25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 EKİM 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr 155 milyon çalışanı temsil eden ICFTU ile 26 milyon üyeli WCL birleşerek yeni bir konfederasyon oluşturuyor 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Dünyanın bütün işçileri birleşiyor ? Uluslararsı Hür İşçi Sendikaları Konfederasyonu ile 26 milyon üyesi bulunan Dünya Emek Konfederasyonu birleşerek Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nu kuracak. Yeni konfederasyonun, küreselleşmeyi temelden değiştirme hedefiyle dünya çapında eylem günü kararlaştırması bekleniyor. Ekonomi Servisi Uluslararası Hür İşçi Sendikaları Konfederasyonu (ICFTU) ile Dünya Emek Konfederasyonu (WCL) “küresel emek mücadelesi’’ için birleşerek Uluslararası Sendikalar Konfederasyonunu (ITUC) kuracak. Küreselleşen sermayeye karşı emeğin küresel mücadelesinin temelleri, Japonya’nın Miyazaki kentinde, Aralık 2004’te gerçekleştirilen ICFTU 18. Genel Kurulu’nda atıldı. AA’nın haberine göre, genel kurulda, küreselleşme nedeniyle gelecekte sendikal hareketin karşı karşıya kalacağı, giderek karmaşıklaşan ve artan sorunlar ele alındı. Bu çerçevede, ICFTU’nun var oluş değerleri, ilkeleri ve amaçlarına dayanarak çalışanların çıkarlarının daha iyi korunması için daha yeni ve etkin küresel araçların değerlendirmeye alınması benimsendi. ICFTU’nun genel kurulu sonunda, WCL ve hiçbir uluslararası örgüte üye olmayan, ancak demokratik ve bağımsız ulusal sendika merkezi olan örgütlerle birleşerek daha yeni bir uluslararası örgüt kurulması kararı alındı. Bu karar ve beraberinde getirdiği gelişmelerin sonucu olarak 13 Kasım 2006 tarihleri arasında Viyana’da gerçekleştirilecek olan ICFTU Dünya Kongresi’nde ICFTU ve WCL birleşerek ITUC’u kuracak. ICFTU, uluslararası boyutta 1949 yılından beri faaliyet gösteriyor. Konfederasyon, 156 ülkedeki 241 üyesiyle 155 milyon çalışanı temsil ediyor. Türkiye’den Türkİş, DİSK, Hakİş ve KESK de ICFTU’nun üyeleri arasında yer alıyor.1920 yılında WCL, 116 ülkedeki 144 üye örgüte ve özellikle üçüncü dünya ülkelerinde olmak üzere 26 milyon üyeye sahip bulunuyor. Küreselleşmeyi temelden değiştirmeyi hedefleyen ITUC’un, başka bir küreselleşme için başarılmasını zorunlu gördüğü amaçlarını şöyle özetlemek mümkün: Sürdürülebilir kalkınma için ekonomik, sosyal ve çevresel unsurların birleştirilmesi, işçilerin temel haklarına evrensel olarak saygı duyulmasının garanti altına alınması, insan onuruna yakışır işin herkes için oluşturulması.Yoksulluğun sona erdirilmesi ve ulus içinde ve uluslararasında eşitsizliğin büyük ölçüde azaltılması. Eşit gelir dağılımıyla büyümenin desteklenmesi. Kuruluş çalışmalarının ardından ITUC’un, yeni küreselleşme yolunda bir gündemin şekillendirilmesi ve uygulanması amacıyla, dünya çapında “eylem günü’’ kararlaştırması bekleniyor. Eylemin temelinin, ‘’işsizliğin ve eksik istihdamın yerini tam istihdamın alması ve herkes için insan onuruna yakışır iş sağlanması’’ şeklinde belirlenmesi gerektiği belirtiliyor. Suçlu Fabrikası Seri cinayetleri, ‘‘Zevk için öldürdük’’,‘‘Hap verin anlatalım’’.. biçimindeki pervasız açıklamaları ile bayram gündeminin başına oturdular. 53 saatte 5 ayrı ilimizde 7 kişiyi öldüren, pompalı tüfekli katil gençleri birkaç gün sonra unutacak olsak da, içimizdeki korkuyu büyüttüler. Çocuklarımıza yönelik daha duyarlı olabileceğimiz konusunda fazla umudum yok. Kapı kilitlerinin, güvenlik önlemlerinin artırılmasının, korkuya bağlı özgürlüklerimizi kısıtlamaya katkısının olacağı kesin. Yüzyıllar boyunca var olan tartışmaya sığınıp ‘‘Onlar doğuştan suçlu, katil’’ diyerek işin içinden çıkmaya çalışsak da, uyuşturucu bağımlılığı patlamasını, suçlu üreten varoşlar gerçeğini görmezlikten gelemiyoruz... Bir özel üniversitede yaşadığım, yıllardır unutamadığım bir anımı, bu olayla ilişkili olarak sizinle paylaşmak istiyorum; küreselleşmeyi, insan haklarına yönelik çarpık gelişmeleri, genç insanları en çok ilgilendirebilecek eğitim ve sağlık haklarındaki geriye gidişten örneklerle anlatmaya çalışıyordum. İnsanın en idealist olduğu yaşlardaki genç kitlenin, insan hakları ihlallerinin boyutlarına ilgisini çekmeye çabalıyordum. Soru soran bir genç, pervasız,‘‘Bütün bu verdiğiniz bilgiler, genç kitlelerin sağlık, eğitim haklarından yararlanmamaları gerçeği bir yana.. önemli olan gerekli bir grubun ne ölçüde kaliteli eğitim ve sağlık hakkından yararlanabildiği değil mi? Dünyanın sınırlı kaynaklarını paylaşmak yerine gerekli olan grup için kaynakların, verim ve kalitenin artırılması üzerinde durmak gerekmiyor mu’’ demez mi? O tarihe kadar özel okularda, ayrıcalıklı kültürle yetiştirilmiş gençlerin, bencilliği hangi ölçülere varmış olursa olsun, kitleler önünde sadece kendileri için ayrıcalıklı hak isteyebileceklerini hiç düşünmemişim. Egonun bu boyutlarda dışavurumunun şokunda, soruyu soran gence çıkışmış; kaynaklar sınırlı bir grup için kullanılacaksa; zekâ, yetenek, çalışkanlık açısından kendisine nasıl hak edenler arasında olacağından emin olduğu sorusunu sormasını; en temel insan haklarından dışlanacak kitle içinde olmaya hazır olup olmadığını düşünebilmesini istemiştim. Zengin aile çocuğu olarak o soruyu soran gencin kimliği, yetişme koşulları içinde kazanmış olduğu toplumsal değerler ya da insan olma halinden uzaklaştıran değersizlikler.. suç fabrikası üreten düzenin ta kendisi... İşler ters gitmediyse, önlenemeyen egosuyla uyuşturucu bataklığı ya da yanlış hesaplarda uçuruma yuvarlanmadıysa, birey olarak yeni dünya sömürü düzeni çarklarında, çarpıklığın, yoksulaşma, yoksunlaşmanın artmasında katkıda bulunanlar saflarında etkin bir işin içinde olmalı. ??? Aynı kültür, kimliğin varoş cephesinde büyüyeni, aile korumasından, nimetlerinden yararlanamayıp sevgisizliğin, şiddetin sarmalından besleneni işte böyle, karşımıza seri cinayetlerin katili olarak çıkabiliyor. Bilimsel çalışmaların sonuçlarına da çok fazla gereksinim yok. Şöyle bir ortama baktığınızda, genç işsizlerin, yoksulaşma, yoksunlaşmanın patladığı, gelir dağılımı uçurumlarının öne çıktığı ortamlarda, uyuşturucu patlamasında, pompalı tüfekli suçlu gençler terörü yaşanıyor. Bu anlamda tipik ülke olan ABD’de de dünya emperyalizminin zenginliklerinin, kaynaklarının akmasına rağmen toplumsal kimliğin, sosyal paylaşım kültürünün diplerde yaşandığı düzende, gençlik çeteleri, okul seri cinayetleri, kriminal denilen bireysel suçlu eylemleri hep zirvede. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Doğu Bloku, Rusya, Moskova simge, mafya düzeni, kriminal suç patlaması gündeme geldi. Bizde de kırsal kesim, küçük kentlerde geçerli olan büyük aile dayanışması, sosyal devlet düzeninin gerilemesi, varoşlar patlaması, yoksullaşma, yoksunlaşma, gelir dağılımı çarpıklığı ile atbaşı bir suç patlaması kolayca gözlemlenmekte. Hâlâ geleneklerin, aile bağlarının; örneğin töre cinayetleri, aşiret, tarikat ilişkilerinin egemen olduğu yörelerimizde bile sosyal sorumlulukta değerler erozyonu yaşanmakta. Yoksulluğun boyutları, değerler yozlaşması acımasızlığı üretmiş... Diyarbakır’da annesi romatizmadan yatalak genç kız, çalıştığı halde, sadece bakmakla yükümlü annesi olduğu için kimsenin kendisiyle evlenmek istemeyeceğini anlatıyor. Gaziantep’te birkaç yıl önce sonuçlandırılan bilimsel çalışma, kayıt dışı ağırlıklı Anadolu aslanları üretiminde çocuk emeği sömürüsünün çarpıcı boyutlarını sergiliyor. Binlerle sahipsiz çocuk mağaralarda yaşayarak bu fabrikalarda kölelik düzeninde çalıştırılmakta. Sokaklar akrabaların, aşiretlerin, tarikatların, devletin sahip çıkmadığı kimsesiz çocuklarla dolup taşmakta... Sokaklar suç, suçlu üreten fabrikalar.. soner@cumhuriyet.com.tr Asgari ücret 663 YTL olsun Ekonomi Servisi Türkİş Genel Başkanı Salih Kılıç, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun bayramdan sonra ivedilikle toplanması gerektiğini belirterek “Yeni asgari ücret en düşük devlet memuru maaşı olan 663 YTL’ye yaklaşmalı ya da açlık sınırı olan 584 YTL’nin üzerinde olmalıdır’’ dedi. Kılıç, AA muhabirine, “1 Ocak 2007 tarihinden geçerli olacak yeni asgari ücretin ne kadar olması gerektiğine’’ ilişkin yaptığı açıklamada, mevcut asgari ücretin reel satın alma gücünü kaybettiğini söyledi. Asgari ücretten vergi kesilmemesi gerekdiğini de savunan Kılıç, asgari ücretin gelişmiş AB ülkelerinde ortalama 1200 dolar olduğuna, bu ücretin Türkiye’de ise 500 doları dahi bulmadığına dikkati çekti. Şu an asgari ücretin 380 YTL 46 YKr olduğunu anımsatan Kılıç, “AB’ye yeni katılan bazı Doğu Avrupa ülkeleriyle paralellik arz ediyoruz. Türkiye’de 500 doları dahi bulmayan asgari ücret AB’nin Almanya, Fransa, Belçika gibi gelişmiş ülkeleri ile İskandinav ülkelerindeki asgari ücretten çok uzakta’’ dedi. Hakİş Genel Başkanı Salim Uslu da Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun bayramdan sonra acilen toplanması önerisinde bulundu. Uslu, yeni asgari ücretin öncelikle son 3.5 yıldaki yüzde 35’lik büyümeyi asgariden karşılamış olması gerektiğini dile getirdi. Türkiye istihdamda vergi şampiyonu Ekonomi Servisi Türkiye, 30 Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkesi içinde, istihdam vergilerinin ağırlığı bakımından birinci sırada yer alıyor. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) hazırladığı, “Avrupa Birliği’ne Üyelik Sürecinde AB Ülkeleri ve Diğer Aday Ülkeler Karşısında Türkiye’nin Durumu’’ adlı raporda, işverenlerin işçi adına ödenen gelir vergisi ile işsizlik sigortası dahil, SSK’ye ödediği işçi ve işveren primlerinden oluşan istihdam vergilerinin ağırlığı bakımından, “2001’den bu yana olageldiği gibi, 2005’te de şampiyonluğunu sürdürdüğü’’ ifade edildi. Rapora göre, Türkiye’de ortalama işçilik maliyetinin yüzde 42.7’si istihdam vergilerine ayrılırken, bu oran OECD genelinde ortalama yüzde 27.7, AB’nin 15 eski üyesinde ortalama yüzde 31.6, ABD’de yüzde 11.9, İrlanda’da ise yüzde 8.1 düzeyinde bulunuyor. Vergi ve prim oranının, ABD, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’da geçen yıl, bir önceki yıla göre düşerken Türkiye’de sabit kaldığı ifade edilen raporda, rakip ekonomilerin, işsizliği önlemek için istihdam vergilerini azalttığına dikkat çekildi. Raporda, üretim üzerindeki ağır vergi yükünün yeni yatırımları engellediği, kayıt dışını büyüttüğü, ekonominin rekabet gücünü ve istihdam artışını zayıflattığı görüşüne yer verildi. Türkİş, toplu iş görüşmeleri için süreci başlattı Ekonomi Servisi Türkİş, kamu kesiminde çalışan yaklaşık 350 bin işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi görüşmeleri için süreci başlattı. Türkİş, 20072008 yıllarını kapsayacak kamu kesimi toplu iş sözleşmesi görüşmeleri için hükümetle masaya oturmaya hazırlanıyor. Türkİş 2007 yılı kamu toplu iş sözleşmelerinin bir bütünlük içinde yürütülebilmesi için prosedürlerde de ortak hareket edilmesi yönünde ilke kararı aldı. Kamu toplu iş sözleşmelerinde eşgüdümün sağlanabilmesi bakımından çoğunluk tespiti başvurularının bütünlük içerisinde yapılmasını kararlaştırdı. Türkİş yönetimi, söz konusu genelgeyle, grev yasağı olmayan işyerleriyle ilgili olarak çoğunluk tespitlerinin 15 Kasım 2006 tarihinden itibaren, grev yasağı kapsamında olan işyerlerine ilişkin çoğunluk tespiti başvurularının da aralık ayı sonuna kadar Çalışma Bakanlığı’na yapılmasını istedi. Yetki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Türkİş bir koordinasyon kurulu oluşturarak pazarlık masasına hangi taleplerle gideceğini belirleyecek. Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde iş güvencesi ve örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması gibi konuların yanı sıra kazanılmış hakların korunması yönündeki taleplerin ön planda tutulması bekleniyor. Yalnız geçen ay işten çıkarılan tekstil işçisinin sayısı 1500 Denizli’de tekstil alarmı SEDAT KURT DENİZLİ Denizli’de tekstil sektörünün kan yitimi sürüyor. Kentte reel sektör sınıfı içinde değerlendirilen ortalama her on sanayi kuruluşundan sekizi, tekstil alanında üretim yapıyor. 2000’li yıllarda 40 bine yaklaşan tekstil istihdamı, birbiri ardına gelen ekonomik krizler ve ağır girdi maliyetleri yüzünden bugün 33 bin 500’e dek düştü. Kentte yalnızca geçen ay işten çıkarılan tekstil emekçisi sayısı 1500!.. Uzmanlar, istihdam açısından kentin ekonomik yapısında yadsınamaz bir yeri olan tekstil sektörünü, bugün Denizli’de 100 bini aşan bir nüfusun geçimini sağladığı bir alan olarak değerlendiriyor. Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, kent sanayicisinin yüzde 6065 kapasiteyle çalıştığını, ama kârlılığın olmadığını söylüyor. Hükümetin TOBB ile yaptığı tekstil zirvesinin katkısını gö remediklerini belirten Keçeci, ‘‘İşimize yarar müspet bir yaklaşım almadık. Fabrikalar çalışıyor, ama kendini kurtarmak adına. Biz buna ‘avarakasnak’ bir şekilde çalışmak diyoruz. Yıl sonu bilançolarında kâr görmek mümkün değil. Bu sene geçen seneden daha kötü olacak’’ diye konuşuyor. Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Raşit Güntaş da, ‘‘İşler yolunda değil. Her geçen gün girdi maliyetleri yükseliyor’’ diye konuşuyor. ‘Tarımda AB’ye uyum hayal’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türki düğünü belirten Yetkin, yalnızca tarım sekye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı İb törünün yapısal uyumu açısından yıllık 11.3 rahim Yetkin, ‘‘AB’nin tüm mevzuatının ya milyar Avro gerektiği düşünülürse, tarım rısını tarım mevzuatının oluşturduğu düşü sektörünün AB’ye uyum sağlayacak şekilnülürse, tarım dosyasının hızlı bir biçimde de yeniden yapılandırılmasının ‘‘bir hayal olduğunun’’ ortaya çıktığını işletilmesi durumunda bile en söyledi. Yetkin, şöyle koaz 10 yıl gerektiğini’’ söyledi. ? Yetkin, ziraat Yetkin, Türkiye’nin AB sektörünün AB’ye uyum nuştu: ‘‘Tarım dosyası çerçeveüyeliği macerasının, daha önsürecinin en az 10 yıl sinde uyumlaştırılacak mevce hiçbir aday ülkenin yaşasüreceğini belirtti. zuat, toplam 120 bin sayfayı madığı koşullarda başladığıbulan AB mevzuatının yarını ve devam ettiğini kaydetti. Yakın süre önce şekillenen 2007 2013 sıdır. Bu çerçevede 17 yasa çıkarılacak, 217 yıllarını kapsayan AB bütçesi çerçevesin yönetmelik, tebliğ ve talimat yayımlanacakde, Türkiye’nin AB’den yıllık ortalama bir tır. Halen 7 yasa ve 34 yönetmelik çıkarılmışmilyar Avro’luk yardım almasının öngörül tır.’’ ‘Tüketici bilgi ağı’ geliyor ANKARA (AA) İnternet, call center ve te tüketici şikâyetlerinin devlet eliyle ilgili mektup gibi çeşitli kanallardan iletilen tüke kuruma yönlendirilmesi ile şikâyetlere geri tici şikâyetlerinin tek noktada toplanması, il dönüş ve cevaplama hızı artacak. gili kurum ve şirketlere yönlendirilmesi ve Tüketicilerin aynı formatta şikâyet bildirtakibi amacıyla “Tüketici Bilgi Ağı’’ kurul meleri bunların değerlendirmesini kolaylaştıracak, toplanan verilerin ması hedefleniyor. Sanayi ve Ticaret Bakan ? Proje, şikâyetleri devlet analizi zaman içindeki kalite iyileşmelerine ilişkin göslığı tüketicilere ilişkin çeşiteliyle ilgili kuruma Projenin li konularda bilgilerin tek yönlendirme ve cevaplama terge olacak. 2007’de başlatılması ve 12 noktadan verileceği bir portal oluşturulması amacıyla hızını artırmayı hedefliyor. aylık sürede tamamlanması öngörülüyor. çalışmalar yapıyor. Toplam 4.4 milyon Avro’ya mal olacağı Proje ile tüketici şikâyetlerini doğru şekilde iletmek üzere çeşitli kanallar üzerinden hesaplanan tüketici bilgi ağının tüm bütçesiteknik destek sağlanması da amaçlanıyor. nin uluslararası kaynaklardan sağlanması Tüketici bilgi ağının oluşturulmasıyla birlik planlanıyor. F E N E R B A H Ç E ’ Y E 1 0 0 . Y I L A LT I N I Fenerbahçe Spor Kulübü’nün 2007 yılındaki 100’üncü kuruluş yılı dolayısıyla özel altınlar hazırlandı. İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) tarafından üretilen çeyrek, yarım, tam ve beşibiryerde altınlar Fenerbahçe taraftarlarının beğenisine sunuldu. İAR Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Halaç, 100. yıl dolayısıyla altın basmak için Fenerbahçe Kulübü ile özel bir anlaşma imzaladıklarını belirterek, anlaşma gereğince Fenerbahçe altınlarının satışından elde edilecek gelirin bir bölümünün kulübe gideceğini söyledi. Halaç, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım imzalı ve ön yüzünde takımın logosu bulunan altınların Fenerium ve kuyumcularda satılacağını bildirdi. Özel altının ilk müşterisi ise 1907 Fenerbahçe Derneği Başkanı Ali Koç oldu. T Ü R K YA Z I L I M Ş İ R K E T İ N İ N B A Ş A R I S I Türk Hava Yolları (THY) kökenli bilgi işlem uzmanları tarafından kurulan Hitit Bilgisayar Hizmetleri, aralarında THY, İzlanda, Katar ve Mısır havayollarının da bulunduğu 12 havayolu şirketine yazılım satıyor. Hitit Bilgisayar Hizmetleri Genel Müdürü Nur Gökman, 1994’te kurulduklarını ve 1997 yılına kadar şirketin yazılım konusunda danışmanlık yaptığını, daha sonraki yıllarda şirketin havacılık sektörüne yönelik olarak ürün geliştirmeye başladığını söyledi. Önceki işlerinden dolayı havacılık sektörünü iyi tanıdıklarını dile getiren Gökman, iyi yetişmiş insan gücünü de arkalarına alarak müşteri sadakat programı adını verdikleri çalışmayı ortaya çıkardıklarını bildirdi. Bu programı ilk kez THY’nin kullanmaya karar verdiğini belirten Gökman, THY’nin ardından İzlanda Hava Yollarının da müşterileri arasına katıldığını, bugün Ürdün, Etiyopya, Yemen, Etihad, Kuveyt, Virgine Blue, Pegasus ve Sun Express hava yollarıyla da çalıştıklarını söyledi. P & G ’ D E N 4 . Y I L A Ö Z E L K A M PA N YA Hızlı tüketim malları üreticisi Procter & Gamble, “Kaliteli Ürünler, Uygun Fiyat, Zengin Çeşit” sloganıyla başlattığı ‘Kaliteli Alışveriş Noktası (KAN) Projesi’ kapsamında yeni bir kampanyaya imza atıyor. 4. yıl kutlaması nedeniyle kampanyaya katılan KAN’lara çekilişle büyük ödül Peugeot Parter’in yanı sıra dizüstü bilgisayardan LCD televizyona, cep telefonundan elektrikli ev aletlerine kadar çeşitli ödüller verilecek. 140 bin çalışanıyla dünyanın 80’den fazla ülkesinde faaliyet gösteren P&G, kampanyada KAN’lar çeşitli eğitim, bilinçlendirme ve sosyal sorumluluk projeleriyle desteklenecek. Ariel, Alo, ACE, İpana, Rejoice, Blendax, Discreet, Orkid, Head&Shoulders, Prima, Pantene, Koleston, Uyu&Oyna, Mr Proper markalarının yanı sıra 1 Temmuz tarihinde Türkiye’de birleşme süreci tamamlanan Gillette ve Duracell ürünleri de P&G’nin ürün yelpazesi arasında KAN’lara sunulacak. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle