12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 OCAK 2006 ÇARŞAMBA 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr 11. Nehar Tüblek Karikatür Yarışması’na son başvuru tarihi 5 Şubat 2006 DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Bir ustadan geleceğe kalan SELCEN AKSEL Ulusal Değer Nâzım Hikmet Büyük şairimiz Nâzım Hikmet, 104. doğum gününe, ulusal ve evrensel bir değer olduğu, yüksek yargı organı kararıyla da saptanmış olarak giriyor. Bilindiği gibi, yüksek yargı organlarının kararları yasa hükmündedir. Dolayısıyla 1951 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla yurttaşlıktan çıkarılan şairin, elli beş yıl sonra yüksek yargı organı kararıyla yurttaşlığa geri dönüşünün yolu açılmıştır. Büyük sanatçılar hem uluslarının hem de insanlığın ortak değerleridirler. Nâzım Hikmet de bizim ulusal ve evrensel bir değerimizdir. Ne yapmıştır Nâzım Hikmet? Çağdaş şiirimizin kurucusudur. Biçimde özgür koşuğu, içerikte sosyalist düşünceyi getirdiği çağdaş bir şiir yazmıştır. Yalnızca yenilikler getirmekle kalmamış, çağdaş şiirle geleneksel şiiri yepyeni bir bileşimle buluşturabilmeyi başarmıştır. Şeyh Bedreddin Destanı, bu anlamda çok tipik bir örnektir. Destanda hem divan hem halk şiirinin, Hem Osmanlıcanın hem de arı Türkçenin tatları bir aradadır. 1938’den 1950’ye dek cezaevinde olması, şiirlerinin yasaklanması onun çağdaş şiirimizin gelişme süreçleriyle bağının kopmasına yol açmıştır. Ancak yayın olanakları olmamasına karşın Nâzım, cezaevinde çağdaş şiirimizin başyapıtları arasında sayılan Kuvayi Milliye, Memleketimden İnsan Manzaraları, Saat 2122 Şiirleri, Dört Hapishaneden gibi ürünler vermiştir. Yurtdışında yaşadığı 19511963 yıllarında Nâzım, şiirlerinin 3040 dilde basıldığı büyük bir dünya şairidir. Yalnız Türkiye değil, radyoaktif bulutların yıkıma uğrattığı Japonya’dan devrim yapan Küba’ya dek bütün dünya yüreğinde, şiirindedir. 100. doğum yılının kutlandığı 2002’de bir kez daha gördük ki, dünyanın Nâzım’a olan sevgi ve hayranlığı sürüyor. UNESCO’nun Nâzım Hikmet Yılı ilan ettiği 2002’de dünyanın dört bir yanında toplantılarla anıldı. Yine o yıl Japonya’da bir Nâzım Hikmet Derneği olduğunu, derneğin üyelerini İstanbul’a getirip Nâzım’ın şiirler yazdığı kenti tanıttıklarını öğrendik. Bir insan, bir sanatçı, nasıl olur da böylesi yaygın bir üne ve sevgi çemberine sahip olur? Nâzım Hikmet’in bizlere şiirleriyle sunduğu bir dünya var; iyilikten, doğruluktan, insandan yana bir dünya. İnsanoğlunun böylesi bir dünya özlemi, onun şiirlerinde ve kişiliğinde buluşuyor ve simge olmayı sürdürüyor. Nâzım, her durumda doğru bildiği şeyi söylüyor. 1930’ların komünizmin yasak olduğu Türkiye’sinde yargıç karşısına çıktığında, ‘‘Evet, komünistim’’ diyordu, 1950’lerin Rusya’sında ise Stalin’e ve onun baskıcı yönetimine kafa tutuyordu. Günümüzün yaygın deyişiyle, ‘takıyye’ denen ikiyüzlülük kavramından haberi yoktu. Dünyanın ve insanlığın yalanlarla yönetildiği bir çağda Nâzım, hem yapıtları, hem de kişiliğiyle yalansız bir dünyanın sözcülüğünü yapabildi. Onun bu denli sevilmesinin bir nedeni de yalnızca büyük bir sanatçı değil, has bir insan olabilmesidir. Her fırsatta Türkiye karşıtı tavırlarıyla öne çıkan Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik’in yeni yıl öncesi bir kokteylde çıkıp Nâzım’ın bir şiirini okuması, Nâzım’ın gücünün düşündüğümüzün çok ötesinde olduğunu gösteren bir örnek değil mi? turgay?fisekci.com Geçen yıl, Türk karikatürünün özel adlarından biri olan Nehar Tüblek’in yaşamdan ayrılışının 10. yılıydı. 6 Mart 1995’te yitirdiğimiz sanatçı için, 1996’dan beri de, eşi İhsan Tüblek’in öncülüğüyle bir karikatür yarışması düzenleniyor. İhsan Tüblek’le, karikatürümüzün ülke içinde ve dışında tanınan ve sevilen adlarından biri olan eşi ve adına düzenlenen yarışma üzerine konuştuk. 1995’teki ölümünün ardından, hem kendisinin, hem de Nehar Tüblek’in dostlarının ‘‘onun adına neyin yapılması gerektiği’’ sorusunun yanıtı olduğunu söylüyor bu yarışmanın, İhsan Hanım. Aynı yıl bir de albüm hazırlanıp basıldığını ekliyor. İhsan Tüblek’in, başta karikatürleri olmak üzere eşinin tüm çalışmalarının yer aldığı özenli bir arşivi var. Bir kez bile aksatılmadan bugün getirilen yarışmaya da büyük önem veriyor. ‘‘Bugünlere nasıl gelindi, böylece bunu görebiliyoruz’’ diyor, İhsan Hanım. Yarışmaya başlangıçta büyük destek veren, bugün hayatta olmayan bir adı anımsatıyor, Nezih Demirkent’i. Karikatürcüleri buluşturmak E şi İhsan Tüblek (solda), Nehar Tüblek’in (üstte) anısını yaşatan ‘Nehar Tüblek Karikatür Yarışması’nın en güzel yanının çizerlerle karikatür sanatını seven herkesi buluşturması olduğunu söylüyor. dece bir araya getirmenin Nehar Tüblek’i anmak için en güzel yöntem olduğu görüşünde. ‘‘Gençliği çok seviyordu, onlara destek vermeyi önemsiyordu. Her konuda paylaşımcı bir insandı’’ diyor İhsan Tüblek. Yarışmanın konularını belirlerken de onun kişiliğinden izler taşımasına özen göstermiş bu nedenle. 1996’da düzenlenen ilk yarışmanın konusunu anımsadığında, Nehar Tüblek’le ilgili bir ayrıntıyı paylaşıyor: ‘‘İlk yarışmanın konusu kahvehaneler olsun istedim. Gözlemci bir insandı. Kahveye gitmeyi çok severdi, oralarda insanları incelediğini; duruşlarını, kahve iç işlerini ve birçok ayrıntıyı gözlemlerken kişileri tanıdığını söylerdi. Kahve adabından söz ederdi, geçmişte buralarda geçerli kurallardan.’’ Bir anısını daha paylaşıyor İhsan Hanım: ‘‘Ortadirek konulu çok karikatür çizdi Nehar. Hiç unutmuyorum, rahatsızlanmıştı, Cerrahpaşa Hastanesi’ndeydik. Bir telefon geldi, şöyle diyordu telefondaki ses: ‘Hanımefendi, Nehar Bey bizi tanımaz. Samatyalı bir grup ortadirek adına telefon ediyorum, geçmiş olsun, ona sevgilerimi iletin, böyle söyleyin kendisine.’ Çok etkilenmiş ve mutlu olmuştuk o zaman.’’ İkinci yarışmanın konusunun ‘‘Ortadirek’’ olarak belirlendiğini söylüyor sonra İhsan Hanım, Nehar Tüblek’in halktan yana oluşunu vurguluyor ve ‘‘Onun dünyaya bakışından esinleniyorum, dolayısıyla insancıl, kolay ulaşılan biri olmak önemli’’ diyor. Yarışmanın onun adına yakışır bir etkinlik olmasına çalışmış hep, aldığı desteği de vurguluyor mutlaka. Bugüne dek yarışmanın seçici kurulunda yer alan adlardan anımsadıklarını sıralıyor: Ali Ulvi Ersoy, Turhan Selçuk, Ferruh Doğan, Semih Balcıoğlu, Canol Kocagöz, Cem Kenan Öngür, Zeki Beyner, Raşit Yakalı gibi... İhsan Hanım, yarışmada ödül alan tüm katılımcılara çok özel birer de armağan veriyor, hepsine birer özgün Nehar Tüblek karikatürü. ‘Türkiye’de mizah hep var’ Yarışma ve öncesinde albüm çıkarma düşüncesini dile getirdiğinde kendisine destek veren birçok kişi olduğunu söylüyor sonra; Tunç İzberk, Erdoğan Bozok, Tonguç Yaşar, Raşit Yakalı gibi. Karikatürcüler Derneği ile Beşiktaş Belediyesi, ilk yıldan başlayarak yarışmaya destek olmuşlar; o yıllarda Belediye Başkanı olan Ayfer Atay, ardından Yusuf Namoğlu ve bugün İsmail Ünal ile vekili Kemal Çiloğlu. Yarışmanın başvuru adresi de, ilk yıldan bu yana Karikatürcüler Derneği’ne bağlı Karikatür ve Mizah Müzesi. ‘‘İlk yıldan bu yana ödül töreni Nehar’ın ölüm yıldönümlerinde, 6 Mart’ta yapılıyor.’’ Yarışmayla amaçladıkları birçok şeyin, sanatçılara destek vermenin, adlarının duyurulmasını sağlamanın ya da sa Yarışmadan söz açıldığında, birçok uluslararası ödülü olan bu karikatürcümüzün uluslararası karikatür gezilerini de anımsamak gerek. Uluslararası boyutta iletişime özelikle önem verdiğini söylüyor, Nehar Tüblek’in eşi İhsan Hanım. İtalya Bordighera Karikatür Yarışması’nda ödül almasıyla bu etkinliğin konukları arasında oldukları günleri, dünyaca ünlü karikatürcülerle kurdukları dostlukları anlatıyor. Mordilio, Nehar’ın bir karika türünü gördüğünde, ‘‘Bunu çizen bir maestrodur’’ demiş, böylece tanıştılar onunla diyor. Nehar Tüblek’in ölümünün ardından da İhsan Hanım’ı davet etmişler İtalya’ya. ‘‘Çok sevdiğimiz Nehar Tüblek’in eşi burada bizi yalnız bırakmadı’’ diyerek konuşma yapmaya davet edildiğini anımsadığında; bunun hem hüzünlü, hem de sevinçli bir anı olduğunu belirtiyor. ‘‘Dünyaya açık bir gözle bakardı’’ diyor. Böyle bir sanatçının gözlemci, her konuyla ilgili olması da hemen tüm mizahçılarımız gibi, ‘‘Türkiye’de mizah hep var’’ diyor olması da doğal. Son olarak karikatürcülere bir bilgi: Bu yılki yarışmanın konusu ‘Belediyeler’ olarak belirlenmiş. 5 Şubat’a dek Karikatür ve Mizah Müzesi, Karikatürcüler Derneği İstanbul Şubesi’ne başvuracak katılımcılar. Smadj, Buzuki Orhan Osman ve Savaş Zurnacı ile ‘Smadj Presents SOS Project’ adlı albümü çıkardı ‘Operadaki Hayalet’ rekor kırdı ? LONDRA (BBC) Andrew Lloyd Webber’in müzikali ‘‘Operadaki Hayalet/Phantom of the Opera’’ Majestik Gösteri Salonu’ndaki 7468. temsille ‘‘Hollywood’da en uzun süreyle sahnelenen gösteri’’ unvanını aldı. Böylece, bu unvanla New York’ta sahnelenen diğer bir Webber gösterisi olan ‘‘Kediler/Cats’’in rekoru da geçilmiş oldu. ‘‘Operadaki Hayalet’’i bugüne dek dünyada 80 milyon kişi izledi. Webber, müzikalin başarısını ‘‘romantik bir masal olması ve insanların bu masalda kendilerinden bir şeyler bulmasına’’ bağlıyor. Gösterinin yapımcısı Cameron Mackintosh da ‘‘müzikalin bir tür güzel ile çirkin masalı, imkânsız bir aşk öyküsü’’ olduğunu, bunun birçok insana çok çekici gelen bir konu olduğunu söyledi. Farklı kültürlerin bir araya gelmesi Kültür Servisi Burhan Öçal ile gerçekleştirdiği ‘Yeni Rüya’ ve ‘Kırklareli İl Sınırı’ albümlerinde elektronik altyapılara imza atan, Tunus asıllı Fransız müzisyen Smadj farklı bir projeyle karşımıza çıkıyor. Buzuki Orhan Osman ve Burhan Öçal’ın Trakya All Stars projesinden tanınan klarnetçi Savaş Zurnacı ile bir araya gelerek ‘Smadj Presents SOS Project’ albümünü kaydetti. 3 usta müzisyeni İstanbul’da buluşturan albüm aynı İstanbul gibi gelenekselle modernin bir sentezi olarak sunuluyor. 10 parçadan oluşan enstrümantal parçaların ağırlıklı olduğu albümde Smadj’ın bestelerinin yanı sıra bazı nostaljik Türk şarkıları da elektronik müzikle harmanlanıyor. Smadj’ın kendi tarzını katarak eğlenceli bir yorum getirdiği Zeki Müren’in sesinden kolajların kullanıldığı ‘Kalplere Vur Bir Zımba’ (Rumba) ve ‘Bir Demet Yasemin’in düzenlemeleri Smadj, Buzuki Orhan Osman ve Savaş Zurnacı’ya ait. Smadj’ın evinde kaydedilen albümün ilk İstanbul konseri Nokia N Series ‘Hear New’ kapsamında 24 Ocak’ta Babylon’da gerçekleşecek. Topluluk 21 Ocak’ta Ankara’da Fransız Kültür Merkezi’nde, 2627 Ocak’ta Dulcinea’da ünlü Fransız trompetçi Eric Truffaz ile, 5 Şubat’ta Köln’de konserler verecek. K Ü L T Ü R ? Ç İ Z İ K KÂMİL MASARACI SAAT 12.00’DE AŞİYAN’DAKİ MEZARI BAŞINDA Onat Kutlar bugün anılıyor Kültür Servisi Bombalı saldırı sonucu yaşamını yitiren gazetemiz yazarı, şair ve sinema adamı Onat Kutlar, ölümünün 11. yıldönümü olan bugün saat 12.00’de Aşiyan’daki mezarı başında anılıyor. 31 Aralık 1994’te Taksim’deki The Marmara Oteli’nin kafeteryasına konulan bombanın patlaması sonucu sinema eleştirmeni Yasemin Cebenoyan yaşamını yitirdi, Onat Kutlar ise ağır yaralandı. Amerikan Hastanesi’nde tedavi altına alınan Kutlar, 11 Ocak 1995’te yaşamını yitirdi. CUMHURİYET 14 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle