Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 EKİM 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 İstanbul Üniversitesi Rektörü Parlak, şeriat özlemcilerine izin vermeyeceklerini vurguladı DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT ‘Oyunun farkındayız’ ÖĞRENCİLERE MÜDAHALE İstanbul Üniversitesi’ndeki törenin yapıldığı Fen Fakültesi’nin giriş kapısına kendilerini zincirleyerek haklarında açılan soruşturmaları protesto eden öğrenciler gözaltına alındı. (AA) İstanbul Haber Servisi İstanbul Üniversitesi (İÜ) ve Marmara Üniversitesi (MÜ) 20062007 eğitimöğretim yılına dün başladı. İÜ Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak ve MÜ Rektörü Prof. Dr. Necla Pur laiklik mesajları verdiler. İÜ’nün, Fen Fakültesi Ord. Prof. Dr. Cemil Birsel Konferans Salonu’ndaki törende Prof. Parlak, Atatürkçülük maskesi altında hareket eden ve onu istismar eden veya İslamiyeti siyasi amaçları ve çıkarları için kullanmak isteyenlerin karşısında olduklarını belirtti. İslamiyeti siyasi amaçları için kullanmak isteyenlere, şeriat özlemcilerine hiçbir şekilde izin vermeyecek Başkanın Kırmızı Çizgileri Bush, önceki günkü konuğu Erdoğan’ı, “İyi bir arkadaş ve barış adamı” olarak tanımlamış. Dünya padişahından böylesine övücü sözler duymak için, AnkaraWashington arasındaki onca yolu iki günlük bir gezi için de olsa, göze almak,Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın karnesini “yıldızlı pekiyi”lerle mi dolduracak? İktidar yanlılarına bakılırsa , Başbakan’ın son gezisi ile TürkiyeABD ilişkileri “eskisinden daha güçlü” hale gelecektir. Çünkü Oval Ofis’te olağanüstü bir görüşmenin gerçekleştiği “ortak kanaat”tir.! Yani, sadece bizim taraf değil, ABD’li diplomatlar da böyle düşünmektedirler! İktidar yanlısı gazetenin çizip, kamuoyuna mal etmeye çabaladığı bu pembe tabloyu, Beyaz Saray’ın düşüncelerini, daha hazırlık aşamasındayken bile öğrenecek kadar deneyim ve beceri sahibi olan Yasemin Çongar dünkü yazısında adeta karalıyordu. Benim, her pazartesi “Acaba ABD diplomasisi ne düşünüyor?” sorularımın yanıtlarını bulmak amacıyla dikkatle okuduğum Çongar’a göre de “Erdoğan’ın ABD’ye gelirken yaptığı açıklamalar zirveyi PKK’ye endekslemiş”ti; ama “bu kapsamda somut sonuç alınmadığı” ve “ABD’nin bilinen sözleri yinelemenin ötesine geçmediği izlenimi Beyaz Saray görüşmesini kayıtlara talihsiz’’ bir buluşma olarak geçirmiştir. ? Devletin öğrencilere sunduğu barınma ve burs olanaklarının yeterli düzeyin altında bulunmasını eleştiren Marmara Üniversitesi Rektörü Necla Pur, ‘‘Bu tablonun, Cumhuriyet düşmanlarına kolay hareket zemini hazırladığını belirtmek isterim’’ dedi. lerini vurgulayan Parlak, ‘‘Oynanılmak istenilen oyunun farkındayız, vatanımızı bölmeye kimsenin gücü yetmeyecektir’’ diye konuştu. Parlak, ordu üzerine yapılan tartışmaların arkasında ‘‘kötü niyet’’ barındığını ve bunun görmezlikten gelinmemesi gerektiğini belirtti. Törene telgraf gönderenlerin arasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın adının okunması, salondakiler tarafından dakikalarca alkışlandı. Marmara Üniversitesi’nin Sultanahmet’teki rektörlük binasında düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Pur da devletin öğrencilere sunduğu barınma ve burs olanaklarının yeterli düzeyin çok altında bulunmasını eleştirerek ‘‘Bu tablonun, Cumhuriyet düşmanlarına kolay hareket zemini hazırladığını da üzülerek belirtmek isterim’’ dedi. Pur şöyle devam etti: ‘‘Demokrasiyi bir araç olarak kullanarak karanlık emellerine ulaşmaya çalışanlara karşı, her zamankinden çok daha fazla uyanık olunmalıdır. Biz, AB’ye karşı değiliz. Diğer üyeler gibi eşit koşullarda üyeliği yürekten destekliyoruz.’’ Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de Prof. Pur’a gönderdiği kutlama mesajında, ‘‘Türkiye’nin aydınlık geleceğini temsil eden üniversitelerimizde yetişen gençlerimizin, yüce Atatürk’ün ilke ve devrimlerinin yol göstericiliğinde ilerlemekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğine, laik Cumhuriyeti tüm değerleri ve kazanımlarıyla geleceğe taşımak için özveriyle çalışacağına yürekten inanıyoruz’’ dedi. Yanıtı alınamayan talepler dizini.. BELEDİYE BURSLARI ÇYDD ve Osram, köy okullarının aydınlatılması için ortak bir proje hazırladı İBB’nin siyasi yatırımları ? Kentin sorunlarına çözüm üretmek yerine siyasi yatırıma yönelik olarak burs dağıtmayı tercih eden İBB’nin, öğrenci seçiminde kendi yandaşlarına öncelik tanıyacağı endişesi yaşanıyor. İstanbul Haber Servisi Türkiye’de birçok kamu kurumu borç içinde yüzerken, AKP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bu yıl 44 bin öğrenciye yaklaşık 29 milyon YTL burs dağıtacak. Kentin acil sorunlarına çözüm üretmek yerine siyasi yatırıma yönelik olarak burs vermeyi tercih eden İBB’nin, öğrenci seçiminde kendi yandaşlarına öncelik tanıdığı öne sürülüyor. Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu halen 96 bin öğrenciye burs verirken yerel yönetimlerin, asli işlerini sürekli erteleyerek öğrencilere dağıttığı eğitim yardımları tartışılıyor. İstanbul’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İBB Başkanlığı döneminde başlayan eğitim yardımı uygulaması, Kadir Topbaş yönetimindeki İBB tarafından sürdürülüyor. AKP’li İBB, ‘‘20062007 Eğitim Öğretim Yılı Eğitim Yardımı’’ kapsamında 44 bin öğrenciye burs vermeye hazırlanıyor. İBB’nin, bu yılki bütçesinden burslar için 28 milyon 805 bin YTL ayırması dikkat çekiyor. Kentin acil olarak çözülmesi gereken sorunları ertelenirken ve İstanbullular siyaset değil hizmet beklerken İBB’nin burs dağıtması ‘‘gereksiz’’ ve ‘‘siyasi bir karar’’ olarak değerlendiriliyor. Geçen günlerde 110 bin adet fotoğraf albümü ve 110 bin adet anahtarlık seti alımı için 2 milyon 498 bin 700 YTL harcama yapan İBB’nin, her fırsatta maddi kaynak yokluğundan şikâyet etmesine karşın bütçesinden burslara bu kadar para ayırması da eleştiri konusu oluyor. Bin okul ‘aydınlanacak’ İstanbul Haber Servisi Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ile Osram’ın birlikte düzenlediği ‘‘Aydınlanma Hareketi Projesi’’ büyütülerek bin köy okulunun aydınlatılması yapılacak. ÇYDD, Osram ile yüz köy ilköğretim okulunu aydınlatmıştı. ÇYDD ayrıca ‘‘Kütüphane Projesi’’yle de Doğu ve Güneydoğu’daki okullara binlerce kitap gönderecek. Okulların en temel sorunlarından birinin elektrik ihtiyacı olduğunu belirten ÇYDD Başkanı Prof. Türkan Saylan, ‘‘Milli Eğitim Bakanlığı’ndan hangi köy okullarının en acil aydınlatmaya ihtiyacı olduğu bilgisini aldık. Daha sonra da bu köy okullarını aydınlatarak, aydınlık çocukların yetişebileceği ortamlar hazırladık’’ dedi. Saylan, ÇYDD olarak eğitimcilerle birlikte yerli ve yabancı temel eserlerini belirlediklerini anlattı. ‘‘Kütüphane Projesi’’ kapsamında Doğu ve Güneydoğu’daki okullara kitap göndereceklerini anımsatan Saylan, projeye, derneğe yapılan bağışlarla 15 Ekim’de başlanacağını söyledi. ÇYDD ve Osram’ın ortak projesiyle bin köy okulu aydınlatılacak. Dedim ya. Bu kapkara tablonun, Erdoğan’ın Çankaya yolculuğunu önlemek amacıyla oluşturulduğunu iddia edecekler elbette salvo atışlarını sürdüreceklerdir. O arada, önceki gün 1 saat olarak planlanmış olan BushErdoğan görüşmesinin kırk dakika daha uzatılmış olmasından başlayarak, Başkan’ın, Dünya Bankası’nda çalışan Bilal Erdoğan’ı sormakla yetinmeyerek, “Ona sorduğumu iletin” bile dediğini de manşet üstü başlıklarına taşıyacaklardır. Ama, Başbakan’ın, ABD Başkanı’na PKK’li teröristlerin üzerinden ABD silahları çıktığını söyleyerek, bu konuda bazı taleplerde bulunması karşısında ev sahibinin niçin suskun kaldığının yanıtını veremeyeceklerdir. Sadece bu mu yanıtı alınamayan istekler? Erdoğan, Türkiye’nin ABD ve Irak’a ne zamandan beri terörist liderleri için verdiği “bunlar geri verilsin” listesinin akıbetinden de habersiz olduğumuzu söylemedi mi? TürkiyeIrak sınırında Amerikan güçleri daha etkin önlem almalı dileğini iletmedi mi? PKK’ye lojistik destek sağlayan Kürt gruplardan söz edilmedi mi? Bush ne yanıt verdi? Yine dünkü gazetelerin yazdığına göre, Erdoğan ABD Başkanı’nın vicdanını bu konuda harekete geçirmek için elinden geleni ardına da koymayarak, o kadar bastırmış olmalı ki Irak’ta ölen ABD askerlerinden sonra, o topraklarda en fazla kayıp veren ülkenin Türkiye olduğunu da anlatmaya çalıştı. Kendi evlatlarının ‘Büyük Ortadoğu İmparatorluğu’nun oluşması ve petrol için Mezopotamya topraklarında öldüğünü düşünerek teselli bulan ABD Başkanı, ekmek parası uğruna, o askerlerin lojistik ihtiyaçlarını sağlamak için evlerinden ayrılmış vatandaşlarımızın akıbetini tepkisiz bir şekilde dinlemiş!. Öylece, Başbakan, çoğu kez adeta Oval Ofis’in duvarlarına konuşmuş oldu. Ve Türkiye, ABD Başkanı’na söylediklerinin, bu ülkenin görevli diplomatları tarafından not edilmiş olması ile yetinmek zorunda kaldı. Benzer bir Bush vurdum duymazlığının, Kıbrıs üstündeki konuşmalar sırasında geçtiği anlaşılıyor. Görüşme sonrasındaki açıklaması sırasında, gazeteciler Erdoğan’a Kıbrıs konusunda ABD Başkanı’ndan talepleri olup olmadığını soruyorlar. Başbakan “Kıbrıs’ı da konuştuk” deyince, ev sahibi sadece tek kelime söylemekle yetiniyor: “Correct” diyor ve kafasını sallıyor. Oysa bizim Dışişlerimizin Başbakan’a, ABD Başkanı’na iletmesi için verdiği notlar, “Stratejik Ortak Vizyon Belgesi”nde yazılmış olanları içermiyor mu? Soruna BM gözetimi altında adil ve kalıcı, kapsamlı ve karşılıklı kabul edilebilecek bir çözüm sağlanmasının desteklenmesi ve bu bağlamda Kıbrıs Türklerinin izolasyonunun kaldırılması için Ankara ve Washington kâğıt üzerinde olsun anlaşmamışlar mıydı? Anlaşılan bu da, tıpkı PKK terörü gibi Beyaz Saray’ın “kırmızı çizgileri” içine girdiği için, ev sahibi arada bir başını sallayıp konuğunu dinlemekle yetinmiş. Bu yüzdendir ki, dünkü gazeteler çoğunlukla Oval Ofis görüşmesi için o, “talihsiz” ya da “şaşırtıcı” tanımlamalarını kullanmış olmalılar. Erdoğan, yine de memnun olmalı. Öyle anlaşılıyor ki, o ünlü danışmanının tavsiyesi Beyaz Saray’da kabul görmüş ve “iyi bir arkadaş”ın, süpürgelikten atılma tehlikesi ertelenmiş. Baskılar nedeniyle İran’dan kaçtı, Türkiye’de kaçaklıktan kurtulamadı Cefakeş’in bitmeyen göç cefası Kent genelinde 17 inşaat sürüyor dan teröristler sık sık kampa gelip çocukları kaçırıyorlardı. Daha sonra da ‘öldü’ Cafer Cefakeş 1979’da Ayetullah Hu diyorlardı. 1990’larda Kızılhaç ve BM meyni’nin iktidara gelmesiyle kurulan yardımları çok yetersizdi. Körfez Savaİslam Cumhuriyeti, rejim karşıtı muha şı çıktığında 2 yıl boyunca yalnızca hurliflere yönelik baskıları arttırınca İran’ı ma yedik, su içtik’’ diye konuştu. terk etmek zorunda kalan 1204 kişiden 2002’ye kadar kaldığı kampta ailesibiri. Ülkesinden kaçarak ailesiyle bir ni yitiren Cefakeş, kamptan kaçmak için likte Altaş Mülteci Kampı’na yerleşen arkadaşlarıyla plan yaptıklarını söyledi. Cefakeş, yaşamının 22 yılını bu kamp ‘‘İlk kaçış planımız Suudi Arabistan’a idi. ta geçirdi. Cefakeş, şu anda 28 yaşında 130 kişiyle kaçtık. Suudi hükümeti yalve 6 yıldır Türkiye’de yaşıyor. Ailesi nızca bir hafta kalmamıza izin verdi. Damülteci olduğu için BM tarafından mül ha sonra Irak’a yolladılar bizi’’ diyen teci statüsünde sayılan Cefakeş’in Tür Cefakeş, kaçtıkları için Irak’ta 1 ay hakiye’deki durumu ise ‘‘kaçak’’. Bir ül pis yattıklarını ve ağır işkencelere uğrakeye ait olmak istediğini ve bu neden dıklarını söyledi. BM’ye haber verdikle AİHM’ye başvurduten sonra serbest bırakığunu söyleyen Cefakeş, lan Cefakeş, mülteci ? Cafer Cefakeş, ‘‘AKP hükümeti bizimkampına geri gönderildi. le hiç ilgilenmiyor’’ diİkinci kaçış planında ise İran’ı hiç görmemiş yor. Türkiye vardı: ‘‘Kampa bir İran asıllı, Cefakeş, İran’ı hiç görgeri geldiğimizde ikinci Saddam döneminden memiş bir İran asıllı, Sadkaçışımızı planladık. Aykalma Irak kimliğine dam döneminden kalma nı kamptan 10 kişi ile birIrak kimliğine sahip ol sahip olmasına karşın likte gece Kuzey Irak’tan masına karşın Irak tara Irak tarafından kabul gelip kampın oradan gefından kabul edilmeyen çen kaçakçıların arabaedilmeyen biri. biri. BM tarafından larıyla Van’a geldik.’’ Cefakeş, şu anda 28 2003’te mülteci kimliği Polislere yakalanmayaşında ve 6 yıldır verildiğini söyleyen mak için Van’dan KastaTürkiye’de yaşıyor. Cefakeş, artık bir ülkemonu’na geçen, BM tanin vatandaşı olmak isCefakeş’in rafından üç ayda bir vetediğini söylüyor. Hiçrilen 145 YTL ’nin yeterTürkiye’deki durumu bir ülkeye ait olmamanın, siz olması nedeniyle kaise ‘‘kaçak’’. kimliksizliğin yaşamını çak olarak lokantalarda, zorlaştırdığını ifade eden lastik fabrikasında, inCefakeş, ‘‘Bugüne kadar şaatlarda çalışan Cefagereken her yere dilekçe yazdım. Onca keş, ‘‘Kaçak olduğumdan genelde işe girişimim, benim durumumda dünyada almıyorlardı, alanlar da bedavaya çalışbaşka hiç kimse olmadığı için sonuçsuz tırıyorlardı’’ dedi. kaldı. Bir ülkeye ait olmak için AİHM’ye başvurdum. Çünkü AKP hükümeti bi ‘Laik bir insanım’ zimle hiç ilgilenmiyor’’ dedi. İran’a ve İran yönetimine ilişkin ise şunları söyledi: ‘‘İran’da kimse nefes Kampta zor yıllar alamıyor, biliyorum. Humeyni Fransa’da Felluce yakınlarında bulunan Altaş kaldı. Çünkü İran’ın modern olmasını Kampı’nda 20 bin kişiyle kaldıklarını, istemeyen Batı onu yetiştirip İran’a gönbunlardan 15 bin kişinin İran’a geri dön derdi. Ahmedinejad da birçok insanı öldüğünü anlatan Cefakeş, ‘‘Ancak rejim dürdü. Ülkenin parası hep onların cebionları rahat bırakmadı ve idam edildi ne girdi. İnsanlar İran’da aç. İran’da baler’’ dedi. Kampta kalan 15 kişinin ruh rış için ellerimizdeki zincirleri kırsak bisal bunalıma girerek kendilerini yaka le, bu defa da zincirleri kalbimize ve beyrak intihar ettiklerini belirten Cefakeş, nimize takacaklar. Bunun için oraya git‘‘Kamp, Felluce yakınlarında olduğun mek istemiyorum. Ben laik bir insanım.’’ BERİV AN TAPAN İstanbul cezaevi şantiyesine döndü HİLAL KÖSE Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net Burslar kimlere gidiyor? İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü yetkilileri, bu yıl burs başvurularını değerlendirirken dikkat edilecek olan kriterlerde değişiklik yapıldığını, bu yıl aile gelirlerinin ana kriter olarak belirlendiğine dikkat çektiler. Yetkililer, şehitgazi yakınları, özürlü, yetim ve öksüz öğrencilere standart üstü gelirleri yoksa burs alacaklar arasında öncelik tanınacağını bildirdiler. İBB Başkanı Kadir Topbaş’ın da yaptığı bir konuşmada, ‘‘Burs alacak öğrencilerin belirlenmesinde hiçbir ayrıcalık tanımadıklarını’’ söylemesine karşın, ‘‘burs verilecek öğrencilerin kimler olacağı’’ sorusu belirsizliğini koruyor. CHP İstanbul Milletvekili Bülent Tanla, öğrencilere burs vermenin çok önemli ve yararlı olduğunu, fakat ancak asıl dikkat edilmesi gereken noktanın bursların dağıtımındaki ölçütlere dikkat edilmesi gerektiğini dile getirdi. Tanla, ‘‘Birtakım ‘farklı değerler’e göre burs dağıtımı yapılması, Türkiye’nin geleceğinin ipotek altına alınması anlamına gelir. Bu nedenle siyasi bir kurum olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, bu konudaki kriterleri çağdaşlıktan, aydınlanmadan yana ve şeffaf olmalı’’ dedi. Adalet Bakanlığı, İstanbul’da süren 17 cezaevi inşaatını 2007 yılı sonunda tamamlamayı hedefliyor. Tarım arazileri ile çevrili İstanbul’un yazlık ilçesi Silivri’ye, içinde 9 cezaevinin bulunduğu ‘infaz kurumu yerleşkesi’ inşa ediliyor. İstanbul’da 461’i çocuk, 12 bin tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Kentte bulunan sekiz cezaevinin toplam kapasitesi ise 5 bin 172. İhtiyacın karşılanması amacıyla da Silivri’de dokuz, Maltepe’de dört, Metris’te iki, Bakırköy ve Ümraniye’de birer tane olmak üzere 17 cezaevi inşa ediliyor. Ayrıca, İstanbul bağlantılı olarak Kocaeli’de de iki kapalı cezaevi yapımı sürüyor. İstanbul’daki yapımı süren cezaevleri ise toplam 11 bin 553 kişiyi barındıracak. Bakırköy Kadın ve Çocuk Cezaevi, yalnızca kadınların kalacağı kapalı cezaevi yapılmak üzere 14 Mayıs 2004’te boşaltıldı. Kapasitesi 506 kişi olan cezaevi yeniden inşa edil diğinde, on iki kişilik 38, üç kişilik 2 ve tek kişilik 44 tane odadan oluşacak. Maltepe’de üç L tipi kapalı cezaevinin bulunduğu Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi inşa ediliyor. 31 Mayıs’ta başlanan 334 kişi kapasiteli çocuk ve gençlik kapalı cezaevi inşaatı da devam ediyor. Metris ve Ümraniye cezaevleri de kapasitelerinden fazla tutuklu ve hükümlü barındırdıkları gerekçesiyle yenileniyor. Metris yıkılarak yerine iki tane T tipi kapalı cezaevi yapılıyor. Metris’te ayrıca İnfaz Yasası’nın 18. maddesi kapsamında kalan ve psikolojik sorunlu tutuklu ve hükümlüler için bir tane de rehabilitasyon merkezinin ihalesi yapıldı. Ümraniye Cezaevi de T tipi kapalı cezaevi haline getiriliyor. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi ise Alipaşa Mahallesi’nde yapılıyor. Bosnaçiftliği’ndeki yerleşkede sekizi L tipi kapalı ve biri açık olmak üzere dokuz cezaevi inşa ediliyor. Mal varlığındaki artış Ayhan Güzelyurt’a 8 yıl hapis istemi İstanbul Haber Servisi Mal varlığındaki 49 bin 470 dolarlık artışı açıklayamadığı öne sürülen İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kentsel Tasarım Müdürlüğü eski şube müdürü Ayhan Güzelyurt hakkında 8 yıl hapis cezası istemiyle iddianame hazırlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Güzelyurt’un, 2000 mal bildiriminde üzerinde kayıtlı sadece 15 bin markı olduğu, 2004 mal bildiriminde ise 62 bin 500 YTL, 15 bin 500 dolar, 16 bin YTL değerinde Cumhuriyet altını ve 2 kişiden 20 bin YTL alacaklı olduğunu için şüpheli hakkında İBB Başkanlığı’nca suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi. Bilirkişi incelemesine göre Güzelyurt’un 2001’deki beyanında yer alan varlıklarının 22 bin 600 dolara, 2005 yılındaki beyanında yer alan varlıklarının ise 79 bin 500 dolara karşılık geldiği belirtilen iddianamede, sanığın mal varlığı artışının 56 bin 900 dolar olduğu kaydedildi. İddianamede, sanığın ‘‘haksız mal edinmek’’ ve ‘‘gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunmak’’ suçlarından 3,5 ile 8 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istendi. CUMHURİYET 07 K