17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ARALIK 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mehmet Ağar: AKP’nin yerini kaybetmemek için sandığa gitmediğini söyledi: 5 Seçimden kaçış yok İstanbul Haber Servisi DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, “Erken seçimi, işçi, esnaf, KOBİ, emekli, ev kadını, çalışan ve işsizler istiyor. Ama iktidar ‘yerini kaybetmemek’ için istemiyor. En son kaçacakları nokta Kasım 2007’dir” dedi. DYP Genel Başkanı Ağar, dün Beylerbeyi’ndeki 11 derneğin katılımıyla oluşturulan Trabzon Şal Pazarı Dernekleri Federasyonu’nun binasının açılışına katıldı. Açılış, ilköğretim öğrencilerinin hazırlamış olduğu folklor gösterisi ile başladı. Trabzon Şal Pazarı Dernekleri Federasyon Başkanı Harun Özdemir, Şal Pazarı’ndaki ekonomik yapının bozukluğu nedeniyle Erdoğan’ın ‘üç noktalı’ terbiye anlayışı... ? “Erken seçimi işçi istiyor, emekli istiyor, esnaf istiyor; ama iktidar yerini kaybetmemek için istemiyor” diyen Mehmet Ağar, AKP hükümetinin en son kaçacağı noktanın Kasım 2007 olacağını söyledi. Ağar, Siyasi Partiler Yasası’nda da lider sultasını ortadan kaldırılacak düzenlemeler yapılması gerektiğini söyledi. yaşanan göçlerin büyük bölümünün İstanbul’a olduğunu belirterek federasyonun ilçe için önem taşıdığını vurguladı. Konuşmasında AKP iktidarının tarım politikalarını da eleştiren DYP lideri Ağar, fındık üreticisinin zor durumda bırakıldığını belirterek “Fındık politikaları ülke için çok önemlidir. Fındığı savunmak Karadeniz’i savunmak, Türkiye’yi savunmaktır. Fındığın Türkiye için vazgeçilmez olduğunu söylemek gerekmektedir” dedi. Tören, federasyon başkanı Özdemir’in, Ağar’a kemençe hediye etmesiyle sona erdi. Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ağar, DYP’nin, “Türkiye milletvekilliği ve tercih sistemi teklifini’’ anımsatması üzerine, “Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu’nda gerekli demokratik değişiklikler yapılmadı. Ön seçim müessesesi halkın önüne getirilmedi. Lider sultalarını değiştirecek hiçbir değişiklik yapılmadı. Hiç olmazsa halkın tercih yoluyla da olsa kendi milletvekilini seçmesine bir katkıda bulunmak için tercih sisteminin yeniden konulmasını istedik’’ dedi. Baraj sisteminin kaldırılması isteminin, kendi işleri olmadığını ifade eden Ağar, “Ancak bu Meclis’te görüldüğü gibi, temsilde adalet ilkesini gerçekleştirmek için Türkiye milletvekilliğinin konulabileceğini söyledik. Ya pıp yapmamak, bugünkü Meclis çoğunluğunun elindedir. Ama hiç olmazsa tercih sisteminin halkın istediklerini seçebilmesi bakımından halkın önüne getirilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz’’ diye konuştu. AKP seçimden kaçamaz “Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce bir seçim görünüyor mu’’ sorusunu da Ağar, “İşçi, esnaf, KOBİ, emekli, ev kadını, çalışan ve işsizler istiyor. Ama iktidar, ‘yerimi kaptırmayayım’ diye istemiyor. Kaçacakları en son yer, Kasım 2007’dir. Başka bir yere kaçamazlar’’ dedi. BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ ‘Gümrüklerde kaçakçılık kurumsallaştı’ ? TBMM Genel Kurulu’nda dün Kültür Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, DPT ve BDDK bütçeleri görüşüldü. CHP Adana Milletvekili Mehmet Ziya Yergök, AKP iktidarı döneminde gümrüklerde partizanca tutumlar sergilendiğini vurgulayarak, “Kaçakçılık, gümrüklerde kurumsallaşmıştır’’ dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmeleri sırasında CHP’liler “gümrüklerde kaçakçılığın kurumsallaştığını” söylerken Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, “Benim dürüstlüğüm Türk iş dünyasından tescillidir” dedi. TBMM Genel Kurulu’nda dün Kültür Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, DPT ve BDDK bütçeleri görüşüldü. CHP Çanakkale Milletvekili İsmail Özay, “Bu bütçe kültürsüz bir bütçedir’’ dedi. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarının üzerindeki siyasi ellerin çekilmesini isteyen Özay, “Bodrum ve Çeşme’de yapılması planlanan turizm bölgeleri, Dubai kuleleri, Galataport ve Sevda Tepesi’nin yapılaşmaya açılması işi, bu kurulların önüne gelecek. Bu kurulların özgür çalışmasını sağlayın” dedi. CHP’li Mehmet Ziya Yergök, AKP iktidarı döneminde gümrüklerde keyfi ve partizanca tutumlar sergilendiğini vurguladı. Yergök, “Gümrük idareleri, AKP iktidarı döneminde Tüzmen’in bakanlığında, hukuksuzluk ve yolsuzlukla anılır oldu. Kaçakçılık, gümrüklerde kurumsallaşmıştır’’ dedi. Anavatan Partisi milletvekili Süleyman Sarıbaş, gümrüklerde, tutarı 20 milyar dolara yakın kaçakçılığın ortaya çıkarıldığını söyledi. Sarıbaş, “Gümrük Müsteşarlığı olsa da olur, olmasa da olur. Kaçaklar 20 milyar dolar değil de 30 milyar dolar olurdu. Gümrüklerde soruşturma açsanız, memurların yarısı içeri girer’’ diye konuştu. Tüzmen, kaçakçılık eleştirileriyle ilgili olarak “Bütün bürokrasi geçmişimde de hep doğru konuştum, benim dürüstlüğüm için geçmiş 25 yıla bakın. Beni size servis yapanlara değil, iş dünyasına sorun. Siz sanayiciye, işadamına güveniyor musunuz, beni iş dünyasına sorun. 25 yıldır bir işadamı, ihracatçı, sanayici aleyhimde bir söz söylememiştir. Benim dürüstlüğüm Türk iş dünyasından tescilli, siz kendinize bakın” açıklamasını yaptı. SHP İlçe Başkanı Sönmez, “sağlık ve ticaret merkezi” yapmak için alınan izinle başlayan İstinye Park Projesi inşaatının, plan tadilatları ile residancealışveriş merkezi inşaatına dönüştürüldünüğünü öne sürdü. (SELİN GÖRGÜNER) Sarıyer’de ‘Parkkafes’ iddiası İstanbul Haber Servisi Sarıyer’de Poligon, Pınar, Derbent, Reşitpaşa mahalleleri arasında yapılan İstinye Park Projesi’nde Boğaziçi Yasası ve imar kanunlarına aykırı hareket edildiği öne sürüldü. Bölgede “sağlık ve ticaret merkezi” yapmak üzere alınan izinle başlayan inşaatın, plan tadilatları ile residancealışveriş merkezi inşaatına dönüştürülmesi akıllara “Gökkafes’ten sonra şimdi de Sarıyer’e Parkkafes mi inşa edilecek?” sorusunu getirdi. Konuyla ilgili İstinye Park Projesi inşaatının yanında açıklama yapan SHP Sarıyer İlçe Başkanı Ali Sönmez, Sarıyer Belediye Başkanı Yusuf Tülin ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın imar kanunlarını hiçe sayarak yatırımcıya büyük rant sağladığını söyledi. Yatırımcı firmanın “sağlık ve ticaret merkezi” yapmak üzere inşaat ruhsatı aldıklarını anlatan Sönmez, “Daha sonra inşaat, plan tadili yapılarak 400 adet daire, residance ve alışveriş merkezi inşaatına dönüştürüldü. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bunu web sayfasında da ilan etti” dedi. Sağlık ve ticaret inşaatı ruhsatıyla devam edilen bu projenin, konut ve ticaret alanı olarak zaten yasalara aykırı olduğunu vurgulayan Sönmez, “Projenin bu hali Sarıyer Belediyesi İmar Komisyonu ve İlçe Meclisi tarafından reddedilmesine karşın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nden yasalara aykırı bir şekilde ve Sarıyer Belediyesi’nin yetkileri hiçe sayılarak geçirildi” diye konuştu. Sönmez, söz konusu projede konut inşaatının metrekare satış fiyatı 5 bin dolar iken, ticaret alanın 15 bin dolar civarında olduğuna dikkat çekti. Başbakan Tayyip Erdoğan, kendisine “adam ol adam” ve “küstah” gibi nitelemelerde bulunan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a, “AK Parti olarak bizim siyasi terbiyemiz, edep, adap anlayışımız ‘adam ol adam’ veya ‘küstah’ gibi ifadeleri kullanmak suretiyle, bizim aynı üslupla cevap vermemize müsaade etmez. Sayın Baykal, ya ayna karşısında konuşuyor ya da aksi seda alanı müsait olan bir atmosferde konuşuyor” yanıtını verdi. Erdoğan’ın bu yanıtı, daha önce “Kasımpaşalı” üslubuyla yaptığı açıklamaları anımsattı. Bunlardan bazılarını aktaralım: Partisinin Mersin İl Kongresi’nde yanına yaklaşan ve sorunlarını anlatmak isteyen Kemal Öncel ile Erdoğan arasında şöyle bir diyalog yaşanmıştı: Öncel, “Öldük bittik Sayın Başbakanım, hangi yüzle geldin buraya?” deyince Erdoğan, önce “Terbiyesizlik yapma lan, edepsizlik yapma, artistlik yapma” dedi. Öncel’in, “İki senedir anamız ağlıyor” demesi Erdoğan’ı çileden çıkardı: “Hadi ananı al git buradan.” Almanya gezisi sırasında İslami holdinglerin mağdur ettiği yurttaşları dinlerken Avrupa Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Muhammet Demirci’nin “1 milyon holdingzede var” sözleri üzerine Erdoğan’ın yine “terbiye, adap ve edep” anlayışı devreye girdi. Erdoğan, yanında oturan Devlet Bakanı Ali Babacan’a dönerek “Çağırın şu sahtekârı, derdi neymiş anlayalım” dedi. Erdoğan, önünde duran mikrofonun açık olduğunu fark etmemişti. TBMM Genel Kurulu’nda 2006 yılı bütçesinin görüşmeleri sırasında Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkındaki iddiaları gündeme getiren CHP lideri Baykal’a da şöyle demişti: “Yattınız kalktınız bakanıma belden aşağıya vurmaktan başka bir şey yapmadınız. Oğlundan başladınız, eşinden çıktınız. Edep var adap var, bunu nasıl yaparsınız? Bu siyasetin ahlakına sığmıyor. Siyasi ahlak içinde eleştirir, öneri getirirsin. Siz sadece duyumlarla hareket ediyorsunuz. Müttedi, iddiasını ispatla mükelleftir. İddiasını ispatlamayan, oraya üç tane nokta koyuyorum.” Erdoğan, geçen hafta TBMM Genel Kurulu’nda 2007 yılı bütçe görüşmeleri sırasında bu ifadelerinin dayanağını gösterdi: “Benim kullandığım ifadeler, bütün bu ifadelerden sonraki süreçte ve deyim olarak atasözü olarak bizim lügatlarımıza geçmiş olan ifadelerdir. Oraya geçmiş ifadelerdir. Aç Türk deyimlerini, orada onu görürsün.” Sadece Başbakan değil, geçen hafta başka milletvekileri de “ağzını bozdu”. “Oval ofis”li, “millet sizi öpecek”li tutanaklar basına yansıyınca TBMM Başkanı Bülent Arınç’a bu atışmalar soruldu. Arınç, “Meclis, birkaç milletvekilinin yersiz, kulak tırmalayan ve kaba sözleriyle anılmamalı” dedi. Bu açıklama üzerine CHP Antalya Milletvekili Feridun Baloğlu Arınç’a bir anımsatma yaptı: “Kendisi ‘şeyini şey ettiğimin şeyi’ demişti. Balık baştan kokar.” “Seni gidi 1 Martçı seni” AKP İstanbul Milletvekili Egemen Bağış, bütçe görüşmeleri sırasında CHP lideri Deniz Baykal’ın Lübnan’a Sosyalist Enternasyonal toplantısına gittiğine dikkat çekerek “Ben şaşırdım, CHP sosyalist değil statükocu. Enternasyonalist değil izolasyonist” deyince ortalık karıştı. Atışmalar tutanaklara şöyle yansıdı: EGEMEN BAĞIŞ Çünkü, biz iki ay evvel burada Lübnan’a askerlerimizi göndermek için… HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) Hadi oradan… Seni Amerikalı seni! HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) ABD uşağı. Hadi oradan! Hadi oradan! EGEMEN BAĞIŞ (Devamla) Şimdi, birileri de kalkıp diyor ki: “Bu Başbakan esas dindarlara, mütedeyyin insanlara takıyye yapıyor.” Ya haddinizi bilin! ATİLA EMEK (Antalya) Sen haddini bil! EGEMEN BAĞIŞ (Devamla) Siz, Başbakan’ın takıyye yapmasını ağzınıza almaya haddiniz değil. Haddinizi bilin. HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) Başbakan’ı pazarlayan bu işte! Başbakan’ı nasıl pazarladın! ATİLA EMEK (Antalya) Sen yurtdışında konuştuklarının hesabını ver! Sen görevli geldin Türkiye’ye ne de olsa. EGEMEN BAĞIŞ (Devamla) Sayın Başkan, bu muhalefetteki arkadaşlar dinlemeyi öğrenecekler mi, yoksa ben devam mı edeyim? HARUN AKIN (Zonguldak) Cebinde yeni bir tezkere var herhalde! Seni gidi Martçı! EGEMEN BAĞIŞ (Devamla) Ancak açıkça da itiraf etmek istemediğim model, bürokratik, eski Doğu Avrupa modelidir. ATİLA EMEK (Antalya) Sizi gidi 1 Martçılar sizi! EGEMEN BAĞIŞ (Devamla) Hiçbir şey alma, hiçbir şey satma, hiçbir şey üretme; her şeyi devletten bekle, devlet olmayan kaynaklarıyla sana baksın, köhne bir devlet kalkanının altına… HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir) Keşke devletten beklesen, sen ABD’den bekleyen adamsın. Pazarlamacısın sen… Sen Başbakan’ı süpürten adam sen değil misin! HARUN AKIN (Zonguldak) Senin cebinde yeni bir tezkere var herhalde! KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI KOÇ ERDOĞAN YİNE PEMBE TABLO ÇİZDİ: Ani’yi Anı yaptı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, Kars’ta bulunan “Ani Ören Yeri’nin’’ adını, “Anı Ören Yeri’’ olarak değiştirdi. CHP’li Algan Hacaloğlu’nun uyarısı üzerine Koç, Türk insanının bazı yerlerin adını değiştirdiğini söyleyerek, “Gelin Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanı da Ani’yi Anı yapsın’’ dedi. TBMM’de konuşan Koç, Anı Ören Yeri’nden Kaş’a kadar, Türkiye’nin her yerinde bakanlığının olduğunu söylemesi üzerine, CHP’li Hacaloğlu, “Anı değil, Ani’’ diyerek uyardı. Ani’nin, başka bir şeyi çağrıştırdığını, sosyolojik olarak Anı Ören Yeri demeyi tercih ettiğini kaydeden Koç, Türk insanının hassasiyetlerine dikkat etmek zorunda olduğunu söyledi. Koç, ayın 23’ünde Anı Ören Yeri’ndeki Ermeni kilisesini ve Türklerin yaptığı camiyi birlikte onarmaya başlayacaklarını bildirdi. Koç, Akdamar Kilisesi’ndeki çalışmaları da bitirdiklerini belirterek 24 Nisan’da açacaklarını vurguladı. 24 Nisan tarihinin sözde Ermeni soykırımının yıldönümü olması ise dikkat çekti. Kriz yaşatmayız SABİT HORASAN KONYA Başbakan Tayyip Erdoğan, iktidara geldiklerinden bu yana ekonomik açıdan Türkiye’nin büyük ilerleme kaydettiğini ileri sürdü. Konya Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 111 fabrikanın toplu açılış törenine katılan Erdoğan, yatırımlarda patlama yaşandığını savundu. Türkiye’nin, dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına girmesini hedeflediklerini belirten Erdoğan, göreve gelirken bu hedefin, dünyada 20 ekonomi arasına girmek olduğunu ve bu hedefin gerçekleştiğini anlattı. Erdoğan, IMF’yle ilgili eleştirilere de “Bizden önce gelen iktidarların hepsi kuzu kuzu borçlandılar ama biz borç ödüyoruz” diye yanıt verdi. Mayıs ve haziran aylarında dünya ekonomisinde çalkantılar yaşandığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: “Niye bizi 2001 ve 2002’deki gibi vuramadı? Çünkü artık güçlüyüz. Biz ülkemize kriz yaşatmayacağız.’’ Şener, John Cage’e özenmiş! Köşemizde geçen hafta Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’in gazetecilerle bir sohbetine yer vermiştik. “Şarabın her şeyini bilen, tadı hariç”, “saz çalan, sessiz” ilginç bakanın sözleri üzerine CHP’li TBMM Başkanvekili Ali Dinçer, John Cage’in ünlü konserini anımsattı: “1952 yılında John Cage’in Paris’te bir konseri var. Paris sosyetesi süslenmiş püslenmiş konsere gelmiş. Cage, piyanonun önüne oturuyor, saatini çıkarıp piyanonun üstüne koyuyor. 4 dakika 33 saniye öyle duruyor. Konserde eser boyunca icracılar sessizce otururlar. Sadece bölüm sonlarında bölümün bittiğine dair hareketler yaparlar. Cage 4 dakika 33 saniye sonra kalkıp izleyicileri selamlıyor. Seyirciler şaşkın, ne yapacaklarını bilemiyor, alkışlasınlar mı , beklesinler mi? Eserin adı 4.33 (4 dakika 33 saniye). Şener’in de kabiliyeti var. Modern müziğin en büyük dahilerinden biri olan John Cage’i örnek alıyor olabilir.” Cage’e göre müzik, salonun içinden ve dışından çıkan seslerden oluşur. Bu eserin Cage’e göre, birinci bölümü dışarıdan gelen rüzgâr sesinden, ikinci bölümü çatıya vuran yağmur damlalarından, üçüncü bölümü ise dinleyicilerin salonu boşaltırken çıkardıkları ilginç seslerden oluşur. Cage, “Mutlak sessizlik diye bir şey gerçekten var mıdır” sorusuna “Hiçbir sesin çıkmadığı yerde kalbinizin sesi duyulur” karşılığını verir. Belki, Şener de “sessiz saz çalarken” “kalbinin sesini” dinletiyordur! Genel Başkan Yardımcısı İlhan Göğüş, Avrupa Sosyalistleri Partisi’nin kongresine konuk oldu SHP, Avrupa solu ile yakınlaşıyor İstanbul Haber Servisi Avrupa Birliği Parlamentosu’ndaki en etkin grup olan Avrupa Sosyalistleri Partisi’nin (PES) kongresine konuk olarak katılan SHP Genel Başkan Yardımcısı İlhan Göğüş, görüş birliğine vardıkları Avrupa solunun “Yeni Sosyal Avrupa” için hazırlanan 10 maddelik yol haritasında “tam istihdamın” ulaşılabilir bir hedef olarak yer almasının sevindirici olduğunu söyledi. Göğüş, PES kararlarını, “tam istihdam ve katılımcı Avrupa, iklim değişimi sorunlarını gidermek için 3. endüstriyel devrimin gerçekleştirilmesi ve çocuk bakımının kamu hizmeti olarak ele alınması” olarak özetledi. 78 Aralık tarihlerinde Portekiz’in Porto kentinde toplanan PES Kongresi’ne konuk olarak katılan Göğüş, gazetemize değerlendirmelerde bulundu. Göğüş, en önemli başlıklardan olan “Yeni Sosyal Avrupa” için Avrupa solunun, Avrupa’nın tümünü kapsayan daha iyi ekonomik koordinasyon ve eş zamanlı yatırımlarla hareketli bir iş gücü pazarı oluşturulması ile yurttaşları işe hazırlayan eğitim politikalarının hazırlanmasının öncelikli olarak kabul edildiğini vurguladı. Göğüş, kongresinin “Yeni Sosyal Avrupa” başlığında alınan kararlarını şöyle aktardı: “Demode olmuş işlere yatırım yapmaktansa, insana yatırım yapmak, herkese gerekli çalışma becerisinin verilmesi ve gelir desteği, bireylerin iş ortamına girmesi ve eski işlerinden yeni işlerine en kısa zamanda ve kolaylıkla geçebilmesinin sağlanmalı. İsteyen herkes için okul öncesi çocuk bakımı sağlanmalı.” Avrupa solunun, iklim değişimin, yarattığı sorunları gidermek için 3. endüstriyel devrime ihtayaç duyduğunu ve küresel ısınma yaratan gazların yakalanması konusunda sürdürülebilir bir devrim gerçekleştirilmesi kararı da alındığına dikkat çeken Göğüş, Avrupa’nın enerji Politikası’nın kongrede alınan kararlar doğrultusunda dayandığı şartları özetle şöyle açıkladı: “Enerji verimliliği kullanılarak yüzde 20 oranında enerji tasarrufu hedefine ulaşılması, yenilenebilir enerji kullanım hedefinin 2015’e kadar enerji üretiminin yüzde 15’i, 2040’a kadar da üretimin yüzde 50’si haline getirilmesi.” Türey Köse, Emine Kaplan [email protected] CUMHURİYET 05 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle