17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 ARALIK 2006 SALI 10 KAVŞAK ÖZGEN ACAR DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Venezüella Devlet Başkanı, yüzde 60’tan fazla oyla yeniden devlet başkanı seçildi Katolik Ortodoks Koalisyonu! Ünlü atasözüdür: “İnsanlar konuşa konuşa.. hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşırlar!” Kardinalken Türkiye ile, “Tanrı’nın oğlunun vekili” olan Papalık makamına oturduğunda İslam dünyası ile koklaşma eğilimli 16. Benediktus dört günlük Türkiye ziyaretinde Müslüman Türklerle yaptığı konuşmalardan en çok yararlanan kişi olarak Vatikan’a döndü. Yabancı basına göre neredeyse büyük “nefretten aşk” doğmuştu. Dönüşünde pazar ayininde St. Pietro Alanı’nda yaptığı konuşmada, “Unutulmaz bir deneyim” dedi ve ekledi: “Bu ziyaretin, Mesih’in tüm bağlıları arasında giderek daha verimli bir işbirliğine, Müslüman inananlar ile daha verimli bir diyaloğa yol açmasını umut ediyorum.” Hıristiyanlar Arası Birliği Özendirme Kurulu Başkanı Kardinal Walter Kasper “Papa, Türk Müslümanlar için sevimli bir kişiliğe dönüştü. Bu önemli bir gelişme” açıklamasını yaptı. Türk medyası, Papa’yı “Kalbimin yarısı İstanbul’da kaldı” sözlerinden dolayı, Allah gecinden versin, daha şimdiden yedi kat göğe çıkardı. Papa’nın halkla ilişkiler danışmanı her kimse Türk protokolünün Sultanahmet Camii’ni ziyaret önerisini kabul etmesi, ziyaretin en akıllıca yaklaşımıydı. Tıpkı öncülü 23. John Paul’ün Kudüs’te Yahudilerin “ağlama duvarı” önünde dua etmesi gibi bir olayla büyülenmeye hazır Türk Müslümanlarını Papa kendine hayran bıraktı. Türkçe “kardeş” sözcüğüyle başlayan Meryem Ana Töreni, Türk Bayrağı’nı sallaması ile süren ortamı, kıbleye dönük “kıyamı” Papa’yı taçlandırdı. Papa’nın kendisi bile beklenmedik ilgiden, Ayasofya ile Sultanahmet’in görkeminden, İstanbul’un güzelliğinden etkilendi. Yabancı basının “Papa gönül aldı” başlıkları bu ziyaretin VatikanAnkara ilişkisine yönelik gelişmenin en gerçekçi yorumuydu. En çok sevinenler ise 2006’yı kötü geçiren Türk turizmcileri oldu. Türkiye’nin büyüsüne Papa da kapılmıştı. Papa’nın Türkiye’de laiklik kavramına yeni bir tanımlama getirmesi, haftalardır aynı doğrultudaki söylemi ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı sevindirdi. Bu yoruma sevinen bir kişi de Vatikan’a kardinalleri aracılığı ile telkinlerde bulunan Büyük Ortadoğu Projesi’nin mimarı olarak Türkiye’de laikliği törpülemek isteyen ABD Başkanı George W. Bush idi. Ancak Evangelist Bush’u şubatta “laiklik” konusunda ABD Yüksek Mahkemesi’nin önemli bir kararı bekliyor. Bush’un “Dinsel derneklere devlet yardımlarını kolaylaştırmak” amacıyla başlattığı kurul çalışmalarını inceleyen Yüksek Mahkeme “laiklik ihlali” olarak davaya bakmayı “esastan” kabul etti. Yüzyıllardır gündemde olan “Katolikler ile Ortodokslar arasında birleşme” konusu ziyaret gündeminin başındaydı. Papa, “Hıristiyanlığın birincil insanı olduğunun” bilincinde Fener’den içeri adımını attı.. Patrik Bartholomeos ise “eşitler arasında birinci” değil “Ortodoksların birincili (Ekümenik)” olma hevesi ile konuğunu karşıladı. Bu beklentinin bilincindeki Papa, “Şahsınız ve Ekümenik Patriklik Kutsal Sinodu’nun beni kardeşçe karşıladığı bu anı her zaman takdirle kalbimde taşıyacağım” sözlerini ortak bildiriye de yansıttı. Patriğin isteği olmuştu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan’ın, “Patrikhane bir Türk kurumudur. Başka tanımlar bizi bağlamaz” sözlerine karşın Patriğin “happysimo (çok mutlu)” İngilizceİtalyanca bileşimi sözüyle Tan’ın sözlerine aldırış bile etmediği gözlendi. Böylece Katolikler ile Ortodokslar “birleşmemiş” ancak “koalisyon” oluşturmuşlardı. Kime karşı koalisyon? İşte Papa’nın Türkiye öncesindeki söz ve davranışları ile Patriğin söz ve davranışlarını alt alta yazdığınızda koalisyonun kime karşı olduğu belli olmuyor mu? Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün yemek davetini “dünyevi zevke girer” gerekçesi ile reddeden Papa, Patrikhane’de “parmaklarını yercesine” altın varaklı porselen tabaklar içinde balkabağı çorbası, zeytinyağlı mevsim sebzeleri, nar ekşili fava, salata, ızgara deniz levreği, esmer pirinçli pilav, buğu patates ve kereviz eşliğinde (papaz her gün pilav yemediği için o gün esmer pirinç seçilmiş olmalı) burma tel kadayıf, şekerpare, un helvası, kabak tatlısı yedi. Chavez’in ezici zaferi ? Venezüella’da yüksek bir katılım oranıyla düzenlenen seçimlerde açık üstünlük sağlayan Chavez, zafer konuşmasında “Venezüella’nın kızıl olduğunu gösterdik! Kimse sosyalizmden korkmasın. Sosyalizm insancıldır. Sosyalizm sevgidir... Yaşasın sosyalist devrim’’ ifadelerini kullandı. Bush’u “Bay Tehlike’’ diye adlandıran Venezüellalı lider, “Dünyaya hükmetmek isteyen şeytan bir yenilgi daha aldı’’ dedi. Dış Haberler Servisi Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez önceki gün yapılan başkanlık seçimlerinde bir kez daha zafer kazandı. Dün gelen sonuçlara göre Beşinci Cumhuriyet Hareketi’nin adayı Chavez oyların yüzde 61’4’ünü alırken en güçlü rakibi Manuel Rosales’in oyları yüzde 38.9’da kaldı. 16 milyon seçmenin yaklaşık yüzde 75’inin oy kullandığı seçimlerde, yüksek katılım oranı nedeniyle, oy kullanma süresinin uzatıldığı belirtiliyor. Venezüella Meclis Başkanı Cilia Flores, bu yüksek katılımı Chavez döneminde katılımcı demokrasinin oluşturulmasına bağlıyor. Chavez taraftarlarının sandıklar daha kapanmadan başlayan kutlamaları ülke çapında gecenin geç saatlerine kadar devam ederken, başkent Caracas’taki kutlamaların merkezi Başkanlık Sarayı oldu. Kentin ve ülkenin dört bir yanından akın eden ve Chavez’in zafer konuşmasını dinleyen halk, yağan sağanak yağmura karşın, saatlerce sarayın önünden ayrılmadı. Başkanlık Sarayı’nın balkonundan halka seslenen Devlet Başkanı, Venezüellalıların “21. yüzyıl sosyalizmi, sosyalist demokrasinin yeni evresi, devrimin yayılması ve devrimci demokrasi’’ için oy verdiklerini söyledi. Chavez konuşmasında yeni Venezüella’nın, “eşitlik üzerine kurulu bir siyasi, toplumsal ve ekonomik sisteme’’ sahip olacağına değindi. Chavez sözlerine “Venezüella’nın kızıl olduğunu gösterdik! Kimse sosyalizmden korkmasın. Sosyalizm insancıldır. Sosyalizm sevgidir... Yaşasın sosyalist devrim’’ diye devam etti. naklarının gelirini kamu harcamalarına aktaran Chavez, eğitim, sağlık ve konut alanlarında uygulanan bir dizi programla ülkede özellikle yoksul kesimlerin desteğini kazandı. muhalefete devam edeceğini açıkladı. Özel medya kuruluşlarının desteğini alan Rosales’in taraftarlarından Dona Bavaro hayal kırıklığını “Ülkem çalınıyor. Bu son şansımızdı. Komünizm geliyor’’ diye ifade etti. Küba’yla yakın ilişkiler kuran ‘Komünizm geliyor’ Chavez ve taraftarlarının “Bolivarcı Devrim’’ olarak adlandırdıkları süreç, ülkenin temel kaynaklarının kamulaştırılmasını öngördüğü için Venezüella’daki varsıl kesimlerin tepkisini çekiyor. Chavez karşıtlarının kalesi olarak bilinen Zulia Eyaleti’nin valisi olan Rosales yenilgiyi kabul etmekle birlikte Chavez’in Latin Amerika’nın bir dizi ülkesinde solcu yönetimlerin iktidara gelmesinde etkisi oldu. Venezüella’nın zengin petrol kaynaklarını ülke içindeki sosyal harcamaları karşılamanın yanı sıra Latin Amerika’daki solcu iktidarları desteklemek için kullanan Chavez yönetimi, ABD’nin kıtadaki etkisini azaltmayı hedefleyen bir dizi bölgesel entegrasyon projesinin odağında yer alıyor. Brezilya, Uruguay ve Bolivya başta olmak üzere bir dizi ülkede iktidara gelen solcu liderlere en son kasım ayında Nikaragua’da başkan seçilen Daniel Ortega ve Ekvador’da seçimleri kazanan Rafael Correa eklendi. Bu ülkelerin Venezüella ve Küba’yla kurdukları yakın ilişkiler, ABD yönetimini kaygılandırıyor. Tahran kutladı Washington’ın süreç içinde Chavez karşıtı bir tutum takınması ve 2002’de Venezüella Başkanı’na karşı düzenlenen başarısız darbenin arkasında ABD hükümetinin bulunduğu söylentileri iki ülke arasındaki ilişkileri gerdi ve Chavez’in Bush’a ve ABD yönetimine karşı sert tutum takınmasına neden oldu. Petrolünün önemli bir kısmını Venezüella’dan ithal eden ABD’yi petrol sevkıyatını kesmekle tehdit eden Chavez, ABD’nin hedef tahtasında yer alan İranla da ilişkilerini geliştirdi. 3. kez başkanlığa seçilen Chavez’i ilk kutlayan liderlerden birinin İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad olması şaşırtmadı. Ahmedinejad mesajında, Chavez’in seçim zaferini “bölge halklarının gerçek bağımsızlık isteklerinin ve Washington’ın küstah politikalarının reddedilmesinin göstergesi’’ olarak yorumladı. 1990’ların başında yaptığı başarısız darbe girişiminin ardından 1998’de seçimle iktidara gelen Chavez, Venezüella’da radikal siyasi, toplumsal ve ekonomik reformlar başlatmış, 2002’deki ABD destekli darbeye karşın halkın desteğiyle iktidarını devam ettirmişti. entin ve ülkenin dört bir yanından akın eden ve Chavez’in zafer konuşmasını dinleyen halk, yağan sağanak yağmura karşın saatlerce sarayın önünden ayrılmadı. (Fotoğraflar: AFP / REUTERS) K ‘Kahrolsun emperyalizm’ Zafer konuşmasında ABD yönetimine de yüklenen Chavez, Başkan George W. Bush için sert ifadeler kullandı. Bush’u “Bay Tehlike’’ diye adlandıran Venezüellalı lider, “Dünyaya hükmetmek isteyen şeytan bir yenilgi daha aldı’’ dedi. Konuşması sık sık alkışlarla ve sloganlarla kesilen Chavez sözlerini “Kahrolsun emperyalizm’’ ve “Yeni bir dünya istiyoruz’’ sloganlarıyla bitirdi. Chavez, hasta yatağındaki Küba Devlet Başkanı Fidel Castro’ya da geçmiş olsun dileklerini iletti. Chavez’in konuşması için 450 kilometrelik yoldan gelen işçi Juan Carlos Bracamonte, “Burda devrim yapıyoruz’’ derken, devletin konut programı sayesinde uzun yıllardır özlemini çektiği eve kavuştuğunu söyleyen fabrika işçisi Domingo Izaguirre, “Buraya bize her türlü yardımda bulunan başkanımızı desteklemeye geldik’’ diye konuştu. 1998’de iktidara geldikten sonra derin gelir eşitsizliği içindeki Venezüella’nın zengin petrol kay Katolik Kilisesinde Sübyancılık! Papa 16. Benediktus, iki yanına başındaydı. Emekli olan papaz MicTürk ve Vatikan bayrakları asılmış, arhael Wempe, Michael Baker’i 7 yaması yapıştırılmış, THY’nin Bodrum şında iken kapattığı, ilişkisini 12 yıl uçağı ile Türkiye’den ayrılırken ABD’nin sürdürdüğü için üç yıl hapis cezasına Los Angeles kentinde Katolikler için da çarptırıldı. Katolik okulunun papabomba patladı. zı, 7 yaşındaki Mary DisABD’nin en geniş Katolik penza Esfahan’a, kızcağızın annesi mutfakta çalışırtopluluğunun bulunduğu Los ken tecavüz etmişti. KızcaAngeles Başpiskoposu Karğız sonra rahibe olmuş, olaydinal Roger M. Mahony ların kitabını yazınca rezalet önemli bir açıklama yaptı. gün ışığına çıkmıştı. Aynı 25 papaz, kendi bölgelerinde 45 çocuğa cinsel tacizokulda 36 kıza tecavüz edilde ve tecavüzde bulunmuşmişti. Mary, şimdi 1.33 miltu. Açılan 570 davadan bayon dolar tazminat alacaktı. zıları sonuçlanmış, bazıları Bu olay ilk değildi! Geçen Mary Dispenza sürüyordu. “Davacılarla el yıl yine California eyaletindeEsfahan ki bir başka bölgede ruhban sıkışılarak” bu kişilere toplam sınıfının tecavüz kurbanı 90 60 milyon dolar (yaklaşık 90 kişiye 100 milyon dolar tazmilyon YTL) tazminat ödeminat ödenmişti. Boston necekti. Başpiskoposluğu da 2003’te 31 davacının avukatı Rayaynı nedenle 85 milyon domond P. Boucher, anlaşlar tazminat ödemek zorunmaya tam varılmadan önce da kalmıştı. Kardinal’in açıklanmasını Katolik Kilisesi’nin gayrieleştirdiyse de genel hatlamenkullerinin değeri 4 milyar rının doğruluğunu kabul etti. Tecavüze uğrayanlara Kardinal Roger dolardı. Bazıları satılarak, ayrıca yedi sigorta şirketinden 500 bin ile 3.5 milyon dolar M. Mahony alınacak para ile tazminatlar arasında tazminat ödeneödenecekti. Bir gazetecinin “Karar cekti. California Eyaleti Yargıtayı’nın acıttı mı?” sorusuna Kardinal, “Hiç yargıcı Edward Panelli, gizli belgekuşkunuz olmasın! Kilise ve ben solerin açıklanıp açıklanmamasına karumluluğumuzu kabul ediyoruz” demek rar verecekti. zorunda kaldı. Papazların bazıları hâlâ görevlerinin Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı tepki gösterdi Dış Haberler Servisi Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Irak’taki durumun iç savaştan da kötü olduğu yönündeki açıklamaları tepkilere neden oldu. Annan, önceki gün yaptığı açıklamada, Saddam Hüseyin döneminin bugünkü durumdan daha iyi olduğunu söylemiş ve Irak’taki durumu “iç savaştan da kötü” olarak nitelemişti. Irak’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Muvaffak El Rubayi, Annan’ın bu değerlendirmelerinin kendisini “şoke ettiğini” söyledi. Rubayi “Kofi Annan, Saddam Hüseyin döneminde, güvenlik ve istihbarat aygıtı tarafından gerçekleştirilen kitlesel kıyımlarla bugün Irak’ta El Kaide teröristleri tarafından gerçekleştirilen sivil ölümleri arasındaki farkı ayırt edemiyor mu?” dedi. Irak Devlet Başkanı Celal Talabani gibi Şii lider Abdülaziz El Hakim, Annan’ın Irak konulu uluslararası konBush’un kendi arayışlarını sürdürdüğü şeklinde yorumlanıyor. FRANSA’DA GÖZALTINDAYDI Kaput Yasağı Kalkacak mı? Bir başka olay yine aynı gün, yani 1 Aralık’ta oldu. O gün dünyada AIDS ile savaş günüydü. Papalık hangi koşul altında olursa olsun doğum kontrolüne karşıydı. Bu karşıtlık “condomprezervatif (kaput)” için de geçerli olduğundan AIDS yayıldıkça yayılıyordu. Dünyada 40 milyon HIV virüsü taşıyan insan vardı. Her gün 8 bin kişi AIDS’ten ölüyordu. Papa 2. John Paul 1981’de “Eşler arasındaki her ilişki yaşama açık olmalıdır” fetvasını vermişti. İlişki, yaşam yaratmaya açık olmalıydı. Dünya Sağlık Örgütü, Vatikan’da “kaput yasağının” kaldırılması için görüşmeler başlatmıştı. Anglikan Kilisesi kaputun serbest bırakılmasından yanaydı. Belçika kilisesi böyle bir tabuya karşıydı. 10 ülkeden on binlerce imzalı bir mektup 1 Aralık’ta Vatikan’a sunuldu. “Kaput”un serbest bırakılması konusunda Katolikler Tanrı’nın oğlunun vekiline baskı yapmaya başladılar. Bu gelişmeler nedeniyle Vatikan’da Sağlık Bakanı konumundaki Meksikalı Kardinal Javier Lozano Barragan AIDS konusunda ilk adımı atarak bir araştırma başlatmıştı. Kardinal, 200 sayfalık bir raporu Papa’ya sundu. Papa, İstanbul’dan ayağının tozu ile döndüğü Vatikan’da “kaput” raporunu incelemeye aldı. Kardinal Barragan’ın yasağın kalkmasından yana olduğu anlaşılıyordu, ama raporun sonucunu açıklamayı Papa’ya bırakmıştı. Papa 2. John Paul’ün “Eşler arasındaki her ilişki yaşama açık olmalıdır” fetvasının “her ilişki yaşama açık olmalı” yani “ölüme neden olmamalı, yaşatmalı” gibilerden yeni bir fetva ile “kaput” kullanımı serbest bırakılacak. Papa’nın şubatta yapacağı açıklama ile “kaput” üreticileri de köşeyi dönecek mi, Los Angeles ruhban sınıfı bu karara sevinecek mi, ne dersiniz?.. İşgal yönetiminde Annan şoku Kaçak Türk gencin intiharı tartışmaları büyüyor Dış Haberler Servisi Fransa’nın Marsilya kentinde kaçak bir Türk göçmenin sınır dışı edilmek için tutulduğu gözaltı merkezinde intihar etmesiyle ilgili tartışma büyüyor. Liberation gazetesi, görgü tanıklarına dayanarak gözaltı merkezi yöneticileri ve ilk yardım servisinin 22 yaşındaki Kazım Kuştul’a tıbbi müdahalede geciktiklerini yazdı. Kazım Kuştul’un, 2 Aralık Cumartesi günü kendini asarak intihar ettiği bildirilmişti. Gazeteye konuşan gözaltı merkezindeki bir Tunuslu göçmen, “Ne olduğunu anlamakta güçlük çekiyoruz, Türk göçmenle aynı koğuşta bulunan kişi en az yarım saat süreyle yardım için bağırdı. Yardım zamanında gelseydi, belki bu çocuk kurtulabilirdi’’ dedi. Gözaltı merkezinde tutulanlardan başka bir kişi de, “Kazım intihar etti, çünkü bize burada köpek gibi davranıyorlar’’ dedi. 50 ceset bulundu Dün Bağdat’ın farklı yerlerinde 50 ceset bulundu. Dicle Radyosu’ndan bir yetkili, radyo çalışanı Nebil El Duleymi’nin, başkentin kuzeybatısındaki Vaşhaş bölgesinde bulunan evinden işe gitmek üzere çıktıktan hemen sonra silahlı kişilerce öldürüldüğünü söyledi. Sünni olan 36 yaşındaki El Duleymi’nin evli ve iki çocuk babası olduğu belirtildi. Dün ABD deniz piyadelerini taşıyan bir helikopterin acil iniş yapması sonucu 1 Amerikan askerinin öldüğü, 3’ünün kayıp olduğu açıklandı. ABD ordusu, 16 kişiyi taşıyan Ch46 tipi helikopterin önceki gün El Anbar vilayetinde bir göle acil iniş yaptığını bildirdi. ? Bağdat’ın farklı yerlerinde 50 ceset bulundu. Dicle Radyosu’ndan Nebil El Duleymi işe giderken silahlı kişilerce öldürüldü. Elmek: oacar?superonline.com Faks: 0312. 442 79 90 ferans düzenlenmesi önerisini reddetti. El Hakim, dün ABD Başkanı George Bush’la Beyaz Saray’da bir görüşme yaptı. Irak Çalışma Grubu’nun raporunun yarın açıklanması öncesindeki görüşme AA’nın haberine göre Marsilya Savcılığı, intiharla ilgili olarak soruşturma başlatırken söz konusu merkezde daha önce küçük yaştaki iki kaçak göçmenin daha intihar teşebbüsünde bulunduğu belirtildi. İntihar nedeniyle şok altında oldukları belirtilen merkezdeki kaçak göçmenlerin yaşam koşullarını protesto amacıyla açlık grevine başladıkları, Lyon kentinde benzer bir merkezdeki kaçak göçmenlerin de dayanışma olarak bu greve destek verdiği bildiriliyor. İntihar eden Kuştul’un akrabaları, şaşkınlık ve öfke içinde bu intiharın neden engellenemediğini ve neden geç müdahalede bulunulduğunun açığa kavuşturulmasını istediler. Türkiye’nin Marsilya Başkonsolosluğu, gözaltı merkezi yönetiminden, intiharla ilgili ayrıntılı bilgi istedi. Başkonsolos Uğur Arıner, cezaevi yönetimiyle dün bir görüşme yaptı. CUMHURİYET 10 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle