17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 ARALIK 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 İsveç Dışişleri Bakanı, tavsiyenin önlenemez zararlara yol açmasından endişeli olduğunu söyledi: BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Komisyon çok ileri gitti ELÇİN POYRAZLAR Şike Maçın Altın Golleri Genişlemeden sorumlu komisyon üyesi Olli Rehn öneriyor; “Sekiz madde askıya alınsın ama görüşmeler sürecek, biraz yavaşlasa bile..” diyor ve nedense yer yerinden oynuyor sanki... Televizyonlar, gazeteler panik içinde; acaba tren kazası mı oldu? Borsa ne olacak? “Sıcak para soğuklaşır mı?” Bir uzman, yanıt (ve öğüt) veriyor: “Hükümet yumuşak yaklaşmalı...” Sanki çiğ köfte yoğuruyorlar... Bir başka ünlü uzman ahkâm kesiyor: “Askeri darbe olmadığı sürece askıya alamazlar.” Aman ne iyi diyerek rahatlıyoruz... Ama en güzeli “altın gol” hikâyesi. Rehn, “Ankara bir altın gol atmalı” diyor. Yani? Yani limanların Rumlara açılarak jest yapılmasını istiyor. Kısacası, “Kendi kendinize bir altın gol atın” diyor adam. Bunlar şike için düpedüz anlaşmışlar bile. Hükümet ile Brüksel sanal bir oyun oynuyor. Adam ya çok saf ya da biraz dangalak. Açık açık, herkesin önünde şike yapın denir mi? Ankara ile Brüksel çoktan anlaşmışlar. “Kısmi askı” ile elense çekiyorlar: Erdoğan ve Gül biraz sert çıkmış görünecek; borsacılar, piyasacılar, sıcak paracılar, “Aman yapmayın, Kıbrıs için değer mi” yaygarasını basacak ve kamuoyunun beyni yıkanacak. Kimse haklılıkhaksızlık tartışmasına girmiyor bile. “Onun istediğini vermezsen borsa düşer, sıcak para gider” oyununu oynamaya başlıyorlar. Batı’nın şirketleri, Batı’nın beyni, Batı’nın gözlüğü ile TürkiyeAB ilişkilerine bakıyorlar. Türkiye’nin gözlüğü yok, hükümetin, Meclis’in politikası yok. Kendine yabancılaşan bir topluluk; kendine başkasının gözü ile bakan bir ülke haline getirilmek isteniyor Türkiye. BRÜKSEL İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, dün AB Komisyonu’nun önerisinin ardından TürkiyeAB ilişkilerinin zarar görmesinden endişe duyduğunu söyledi. Cumhuriyet’e demeç veren Bildt, komisyonun önerisini ağır bulduğunu belirterek bunun önlenemez zararlara yol açmasından kaygı duyduğunu ifade etti. “AB frene bastıkça geri dönüşü daha zor olacak” diyen Bildt, komisyonun önerisinde bazı tehlikeler gördüğüne işaret etti. AB’nin başlıklara yönelik tartışmalardan önce Türkiye ve Kıbrıs dosyalarında stratejik bir değerlendirme yapması gerektiğini söyleyen Bildt, Güneydoğu Akdeniz bölgesinde AB’nin çıkarları olduğuna işaret etti. Bildt, bu bölgede yaşanacak stratejik bir felaketin uzaklaştırılması gerektiğini belirtti. Carl Bildt, komisyonun önerisinin çok ileri gittiğine ve Avrupa’nın Tür A B Komisyonu’nun önerisi birlik içinde de bölünmeye yol açtı. İsveç Dışişleri Bakanı Bildt, öneriyi “AB frene bastıkça geri dönüşü daha zor olacak” sözleriyle eleştirdi. Önerinin bu kadar erken yapılmasını beklemediğini dile getiren Bildt, son kararın dışişleri bakanları düzeyinde alınacağını vurguladı. kiye ile ilişkileri dondurmaya karar vermesi durumunda bölge istikrarının bozulabileceğine dikkat çekti. Komisyonun 6 Aralık’ta öneride bulunmasını beklediğini söyleyen İsveçli Bakan, önerinin bu kadar erken yapılmasının kendisi için bir sürpriz olduğunu dile getirdi. Bildt, “Önerinin bu kadar erkene alınmasının faydaları tartışmalı” dedi. Komisyonun önerisinin son karar olmadığını ifade eden Bildt, bu konuya yönelik kararın AB dışişleri bakanları düzeyinde alınacağına dikkat çekti. Bildt, gelecek hafta görüşmelerde bulunmak üzere Ankara’ya geleceğini de söyledi. AB Komisyonu’nun önerisi, birlik içerisinde Türkiye konusunda yaşanan ayrımları da su yüzüne çıkarıyor. İngiltere ve İtalya ile birlikte İsveç, askıya alınması gereken başlık sayısının daha az olması gerektiğini savunuyordu. ‘Türkiye talepleri karşılamalı’ AB Komisyonu’nun önerisini eleştiren İngiltere Başbakanı Tony Blair de önceki gün birliğin Türkiye’ye yanlış mesaj göndermesinin hata olacağını söylemişti. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ise, gümrük birliği anlaşmasının gereklerini yerine getirmeyen Türkiye’nin AB’ye başka seçenek bırakmadığı konusunda Almanya ve diğer birlik ülkeleriyle aynı görüşte olduğunu belirtmişti. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Türkiye’nin, müzakereler çerçevesinde birliğin taleplerini karşılama konusunda istekli olduğunu göstermek zorunda olduğunu söyledi. Barroso, Brüksel’in Türkiye’yi müzakere masasından kaldırmak istediği haberlerini yalanlayarak, “Yükümlülüklerine uymak konusunda istekli olduğunu göstermek Türkiye’ye kalmış” dedi. Komisyonun önerilerinin, Türkiye’yi müzakere masasından kaçırmak için bir fırsat olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyleyen Barroso, AB’nin istediğinin bu olmadığını kaydetti. Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen de dün, Kıbrıs konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmesi ve reform sürecini hızlandırması için AB’nin Türkiye’ye “çok açık bir mesaj” vermesi gerektiğini belirtti. Telefonda son dakika pazarlığı Rum lider Tasos Papadopulos komisyon kararından tatmin olmadıklarını söyledi. Doğru soru hangisi? TürkiyeAB ilişkilerinde “Şu soruların sorulup yanıtlarının aranması” gerekir: 1) Görüşme sürecinin askıya alınmasının Türk işçisine; Türk köylüsüne, memuruna, esnafına, sanayicisine olumsuz etkisi var mı? Aksine görüşmelerle giderek tek yanlı bağlanan Türkiye, bütün kesimleriyle olumsuz etkileniyor; içimizdeki oligarşi dışında herkes zarar görüyor. 2) Görüşmelerin askıya alınması Türkiye’nin tam üyeliğini mi engelliyor? Kesinlikle hayır; görüşmeler bizi tam üyeliğe değil, özel statüye adım adım sürüklüyor. 1995’te, 17 Aralık 2004’te, 3 Ekim 2005’te imzalanan üç belgenin içine zaten yazılmış. Fiili gelişmeler ve Türkiye’nin uğramakta olduğu iktisadi, siyasi ve kültürel kayıplar bunu kanıtlıyor. Ayrıca Sayın Merkel gibi sapına kadar erkek (!) Almanlar; Ermeniler yüzünden de olsa yüzündeki maskeyi indirmek zorunda kalan Fransızlar sadece 2006’nın örnekleri... Tony Blair gibi düzenbaz Avrupalılar dışındaki Papa gibi açık sözlüler yıllardır konuşuyor. Papa’nın Ankara’daki AB desteğine Türk halkını inandırabilmesi için, Tayyip Bey gibi, “Ben de değiştim” diyerek İncil üzerine yemin etmesi gerekir. Sinan Aygün, Süleyman Orakçıoğlu, Halit Narin ve daha birçok işadamı, “AB yüzünden Türk ekonomisi çöküyor” diye haykırıyorlar, duyan yok: Tarımda geçen yıl 50 bin köylü Manisa’da meydanı doldurdu; bu yıl 85 bin fındık üreticisi yabancı tekellerin işgaline karşı direndi: Demir çelikten deriye, ilaçtan mobilyaya bütün sektörler bunun zararını yaşıyor. Halkın yüzde 70’i AB’nin gerçek yüzünü anlamış; Ama TürkiyeAB ilişkilerinde bu kesimlerin AB yüzünden uğradıkları zararlar konuşulmuyor. Gül, karardan önce görüştüğü Rehn’e tepkisini dile getirdi. Ankara, son ana dek baskı yapmasına karşın başlıkların 3’le sınırlı kalmasını sağlayamadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye’nin AB Komisyonu’na son dakikaya kadar, askıya alınacak müzakere başlıklarının en fazla üç ile sınırlı kalması için baskı yaptığı ancak başarılı olamadığı öğrenildi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ile kararın açıklanmasından önce bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği ve komisyonun önerilerine tepki gösterdiği belirtildi. Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan, Fransa ve Avusturya’nın askıya alınacak başlıkların 20’ye kadar çıkarılması için ısrar ettiği öğrenildi. TürkiyeAB hattında yaşanan görüşmeler hakkında bilgi veren AB’li kaynaklar, Türk yetkililerle tavsiye kararının açıklanmasından kısa bir süre öncesinde “zorlu görüşmeler” yapıldığını kaydetti. Üst düzey bir yetkili ANKA Ajanrar ettiğini açıklarken “Komisyon elinden geleni yaparak bu sayıyı 8’e indirdi” diye konuştu. Almanya’nın pozisyonunu “sıkıntılı” olarak tanımlayan yetkili, “Merkel, Hıristiyan Demokratların yoğun baskısı altında kaldı” dedi. Rumlardan veto tehdidi Dış Haberler Servisi Kıbrıs Rum Kesimi lideri Tasos Papadopulos, Avrupa Birliği’nin Türkiye ile müzakereleri kısmen askıya almasından tatmin olmadığını söyledi. AB Komisyonu’nun Türkiye’ye Güney Kıbrıs’a limanlarını açmamış olmasından dolayı müzakereleri kısmi askıya alma önerisinde bulunmasıyla ilgili olarak Papadopulos, “Memnun değiliz” ifadesini kullandı. Papadopulos, bunun, yükümlülüklerini yerine getirmesi için Türkiye’ye herhangi bir baskı oluşturmadığına inandıklarını söyledi. Rum yönetimi sözcüsü Hristodulos Paşardis, “Türkiye’nin Avrupa Birliği müzakere sürecinde bazı başlıkların hiçbir şey olmamış gibi dondurulmasının bir yaptırım olmadığını” savundu. Paşardis, AB Komisyonu önerisinin, “sadece, Türkiye’ye AB yükümlülüklerini yerine getirmemesi hazzını vereceğini” iddia etti. “Avrupa Birliği’nin tavrından memnun olmazsak biz de karşı çıkma hakkımızı kullanacağız” diye konuşan Paşardis, böyle bir durumda Türkiye ile yeni müzakere başlıklarının açılmasını engelneriden leyeceklerini söyledi. AKEL Genel Sekrememnun olmayan Rum teri Dimitris Hristofyas, önerinin Türkiye yönetiminin için ceza olmadığını sözcüsü, savunarak daha fazlasını beklediğini belirAB’nin tirken, hükümet ortatavrından ğı Sosyalist EDEK memnun Başkanı Yannakis olmazlarsa Omiru, tavsiyelerin Türkiye ile hem yetersiz hem de yeni başlıkların kabul edilemez olduğunu ileri sürdü. açılmasını ‘Daha iyisini yapamazdık’ Yetkili, “Bize Eylül 2005 tarihindeki karşı deklarasyonda Avrupa liderleri bir görev verdi, biz de bu teklif ile bu görevi yerine getirdik” diye konuştu. Son günlerde bazı ülkelerin müzakerelerin durdurulması yönünde bazı açıklamalar yaptıklarını hatırlatan yetkili, “Açıkladığımız tekliften daha iyisini yapamazdık” dedi. Yetkili, “Biz sürecin devamına dönük parametreler üzerinde durduk. Ve bunu sağladık” görüşünü ortaya koyarken “Süreci devam ettirmek Türkiye’nin çıkarınadır” diye konuştu. Rehn, Gül’ü telefonla arayarak varılan uzlaşma hakkında bilgilendirdi. sı’na yaptığı açıklamada, Rehn’in önceki gün Gül’ü arayarak AB içerisinde varılan mutabakat hakkında bilgi verdiğini kaydetti ve Gül’ün de tepki gösterdiğini söyledi. Aynı yetkili, Türk tarafının askıya alınacak başlıkların en fazla üç ile sınırlı tutulmasında ısrar ettiğini kaydetti. Aynı yetkili, “malum ülkeler” olarak tanımladığı Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan, Fransa ve Avusturya’nın askıya alınacak başlıkları 20’ye kadar çıkarmak için ıs Dışişleri Bakanlığı: Halkımızın iyiliği için bu sürece devam edeceğiz Tan: Diplomasiye fırsat verilmedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı, AB Komisyonu’nun Türkiye ile müzakerelerin 8 başlıkta askıya alınmasını öneren kararını “acelecilik” olarak gördüğünü açıklarken Sözcü Namık Tan, “Halkımızın iyiliği için bu sürece devam edeceğiz” dedi. Tan, haftalık basın toplantısında gazetecilerin soruları üzerine, “Komisyonun kararında görünen ve görünmeyen çeşitli nedenler vardır. Görünen nedenleri öne çıkararak karar almışlardır. Bunun Olli Rehn Papa’yı perdeledi... Ne tesadüf; tam da Papa, Fener Patrikhanesi’ne giderek “esas misyonunu” yerine getirecekken Brüksel, gündemi değiştirdi ve filistinaskısı ile birlikte altın golü kullanarak gerçekten bir gol attı. Rehn, “Papa’nın Fener ziyaretini perdelemek için” Ankara ile yaptıkları şikeyi bile basına açıkladı. Abdullah Gül ile işi çoktan bitirmişlerdi aslında. Şimdi karşılıklı birkaç elense çekilecek, Papa’nın esas ziyaret nedenini oluşturan “Ortodoks din devletiyeni Roma” organizasyonu AB askısı ile karartılmış olacak ve oligarşi hükmünü yürütecek! Ama sandıkları gibi olmayacak, karartma, perdeleme işe yaramayacak... Halk artık uyandı... Sağlam kalmış sivil toplum örgütleri, sağlam kalmış siyasal partiler, herkes işbaşına, aydınlık ve oligarşinin tekelinden kurtulmuş Türkiye için... Omuz omuza... El ele... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali ? Bakanlık Sözcüsü Namık Tan, esas kararın 14 Aralık’ta yapılacak AB zirvesinde alınacağını vurguladı. Tan, izolasyonlar kaldırılmadan limanların Rumlara açılmasının söz konusu olamayacağını dile getirdi. AB’nin şeffaflık ilkesiyle bağdaşmadığı açıktır. Bizim için önemli olan, Türkiye’nin transformasyonudur. Türk halkı ve hükümetinin sorumluluğu budur. Halkımızın iyiliği için bu sürece devam edeceğiz” değerlendirmesini yaptı. Avrupa’nın olumsuz bir konjonktürden geçmekte olduğuna işaret eden Tan, komisyonun kararının teknik tavsiyeler olduğunu, objektif olmadığını belirtti ve “Tahmin ediyoruz ki bundan kendi vicdanları da rahatsızdır. Görebildiğimiz kadarıyla bahsettiğim Avrupa’daki olumsuz siyasi konjonktür bazen adil davranmalarına mani olmaktadır. Ayrıca acelecilikle hareket edilmesi ve diplomasiye fırsat verilmemesi, siyasi baskılarla hareket edildiğini ortaya koymaktadır” diye konuştu. Ö Yola devam Tan, AB ile herhangi bir polemiğe girmek istemediklerini de belirttikten sonra “Biz yolumuza aynen devam edeceğiz” dedi. Tan, siyasi kararların konsey toplantılarında alındı Onur Öymen’den Olli Rehn’in sözlerine tepki: önlemekle tehdit etti. Erdoğan taktikçi Avrupa Parlamentosu (AP) Dışişleri Komisyonu Başkanı Hıristiyan Demokrat Elmar Brok, AB Komisyonu’nu sert bir dille eleştirerek 8 başlıkta müzakerelerin askıya alınmasını yetersiz bulduğunu söyledi. Kıbrıs konusunda çözüm çabalarının Türkiye’nin uzlaşmaz tutumuyla başarısızlığa uğradığını komisyonun kabul ettiğini savunan Brok, bundan sonra hiçbir müzakere başlığının açılmaması gerektiğini belirtti. Türk tarafının “sadece açık bir dilden anlayacağını” ifade eden Brok, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir taktikçi olduğunu ve komisyonun bu önerisini “zayıflık” olarak yorumlayacağını öne sürdü. Brok “Konsey ve komisyon tüm müzakereleri askıya almadıkça Türkiye Kıbrıs’ta ödün vermeyecektir” dedi. AP Türkiye Raportörü Hollandalı üye Camiel Eurlings, komisyonun önerisini “zayıf bir sinyal” şeklinde niteledi. Güney Kıbrıs’la ticari ilişkilerin normalleştirilmesinin 2004 doruğunda “zor kazanılmış” bir AB koşulu olduğunu söyleyen Eurlings, Rumlara limanları kapalı tutmanın sonuçsuz kalamayacağını belirtti. Türkiye kendi kalesine gol atmasın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, AB Komisyonu’nun kararını değerlendirirken “Olli Rehn, altın gol, diyor. Bunun özgün tercümesi Türkiye’nin kendi kalesine gol atmasıdır” dedi. Onur Öymen, dün Meclis’te düzenlediği basın toplantısında şu görüşleri dile getirdi: “Rumlar Annan Planı’na, evet deseydi bu fırtınalar olmayacaktı. Rumların reddinin bedeli, AB’nin kendi aldığı kararı uygulatmamasının bedeli Türkiye’ye ödetilmek isteniyor. Bu çok büyük haksızlık.” di: “Bunun özgün tercümesi, Türkiye’nin kendi kalesine gol atmasıdır. Altın gol, taviz verilmesidir. Maddelerin tümü askıya alınmıştı. 8 madde askıya alındı, demek akla aykırı. Hangi madde müzakereye açılmıştı ki, şimdi askıya alındı? Rumları tatmin etmek için ilave tavizler istiyorlar. Türkiye şamar oğlanı haline getirilecek ülke değildir. Tahkir edici üslubu reddediyoruz... Kıbrıs, arkasına saklanılamayacak kadar küçük bir yerdir. 301. maddeyi engel gibi getiriyorlar, tüm Avrupa ülkelerinde benzer düzenlemeler var. Ayrıca, askerlerle ilgili de haksız iddialar var. Sanki siyaseti asker idare ediyor gibi, oysa biz yıllardır parlamentodayız, böyle bir baskı görmedik. Türkiye’ye yapılan ğına ve esas kararın 14 Aralık’taki AB Konsey Toplantısı’nda alınacağına da dikkati çekti. AB Konseyi’nin 1415 Aralık zirvesi için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ya da Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e davet gelip gelmediğinin sorulması üzerine Tan, “Olmadığını hepiniz biliyorsunuz. Zaten hatırladığım kadarıyla AB’den de gerekli açıklamalar yapıldı” yanıtını verdi. AB ile müzakerelerde son gelişmelerin Kıbrıs sorununun çözümüne olası etkileriyle ilgili bir soru üzerine de Tan, Kıbrıs konusunda AB’nin istediği çerçevede bir ilerleme kaydedilebilmesi için izolasyonların kaldırılmasının şart olduğunu vurguladı. Tan, “İzolasyonlar kaldırılmadan limanların açılması gibi bir husus söz konusu olamaz. Bu her vesileyle ve her düzeyde söylenmiştir. Kıbrıs’ta kapsamlı çözümün adresi BM’dir. BM’de yapılacak çalışmalar esastır. Bunu da anlamış olmaları icap eder” diye konuştu. Dışişleri Bakanı Tuomioja Finlandiya: Karar değişebilir Dış Haberler Servisi AB Dönem Başkanı Finlandiya, Türkiye ile müzakerelerin kısmen askıya alınması yönündeki AB Komisyonu kararının “muhtemelen” değişeceğini açıkladı. Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de Türk gazetecilerin sorularını yanıtlayan Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja, komisyonun müzakerelerin 8 başlıkta askıya alınması yönündeki tavsiyesinin 11 Aralık’taki AB dışişleri bakanları toplantısına kadar “muhtemelen” değişeceğini belirtti. Tuomioja, bu değişikliğin ne yönde olacağını bilemeyeceğini ancak bir uzlaşma olabileceğini söyledi. Finlandiya Başbakanı Matti Vanhanen’in bugünkü Ankara ziyaretinin önemli olduğunu vurgulayan Tuomioja, Türkiye’ye “doğru bir mesaj” vermeyi amaçladıklarını söyledi. “Bu ‘Türkiye’ye kapıları kapatıyoruz’ mesajı olmayacak” diyen Tuomioja, Türkiye’nin AB adaylığının mutlaka devam etmesi gerektiğini vurgulayarak, Türkiye’nin istenilenleri yerine getirmesi durumunda, AB’nin kendisine “Hoş geldin” diyeceğini belirtti. Öymen, hükümeti dış baskılara direnememekle suçladı. kötü muamele kabul edilemez. Ancak, iktidar tavizkâr tutumuyla bunları heveslendirmiştir.” Öymen, “Süreç tıkanır mı” sorusuna da, “Süreç zaten işlemiyordu. İlave tavizler almak istiyorlar. Hükümet de edilgen, sessiz, dış baskılara direnemeyen bir tablo sergiliyor” yanıtını verdi. Gül’ün Atina ziyareti Tan’a, Gül’ün 78 Aralık’ta Atina’ya yapması planlanan ziyaretin ertelenme nedeni de soruldu. Tan, Yunanlıların bu konuda açıklamalarını yapmış olduğunu ve bunun basında da yer aldığını belirterek “Yeni bir gelişme olursa sizlere elbette bilgi veririz” dedi. ‘Haksız iddialar var’ Rehn’in “Türkiye’nin altın gol atma şansı var” sözlerine de dikkat çeken Öymen şu görüşleri dile getir CUMHURİYET 11 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle