17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 ARALIK 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Rezaleti üstlenen yok Konya Numune Hastanesi Başhekimi, 16 yaşındaki gencin testis ultrasonunu çekmeyen türbanlı radyoloji uzmanları hakkındaki iddiaların doğru olmadığını ancak inceleme başlattıklarını söyledi KONYA (Cumhuriyet) Konya Numune Hastanesi’nde türbanlarıyla çalışan Kezban Arıbağ ve Ayşe Yüceaktaş adlı doktorların 16 yaşındaki A.G’nin testis ultrasonunu çekmeyi reddettikleri iddiaları tartışma yarattı. Hastane Başhekimi Opr. Dr. Rıza Sarıbabıçcı, iddiaların doğru olmadığını ancak konuyla ilgili inceleme başlattıklarını belirtti. İddialara göre A.G, 13 Kasım günü sol testisinde şişme ve ağrı şikâyeti ile Konya Numune Hastanesi’ne gitti. İlk muayeneden sonra ultrason çektirmesi istendi. Ancak radyoloji servisinde türbanlı görev yapmasına göz yumulan uzman doktor Kezban Arıbağ, A.G’nin testis ultrasonunu çekmek istemedi. Bunun üzerine A.G. ertesi sabaha kadar beklemek zorunda kaldı. Ancak nöbeti devralan diğer tesettürlü radyoloji uzmanı Dr. Ayşe Yüceaktaş’ın da hastanın ultrasonunu çekmek istemediği ileri sürüldü. AYDINLANMA EMRE KONGAR Cemaatleşme Süreci ve Cumhurbaşkanlığı Türkiye toplumdan topluluğa, cemiyetten cemaate, ulusaldan yerele, vatandaşlıktan müritliğe doğru, tarihin akışına, insanoğlunun uygarlaşmasına ve özgürleşmesine ters bir süreç yaşıyor. ??? Bu garip oluşumun ardındaki belirleyici öğeleri soğukkanlı bir biçimde çözümlemezsek, olayı anlamamız ve tabii sorunu çözmemiz olanaklı olmaz. Tarihsel ve evrensel planda baktığımızda bu sürecin ardındaki öğeleri beş ana grupta toplamamız olanaklı görünüyor: 1) Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş döneminden gelen, Atatürk Devrimlerinin yeterince özümlenmemiş olmasından kaynaklanan özel öğeler. 2) Çok partili dönemin plansız değişme ve gelişmelerinin yol açtığı düzensiz kentleşme. (kentlileşme değil.) 3) Soğuk Savaş’ın bitmesinden sonra başlayan Küreselleşme döneminde Batı Dünyası’nın Sosyal Refah Devleti anlayışını terk etmesi ve Türkiye’nin de bu akımdan etkilenmesi. 4) Çok partili düzenin, sahte bir demokrasi şemsiyesi altında dinci akımların güçlenmesine ortam hazırlaması. 5) ABD ve AB’nin Türkiye’deki bu oluşumu desteklemesi. ??? 1) Türkiye Cumhuriyeti, endüstrileşmeyi kaçıran Osmanlı İmparatorluğu’nun işgal edilmesi üzerine verilen bir Kurtuluş Savaşı ile kurulduğu için, bireyi özgürleştiren, toplumu çağdaşlaştıran süreçleri doğal biçimde yaşamadı; Atatürk Devrimleri ile bu süreçleri hızlı bir biçimde özümlemeye çalıştı. Toplum, endüstrileşmenin meyvelerini toplayamadan, Atatürk Devrimleri tam anlamıyla özümlenemeden geçilen çok partili rejim, bu kültürel, hukuksal ve siyasal atılımın toplumsal ve ekonomik sonuçlarının feodal toplumu tam anlamıyla tasfiye etmesini engelledi. Dolayısıyla ortam, geriye gidişe uygun niteliğini sürdürdü. ??? 2) 1950 yılından sonra ivme kazanan, kırsal alanlardan kentlere göç, gecekondulaşma olgusunu yarattı. Kentlerde yaşayan, feodal kültürden tam anlamıyla kopamamış ama kentlileşmeyi de gerçekleştirememiş, endüstri kültürüne eklemlenememiş büyük bir nüfus ortaya çıktı. ??? 3) Kentle, endüstri kültürüyle bütünleşememiş gecekondu nüfusunun sorunlarını çözecek olan, bu nüfusu ulusal bütünlük içinde ele alarak onlara sosyal güvenlik, eğitim, sağlık, konut gibi hizmetleri sağlaması gereken ve fırsat eşitliğini gerçekleştirmesi beklenen Sosyal Refah Devleti, Küreselleşme aşamasında tüm dünyada terk edilirken, Türkiye’de de zayıflatıldı. İnsanlar “gayri resmi örgütlerin” (günümüzde cemaatlerin ve tarikatların) eline bırakıldı. ??? 4) Çok partili düzende, demokrasinin altını oyan dinci akımlar, laiklik karşıtı oluşumlar, (kısacası tarikatlar ve cemaatler) demagojik nitelikli, popülizme dayalı, halk dalkavukluğu yapan bir oy avcılığı anlayışı içinde desteklendi, güçlendirildi. Günümüzde iktidara da getirildi. ??? 5) ABD, Büyük Ortadoğu Projesi bağlamındaki “Ilımlı İslam Devleti” modeli ile, AB, kendisine ve çıkarlarına karşı oluşan ulusal direnişi kırmak için, din eksenindeki bu cemaatleşmeyi destekledi. ??? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu sürecin bir temsilcisi ve bugünkü siyasal lideri olduğu için, kendisi veya işaret edeceği bir kişi Cumhurbaşkanı olmamalıdır; yoksa bu süreç Cumhuriyetin, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti özelliklerini çökertecektir. [email protected]; www.kongar.org A.G’nin testisi alındı A.G’nin durumunun ağırlaşması üzerine Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Celal Tütüncü’nün araya girmesiyle A.G’nin ultrasonu çekildi, ancak müdahalede geç kalınması nedeniyle gencin bir testisi alındı. Büyük tartışmalara yol açan iddialarla ilgili Hastane Başhekimi Rıza Sarıbabıçcı dün bir yazılı açıklama yaptı. Başhekim açıklamasında 13 Kasım günü hastaneye başvuran A.G’ye “orşit ve epididimit’’ (testis iltihabı) teşhisinin konulduğunu ve aynı gün gencin saat 18.17’de Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Celal Tütüncü tarafından muayene edilerek hastaneye yatırıldığını belirtti. Tütüncü’nün ultrason tetkiki istediğini anımsatan Sarıbabıçcı, şunları söyledi: “Mevcut mevzuatlara göre, radyoloji uzmanları günde 5 saat çalıştıkları için gün içerisinde bir grup 08.0013.00 diğer grup ise 13.0018.00 saatleri arasında görev yapmaktadır. Daha sonrası vakalar için icapçı uzman hekimler acil durumlar için hastaneye çağrılmaktadır. Bu durumda yapılması gereken, ‘acil’ kaydı mevcutsa, hastayı muayene eden hekimin o günkü icapçı uzman hekimi hastaneye davet etmesidir. Hastanın hekimi tarafından böyle bir arama daveti yapılmadığı tespit edilmiştir.’’ ‘4 hastaya müdahale etti’ 13 Kasım akşamı icapçı radyoloji uzmanı Dr. Levent Kaya’nın nöbetçi olduğunu ifade eden Sarıbabıçcı, “Hasta ayrımına gitmek gibi bir durum hastanemizde yaşanmamış olup, hekimlerimizin cinsiyet ayrımcılığına gitmesi gibi bir durum bundan sonra da yaşanamaz. Başhekimliğimizce derhal soruşturma başlatılmıştır. Soruşturma sonucu ihmal tespit edilirse, ilgililer hakkında cezai işlem yapılacaktır” dedi. Sarıbabıçcı, suçlanan doktorlardan Yüceaktaş’ın daha önce aynı hastalıktan 4 hastaya müdahale ettiğini belirlediklerini sözlerine ekledi. 4 yıldızlı otelde 254 kaçak ? ANTALYA (Cumhuriyet) Antalya’nın Alanya ilçesine bağlı turistik Okurcalar beldesinde, dün gece jandarma ekipleri 4 yıldızlı Uistral Otel’e baskın düzenledi. Baskında, otelde barındırılan Sudan, Filistin, Somali ve Irak’tan gelen, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 254 kaçak yakalandı. Olayla ilgili otel sahibi gözaltına alınırken, 1 de ruhsatsız tabanca ele geçirildi. Şişli’de ‘domuz bağı’yla cinayet ? İstanbul Haber Servisi Maslak’taki Atatürk Oto Sanayi Sitesi 2. Kısım 26. Sokak’taki “Ufuk Ajans Reklam Limited Şirketi’’nin 2. katından duman çıktığını gören yurttaşlar, itfaiye çağırdı. İşyerine giren itfaiye ekipleri, girişte bezlerle sarılı ve vücudunun büyük kısmı tinerle yakılmış, ağzı bantlı olarak bir kadın cesedi ile 2. katta elleri ve ayakları arkadan “domuz bağı’’ adı verilen yöntemle bağlanarak öldürülmüş erkek cesedi ile karşılaştı. Üzerinde yara izine rastlanmayan erkek cesedinin işyeri sahibi Yunus Doğan’a, kadın cesedinin ise Hacer Enginay’a ait olduğu belirlendi. ‘Seri cinayet işleyen fil’ öldürüldü ? GUVAHATI (AA) Hindistan’ın kuzeydoğusunda 27 kişiyi öldüren fil vuruldu. Orman Bakanlığı’nın bir çalışanı, son iki yıldır Assam eyaletindeki köylerde “terör estirdiğinden” “Usame bin Ladin” adı verilen filin bir tarlada vurularak öldürüldüğünü söyledi. Sadece geçen ay 14 kişinin ölümüne neden olan 45 ila 50 yaşlarındaki dişsiz filin, köylülerin teşhis etmesi sonucu öldürüldüğü belirtildi. CUMHURİYET 03 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle