10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 OCAK 2006 PAZAR 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB Y Y Y Y Y Y Y 13 13 12 13 17 17 17 13 14 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y K K K K Y 16 17 15 15 9 7 5 2 20 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB PB PB PB PB PB K 19 17 7 10 8 7 1 3 10 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Bütün bölgelerimiz parçalı çok bulutlu, Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz ile akşam saatlerinden sonra Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun kuzeyi yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı yurdun batı kesimlerinde 2 ila 4 derece azalacak, diğer yerlerde biraz artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K K K Y Y K K K Y 2 4 2 8 8 5 4 5 6 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih K 2 K 2 Y 13 K 0 K 3 PB 3 Y 13 PB 16 K 8 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K 2 B 5 PB 10 PB 5 PB 5 PB 1 PB 1 PB 21 PB 16 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada cesi yayınlarını öve öve bitiremiyordu. Âdet yerini bulsun. Yeni yılınızı kutluyorum. Bana göre giden ağam, gelen paşam! 2006’nın 2005’ten farklı bir dünya yaşatmayacağına, hatta rejimsel açıdan daha da karanlık günler yaşayacağımıza inanarak; seçim sisteminin yüzde 34 oyla bize layık gördüğü siyaset adamlarından kuşkusuz başta RTE’den söz ederek (ve bu yıl kurtulmamızı dileyerek) yazının devamını getirmek istiyorum. Bana göre geçen yılın son günlerine CHP lideri Deniz Baykal’ın bir cümlesi damga vurdu. Başbakan’ın zaman zaman bir başbakana hiç yakışmayan bir üslupla konuştuğuna tanık olduğuna, olduğumuza değindi. Karşısındakilere saygısızca, kırıcı bir üslupla hitap etmekten hiç çekinmediğini söyledi. Her ülke layık olduğu yönetime kavuşur derler ya; hayır! Bu ülke ne yazık ki çarpık bir seçim sistemi sayesinde 2002’den bu yana layık olmadığı bir yönetimle, RTE ile yönetiliyor. Baykal, RTE’nin bir sözüyle RTE’yi şöyle anlatıyor: ‘‘...Türkiye bugüne kadar üç noktalı bir başbakan görmemişti...’’ ??? Böyle yalaka bir bürokrasi, böyle medya da görmemişti. (Medyadan örnek: Akşam31.12.05 ‘‘Erdoğan’ın 1 Ocak kahvaltı mönüsü: 42 çeşit doğal ürün. 2 çeşit yöresel börek. 6 çeşit peynir. Fırında patatesli poğaça. Üzümlü ve cevizli kek. 5 çeşit reçel. 2 çeşit bal kaymak. Domates. 4 çeşit sütlü ürün. Kekikli salatalık. Krep. Sütlü ürünler...’’ ve liste uzadıkça uzuyor. Kahvaltı sofrası değil mübarek, Türkiye’de açları doyuracak kadar zengin.) RTE’nin gezi haberi medyaya düşmeden, sözüm ona gizlice Muğla’nın Gökova Akyaka’sında bir otele gidiyor. Yalaka işadamları, RTE yöreye ‘‘gizlice’’ gelmeden otellere doluşuyor. Yalaka bürokrasiye gelince... birlikte okuyalım haberi: ‘‘Başbakan’ın gelişinin ardından (bulunmaz bir Hint kumaşı sanki) AkyakaÖren karayolu trafiğe kapatıldı. Sahil güvenlik ekipleri de RTE’nin cümbür cemaat kaldığı Çobantur Butik Otel’in bulunduğu koya hiçbir teknenin yaklaşmasına izin vermedi. Nereye gitse çevresi etten bir duvar.’’ 1947’den beri sayısız başbakanlar, cumhurbaşkanları gördük ve fakat, üstelik terörün ve anarşinin kol gezdiği günlerde hiçbiri, örneğin Ecevit, örneğin Demirel, hatta Özal için bu denli sıkı, kuş uçurtmayan, yolları kapayan, etrafında etten duvar ören ve denizden korunan işgüzarlığın dik âlâsı koruma görmedik. Yoksullar, açlık sınırında olanlar ekmek derdinde. Akyaka’da Azmak deresindeki ördekler ise mutlu. Başbakan’ın elinden ekmek yemişler. Başbakan da insanları değil, ördekleri mutlu ettiği için mutlu! ??? Eski yıl; güleriz, ağlanacak halimize deyimini anımsatan bir güldürü örneğiyle kapandı: (80’lik) 9’uncu Demirel, ‘‘Sağın lideri olacak mısınız?’’ yönündeki bir soruya karşılık; ‘‘Gönül o boşluğu gençler doldursun istiyor, ama biri çıkmazsa elbette gereği düşünülür’’ diyerek bu göreve hazır olduğunu ima etti (Milliyet30 Aralık 05, Diyalog köşesi). Sezer’den ders gibi mesaj ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Türkiye Cumhuriyeti’nin, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bir bütün ve tekil devlet yapısına sahip olduğunu bildirdi. Sezer, ‘‘Kurucu öğe olarak, tek devlet, tek ülke ve tek ulus söz konusudur; bu öğelerden ve tek dil, tek bayrak ülküsünden vazgeçilemez’’ dedi. Cumhurbaşkanı Sezer, tüm insanlığın yeni yılını kutladığı mesajında, güncel konuları şöyle değerlendirdi: Türk ulusu: Türkiye Cumhuriyeti, ülkesi ve ulusuyla bölünmez bir bütündür ve tekil devlet yapısına sahiptir. Kurucu öğe olarak, tek devlet, tek ülke ve tek ulus söz konusudur; bu öğelerden ve tek dil, tek bayrak ülküsünden vazgeçilemez. Ulusun adı, Yüce Önder’in şu özlü sözünde belirtilmiştir:‘‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk ulusu denir.’’ Altüst kimlik: Bilinmelidir ki, çağdaş devletlerde yurttaşlık hukuksal bağı yanında bir de ulus kimliği vardır ve bu kimlik, ortak çıkarların, ortak coşkuların, ortak duyguların ve ortak bir dilin toplamıdır. Anayasamıza göre, Türk ulusu, siyasal bir birliktir ve tekil devlet yapısıyla doğrudan ilişkilidir. Anayasa, ‘‘Türk devleti’’ne yurttaşlık bağıyla bağlı olan herkesi ‘‘Türk’’ sayan kuralıyla, birleştirici ve bütünleştirici bir ulusçuluk anlayışını benimsemiştir... Türk devletine yurttaşlık bağıyla bağlı olan herkesin Türk sayılması, Türk ulusunu oluşturan öğelerin etnik kimliklerinin yadsınması anlamına gelmemektedir. Tam tersine, etnik kökeni, dini ne olursa olsun tüm yurttaşların Türk ulusu olarak adlandırılması, yurttaşlar arasındaki eşitliğin sağlanması, ‘‘çoğunluk’’ içinde bulunan çeşitli etnik kökenli yurttaşların ‘‘azınlık’’ durumuna düşmesini önleme amacına yöneliktir. Yargı bağımsızlığı: Yargı organlarının kuruluşu, çalışma ilkeleri, yargıçların seçimi ve özlük hakları konularında yargı bağımsızlığını gölgeleyecek yöntemlerden uzak durulması, hukuk devleti ilkesinin gereğidir... Tam bağımsız bir yargıdan söz edilebilmesi için, yargıç ve savcıların adaylığa alınma sınavının bağımsız bir kurul olan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca yapılması anayasal zorunluluktur. Yolsuzluklar: Yozlaşmanın bir ürünü olan yolsuzluklarla savaşımda başarıya ulaşılması, her şeyden önce yasama, yürütme ve yargı organlarının, kamu görevlilerinin, basının, sivil toplum kuruluşlarının ve yurttaşlarımızın, bu konuda ortak istence sahip olmalarına bağlıdır. Yasama dokunulmazlığı: Yasama dokunulmazlığındaki kamu yararı amacı, yasama sorumsuzluğundaki kadar açık değildir. Yalnız Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği süresince olsa da, bir milletvekilinin kişisel eylemi nedeniyle dokunulmazlığa sahip olması, yasama erkinin yüceliğiyle bağdaşmamaktadır. Yolsuzlukla savaşımda başarılı olunabilmesi, yasama dokunulmazlığının kaldırılmasıyla yakından ilgilidir. Seçim sistemi: Oy kullanan seçmenin yaklaşık yarısına ilişkin siyasal görüşün parlamentoda temsil edilmediği bugünkü seçim sistemini temsilde adalet ilkesiyle bağdaştırmak olanaksızdır. Önemli olan, kabul edilebilir bir ‘‘baraj oranı’’ ile her iki ilke arasındaki dengeyi sağlayabilmektir. Öğretim birliği: Eğitimde kaliteyi düşürecek, öğretim birliği ilkesini zedeleyecek, laik eğitim sisteminin yozlaşması sonucunu doğuracak uygulamalardan kaçınılmalıdır. Terör: Artan uluslararası işbirliğine karşın, terorizm, dünya barışının önündeki en büyük engel olma özelliğini korumaktadır. Yoksulluk: Dünyada ülkeler ve bölgeler arasında eşitsizliklerin giderilmesi yolunda somut adımlar atılmadığı sürece, küresel ölçekte daha iyi yaşam koşulları oluşturulamayacak; toplumlar, ülkeler ve bölgeler, toplumsal, siyasal ve ekonomik çalkantı tehdidinden kurtulamayacaktır. Başkalarının istemleri: Türkiye, uluslararası alandaki ilişkilerinde başkalarının yönlendirmesi ya da istemleri doğrultusunda hareket etmeyecektir. Siyasal kimliği ya da temsil ettiği makam ne olursa olsun herkesin, Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerine, kurumlarına, egemenlik haklarına saygı göstermesi ve ülke gerçeklerini doğru değerlendirmesi gerekmektedir. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Cumhuriyet, yeni yıla merhaba dedi Haber Merkezi Gazetemizin geleneksel yılbaşı kutlaması dolayısıyla İstanbul merkez ve Ankara, İzmir, Adana bürolarımızda kokteyl gerçekleştirildi. İstanbul’da Şişli binamıza taşındıktan sonra ilk kutlama Erenoğlu Restoran’da gerçekleştirildi. Kutlamaya, aralarında DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, eski DSP milletvekili Rıdvan Budak, eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, sanatçılar Rahmi Saltuk, Sadık Gürbüz, şair, Hürriyet gazetesi yazarı Özdemir İnce, yayıncı Abdullah Demir, emekli General Doğu Silahçıoğlu, UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik, eski Milli Takımlar Sorumlusu ve Futbol Federasyonu başkan adayı Ayhan Bermek, Malatyaspor Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Basketbol Ulusal Takım Menajeri Doğan Hakyemez, eski Trabzonspor Kaptanı Lemi Çelik, eski FIFA kokartlı hakem Binali Kartal, spor yazarı Metin Tükenmez, CHP Avcılar ilçe yönetiminden Abdullah Almaca’nın da bulunduğu çok sayıda Cumhuriyet dostu katıldı. Halk müziği sanatçısı Nurdan İpek ise türküleriyle geceye renk kattı. Çalışanlarımız, yazarlarımız ve konuklarımızın yaptığı sohbetlerin ortak konusu, ülke sorunları, hükümetin uygulamaları ve gazetemizin yeni atılımlarıydı. Gazetemizin Ankara Bürosu’ndaki kutlamada da yıl içerisindeki gelişmeler konuşuldu. Kutlamaya, yitirdiğimiz yazarlarımız Mustafa Ekmekçi’nin eşi Aldoğan Ekmekçi ile Yılmaz Gümüşbaş’ın eşi Semra Gümüşbaş da katıldı. Gazetemizi ziyaret eden Çankaya Belediye Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz çalışanların yeni yılını kutladı. İzmir va Adana bürolarımızda gerçekleştirilen kokteyllerde de iyi dilekler paylaşıldı. Çılgın Türkler kitabı. Kitap Nisan 2005’te piyasaya çıktı. Hiçbir televizyonda konu olmadan kendisini öylesine kısa sürede çoğalttı ki, nisan ortasında liste başına oturdu, bir daha inmedi. Başlangıçta insanlar birbirlerine kitabı okuyup okumadıklarını soruyorlardı. Sonra soru şekli değişti: Şu Çılgın Türkler’i kaç günde okudun? Kitabın neresinde ağladın? En çok hangi olaydan etkilendin? Kitabı eline alıp bir haftadan uzun sürede okuyana iyi gözle bakılmaz oldu! Ne güzel! ??? Turgut Özakman, Şu Çılgın Türkler’le, Kurtuluş Savaşı’nı ete kemiğe büründürdü, tüm sahnelerini canlandırıp önümüze koydu. Özakman, neredeyse bütün anlatım biçimlerini kullanarak bunu gerçekleştirdi. Olayları canlandırışıyla senaryo yazarlığı öne çıkıyor. Kahramanları anlatışıyla oyun yazarlığı sahne alıyor. Olaylarla kahramanları ustaca birleştirişiyle romancılığı sayfalara yerleşiyor. Bütün bunların zemininde de Özakman’ın güçlü tarih bilinci yatıyor. Kitabı şöyle bir silkeleseniz içinden 20’ye yakın film, bir o kadar da oyun çıkar. Öylesine zengin ve geniş bir yelpaze. Bütün bunların yanında, kitabın görselliği için gösterdiği özen nedeniyle de Özakman’ı kutlamak gerek. Kurtuluş Savaşı’nın önemli anlarının geçtiği bölgelerin haritası, savaş kahramanlarının fotoğrafları, anlatımı daha da pekiştiriyor. Kitap, Kurtuluş Savaşı’nın küçümsenmek istendiği, Atatürk’ün yaptıklarının rafa kaldırılması için her şeyin yapıldığı bir döneme rastladı. Bu yanıyla da ilaç gibi geldi, desek yeridir. İkinci cumhuriyetçilerin kitabın çok satmasına bozulması boşuna değil! ??? Özakman’la son 56 yıl içinde birkaç kez aynı panelde konuşmacı olduk. Farklı yerlerdeki konuşmalarında ortak kaygılarından biri gençlerdi. Çoğunun geleceği kendi ülkesinde aramamasına, ulusal bilinçlerini güçlendirecek donanımda olmamalarına üzülüyordu. Şu Çılgın Türkler’i de en çok gençlerin okumasını istiyordu. Özakman bu hedefine de ulaştı. Örneğin, Gelibolu Halk Kütüphanesi Müdürü Ali Dursun’a kitap yetiştiremiyoruz. Geçen gün telefonda yine heyecanlı, isteklerini art arda sıralıyordu: ‘‘Balbay, bize ne kadar çok kitap bulabilirsen bul. Kütüphane sayısını arttırıyoruz. Her kitaptan olur ama, mutlaka Şu Çılgın Türkler’den de en az 1520 kadar olsun... Gençler çok istiyor.’’ Hani Kurtuluş Savaşı’na katılanların İstiklal Madalyası’nı aileleri evlerinin en güzel yerinde tutar ya, Şu Çılgın Türkler, o İstiklal Madalyası’nın kitaba bürünmüşü. Onu okumak ve özümsemek Kurtuluş Savaşı bilincini 21. yüzyıla taşımak demek! Anladık söylemek istediğin çok şey var ama, tek tümcede toparla derseniz, şunu derim: Turgut Özakman bize, Kurtuluş Savaşı’nda kişi başına düşen ulusal gelirin 70 dolar bile olmadığını, ama kişi başına düşen ulusal onurun 70 bin dolarla bile ölçülemeyeceğini gösterdi! ankcum?cumhuriyet.com.tr Özkök’ten ‘gelecek’ vurgusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, son dönemde yaşanan bazı gelişmelerin, ‘‘gelecekte önemli güvenlik sorunları doğurabilecek bir seyir izlediğini’’ bildirdi. Özök, ‘‘Özellikle, ülkemizin bekası ve menfaatları açısından bu gelişmelerin derin bir stratejik öngörüyle bugünden değerlendirilerek muhtemel karar noktalarının erkenden tespit edilmesi büyük önem taşımaktadır’’ dedi. Orgeneral Özkök, Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan yeni yıl mesajında, TSK mensuplarının yeni yılını kutladı. Orgeneral Özkök, mesajında şöyle devam etti: ‘‘Sahip olduğumuz coğrafyada son dönemde yaşamakta olduğumuz gelişmeler, gelecekte önemli güvenlik problemleri doğurabilecek bir seyir izlemektedir. Özellikle, ülkemizin bekası ve menfaatları açısından bu gelişmelerin derin bir stratejik öngörüyle bugünden değerlendirilerek muhtemel karar noktalarının erkenden tespit edilmesi büyük önem taşımaktadır.’’ Ülkenin güvenlik stratejisinin dört temel dayanağı olduğuna işaret eden Özkök, bunları, ‘‘tehditlere karşı caydırıcı bir gücün varlığı, uluslararası yeni risk ve asimetrik tehditlerin ve özellikle uluslararası terörün ülkemizdeki faaliyetlerinin ve ülke dışındaki menfaatlarımıza zarar vermesinin önlenmesi, ülkenin bütünlüğüne, ulusal birliğine ve rejimin devamlılığına yönelik tehditlere karşı gerekli tedbirlerin alınması ve Doğu Akdeniz’deki güvenliğin temel noktasını teşkil eden Kıbrıs’taki hak ve menfaatların korunması’’ olarak sıraladı. ‘Seçim sandığı yaklaşıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, 2006 yılının, sandık başına gidilerek Türkiye’nin, laik cumhuriyetin, cumhuriyetin kazanımlarının savunulacağı, korunacağı bir yıl olacağını belirtti. Baykal, yeni yılda yapılmasını öngördükleri seçimle ‘‘yasakların, yoksulluğun ve yolsuzlukların altında kalan AKP’nin geldiği gibi gideceğini’’ kaydetti. AKP hükümetinin uyguladığı politikalar, siyasi parti liderlerinin yeni yıl mesajlarının ana konusunu oluşturdu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, mesajında, ‘‘Türkiye, yeni yıla umutla, güvenle, AKP’yi sandıkta mağlup etme heyecanıyla girmelidir’’ dedi. Ekonominin tehlikeli biçimde açık verdiğini, cari açık patlaması yaşandığını, kamu yatırımlarının azaldığını, sanayileşme hızının düştüğünü, vergi ve kur politikalarının ‘‘çarpık’’ olduğunu vurgulayan Baykal, CHP’nin 2006 yılı ve sonrasında Türkiye’nin daha büyük sıkıntılara uğramaması, daha büyük sorunlarla yüz yüze gelmemesi için ‘‘yeni yılı seçim yapılması gereken yıl olarak kabul ettiğini’’ ifade etti. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, yayımladığı mesajda yeni yılın ülke olarak birçok olumsuzluktan kurtulma, daha güvenli ve mutlu bir geleceğe adım atma yılı olacağını ümit ettiğini ifade etti. Sezer, ithalata dayalı ‘‘sahte büyüme’’ verileriyle kamuoyunun aldatıldığını ve ‘‘sanal bir pembe dünya’’ yaratılmaya çalışıldığını dile getirdi. DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, yeni yıl mesajında, emeğiyle kazanan herkesin alın teri kurumadan emeklerinin gerçek karşılığını alacağı, iş arayan gençlerin yüzlerine kapanan kapılar yerine niteliklerine göre iş seçeceği, emeklinin kimseye muhtaç olmadan, huzur içinde yaşayacağı, ev kadınlarının yokluğu ve yoksulluğu mutfaklarında hissetmeyeceği, çocukların ve gençlerin iyi eğitim alacağı, esnafın siftah endişesi taşımayacağı, işadamının gönül rahatlığıyla ülkenin geleceğine yatırım yapabileceği bir yeni yılı karşılamak istediklerini kaydetti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye’nin, dış politikasında ‘‘rotasını kaybetmiş bir halde’’ olduğunu, iç politikada ise tamamen gündem doldurma anlayışının hâkimiyeti altında olduğunu belirtti. Başbakan’dan mesaj yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ve muhalefet partileri yayımladıkları mesajlarla yurttaşların yeni yılını kutlarken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni yıl mesajı yayımlamaması dikkat çekti.Geçen günlerde Hrıstiyanların Noel’ini, Musevi yurttaşların Hanuka Bayramı’nı yayımladığı mesajlarla kutlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni yıl için hiçbir açıklama yapmadı. Gün boyu, başta Cumhurbaşkanı Sezer olmak üzere, muhalefet partilerinin liderlerinden art arda kutlama mesajları gelirken, Başbakanlık’tan bu konuda herhangi bir açıklama yapılmadı. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle