10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 OCAK 2006 CUMARTESİ 18 SPOR spor?cumhuriyet.com.tr Avrupa Şampiyonası Elemeleri’ndeki rakiplerimiz Yunanistan, Norveç, Bosna Hersek, Macaristan, Moldova, Malta oldu Türkiye’nin 2008 yolu açık ? Gruplarında ilk 2 sırada yer alacak takımlar, Avusturya ve İsviçre’nin ortaklaşa ev sahipliği yapacağı finallerde mücadele etme hakkını kazanacak. 2 Eylül 2006 tarihinde başlayacak eleme grubu maçları, 21 Kasım 2007 tarihinde de sona erecek. MONTRÖ (Cumhuriyet) Türkiye’nin 2008 yolu açık. 2006 Dünya Kupası’na katılma şansını son anda kaybeden Ulusal Futbol Takımı, 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri’nde kolay bir gruba düştü. Türkiye (C) Grubu’nda Yunanistan, Norveç, BosnaHersek, Macaristan, Moldova ve Malta ile eşleşti. İsviçre’nin Montrö kentinde yapılan kura çekimi sonrasında, 6 grupta 7’şer takım, 1 grupta da 8 takım yer aldı. Gruplarında ilk 2 sırada yer alacak takımlar, Avusturya ve İsviçre’nin ortaklaşa ev sahipliği yapacağı finallerde mücadele etme hakkını kazanacak. 2 Eylül 2006 tarihinde başlayacak eleme grubu maçları, 21 Kasım 2007 tarihinde de sona erecek. UlusoyErzik kurada Ulusal Futbol Takımı her ne kadar diğer gruplara nazaran kolay bir gruba düşse de, FIFA’nın vereceği cezadan sonra avantajlı olup olmadığı ortaya çıkacak. En az 4 maç ce za alması beklenen Ay Yıldızlılar’ın Yunanistan ve Norveç ile dış saha maçlarını programın sonuna alması bekleniyor. Kura çekiminde Türkiye’yi Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy temsil etti. Kuralar çekilirken, Yunanistan’ın Alman Teknik Direktörü Otto Rehhagel’in memnun olmadığı gözlerden kaçmadı. Diğer ülke takımlarının teknik patronlarının katıldığı kurada, Ay Yıldızlılar’ın çalıştırıcısı Fatih Terim bulunmadı. Ümitlere de şanslı kura MONTRÖ (Cumhuriyet) Hollanda’da 2007 yılında düzenlenecek 21 Yaşaltı Avrupa Futbol Şampiyonası Finalleri’nin eleme grupları, İsviçre’nin Montrö kentinde çekilen kuralarla belli oldu. Kura sonucu 13. gruba düşen Ümit Ulusal Takım, İsrail ve EstonyaGaller maçının galibiyle eşleşti. Elemelerde, üçerli 14 grupta toplam 42 ülke mücadele edecek. Gruplarında birinci olan 14 takım, playoff serisinde mücadele edecek ve seri sonunda tur atlayan 7 takım, ev sahibi Hollanda ile birlikte finallere katılacak. AyYıldızlılar’ın teknik patronu 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri’ni değerlendirirken umutlu konuştu ‘Ulusal takım bu gruptan çıkar’ Spor Servisi Ulusal Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde çekilen kuradan memnun olduklarını söyledi. Terim, grupta Türkiye, Yunanistan ve Norveç üçlüsünün dikkati çektiğini ifade ederek, ‘‘BosnaHersek’i de bunlara katabiliriz. Ne çok kötü, ne de çok iyi diyebileceğimiz bir grup oldu. Kuradan memnunuz’’ dedi. Gruptaki takımları da değerlendiren Fatih Terim, ‘‘Son Avrupa şampiyonu Yunanistan ile 2006 Dünya Kupası Eleme Grubu’nda eşleşmiştik. Norveç, bizim gibi playoff’tan dönmüş bir ekip. BosnaHersek ise Dünya Kupası Finalleri’ne gitmeyi son saniyelerde kaybetmiş. Macaristan geçmişini arayan bir görüntü içinde. Moldova yabancımız değil. Malta ile uzun zamandır oynamıyorduk, yeniden eşleştik. Türkiye bu gruptan çıkacaktır’’ diye konuştu. UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik ise Türkiye’nin normal koşullarda gruptan lider çıkacağını söyledi. Erzik, iyi bir gruba düştüklerini belirterek ‘‘Bence en iyi gruba düştük. Kura öncesi hangi grubu seçmek istediğimizi sorsalardı, herhalde bu grubu isterdik’’ dedi. Bu arada Yunan basını kuraya “olabilecek en iyi gruba düşüldüğü” şeklinde yorumladı. John Carew RAKİPLERİ TANIYALIM YUNANİSTAN: Son Avrupa Şampiyonu olan Yunanistan, bu başarısını 2006 Almanya Dünya Kupası elemelerinde tekrarlayamayarak hayal kırıklığı yarattı. Otto Rehhagel yönetimindeki Yunanistan’da dikkat çeken oyuncular arasında kaleci Nikopolidis, Basinas, Charisteas, Giannakapoulos gibi isimler var. Ancak, son dönemde form düşüklüğü yaşadıkları da bir gerçek. Maçlarını 67 bin kişilik Spyros Louis Stadı’nda oynuyorlar. NORVEÇ: Kuzey ekibi playofflara katılmaya hak kazansa da Almanya biletini alamadı. Kadrosunda John Carew, Thomas Myhre gibi tanıdık isimleri bulunan Norveç, ayrıca John Arne Riise, Morten Gamst Pedersen’i de takımda bulunduruyor. Maçlarını 25 552 kişilik Ullevall Stadı’nda oynuyorlar. Dellas Gera BOSNAHERSEK: 2006 Almanya Dünya Kupası elemelerinde 4 galibiyet, 4 beraberlikle 3. olan MaviBeyazlılar, grupta etkili bir performans sergileyerek grubunun sürpriz takımı oldu. Kaleci Hasagiç, Elvir Boliç gibi tanıdık isimler ulusal takımımıza karşı forma giyecek. Antrantrenörlüğünü, Blaz Sliskoviç’in üstlendiği ve maçlarını 42 bin kişilik Olimpiyat Stadı’nda oynayan Bosna, yükselen performansıyla dikkat çekiyor. MACARİSTAN: KırmızıYeşilliler, Zoltan Gera gibi gelecek vaat eden bir oyuncuyu kadrosunda bulunduruyorlar. Lothar Mattheaus’un Brezilya’da Atletico kulübüne gitmesiyle antrenörü bulunmayan Macaristan teknik direktör arayışını sürdürüyor. Maçlarını 39bin kişilik Ferenc Stadı’nda oynuyorlar. MOLDOVA: Viktor Pasulko’nun teknik direktörlüğünü yaptığı Moldova maçlarını 8 bin kişilik Republica stadında oynuyorlar. MALTA: Oynadığı 70 Avrupa Kupası maçında sadece 2 galibiyet alan Malta İskoçya’da Hibernian’da oynayan Andrew Cohen en iyi oyuncususu olarak gözüküyor. Malta’nın teknik direktörü Dusan Fitzel. Ulusoy: Bizim için en iyisi Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy 2008 Avrupa Şampiyonası Elemeleri’nde iyi bir gruba düştüklerini vurgulayarak, ‘‘Gönlümüze göre bir kura çektiğimizi söyleyebilirim. Rakiplenrimizin çoğu önceden tanıdığımız ve pek çok defa karşılaştığımız takımlar. Yunanistan tanıdığımız bir takım. Dünya Kupası Eleme Grubu’nda aynı gruptaydık. Norveç’i de tanıyoruz. Bu gruptan çıkıp, Avrupa Şampiyonası’na katılacağımız kanaatindeyim’’ diye konuştu. GÖRÜŞ HALİT DERİNGÖR AKP’li Denizli Belediyesi, Ulusoy’u destekleyen kulübü cezalandırdı NEYMİŞ ABDÜLKADİR YÜCELMAN Kim Ekti Bu Tohumları Ali Sami Yen Stadı. Bir ulusal maç. Takımımız Belçika ile 2000 Dünya Kupası eleme maçı oynuyor. Ulusal takım Teknik Direktörü Mustafa Denizli. Sonuç 20. Yine hüsran. Beşiktaşlı bir amigo Mustafa Denizli’yi cezalandıracak. Koriidorda bekliyor. Mustafa Denizli geçerken birden kartal gibi uçarak bir kafa atıyor. Zorlukla kurtuluyor Mustafa Denizli. İş polise aksediyor. Ama Denizli dava açmıyor. Korkuyor veya birilerinden emir alıyor. Amigoya sadece 6 ay maçlara girememe cezası veriliyor. Fenerbahçe kupa maçında Pendik’e yeniliyor. Bu durum amigoları kızdırıyor. İlle de Rüştü cezalandırılacak. Dereağzına gelip Rüştü’nün arabasına yaklaşarak onu yumrukluyorlar. Sonra da kaçıyorlar. Rüştü kendine saldıranları görüyor ve biliyor. Ama o da açıklamaktan korkuyor veya açıklamamak için birilerinden emir alıyor. Şükrü Saraçoğlu’nda yapılan bir maç sonrası, rahmetli F.Bahçe Başkanı Hasan Özaydın otomobiliyle Dereağzı tesislerine geliyor... Bir anda amigolar arabasına hücum ediyor. Hasan Özaydın’ın arabadan çıkmasını istiyorlar! Sonuçta; Özaydın da amigoları tanıdığı halde mesele çıkmasın diye bir eylemde bulunmuyor. Dünya değişti artık. Amigoların terör eylemleri de öyle... Artık statlar onlara dar geliyor. Bu defa uçak içinde terör estiriyorlar. Dünyada görülmeyecek bir olay. Tarihe geçmesi gerekir. G.Saray’ın genç ulusal oyuncusu Necati’yi yumrukluyorlar. Olay sonrası Necati de saldıranları görüyor ve biliyor ama o da açıklamaktan korkuyor veya böyle davranması için birilerinden emir alıyor. Görgü tanığı değiliz bunları medyadan öğreniyoruz. Bizim kuşağımızda da amigolar vardı... Bunlar şehir kabadayısı filan değillerdi. İçlerinde üniversiteyi bitirenleri tanırım. Onlar, tribünlerde, ‘‘Bir baba hindi olsada şimdi pilavda zerde, kaşıkda nerede’’ şeklinde bağırarak takımlarını coştururlardı. Futbol yaşamım içinde ne bir futbolcunun ne de bir yöneticinin amigolar tarafından tartarklandığını görmedim ve de işitmedim. Bana göre, bu anarşi tohumlarını, 1975 yılından sonra gelen yöneticiler ekti. Kendi güvenliklerini sağlamak için dışarıdaki bir takım kaba güçlere omuz verdilir. Onları yedirdiler içirdiler kulüplerin vazgeçilmez elemanı halıne soktular. Seyahatlere götürdüler. Aylığa bağladılar. Ceplerine istedikleri kadar bilet koydular. Zaman zaman onlarla seyahat ettiler. Hatta oyuncu transfer etmek veya onları satmak hususunda fikirleri alındı.Özetle; amigoluğu çok cazip ve avantajlı bir müesese haline getirdiler. Kulüplerimizde yıllarca futbol oynamış ve ulusal olmuş büyük futbolcuların bile amigolar kadar havası yoktur. Şimdi de yakınıyorlar. Dizginleri iyiden iyiye ellerinden kaçırdılar... Bunlar, hep bozuk düzeninin sonuçlarıdır. Bir toplum kolay kolay bozulmaz, kolay kolay da düzelmez. Kişilerin düzeltebileceği iş değildir. Bugünkü futbol düzenimizi değil Ulusoy federasyonu, tüm dünya fedarasyon başkanları ‘‘karma” yapsa bile yine de bir şey olmaz. Bu kötümserlik değil bir gerçek. EPosta: hderingor?hotmail.com Faks: (212) 5138595 İşte siyasi baskının kanıtı SEDAT KURT DENİZLİ Denizli Belediye Başkanı Nihat Zeybekci’nin makamına çağırdığı Denizlispor Başkanı Ali İpek’e ‘‘Sizin Haluk Ulusoy’un listesinde yöneticiniz var. Bu nedenle desteğimizi geri çekiyoruz” dediği belirildi. İpek, durumu AKP yandaşlarının kendilerini gösterme çabası olarak yorumladı ve ‘‘Başkan yönetimimize değil Denizlispor’a destek vermeyeceğini açıkladı” dedi. Süper Lig’te son sezonların en gözde Anadolu takımları arasında bulunmasına karşın sezonun ilkyarısında kötü sonuçlar alarak krize giren Denizlispor, yerel yönetimlere destek çağrısında bulundu. Hem belediye hem de valilikten olumlu yanıt bulan kulüp, pul bastırarak söz konusu kurumlara verdi. Aldığı destek sözüyle ligin devre arasında takımın gereksinim duyduğu isimleri kadrosuna katan Yeşil Siyahlılar, Denizli Belediyesi’nin ilginç çıkışıyla hayal kırıklığı yaşadı. Belediyenin AKP’li Başkanı Nihat Zeybekci ile hafta başında makamında bir araya gelen yöneticiler, ekonomik anlamda umut bağladıkları yerel yönetimin destek kararından vazgeçtiği açıklamasıyla karşılaştı. Kulüp Başkanı Ali İpek dün düzenlediği toplantıda, Zeybekci’nin kendilerine ‘‘Siz federasyon seçimlerinde Haluk Ulusoy’u desteklediniz. Bunu tasvip etmiyoruz. Bu nedenle Denizlispor’a yardım kararından vazgeçtik” dediğini, bunun üzerine yönetim olarak karara saygı gösterdiklerini ve başkanın odasından ayrılmak istediklerini söyledi. Yaşanmış Bir Kar Hikâyesi Kar beyazlığı doğayı çok daha bir güzel, daha bir görkemli gösterse de soğukluğuna hiçbir zaman alışamadım. Aslında 1954 yılında İstanbul Boğazı’na Karadeniz’den gelen buzların üzerinde fotoğraf çekerken kar ve soğuğa o denli tepki duymamıştım. Ama Uludağ’da yaşadığım bir olayı size anlatırsam, sanırım hem kara olan tepkimi daha somut bir örnekle anlatmış hem de evlerine kapanmış okurlarımı güldürmüş olacağım. Yıl 1955; Cumhuriyet’e girdiğim yılın ilk kışı. İstihbarat şefi Erdoğan Arıpınar, ‘‘Uludağ’da uluslararası kayak yarışmaları var’’ deyince, vapurla Yalova’ya, oradan da otobüsle Bursa’ya vardım. ‘‘Uludağ otobüsleri Ulu Cami’nin önünden kalkar!’’ dediler, gittim, meğer otobüs dolunca kalkarmış. Soğuk bir felaket, yakındaki bir kahvede çayımı içerken bir yandan da otobüsü gözlüyorum, ‘‘ya kaçırırsam’’... Gözlerim, yarışları izlemeye gelen başka bir gazeteciyi boşuna ararken Kayak Federasyonu’nun ikinci başkanı Hilmi Gürz Bey’i görmez miyim? Birlikte oturduk, çay üstüne çay içtik... Otobüs dolacak gibi değil, ama o tarihlerde tek kayak merkezi olan Uludağ’a sık sık giden Hilmi Bey otobüsçüleri tanımasa, yarışlar bitecek ben hâlâ kahvede oturacak, kalkacak otobüsü bekleyecektim. Neyse yola çıktık, tek can yoldaşım, rehberim Hilmi Bey, yolun yarısına geldik, dürttü beni, ‘‘Ne o, sen bu ayakkabılarla mı dağa çıkacaksın, başka ayakkabı getirmedin mi?’’ Şaşırdım, eveleme geveleme derken makosen ayakkabılarımla yola devam etmekten başka çarem yoktu. Kirazlıyayla’da indik; dağın başı, Bursa’dan soğuk. Hilmi Bey ‘‘Buradan sonrası zor, ama biz kestirmeden gideceğiz’’ dedi. ‘‘Yol uzun mu’’ demeye cesaret de edemedim, uzun dese , ne olacaktı yani... Hilmi Bey’in kısa dediği yol Uzun Ahmet kestirmesiymiş. Ayaklarım karlarda, makosen ayakkabımın biri batıyor çıkarıyorum, öbürü batıyor. Rehberim la havle çekiyor, ben o soğukta soğuk terler dökerken bana bir de ‘‘Yolumuz uzun. Geç kalırsak ayılar da çıkar’’ demez mi...Bir dereden geçtik, ama sonra o yolu nasıl bitirdim, otele nasıl vardım, varın siz düşünün. Otel dediğim, tek ve koskoca bir bina... Kapıdan içeri girince burnuma bir koku geldi ki kendimi dışarı atacaktım az daha, ama dışardaki soğuğu göze alamadım. Otelin alt katı koskoca bir salon, salonun ortasında da koskoca bir soba. Sobanın etrafına ıslak çorapları dizmişler, koku onlardan geliyormuş meğer. Hilmi Bey ‘‘Çıkar çoraplarını sen de koy onların yanına’’ diye talimat veriyor. Sonra beni yukarıdaki odaya götürdü, birkaç oda var, hepsinde de ranzalar dizilmiş. Öğreniyorum ki millet gündüz ne giyiyorsa onunla yatıyor , onunla kalkıyormuş. Isındım mı, yoksa ısınmış gibi mi oldum anımsayamıyorum, ama Gümüşhaneli, Erzurumlu, Sarıkamışlı kayakçıların ayaklarıma karla masaj yaptıklarını anımsıyorum.Kayakçılarla ismen tanıştığım için çabuk anlaştık, kaynaştık... ‘‘Sana da yarın kayak ayakkabısı, rüzgârlık veririz, kaydıracağız seni’’ demezler mi? Eh gençlik başka şey, heveslendim. Ertesi gün ayaklarıma skileri taktılar, kaymak ne kelime, ayakta durmak bile olası değil. Baktım olacak gibi değil, ‘‘Bu bastonlar bana zor geliyor’’ diyerek bastonsuz kaymak istedim, güldüler. Aldırmadım, kaymaya başladım, denge kurmam kolay oldu, dümdüz gidiyorum, aşağısını göremiyorum, kendimi yana attım. Bu da benim kayak ile ilk ve son tanışmam oldu. İşte size gerçek ve yaşanmış bir kar hikâyesi.. EPosta: ayucelman?yahoo.com Faks: (212) 5138595 Başkan Canaydın, “Paraların ödenmesi zor, kimseye ‘kal’ demeyiz’’ dedi Galatasaray’da acı itiraf NEVZAT DİNDAR Futbolculara ödeme sıkıntısı çeken Galatasaray’daki kriz her geçen gün yeni bir boyut kazanıyor. Konya maçı sonrası Sarı Kırmızılıların soyunma odasında ‘Param yok pulum yok’ şarkısı yükselirken ‘mesaj’ acaba kime gidiyordu. Tomas İtalya’dan menajeri Luigi Sorretino’yu getirterek parasını garantiye alırken, geçen hafta gelişen bir olay, takımdaki krizin hangi boyutta olduğunu açık şekilde gözler önüne seriyordu. Başkan Özhan Canaydın, teknik direktör Eric Gerets, yardımcısı Erdal Keser ve takım kaptanı Hakan Şükür’le bir araya geliyor, Başkan Canaydın, bu görüşmede ‘‘Şu an ödeme yapmamız zor. Paraların ödenmesini size garanti edemem. Bunun için kongrenin geçmesini beklememiz lazım. Sefarklıdır. Çünkü Belçikalı sadece birkaç gün önce yaşanan ekonomik krizle ilgili yaptığı değerlendirmede, ‘‘Sezon sonuna kadar mücadelemizi göstereceğiz’’ demişti. Yine yıldız oyuncu Hasan Şaş da ‘‘22 Mayıs’a kadar onur mücadelemiz’’ sürecek açıklamasında bulunup sanki sezon sonu için yaşanacak gelişmeleri haber verir gibiydi. Evet, G.Saray yaşanan sıkıntılara karşın şampiyonluk yarışında ‘onur’ mücadesini sürdürüyor. Ama bir gercek var ki o da sezon sonunda büyük ‘fırtına’ kopacak... G.Saray’ın mart ayında yapılacak genel kurul öncesi, başkan adaylığı gündeme gelen Galatasaray Divan Kurulu Başkanı Semih Haznedaroğlu, camianın önde gelen bazı isimleriyle yemekte buluştu. Galatasaray camiasının önemli isimleri, Divan Kurulu Üyesi Yaşar Dalbaşar’ın Çengelköy’deki bir restoranda verdiği yemekte bir araya geldi. Hasan Şaş’ın açıklaması kafaları karıştırdı. zon sonu ayrılmak isteyene ‘kal’ demeyeceğiz’’ diyerek kara bir tablo çiziyordu. Bu sözler özellikle Eric Gerets’i ‘şoke’ etmişti. Belçikalı teknik adam, önceki gün düzenlediği basın toplantısında ‘‘2 artı 1 yıllık sözleşmem var. Kovulmadan buradan gitmeyi düşünmüyorum’’ dese de olayın iç yüzü CUMHURİYET 18 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle