10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 OCAK 2006 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr 11 ABDÖzbekistan ilişkileri gerginleşince, muhalif Muhammed Salih İngiltere’ye davet edildi BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Londra’nın Özbekistan ilgisi ? İngiltere’de hükümet ‘‘resmi’’, Muhafazakâr Parti ise ‘‘alternatif’’ Özbekistan Konferansı düzenleyecek. Aynı günlerde Avam Kamarası’nda da 20 milletvekilinden oluşan Özbekistan Karma Komisyonu kurulacak. MUSTAFA K. ERDEMOL Savunduğumuz Görüşler Doğrulandı Amerika’nın yeni ‘‘İran Senaryosu’’nun psikolojik savaş hazırlıkları devreye sokuldu: Irak saldırısı ve işgali öncesinde olduğu gibi, Türkiye’de, ‘‘vazgeçilmez bir beklenti’’ oluşturuluyor. ‘‘Amerika 2006’da vuracak’’ pazarlaması, ‘‘rutin, alışılmış, beklenen’’ bir olay gibi düşündürülmeye çalışılıyor. Madem ki bu iş olacak, ‘‘herkes hesabını ona göre yapsın’’ biçiminde bir ortam hazırlanıyor. ‘‘Artık yapılsın mı, yapılmasın mı tartışmalarına hiç gerek yok’’; nasıl olsa yapılacak düşüncesi, kafalara yerleştirilmek isteniyor. Saldırganlar bu yöntemi hep uygulamışlardır. Hele iletişim olanaklarının bunca geliştiği bir ortamda psikolojik savaş, ‘‘fiili savaşın yüzde ellisini’’ oluşturur hale geldi. 78 Mart 2002’de, Harp Akademileri’ndeki seminerde MGK Genel Sekreti Orgeneral Tuncer Kılınç’ın şu sözleri akıllara kazınmıştı: ‘‘Türkiye, Rusya ve İran da dahil olmak üzere bölge ülkeleri ile işbirliğini geliştirmelidir.’’ Bu, İran’a benzemek için yapılan bir öneri değildi; aksine, ‘‘bölünmemek, parçalanmamak ve Irak’a benzememek için’’ yapılan bir öneriydi. Tuncer Kılınç Paşa, benim yaptığım uzun konuşmaya bağlı olarak bu önerisini yapıyordu. Belgin Sarmaşık bu olayı bütün belgeleri ile kitaplaştırdı ve Ulusal Siyaset Kavgası adı ile yayımladı. (*) Yaptığım konuşmada TürkiyeAB ilişkilerinin bizi üyeliğe değil ‘‘tek yanlı bağlanmaya ve bölünmeye nasıl götürdüğünü’’ anlatmıştım. TürkiyeAB ve TürkiyeABD ilişkilerinin bugün geldiği noktada dengesiz ve tek yanlı bir ilişki düzenini derinleştirerek sürdürdüğümüzü söylemiştim. TürkiyeBatı ilişkilerini ‘‘normalleştirmek için’’, Rusya başta olmak üzere bölge ülkeleri, Çin ve Hindistan ile ilişkilerin geliştirilerek ‘‘dengesizliğin bu yolla giderilebileceğini’’ öngörmüştüm. BİYOGRAFİ/ MUHAMMED SALİH Muhammed Salih, 1949’da Harezm eyaletinde dünyaya geldi. 19681970’te Sovyet ordusunda askerliğini Çekoslovakya’da yaptı. 1975’te Taşkent Devlet Üniversitesi’nden mezun oldu. 197585 yıllarında 7 şiir kitabı yayımlandı. 1982’de ‘‘Dede Korkut kitabı’’nı, 1986’da Ziya Gökalp’in ‘‘Türkçülük’ün Esasları’’nı, daha sonra Türkçeden ‘‘Yunus Emre Divanı’’nı Özbek Türkçesine çevirdi ve yayımlattı. Özbek şiirinde ‘‘Metoforistik Akım’’ denilen yeni bir ekolü başlattı. 1985’te kaleme aldığı, Özbek milliyetçilerinin başeseri olan ‘‘Politbüroya Mektup’’ bütün SSCB’de büyük etki yarattı. 1988’de Özbekistan Yazarlar Birliği genel sekreterliğine seçildi. Aynı yıl Moskova’da bir değişim hedefliyoruz’’ şeklinde yanıtladı. Yazarlar Birliği Kurultayı’nda, SSCB’ye sert eleştiriler getirdi. Moskova tarafından Komünist Partisi üyeliğine davet edildi. Bu daveti reddetti. 1988 ‘de muhalif ‘‘Birlik Halk Hareketi’’ni, 1990’da ise ERK Demokratik Partisi’ni kurdu. Aynı yıl Özbekistan parlamentosuna girdi. Partisince hazırlanan ‘‘Özbekistan’ın Bağımsızlık Deklarasyonunu’’ parlamentoya sundu. Deklarasyon kabul edildi. 1991’de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaydı. Seçimlerden sonra bir süre gözaltında kaldı. 1993’te Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın özel davetiyle Türkiye’ye geldi. Bir süre Türkiye’de kaldıktan sonra, Norveç’e gitmek zorunda kaldı. Halen Almanya’da yaşıyor. Ankara’ya davet ettiği Salih, görüşmek için geldiği Ankara’da Özal’ın ölüm haberiyle karşılaşmıştı. Muhammed Salih, 1999 yılında bulunduğu Türkiye’den, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından uzaklaştırılmıştı. Muhammed Salih, 1992 yılı şubatmart aylarında başkanı olduğu ERK Partisi ve Özbekistan’daki diğer mu halefetin ‘‘Demokratik Forum’’ adı altında toplandığını, Forum’a, Kerimov’un partisinden de 16 milletvekilinin katılması üzerine, İslam Kerimov’un, Forum’un dağıtılması karşılığı kendisine başbakanlık ve cumhurbaşkanı yardımcılığı önerisinde bulunduğunu öne sürdü. Kerimov’a, kendisiyle pazarlık yerine Demokratik Forum önünde konuşma önerisinde bulunduğunu da belirten Muhammed Salih, Kerimov’un bunu kabul etmediğini ileri sürdü. LONDRA Özbekistan’ın, Andican olayları sonrası ABD askeri üslerinin faaliyetlerine son vermesi, ülkedeki muhalif güçlere Batı desteğini arttırdı. Özbekistan’ın önde gelen muhalif liderlerinden ERK Partisi Başkanı Muhammed Salih, İngiltere’nin ünlü think tank kuruluşlarından olan ve Chatham House olarak bilinen Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nce düzenlenen Özbekistan konulu konferansa konuşmacı olarak çağrıldı. Yaşamını sürgün olarak Almanya’da sürdüren Muhammed Salih, Cumhuriyet ile yaptığı görüşmede, Özbekistan’da İslam Kerimov yönetimine karşı tepkinin giderek yükseldiğini belirterek bu tepkinin ‘‘iyi ve barışçı yönde’’ değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Cumhuriyet’in, ‘‘Özbekistan’daki diktatörlükten bu kadar yakınıyorlarsa İngilizler neden sizi yıllarca arayıp sor ‘Devrimle gider’ Özbekistan’a Batı’nın bugüne kadar ‘‘istemeyerek’’ verdiği desteğin artık sona erdiğini öne süren Salih, ‘‘Kerimov’a kendi hükümeti bile cephe almış durumda. İyi örgütlenmiş bir halk hareketi bu rejimi yönetimden uzaklaştırabilir. Kerimov rejimi seçimle gitmez ancak bir devrimle gider’’ şeklinde konuştu. Batı’ya daha önce sık sık muhalefetine destek çağrısı yapmasına rağmen karşılık alamayan Salih’in muhalefeti son dönemde İslami bir çizgiye dönüştü. madılar? ABDÖzbek ilişkileri gerginleşmeseydi sizi çağırırlar mıydı’’ sorusuna, ‘‘Kerimov yönetiminin bölgede istikrarsızlık sebebi olmaya başladığını İngiltere ve birçok Batılı ülke yeni görebildi’’ yanıtını verdi. Muhammed Salih, Cumhuriyet’in ‘‘Soros yakında Özbekistan’a da gider mi’’ sorusunu da ‘‘Biz, Özbekistan’da serbest seçimle demokratik Konferans 19 Ocak’ta İngiltere’nin, yıllar sonra anımsadığı Özbek lideri çağırmasına gerekçe olan Özbekistan Konferansı, 19 Ocak 2006 tarihinde Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde gerçekleştirilecek. Muhafazakâr Parti de 20 Ocak’ta ‘‘alternatif’’ bir Özbekistan Konferansı düzenleyecek. Avam Kamarası’nda ise 20 milletvekilinin desteğiyle ‘‘Özbekistan Karma Komisyonu’’ oluşturulacak. Özal çağırdı, Demirel kovdu Ülkesi Özbekistan’ı 1993 yılında terk etmek zorunda kalan Muhammed Salih, dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın son Orta Asya gezisi sırasında Kerimov yönetimince gözaltına tutuluyordu. Özal’ın 2002’den 2006’ya olanlar... 78 Mart 2002’den bugüne kadar geçen süre içinde ortaya çıkan gelişmeler, savunduğumuz görüşlerin doğruluğunu daha da pekiştirdi. Nasıl mı?.. 1 ABD ve İngiltere yalan gerekçelerle Irak’ı işgal ettiler. Yalnız Irak’ın değil Arap ükelerinin, İran’ın düzeninin ‘‘daha istikrarsız bir ortama itilmesine’’ yol açtılar. Onbinlerce insanın, sivilin ölümüne neden oldular. 2 Irak’ın üçe bölünmesinin ve Kuzey Irak’ta bir Kürt devletinin bütün koşulları hazırlandı. Bu ortam, Güneydoğu Anadolu’daki fiili, siyasi ve psikolojik istikrarsızlığı arttırdı. ABD, K. Irak’ta askeri üsler yapmaya başladı. 3 TürkiyeAB ilişkilerinde ülkemiz, 17 Aralık 2004 ve 3 Ekim 2005 belgeleri ile AB’nin boyunduruğu altına itildi. ‘‘Üyelik görüşmeleri ve süreci’’ adı altında Türkiye’nin sömürgeleştirilmesi ve parçalanması süreci başlatılmak istendi. 4 Türkiye’de, AKP iktidara taşındı. Brüksel ve Washington’ın talepleri, bugüne kadar görülmemiş bir ölçüde karşılanır hale geldi. Patrikhane, Ermeni tasarıları, Kürdistan projeleri ile Lozan tartışmaya açılmış oldu. 7 Mart 2002’de benim savunmduğum ve MGK Genel Sekreteri’nin desteklediği görüşlerin ne kadar doğru olduğu, geçen zaman içinde adeta ispatlandı. 7 Mart 2002’de yaptığımız değerlendirmeleri, bugün daha da güçlü bir biçimde savunmak zorundayız. TürkiyeBatı ilişkilerindeki anormal ve tek yanlı bağlar, Ege’de, Kıbrıs’ta ve Kuzey Irak’ta Türkiye’nin geri itilmesine yol açtı. Çember şimdi, İran ile tamamlanmak isteniyor. Türkiye’nin önünde hâlâ geniş olanaklar var. Ancak esas sorun, bu olanakları kullanıp değerlendirecek olan yönetimlerin işbaşına getirilememesinde yatıyor. Bu sorunu, öyle ya da böyle çözmek zorundayız. (*) Ulusal Siyaset Kavgası, Belgin Sarmaşık, Der Yay., 2005. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali TAHRAN KARARLI: BM bizi korkutamaz Dış Haberler Servisi İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hamid Rıza Asefi, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne gönderilmekten korkmadıklarını belirterek baskılara karşın nükleer programı sürdüreceklerini söyledi. Asefi, dün düzenlediği basın toplantısında, ‘‘İran’ın nükleer sorununun tek çözüm yolunun müzakere ve diplomasi olduğunu’’ belirtti. ‘‘Nükleer enerjinin İran’ın hakkı olduğu konusunda pazarlık yapmanın yersiz olduğunu’’ belirten Asefi, ‘‘İran, nükleer yakıt araştırmalarına başlamıştır ve bu araştırmalar devam edecek. AB ülkeleri tehditle bir sonuç alamazlar. Tehdit olması durumunda müzakerelerin çıkmaz bir sokağa girebileceğini’’ belirtti. İran’ın, nükleer sorunun müzakere yoluyla çözülmesini istediğini belirten Asefi, ‘‘Varsayımlarla İran’ın hakkını sınırlayamaz ve İran’ın meşru hakkını göz ardı edemezler’’ dedi. Asefi, İran’ın nükleer dosyasının Güvenlik Konseyi’ne gönderilmesinin hiçbir hukuki temeli olmadığını savundu. Asefi, ‘‘Eğer bizim dosyamızı Güvenlik Konseyi’ne gönderirlerse bundan da hiç korkmuyoruz. İran bu konuda gerekli önlemleri almıştır, İran’ın hiçbir kaygı ve endişesi yoktur. İran’ın nükleer enerji konusundaki kırmızı çizgisinin ulusal çıkarları korumak olduğunu’’ belirtti. İran nükleer programı nedeniyle kendisine yaptırım uygulanması halinde, petrol fiyatlarının aşırı yükselebileceği uyarısında bulundu. İran Ekonomi Bakanı Davud Danişcaferi, ‘‘kendilerine BM tarafından uygulanacak bir yaptırımın İran’ın ekonomik ve politik durumuna zarar vereceğini, bunun da petrol fiyatlarını Batı’nın beklentilerinin ötesinde yükselteceğini’’ söyledi. A rap aileler, iki yıl önce piyasaya çıkan Fulla’yı Batılı rakibi Barbie’ye tercih ediyor. Kutusunda pembe bir seccade de bulunan Fulla’ya, Barbie’nin eşi Ken gibi bir eş üretilmesi düşünülmüyor. Ancak doktor Fulla ve öğretmen Fulla için çalışmalar sürüyor. (Fotoğraflar: AFP) Mısır’da satılan Fulla adlı başı bağlı bebeklerin kolu bacağı görünmüyor Barbie’yi tesettüre soktular Dış Haberler Servisi Mısır’da, ünlü Amerikan Barbie bebeklerinin yerini tesettürlü Fulla bebekleri aldı. Üreticileri tarafından, ‘‘İslami değerleri taşıdığı’’ belirtilen tesettürlü oyuncak bebekler, Mısır’ın oyuncakçı dükkânlarının en çok satanlar listesinde baş sırada yer alıyor. Başı bağlı Fulla adlı bebeğin kutusunda bir de pembe seccade bulunuyor. Batı değerlerini temsil ettiğine inandıkları Barbie bebekleri almak istemeyen aileler, bunun yerine Fulla’yı tercih ediyorlar. Bebeğin üreticisi NewBoy Design Studio, Fulla’yı 2003 yılında yarattı. Fulla’nın üreticisi şirketten Favaz Abidin, ‘‘Hem ana babaların hem de çocukların kendilerinden bir parça bulabilecekleri, ilişki kurabilecekleri bir ürünle ortaya çıkmanız gerekiyor’’ dedi. Fulla henüz bekâr ve şimdilik Barbie’nin eşi Ken gibi bir eş üretilmesi düşünülmüyor. Ancak bir doktor Fulla ve öğretmen Fulla hazırlanması için çalışmalar devam ediyor. Her iki meslek de kadınlar için saygın görevler olarak görülüyor. Fulla’nın gardırobu Mısır pazarı için geliştirilmiş. Kot giysilerin yanı sıra genç kadınların tercih ettikleri rengârenk başörtüleri de gardırobun vazgeçilmez parçası. Başkent Kahire’deki Toys’r’Us mağazasının yöneticilerinden Tarık Muhammed, ‘‘Fulla’nın çok satmasının nedeni Arap değerlerine yakın olması. Ne kolu, ne bacağı görünüyor’’ dedi. ‘Hukuki temeli yok’ Asefi, nükleer araştırmalarla AB ülkeleriyle yapılacak görüşmeler arasında bir bağlantı olmadığını, AB ülkeleriyle bundan sonra yapılacak müzakerelerin gündeminin sadece uranyum zenginleştirme olacağını ifade etti. BİR ÇATI ALTINDA TOPLANACAKLAR Saddam davası çıkmazda Devrik Irak liderinin yargılandığı mahkemenin baş yargıcı Emin istifasını sundu; Kürt yargıcın istifasının henüz kabul edilmediği kaydediliyor Dış Haberler Servisi Irak’ta devrik lider Saddam Hüseyin’in yargılandığı davanın baş yargıcı Rizgar Muhammed Emin istifa etti. Irak Yüksek Ceza Mahkemesi, iki gün süren belirsizliğin ardından Emin’in istifasını sunduğunu doğruladı. Mahkemeden yapılan resmi açıklamada, ‘‘Rizgar Muhammed Emin’in basında yer alan haberlerin aksine hükümetin baskısı nedeniyle değil, kişisel nedenler yüzünden istifa ettiği’’ belirtildi. ‘‘Hükümetin adli işlere asla karışmadığının’’ ifade edildiği açıklamada, Saddam Hüseyin’in bir sonraki duruşmasının planlandığı gibi 24 Ocak’ta yapılacağı da kaydedildi. Kürt yargıç Emin’in istifasını sunduğu, Irak Başbakanı İbRizgar Muhammed Emin’in, istifa nedenleri arasında Irak hükümetinin ve ABD’nin ‘‘Saddam Hüseyin’e yumuşak davrandığı suçlamalarının’’ bulunduğu öne sürülüyor. Mahkemeden bir yetkiliye göreyse Emin, kamuoyunun mahkemeyi yönetme tarzına tepkili. rahim Caferi’nin bürosundan da doğrulandı. Yargıca yakın bir kaynak Emin’in birkaç gün önce istifasını sunduğunu, ancak mahkemenin bunu reddettiğini belirterek ‘‘Emin’i kararından vazgeçirmek için görüşmeler sürüyor. Kendisi büyük baskı altında. Tüm mahkeme siyasi baskı altında’’ demişti. Emin’in, hükümetin hem kendisine hem de mahkemeye baskı yapmasını protesto etmek için istifasını sunduğu, ancak mahkemenin bunu kabul etmediği kaydedilmişti. Reuters haber ajansı, yargıç Emin’in, Irak hükümetinin ve ABD’nin kendisine yönelik; ‘‘Saddam Hüseyin’e yumuşak davrandığı suçlamalarına tepkili olduğunu’’ duyurdu. Mahkemeden bir yetkili ise BBC’ye yaptığı açıklamada Emin’in, mahkemeyi yönetme tarzına kamuoyundan gelen tepkiler yüzünden istifa ettiğini söyledi. Yargıç Emin’in istifasının henüz kabul edilmediği de gelen haberler arasında. Mahkeme yetkililerinin, Rizgar Emin’in Saddam Hüseyin’in halen yargılandığı dava tamamlanana kadar görevinde kalmaya ikna etmeye çalıştıkları bildiriliyor. Saddam Hüseyin ve 7 yardımcısı, 1982 yılında bir suikast girişimi sonrası, Duceyl kasabasında yaklaşık 150 Şiinin katledilmesinden sorumlu tutuluyor. İstifanın başbakan, cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı yardımcıları tarafından onaylanması gerekiyor. Irak’taki silahlı gruplar birleşiyor DUBAİ (AA) Irak’taki El Kaide ve bazı silahlı gruplar, ABD önderliğindeki koalisyon askerlerine ve Irak hükümetine karşı savaşta işbirliği için ortak bir çatı altında birleşmeyi kararlaştırdı. Bir internet sitesinde yayımlanan bildiride ‘‘Mücahit Konseyi’’ adı verilen yeni organın amacının, ‘‘Bağdat’ı ele geçiren Haçlı askerleri, onların yandaşları Şiiler ve laiklik taraftarlarıyla mücadele etmek’’ olduğu belirtildi. Ortak çatıya El Kaide’nin yanı sıra Muzaffer Mezhep Ordusu ve adları pek bilinmeyen 4 Sünni grubun katıldığı kaydedildi. Konseye İslam Ordusu ve Ensar El Sünne Ordusu gibi bilinen silahlı gruplar katılmazken, bildiride İslamın zaferini arzulayanların Konsey’e katılmasından memnuniyet duyulacağı bildirildi. Bildiride ayrıca, Irak’taki ve dünyadaki Müslümanların Irak’taki cihat hareketine katılmaları çağrısı yapıldı. ABD’ye öfke büyüyor ABD’nin Pakistan’daki bir köye El Kaide’nin iki numaralı ismi Eymen el Zevahiri’nin bulunduğu gerekçesiyle geçen perşembe hava saldırısı düzenleyip 18 sivili öldürmesine yönelik tepkiler büyüyor. Dün Karaçi kentinde düzenlenen dev protesto gösterisine 10 bin kişi katıldı. Göstericiler ‘‘ABD’ye ölüm’’, ‘‘Artık masumları bombalamayın’’ sloganları attı. Pakistan istihbarat yetkilileri, El Zevahiri’nin bombalanan köye yemeğe davet edildiğinin ancak gitmediğinin anlaşıldığını belirttiler. El Zevahiri’nin köyde olduğu yönünde istihbarat alan CIA, insansız bir uçakla köye füze saldırısı düzenlemişti. (Fotoğraf: AP) CUMHURİYET 11 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle