10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 OCAK 2006 CUMARTESİ 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Türk Rock’ının öncü isimlerinden Cem Karaca’nın şarkılarını 10 sanatçı yorumladı SANATA BAKIŞ SELMİ ANDAK Saygı albümü: ‘Mutlaka Yavrum’ APTÜLKADİR ELÇİOĞLU Gülden Turalı Anısına Konser İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın (İDSO) yıllarca başkemancı (konzertmeister) görevini liyakat, yetenek, başarı ve tükenmez emek ile yapmış Gülden Turalı’nın anısına, İDSO haftalık konserini AKM Büyük Salonu’nda seçkin müziksever dinleyici karşısında gerçekleştirdi. Konser, Gülden Turalı’nın 4. ölüm yıldönümü için 20 Ocak 2006 ve tekrarlanarak 21 Ocak 2006’da verildi. Orkestrayı konuk İranlı şef Alexander Rahbari yönetti. Solist olarak Romanyalı kemancı Florin IonescuGalati katıldı. Programda Wolfgang Amadeus Mozart’ın (17561791) ‘‘Sol majör No: 3 Keman Konçertosu’’ ve Mozart’ın ‘‘Do majör Rondo’’su ile Çaykovski’nin (18401893) ‘‘Op. 36 Fa minör 4. Senfoni’’ besteleri seslendirildi. Orkestra şefi Alexander Rahbari’yi daha öncelerden İstanbul’da yönettiği konserlerden tanıyoruz.. Her zaman ölçülü, dengeli, bestelere uyumlu ve özellikle eşlik ettiği solistlere saygılı ve rahatlatıcı nitelikleriyle başarılı bir orkestra şefi... İran doğumlu, ama Viyana’da yaşamakta. Rahbari’nin Viyana Akademisi’nde eğitim açısından önemli bir görevi olmuş; İran müzik çevresine ‘‘evrensel, çoksesli müzik bilgisi’’ aşılamaya yönelmiş ise de uzun sürmemiş, tekrar Avrupa yolunu tutarak yaşamını sürdürüyor.. Bu çalışmalarında değerli ödüller kazanmış. Ünlü orkestraları yönetmiş ve örneğin Karajan gibi dünya çapında şeflerle tanışarak onlardan destek görmüş... 1977’de Besançon’da birincilik, 1978’de Cenevre’de gümüş madalya kazanmış. Berlin Filarmoni, Buisse Romande, Fransa Ulusal Orkestrası, Çek Filarmoni, Leipzig, Dresden, Tokyo, Rotterdam, Stockholm, Tonhalle Zürich, Viyana senfoni orkestralarını yönetti.. Dünyanın önemli bestecilerinden Çek asıllı Dvorak’ın 100. doğum yılı dolayısıyla Çek hükümeti tarafından Alexander Rahbari’ye Çek Filarmoni Orkestrası’nı yönettiği için madalya verildi... İzlediğimiz konsere solist olarak katılan viyolonist (kemancı) Florin IonescuGalati ise 1970 yılında Romanya’da, Bükreş’te doğdu. Babası hem orkestra şefi, hem kemancı olarak deneyimli bir müzik adamı idi. Adı Ilarion Ionescu Galati olan babasından, oğlu Florin Ionescu Galati’nin, dört yaşındayken birlikte keman çalarak çok şey öğrendiği kuşkusuz... ??? Florin IonescuGalati 10 yaşında ilk konserini TV’de Ulusal Radyo Orkestrası eşliğinde verdi ve tanınmış Rus bestecisi Kabalevski’nin ‘‘keman konçertosu’’nu başarıyla çalarak kendini tanıtmış oldu.. Repertuvarında özellikle Mozart, Bach, Vivaldi, Beethoven, Bruch, Vianiavski, Paganini gibi keman literatürüne örnek eserler vermiş ünlü besteciler var.. Florin Ionescu, başta sayılı Romen orkestraları eşliğinde verdiği konserlerin yanı sıra Türkiye, Bulgaristan, Yunanistan, İtalya, Rusya, İsviçre, Almanya, Fransa, Kanada, ABD’de resitaller ve orkestralar eşliğinde sayısız konser verdi... 1989 yılında İtalya’da ‘‘Stessal Uluslararası Keman Yarışması’’nda birincilik kazandı... Ayrıca diğer önemli yarışmalarda çeşitli ödüller aldı.. Romen sanatçının ülkemize konser vermek için gelişinde, sanat çevremiz ile yakın ilişkisi ve sempatik oluşu nedeniyle, konserlerinde dinleyiciyi etkilediği ve İDSO müzisyenlerimizle uyum sağladığı görülüyor... Eskiden insanların ölünce anlaşılacağına dair bir düşünce vardı. Şimdilerde ise bunun geçerliliğini yitirdiğine kanaat getirdim. Onları anlamak yerine başkalaştırıyoruz. Bayramda iyi ki o trajikomik tahliye yaşandı da Abdi İpekçi’yi hatırladık. Hatta Uğur Mumcu’nun 13. ölüm yıldönümünde de kalabalıklar oluşturduk. Toplumda öncü rolü oynamış insanların ardından kalabalıklar halinde gidiyoruz ama ertesi gün unutuyoruz. Hatırladığımızda ise çoğunlukla kendimizi gösterme çabası içinde oluyoruz. Onların yazıp çizdiklerini okuyup fikirlerini, araştırmalarını anlamak yerine ağıtlar yakıyoruz. Aynı şey müzisyenler için de geçerli. Müzik insanlarının ürettiklerini yıllar içinden bugüne taşımak yerine ‘‘dostlar alışverişte görsün’’ hesabı işlere imza atıyoruz. ‘Mutlaka Yavrum’ over’, ‘single’, ‘unplagged’ gibi ‘tribute albüm’ de Batı’dan gelen bir kavram. Neyse ki ona ‘saygı albümü’ diye Türkçe bir karşılık bulduk da yerli yerine oturdu. Bir aralar MTV’nin musallat ettiği ‘unplagged’ modasına fena halde takılmıştık, şimdi onun yerini saygı (tribute) albümü aldı. Barış Manço, Bülent Ortaçgil gibi ustalar için yaptık, yetişmedi Murathan Mungan’ın bestelenmiş şiirleri için bile yaptık. Korkarım daha birçok insanın koltuğunda bu tip projeler vardır. Açıkçası biz bunu pek sevdik, kolay kolay da bırakacağa benzemiyoruz. büm modasının bir örneği diyebileceğimiz ‘Mutlaka Yavrum’ isimli saygı albümünün bir benzerini de Barış Manço için yapmıştık. Şimdilerde pek esamisi okunmayan bu albüm üzerine çok tartışma yapılmıştı. Manço klasiklerini farklı tarzlarda isimlerin okuması gerçek bir faciayı oluşturmuştu açıkçası. Aynı eleştirilerin bu saygı albümü için de geleceğine eminim. Örneğin Yavuz Bingöl’ün sesinden ‘Tamirci Çırağı’nı dinlemek ilginç olabilir ama Cem Karaca sevenler için pek tatmin edici olmasa gerek. ‘Cover’,‘single’, ‘unplagged’ gibi ‘tribute albüm’ de Batı’dan gelen bir kavram. Neyse ki ona ‘saygı albümü’ diye Türkçe bir karşılık bulduk da yerli yerine oturdu. Bir aralar MTV’nin musallat ettiği ‘unplagged’ modasına fena halde takılmıştık, şimdi onun yerini saygı (tribute) albümü aldı. Barış Manço, Bülent Ortaçgil gibi ustalar için yaptık, yetişmedi Murathan Mungan’ın bestelenmiş şiirleri için bile yaptık. Korkarım daha birçok insanın koltuğunda bu tip projeler vardır. Açıkçası biz bunu pek sevdik, kolay kolay da bırakacağa benzemeyiz hani. Saygısız saygı ‘C İki yıl önce 8 Şubat tarihinde Türk Rock’ının öncü isimlerinden Cem Karaca’yı kalp krizi sonucu kaybetmiştik. Aradan geçen süre içinde onun adına bir şey yapılmadı. Ancak geçen hafta içinde ‘Mutlaka Yavrum’ isimli bir albümde 10 sanatçı onun parçalarını yorumlayarak bir ‘saygı’ albümü gerçekleştirdiler. Yavuz Bingöl, Haluk Levent, Deniz Seki, Volkan Konak, Manga, Edip Akbayram, Teoman gibi isimlerin yer aldığı albümde Cem Karaca’nın İngilizce sözlü ‘Merhaba’ isimli parçası da ilk kez dinleyici karşısına çıkmış oldu. Batı’dan devşirdiğimiz ‘tribute’ al Saygı albümü kavramı Batı müzik sanayiisinde tıkanıklığın sonucu bulunmuş bir can simidi gibiydi. Yeni adına yapılan çalışmalarda ses getirici işler çıkmayınca, eskileri yeni isimlere yorumlatmayı bir kurtuluş umudu olarak gördüler. Aynı yöntemleri kopya kâğıdı gibi ama alaturka bir tarzda uygulamaya çalışan bizim müzik sanayimiz de yaşanan tıkanmayı aşmak için saygı albümlerini ya da eskileri yenilere yorumlatmayı bir kurtuluş olarak gördü. Sonuçta eskiye değer vermeyi amaçlayan bu örnekler gitgide bir saygısızlığa dönüşecekti. Sadece bununla kalsa iyi, her yeni çıkan rock topluluğunun albümüne bir eski parça konması da emir hükmünde kararname varmış gibisinden gerçekleşiyordu. Bir ara Cem Karaca’nın 70’li yıllardaki bir parçasını dinlerken gençlerden biri ‘Bu Kıraç’ın yeni parçası mı?’ diye sorunca vakanın ne boyutlara geldiğini görmüştüm. Bazı genç grupların ‘‘Albüme bir de Âşık Veysel ‘cover’ı koyduk’’ demeleri de çileden çıkarıcı örneklerdendi. Kendi sesleri ve yorumlarıyla bulabilmek İki yıl önce yitirdiğimiz Cem Karaca için geçen hafta içinde çıkarılan ‘Mutlaka Yavrum’ adlı saygı albümünde 10 sanatçı onun parçalarını yorumluyorlar. Türk rock’ı içinde Cem Karaca, Barış Manço, Erkin Koray gibi isimlerin öncülüğü ve önemi tartışma götürmez. Onların bu öne mi üçünün de birbirine benzemezliğinden kaynaklanmaktadır. Bu sayede her biri ayrı ayrı ekol oluşturmuşlardır. Toplumda bu kadar yer etmiş ve geniş kesim tarafından bilinseler de yaptıklarının tümü ne yazık ki genç kuşaklarca bilinmemektedir. Birçoğu eski plak kayıtlarında kalmış, yeniden yayımlananlar da özensizlik sonucu darmadağınık bir vaziyettedir. Bu ustaların yayın haklarını ellerinde bulunduranlar eski çalışmaları bütünlüğü içinde çıkarmadıkları gibi toplamaları da yamalı bohça misali kotarmaktadırlar. Sonuç böyle olunca da Cem Karaca’yı sadece ‘‘Resimdeki Gözyaşları’’nın ‘‘Ağır Roman’’ filmin deki versiyonundan bilen bir kitleyle karşı karşıya geliyoruz. Oysa Karaca 70’lerin sonundaki politik ortamda bile ‘‘Safinaz’’ isimli senfonik rock çalışmaya imza atabilmiş biridir. Aynı şekilde Barış Manço’nun, Erkin Koray’ın da nitelikli çalışmaları hep bilinmezler arasında yerini alıyor. Onlara yapılacak saygı, kendi seslerinden kendi parçalarını dinletebilmektir. Bugün bir müzik mağazasına girdiğimizde onların eski yeni albümlerini tam tekmil bulabiliyorsak onlara saygıyı gerçekleştirebiliriz. Bu aynı zamanda kendimize de saygı olacak. TÖRENE ÇOK SAYIDA SANATÇI KATILDI Sadri Alışık Tiyatrosu Adana’da Oyun pazar günü 17.00’de Büyükşehir Belediye Tiyatrosu’nda sahnelenecek. ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Sadri Alışık Tiyatrosu oyuncuları, ‘Kaç Baba Kaç’ adlı oyunu Adana’da sahneleyecek. Ray Cooney’in yazdığı, Çetin Akcan’ın yönettiği komedi türündeki oyun pazar günü 17.00’de Büyükşehir Belediye Tiyatrosu’nda sahnelenecek. Adana Tiyatro Derneği Başkanı Metin Bağçivan, oyunla ilgili olarak, ‘‘Haldun Dormen’in yıllar önce rekor sayılacak bir süre sahnelediği oyun yine onun çevirisiyle sahneleniyor. Sinema ve televizyon dünyasının tanınmış isimlerinin yer aldığı kadronun sunacağı ‘Kaç Baba Kaç’ İstanbul’da yoğun ilgi gördü. Adanalı tiyatroseverlerin de beğeneceğini umuyoruz’’ dedi. Oyunda, Ali Sunal, Hakan Yılmaz, Demet Tuncer, Ferdi Akarnur, Asuman Dabak, Tuna Arman, Erdem Baş, Veysel Diker, Çetin Akcan, Ortans Kıvanç, Murat Ergür, Aybüke Karakullukçu ve Deniz Güzelmeriç rol alıyor. Oyunun biletleri, Kaktüs Sanat Merkezi, Tiyatro Cafe ve Kitapsan’da satışa sunuldu. (0 322 453 67 97 459 91 59) Mümtaz Sevinç toprağa verildi ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Üsküdar’daki evinde sırtından bıçaklanarak öldürülen tiyatro sanatçısı Mümtaz Sevinç, Adana Devlet Tiyatrosu’nda düzenlenen törenin ardından Kabasakal Mezarlığı’ndaki aile kabristanında toprağa verildi. ADT Sahnesi’ndeki törene Sevinç’in annesi Fatma Sevinç, oğlu Özgür ve kızı Şirin Sevinç’in yanı sıra çok sayıda sanatçı dostu katıldı. Gözyaşının hâkim olduğu törende Devlet Tiyatroları Başrejisörü Faik Ertener, Sevinç’in özgeçmişini ve oynadığı oyunları anlatarak sanatçının yaşamını erken kaybettiğini söyledi. Ertener’in konuşmasının ardından sahneye çıkan Şirin Sevinç’in talebiyle bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Daha sonra Türk bayrağına sarılı tabutun üzerine ailesi ve sanatçı dostları karanfiller bırakırken Sevinç’in cenazesi alkışlar arasında cenaze aracına konularak mezarlığa götürüldü. Sevinç’in annesi Fatma Sevinç’in ayakta zor durduğu gözlenirken cenaze Kabasakal Mezarlığı’ndaki aile kabristanında gözyaşları arasında toprağa verildi. ‘2005’in En Başarılı 100 Kişisi’ ? Kültür Servisi Garanti Bankası’nın çatısı altında çalışan Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi’nin yönetmeni Vasıf Kortun, Londra’da yayımlanan uluslararası güncel sanat dergisi Art Review’un ve New York’ta yayımlanan Art and Auction’un oluşturduğu ‘İlk 100’ listelerinde yer aldı. Birbirinden bağımsız iki dergi, müzeci, mimar, galerici, küratör, koleksiyoner ve sanat destekleyicileri arasından yaptığı seçimle, uluslararası sanat toplumunun en etkin ve değerli 100 kişisini belirledi. Bu isimleri dünyaya duyuran dergi, hepsine, yıl boyunca gösterdikleri başarı ve güncel sanata yaptıkları katkılar için teşekkür etti. Platform ise Türkiye’nin güncel sanat haritasında yer almasındaki katkıları ve önemli rolüyle, 2004 Avrupa Kültür Vakfı özel ödülüne değer görülülmüştü. Yeni Sahne’de perde kapanıyor ? ANKARA (AA) Başkentin 40 yıldır sayısız oyuna ev sahipliği yapan tiyatrosu Yeni Sahne, yarın sahnelenecek ‘Sevgili Hayat’ adlı oyunla perdelerini kapatıyor. Kızılay’daki Sakarya Caddesi’nde bulunan 300 izleyici kapasiteli Yeni Sahne, mülk sahibi olan Türkiye Ormancılar Derneği tarafından başka bir şekilde kullanılmak üzere yıkılacak. Bu yıkım, Devlet Tiyatroları’nın (DT) kiracı bulunduğu sahneden ayrılmasına neden olacak. DT’nin bilet satışlarının büyük kısmının gerçekleştirildiği gişe ise mart ayı sonuna kadar bu binada hizmet vermeye devam edecek. Devlet Tiyatroları Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Orhon, Yeni Sahne’nin şubat ayı başında tarihi konservatuvar binasındaki Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde izleyiciyle buluşmak için gün saydığını hatırlatarak ‘‘Bir sahnemiz öldü, konservatuvar sahnemiz yeşerdi’’ diye konuştu. CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle