10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 OCAK 2006 PAZAR 12 PAZAR KONUĞU leyla.tavsanoglu?cumhuriyet.com.tr Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doğan Cansızlar’ın müdahale sıkıntısı Hükümet SPK’de de kadrolaşıyor SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU AKP hükümeti kadrolaşma ve kilit alandaki devlet kurumlarını ele geçirme çalışmalarını sürdürüyor. Hükümetin son el attığı kamu kuruluşlarından birisi de SPK. SPK’ye AKP’den atanan üyeler marifetiyle kurulun yönetimi işlevsiz hale getirilmeye çalışılıyor. Alınan duyumlara göre SPK binasında mescit yapılıyor. Daha da öte modern tuvaletler sökülüp yerlerine hela taşları konulduğu bilgileri var. Göstermelik dincilikle bir yerlere ulaşmaya çalışan hazretler yapılan iyi işleri de baltalama peşindeler. SPK’de olanları duyunca aklımdakileri birinci ağız olan SPK Başkanı Doğan Cansızlar’a sormak en doğru yol, diye düşündüm. Eskişehir Yolu üzerindeki yeni SPK binasında Başkan Cansızlar’la bir araya geliyor ve neler olup bittiğini konuşuyoruz. SPK’de nasıl bir kadrolaşma ve neler olup bittiğini okuduğunuzda bakalım neler düşüneceksiniz... Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) yurtiçindeki önemli işlevinin yanı sıra yurtdışında ciddi bir tanıtım görevi de var. Bu görevi geçmiş yıllarda yerine getiriyordu. Ancak duyumlarıma göre SPK’nin yurtdışı faaliyetleri mercek altına alınmış. Bu konuda bilgi verebilir misiniz? CANSIZLAR SPK, uluslararası ilişkilerde son yıllarda çok önemli mesafeler kat etti. SPK kurulduğu tarihten beri uluslararası standartlara uygun çalışır. Öyle olması da gerekir. Çünkü finans kesimini adım adım takip etmek zorundasınız. Ben 78 ülkenin ikinci dönemdir seçilmiş başkanıyım. Yani 78 üyeli Sermaye Piyasası Kurulları Uluslararası Örgütü (IOSCO) başkanlığını yapıyorum. Ben hem kurulu hem Türkiye’yi temsilen o toplantılara gidiyor ve başkanlık görevimi de yerine getiriyorum. Toplantılara gidiş aşamasında da esnek olmanız lazım. Çünkü şehirlerarası otobüs bileti almıyorsunuz. Yurtdışı uçak bileti alıyorsunuz. Gittiğiniz yerlerde sokakta yatmıyorsunuz. Epeyce önceden otel rezervasyonu yapmak zorundasınız. Bütün bunların üzerinde de o toplantılara başkanlık etmek ya da konuşmacı olmak için hazırlık yapmak gibi bir zorunluluğunuz var. Dolayısıyla öyle ağır bir yükümlülük de üstlenmiş oluyorsunuz. Sayın Başbakan, haklı olarak yurtdışına çok yoğun seyahat ediyor. Çünkü Türkiye’nin imajının iyileştirilmesi, Türkiye’yi tanıtmayı amaçlıyor. Bu tür seyahatler yorucudur. Bizim Türkiye’de SPK olarak böyle bir şansımız doğdu. SPK ülke tanıtımında önemli Nasıl bir şans bu? CANSIZLAR Türkiye, 78 ülkeyi temsilen başkan. Dolayısıyla ben SPK Başkanı olarak bu uluslararası örgütün de seçimle gelen başkanıyım. Bu kuruluşa iki yıllığına ikinci dönem seçilmiş bulunuyorum. Artı, AB’ye aday olan 18 ülkenin oluşturduğu Danışma Kurulu Başkanlığı’nı yine seçimle bize veriyorlar. Çünkü uluslararası alanda verdiğimiz izlenim bu, yani çok olumlu... Biz Türkiye’yi tanıtıyoruz. Aslında bize, ‘‘Siz SPK ve başkan olarak neden buralarda oturuyorsunuz? Gidin ülkenin tanıtımını yapın. Türkiye’deki piyasaların daha güvenilir, daha şeffaf olduğunu niye anlatmıyorsunuz?’’ demeleri lazım. Peki, Başkan, niye oturuyorsunuz? CANSIZLAR Onu bana sormayın. Oturmak istemiyoruz, ama bazı kısıtlar olduğu ve durum pek fazla esnekleşmediği için oturmak zorunda kalıyoruz. Aslında bizim bakış açımız bu. Biz bu toplantılara çalışmak, başkanlık etmek, konuşmacı olmak için gidiyoruz. Yoksa birtakım sosyal vecibelerimizi yerine getirmek için aradan onu da çıkaralım düşüncesiyle gitmiyoruz. Sosyal vecibelere saygı duyulur. O ayrı mesele. Ama biz gittiğimiz zaman hep çalışma yapıyoruz. Biz finans kesiminde bulunuyoruz. Üstelik her ‘ SPK, uluslararası ilişkilerde son yıllarda çok önemli mesafeler katetti. ’ ülke finans kesimindeki en üst düzey kişiler bu toplantılara katılıyorlar. Türkiye’nin bu anlamda tanıtımını yapmak kolay kolay kısmet olmaz. Önümüzdeki mayıs ikinci dönem seçildiğimiz başkanlık süresi doluyor. Buyursunlar, yeni bir başkanlık dönemi için başvursunlar. Bakalım seçiliyorlar mı? Basında okuduğum yazılardan öğrendiğim kadarıyla SPK’de ciddi bir rahatsızlık var. Hükümet çevrelerinin SPK’de kadrolaşma faaliyetlerinin yanı sıra SPK Başkanı’nı atlayarak iş görmesi, karar alması gibi gelişmeler de olduğu anlaşılıyor. Bunları yapanların SPK’ye AKP tarafından atanan üyeler oldukları belirtiliyor. Bunlar doğru mu? CANSIZLAR Basına yansıyan konular aslında kısmen doğru. Şöyle: Ben bu görevi yaklaşık beş yıldır yürütüyorum. Bu kurumda, kurulda, görev ayrımı anlamında beş yıldır çok güzel çalışmalar yaptık. Görev ayrımından kastınız nedir? CANSIZLAR Kurumla kurul farklı olmak zorunda. Uluslararası uygulamalara baktığımızda kanunun oluşumu da buna uygundur. Bu kurula ben dahil, yedi kişi çeşitli birimlerden, kurumlardan, bakanlıklardan birer olmak üzere üye seçilir ve buraya gelirler. Başkan dışındaki kurul üyele şınıza yetkinizi genişleterek her işe müdahale etmeye başlarsanız bu kesinlikle olmaz. AKP’li üyelerin yetki gaspı yaptıklarını söylediniz. Bu durumda SPK nasıl bağımsız bir kurul oluyor? CANSIZLAR Kanunda yazılı. İdari, mali özerkliği var. Biz bütün yasal düzenlemelere tabiyiz. Ama öbür gelişmiş ülkelerle kendimizi kıyasladığımızda onların düzeyinde bir özerklik olduğunu sanmıyorum. Sadece siyaset platformu değil, toplum, bürokrasi, bürokratlar olarak da biz üst kurulları, bağımsız idari otoriteleri içimize sindiremedik. Çünkü bağımsız idari otoriteler bir kültür birikimini gerektiriyor. Bunlar başıboş demek değildir ki. Makro çerçevede hükümetin programlarına uygun, ama mikro düzeylerde, operasyonel anlamda bağımsız kurullardır. Ama ne yazık ki biz hâlâ bu kurulları herhangi bir devlet dairesi olarak görmekten kendimizi alamıyoruz. Bu, hepimizde var. Özerklik yok oluyor SPK 1982’de kuruldu. O tarihten beri, özellikle de 2002’den sonra SPK’nin mali ve idari özerkliği açısından nasıl bir kıyaslama yaparsınız? CANSIZLAR Kurul olarak çok önem yım. Böyle bir durumu ben son zamanlara kadar yaşamadım. Yine basında okuduklarımdan yola çıkarak soruyorum. Siz bu hareketlenmeleri, olanları önce Devlet Bakanı Abdüllatif Şener’e, ardından da Başbakan Erdoğan’a yazdığınız yazılarla bildirmişsiniz. Bu yazılara cevap aldınız mı? CANSIZLAR Henüz cevap filan almadım. Dediğim gibi, bunlar bir birikim meselesi. Buradaki aksaklıklara ilişkin Bakanlar Kurulu’na karşı biz, kurul üyeleri ve başkan olarak sorumluyuz. Dolayısıyla ilgili bakanımıza buradaki gelişmelerle ilgili bilgileri sunduk. Üç kez yazı yazdık. Gelişmeleri kendilerine şifahen de anlattık. Arkasından Sayın Başbakan’a da durumu iletme gereği ortaya çıktı. Çünkü en son aşama o. Henüz bir cevap yok. Cevap çıkacağını düşünüyor musunuz? CANSIZLAR Tabii, düşünüyoruz. Bekleme aşamasındayız. Bu, belli bir ipleri germe politikası gibi görünüyor. Bu kadar ipleri germek olayı nereye vardırır? CANSIZLAR İpleri germe değil. Kurulla ilgili bilgileri, Bakanlar Kurulu’na karşı sorumlu olduğumuz için bilgilerine sunmak görevimiz. Burada geleneklere, kanuna aykırı işler yapıldığını bildirmek CANSIZLAR Ha, kanun değişikliği olursa o zaman görevden alabilir. Ama şu durumda üçlü kararnamelerde olduğu gibi isteyen istediğini görevden alamaz. Bana göre de doğrusu budur. İyi de, bu davranışlar sizce akıllı davranışlar mı? CANSIZLAR Bana göre de mantıklı gelmiyor. Önümüzde daha on aylık bir süre var. Bekleyebilirlerdi. Kaldı ki ben şunu söyledim: Altı yıllık süreç iyi bir süreçtir. Yeniden bir altı yıllığına daha görev yapmanın gereği yoktur. Bakın, gerçekten samimi duygularla söylüyorum. Yerimize gelecek insanların hazırlanması, bilgi birikimlerimizi kendilerine aktarmamız, hazırlıkların yapılması, son dakika atamaların olmaması, buralara layık insanların kamuoyunda tartışılarak gelmelerinde büyük yarar vardır. Buralar önemli, çok farklı yerler. Bir kere, dünyaya kesinlikle açık olmanız lazım. Buralara, birilerinin bir gecede aklına gelen isimler değil de, önceden hazırlanarak, bilinerek getirilmeleri gerekiyor. Nasıl ki ABD Merkez Bankası, Greenspan görevini bırakmadan önce bütün hazırlıklar yapılıyor. Bu işler son dakikaya bırakılamaz. İsim önceden belirlenir, hazırlıklar tamamlanır ve o kişi zamanı gelince gelir, görevine oturur. P O R T R E DOĞAN CANSIZLAR 1954, AnkaraŞereflikoçhisar doğumlu. AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat ve Maliye Bölümü mezunu. ABD’nin Boston kentinde Northern University’de ekonomi politikası ve planlama konusunda master, İÜ İktisat Fakültesi’nde maliye konusunda doktora yaptı. Dil eğitimi için iki yıl Almanya’da, finansal kiralama konusunda araştırma için bir yıl İngiltere’de ve yüksek lisans eğitimi için iki yıl ABD’de bulundu. Kamu sektöründe çeşitli kademelerde görev yaptı. Kasım 2000’den beri Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı. Finansal kiralama, kamu harcamaları, bütçe sistemleri konusunda yayımlanmış eserleri var. Yani, yeniden SPK Başkanlığı’na adaylığını koymayacağınız kesin mi? CANSIZLAR Evet. Aday olmam; olmak istemiyorum. Görev yaptığım bu süreyi yeterli buluyorum. Bu süre içinde yapacaklarımın azamisini elimden geldiği kadar yaptığıma inanıyorum. Belki bizden sonra gelecek insanlar bizden çok daha iyi işler yapabilir. Onların önünü açmak lazım, diye düşünüyorum. Benim yaşam anlayışım bu. Son dakikaya kadar bekleyip sonra bir alicengiz oyununa girmek doğru değil. Benim meşrebime uymaz. Ben bunu önceden söylüyorum. Her medeni toplumda bu zaten önceden bildiriliyor. Hâlâ on aylık süre kalmışken bu gürültünün niye çıkarıldığını aklım almıyor... CANSIZLAR Sayın Başbakan yurtdışına seyahate giderken Başbakan yardımcılarından birine vekâlet verir. Sayın Cumhurbaşkanı yurtdışına giderken ona TBMM Başkanı vekâlet eder. Ama vekiller, Başbakan ya da Cumhurbaşkanı yokken onların isteklerinin aksine karar aldırır mı? Ne bizim devlet geleneğimizde, ne de dünyanın herhangi bir ülkesinde uygulamada böyle bir şey vardır. Yani, hazır ben vekâlet ediyorum. Yetkilerim de başbakan yetkisidir. O zaman istediğim kararı alırım... Olmaz... Ama ne yazık ki bizim buralarda bunlar oluyor. ‘ Kurumla kurul farklı olmak zorunda. Uluslararası uygulamalara baktığımızda kanunun oluşumu da buna uygundur. ’ SPK Başkanı Doğan Cansızlar, görev süresi bitmesine 10 ay kala yaratılan sıkıntılara bir anlam veremediğini söylüyor. (Fotoğraf: KORAY AVCI) rinin seçimi yapılırken belli bir bilgi, deneyim, görgü birikimine sahip olmalarına bakılır. Çünkü düzenleme ve denetlemekle sorumlu olduğumuz sektörde bu üyelerin bilgi, görgü ve deneyimlerinden yararlanılması esas amaçtır. Yoksa, herkes hep birlikte burayı yönetmez. Buranın yönetimi bir tanedir. O da kurum, kurul başkanıdır. Siz şimdi kurul üyeleri olarak sektördeki düzenlemeleri bir tarafa bırakıp idari işlere girmeye başlarsanız o zaman kaos olur. Peki, böyle bir durum sermaye piyasalarını nasıl etkiler? CANSIZLAR Bizim sektör, sermaye piyasaları bilgiye çok hassastır. Böyle bir kargaşa duyumu alındığında da belli bazı kesimler bundan yararlanmak ister. Ama kurul üyeleri asli görevlerini unutup idari işlere karışmaya başlarlarsa bunun sonu gelmez. İdari işlerden kastınız nedir? CANSIZLAR Örneğin, hangi adamı nereye koyalım, nerede görevlendirelim, kurulu temsilen kimi görevlendirelim, araçların kullanımını nasıl yapalım gibi... Şimdi, bakın, bu tür idari işlere bu tür kurul üyeleri dünyanın hiçbir yerinde girmezler. Bu, en hafif deyimiyle bir anlamda yetki gaspıdır. Kurul üyelerinin yetkileri ve sorumlulukları hem kanunda hem yönetmelikte açıkça belirtilmiş. İdari işler de 11 bent halinde sayılmış. Bunların dışında kendi bali işlere imza atıldı. Ama özerklik anlamında aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Bu bugünün de meselesi değil. Gittikçe geriye gidildiğini görüyoruz. Şimdiye kadar belirli şeyler işledi de sonradan hükümetin aklı yeni mi başına geldi? Bu kurulun önemini, yeşil ya da başka renkli sermaye açısından yeni mi anladılar? Açıkça sormak gerekirse ne oldu da böyle oldu? CANSIZLAR Düne kadar herhangi bir sıkıntımız olmadı. Bunlar tabii ki bir anda olmadı. Ayların getirdiği birikimlerin de sonucudur. Bu kurul kararları çoğunlukla alınıyor. Herhalde çoğunluk meselesi. Yeni gelen üyelerle birlikte çoğunluğu aşağı yukarı geçen şubat ayında aldılar. Neyin ne olduğunu bilemiyorum. Ama asıl ondan sonra yavaş yavaş hareketlenmeler başladı. Üç yıldır bunlar olmuyordu. Ama bakıyoruz, son zamanlarda Merkez Bankası’nda da benzer hareketlenmeler var. Yani, acaba önce iyice yer edeyim, sonra da ekonomiye hâkim olayım, mantığı mı gelişti? Ya da belirli bir şeyleri kaybetme ihtimalinin telaşı mı? CANSIZLAR Bilemiyorum. O konuda bir şey söyleyemiyorum. Ama şunu söyleyebilirim: Şu kuruldaki son hareketlenmeler doğal değil. Ben beş yıldır buradabizim görevimiz. Örneğin SPK Başkanı olmadığı zaman başkanın tasarruflarının aksine kararlar alınarak uygulamalar yapılıyor. Başkan bypass ediliyor. Bunların pek doğru olmadığını bizim görevimiz anlatmaktı. Ondan sonraki aşama, başta Sayın Başbakan’ın bileceği bir iştir. Bizim yapabileceğimiz başka bir şey yok. Görevden alamazlar Belli bir teamül vardır. Bakanlıklardan da atama yapılsa bunların kendi yetki alanları içinde davranmaları gerekmez mi? CANSIZLAR Doğru. Ama olmuyor. Olmayınca da biz Başbakanlık’a bildiriyoruz. Bu şikâyet filan da değil. Acaba başka yerlerden cesaret mi alıyorlar? CANSIZLAR Herhalde, onu kendilerine sormak lazım gelir. Ama bu kadar pervasızca davranışların arkasında mutlaka bir şeylerin olması lazım. Aksi halde insanlar kanuna, 25 yıllık kurallara, göreneklere aykırı hareket edemezler. Kanuna göre görev süremiz altı yıllıktır ve görevden alınamayacağımız söylenir. Ama, Allah korusun, yine kanuna göre bir suç unsuru olur, iş yargıya intikal eder ve iş kesinleşirse o zaman görevden alınabiliriz. Ya kanun değişikliği yaparlarsa? ‘ Sayın Başbakan yurtdışına seyahate giderken vekili onun kararlarını bozamaz. ’ 350 milyar dolar iştah kabartıyor Kurula atanan üyeler yönetmeliğin gerektirdiği vasıflara sahipler mi? CANSIZLAR On beş yıllık kamu görevi, üniversite mezunu olmak gibi vasıflar tutuyor. Ama şu var: Kurullara belli devlet deneyimlerinden, kademelerinden geçmiş insanların üye olarak gelmesi esas olmalı. Amaç da zaten insanların ileriye yönelik beklentilere girmelerini önlemek. Ama siz bunun yerine, kalkıp genç çocukları getirip buralara koyarsanız kendiliğinden beklentileri de oluşturuyorsunuz. Benim söylemek istediğim şu: Kurul üyeliği müessesesi belli bir deneyim birikimi gerektiriyor. Yoksa, çok genç, hayatında devletin kapısından geçmemiş insanları getirip buralara koyarsanız, ya da devlette görev yapmış olmakla birlikte çok düşük düzeydeki bir kişiyi paraşütle tepeye indirdiğiniz zaman babasını keser misali, davranışlara girer. Peki, bu tür görevlerde yabancı dil bilmek esastır. Bu insanlarda yabancı dil sorunu var mı? CANSIZLAR Ne yazık ki var. Ben bir şey daha duydum. Doğruluk derecesi nedir, onu bilmiyorum. Sanıyorum bu konuda soru sorulacak en doğru adres sizsiniz. Buraya mescit yapılmasının söz konusu olduğu, hatta yapıldığı söyleniyor. Bu doğru mu? SPK’de mescidin ne işi var? Ayrıca alafranga tuvaletler değiştirilip yerlerine hela taşları da konulmak isteniyormuş... CANSIZLAR Burada, yok. O konu hakkında yorum yapmayayım. Susma hakkımı kullanmak istiyorum. Peki, İMKB’nin SPK’yi hedef aldığı bu tasarruf genelgesi ne ola ki? CANSIZLAR 2002’nin kasım ayına kadar İMKB’yle (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) ilgili bir tasarruf genelgesi ibaresi yoktu. AKP’den önceki hükümetin çıkardığı tasarruf genelgesinde İMKB’yi de kapsayacak, kanunun verdiği yetkiye dayanılarak diğer tüm kamu kurum ve kuruluşları, deyince İMKB’yi de otomatikman bu kapsama aldılar. Başlangıçta, İMKB’nin buna dahil olup olmadığı sorulduğunda dahil olduğu cevabı alındı. Ama bu arada İMKB tasarruf genelgesi kapsamında Başbakanlık’tan gerek yurtdışı gerekse kimi alımlar konusunda sayısız izin aldı. Bana göre gerek İMKB’nin gerekse de SPK’nin böyle tasarruf genelgelerine tabi olmamaları gerekiyor. Her ne kadar kamu gücünden yararlanıyorsak da kendi gelirlerimizi kendimiz yaratıyoruz. SPK’nin 350 milyar dolar gibi muazzam bir paranın üzerinde oturduğunu biliyoruz... CANSIZLAR Evet. Ben üst kurul açısından söylüyorum. Bu tür davranışlara hiç gerek yok. Ama daha önce Altın Borsası’nda da yapıldı. Altın Borsası’yla aynı statüde olan İMKB’de de aynı denetimlerin yapılması gündeme geldi. Tabii, bunun da yapılması gerekli. Aksi halde biz görevimizi ihmal etmiş oluruz. Bakın, İMKB de bu genelgeyi kabul ediyor ki bu süreç içinde izin almaya devam ediyor. Şimdi, denetimlerimizde bu durumları dikkate almamamız görevimizi ihmal anlamına gelir. Denetimler yapılınca ne oldu? CANSIZLAR Denetimler yapılınca sesler duyulmaya başlandı. Tasarruf genelgesinin bir bütün olduğunu kamuda çalışan herkes iyi bilir. Birisine uyarım, öbürü beni bağlamaz, demek doğru değil. Çünkü bu tasarruf genelgesini SPK değil Başbakanlık çıkardı. Biz, aynen Merkez Bankası’nda olduğu gibi Başbakanlık’tan, İMKB’nin de bu tasarruf genelgesi dışında bırakıldığını bildiren yazılı bir talimat bekliyoruz. Ama bugüne kadar öyle bir talimat gelmediği gibi aksine bir talimat geldi. Biz burada görevimizi yapıyoruz. İMKB’de çalışan arkadaşlarımız da, ‘‘SPK bizim muaf olduğumuza dair yazı yazarsa işimiz tamamdır’’ diyorlar. Ama Başbakanlık talimatları var. Kaldı ki İMKB, Başbakanlık’tan izin almaya da devam ediyor. Sıkıntı bu şekilde ortaya çıktı. Yani doğrudan Başbakanlık’a yöneltilmesi gereken sorular bu defa anlaşılmaz biçimde SPK’ye yöneltilmeye çalışıldı. Herhalde bizim üzerimizden birtakım amaçlara ulaşılmaya çalışıldı. Acaba İMKB’de çalışanlar yerlerini sağlamlaştırmak için mi böyle bir yola başvurdular? CANSIZLAR O konuda hiçbir şey söyleyemeyeceğim. Ama olayın boyutu bu. Ben Sayın Abdüllatif Şener’le bu konuyu görüştüm. İMKB’ye, hangi noktalarda sıkıntı oluyorsa bir çalışma yapmalarını, kendisinin de çaba harcayacağını söyledi. Benim de görüşüm şu oldu: Biz SPK olarak Başbakanlık’tan yazılı talimat almadığımız sürece denetimlerimizi aynen devam ettireceğiz. İMKB bir çalışma yaptı, gönderdi. Başbakanlık inceliyor. İMKB muaftır, derlerse zaten bizim de istediğimiz bu. Ama şifahi hiçbir şey olmaz. Yazı gelmesi lazım. Hiç kimse de SPK üzerinden prim sağlamaya çalışmasın. Başvuru kaynağı bellidir; Başbakanlık. Bitti. ‘ 2002’nin kasım ayına kadar İMKB’yle (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) ilgili bir tasarruf genelgesi ibaresi yoktu. ’ CUMHURİYET 12 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle