27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 OCAK 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Anılar Işık İşgüden: ‘‘Mehmet Ali Ağca’nın 50 milyon dolarlık anılarına en uygun isim: Abdi’yi ve Jean Paul’ü çok sevmiştim!’’ Yağmur Ekim Başbakan grip olmuş... ‘‘Kuşluk vakti mi!’’ BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Türkünün yeni şekli: Edremit Erbakan’a bakar... Medrese Kemal Tek: ‘‘Van’ın bir köyünde, kaymakamın izniyle fakat öğretmenlerden habersiz köyün imamı din dersine giriyormuş. Birkaç ders daha ekleseler öğretmene gerek kalmayacak!’’ ABD’NİN yeni Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, geçenlerde ‘‘Türkiye’nin sokaklarında dolaşacağım ve elde ettiğim bilgileri başkentime ileteceğim’’ dedi. Elçiye zeval olmasa da Siyasi Ekonomik Sosyal Araştırmalar ve Strateji Geliştirme Merkezi ya da kısaca SESAR’ın elçiye bir maruzatı var: ‘‘Bu işi yapan büyükelçiliğinize mensup kişilerin sayısını verebiliriz ama malum bir konu olduğu için sahada çalışan ajan sayısının üzerinde durmayacağız. Son günlerde Türk kamuoyunu gereksiz yere meşgul eden soru; ABD’nin AKP iktidarına desteğinin sona erip ermediğidir. Başkentinizin sözcülüğünü yaptığı zannedilen bazı gazetecilerin makalelerini okuyup; ‘Oh dünya varmış! ABD hâlâ AKP’yi destekliyor’ diye sevinen bir çok aydınımsı insan var Türkiye’de. Fakat tarihe ve ABD’nin artık deşifre olmuş ekonomik, askeri, politik ve kültürel operasyonlarına bakıldığında; ABD sayesinde iktidara gelmiş Recep Tayip Erdoğan’a desteğinizin devam edip etmediği bir teferruat olma özelliği bile taşımıyor artık! ABD’nin tüm kuvvetini kullanarak iktidara getirdiği AKP’nin üç yıllık karnesi ile ABD’nin bölgemizdeki üç yıllık karnesi birbirine çok benziyor. Bu benzerliği görenler için ABD’nin birisine olan desteğini ya da rezervini orta ve uzun vadeli değerlendirirsek ‘anlamlı’ olmadığı açık. Haksızlık etmeyelim; bu husus ABD için olduğu kadar AB ve onun dominant aktörleri için de geçerli. Hâlâ görkemli bir ülkeniz olduğu realitesini inkâr etmemekle birlikte; ABD’nin içerideki gören Ross Wilson gözlerini, anlayan beyinlerini ve biraz düşünen halkın ilgisini, sürekli ‘ABD dışında tutma’ gibi istikrarlı bir gayret artık saklanamaz boyutlarda... Ayrıca hâlâ ABD’nin tahrip etme yeteneği yerli yerinde duruyor. Ancak ABD önemli bir özelliğini yitirmiş görünüyor; inşa etmek. Acaba ABD bölgemizde ve ülkemizde en son neyi veya neleri inşa etmiştir? Bir Kürt devletçiği, bir Şii devletçiği, bir Sünni devletçiği; ülkemizde de ne yazık ki bir AKP iktidarcığı... Aslında üç küçük devletçiğin Irak’ın tahribi ile doğal olarak zuhur ettiği göz önüne alınır, AKP iktidarcığının da 57. Hükümet’e reaksiyon olarak doğduğu bilinirse; ABD’nin inşa ediciliğinin tümü ile göz ardı edilebileceği görülecektir. Sayın Büyükelçi, ABD’nin bölgemizde ve dünyada bozulan dengesini bulması için ‘kendi başındaki çuvalı çıkarması’ yetecektir!’’ Şaha Kalkmış Çin Sanayi üretiminde dünya devleriyle yarışır hale gelmiş. Dünyanın 5 büyük dev şirketi büyük imalat yatırımları yapmış. Emek devlet tarafından ucuza örgütlenmiş. Hem karın doyurma parasına çalışıyorlar, hem de 14 saat çalışıyorlar. Teknoloji ve bilim transferi hızlı ve örgütlü. Ne yapacağını bilerek hedefe kilitlenmiş, bu yüzyılın efendisi olmaya kararlı adımlarla yürüyorlar. Adamların boyları küçük, hedefleri ve ölçeği çok büyük! Şehirleri ABD modeli son teknoloji ve büyük büyük. Parkları bin dönüm gibi planlanmış, iğne oyasıyla süsler gibi peyzaj uygulamışlar. İnsanın her karede fotoğraf çektiresi geliyor. Tarihle gün uyum içinde uç uca eklenmiş. Hem tarihi doku korunmuş hem modern mimarinin en güzel örnekleri yan yana duruyor. Otantik Çin evleri korunurken dünyadaki Toverlar’la yarışan yeni yapılar göz kamaştırıyor. Tarımda en küçük birimden en yüksek verim, planlı ve örgütlü biçimde elde ediliyor. Dört mevsim meyve ve sebzelerini her yerde bulabilirsiniz. 54 farklı dil hem korunmuş hem de ortak Çinceyle üst kültür yaratılmış. Budha ile Mao barış içinde bir arada yaşıyor. Bizim çağın başında M. Kemal ve arkadaşlarının başlattığı devlet kapitalizmi daha bir örgütlü şekilde hayat bulmuş. ‘‘Her şey vatan için’’ sanki Çin’in ana düsturu. Herkes ülkesi için yaşıyor ve savaşıyor. Etnik farklılıklar şaka ve espri içinde anlatılıyor. Yasak şehir dedikleri eski hanedanlık sarayı ve Tiananmen Meydanı aynı hoşgörüyle sergileniyor. Geçmişe hürmet, geleceğe umut kardeşleşmiş. Nüfus planlaması oturmuş. Herkese bir çocuk. 30.000 doları olana bir çocuk daha. Bizdeki gibi Rızkulallah yok. Rızığı kendin bulacaksın, kabahati de Allah’a yüklemeyeceksin. Akıl bir adım önde. Eğitim ve sağlık hizmetleri devlet eliyle ve bihakkın yapılıyor. Bitkisel tedavi yöntemleri ve bildiğimiz tıp yeni sinerji doğuruyor. İlaç israfı yok gibi. Yeteri kadar günlük ilaç veriliyor. Bizdeki gibi her ev ilaç deposu değil. Lokantalarda ki 1000 kişilik lokantalar kuyruk var, hastanelerde kuyruk yok. Bunları geçip biraz kentler ve kentleşmeler üzerine bilgi aktaracağım... Pekin, Şanghay, Hangzhou’yu gezdim. Başkent kaşıkçı elması gibi. Kalabalık ama kargaşakaos yok. Trafik akıyor. Altüst geçitler kent siluetini bozmuyor. Yüksekdikey yapılanmanın olduğu alanlarda, eski yerleşmeyse çift katlı estetik yollarla trafik çözümleri insanın aklını durduruyor. Metrosu Paris metrosuyla yarışmış. Otoyolları ABD yollarıyla yarışmış. Kibirsiz ama iddialı bir başkent. SESSİZ SEDASIZ (!) Fransız sermayesinden kuşlara vize! ELEKTRİK yüksek mühendisi Ünal Erdoğan, İstanbul Erenköy’deki Carrefour alışveriş merkezinde dolaşırken bir an donup kalıyor. Hangarı andıran devasa binanın içinde güvercinler, serçeler uçuşuyor. Hani şu gribe yakalanan kuşlar! Carrefour’da balıktan sebzeye, kuruyemişten meyveye kadar birçok gıda ürünü açıkta satılırken kuşlar da alçaktan uçuş yapıyor. Ünal Erdoğan, Carrefour gibi Avrupa Birliği bünyesindeki büyük Fransız sermayesinin, Türkiye’de Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Derviş Süleyman Ekim: ‘‘Kemal Derviş, krize dair kitap yazmış. Yaptıklarından hayır göremedik, yazdıklarından mı göreceğiz.’’ 34 DH 6738 İstanbul Valiliği 34 DH 6738 plakalı otomobile ‘‘görevli’’ kâğıdı vermiş; verilen görev sanki trafik kurallarını çiğnemek! gıda ürünlerinin üzerinden uçan kuşları, tuvalet ihtiyaçları geldiği zaman dışarıya çıkartan bir sistem uyguladığını varsayıyor ve hatta kuş gribi salgını üzerine Türkiye’de paha biçilmez posta güvercinleri bile itlaf edilirken Fransızların Türkiye’deki alışveriş merkezinde en azından özel olarak aşılanmış kuşlar beslediğini, aşısız kuşlara vize uyguladığını öngörüyor. Bu öngörüsünü doğrulamak için de bir dilekçe yazıp İstanbul Valisi Muammer Güler’e gönderiyor. Bakalım, Vali Beyimiz ne yanıt verecek! Kuş gribine sadece kuş bakışı bakmak kuş beyinlilik değil midir abiler? Uzlaştırıcılar ve Uzlaştırma Yolları MERİÇ VELİDEDEOĞLU ABD’nin adını koyup içeriğini belirtmediği ‘‘ılımlı İslam’’, AKP iktidarının adım adım gerçekleştirdiği kimi uygulamalarla, kenarından köşesinden ortaya dökülüyor. Öte yanda yerli ılımlı İslamcılar da gün geçtikçe her kesimde çoğalarak, geçerli ‘‘liberal demokrasi’’nin ‘‘uzlaşma’’ temeline dayandığını ileri sürüp, bu yeni İslamsal söyleme yürekten destek veriyorlar. Bu konuda ortaya konanlardan biri de ‘‘Maturidi İslamı’’; yaklaşık bin yıl önce yaşamış olan İslam din adamlarından Maturidi’nin görüşlerinin benimsenmesi isteniyor. E. Büyükelçi Gündüz Aktan, Radikal’deki köşesinde Maturidi’yi tanıtırken şöyle diyor: ‘‘Maturidi, din ile şeriatı, diyanet ile şeriatı, diyanet ile siyaseti ayırdı; ikisini de Allah’ın yarattığını belirterek vahyin yanına aklı koydu; özgür iradeyi kabul ederek kaderi reddetti; böylece bireyin ahlaki, iktidarın da siyasi sorumluluğunu vurguladı; Müslüman olmak için dini tavırların değil, imanın yeterli olduğunu savunarak toplumun birey üzerindeki baskısına karşı çıktı.’’ Aktan ayrıca Adalet Bakanı Seyyit Bey’in 1924’te Diyanet’i kurarken, Eşari’nin değişmez şeriat kavramı yerine, aklın üstünlüğünü savunan HanefiMaturidi’yi benimsediğini söylüyor. 29 Ekim 1923’teki ilk Cumhuriyet Hükümeti’nin Adalet Bakanı olan Seyyit Bey müderristi. 3 Mart 1924’te halifeliği kaldıran yasayı Meclis’teki oturumda saatlerce savunan, ‘‘Başımızda ‘heyulâ’ gibi bir helifenin bulunmasına ne gerek var!’’ diyen de Seyyit Bey’dir. Bu konuda 1923 Devrimi ile uyuşmakta olduğu, koşutluk içinde bulunduğu görülmekteydi; 3 Mart’ta kabul edilen yasaların sonucu olarak toplumun dünyasal yaşamını düzenleyecek bir ‘‘Yurttaşlar Yasası’’ (Medeni Kanun) hazırlamakla görevlendirildi. Eşari’nin ilkeleri yerine Maturidi’nin görüşlerini benimsemiş olan Seyyit Bey, bu görüşleri temel alarak hazırladığı yasayı TBMM’ye sunmuştu. Toplumun yaşamını iğneden ipliğe düzenleyen bu yasa, Atatürk ve arkadaşlarınca kabul edilir nitelikte görülmemiş, dahası Prof. Dr. Niyazi Berkes’in ünlü yapıtı ‘‘Türkiye’nin Çağdaşlaşması’’nda belirttiği gibi, Meclis’te de tartışılıp reddedilmiş. Peki, TBMM neden yadsımıştı bu yasa tasarısını? Aktan’ın açıklamalarından da anlaşılacağı gibi yasanın temel alındığı Maturidi ilkeleri din ile şeriatı, diyanet ile şeriatı, diyanet ile siyaseti ayırıyordu; bütün bu görüşler bir bakıma laikliğin anlatımı değil miydi? Bir bakıma öyleydi. Ama yasa yer yer şeriattaki kimi düzenlemelerin öncelikle kadınerkek ilişkilerinde az da olsa izlerini taşıyordu. 3 Mart 1924 yasalarının birincisinde belirtilip istendiği gibi dinsel dogmalardan tümüyle uzaklaşmış, hiçbir ilintisi kalmamış bir yapıda değildi. Olamazdı da; Maturidi’den bu beklenemezdi; dolayısıyla yasa yadsınmıştı; başka bir deyişle 1924 yılında yani 82 yıl önce TBMM Maturidi’yi reddetmişti. Seyyit Bey, Adalet Bakanlığı’ndan çekilir; yeni Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt üstlenir Yurttaşlar Yasası’nı (Medeni Kanun) hazırlamayı. Hep bilindiği gibi Yurttaşlar Yasası, 1923 Devrimi’nin özüne uygun olarak düzenlenir, 17 Şubat 1926’da TBMM’de de oybirliğiyle kabul edilir. Ne var ki, 82 yıl sonra ‘‘liberal demokrasi’’ adına uzlaşmayı dayatanlar, ya da ‘‘ılımlı İslam’’ı somutlaştırmayı tasarlayanlar Maturidi’ye başvurmayı çıkar yol olarak göstermek istiyorlar. Laik Türkiye Cumhuriyeti adına bu, 82 yıl geriye dönüşten bile daha üzücü ve daha tehlikelidir. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr Şanghay Tipik Amerikan modeli uygulanmış. Gelişme tarihi 1520 yıl. Merkezi planlama hâkim. Nehrin bir tarafı eski yapılar, bir tarafı yeni yüksek yapılar. Işıklandırma müthiş. Akşam saatlerinde vapur gezintileri düzenleniyor. Kentin ışıkları farklı bir manzara oluşturuyor. Gezi vapurlarında, jilet, tarak, cigara kâğıdı satılmıyor. Animasyon olarak bizimkinde sihirbaz vardı. Bir saatlik gezi 10 dolar. İnanılmaz bir keyif. Nereye, neye bakacağını şaşırıyorsun. Bir tarafta eski taş binalar, diğer tarafta Manhattan, hem de ışıklısı. Duvarlarda Panda gösterileri! Şanghay aynı zamanda bütün Asya’nın ticaret başkenti. Çin’in değil sadece Asya’nın kalbi. Çin’in en büyük kenti ve dünya ticaret tekellerinin de adresi. Bildiğimiz bütün markaların koca koca binaları var. Kendinizi New York ya da Londra’da sanırsınız. Hangzhou Sahil kasabası, 4 milyon nüfusu var. Yollar 3 bant gidişgeliş, orta refüj 3,5 metre desen desen bitkilerle donatılmış. Her iki kenarda 3 metrelik yaya ve bisiklet yolu. Ona ek olarak 3,5 metre kenar refüjü ağaçlandırılmış, ışıklandırılmış, anlayacağınız kitabını aşmışlar. Bir çöp bulamazsınız. Yeni yerleşme merkezleri villalar, 4 katlılar ve 14 katlı apartman daireleri, cephe ve çatı hareketleri insanı büyülüyor. Birbirini ezmeden her gelir grubuna hitap eden böyle mekânları dünyanın hiçbir yerinde ben görmedim. Yeni yerleşmelerdeki belediye başkanlarına önerim, mutlaka buralarını bir gezsinler. Büyükşehir başkanlarına önerim, eğer ruhlarını yitirmedilerse ekipleriyle birlikte gezsinler. Yerel yöneticilerin öğreneceği çok şey var Çin’de. Özellikle milliyetçi geçinenler bir dolaşmalı. Vatan sevgisi nasıl, nicedir bir görmeliler... gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 0212 672 73 79 ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hayatepik?mynet.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com Dosya No: 2005/2268 Davacı Raffi Hisarlı tarafından açılan vasi tayini davasında; İstanbul, Beşiktaş Abbasağa, cilt 1, hane 1306’da nüfusa kayıtlı Haçık ve Sina’dan olma 19.01.1940 d.lu MARİYAM HİSARLI’nın hastalığı süresince M.K.’nun 405. maddesi gereğince KISITLANMASINA, Kendisine aynı nüfusta kayıtlı Solağ Vahe ve Mariyam’dan olma 18.01.1964 d.lu, oğlu RAFFİ HİSARLI’nın VASİ TAYİN EDİLMESİNE, İtirazı olanların 10 gün içinde mahkemeye müracaat etmeleri, müracaat etmedikleri takdirde karar içeriğini aynen kabul etmiş sayılacaklarına, mahkememizin 26.12.2005 gün, 2005/2268 esas, 2005/2197 karar sayılı ilamı ile karar verilmiş olup, Keyfiyetin İLAN olunur. 16.01.2006 (Basın: 1777) ŞİŞLİ 3. SULH HUKUK HAKİMLİĞİ’NDEN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 20 Ocak www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ İri ve çok mayhoş bir el 1 ma cinsi. 2/ Bir 2 etkinliğin geçici olarak dur 3 durulduğu sü 4 re... Bir tür ka 5 lın ve ağır çizme. 3/ Yedi 6 Uyurlar’dan 7 biri. 4/ Çembe 8 rin çevresinin çapına oranını 9 gösteren sayı... Binek 1 2 3 4 5 6 7 8 9 hayvanlarının sırtın 1 R A P U N Z E L daki oturmalık. 5/ 2 O T A Ğ A T O S Mersin’in bir ilçesi... 3 S A Ç U L A B U Tantal elementinin 4 İ A T I L A Y simgesi. 6/ Arjantin’in N A V A R plaka imi... İyi, gü 5 N A L O L T U A zel... Şarap mahzeni. 6 A L K O B 7/ Kan emici bir si 7 N A İ M A nek... Eşek yavrusu. 8/ 8 T İ K R UMB A Yeraltı suyunu taşıyan 9 E M İ R S A A T geçirimli katman. 9/ Cam üretimi ve sanayide kullanılan soda külü... Anadolu’da, özellikle Doğu Karadeniz dağlarının yüksek kesimlerinde yaygın geçici kırsal yerleşme tipi. DOSYA NO: 2005/758 Halis Sirek’in (Ali ve Gülizar oğlu, 1.1.1938 d.lu, Arı Merkez Sıtkiye mh. nü. kyt) eşinin açtığı boşanma davasında adresi bulunamadığından duruşma günü olan 09.02.2006 günü saat 09.00’da mahkememizde hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi, aksi takdirde yokluğunda yapılacak işlemler ve dava ile HUMK’nun 377 ve 213 maddeleri gereğince karar verileceği ve bu ilandan itibaren 7 gün sonra davalıya bu tebligatın yapılmış sayılacağı, Tebligat Kanunu’nun 28 ve 31. maddeleri uyarınca ilan olunur. (Basın: 1581) SİV AS AİLE MAHKEMESİ’NDEN YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Sarmısaklı yoğurtla yapılan bir tür meze. 2/ Tarımda kullanılan azotlu gübre... Havaalanlarında bulunan ve çevredeki uçuşları denetlemeye yarayan sistem. 3/ Bir yolun yokuş olan bölümü... Yankı. 4/ Eski özel otomobillerin karoseri biçimi. 5/ Anadolu’da kurulmuş eski uygarlık... Eli işe yatkın, becerikli... Bir nota. 6/ Ankara keçisinin tüyü... Tavlada ‘‘üç’’ sayısı. 7/ Maden eşya üzerine vurulan bir cins cila... Kaba saba, görgüsüz kimseye argoda verilen ad. 8/ Güney Afrika Cumhuriyeti’nin plaka imi... Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri. 9/ Atış taliminde hedef tahtasını bile vuramama. CUMHURİYET 17 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle