25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 OCAK 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABD’li generalden Koşaner’e ziyaret ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Avrupa Komutanlığı Komutan Yardımcısı Orgeneral Charles F. Wald, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’i ziyaret etti. Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde yer alan açıklamada, görüşmenin Orgeneral Koşaner’in Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı’ndaki makamında gerçekleştiği bildirildi. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği kaynakları da Orgeneral Wald’in rutin bir ziyaret için Türkiye’de bulunduğunu belirterek ziyaretin iki ülke arasındaki askeri ilişkiler kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini kaydettiler. 7 TURGUT ÖZAKMAN’DAN DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT T arihten dersler çıkarırsak bugün Türkiye’ye karşı planlanan politikaların geçmişte karşılaştıklarımızdan farklı olmadığını göreceğiz. Buradan da şunu çıkarabiliriz, milli refleks yaratacak duygu birikiminin yararı olur, zararı olmaz. Anketler Neden Başlar? Yeni yıl, 2006’da sandığın halkın önüne gelebileceği varsayımları ile girdi. Parlamentodaki sandalye sayısını şimdilik koruduğu için, genel seçimlerin zamanında, yani 2007 yılında yapılacağını ısrarla vurgulayan AKP iktidarı için, bu söylentilerin ısrarla gündemde yer alması, bir tür sinir savaşı olarak algılanmalıdır. İktidar partisi, kendi açısından haklı olarak, cumhurbaşkanını bugünkü parlamentonun seçmesini savunuyor. Genel seçimlerin bu yıl içinde yapılmasını gündeme getiren çevrelerse aslında 10. cumhurbaşkanının yeni seçilecek TBMM tarafından belirlenmesini planlayarak Çankaya’ya Erdoğan’ın ya da onunla dirsek teması olacak bir başka AKP’linin çıkmasını önlemek istiyor. Çoğulcu parlamenter düzenin işlediği bir ülkede, bu düşünce jimnastiğini doğal karşılamalıyız. Ve seçmenin asıl eğiliminin zaman zaman saptanması için de kamuoyu yoklamalarına başvurulmasını beklemeliyiz. Tek koşulu var bu tür kamuoyu yoklamalarının. O da yansız, tarafsız yapılması, ısmarlama olmaması, sonuçların saptırılmamasıdır. B B Fotoğraflar: KORAY AVCI iz 3035 yıldır gençliğimizi tarihinden koparmak için elimizden geleni yapmışız. Her gittiğim yerde, konuşmamı ağlayarak dinleyen insanları görüyorum. Bu hareket gösteriyor ki çocukların ait oldukları milletle gurur duymaya, tarihinden ders alıp övünmeye ihtiyacı var. u yaşanmış tarihin karşısında telaşa kapılmış birkaç kişi var. Onlara ben içimden gülüyorum. Gerçeklerden rahatsız olanlar var. Vaktiyle emperyalizmi yenmiş olmamız, bağımsızlık için ölümüne mücadele etmiş olmamız mı? Bu beni derin derin düşündürüyor. A ‘Türkiye’ye baskı yapın’ ? ANKARA (ANKA) Uluslararası Af Örgütü, Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı’nı alan Avusturya’dan, Türkiye’deki insan hakları, bilhassa düşünce ve ifade özgürlüğü ile ilgili daha ileri düzeyde reformlar gerçekleştirmesi ve bunları uygulaması için siyasi diyalog yollarının kullanılarak baskı oluşturulmasını istedi. Örgüt, yargıç ve savcıların TCK’nin 301’inci maddesini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uygun bir şekilde yorumlayıp yorumlamadıklarının yakından gözlenmesi gerektiğini belirtti. nadolu’yu İstanbul ya da Ankara’da oturarak görmek mümkün değil. Anadolu’yu dolaşınca başka türlü görüyor insan. Orada başka bir rüzgâr esiyor. 3 Kasım’da Dünya Bankası’nın anketi rota belirlemiş Kemal Derviş’in yeni yayımlanan anılarından öğreniyoruz ki Dünya Bankası, 2003 seçimleri öncesinde Türk seçmeninin nabzını tutmayı görevleri arasında görmüş. Ecevit’in başkanlığındaki kabineden, Özkan ve Cem’le birlikte ve olaylı bir şekilde ayrılan Derviş, kader arkadaşlarının kurduğu ‘‘YTP’’nin de Baykal’ın CHP’sinin de barajı geçemeyecek bir konumda bulunduklarını, masasına konulan o anket aracılığıyla öğrenmiş. Dünya Bankası’nın, belki de özel olarak kendisinin yanlış bir rota çizmemesi için yaptırttığı anketin sonucunu değerlendirdiği için CHP’den aday olmayı kabul ettiğini söylüyor. ‘Tarihsiz bir gençlik yaratıldı’ ‘‘Şu Çılgın Türkler’’ kitabının yazarı Turgut Özakman, Anadolu’da başka bir rüzgârın estiğini söyledi ESRA YAZDIÇ Yeni anketler Gündem, politize olunca ister istemez, medya da o değişime az da olsa, sayfalarında ya da ekranlarında yer verdiği için ‘‘Bugün seçim olsa oyunuzu hangi partiye verirsiniz’’ türünden eğilim yoklamaları da başladı. Önceki gün ‘‘Akşam’’ gazetesi, bir büyük holdingin düzenlediğini söylediği bir yoklamadan özetle söz etmişti. Dün de birkaç günden beri duyurusunu yaptığı bir mini seçimin sonuçları ‘‘Vatan’’da yer aldı. İki ankette de ilk dört sırada yer alan partilerin örtüştüğünü söylemek mümkün. Gazete, 10 ilçede 4942 seçmene noter gözetiminde oy kullandırdığını ileri sürerek belirlenen sonuçları yayımlamış. Uzun sözün özeti, seçmenin nabzı 2006 Ocak ayında yine AKP’yi birinci parti olarak belirlemiş. Onu CHP, DYP ve MHP izliyor. Öylelikle bugün seçim olsa, Meclis’te dört parti temsil edilmekle kalmayacak. AKP’yi muhalefette bırakmayı gerçekten planlayacak olurlarsa, geri kalan üç parti bir koalisyon da oluşturabilecekler. Adamın bir iyi, bir de kötü haberim var dediği hikâyedeki gibi bu iyi haberin yanı sıra emeğin, insana değerin, laik düşüncenin ölçütleri açısından bir de kötü yanı var, sözünü ettiğim bu son nabız yoklamasının. A Ekinci hakkında rüşvet davası ? EDİRNE (AA) Bir süre önce geçici olarak Ankara’ya atanan ve önceki gün tutuklanan Edirne Gümrük ve Muhafaza Başmüdürü İbrahim Halil Ekinci hakkında ‘‘rüşvet almak’’, ‘‘free shop operasyonu’’ çerçevesinde tutuklanan Murad Eraslan ve Oktay Üvez hakkında ise ‘‘rüşvet vermek’’ iddiasıyla dava açıldı. Edirne Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianame Edirne Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Prof. Alp’ten üç proje önerisi ? İstanbul Haber ServisiMimarkent bilimci Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, İstanbul’da 21 Ocak’ta gerçekleştirilecek ‘Ulaşım Zirvesi’ne, kentin ulaşım probleminin çözümü için Büyükşehir Belediyesi’nce yürütülen 116 projeye ek olarak radikal çözüm amacıyla hazırladığı 3 büyük projeyi önerdi. Alp projelerini, ‘‘Birincisi, araçların İstanbul’u iki yönde kuşak gibi kesintisiz dönebilmesini sağlayacak bir ‘kuşakyol’, ikincisi benzer şekilde bir ‘raylı üçgen’, üçüncüsü de kent içine girmesi gerekmeyen trafiğin dışarı atılmasını sağlayacak bir ‘transit yüzergeçiş’...’’ diye sıraladı. NKARA Geçen yıl yayımlanan ve satış rekorları kıran ‘‘Şu Çılgın Türkler’’ kitabının yazarı Turgut Özakman, ‘‘İstiklal Savaşımız dünyadaki en meşru ve haklı savaştır. Gençlere geçmişimizi anlatmak vazifemizdir’’ diyor. Yazar Özakman, Cumhuriyet’in sorularını şöyle yanıtladı: Kitaba duyulan ilgi, AB sürecindeki Türkiye’nin duruşuna bir tepki olarak görülebilir mi? Ben öyle görüyorum ya da öyle görmek istiyorum. Kitap çıktığından bu yana Anadolu’daki üniversiteleri geziyorum, sivil toplum kuruluşlarının davetlerine katılıyorum, belediyelerin çağrısı ile gittiğimde gördüğüm, milli bir duruşun başladığı. Gençler, aralarındaki düşünce anlaşmazlıklarını erteleyip bir araya gelme eğiliminde görünüyorlar. Bunu da bana kanıtlıyorlar. AB sürecinde, Avrupa’ya karşı bir duruşumuz yokmuş gibi göründü. Türkiye için söylenenleri alt alta dizdiğiniz zaman insan adamların hiç de iyi niyetli olmadığı konusunda bir fikre sahip oluyor. Tarihten dersler çıkarırsak bugün Türkiye’ye karşı planlanan politikaların geçmişte karşılaştıklarımızdan farklı olmadığını göreceğiz. Buradan da şunu çıkarabiliriz, milli refleks yaratacak duygu birikiminin yararı olur, zararı olmaz. Kitabın, ‘fanatizm’ duygusuyla kaleme alındığı savunuluyor. Nasıl değerlendiri yorsunuz? Hangi fanatizm duygusuyla yazılmış olabilir ki... Kitapta hainleri de yazdım, kahramanları da... Gafilleri de yazdım, kararsızları da. Bu yaşanmış tarihin karşısında telaşa kapılmış birkaç kişi var. Onlara ben içimden gülüyorum. Fanatizm, Şu Çılgın Türk nuz. Gençlik, tarihinden bu kadar mı habersiz? Biz 3035 yıldır gençliğimizi tarihinden koparmak için elimizden geleni yapmışız. Kasıtlı mı yaptık kasıtsız mı, bunu yakın tarihimizi inceleyenler daha iyi bilirler. Üniversite hocalığı yaptığım dönemlerde, özellikle son 10 yıl rüzgâra bir katkıda bulundu. ‘ÇOCUKLARIN TARİHİYLE ÖVÜNMEYE İHTİYACI VAR’ Genelkurmay Başkanlığı, Şu Çılgın Türkler’i personeline okumaları için tavsiye etti. Milli Eğitim Bakanlığı eserin okullarda okutulması için size Bu hareket gösteriyor ki çocukların ait oldukları milletle gurur duymaya, tarihinden ders alıp övünmeye ihtiyacı var. Onun için eğitimcilerimiz de, politikacılarımız da, aydınlarımız da bu olgu üzerinde objektif bir bakışla durmalıdırlar. Bunu da İstanbul ya da Ankara’da oturarak görmek mümkün değil, Anadolu’yu dolaşınca başka türlü görüyor insan. Orada başka bir rüzgâr esiyor. ‘GERÇEKTEN RAHATSIZLAR’ Ç anakkale Savaşı da hurafelere boğuldu. Bu savaşı yine öyküleştirerek, belgelere dayandırarak yazmak istiyorum. Gençler Kurtuluş Savaşı verecek insanlara yol gösteren o büyük destanı doğru olarak öğrensinler. Çünkü Kurtuluş Savaşı’nın, cephesi olduğu gibi bir de cephe gerisi var. Onu da iyi anlatmak gerekiyor. Çanakkale Savaşı’nın anlamının iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Sonra da Cumhuriyet dönemini yazmak istiyorum. dır çocuklarımızın Milli Mücadele ve yakın tarihimiz hakkında her yıl biraz daha az bilgiyle okullara geldiklerini gördüm. Bir de 60’lı yıllardan sonra yazılmış sahte, yazarının adından başka hiçbir şeyi doğru olmayan tarih kitapları var. Görülüyor ki biz, tarihsiz bir gençlik yaratmaya çalışmışız. Bugün ise çok umutluyum, sanırım benim kitabım da bu bir teklif getirdi mi? Genelkurmay’ın tavsiyede bulunduğunu duydum, ordunun ilgi duyduğunu biliyorum. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ise böyle bir talep gelmedi. Her gittiğim yerde, kucaklarında bu kitapla konuşmamı ağlayarak dinleyen insanları görüyorum. Niye bir gençlik Milli Mücadele’yi anlatan bir kitabın yazarına sarılıp ağlar? Bunun üzerinde çok ciddi durulmalı. ler’de söz konusu bile olamaz. Tek bir hamaset cümlesi dahi bulamazlar. Fanatizmin tanımını bilmeyenlere, bazı gazeteleri okuyup anlamaya çalışarak bir değerlendirmede bulunmalarını öneriyorum. SAHTE TARİH KİTAPLARI ‘‘Kitabımı tarih bilgisinden yoksun gençliği bilinçlendirmek için yazdım’’ diyorsu Edebiyatımızda Şu Çılgın Türkler’den sonra Milli Mücadele’yi anlatmak için bir çaba var mı? Bana göre iki çaba oldu. Bir kere kitabı Türk basını destekledi. Buna minnettarım. Özellikle gençlerimizin milli bilince, tarih bilincine sahip olmasına yardımcı oldukları için minnettarım. Bir de buna karşı durmak isteyenler var. Bir kere bu tarihi bir olay, abartılmış ya da yalan yazılmış değil. Gerçeği değiştirmeden, genel çizgileriyle anlattım. Anlatırken de bir insan sıcaklığı verdim. O zamanki gerçekleri, belgeleri öyküleştirerek anlatmaya çalıştım ki “Şu Çılgın Türkler” ilgi çekip kolay okunsun. Soruyorum size, bir gerçeğe karşı tavır alınır mı? Bunlar gerçeğe karşı tavır alıyorlar ve belli ki bu gerçeğin açıklanmasından da rahatsızlar. Bunları rahatsız eden nedir? Vaktiyle emperyalizmi yenmiş olmamız, bağımsızlık için ölümüne mücadele etmiş olmamız mı? Bu beni derin derin düşündürüyor. Türk solundaki erime hızlı bir şekilde sürüyor CHP’nin, bu ankete göre aldığı oy yüzdesi 14.4’e düşmüş! İyi de yerini bir başka sol parti mi almış? DSP’nin oyu kendi içerisinde yükselmiş gibi görünse de ‘‘2002 de 1.2 idi’’ acı gerçek, anket sonucunda yüzde 2.00 olarak belirlenmektedir. İP, 0.8; TKP yüzde 0.7, ÖDP 0.5, SHP 0.4 olarak bayraklarını göstermeye çalışıyorlar. SHP ile ilgili rakamlar, illa milletvekili transferi ile bir yere ulaşılamayacağının da göstergesi olarak not edilmelidir. Tümüne elbette saygım var. Ancak soldaki marjinal partilerin dışındakilerin, ne kendi iç düzenlerinin ne de bugün izledikleri politikanın kendilerini bir yere götürebileceğini ne zaman anlayacaklarını sormak istemem, o saygı ile çelişmemeli. İster bu yıl, isterse gelecek yıl yapılacak olsun; genel seçimlerde, kendilerini solda gören seçmenler için umut ışığı olamayacağını anlaması gereken yöneticiler, özgeçmişlerine ülkenin geleceğini sağ partilere teslim eden kayyumlar olduklarını ölümsüzleştiren dipnotları yazdırmak için bu kadar hevesli midirler? Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net Sığınma başvurularında düşüş ? BRÜKSEL (AA) Sığınma başvurusunda bulunan çeşitli ülkelerin yurttaşları arasında Türkler, geçen yılın ikinci çeyreğindeki dördüncü sıradan son çeyrekte altıncı sıraya düştü. BMMYK, 31 Avrupa ülkesi ile Avrupa dışındaki 5 ülkede 2005’te yapılan sığınma başvurularını inceledi. Rapora göre, Türkiye’den toplam 9 bin 100 vatandaş sığınma başvurusu yaptı. Genç bilimci başarılı çalışmalarıyla dikkatleri üzerinde toplamış ve ödüller almıştı ACI KAYBIMIZ Hacıbektaş ilçesi eşrafından eski Kaymaklı Belediye Başkanı, Köy Enstitüsü öğretmeni; Türkan Sezer’in sevgili eşi; Ersan, Ali İhsan, Erhan ve Şükran Sezer’in sevgili babaları; Esin, Duygu, Erdal, Serkan, Ayşenur ve Su’nun sevgili büyükbabaları; Aysun, Nihal, Darya ve Mustafa’nın kayınpederleri, Cumhuriyetin Aydınlanma meşalelerinden Evinde beslediği köpek öldürdü ? İSTANBUL (AA) Üsküdar Örnek Mahallesi 35. Cadde’deki bir evde oturan Ahmet Karakuş (46), yaklaşık bir yıl önce sokaktan alarak evinin bodrumunda beslediği köpeğin saldırısına uğradı. Bağrışmaları duyarak olay yerine gelen ailesi ve komşuları, Karakuş’u yüzü ve vücudunun çeşitli yerleri parçalanmış halde yerde yatarken buldu. Karakuş olay yerinde yaşamını yitirdi. Sönmez’i kazada kaybettik ORHAN BURSALI Dünya biliminde ‘‘yeşil polimer’’i bularak büyük yankı yaratan genç bilim insanımız Gürsel Sönmez’i 37 yaşında elim bir trafik kazasında kaybettik. Dünyanın önde gelen kimya bilimi Chemical Communication’da buluşu kapak olan, Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi ve araştırmacısı Yard. Doç. Dr. Gürsel Sönmez, son yıllarda çok verimli ve başarılı çalışmalarıyla dikkatleri üzerinde toplamış ve ödüller almıştı. Dün üniversitesinde yapılan törenle yurdu ÇanakkaleBiga’ya gönderilerek toprağa verilen Sönmez, özellikle elektrik akımı ile renk değiştiren polimer maddeler üzerinde uzmandı. Dünyada bu tip polimerler sadece mavi ve kırmızı temel Ö zellikle elektrik akımı ile renk değiştiren polimer maddeler üzerinde uzmanlaşan Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Gürsel Sönmez, “yeşil renkli polimer”i bularak teknolojik uygulamalarda yepyeni bir alan açmış ve dünya biliminde kendine yer edinmişti. le bütünleştiren Sönmez çok önemli iki proje üzerinde daha çalışıyordu: Biri yüksek hızda enerji depolayan, bir tür akü yerine geçecek ‘‘süper kapasitörler’’ ile ilgili.. Diğeri, elektrokromik polimerlerin veri saklama kapasitesi ile ilgili.. Bu alanda dünyada yapılan araştırmaları da aşacak fikirlere sahipti ve bunları ülkemizde gerçekleştirmek için hazırlıklarını da yapmış ve projesine destek için DPT’ye başvurmuştu. Sönmez ile ilgili geniş bir renkler ve bunların tonlarında renk veriyordu. Gürsel Sönmez, ‘‘Yeşil renkli polimer’’i de bularak, teknolojik uygulamalarda yepyeni bir alan açmıştı ve bu buluşuyla da dünya biliminde kendine yer edinmişti.. Dünyada çeşitli ödülleriyle birlikte, Türkiye Bilimler Akademisi’nin Genç Bilimciler Ödülü’nü de alan Sönmez’in planladığı yeni çalışmaları da bulunuyordu. Temel bilimci niteliğini, uygulamalara yönelik araştırmacı kişiliğiy yazı, bu cumartesi günü yayımlanacak Cumhuriyet Bilim Teknik dergisinde yer almaktadır. Gürsel Sönmez, doktorasını 2002 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi, Kimya Bölümü’nde tamamladı. Doktora sonrası araştırmalarını, ABD’de Kaliforniya Üniversitesi’nde (UCLA) sürdürdü. Yeni polimerik elektrokromikler, düşük band aralıklı polimerler ve yeni konjuge moleküller, temel çalışma alanlarıydı. California NanoSystems Institute (CNSI) ‘‘Postdoktora Ödülü’’ ve ‘‘UCLA Kimya ve Biyokimya Bölümü Postdoktora Mükemmel Araştırmacı Ödülü’’ almıştı. Sönmez’in bir dünya patenti ve 35’in üzerinde uluslararası bilimsel dergide basılmış makalesi vardı. 1968 doğumlu Sönmez, evli ve bir çocuk babasıydı. Emekli Öğretmen kaybettik. Acımızı paylaşan dost ve arkadaşlarımıza, bizzat gelen ve çelenk gönderen herkese teşekkür ederiz. Merhumun cenazesi 17.01.2006’da Karşıyaka’da toprağa verilmiştir. ‘‘Sevgili Babamız Işıklar İçinde Uyu!’’ YUSUF SEZER’i AİLESİ CUMHURİYET 07 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle