10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 OCAK 2006 PAZARTESİ 4 ‘Çevre partisi’ kuruluyor ? ANKARA (ANKA) Türkiye’nin ilk ‘‘çevre partisi’’ kuruluyor. Eski Milli Parklar Genel Müdürü, Doğa Koruma Vakfı Başkanı Nevzat Ceylan, kurulacak partinin adını ‘‘Türkiye Çevre Partisi’’ olarak düşündüklerini açıkladı. Çevre sorunlarının gün geçtikçe artarak devam ettiğini, gelecek nesillere bırakılacak en güzel mirasın korunmuş bir çevre olduğunu bildiren Ceylan, ‘‘Biz bunun için Türkiye’deki gönüllü çevrecilerle bir araya gelmek suretiyle parti kurmayı planladık’’ dedi. HABERLER 16 yıl Köşk’te görev yapan Baransel, anılarında gazetecilerin ‘darbe’ sınavını gözler önüne seriyor 2000’Lİ YILLARDA ERDAL ATABEK Nadir Nadi’den onur dersi sına katkı sağlamaktı. O toplantıda Evren, basın mensuplaANKARA Çankaya Köşrına yeni yönetime destek olkü’nde Cumhurbaşkanlığı bamaları ricasında bulundu. Dasın sözcüsü ve başdanışmanı vetli gazete sahibi ve yöneticiler olarak 16 yıl kesintisiz görev yagenellikle ülke yararına her uypan Ali Baransel’in anılarının gulamaya hazır olduklarını beilk bölümü, şubat ayında ‘‘Bılirttiler. Bu arada, basının içinçak SırtıÇankaya Köşkü’nde 16 de bulunduğu sıkıntıları da diYıl (1)’’ adıyla Remzi Kitabele getirmeyi ihmal etmediler. vi tarafından yayımlanıyor. Anı tı. Baransel, Çankaya Köş gerekçesini anlatırken ‘‘Ben da vurguluyor. Fahri Korutürk’e Özellikle kâğıt fiyatlarının dalarının ilk bölümünde Fahri Ko kü’nde basın danışmanlığı yap hil herkes, bütün basın, yargı ‘‘hoyrat’’ davranan bazı kalem ha düşük tutulması için yardım rutürk’ün cumhurbaşkanlığı manın ‘‘bıçak sırtı’’nda yürü organlarının temsilcileri, işçi lerin, 12 Eylül sonrasında Ke istediler. Ancak hiçbiri demokdönemini anlatan Baransel; tülen bir görev olduğunu vur sendikaları, herkes Evren Paşa nan Evren karşısında ‘‘nasıl uy rasinin sağlıklı işlemesi konu‘‘Esas Duruş’’ adını taşıyacak guluyor. Korutürk, Baransel’e karşısında esas duruşa geçti. sallaştığının, akrobat kıvraklı suna değinmediler. ikinci bölümde Kenan Evren ‘‘Osmanlı döneminde sarayda Kimse inkâr etmesin. Kimse ğıyla nasıl eğilip büküldükleriKonuşma sırası kendisine gedönemini anlatacak. Ali Baran padişahların yanında vakanü kendini aldatmasın. Asker ge nin’’ de altını çiziyor. Kitapta bu len Cumhuriyet gazetesi sahibi sel, kitabında ‘‘Korutürk’e kar visler vardı. Yani olayları not lince herkes esas duruşa geçiyor’’ konuda bir anısını anlatırken ve başyazarı Nadir Nadi, sıcak şı son derece hoyrat davranan eden ve sonra tarihe intikal et diyor. Baransel, kitapta ‘‘Anti sözü Nadir Nadi’nin Evren kar bir havada geçen toplantıyı adebasının Kenan Evren karşısın tiren kişiler. Ben sana bu gözle demokratik rüzgârların olan şısındaki ‘‘onurlu çıkış’’ına ge ta buz gibi bir havaya dönüşda nasıl munis olduğunun’’ al bakıyorum’’ demiş. Baransel ca hızıyla estiği 12 Eylül sonra tiriyor: türdü: ‘Sayın Paşam, demoktını çiziyor. 12 Eylül sonrasın de tam 30 yıl önce, 18 Mayıs sı ortamda kendi içlerindeki rasi insan erdemine en yakışan da basının ‘‘onurlu’’ kalemle 1976 tarihinde ‘‘Bu arzuyu za birkaç istisna dışında siyasi kad Nadi’nin ‘onurlu’ çıkışı bir yönetim biçimi. Bütün borinden örnekler verirken de manı geldiğinde en tarafsız şe roların, bürokrasinin, üniversi‘‘Kenan Evren, 12 Eylül’den yunduruk altındaki milletler biCumhuriyet yazarlarıyla ilgili kilde gerçekleştireceğim’’ sözü te, yargı, basın, işçi ve işveren sonraki günlerde Çankaya Köş rer birer demokrasiye geçiyorvermiş. ‘‘Bıçak Sırtı’’, bu sö temsilcilerinin nasıl her şeyi ka kü’nde gazete sahip ve yöneti lar. Biz ise belirli zaman aralıkbazı anılarını aktarıyor. Ali Baransel, Çankaya’da 16 zün ürünü. bullenmiş bir uysallık içinde ha cileriyle bir araya gelmişti. Amaç larıyla demokrasiye ara vermeBaransel, anılarının ikinci bö reket ettiklerini; hem ruhları yeni yönetimle basın arasında yi alışkanlık haline getirdik. yıl boyunca Korutürk ve Evren’in yanı sıra cumhurbaşka lümünde 12 Eylül sonrasını an hem de aniden çevikleşen be düzenli ve doğru bilgi akışını TSK İç Hizmet Kanunu’nda nı vekilleri Sırrı Atalay ve İh latacak. Bu kitabın adı ‘‘Esas denleriyle bir anda nasıl asker belirlemek, karşılıklı güven için yer alan ‘Silahlı Kuvvetler’in san Sabri Çağlayangil’le çalış Duruş’’ olacak. Baransel, bunun bir kimliğe büründüklerini’’ de sıcak bir atmosferin oluşma vazifesi Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumaktır’ ifadesi, yönetime el koymanın dışında başka yol ve usullerce yerine getirilemez mi?’ Nadir Nadi, o ortamda bu sözleri söylemiş, peşine de ‘20. yüzyılın sonlarına doğru Türkiye’nin demokrasiden uzaklaşması hoş bir manzara değil’ görüşünü eklemişti. Evren’in bazı yurtdışı geBaransel, Korutürk’ün zilerine katılan Günaydın tarihe ‘‘silik bir cumhurgazetesinin sahibi Haldun başkanı’’ olarak geçmesiSimavi ise Romanya’da büne gönlünün razı olmadıyükelçilikte verilen kokteylğını söylüyor. Korutürk’ün de Evren’e gazetesinin her son derece karizmatik, iyi konuda emrinde olduğuyetişmiş bir cumhurbaşnu rahatlıkla ifade edebilkanı olduğunu vurgulayan mişti. Yine o dönemde HürBaransel; görev süresi boriyet gazetesinin patronu yunca ‘‘askeri, politikanın yedek subaylığını Ankadışında tuttuğuna’’ da dikra’da Sıhhıye Orduevi’nde kat çekiyor: yaptığını hatırlattıktan son‘‘12 Eylül’ü gerçekleşKORUTÜRK’ÜN YAKINMASI: Ali Baransel, Fahri Korutürk’ün demokrasiye inanan, karizmatik bir ra, ‘Askerler bu ülkenin sitirmek isteyen komutanlar, Köşk’e gelip, ‘İşte gö cumhurbaşkanı olduğunu belirtiyor. 12 Eylül sonrasında basının tavrına dikkat çeken Korutürk, Baransel’e gortasıdır. Her şeyimizi onrüyorsunuz partiler güve ‘‘Görev sürem boyunca, her şeye rağmen demokrasiyi ayakta tutmak için büyük gayret gösterdim. Bu uğurda lara borçluyuz. Onlar ne nilirliklerini kaybetti, Tür iki defa kalp krizi geçirdim. Takdir edileceğim yerde hep eleştirildim, horlandım, pasiflikle suçlandım. Demok yaparsa doğrudur. Ben olkiye kan gölüne dönmüş rasinin üzerine toz kondurmayanların, şimdi adı başka olan bir yönetime övgüler düzmelerini, hemen ‘hulul’ dum olası askerleri severim’ demişti.’’ durumda. Biz müthiş bas etmelerini, şirin göstermek için neler yaptıklarını hayret ve ibretle takip ediyorum’’ diye yakınacaktı. kı altındayız, gelin askeri harekât gerçekleştirelim, başımızda siz olun’ diyorlar. Temsil ettiğim Meclis’e karşı, Başkomutanlığını nasıl kullanırım, diyor. Bu öneriyi geri çeviriyor. Demokrasiye inanmış bir insanın tavrı bu.’’ Görev süresi boyunca Kitapta, İlhan Selçuk Kenan Evren gö dim, önümüzdeki hafta bir tören için İs ma geldi. Birlikte arabasını park ettiği alaBülent Ecevit, Necmettin tanbul’a gideceğiz. Uygun görürseniz, İl na doğru yürümeye başladık. Randevu için Erbakan ve Alparslan rüşmesi de şöyle anlatılıyor: ‘‘Kenan Evren, Ankara’da Resim ve Hey han Selçuk Bey’i arayayım, sizinle görüş teşekkür eden Selçuk, ‘Sayın CumhurbaşTürkeş’in ağır sitemleri ve eleştirileriyle karşı kar kel Müzesi’nde düzenlenen uluslararası mesini sağlayayım. Karşı karşıya gelindi kanımızla çok ayrı dünyaların insanları şıya kalan Korutürk; bir bir karikatür sergisini gezmeye gitmişti. ğinde kimi yanlış anlamalar ortadan kal olduğumuzu bir kere daha gördüm. Ama gün Baransel’e şöyle ya Sergide gördüğü çıplak bir karikatürü faz kar. İlhan Bey, sizi tatmin edecek açıkla Evren Paşa umduğum gibi çıkmadı. Kibirkınıyor: ‘‘Görüyorsun, faz lasıyla ‘müstehcen’ bulmuştu. Evren’in bu malarda bulunur’ dedim. Kenan Evren bu li ve sert değil. Aksine babacan, içi dışı bir la demokrat olmak çoğu görüşü ertesi gün gazetelerde yer alınca teklifimi olumlu karşıladı. Belirlenen tarih insan. Yazdıklarıma bayağı üzülmüş. Güzaman işe yaramıyor. Ba karikatür sergiden kaldırılmıştı. Tabii bu te, birkaç günlüğüne İstanbul’a gidip Ta zel bir sohbet oldu’ dedi. şından beri her siyasi par gelişmelerin yankıları büyük olmuş, gaze rabya’daki Kalender Orduevi’ne yerleş Evren: Selçuk, inançlı ve tiye eşit davranmaya özen telerde Evren’i eleştiren, kınayan haber ve tik. İlhan Selçuk’u telefonla arayıp Evdüşüncelerinde çok katı ren’in görüşmek istediğini söyledim. gösterdim. Orduyu daima yorumlar yer almıştı. İlhan Selçuk’u uğurladıktan sonra hemen Bir sabah beni odasına çağırtarak, ‘Bapolitikanın dışında tutmaya çalıştım. Ama liderler ransel, şimdiye kadar sustum ama Cum Selçuk: Ayrı dünyaların insanlarıyız Evren Paşa’ya koştum. Ayakta, pencerenin Belirlenen gün ve saatte, İlhan Selçuk önünde Boğaz’dan geçen hayli uzun bir gerçekten çok insafsız ve huriyet gazetesinde İlhan Selçuk’un yazıkendisinin kullandığı lacivert renkli, mar tankeri seyrediyordu. ‘Teşekkür ederim’ desı çok ağır kaçmış. Kendisini mahkemeanlayışsız davranıyorlar. Kaypaklığın bu kadarına ye vermeyi düşünüyorum. Ama o zaman kasını tam olarak hatırlayamadığım yerli di. ‘Görüşme faydalı oldu. İlhan Selçuk, da pes doğrusu... Bazen da basın işi büyütecek. İlhan Selçuk’u kah bir arabayla geldi. Kapıda karşılayarak alçakgönüllü, saygılı bir zat. O da asker çoEvren Paşa’nın çalışma odasına kadar gö cuğuymuş. Ama inançlarında ve düşünceiçimden, bahriyeliliğe dö raman yapacak’ demişti. nüp, bunlarla çeşme başı liBen de bu düşüncesine katıldığımı, böy türdüm. Daha sonra alt salona inerek gö lerinde çok katı. Sol ideolojiye inanmış. sanıyla konuşup deşarj ol le bir yaklaşımın daha büyük polemikleri rüşmenin bitimini beklemeye başladım. Bu yaştan sonra da artık kolay kolay demak geçiyor.’’ beraberinde getireceğini anlatarak ‘EfenGörüşme süresi biten İlhan Selçuk yanı ğişmez’ diye konuştu.’’ TÜREY KÖSE ÖngörüSongörü... Kuş gribi... Bayramdaki trafik kazaları... Karnedeki kırık notlar... Hac sırasındaki ezilme ölümleri... Yaşadığımız bütün sorunlar. Sıkıntısını çektiğimiz ya da acısıyla kavrulduğumuz birçok olay. Yaşamı sorgulamamanın sıkıntılarıdır. Öngörü yoksunluğunun yol açtığı felaketlerdir. Öngörü, ‘‘önceden görebilme’’. Gelişkin kültürler, akılcılık, uygarlık; ‘‘öngörü sahibi olmak’’la açıklanabilir. Öngörü, ‘‘önceden görebilme’’, şunları yapma gücünü kazandırır: Bir şeyin nasıl olabileceğini düşünme. ‘‘Ne’’yi, ‘‘nasıl’’ı, ‘‘neden’’i merak etme ve araştırma. ‘‘Ne’’ ile bilimi, ‘‘nasıl’’ ile tekniği, ‘‘neden’’ ile felsefeyi bulma. Olasılıkları araştırma. Seçenek oluşturma. Deney yapmayı, kanıtla açıklamayı bularak bilimsel düşünceye ulaşma. Plan ve program yaparak geleceği denetleme gücü kazanma. Zamanı kullanabilme. Önlem alma, önlemleri ölçmedeğerlendirme. Yaşadıklarından öğrenerek yaşayacaklarını anlayabilme. İşte, ‘‘öngörü yetisi’’nin kazandırdıkları bunlardır. İnsanlığın rönesansı budur, aydınlanması budur, akılcılığı budur, uygarlığı budur. Buraya ulaşabilmek için bütün ortaçağın geride bırakılması gerekmiştir. Songörü, ‘‘sonradan görebilme’’, şu tutum ve davranışlara yol açar: Olanlara şaşıp kalma. Başkalarını suçlama, suçlu arama. Olanlara ağlayıp sızlanma, olayı geçiştirmeye çalışma. ‘‘Ne’’ ile uğraşır görünme, oraya takılıp kalma, ‘‘nasıl’’ ve ‘‘neden’’i merak etmeme, araştırmama, oralı olmama. Kendi sorumluluğunu kabul etmeme, inkâr etme, görmeme. Kendi dışında günah keçisi ya da günah keçileri bulma. Olayları doğa dışı güçlere bağlama. Doğa dışı güçlere sığınma, onlardan medet umma. Yaşadıklarından öğrenememe, yaşayacaklarını kader sayma. İşte, ‘‘songörü’’ tutumunun yol açtığı sonuçlar da bunlar olacaktır. Akılcı, uygar aşamaya ulaşamamış kültür toplumlarının ve insanlarının tutumları, davranışları da böyle olacaktır. Hep başına geldikten sonra yanıp yakılma, ama olayların yinelenmesine akl erdirme yerine alışıp duyarsızlaşma, sonra da gerçeklerden kaçarak yaşamaya çalışma. İnsanlık tarihi boyunca bilim ile dogmanın çatışması hep böyle olmuştur. Kendine, insana, topluma, insanlara, olaylara, geçmişe, geleceğe böyle bakabilmek, böyle görebilmek, böyle düşünebilmek. Bilimi, tekniği, felsefeyi kavrayabilmek. Ya da hiçbirini kavramadan gelişigüzel yaşamak. Öngörmek ya da songörmek. Biz, neredeydik ve nereye gidiyoruz dersiniz? email:[email protected] [email protected] www.erdalatabek.com ? Çankaya’da yaşadıklarını ‘Bıçak SırtıÇankaya Köşkü’nde 16 Yıl’ adıyla kitaplaştıran Ali Baransel, gazetecilerin Korutürk’e karşı hoyrat, darbe lideri Evren Paşa’ya karşı ise munis olduklarını belirtiyor. Baransel, “Evren Paşa’ya karşı çıkan onurlu kişi” olarak bahsettiği Nadir Nadi’nin Kenan Evren’e “Demokrasiden uzaklaşılması hoş bir manzara değil” dediğini belirtiyor. TBMM’de AB görüşmesi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda uzun bayram tatilinin ardından bu hafta sadece denetim konuları ele alınacak. TBMM Danışma Kurulu bugün toplanarak genel kurulun haftalık çalışma programını belirleyecek. Başmüzakereci Ali Babacan, AB ile müzakere sürecinde uygulanacak yıllık çalışma planları konusunda yarın genel kurula bilgi sunacak. Pazarcılar Erdoğan’ı bekledi ? İSTANBUL (AA) Üsküdar’da cuma günleri kurulan halk pazarının belediye tarafından pazar gününe alınmasına karşı çıkan yaklaşık 50 pazar esnafı, dün Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Üsküdar Emniyet Mahallesi’ndeki evinin önünde toplanarak Erdoğan ile görüşme talebinde bulundu. Yaklaşık 3 saatlik bekleyişin ardından, Pazarcılar Odası Başkanı Hurşit Aydın başkanlığındaki 4 kişilik heyet, Erdoğan’la görüşmek üzere içeri alındı. Aydın, Erdoğan’ın kalıcı ve sağlıklı bir pazar yeri bulununcaya kadar kendilerinin cuma günleri tezgâhlarını kurmalarına izin verilmesini istediğini söyledi. ‘Korutürk askeri politikanın dışında tuttu’ Yüksekova’da mayın patlaması ? HAKKÂRİ (AA) Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde, mayın patlaması sonucu 1 kişi yaralandı. Güvenli köyünde ava çıkan Abbas Avcı, avlanma sırasında arazideki mayına bastı. Patlamada ayağından yaralanan Avcı, Yüksekova Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Avcı, buradaki ilk müdahalenin ardından Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. İlhan Selçuk Evren görüşmesi Ali Baransel’in önerisi üzerine İstanbul’da İlhan Selçuk’la görüşen Evren’in yorumu: Sol ideolojiye inanmış. Bu yaştan sonra da artık kolay kolay değişmez ATAMALAR ŞUBATTA YAPILACAK Çelik: 16 bin yeni öğretmen alınacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, şubat ayında çeşitli branşlarda 16 bin yeni öğretmen ataması yapılacağını açıkladı. Çelik, öğretmenlere ek ders ücretlerinin arttırılacağı konusunda verdikleri sözü tutacaklarını da bildirdi. Bakan Çelik, 1998’e kadar bütün ortaöğretim mezunlarının kendi yetenekleri ve başarılarına göre üniversitelere girdiklerini ancak daha sonra birilerinin meslek liselerine katsayı getirdiklerini söyledi. Çelik, bu uygulamayla meslek liselilerin önüne psikolojik bir bariyer konulduğunu ileri sürdü. Çelik, bu yıl 20 bin öğretmenin emekli olduğunu, yasaya göre bunun yüzde 80’i kadar yeni atama yapabileceklerini bildirdi. Çelik, buna göre de şubat ayında 16 bin öğretmen ataması yapılacağını bildirdi. Çelik, bu yüzde 80’lik atama oranı dışında, kullanımı serbest bırakılacak 21 bin kadro daha olduğunu ve bunun da yüzde 45’i veya 50’sinin Milli Eğitim Bakanlığı’na tahsis edilmesinin beklendiğini belirtti. Çelik, bakanlığında ideolojik atamalar yapıldığına ilişkin sorular üzerine, ‘‘Bakanlığımda 74 bin kadro var. 517 kişiyi görevden almışım. Benden önceki bakanlar döneminde kaç kişi görevden alındı ona bakın’’ dedi. Öcalan için eylem ? Yurt Haberleri Servisi İmralı’daki Abdullah Öcalan’ın PKK propagandası yaptığı gerekçesiyle 20 gün hücre cezasına çarptırılması, örgüt yandaşlarınca çeşitli kentlerde protesto edildi. Diyarbakır, Cizre, Hakkâri, Bitlis, Van ve İstanbul Beyoğlu’nda yapılan gösterilerde Öcalan lehine sloganlar atılarak hücre cezası protesto edildi. İtalya’nın eski başbakanı Senatör Giulio Andreotti, Papa 2. Jean Paul’ü hedef alan suikast girişimi konusunda, Mehmet Ali Ağca’nın bazı sırları kendine sakladığına ya da eylemin ardında Bulgarların olduğuna inanmadığını söyledi. Andreotti, İtalyan Sky televizyonunda yayımlanan demecinde, ‘‘Ne Ağca’nın sır taşıdığına inanıyorum ne de Bulgar parmağına. Suikast girişimi hakkında Ağca’nın belirli sırlar taşıdığını sanmıyorum. Yargıç Imposimato gibi kişiler buna inansalar da, ben aynı kanaatte değilim’’ dedi. Andreotti’nin sözleri yalnızca izlenim değildir. Yıllarca başbakanlık da yaptığı için önünden geçmiş dosyaları da bilerek böyle konuştuğunu söyleyebiliriz. Türkiye’deki başbakanlar bu konuda ne düşünüyor onu da merak etmiyor değilim. Örneğin, Ağca ne kadar şey biliyordu? ??? Benim izlenimim de Andreotti’ye yakın. Mehmet Ali Ağca, aslında İpekçi cinayeti konusunda az çok bildiklerini söyle Ağca’nın Sırrı Var mı, Yok mu? miş durumda. Ağca’nın sonuçta ülkücü bir tetikçi olduğu ortada. Ancak, bazılarının iddia ettiği gibi ‘‘paralı bir tetikçi’’ olduğunu da söylemek doğru değil. Türkiye’nin 12 Eylül öncesi günleri hatırlanırsa, o zaman bu tür cinayetlerin örgütlü şekilde yapıldığını biliyoruz. Türkiye’nin önde gelen birçok aydınını ülkücüler öldürdüler. Bunları öldürürken ‘‘vatan, millet’’ için yaptıklarını düşünerek tetikleri çektiler. Onları birileri kullandı mı? İşte asıl soru burada. Ağca’ya silahı ülkücülerin verdiği, Ülkü Ocakları Derneği’ne gidip oradan yönlendirildiği de biliniyor. Oradan tanıdığı bir grupla İpekçi’yi öldürdükleri de ortaya çıktı. Ağca da zaten bu kadarını söyledi. Gerisini Ağca’nın bilmesi kolay değil. İpekçi cinayeti için asıl atılması gereken adımın bu cinayette adı geçen diğer kişilerin o tarihlerde sıcağı sıcağına sorgulanmasıydı. Böyle bir sorgulama hiçbir zaman yapılamadı. Hatta, Ağca’nın bile o günün ortamında hiç işkence görmeden sorgulanması ilginç sayılabilir. Çünkü o gün polisin eline düşenler çok daha basit olaylar için bile konuşturulmak amacıyla ağır işkenceler görmüşlerdi. ??? Burada, asıl soru Türkiye bu cinayeti neden çözemiyor noktasında düğümleniyor! Şurası bir gerçek ki, İpekçi’nin öldürülmesi Türkiye’yi askeri darbeye hazırlama senaryosunun önemli bir adımıydı. Bu senaryonun aktörlerinin de kimler olduğu ortada. Türkiye, İpekçi’nin öldürülmesinden bir buçuk yıl sonra askeri darbeyle yüz yüze geldi. Darbenin gerekçesi; cinayetlere ve sağsol çatışmasına son vermekti. Toplum öylesine büyük bir bunalım ve çaresizlik içine sokulmuştu ki, askeri darbe ilan edilince toplumun önemli bir kısmı ‘‘oh!’’ çekti. O zaman şunu söyleyebiliriz, aydınlatılamayan bu kritik cinayetlerin asıl amacı ‘‘oh!’’ sesinin daha yüksek çıkmasıydı. ??? Cinayetler tırmanmış ve sonunda asker gelip Türkiye’yi ‘‘kurtarmıştır’’. Kurtardıktan sonra ne yapmıştır? Türkiye’de solun bir daha belini doğrultamayacağı, demokrasinin bir daha kendine gelemeyeceği bir düzen kurulmuştur. Aradan geçen 25 yıla rağmen hâlâ 1982 Anayasası’nın yürürlükte olmasını, o dönemin kurumlarının sistemi baskı altında tutmasını nasıl açıklayabiliriz? Abdi İpekçi cinayetini çözebilmenin kolay olmadığını geçen zaman içinde anladık. Aslında sırf İpekçi cinayeti değil, birçok kritik cinayet de ülkemizde aydınlatılamadı. Dünyanın her yerinde bazı cinayetleri aydınlatmak mümkün olmayabiliyor. Örneğin ABD’de Kennedy cinayeti gibi. Bizdeki durum daha farklı. Bizde yüzlerce önemli insan öldürüldü ve arka sından askeri darbe geldi. Askeri darbe koşullarında, bu cinayetlerin yakalanabilen faillerinin çoğu da bir şekilde ‘‘kurtarıldılar.’’ İpekçi cinayetinde şu soruları sormaya devam edeceğiz: Abdullah Çatlı ve bu kritik cinayetlerde rol oynayan ülkücüleri kimler kullandı? Bunların devlet içindeki bağlantıları nasıl kuruldu? Korkut Eken bu bağlantıdan söz ediyor. Korkut Eken’in bildiğinin daha fazlasını o dönemin istihbarat örgütlerinin başındakiler biliyordu. Nerede onlar? Bu işlerin belgeleri nerede? ??? Bu soruların cevabının çok karmaşık olduğunu da sanmıyorum. Bütün sorun bu ülkedeki demokratik birikimde ve siyasi iradenin kararlılığında. Ağca’yı kapıda karanfillerle karşılayacak ve onu lüks bir Mercedes’e bindirebilecek bir kuvvet hâlâ ağırlığını sürdürüyor. Onların gerekli olduğunu, yurtsever olduğunu, bu ülkeye lazım olduğunu düşünenlerin bulunduğunu da unutmayalım. TECRİDE KARŞI YÜRÜYÜŞ Ezilenlerin Sosyalist Platformu (ESP) üyesi 6 kişilik heyet, tecrit karşıtı mücadelelerini TBMM’nin gündemine taşımak için dün İstanbul’dan Ankara’ya yola çıktı. Galatasaray Postanesi önünde bir araya gelen çok sayıda ESP üyesi adına açıklama yapan Figen Yüksekdağ, 6 yıldır cezaevlerinde süren tecridin can almaya devam ettiğini belirterek ‘‘Sincan F Tipi’nde, tecride karşı girdiği ölüm orucunda, devletin zorla müdahalesi sonucunda yaşamını yitiren Serdar Demirel, F tipinde yok etme politikasının son örneği olmuştur’’ dedi. (SİBEL BAHÇETEPE) CUMHURİYET 04 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle