11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 OCAK 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Aylardır yapılamayan uluslararası ihale beşinci kez ertelenirken yeni tarih 15 Şubat olarak belirlendi 13 NOT DEFTERİ ZEKERİYA TEMİZEL Marmaray 2011’e kaldı AYKUT KÜÇÜKKAYA Dosya Kamu görevlilerini tasfiye etmenin, görevlerinden uzaklaştırmanın yolu bulundu. Birisi tasfiye edilmek, görevden uzaklaştırılmak ya da önemli bir göreve atanması engellenmek mi isteniyor, kolayı var: Onun hakkında dosya var deyin, yeter. Hakkında dosya var denilince akan sular duruyor. Hakkında dosya düzenlenenler görevden alınıyor, sürülüyor, atama kararları durduruluyor. Peki dosyada ne var? Orası önemli değil. Dosya, sahte isimlerle yazılmış iftira mektuplarıyla, tahrif edilmiş ve sahte belgelerle oluşturulmuş olabilir. Dosyada tek bir somut kanıt olmadığı gibi uzman araştırmacıların yasalar uyarınca suç olarak niteleyecekleri bir eylem de olmayabilir. Dosya bir şeyler yapılıyor kanısını uyandırmak, ‘‘kamuoyunu tatmin etmek için’’ de düzenlenmiş olabilir. Fakat ne gam, dosya varsa olay tamam. ‘‘Dosyası var’’ denilenler hakkında yapılan haksızlıklara toplum duyarsız. Hukukun en temel kurallarından olan, ‘‘yargı sonuçlanana kadar her bireyin masum olarak kabul edilmesi gerektiği ilkesi’’nin, ‘‘masumiyet karinesi’’nin hiçbir değeri kalmadı. ??? Dosyalara bu kadar önem verilmesinin nedeni, geçmişte kamu görevlileri hakkında dosya düzenlenmesinin çok ciddi bir iş olmasındandı. Kamu hukukunda bir kişi hakkında dosya düzenlenmesi sıradan bir olay değildi. Bir kamu görevlisinin eylemlerinin suç olup olmadığı, o konuda uzman olan denetim elemanları tarafından araştırılır, suç oluştuğuna ilişkin önemli karineler ve deliller bulunursa o kişi hakkında dosya hazırlanır ve o dosya yetkili kurullara ve yargıya gönderilirdi. Soruşturmayı yapan denetim elemanları konularında uzman, suçsuza da suçsuz diyebilecek kadar yürekli insanlardı. Ben yazarım, sorunu yargı çözsün kolaycılığına düşmeyecek kadar da sorumluluk sahibi, suçu olmayanlara iftira atmayacak kadar da onurlulardı. Kurul halinde çalışan denetim birimlerinde iç denetim olduğundan, denetim elemanları hukuka aykırı davranışlarının bedelini bir şekilde öderdi. Onun için bu nitelikteki insanlar tarafından düzenlenen dosyaların önemi vardı. Toplum dosyalara kesin delil gözüyle bakardı. ??? Peki şimdi durum ne? Kamu görevlilerinin eylemlerinde suç olup olmadığı, suç işlemek kastıyla hareket edilip edilmediğinin konunun uzmanlarınca belirlenmesi ilkesi terk ediliyor. Kamu görevlilerinin sudan sebeplerle, aslı astarı olmayan ihbarlarla görevden alıkonulmalarının, yapılan görevden ötürü çıkarları zedelenen kötü niyetli kişilerin kamu görevlilerini olur olmaz nedenlerle ceza mahkemelerine sürüklemesinin önü açılıyor. Güvenceden yoksun kamu görevlisi, sindirilip kapı kulu olmaya zorlanıyor. Hakkında iki satırlık bir soruşturma ile yargıya gönderilme tehdidi Demokles’in Kılıcı gibi başında sallanıyor. Yargıdan bir çekincelerinin olmamasına karşın mahkemelerde sürünme olasılığı onları yıldırıyor. Ülkede tam bir denetim terörü esmeye başladı. Denetim kurumları suç ve suçlu yaratma kurumları gibi işlev görmeye başladı. Soruşturmayı yürütenler yöneticilerin istedikleri nitelikte rapor düzenlemeye zorlanıyor. Soruşturmaları yürüten kamu görevlileri arasında konularını bilmeyen, sorumluluğun tamamını yargıya yıkmaya hazır birikimsiz elemanların sayısı hızla artıyor. Yerleşik, geleneği olan teftiş ve denetim kurumlarının çabası yeterli olmuyor. Denetimin bağımsızlığını savunan bu tür denetim birimleri tasfiye tehdidi altında. Üstelik bu denetim terörü yolsuzluklarla mücadele adına estiriliyor. Yolsuzluklarda bir azalma oluyor mu? Tam tersine. ‘‘İşini bilen memurlar’’ yargı sürecinden çok daha kolay kaçıyor. Yasaları uygulamakta direnen ilkeli kamu görevlileri ise denetim terörünün mağdurları. Ulaştırma Bakanlığı’nın ‘‘Asrın Projesi’’ olarak tanımladığı Marmaray’ın (İstanbul Demiryolu Tüp Geçişi ve Banliyö Hatları) tüp geçitten sonra ikinci etabını oluşturan 63 kilometrelik HaydarpaşaGebze ile SirkeciHalkalı banliyö hatları ihalesi beşinci kez ertelendi. 1 milyar dolar tutarındaki uluslararası ihalede altıncı tarih 15 Şubat 2006 olarak belirlenirken Marmaray’ın tamamlanması 2011’e kaldı. Projenin en önemli ikinci ayağını oluşturan banliyö hatlarının yeniden yapılması için ‘‘8 Ekim 2004’’te ön yeterlilik duyurusu yapıldı. Ulaştırma Bakanlığı Demiryolları, Limanlar ve Havameydanları (DLH) İnşaat Genel Müdürlüğü, ön yeterlilik belgelerinin teslimatı için ‘‘22 Aralık 2004’’ tarihini duyurdu. Ba İhalede 5 konsorsiyum Mitsubishi JV’nin ihaleden çekilmesinin ardından DLH, ön yeterlilik değerlendirmelerinde 6. en yüksek puanı alan AstaldiAnsaldo JV’yi ihaleye davet etti. AMD Rail (Alstom Marubeni Doğuş) Bechtel Enka JV (Bechtel Enka) Bombardier Gama Nurol JV (Bombardier Gama Nurol) EurasiaRay Group (Siemens AG Siemens AŞ Yapı Merkezi Kiska) Banliyö hatlarında 24 ay ulaşım yok HaydarpaşaGebze ve SirkeciHalkalı banliyö hatları 14 Aralık 2007 tarihinden itibaren 24 ay süreyle tren işletmeciliğine kapatılacak. Bu durum İstanbul trafiğini de iki yıl süreyle olumsuz etkileyecek. Her gün 110 bin banliyö yolcusu ile 21 bin İstanbul dışı tren yolcusu karayolu trafiğine dahil olacak. Trakya ve Anadolu’dan Halkalı ve Gebze’ye ulaşanlar buradan servis araçlarıyla şehir merkezlerine taşınacak. Ayrıca inşaat çalışmaları yük taşımacılığını da etkileyecek. Daha önce demiryoluyla Haydarpaşa Limanı’na getirilen yükler bu süre zarfında Kocaeli Derince Limanı’na aktarılacak. kanlık bu tarihi daha sonra 24 Ocak 2005’e erteledi. Bu tarihe kadar ihale için sekiz konsorsiyum başvurdu, bakanlık ihaleye girecek beş konsorsiyumu belirledi. Gruplar mali tekliflerini sunmak üzere ‘‘24 Haziran 2005’’ tarihinde davet edildi. Bu davette konsorsiyumlardan ‘‘4 Ekim 2005’’ tarihine kadar tekliflerini sunmaları istendi. Bu sırada konsorsiyumlardan biri ihaleden çekildi. DLH, elediği konsorsiyum lardan birini ihaleye dahil etti. Bu nedenle bakanlık, yeni konsorsiyumun orijinal ihale sürecinden daha az bir süreye sahip olmaması gerekçesiyle ilk ertelemeyi gerçekleştirdi. ‘‘7 Kasım 2005’’e ertelenen ihale daha sonra ‘‘28 Kasım 2005’’e ertelendi. Bu tarihe yaklaşıldığında ise ihale 2006’ya kaldı. ‘‘16 Ocak 2006’’da yapılması beklenen ihale ilk önce ‘‘30 Ocak 2006’’ya sonra da ‘‘15 Şubat 2006’’ya ertelendi. Birinci erteleme dışında beşinci ertelemeye kadar herhangi bir gerekçe gösterilmemesi dikkat çekiyor. Finansmanı Avrupa Yatırım Bankası kaynaklarından karşılanması öngörülen banliyö hatlarının inşaatına 14 Aralık 2007 tarihinde başlanması ve inşaatın iki yıl sürmesi planlanıyordu. 2010’da da yeni hat üzerinde altı ay deneme seferlerinin yapılması öngörülüyordu. İhale sürecinin gecikmesi nedeniyle Marmaray’ın tam anlamıyla hizmete girmesi 2011 yılını bulacak. Dünyanın ilk İslami borsa endeks fonu Türkiye’de halka arz ediliyor Yeşil fonlar halka açılıyor Derinin pahalı imajını da yıkacaklar MURAT GÜLDEREN Fındık Tanıtım Grubu’nun başarısını örnek alan dericiler, tanıtım kampanyalarını her kesime hitap ederek sürdürecek. Daha önce çekilen reklam filminin sonuçlarını değerlendirirken çok ünlü isimlerin reklamda yer alması nedeniyle alt ve orta gelir grubuna seslerinin ulaşmadığı düşüncesini dile getiren Türkiye Deri Sanayicileri Derneği Başkanı Turgut Koşar, ‘‘Yurttaş deriyi pahalı sanıyor ve reklam kampanyamız işadamı, sanatçı gibi isimlerle yürütüldüğü için bu kanı yıkılmadı. İkinci reklam filmimizde bu noktayı da gözeteceğiz’’ dedi. İlk kampanyada bazı noktaların gözden kaçtığını dile getiren Koşar, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, işadamı İshak Alaton ve Gülben Ergen gibi ünlü kişilerin rol aldığı kampanyada, yurttaşta hâkim olan ‘‘deri pahalıdır’’ düşüncesinin pekiştirildiği kanısına vardıklarını söyledi. Önümüzdeki aylarda toplumun her kesimine hitap eden yeni bir reklam filmi hazırlatacaklarını söyleyen Koşar, ‘‘İddia ediyorum ki deri hem lüks hem de kumaştan daha ucuz bir ürün. Bir yıllık çalışmamızla deriyi kendi halkımıza alıştırıp sevdireceğiz’’ diye konuştu. Ekonomi Servisi Ülker grubu bünyesinde yer alan Bizim Menkul Değerler’in (BMD) kurduğu, ‘‘Dow Jones Islamic Market Turkey’’ endeksine bağlı ‘‘DJIM Türkiye A Tipi Borsa Yatırım Fonu’’, 2324 Ocak tarihlerinde yatırımcılara sunulacak. Dünyada 2 bin 500’den fazla şirketi kapsayan Dow Jones İslami Piyasa Endeksi’nde yer alan Türkiye Borsa Yatırım Fonu’nda 15 Türk firması yer alıyor. Halka açık şirketlerin Dow Jones İslami Piyasa Endeksi’nde yer alabilmesi için içki, eğlence, savunma, finans ve domuz eti ile ilgili faaliyetlerde bulunmaması gerekiyor. Dow Jones’un dünya genelinde 13.2 trilyon doları bulan İslami Piyasa Endeksi’nde yer alan firmaların başında ise Coca Cola, Pepsi, Microsoft, İntel, Vodafone, BP ve Exxon Mobil gibi dünya devleri yer alıyor. Söz konusu endekse dahil olan şirketler belirli dönemlerde Dow Jones yönetimince yapılan sıkı incelemelere tabi tutuluyor. İnceleme sonucunda şirketin faaliyet alanlarında İslami kriterlere uygun olmayan bir değişiklik gözlenirse, firma İslami Piyasa Endeksi’nden çıkarılıyor. Fonun tanıtımı nedeniyle düzenlenen basın toplantısında konuşan Dow Jones Indexes’in Avrupa, Asya ve Ortadoğu’da iş geliştirmesinden sorumlu iştiraki olan Stoxx Ltd.’nin İdari Direktörü Lars Hamich, Körfez ülkeleri ve Ortadoğu’da ciddi yatırımcılar bulunduğunu, Türkiye’de de uygun bir yatırım ortamı olduğunu, bu nedenle böyle bir fonu sunduklarını söyledi. Endekste yer alabilmek için 45 firmanın müracaat ettiğini söyleyen Hamich, ‘‘Oteller, eğlen ce yerleri ve bankaları içinden çıkardık. Yüksek rasyosu olan şirketleri de çıkarttık. Elimizde 15 firma kaldı. Martta tekrar elden geçireceğiz. Bilançolarına da bakacağız. 15 firma rakamı değişebilir, artabilir’’ diye konuştu. Fonun özellikle bölgesel avantajlar nedeniyle Türkiye’ye yabancı ilgisini pozitif yönde etkileyeceğini belirten BMD Portföy Yönetimi Müdürü Avşar Sungurlu da DJIM Türkiye A Tipi Borsa Yatırım Fonu’nun dünyada ve Türkiye’de ilk İslami borsa endeks fonu olduğunu söyledi. Endeksteki Şirketler: ‘‘Adana Çimento, Akçansa, Anadolu Cam, Arçelik, Aygaz, Çimsa, Eczacıbaşı İlaç, Ereğli Demir Çelik, Ford Otosan, İş GYO, Petkim, Trakya Cam, Tofaş, Ülker Gıda ve Zorlu Enerji.’’ ‘SEVKIYAT DURACAK’ Tüzmen’den Irak’a alacak uyarısı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türk firmalarının Irak’tan alacaklarının tahsili konusunda çalışmaların devam ettiğini vurgularken ‘‘Ayın 21’ine kadar ödemeler konusunda herhangi bir ilerleme sağlanamazsa, Irak’a akaryakıt sevkıyatını durduracağız’’ dedi. Tüzmen, HiltonSA’daki Ankara Sanayi Odası’nın vergi ve ihracat rekortmenleri ödül töreni öncesi, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tüzmen, Irak’a akaryakıt sevkıyatına ilişkin soru üzerine, Türk firmalarının Irak’tan 1 milyar alacağı olduğunu, bu alacağın tahsili için böyle bir tedbir yoluna gittiklerini söyledi. Tüzmen, bu konuda çalışmaların halen devam ettiğini de kaydetti. Bu arada Türk firmaları Irak’a, benzin başta olmak üzere, LPG ve jet yakıtı satıyor. (AA) Kamulaştırmada özel kişi engeli ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yasası’nın, yönetici şirketlere, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni veren maddelerinin iptali ve yürütmeyi durdurma kararının gerekçesini yayımladı. Gerekçede, ‘‘Yapı ruhsatı ve buna bağlı olarak yapı kullanma izni vermek, genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken kamu hizmeti olup idarenin asli ve sürekli görevlerindendir. Kamulaştırma bir kamu gücünün kullanılmasını gerektirdiği için özel kişiler tarafından kullanılabilecek bir yetki olamaz’’ denildi. Avrupa’da liman işçileri kazandı Ekonomi Servisi Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki limanlarda yükleme boşaltma işlemlerinin özelleştirilmesini öngören tasarı, binlerce işçinin protestolarının ardından reddedildi. Avrupa Parlamentosu’nun bulunduğu Fransa’nın Strasbourg kenti başta olmak üzere Marsilya, Hollanda’nın Rotterdam ve Belçika’nın Antwerp, Almanya’nın Hamburg limanları ile Avustralya ve ABD’de 6 bin liman işçisinin katıldığı ve yer yer çatışmaların çıktığı eylemlerin ardından işçilerin istediği oldu. Avrupa Parlamentosu’nun önceki gün 120’ye karşı 532 oyla reddettiği AB Komisyonu tarafından hazırlanan tasarı, Avrupa limanlarında devlet tarafından desteklenen tekeller tarafından yürütülen yüklemeboşaltma işlemlerinin rekabete açılmasını öngörüyordu. Superonline WiMAX Forum’da Ekonomi Servisi Geniş bant kablosuz erişimin standartlarını belirlemek ve global kullanımını geliştirmek amacıyla kurulan WiMAX Forum’a ilk Türk operatör olarak Superonline’ın katıldığı bildirildi. Superonline, Forum’daki gelişmeleri yakından takip ederek bu servisleri Türkiye’de de hayata geçirme konusunda çalışmalarını sürdürecek. MALİYE YAŞAMINDAN / MUSTAFA PAMUKOĞLU Ahmet, ekonomik konuları içinde yaşayan dünya finans yöneticileri arasında dereceye giren bir devlet memurudur. Mehmet ise gazetelerin ekonomi sayfalarını ve TV’de ekonomi programlarını sürekli izleyen iddialı bir vatandaştır. Bir yerde koyu sohbete dalmışlar. Bakın neler konuşuyorlar. Ahmet: Cari açık ne oluyor? Bu kadar önemli mi? Kimi bir şey olmaz diyor. Kimi tehlikeli buluyor. Bana benim anlayacağım şekilde anlatsana. Mehmet: Vallahi Mehmet, profesörler diyor ki, bu açık önemli değil. Sürdürüyorsan bu açıktan korkma. Ekonomimiz çok iyi. Özelleştirmeler yapıldı. Enflasyon oranı çok düştü. Faiz oranları düşük. Rantiye kalktı. Herkes artık parasını harcıyor. Daire ve araba sahibi olmaya başladı. Ahmet: Carisini bilmem ama, açık açıktır. Başın açıksa günah. Maaştan açık veriyorsan yandın, Fener’i tutuyorum defansı açık veriyor kolay gol yiyor; kredi kartından açığın varsa icra yakında evine gelir, evin kapısı açık pamukm?superonline.com Vatandaş Diyor ki... sa hırsız girer, üstün açıksa üşür hasta olursun. Geçen namuslu bir kasiyer açık verdi işinden oldu. Bu açık demek ki beter bir şey. Mehmet: Yok yok öyle değil. Bu açık, senin sandığın açıklardan değil. Profesörler diyor ki; borçlanabiliyorsan, ekonomin büyüyorsa bu açık değil, şey.. neyse hatırlayamadım. Ama sen onları dinle. Ahmet: Ben ay içinde maaştan cari değil bayağı açık veriyorum. Kredi kartlarına dayanıyorum. Bir türlü iki yakam bir araya gelmiyor. Cari açık böyle bir şeyse vay geldi benim ülkemin başına. Mehmet: Amma da cahilsin. Ne ilgisi var senin maaşınla cari açık arasında? Profesörler diyor ki; Ahmet: Tamam, tamam. Senin profesörler benim aklımı yine karıştıracak şimdi. Başka soru sorayım. Televizyonda hangi eğlence programına baksam daha müzik çalmadan herkes oynuyor. Bunu hayra mı yormalıyım, yoksa şerre mi? Mehmet: Uzmanlar diyor ki; bir ülkede vatandaş çalmadan oynamaya başlamışsa o ülkenin ekonomisi iyiye gidiyor demektir. İyi olmayan bir ülkenin vatandaşı eğlenebilir mi, neşesinden oynuyor. Ben çok mutluyum. Vatandaşı, gençleri oynamaya hazır gördükçe işte ekonomi, işte sorunları çözecek vatandaş diyorum. Ahmet : Ben üzülüyorum be Mehmet. Bence insanlar dertlerini unutmak için o tür programlara gidiyor, oynuyor. Nerede o güzelim sanat musikisi, Anadolu’nun bağrından gelen bozulmamış türküler. Yıllarını sanatçı olmak için çalışmaya ve eğitime adamış o güzel sanatçılar nerede? Yoksa bu böyle mi gidecek? Mehmet: Ahmet kusura bakma ama, sen bir Lojman kirasına yüzde 2.8 zam ANKARA (AA) Kamu lojman kiraları ile lojmanlarda oturanların ödedikleri yakıt paraları arttırılıyor. Başbakanlık’a gönderilen Tebliğ taslağı uyarınca, lojman kiraları 15 Ocak 2006 tarihinden itibaren yüzde 2.8 ile 2.9 oranında zamlanacak. dinozorsun. Uzmanları hiç dinlemiyorsun. Onlar diyor ki, halk ne dinliyorsa o sanattır. Halk ne oynuyorsa o, en iyi oyundur. Halk kimi seviyorsa o, sanatçıdır. Globalleşen dünyada bu böyle. Ahmet: Dinozorluk, sanatı ve gerçek sanatçıyı özlemek ise evet ben dinozorum ve demodeyim. Sonra vatandaşın çıldırmış bir şekilde oynaması globalleşme sonucu ise bu global ekonomi demek ki insanları delirtiyor. Mehmet: Ahmet, sana tavsiyem biraz gazetelerin ekonomi sayfalarını oku. TV ekonomi programlarını izle. Otoriteler diyor ki... Ahmet: Aman, aman yeter. Senin bir fikrin yok mu? Ne biliyorsun profesörlerin her şeyi doğru söylediklerini? Ya yanılıyorlarsa? Ben de diyorum ki; Ahmet diyor ki, ‘‘ülkemin ekonomisi öyle güllük gülistanlık değil, sorunlarımız var. Kenetlenmeliyiz. O diyor ki, bu diyor ki değil, ben diyorum ki, korkuyorum.’’ Moody’s’ten Garanti’ye pozitif not ? ANKARA (AA) Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Garanti Bankası’nın, D(+) olan ‘Mali Güçlülük’ kredi notuna ilişkin görünümünü, ‘durağan’dan, ‘pozitif’e çevirdi. Değişikliğin bankanın, 2005 yılındaki ekonomik sermaye düzeyindeki iyileşmeyle bu yıla ilişkin beklentileri yansıttığı kaydedildi. Bayındırbank ‘Birleşik Fon Bankası’ oldu ? İSTANBUL (AA) Bayındırbank’ın adı ‘‘Birleşik Fon Bankası AŞ’’ oldu. Bankanın Esentepe’deki binasında bulunan Bayındırbank tabelası dün indirilerek ‘‘Birleşik Fon Bankası’’ tabelası asıldı. Bayındırbank, TMSF’ye devredilen bankaların risklerinin tasfiyesi ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesiyle ilgileniyor. Sermayesinin tamamı fona ait olan bankanın tek bir şubesi bulunuyor. CUMHURİYET 13 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle