Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 OCAK 2006 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Terörle Mücadele Daire Başkanı, TBMM Komisyonu’na ‘ser verdi, sır vermedi’ 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Şemdinli’ de ‘mahsur’ kalmış AYŞE SAYIN Olimpos’ta Bir Kuş... Söylence insanlığın ortak kültürüdür. Söylencede yaşamın görkemini görürsünüz... Sevgiyi, hıncı, öfkeyi, hüznü, arkadan vurmayı... Büyülü bir evrendir söylence!.. Ayşe Kilimci’nin ‘‘Olimpos’ta Bir Kuş’’ adlı kitabı (Altın Kitaplar) ‘‘mitolojik masallar’’dır... Sessiz bir gecede kitaplarla baş başayım... Harry Mulisch ’in ‘‘Kara Bir Aşk Şiiri Siegfried’’ini (Ahmet Arpad’ın çevirisiDoğan Kitap) masamın üzerine koydum... Darmadağın olmuş düşlerin içinde geziniyorum... Önce, Ayşe Kilimci’nin ‘‘Olimpos’ta Bir Kuş’’ adlı kitabını tanıtıp sonra Harry Mulisch’in ‘‘Kara Bir Aşk Şiiri Siegfried’’ini anlatmalıyım... Siegfried nasıl kırıyor Hitler’in şifresini? Kilimci, İzmirli Homeros’un Anadolu’sunu nasıl anlatıyor? Ayşe Kilimci’nin kitabını bir solukta okudum... Biraz ukalalık yapayım Ayşe Kilimci gibi... Mitoloji bilmeden öykü, şiir, roman yazılmaz, resim yapılmaz. Mitoloji bilmeden günlük yaşam anlaşılmaz. Bilmem Manisa’da Ağlayan Kaya Niobe’yi hiç gördünüz mü? Başı bir kadına benzer, üzerinden su sızar... Karaköy’den yukarıya çıkınca Niobe karşınıza çıkar. Spil Dağı etekleridir Niobe’nin bulunduğu yer. O kaya, öldürülen çocukları için taş kesen bir kadındır ve yazkış ağlamaktadır... Çocuk yaşlarımda Manisa ’da yaşarken öğrenmiştim Niobe’nin öyküsünü. O bir masaldı. Her masal kahramanı ise insan yaşamının bir parçasıdır. ??? Kır Tanrısı nedir? Panik sözcüğü Kır Tanrısı Pan’ın adından gelir... Peki, rüzgâr sert estiğinde çamın iğne yaprakları neden sızım sızım sızlar? Çünkü çam ağacı aslında güzel bir peri kızıdır. Kuzey rüzgârı Boreas (Bora) ona deli gibi âşıktır. Kıskançlığından peri kızını vurur. Tanrılar da peri kızına acıdıkları için onu çam ağacına çevirirler. Kuzey rüzgârı esince çamın iğne yaprakları ses çıkarır... O ses aslında peri kızının inlemesidir... Masal bir yaşamdır!.. Masal mutluluğun adıdır, içinde hüzün de olsa acı da... Çünkü her masaldan ders çıkarır insan... Evren ve sonsuzluğun masalı... Acaba gerçek yaşam bir masal mıdır? İnsanın yaradılışına baktığımızda promete aklımıza gelir. O ilk insanı balçıktan yaratmıştır. Balçık su ile değil gözyaşıyla yoğrulmuştur. Harry Mulisch, çağdaş insanı tanımlarken bir engelle karşılaşır: Adolf Hitler... ‘‘Kara Bir Aşk Şiiri Siegfried’’, Hitler diye birinin varoluş nedenlerini bulmaya, onun ruhunu anlaşılmaz kılan şifresini kırmaya çalışan bir roman. Harry Mulisch fanteziden yola çıkıp okuru bir gerçeğe doğru sürüklüyor. Ahmet Arpad’ın nefis Türkçesini ayrıca belirtmem gerekir... Bayan Braun’u tanıyınca, Ayşe Kilimci’nin ‘‘İnsanın Yaradılışı’’ masalını düşündüm... Braun politik nedenlerle gizlenmesi gereken bir kadındı. Toplum karşısında Führer, Almanya’nın tüm kadınlarına aitti. Julia kendinden iki yaş büyük Bayan Braun’la çok iyi anlaştı. Güzel bir kadındı Julia... Saçlarını sarıya boyatmıştı... Yaşı ise 24’tü... ??? Hitler, Berghof’ta olmadığı günler Braun ile Julia yatak odasında gizli gizli sigara içiyorlardı... Hitler’in varoluş nedeni, kadınlar... Hitler’in iç evrenini saran gizli duygular... Havada bir toprak kokusu var... Pencereyi açtım... Kış güneşi bahçedeki güllerin üzerine vuruyordu... Herkesin bir masalı vardır... Masallar yaşamın dalgalarıdır... Hitler’inki de öyledir, Zeus’unki de... Kötüler iyileri hep arkadan mı vurur? Yaşamın derinliklerinde buluyor insan bu sorunun yanıtlarını... Işığın düşmanı ölümdür. Şafakta giden ise yaşam!.. Nietzsche, Hitler’in ilk kurbanıydı. Mitolojide de ilk kurbanlar vardır. Aslında kimi masallar öç alma duygusunu yansıtır. Ölümcül anlar, tutkular hep iç içedir... Yaşam da öyle değil mi? AKP’de Ağca tartışması ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan’ın grip olması nedeniyle katılmadığı AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’nda (MKYK) faşist katil Mehmet Ali Ağca’nın tahliyesi tartışıldı. MKYK üyeleri, Ağca’nın tahliyesinde hesap hatası olup olmadığını sordu. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Yargıtay’a yazılı bir emirle başvuruda bulunduğunu belirterek ‘‘Hesaplamada yanlış olduğu kanaati var. Biz de bu konudaki itirazlarımızı ilettik. Hesapla ilgili bir çalışma var. İtalya’daki yattığı hesaba göre bir şey varsa Yargıtay kararını verecek ve bir çözüm getirecek’’ dedi. ANKARA Şemdinli’de 9 Kasım 2005’te Umut Kitabevi’nin bombalanması olayının yaşandığı saatlerde ilçede bulunan Terörle Mücadele Daire Başkanı Selim Akyıldız, ilçeye gelişlerinin patlama olayı ve soruşturmasıyla ilgili olmadığını ileri sürdü. TBMM’de Şemdinli’de 9 Kasım’daki patlama ve öncesindeki olayları araştırmak üzere kurulan Araştırma Komisyonu’nun geçen günlerde bilgisine başvurduğu Emniyet Terörle Mücadele Daire Başkanı Selim Akyıldız, komisyona adeta ‘‘ser verdi, sır vermedi’’. Cumhuriyet’in edindiği komisyon tutanaklarına göre Akyıldız hemen hiçbir soruya net ? 9 Kasım’da Şemdinli’de bulunmalarını ‘tesadüf’ olarak açıklayan Terörle Mücadele Daire Başkanı Selim Akyıldız, görevlendirme amaçlarının sadece ‘‘araçgereç, personel yönünden eksiklik olup olmadığını araştırmak’’ olduğunu ileri sürdü. Akyıldız, olaylar başlayınca ilçede mahsur kaldıklarını söyledi. yanıtlar vermeyince komisyon üyelerini ikna edemezken zaman zaman da havanın gerilmesine neden oldu. Akyıldız, 812 Kasım tarihleri arasında, aralarında Şemdinli, Yüksekova, Hakkâri’nin de bulunduğu bölge illerine yaptıkları inceleme gezisinin kapsamında 9 Kasım’da Şemdinli’ye gittiklerini bildirdi. İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde brifing alırken patlama sesi geldiğini anlatan Akyıldız, İlçe Emniyet Müdürü’yle birlikte olay yerine giden 7 kişilik özel harekât timinin halkın linç etmek istediği itirafçı Veysel Ateş’i müdüriyete getirdiklerini anlattı. Olayların çok hızlı bir süreçte yaşandığını kaydeden Akyıldız, ‘‘Ama bu olaylar başlayınca mahsur kaldık. Orada, Şemdinli’de mecburen kaldık’’ görüşünü savundu. uzatmış bir şahıs, sordum bu kim efendim, ‘İşte olay yerinden alıp da getirilen şahıs, halkın linç etmeye çalıştığı kişi bu’ dedi. Kendisini uzman çavuş olarak tanıtıyormuş, başka da bir şey söylemiyormuş. Yanına yaklaştım. Şahıs yan yatmış, elinde telefonla konuşurken gördüm, anında elinden telefonu aldım. Baktım, telefonda da bir şahıs ‘Alo, alo’ deyip duruyor. Şahsa ‘Bu telefonu kullanma, kesinlikle bir daha arama’ dedim. Kendisinin astsubay olduğunu, arkadaşının durumunu merak ettiğini söyleyen bir şahıs, karşı tarafta ısrarla bir şeyler anlat Veysel Ateş’le karşılaşma Akyıldız, itirafçı Veysel Ateş’le emniyet müdürlüğünün alt katındaki karşılaşmalarını ise şöyle aktardı: ‘‘...Bu olaylar başladıktan sonra bir ara aşağıya indik. Aşağısı alt kat, koridorda polis, asker, resmi, sivil var, yani bu kadarlık bir şeyde birçok insan var. Bir de yerde oturmuş, ayaklarını mak isteyen bir şahıs. Dedim, ‘Arkadaşın polis kontrolünde, bir daha bu telefonu arama’. Kapattım telefonu. Tabii bu hata; yani baştan yapmanız gereken şey, bunu entegre etmeniz gerekir, o, bu bir şüpheli...’’ Akyıldız, komisyon üyelerinin telefonun şu anda nerede olduğu sorusu üzerine, kapatıp yetkililere teslim ettiğini, daha sonrasına ilişkin bilgisi olmadığını söyledi. Akyıldız, CHP’li Mesut Değer, Cumhuriyet Savcılığı’nın çalışmasına göre, olaya adı karışan Jandarma Astsubay Ali Kaya’nın, ‘‘Veysel Ateş’in telefonundan Terörle Mücadele Daire Başkanı Selim Akyıldız ile görüştüm’’ yönündeki ifadesini anımsatması üzerine de bunun gerçeği yansıtmadığını ifade etti. AKYILDIZ KIZDIRDI Komisyonda ‘gergin’ diyaloglar ? Hemen hiçbir soruya net yanıt vermeyen Akyıldız, komisyon üyelerini ikna etmediği gibi havanın gerilmesine de neden oldu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Komisyon üyeleri ile Terörle Mücadele Daire Başkanı Selim Akyıldız arasında yaşanan ilginç diyaloglar şöyle: ENVER YILMAZ (AKP): Yani genel müdür size ayrılın mı dedi o zaman? AKYILDIZ: Sayın Valimiz bunu teklif etti, ‘‘Biz geliyoruz helikopterle. Siz başka türlü orada mahsur kalırsınız, aynı helikopterle, arkadaşlarınızla beraber Hakkâri’ye gelmeniz uygun olur’’. Biz de tamam dedik efendim. Ondan sonra genel müdürümüze intikal ettirdik, o da ‘‘Olur’’ dedi. ENVER YILMAZ: Yani bizim de demek istediğimiz bu. Mahsur kalınacak yer Yeni Zelanda ya da uzak bir kıta değil. Bu Türkiye Cumuhriyeti’nin bir ilçesi. Türkiye’de terör konusundaki en yetkili, en bilgili, en donanımlı birimin başındaki yetkilisiniz ve olay olduğu an oradasınız. En son orayı terk etmesi gereken birim olması gerekirken ilk terk eden birimsiniz. HÜSREV KUTLU (AKP): Halkta Şemdinli olaylarını devlet güçlerinin, görevlilerinin tertiplediği yönünde inanış var. Siz ne diyorsunuz? AKYILDIZ: Burada bir şey söylemek yargının görev alanına müdahale olur. AHMET ERSİN (CHP): Polisle jandarma arasında bir çekişme, geçimsizlik var mı? Öyle duyumlar aldık... AKYILDIZ: Yorum yapmasam daha uygun olur. Devletin kurumları arasında herkes, kendi görevini yapmak mecburiyetinde. Bizim görev sınırlarımız, yetkilerimiz, kanunlarımız var, onların yetkileri, kanunları var. MESUT DEĞER (CHP): Veysel Ateş’in bilgisayarla ifadesini aldınız mı? Emniyet Müdür Yardımcısı Oktay Gümüş’e bir zarf içerisinde ‘‘Bu sizin sigortanız, bunu Tacettin’e verin’’ yani ilçe emniyet müdürüne diyerek, yani karakolu terk ederken zarfın içerisinde söz konusu ifade. Bu cümleyi sarf ettiğiniz söyleniyor. AKYILDIZ: Hayır efendim, kesinlikle böyle bir ifade varsa yalandır. Hayır, ben ifade almış olsam aldım derim. Meclis’te haciz incelemesi ? ANKARA (AA) TBMM’nin, sadece kredi kartlarından dolayı değil, çeşitli nedenlerle maaşına haciz gelen 62 çalışan hakkında inceleme başlattığı bildirildi. TBMM Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, hakkında inceleme başlatılan çalışan sayısının 115 değil 62 olduğu ve son ödemelerle bu sayının daha da azaldığı kaydedildi. Hakkâri Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma öncesinde, adliye binasının etrafında Özel Harekât ve Çevik Kuvvet ekipleri geniş güvenlik önlemleri aldı. (Fotoğraf: AA) Çavuş tahliye edildi Şemdinli’de, kalabalığa ateş açarak bir kişinin ölümüne, 5 kişinin de yaralanmasına neden olan Tanju Çavuş, ilk duruşmada serbest kaldı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde kalabalığa ateş ederek 1 kişinin ölümüne, 5 kişinin yaralanmasına yol açma nedeniyle tutuklanan Uzman Çavuş Tanju Çavuş’un yargılanmasına dün başlandı. Duruşmadaki savunmasında kendisini ve ailesini linç etmek isteyen kalabalığa hedef gözetmeden ateş ettiğini kaydeden Çavuş, ‘‘Silah kullanmasaydım öldürülmüştük’’ dedi. Mahkeme heyeti Tanju Çavuş’un tahliyesine karar verdi. Şemdinli’de 9 Kasım günü Seferi Yılmaz’a ait Umut Kitabevi’nin bombalanmasından sonra, akşam saatlerinde CHP Milletvekili Esat Canan ile ilçe savcısının olayla ilgili keşif yaptığı sırada toplanan kalabalığa ateş ederek Ali Yıldız’ın ölümüne, Muzaffer Erdaş, Abdulvahit Canan, Abdurrahman Dündar, Mehmet Reşit Oğuz ve İslam Kaya’nın yaralanmasına yol açan Jandarma Uzman Çavuş Tanju Çavuş dün hâkim karşısına çıktı. Duruşma öncesinde, adliye binasının etrafında geniş güvenlik önlemleri alındı. Van Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulunan sanık Çavuş, adliye binasına girerken yüzünü elindeki bir dosyayla kapadı. Kurmaylık zorlaştı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Harp Akademileri Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yapılan değişiklikle kurmay subay olmak zorlaştı. Daha önce sicil tam notu 75 olan subaylar kurmaylık sınavına girebilirken yeni yönetmelikle bu düzey 90’a yükseltildi. Milli Güvenlik Akademisi’nde eğitim görecek sivil müdavimlerin (kamuda çalışan bürokratlar) seçimi tamamen Başbakanlık’a bırakılırken ‘‘eşlerin türbanlı olmaması’’ gibi maddelerde değişiklik yapılmadı. Birleştirme istemine ret Çavuş’un ‘‘meşru müdafaa sınırının aşılması suretiyle bir kişiyi öldürdüğü, silahla 5 kişiyi yaraladığı’’ gerekçesiyle 31 yıl hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamenin okunmasının ardından olayda ölen ve yaralananların avukatları söz aldı. Avukatlar, Çavuş’un davasının, dava dosyasının Van’a gönderilip, tutuklu astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz dosyasıyla birleştirilmesini talep etti. Bu talep mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Mahkemede, Çavuş’un savunmasını yaparken, eşi ve 3 çocuğu ile Şemdinli halkından da 5 kişi tanık olarak dinlendi. vuş, gruptan bazı kişilerin ‘‘Vurun öldürün, bu polis’’ diye bağırması üzerine, otomobiline taş ve sopalarla saldırmaya başlandığını söyledi. Çavuş, ‘‘Ben bu sırada, ‘Ben polis değilim, askerim’ diye bağırdığım halde saldırmaya devam ettiler. Kırılan camlardan uzanan elleri çocuklarımı dışarıya çıkarıp öldürmeye çalışıyorlardı. Bu sırada ruhsatlı silahımı çekerek hedef gözetmeden havaya ateş açtım. Ben havaya ateş ederken çevredeki kalabalığın açıldığını fark ederek gaza basıp doğruca askeri lojmanların önüne gittim’’ dedi. ‘Ateş açmasaydım ölürdük’ Olayda kesinlikle hedef gözeterek ateş açmadığını söyleyen Çavuş, ‘‘Son çare olarak silah kullandım. Silah kullanmasam birer ölüydük. Ben ve 3 çocuğum hiç günahımız yokken ölümden döndük. Ben bize saldırıda bulunan kişilerin de bulunup cezalandırılmasını istiyorum’’ dedi. Mahkeme heyeti yaklaşık 7 saat süren duruşma sonunda tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurulan Çavuş’u, ‘‘atılı suçun vasıf mahiyetinin ceza miktarı ve sabit ikametgâhının bulunması’’ gerekçesiyle tahliye etti. ‘70 kişilik grup önümüzü kesti’ Çavuş, duruşmada yaptığı savunmada, eşinin rahatsızlığı nedeniyle Van Askeri Hastanesi’ne çocuklarıyla birlikte gittiklerini ve Van’da bir gece kaldıktan sonra yeniden Şemdinli’ye döndüklerini anlattı. Şemdinli’ye geldiklerinde ilçe girişinde yaklaşık 70 kişilik maskeli bir grubun önlerini kestiğini anlatan Ça Tarım danışmanı fiyaskosu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Antalya Milletvekili Feridun Baloğlu’nun soru önergesini yanıtlayan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, AKP hükümetinin ‘Bin Köye Bin Tarımcı’ projesi çerçevesinde görevlendirilen 1000 tarım danışmanından 152’sinin çeşitli nedenlerle görevinden ayrıldığını açıkladı. Eker, tarım danışmanlarının görevlerinden ayrılma nedenlerini ise sağlık sorunları, yeni iş olanakları bulma ve il proje yürütme kurulu kararı, ailevi nedenler olarak sıraladı. DSP iktidarı sırasında ‘garibanlar’ için istediği yasayı, TBMM’nin ‘katiller için genişlettiğini’ söyledi hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 Rahşan Ecevit’ten ‘af’ savunması CHP Genel Başkan Yardımcısı Özyürek ‘KOŞULLAR YARATILMADI’ Çiçek’e Ağca sorusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek, Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e, ‘‘Yargıtay’a başvurma yetkiniz olduğuna göre Ağca tahliye edilmeden önce niçin başvuru yapmadınız’’ diye sordu. Özyürek,TBMM Başkanlığı’na verdiği önergede, bakanlıktaki hukukçuların, Ağca’nın tahliye kararında hesap hatası olma ihtimalini değerlendirip değerlendirmediklerini sordu. Üsküdar 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Ağca’nın şartlı tahliyesine karar verdiğini anımsatan Özyürek, ‘‘Yargıtay’a başvurma yetkiniz olduğuna göre, Ağca tahliye edilmeden önce niçin başvuru yapmadınız? Yargıtay, Ağca’nın tahliyesinde hesap hatası yapıldığı sonucuna varırsa görevinizi zamanında yapmamış bakan olarak istifa etmeyi düşünüyor musunuz’’ sorularını yöneltti. Rahşan Ecevit, kamuoyunda kendi adıyla anılan Şartlı Salıverme Yasası’nı ‘garibanlar’ için istediğini söyledi. ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) ‘‘Milli katil’’ Mehmet Ali Ağca’nın tahliyesi nedeniyle eleştirilen eski DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit, ‘‘Şartlı Salıverme Yasası’’nı savunurken topu Meclis’e attı. Ecevit, ‘‘Ben bu affı garibanlar için istemiştim, ancak Meclis bunu katiller için de genişletti’’ dedi. Ağca’nın tahliye edilmesiyle yeniden gündeme gelen ve kamuoyunda ‘‘Rahşan Affı’’ olarak bilinen ‘‘Şartlı Salıverme Yasası’’na ilişkin sorulara yanıt veren Rahşan Ecevit, söz konusu affı ‘‘garibanlar’’ için istediğini söyledi. DSP’nin hükümet olduğu dönemde çok sayıda mektup aldığını ve bunları yazanların ‘‘gariban’’ olduğunu belirten Rahşan Ecevit, ‘‘Ben bu insanlara yardımcı olmak istedim. Kiraz, ekmek, baklava çalmış çoğu. Bu insanlara verilen cezalar da çok adaletsizdi’’ dedi. Yasanın Meclis tarafından çıkarıldığını anımsatan Rahşan Ecevit, ‘‘Bu affı ben değil Meclis çıkardı. Ben garibanlar için istemiştim ama Meclis bunu katiller için de genişletti’’ diye konuştu. Mehmet Ali Özpolat, CMK’yi sordu Haber Merkezi CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Özpolat, haziran ayından beri uygulanmakta olan Ceza Muhakemesi Kanunu ile birlikte ortaya çıkan sorunları Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e sordu. Özpolat, TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde yasa çıktığı halde fiziki koşullarının ve ekonomik altyapısının oluşturulmadığını, bu nedenle uygulamada sorunlar çıktığını vurguladı. Avukatların çeşitli belirsizliklerle ve bundan doğan mağduriyetlerle karşı karşıya olduğunu anlatan Özpolat, baroların bu konudaki girişimlerinin de sonuçsuz kaldığını belirtti. Özpolat, Çiçek’e ‘‘Çağdaş hukuk devletlerinde davaların önemli bir kısmını çözen ve yargının yükünü büyük ölçüde azaltan uzlaşma uygulaması, bizim yargı sistemimizde gerektiği gibi işlemekte midir?” diye sordu. Sezer: Ağca’nın yasada yeri yok DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de yasaya sahip çıkarak “Ağca’nın tahliyesinde o yasanın yeri olmadığı çok açık’’ diye konuştu. Yasanın bazı küçük olumsuz etkilerinin olabileceğini kabul eden Zeki Sezer, ‘‘Ağca’nın yasadan yararlanıp yararlanmadığı tartışılıyor. Çıkan yasanın içeriğine göre, yararlanmamış olması gerekiyor. TCK’deki değişikliklerle suç unsurlarının değiştirilmesinden de yararlandı’’ dedi. CUMHURİYET 05 K