Katalog

18 KASIM 2006 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul 15 Stockholm S S S S B B B PB S 16 18 18 18 19 20 21 20 13 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y S S S S B 14 12 14 12 14 14 12 7 22 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B S PB PB B KY Y KY 20 20 11 16 14 11 6 7 5 Trabzon Ankara Erzurum Hakkari İzmir Antalya Ş.Urfa Adana Yurdun kuzey ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz ile Sinop, Tokat, Sıvas, Kars, Ardahan, Van ve Hakkâri çevreleri yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı; yurdun kuzey ve doğu kesimlerinde biraz azalacak diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y Y Y B 8 8 10 11 12 9 10 13 14 Yağmurlu Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y B Y B B PB Y B Y 14 18 15 10 16 16 20 18 14 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K B KY B Y B Y B B 0 18 5 19 8 16 12 22 21 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada yımlıyor. ANAR’ın saptadığı sonuca göre ankete katılanların yüzde 39.6’sı RTE’nin cumhurbaşkanı olmasına karşı. RTE’yi Köşk’e layık görenler ise yüzde 29.7! Büyük medya bu sonucu hangi nedenlerden görmezlikten geldi acaba? Anketi yayımlayan iktidar yanlısı gazete ise genel yayın yönetmeninin kıvrak yorumlar içeren yazısıyla aleyhte olan sonuçları RTE lehine çevirme maharetini gösterdi. Birbiriyle ilgisi olmayan diğer kimi sonuçlarla RTE’yi Köşk’te görmek istemeyenlerin yüzdesini birleştirip kaynaştırdı! Elmalarla armutları karıştırdı. Nasıl mı? RTE’ye ‘‘yüzde 29.7’lik direkt destek ile yüzde 13.4’lük ‘Başbakan olarak daha iyi hizmet eder’ kitlesi ve hatta yüzde 9.7’lik ‘Çankaya’ya çıkarsa gerilim olur’ diyenleri bir tarafta toplayarak...’’ şu sonuçları çıkardı: ‘‘Bunlar’’ dedi; ‘‘esasında RTE’ye kategorik karşıtlığı ifade etmiyor’’. Genel yayın müdürünün ikinci harikası ise; ‘‘bu üç grubun toplamının RTE’nin muhtemel bir Cumhurbaşkanlığı adaylığının toplum tarafından giderek daha toleransla karşılandığını’’ yazması... Tabii gazete, 14 ilde yapılan bir başka ankete katılanların yüzde 60’ının RTE’nin cumhurbaşkanı olmasını istemediğini yazmıyor. İster siyasal alanda, ister başka meslekte olsun, iktidar yalakası olmak zor, çok zor. ??? Cumhurbaşkanlığı’yla ilgili türlü çeşit senaryolar, görüşler öne süren araştırmacılar, ilim bilim adamları, RTE’nin Çankaya Köşkü’ne çıkmasını engelleyecek, halkın eğilimlerine yanıt verecek bir çözüm formülü üzerinde durmuyorlar. Halktan aldığı yetkiyi, rejimi soysuzlaştırma politikalarında kullanan AKP iktidarı ve bu partinin başsorumlusu RTE’nin Çankaya yokuşunun başında önünü kesmek, daha sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de siyasal bunalımlara girilmesini önleyecek bir kural üzerinde ağırlıklı olarak niçin çalışmıyorlar? Yöntem, bilinen bir yöntem; cumhurbaşkanını halkın seçmesi! Bugün yüzde 34 oyla Meclis’in yüzde 60’ını ele geçiren AKP lideri, ne Mayıs 2007’deki cumhurbaşkanı seçiminden önce bir erken genel seçime ne de cumhurbaşkanını halkın seçmesine yanlı. Siyasal bir bencillik sarmış RTE’yi; AKP’nin 350 milletvekiliyle çıkacağı Çankaya’yı yitirmek istemiyor. Halkın iradesiymiş, halkın eğilimine boyun eğmek gerekirmiş... Bu laflar RTE’nin işine geldiğinde kullandığı, halk yönetimi diye tarif edilen demokrasi kuralları! ??? Anayasada ifadesini bulan temel ilkeleri koruyor görünen AKP iktidarının Çankaya’yı ele geçirmesinden sonra neler yapacağını, medya her gün yeni bir örnekle sergiliyor. Deniz Baykal’ın Milli Eğitim Şurası’nın daha ilk günkü manzarasına bakarak koyduğu teşhis doğrulandı. CHP lideri ‘‘Şuranın (tabii AKP iktidarı ve hizmetindeki Bakan Hüseyin Çelik’in) hedefi, amacı, eğitimi kendi siyasi bekleyişlerine göre yeniden yapılandırmak, şekillendirmek, seçim öncesi siyasi talepleri doğrultusunda girişimlerde bulunmak... Manzara bu’’ dedi. Bu söylemden birkaç gün sonra, Milli Eğitim Şurası, (Şura kararları tavsiye niteliğinde olduğu için) YÖK’ün kabulü halinde imam hatip mezununa öğretmenlik, valilik gibi meslekler edinme olanağını sağlayacak bir karar aldı. Bunlar orduyu, üniversiteleri, tümüyle yargıyı ele geçirmedikleri için iktidara yarım yamalak egemenler, ve fakat, yapageldikleri, neler yapmaya hazırlandıklarını gösteriyor. Çankaya’yı da zapt ettikten sonra üçlü kararnamelerle orduyu da, YÖK’ü de ve yargıyı da... laik rejimi koruyan her kurum ve kurulu... kendilerine benzetecekler. RTE’nin Köşk’e çıkması, ardından genel seçimlerde AKP’nin tek başına iktidar olması halkın desteğiyle engellenmezse... Başa gelen çekilmez diyebilecek miyiz? Türk imama veto ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Diyanet İşleri Başkanlığı yurtdışına din görevlisi gönderme konusunda yaşadığı sıkıntıları aşmak için başta Almanya olmak üzere Fransa, Belçika, Hollanda gibi AB ülkeleriyle ikili görüşmeleri sürdürüyor. 11 Eylül’ün ardından Avrupa kamuoyunda ‘‘İslami terör’’ tanımının yerleşmesi, köktendinci örgütlerin İngiltere ve İspanya’daki terör saldırıları, cami ile mescitlerden farklı seslerin yükselmesi bu ülkeleri harekete geçirdi. Önümüzdeki süreçte çok sayıda Avrupa ülkesi ‘‘yurtdışından din görevlisi kabul etmemeye’’ ya da din görevlilerine ‘‘sınırlama’’ getirmeye hazırla nıyor. Bu gelişme, Avrupa’da 5 milyona yakın nüfusuyla en kabalalık Müslüman topluluğu oluşturan Türklere dini hizmet götüren Diyanet İşleri Başkanlığı’na yani Ankara’ya da yansımaya başladı. Bakan Babacan’ın üstünü aramaya kalkan Danimarka, bir süredir Diyanet’in bu ülkeye göndermek istediği din görevlilerine vize vermiyor. ‘Diplomatik zorluklar’ Konuyu görüştüğümüz üst düzey Diyanet yetkilisi gazetemize şunları söyledi: ‘‘Hollanda diyor ki biz 2008’den sonra yurtdışından din görevlisi almayacağız. Danimarka’ya iki senedir din görevlisi gönderemedik, vize alamadığımız için. Bu gibi zorluklar karşımıza çıkıyor. Bunlar diplomatik zorluklar.’’ Almanya’da ‘‘din görevlisi, görev yapacağı ülkenin eğitim kurumlarında yetişsin’’ tezinin ortaya atılmasının ardından Diyanet, Berlin’le ortak proje üreterek sıkıntıyı aşmaya çalışıyor. Diyanet yetkilisi bu konuyla ilgili olarak ise şöyle konuştu: ‘‘Biz, ‘Bu ülkelerde acaba İslam ilahiyatı alanında uzman yetiştirebilir miyiz? Bu çalışmalara katkı verebilir miyiz?’ diye düşündük. Ve Frankfurt Üniversitesi’nde İslam Din Bölümü’nün oluşmasına proje desteği sağladık. İki senedir bu proje devam ediyor. Proje bu herkese açık bir program tabii ki Frankfurt Goethe Üniversitesi bünyesinde. Burada İslam ilahiyatı bölümü var şu anda. Türkçeye tercüme edersek, İslam Din Bilimleri dediğimiz bir bölüm... Bununla ilgili birtakım çalışmalarımız diğer Avrupa ülkeleriyle de sürüyor. Hatta bu çalışmalarda bu ülkelerin kendi eğitim, yükseköğretim sistemleri içerisinde oluşturulacak İslam ilahiyatına ‘Türkiye ne destek verebilir’ bununla ilgili görüşmelerimiz sürüyor. Fransa, Belçika, Hollanda gibi gerek bu ülkelerden ilgili temsilciler gerekse büyükelçilikleri bu konuyla ilgili Diyanet’i ve ilgili kurumlarımızı ziyaret ettiler.’’ BAHÇELİEVLER Kavşak için yeşil katliamı ÖZLEM GÜVEMLİ 2324 KASIM’DA YAPILACAK DİSK’ten ‘Sosyal Politika Kongresi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) DİSK 2. Ulusal Sosyal Politika Kongresi, ‘‘Sosyal Adalet İçin Ekonomi Politikaları’’ başlığıyla 2324 Kasım’da Ankara’da gerçekleştirilecek. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin konuşmasıyla başlayacak kongrenin açılışına, Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu’nun katılması bekleniyor. Prof. Dr. Korkut Boratav’ın ‘‘Yeni Liberal Ekonomi Politikalarının Sosyal Etkileri’’ konulu konferansının ardından, kongrenin ilk gününde, ‘‘Dönüşüm Sürecinde Ekonomi Politikaları ve Sosyal Politikalar’’ konulu oturum yapılacak. Kongrenin ikinci gününde ‘‘Dönüşüm Sürecinde Çalışma Yaşamı ve Politikaları, Eşitlik ve Dayanışma’’ konulu oturumlarla, ‘‘Sosyal Adalet İçin Ekonomi Politikaları’’ başlıklı panel gerçekleştirilecek. Kongrenin sonunda, ‘‘Sosyal Adalet İçin Sosyal Haklar Manifestosu’’ yayımlanacak. Kongrenin çağrı metninde, ‘‘Türkiye’nin, neoliberal politikaların en katı biçimde uygulandığı ülkeler arasında yer aldığı’’ belirtiliyor. Neoliberal politikaların kamu yönetiminin yapısını, ekonominin yönetimini, IMF gibi finans kuruluşları ile ilişkileri, sosyal güvenlik sistemini, eğitim ve sağlık sistemini, kamu ve özel sektörde çalışma ilişkilerinin tümünü değiştirdiği ifade edilen metinde, bütün bu kurumsal değişimin, çalışanların işyerindeki çalışma şartlarını ve ilişkilerini, sosyal güvencelerini, geçimini ve kendilerinin ve çocuklarının geleceğini ‘‘olumsuz etkilediği’’ vurgulanıyor. İstanbul 3. İdare Mahkemesi, TopkapıÇobançeşme D100 karayolu üzerinde Böbrek Vakfı ile Ömür Plaza arasındaki yeşil alanın altgeçit ve kavşak düzenlemesi alanı olarak belirlenlemesine dair kararla ilgili yürütmeyi durdurma kararı verdi. Buna karşın 15 dönümü aşkın yeşil alan tahrip edildi, yüzlerce ağaç kesildi. Bahçelievler’deki Eserkent Sitesi sakinleri, Ömür Plaza’nın arkasındaki yeşil alanın altgeçit ve kavşak düzenlemesi alanı olarak belirlenmesine dair imar planları ile Ulaşım Trafik Düzenleme Komisyonu’nun 16.03.2006 tarihli kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle dava açtı. Hazırlanan bilirkişi raporunda, ekspres yolların veya otoyolların yeşil kuşaklarla konut alanlarından ayrılmasının hem gürültü hem hava kirliliği açısından şart olduğuna dikkat çekilerek “Proje; bilime, akla, ulaşım, şehircilik, planlama ilkelerine ve tekniklerine uygun değildir” denildi. Raporda, projenin mevzuata ve kamu yararına aykırı bulunduğu vurgulandı. İstanbul 3. İdare Mahkemesi de kavşak uygulamasına ilişkin kararın yürütmesini durdurdu. Eserkent Sitesi sakinleri, belediye ekiplerinin yürütmeyi durdurma kararının çıktığı gece yaklaşık 15 dönümlük arazide yüzlerce ağacı katlettiğini anlattılar. Kalan yeşil alanı korumak için nöbet tuttuklarını söyleyen site sakinleri, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararını, yeşil alandaki çöp kutularına, reklam panolarına astı. Site sakinleri, tüm Bahçelievler halkını pazar günü saat 11.00’de gerçekleştirecekleri ağaç dikme eylemine destek vermeye çağırdılar. Sel afetine uğrayan illerde incelemelerde bulunan Erdoğan’ın Batman’daki temasları sırasında Başbakan’a ulaşmaya çalışan yurttaşlar polis engeliyle karşılaştı. (Fotoğraf: AA) Başbakan, 3 hafta sonra sel bölgesinde MEHMET FARAÇ MAHMUT ORAL ŞANLIURFA/ BATMAN / DİYARBAKIR Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 40’tan fazla kişinin yaşamını yitirmesine karşın ‘‘abartılıyor’’ dediği sel bölgesinde üç hafta aradan sonra incelemelerde bulundu. Gece yarısı Şanlıurfa’ya inen Erdoğan’ı havaalanında öğrenciler soğuk havaya karşın saatlerce bekledi. Erdoğan, sel mağdurlarına hitaben yaptığı konuşmada, kalıcı konutların 8 ayda tamamlanması sözü verdi, vergi ve SSK prim borçlarının erteleneceğini açıkladı. Başbakanlığa ait ATA uçağı ile önceki gece saat 23.30 sıralarında Şanlıurfa Havaalanı’na inen Başbakan Erdoğan’a Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker, Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz Özak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Ankara Büyük şehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile partisinin milletvekilleri eşlik etti. Erdoğan ve beraberindekiler, Vali Yusuf Yavaşçan, Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba, ilçe belediye başkanları ve partilileri tarafından karşılandı. Çocukları beklettiler Ancak AKP’liler, Erdoğan’ı karşılamak için gecenin ilerleyen saatine ve ayaza karşın ilköğretim okulu öğrencilerini de törene getirince tepkiyle karşılandı. Belediye Başkanı Fakıbaba, soğuktan titreyen çocukları önce bir minibüse oturttu. Ancak daha sonra çocuklar gece yarısı evlerine gönderildi. Erdoğan, geniş güvenlik önlemleri altında gece kalacakları Polisevi’ne geçti. Erdoğan, bakanlarıyla birlikte sabah saatlerinde helikopterle Ceylanpınar ilçesinde incelemelerde bulundu. Daha sonra Ceylanpınar’da hükümet binası önünde yurttaşlara seslenen Erdoğan, ilçede evleri yıkılan lara TOKİ tarafından 100 konut yapılacağını, selden zarar gören Batman ve Diyarbakır’da da konutların kısa sürede yapımına başlanacağını söyledi. Selden zarar gören çiftçilerin borçlarının 1 yıl faizsiz olarak erteleneceğini, ayrıca TİGEM’in çiftçilere 21 bin 300 ton tohum yardımında bulunacağını anlatan Erdoğan, hayvanları telef olan çiftçilere de 3 bin 700 adet küçükbaş hayvan dağıtımı yapılacağını belirtti. Erdoğan, selden etkilenenlerin vergi ve SSK prim borçlarının da 1 yıl süreyle faizsiz erteleneceğini açıkladı. Erdoğan daha sonra helikopterle sel felaketinde 11 kişinin yaşamını yitirdiği Batman’a geçti. bet farklı görüşler olurdu, sorunun çözümüne yönelik birbiriyle çatışan öneriler gündeme gelirdi, ama böylesine derin farklılıkların olduğu ilk şuraydı. Kaldı ki buna şura demek de pek uygun düşmez. Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in imam hatiplerle ilgili düzenlemeleri şura üzerinden gündeme getirmesinden başka bir şey değildi. İmam hatip lisesi mezunlarının da meslek lisesi mezunlarıyla birlikte üniversiteye giriş sisteminden olumsuz etkilendiklerini düşünen Çelik, çözüm olarak sonuçları bugünkü sistemi bile geriye götürebilecek karmaşık bir öneri kabul ettirdi. Okul bitimi ayrı bir sınavla, öğrencinin üniversiteye giriş kulvarındaki yeterliliğini belirleyecekler. ??? Çelik, ısrarla meslek liseleriyle imam hatipleri harmanlayıp sorunu büyütüyor. Oysa tek maddelik bir öneri her şeyi çözebilir: Meslek lisesi mezunlarına üniversite sınavlarında kendi alanlarındaki bölümlere girişte özel düzenleme yapılır! Böylece, örneğin meslek lisesinin elektrikelektronik bölümünden mezun olan bir öğrenci, bu alandaki mühendislik fakültesine giriş hakkına sahip olur. İmam hatip lisesinden mezun olan bir öğrenci de ilahiyat fakültesine girişte özel avantaj edinir. Çözüm bu kadar basit... Ancak Çelik çizgisinin derdi bu değil. Derdi, imam hatip mezununun tıp fakültesine, hukuk fakültesine, farklı alanlara gidişinin önünü açmak. Devamında eğitimi tümüyle dinselleştirmek... Çelik, eğitimin temel sorunlarının gündeme getirilmesi için planlanan şurayı kendi hedefine alet etti. Şurada oylamalar sırasındaki görüntü her şeyi özetliyordu; bir öneri getiriliyor, oylama öncesi Bakan Çelik, ‘‘Arkadaşlar bu öneri tabii oylansın, ama olumlu sonuç vermesi zor’’ diyor. Oy kullananların çoğu mesajı alıyor. Sonuç, Çelik’in istediği yönde çıkıyor! Böyle bir anlayışın eğitim şurasında yaşanması ayrıca üzücü... ??? Çelik, partisinin çekirdek tabanına selam vermek için milyonlarca öğrencinin kaderiyle oynarken devletin öteki kurumlarını da hiçe sayıyor. Üniversite eğitiminin başlangıç halkası Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), ana halkası da YÖK... 17. Milli Eğitim Şurası’nda bu iki kurumun iradesi yoktu. Çelik, bu kurumlardan gelecek önerilerin kafasındaki hedefe uymayacağını biliyor. Oysa anayasamız yükseköğretimin ana unsurlarını bu iki kurumun oluşturduğunu vurguluyor. Şura kararları kesin bağlayıcı bir hüküm içermiyor. Çelik, bu dayatmayla şunları öngörüyor olmalı: 1 Çekirdek tabanımıza iyi bir selam vermiş oluyoruz. 2 Karşımızdakilerin direnci ne kadar devam ediyor, bunu ölçmüş oluyoruz. 3 Burası elbet kesin çözüm yeri değil, ama seçime doğru seçmenimize istediklerinizi yapmaya başladık, oy verin tamamlayalım, deriz. Şuraya katılan kimi öğretmenler, öğrencilerin eğitim düzeyiyle ilgili çarpıcı örnekler verdiler. Öğretmen, öğrenciye 16’dan 7 çıkar kaç kalır diye sormuş. Öğrenci, sıfır çıkarmış. Öğretmen şaşkın, öğrenci açıklamış: Hocam, 6’dan 7 çıkmazdı. 1’i 6’yla topladım, 7 etti. 7’den 7’yi çıkardım, sıfır çıktı! Aslında öğrenci haklı... Bu eğitim yönetimi anlayışını toplasan da, çıkarsan da, çarpsan da, bölsen de sonuç belli: Sıfır... ankcum?cumhuriyet.com.tr Belediyelerin borçları ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Belediyeler, belediyelere ait şirketler ile kamu kuruluşları arasındaki borçalacak sorununun çözümü amacıyla oluşturulan Belediye Uzlaştırma Komisyonu, bu kuruluşlar arasındaki 14.3 milyar YTL’lik borcu, 9.6 milyar YTL olarak yeniden yapılandırdı. Ankara Anakent Belediyesi’nin borçları konusunda ise uzlaşmaya varılamadı. ‘Baykal’ın konutu yasaya uygun’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek, CHP lideri Deniz Baykal’ın Angora Evleri’ndeki konutunda yasalara aykırı bir durum olmadığını söyledi. Gökçek, ‘‘Öyle sanıyorum ki bilirkişi heyetinin plan ve plan notlarından haberi yok. Dolayısıyla, bilirkişi raporunda yer alan yeşil alanın kullanımı halinin de yasalara aykırı durum yarattığını düşünmüyorum’’ dedi. 2000 konut istendi Batman Belediye Başkanı Hüseyin Kalkan Erdoğan’a bir rapor sunarak afetzedeler için 2 bin konut talep etti. Ancak Erdoğan, selden etkilenen ailelere TOKİ’nin 8 ayda 1200 konut kazandıracağını söyledi. Güldünya davasına bozma ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay, Güldünya Tören’in ‘‘töre’’ nedeniyle öldürülmesine ilişkin davada, Tören’in kardeşleri İ. ve F.T’ye verilen mahkumiyet kararlarını, usul ve esastan bozdu. Yargıtay, 2 gün arayla gerçekleşen silahlı saldırılar nedeniyle sanıklara ayrı ayrı ceza verilmesi gerektiğine işaret etti. YİMPAŞ’a imar ayrıcalığı ? Baştarafı 1. Sayfada Bilgisayar oyunu cana mal oldu ? DENİZLİ (AA) Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Çağırgan beldesinde bilgisayar oyunu ‘‘Counter Strike’’taki savaş sahnelerini canlandırmak isteyen 8. sınıf öğrencisi M.O. (14), kuzeni 4. sınıf öğrencisi M.O’yu (10), tüfekle vurarak öldürdü. Tüm dünyada milyonlarca kişi tarafından oynanan oyun, ülkemizdeki internet kafelerde en çok rağbet gören oyunlar arasında. Şirketin açıklamalarına göre 100 binin üzerindeki tüm kentlerde bu tür “görkemli” mağazalar açılması hedeflenirken, Çorum,Adapazarı,Afyon,Van, Bafra ve İzmir ile Çankırı ve Fatsa’da da YİMPAŞProma’lar bulunuyor. Bunlardan bazılarında da “otel”lerle birlikte “eğlence tesisleri” yer alıyor… Bütün bu mağazalara “daha fazla yapı alanı” ve “daha fazla yapı yüksekliği” sağlayan imar planı değişikliklerini ise sadece belediyeler değil, “merkezi yönetim”e bağlı kurumlar da onayladılar. Örneğin, geçen nisan ayında 6. açılış yılı “Kutlu Doğum Haftası”yla birlikte kutlanan Şanlıurfa’daki YİMPAŞ, sahiplerinin “muhafazakâr”lığına rağmen kentin tarihi peyzajını adeta “ezerek” yükselen azman bir yapı şeklinde… Binlerce kişiye hediyeler dağıtılarak “şölen” türünde kutlamaların yapıldığı binaya ait “ayrıcalıklı” imar planı, GAP İdaresi tarafından yürürlüğe konulmuştu. Çünkü GAP bölgesindeki belediyeler imar yetkilerini ancak GAP İdaresi’nin onayladığı planlarla kullanabiliyorlar; yapılaşma koşullarını da yine aynı idare belirliyor. Şanlıurfa’nın YİMPAŞ’ı için de bu yetkisini “kent dokusunu gözetmeden” kullanan GAP İdaresi, “Peygamberler Şehri”ndeki tarihe saygısız imarın da doruğunu yaratmış oldu… Elazığ’daki YİMPAŞ inşaatı da özel imar haklarıyla kentin en değerli bölgesinde başlamasına rağmen, kaba yapı aşamasında “kaynak yetersizliği” gerekçe siyle uzun süre bekleyince, projeye yeni rant tesisleri eklenerek satış ve kiradan sağlanacak finans kaynağıyla tamamlanması gündeme getirilmişti. Benzer şekilde diğer kentlerdeki YİMPAŞ’larda da yerel ve merkezi kurumların “imar kayırmaları” mimarlık ve şehircilik çevrelerinde tartışma konusu. Bütün bu nedenlerle denebilir ki; YİMPAŞ’ın böylesine güçlenmesindeki en önemli nedenler arasında işte bu ayrıcalıklı yapılaşma haklarıyla elde edilen yüksek ve denetimsiz rantlar da önemli yer tutuyor. Bakalım YİMPAŞ’la ilgili araştırmalarda, mağazalar zincirinin “imar ve ruhsat dosyaları” ile bunların “sorumluları”na da bakmak akla gelecek mi?.. Zabıta ölüm saçtı: 2 ölü ? ŞANLIURFA (Cumhuriyet) Şanlıurfa’da denetim yapan zabıta ekibinde görevli memur Salih T, kent merkezine at arabasıyla girmeye çalışan Mehmet, Abbas (20) ve R.S. (15) adlı kardeşlerle tartıştı. Ardından zabıta Salih T, ‘‘bulundurma ruhsatlı silahıyla’’ kardeşlere ateş açtı. Abbas ve R.S. kardeşler yaşamını yitirirken ağır yaralanan Mehmet S, tedavi altına alındı. Salih T. ile 9 zabıta gözaltına alındı. CUMHURİYET 15 K