Katalog

18 OCAK 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Samsun ve OMÜ’nün gelişimi engelleniyor Rektör Ferit Bernay, asılsız suçlamalar ve yıldırma kampanyalarının, laik, çağdaş, Atatürkçü ve Ondokuz Mayıs ismine layık bir üniversite olma hedeflerini engelleyemeyeceğini belirtiyor eriatçı basın, TBMM Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Araştırma Komisyonu’ndan sızdırılan belgelerle Rektör Prof. Ferit Bernay ve yardımcılarına saldırıyor, hedef yapıyor. Bernay’a yönelik eleştirilerden birini de giderek bir provokasyon malzemesine dönüşen cami tartışması oluşturuyor. Bernay sorulara şu yanıtları veriyor: OMÜ kampusundaki camiye kimseyi sokmadığınız ileri sürüldü... Bu konuda yazılanlar asılsız. Cami iç kampusta. Kampus girişinde bir güvenlik kuşağı var. İç kampusa öğrenciler, akademik personel ve velilerin girme hakkı var. Bunlar istedikleri zaman camiye gidebiliyor. Hastaneye gelenlerle refakatçileri de buradan yararlanabiliyor. Ama şehirden bazı kesimler san Ş ki bölgede başka cami yokmuş gibi 10 kilometre uzaklıktan buraya gelip namaz kılmak istiyorlar. Bu bir tür provokasyon. Bu yüzden de tehditler gelmişti. Devam ediyor mu? Eskiden oldu bazı tehditler. Savcılığa yansıdı. Ama şimdi yok. OMÜ’deki araştırma bazen komediye dönüşüyor. Domates yüzünden soruşturmaya uğrayan öğretim üyelerinden söz ediliyor.. İlahiyat fakültemizin dekanı Osman Zümrüt, fakülte binasının arkasındaki bir mezbeleyi düzenleyerek yeşil alana çevirmiş. Hocamız, buraya domates ekilmiş diye araştırma komisyonunda sorgulandı. Ne diyeceğimizi bilemedik. Böyle başka ilginç soruşturma ör nekleri var mı? Anaokulu konusu var. Rektörlük konutu olarak kullanılan binayı ihtiyaç nedeniyle anaokuluna çevirdik. Ben de öğretim üyelerinin oturduğu bloka taşındım. Buranın neden anaokuluna çevrildiğini, ne kadar para harcandığını soruyorlar. Buradaki öğrencilerin listesini bile istediler bizden!.. Bir de halı saha olayı var. Halı sahalarda kim ne kadar top oynamış, kimden para alınmış vs... Yıldırmaya karşın başarı... TBMM Araştırma Komisyonu’na belge yetiştirmek için fotokopi makinesi kiraladığınız söyleniyor. Kaç bin sayfa fotokopi çekildi? Sadece bazı bürolarımızdan yakla şık 70 bine yakın evrakın fotokopisi çekildi. Araştırma Komisyonu’nun istemi üzerine üniversitemizde çekilen fotokopi sayfası toplam 1 milyon 124 bine ulaştı. Toplam 120 koli evrak gitti Ankara’ya. Bunun 100 milyarın üzerinde fotokopi masrafı olduğunu düşünüyorum. Bunun yanında mesai dışında uygulamalar, işgücü kaybı var. İnsanların işlerini güçlerini bırakıp bununla uğraşması tabii başlı başına kilitledi üniversitemizi. Bu durum bizi yıldırmıyor. Yine Komisyon Başkanı Cemal Yılmaz Demir’in şöyle bir demeci var. ‘Bunu bıraksınlar işlerine baksınlar’ diye... Biz işimize bakıyoruz. İşimize bakmasak bu yıl Ondokuz Mayıs’ın fizik bölümü, en yüksek yayın açısından tüm Türkiye’deki fizik bölümleri arasındaki birinci sırayı elde edemezdi... İlk olarak tarihinde Ondokuz Mayıs Üniversitesi yılda 400’ün üzerinde uluslararası yayın yaptı. Kamu kaynaklarıyla ilgili sorumsuzlukla suçlanıyorsunuz. Ama bu komisyonun çalışma sistemi de kamu kaynaklarını kötü kullanmıyor mu? Fotokopi parasını nereden karşılıyorsunuz? Öğrenciye, diğer bürokrasiye gidecek olan hizmeti bu komisyonun isteklerine kullandık. Biz tekrar haklı olarak ek bütçe isteğinde bulunacağız. Hangi belgelerin fotokopilerini istediler? Aklınıza ne gelirse, af sınavları, alışveriş belgeleri, öğrenci listeleri, anaokulunda kalan çocukların listesine kadar. Ben 5 yıldır rektörüm ama neredeyse GERİCİ KESİM RAHATSIZ üniversitenin kuruluşundan itibaren belgeler istiyorlar. Yani bir tür yıldırma... Sürekli inceleme altındasınız, Sayıştaycılar ne arıyor? Zannediyorum Sayıştay tarihinde ilk olarak resen mevzuata aykırı bir ödeme olup olmadığını bütün 5 yıllık bütçelerde, hem katma bütçe, hem döner sermaye, hem de öğrenci sosyal hizmetlerinde araştırılması isteniyor. Zannediyorum bu Sayıştay tarihinde bir ilk. Geçen 6 ay içinde üniversitemizle ilgili olarak 24 Sayıştay denetçisi hizmet yapıyor ve resen 5 yıllık mevzuata aykırı bir iş var mı incelenmesi isteniyor. Bu iş aslında araştırma komisyonundan önce denetleme komisyonuna döndü. Şimdi de artık arama komisyonuna döndü. Dolayısıyla ben bunun artık Sayıştay yönünden sıkıntılı olduğunu düşünüyorum. Aynı hesaplarla ilgili tekrar tekrar Sayıştaycılar yollanıyor. Hükümet kısıtlıyor... Kitle örgütleri üniversitenin yanında MÜ yönetimi geçmişin içine kapanık yapısının aksine kente uyum sağlayarak gelişiyor. Samsunlular hem tıp fakültesinin kent merkezindeki polikliniklerinin hem de spor ve sağlık merkezinin yurttaşların kullanımına sunulmasından memnunluk duyuyor. Ancak Samsunlular, AKP iktidarının OMÜ Tıp Fakültesi’ne hem hemşire kadrosu vermemesi hem de özellikle çocuk hastanesi gibi bazı birimleri kapatmaya çalışmasına sert tepki gösteriyor. Bölgenin en modern sağlık kurumlarından biri olan fakülte hastanesi, iktidar partisinin tüm engellemelerine karşın tam otomasyonla yurttaşlara en hızlı ve en etkili hizmeti sunuyor. Yöre insanı Rektör Ferit Bernay ile arkadaşlarına büyük destek veriyor. Bu desteğin artması gerici kesimi rahatsız ediyor. OMÜ’ye yönelik sistemli bir saldırı olduğunun bilincinde olan kitle örgütlerinin yöneticileri, tepkilerini şöyle dile getiriyor: Murat Akar (TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri): Bugün Türkiye’de üniversitelerin medreseleştirilmesi yönünde bir hareket var. Bunlar, üniversiteleri Atatürkçü çizgiden uzaklaştırmaya Murat Akar çalışıyorlar. Oradaki rektörlerin Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkması o bölgedeki bazı çevreleri rahatsız ediyor. O üniversitelerde, bu yönetimleri devirmeye yönelik bir hareket başlatıldı. Bu süreç aşılacaktır diye düşünüyorum. Üniversitelerimize sahip çıkacağız. Bunun zararını Samsun çekiyor. OMÜ karalanıyor... O S MÜ yönetiminin ülke sorunlarına yönelik senato kararları da bağnaz çevreleri rahatsız ediyor. Son iki yılda alınan kimi kararlara bakıldığında OMÜ’nün iktidar ve dinci basın tarafından neden hedef yapıldığı daha iyi anlaşılıyor. OMÜ Senatosu’nun bazı kararlarında şu görüşler ileri sürülüyor: 14.08.2003 Yükseköğretim Yasa Taslağı: Çağın gereklerine uyacak bir üniversite oluşturma amacı ile hareket ettiğini iddia eden hükümet, ülkenin geleceğini de büyük oranda etkileyecek olan yasa tasarısını aceleye getirmemeli, aksine tüm aşamalarda, başta Üniversitelerarası Kurul ve YÖK olmak üzere, üniversitelerle ilgili tüm unsurların katılımını sağlamalıydı. 06.01.2004 Cumhuriyetin temel ilkelerine saldırı: Ata amsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi, akademik kadrosu, çalışanları ve öğrencileri ile laik, çağdaş ve adına yaraşır bir üniversite olma yolunda ilerliyor. AKP hükümeti ise, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Osman Zümrüt’ün fakülte binasının arkasındaki bir mezbeleyi düzenleyerek yeşil alana çevirmesini ve buraya domates ekmesini sorguluyor. Hükümet üniversitelere başka ne tür baskılar yapıyor? Üniversitelerin yatırım bütçeleri kesiliyor. Hatta hastanelerin bütçeleri sıfırlandı. İlk oluyor bu. Koyduğumuz projelerin büyük kısmı Devlet Planlama Teşkilatı’nda budandı. İkincisi asistan kadroları kısıtlanıyor. Türkiye’nin bir yandan daha yüksek sayıda araştırma yapması isteniyor. Sayın Başbakanımız da bir yandan diyor ki, ben daha fazla araştırma istiyorum. Peki diyoruz biz de... Ama araştırma görevlisi kadrolarını vermem diyor. Mahkeme kararıyla alıyoruz araştırma görevlilerini... Yani bakıldığı zaman kadroları daraltan, yatırım bütçelerini kesen, üniversite hastanelerinin her türlü imkânını kısıtlayan ve en son artık alacaklarını da vermeyen bir hükümet var... Özellikle OMÜ’nün gelişimine yönelik kısıtlamalar var mı? Bizden önce kardiyoloji merkezi olarak başlanmış bir inşaat vardı. Biz çocuk hastanesine çevirme talebinde bulunduk. Devlet Planlama Teşkilatı geçen yıl kardiyoloji, onkoloji ve çocuk hastanesi olarak onay verdi. Ancak bu yıl çocuk hastanesi ve onkolojiyle ilgili onay geri çekilmiş. Burası çocuk hastanesi olarak hizmet veriyor. Bölgenin ihtiyacı vardı. Yücel Aşkın olayı Türkiye’yi sarstı. Nasıl yorumluyorsunuz? Çok üzücü bir olay olarak yorumluyorum. 76 gün çok değerli bir arkadaşımız, orada verdiği hizmetten dolayı her gün kutlanması gerek bir insan hapishanede tutuldu. Bir üniversitenin genel sekreter yardımcısı içeride hayatını kaybetti. OMÜ’nün bundan sonraki hedefi ne? Aklı ve bilimi rehber edinmiş gençleri yetiştirmeyi, laik, çağdaş, Atatürkçü ve Ondokuz Mayıs ismine layık, o sorumluluğu omuzlarında taşıyan bir üniversite olmayı hedeflemiş durumdayız... Bu yolumuzdan cayacağımızı da kimse beklemesin. Abdullah İlker (Diş Hekimleri Odası Başkanı): Atatürkçü düşünce doğrultusunda olan üniversitenin yapılanmasını, kadrolaşmanın da Atatürkçü olmasını doğru buluyoruz. Bunu hazmedeyemenlerin, Abdullah içine sindiremeyenlerin İlker OMÜ yönetimini karalamaya çalıştığını görüyoruz. İktidarın, yeni açılacak üniversitelere kendi kafa yapılarına uygun rektörleri atamak istemesi de bunun açık kanıtıdır. Gönül Berker (Eczacılar Odası Başkanı): Üniversitemizde çağdaş, Atatürkçü bir rektör olmasından biz son derece gurur duyuyoruz. Üniversite yine çağdaş, Atatürkçü, laik cumhuriyeti savunan Gönül Berker bilim adamları tarafından yönetiliyor. Biz dün olduğu gibi bugün de üniversitemizin yanındayız, arkasındayız. OMÜ’nün doğru yolda ilerlemesi bizi umutlandırıyor. Üniversite yönetiminin ilkeli duruşu, iktidar ve dinci basın tarafından hedef alınmasına neden oluyor Senato kararları bağnazları ürkütüyor O türk’ün kazandığı zaferler sayesinde bugün Meclis’te bulunabilen bir milletvekilinin Atatürk’e ve TBMM Muhafız Taburu’ndaki Mehmetçiklerimize haddini bilmez bir cüretkârlıkla dil uzatmasını şiddetle kınıyoruz. Anayasamızın belirlediği, devletimizin temel ve değiştirilemez niteliklerinden olan Cumhuriyet’e ve laiklik kavramına karşı çıkan ve değiştirilmesi gerektiğini açıkça dile getirmekten çekinmeyen Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’i kınıyoruz. 29 Aralık 2003’te İstanbul Fatih semtindeki bir camide bazı milletvekilleri ve parti liderlerinin de katıldığı bir cenaze töreninde sergilenen ortaçağ manzaralarını ulusumuz ibretle izlemiştir. Bu manzara 80 yıl önce başlatılmış olan Türk Aydınlanma Devrimi’ne karşı, çağdaş dünya yerine çağdışı bir yaşantıyı ülkemize yerleştirmek isteyen zavallı bir grubun görüntüsüdür. 10.07.2003 Kuzey Irak’ta Türk askerlerine karşı yapılan saldırı: Ulus TBMM KOMİSYONU PROF . FERİT BERNAY’I DİNLEDİ SAMSUN (Cumhuriyet) Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ndeki (OMÜ) kadrolaşma iddialarını araştırmak amacıyla kurulan TBMM Araştırma Komisyonu çalışmalarına Samsun’da devam ediyor. Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde ‘‘keyfi yönetim, kamu kaynaklarının amaç dışı kullanımı ve kadrolaşma iddialarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi’’ amacıyla kurulan Araştırma Komisyonu, çalışmasının ikinci gününde Rektör Prof. Dr. Ferit Bernay’ı dinledi. Vilayet binasındaki toplantı öncesinde açıklama yapan Bernay, ‘‘Üniversitemizle ilgili merak edilen, açıklığa kavuşması istenilen gerekli bilgileri kendilerine sunmak için buradayım’’ dedi. Prof. Dr. Bernay’ın içeri girmesinin ardından, komisyon çalışmaları basına kapalı olarak yapıldı. lararası müttefik kuruluşlarda da güvensizliğe neden olabilecek bir gelişmenin gereği olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye Cumhuriyet Devleti’nden açıklığı ve açıklama şekliyle kabul edilebilir ‘‘Özür dilemesi’’ ve uluslararası kurulları hiçe sayarak bu çetevari girişimi sergileyenlerin‘‘En ağır şekilde cezalandırılması’’ isteğimizi bildirmeyi görev biliyoruz. 19.12.2002 Necip Hablemitoğlu cinayeti: Gerçek bir vatanseveri kaybetmiş olmanın acısıyla bu melun saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Türk üniversiteleri olarak laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti üzerinde, içerden ve dışardan birtakım güçlerin oynamakta olduğu oyunların önünde sonsuza kadar bütün kararlılığımız ile duracağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz. YARIN: AKP’LİLER İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ’NE SAYIŞTAY RAPORUYLA SALDIRIYOR CUMHURİYET 09 K