ideolojik gelişmeden korkanlar, vahşi emperyal sömürü düzeninin geçerliliği için besbelli başka çıkış yolu görmüyorlar... [email protected] bilinçlenmeleri ve riskten korunma araçlarını yaygın bir şekilde kullanmaları, bankalara ise yabancı para açık pozisyonu olan firmaların kredi risklerini dikkatle değerlendirmeleri gerektiğini belirtti. Yılmaz, Finansal İstikrar Raporu’nun üçüncüsünün tanıtımı amacıyla düzenlenen basın toplantısın da yaptığı konuşmada tüketicilere ve reel sektöre yönelik çeşitli uyarılarda bulundu. Yılmaz’ın mesajları şöyle: Kamu maliyesinde disiplin, finansal istikrarın sürdürülmesi için önemini koruyor. Hanehalkı yükümlülüklerin finansal varlıklarına oranı 2006 yılı nın ilk yarısında hızlı bir artış gösterdi. Ancak, tüketici kredileri içinde payı azalmakla birlikte, hanehalkının dövize endeksli kredi tutarının yaklaşık 1.5 milyar Yeni Türk Lirası’na ulaştığı görülmektedir. Kurlardaki artışın bu kesimin borç yükünü arttırdığı göz önünde bulundurulduğunda, döviz geliri DÜNYA BİRLİĞİ KURULUYOR BAKANA EKONOMİ UYARISI Fındıkta karar üssü Türkiye GİRESUN (AA) Giresun Ziraat Odası (GZO) Başkanı Özer Akbaşlı, fındık piyasasında üreticilerin söz sahibi olmalarının sağlanması amacıyla, Dünya Fındık Üreticileri Birliği’nin kurulması için çalışmalara başladıklarını söyledi. Akbaşlı, dünya fındık fiyatlarını ihracatçı ve tüccarlardan oluşan Uluslararası Sert Kabuklu Meyveler Konseyi’nin (INC) her sezon öncesi yaptığı toplantı ile belirlediğini, fiyat konusunda söz hakkı olmayan üreticinin mağdur duruma düştüğünü savundu. Akbaşlı, şunları söyledi: “Türkiye’nin açıkladığı 2006 ürünü fındık fiyatına tepki gösteren İspanyol fındık üreticileri bir dizi eylem yaparak Brüksel’e yürüme kararı aldı. Geçen yıl ürünün kilogramını 5 Avro’dan satan İspanyol fındık üreticileri ürünü bu yıl 1 Avro’dan satmak zorunda kaldı. Bütün fındık üreticileri düşük fiyattan dolayı mağdur durumdadır. Fındık üreticilerinin mağduriyetinin önlenmesi amacıyla güç birliği oluşturma kararı aldık.’’ AKP’li vekili ‘ürküten’ tablo ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’e mektup göndererek ekonomideki gelişmelerden duyduğu endişeleri belirtti. Çömez, Şener’den, ekonomi kurmaylarıyla çalışma yaparak parti grubunu bilgilendirmesini istedi. Çömez, mektupta, OcakEylül 2006 arasındaki cari işlemler açığının, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 60, dış ticaret açığının da yüzde 32 arttığına işaret etti. Çömez, OcakEylül 2005 döneminde 12 milyar 452 milyon dolar olan turizm gelirinin, bu yılın aynı döneminde 11 milyar 599 milyon dolara düştüğünü dile getirdi. Türkiye’nin 2002’de 1 milyar 936 milyon dolar olan işçi gelirinin, 2005’te 851 milyon dolara gerilediğine dikkat çeken Çömez, “Türkiye, 2002’de cari işlemler açığından daha fazla işçi geliri elde ederken 2005’te vahim bir görüntü ortaya çıkmış ve 2005’te işçi gelirleri, cari işlemler açığının yüzde 3.67’sini karşılamış” dedi. Ekonomiden anlamadığını ancak rakamların kendisini dahi ürküttüğünü dile getiren Çömez, “Açıkçası, tablonun bir gün çevrilemez olacağına dair derin kaygılar taşıyorum ve sizi uyarmak ihtiyacı hissediyorum. Dilerim yanılıyorumdur” dedi. ‘AKP afetten daha zararlı’ Maliyetlerinin yüzde 150 oranında artmasına karşın fiyatların hâlâ 3 yıl önceki düzeylerde kaldığını belirten narenciye üreticileri, AKP hükümetinin IMF’ye verdiği sözler nedeniyle kendilerini mağdur ettiğini vurguluyor. Hiçbir afetin çiftçiye AKP hükümeti kadar zarar vermediğini savunan Samandağ Ziraat Odası Başkanı Selim Kamacı, en zor şartlarda dahi narenciye ağaçlarının sökülmediğini belirtti ve “Ama bugün sökülüyor” dedi. Prof. Dr. Gürol Ergin başkanlığındaki CHP Narenciye Komisyonu da narenciye sektörünün yaşadığı sıkıntıyı irdelemek üzere ilk çalışmasını Sağmandağ’da başlattı. Komisyonun Adana ziyareti sırasında bir grup üretici satamadıkları gerekçesiyle getirdikleri portakalları kapattıkları yola döktüler. (Fotoğraf: AA) VAKKO’DAN DESTEK TBB Başkanı Özince: Ekonomiye yarar sağlamayan yabancı sermayeye tanım gelmeli Modanın yıldızları geliyor Ekonomi Servisi International Herald Tribune’ün (IHT), her yıl farklı bir şehirde düzenlediği moda ve lüks tüketim temalarının işlendiği ‘Luxury’ konferansına bu yıl İstanbul ev sahipliği yapıyor. 7 8 Aralık 2006’da Ritz Carlton’da düzenlenecek konferanstaki her detayın altında, etkinliğe destek veren Vakko imzası olacak. Konferans, IHT’nin moda editörü Suzy Menkes tarafından yürütülecek. Vakko ile gerçekleştirdiği işbirliği sonrasında İstanbul’u sık sık ziyaret eden Zac Posen, Luxury konferansı için gelecek. Ermengildo Zegna, Gianfranco Ferre, Rıfat Özbek, Hüseyin Çağlayan, Bernard Fornas gibi moda dünyasının yıldızları İstanbul’da bir araya gelecek. Spekülatif olan belirlensin ? Türkiye’de borsaya açıklığın çok daha artması gerektiğine işaret eden Özince, kaygı duyulmaması için kuralların net ortaya konmasını ve spekülatif amaçlı yabancı sermayenin tanımlanmasını istediklerini vurguladı. Ekonomi Servisi Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Türkiye’deki bazı finansal işlemlerin önemli bir bölümünü Türkiye’de hiçbir kuruluşu bulunmayan yabancı firmalara kaptırdıklarını belirterek, bu konuda devletin yabancı otoritelerle işbirliğinde bulunması ve soruna neden olan hususların ortadan kaldırılması gerektiğine işaret etti. Actif Academy’nin düzenlediği 4. Uluslararası Finans Zirvesi’nde konuşan Özince, spekülatif amaçlı yabancıların tanımlanmasını istediklerini kaydederek “Kimi yabancı, yabancıya da yabancı gir çıklarla veyahut da kendi ekonomimize yarar sağlamayacak yatırımcı tavırlarıyla hareket eden yatırımcılardan bütün dünya şikâyetçi” diye konuştu. Özince, milli sermayemilli olmayan sermaye tartışmasını doğru bulmadığını ifade ederek “Sermayeye ihtiyacınız varsa sermayede kaygı yaratacak herhangi bir söyleme girmemelisiniz. Bu tür işlerde iki de bir kekelemek, ezberi bozmak doğru olmaz” dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin rekabet gücüne katkıda bulunacak yabancı yatırımların çekilmesi gerektiğini belirttti. Zirve kapsamında Active Academy Ödülleri yeni sahiplerini buldu. İş Bankası, “Ekonomiye Katkı” ve “Kurumsal Müşteri Memnuniyeti” dallarında ödüle layık görülürken, Garanti Bankası da “Dış Ticarete Katkı” ve “Bankacılıkta Bireysel Müşteri Memnuniyeti” dallarında ödülün sahibi oldu. Vakıfbank “Bireysel Bankacılık” ödülünü alırken “Sigortacılıkta Bireysel Müşteri Memnuniyeti” dalında ise Anadolu Sigorta ödül aldı. “Active Academy Kurumsal Sosyal Sorumluluk” ödülü ise Koç Holding, Nokia ve TEB’e verildi. Dubaililer Liverpol’u alıyor ? Ekonomi Servisi İstanbul’da inşa etmeyi planladığı Dubai Kuleleri ile adını duyuran Şeyh Maktum’un yatırım şirketi Dubai International Capital’in (DIC) köklü İngiliz futbol takımı Liverpool’u satın almaya yakın olduğu bildirildi. BBC’nin haberine göre değeri 450 milyon paundu bulan kulübün satış görüşmelerinde sona gelindiği ifade edildi. Taraflar arasındaki anlaşmanın koşullarına göre DIC, Liverpool için 200 milyon paunda mal olacak 60 bin seyirci kapasiteli bir stat yapacak. T U R K C E L L’ İ N K R E D İ NOTU YÜKSELDİ Ekonomi Servisi Kredi derecelendirme kuruluşlarından Standard&Poors, Turkcell İletişim Hizmetleri AŞ’nin kredi notunu BB eksiye yükseltti. Turkcell’den borsaya yapılan açıklamada, ‘’Uluslararası derecelendirme kuruluşlarından Standard&Poors şirketi, Turkcell’in güçlü operasyonel performansı ve finansal durumu dolayısıyla döviz cinsinden uzun vadeli kredi notunu BB eksi’ye artırdı’’ denildi. F A G O R , İ K İ N C İ F A B R İ K AY I G E B Z E ’ D E K U R U Y O R Dünyanın en büyük gruplarından MCC Grup bünyesinde faaliyet gösteren endüstriyel mutfak sektörünün önde gelen şirketlerinden Fagor; Türkiye’de ikinci fabrikanın da temellerini attı. 1999’da Gebze’de 10 milyon Avro’luk endüstri tipi mutfak ürünleri fabrikası kuran İspanyol Fagor, Türkiye’de her yıl yüzde 100 büyüme gösterince ikinci bir fabrika kurmaya karar verdi. 1999’da 4 kişi ile başlayan faaliyetlerinin 2000’de 5 bayi, 5 servis ile sürdüğünü, 2006’ya gelindiğinde ise 80 kişilik üretim ekibi, 60’a yakın bayi ve Türkiye’nin her yerinde servis ağına ulaştığını ve fabrikanın 2007 Nisan ayında üretime geçeceği bilgisini veren Fagor Türkiye Genel Müdürü Güçlü Kaplangı, “Sanayi mutfağı üreten firmalar arasında ciro bazında 3’üncü büyük, kendi ürün gruplarında adetsel bazda ise en büyük firmayız. 2007 ciro hedefimiz 20 milyon Avro, sektörün de ikinci firması olacağız. Yeni fabrika ile birlikte kapasitemiz 20 bini aşacak. Hedefimiz sektörde 2010 yılında lider olmak” dedi. Fagor Avrupa İhracat Müdürü Mario Löpez de, Mondragon Grubu’nun 220’nin üzerinde iştiraki olduğunu ve Türkiye’deki gelişmeyi yakından takip ettiğini vurgulayarak “Mondragon Grubu dört gözle Türkiye’ye bakıyor. Eğer küresel bir dünyada iş yapmak istiyorsak Türkiye’de olmak zorundayız” diye konuştu. 4 kıtada 100’ün üzerinde ülkede 100 bin çalışanla faaliyet gösteren MCC Grup, geçen yılı 20 milyar Avro ciro ile kapattı. SEZER’DEN SPK ATA M A S I N A V E T O ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) üyeliğine Yasin Aydın’ın atanmasına ilişkin kararnamenin, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından hükümete iade edildiği öğrenildi. NTV’nin haberine göre Cumhurbaşkanı Sezer, hükümetin boş bulunan SPK üyeliğine TOBB kontenjanından Yasin Aydın’ın atanmasına ilişkin yaklaşık 15 gün önce Çankaya Köşkü’ne gönderdiği kararnameyi onaylamayarak hükümete iade etti. TOBB’nin hükümete önerdiği isimlerden bir diğerinin ise hakkında çift kira yardımı aldığı için SPK tarafından soruşturma açılan Altın Borsası Başkanvekili Vahdettin Ertaş olduğu ve hükümetin şimdi Aydın’ın yerine Ertaş’ın kararnamesini Köşk’e göndermesinin beklendiği belirtildi. SPK Başkanlığı’na yapılacak atama ile ilgili olarak ise henüz bir isim belirlenmedi. Bu konuda son kararı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan verecek. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle