10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 OCAK 2006 PAZAR 6 Sola dönüşlere yine yasak ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara’da yapılan trafik düzenlemesiyle geçmişte bir süre uygulanan ancak yoğun eleştiriler üzerine vazgeçilen Atatürk Bulvarı, Ziya Gökalp Caddesi ve GMK Bulvarı’ndan gelen araçların Kızılay’dan sola dönüşleri yeniden yasaklandı. Uygulama, yarından itibaren başlayacak. Yeni düzenlemeye göre araçlar şu güzergâhları kullanabilecekler: ‘‘Atatürk Bulvarı’nın Sıhhiye bölümünden gelecek sürücüler, Akay Tüneli’ne girip Genelkurmay Kavşağı’ndan geriye dönecek. Atatürk Bulvarı’na Bakanlıklar istikametinden gelecek sürücüler, Sıhhiye’de bulunan cepten geriye dönecek. GMK Bulvarı’ndan gelen sürücüler, sola dönüş için ya Atatürk Bulvarı’na dönerek Akay Kavşağı’na girip Genelkurmay Kavşağı’ndan dönecek ya da Mediha Eldem Sokak’tan sağa dönüp Mithatpaşa Caddesi’ne ve Adakale Sokak’tan Ziya Gökalp Caddesi’ne çıkacak. Ziya Gökalp Caddesi’nden gelen sürücüler, sağa Atatürk Bulvarı’na dönerek Sıhhiye geri dönüş noktasından dönebilecek.’’ HABERLER um:ag Başkanı Güldal Mumcu, Hasan Cemal’in kamuoyunu yanılttığını söyledi PAZAR ORHAN BURSALI ‘Her şeyi karıştırmış’ IŞIK KANSU ANKARA Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (um: ag) Başkanı Güldal Mumcu, Hasan Cemal’in son yayımlanan ‘‘Cumhuriyet’i Çok Sevmiştim’’ adlı kitabında yer alan ve anı olarak değerlendirdiği notlarını ‘‘çarpıtarak, grileştirerek, karıştırarak’’ gerçeklere aykırı biçimde kamuoyuna sunduğunu söyledi. um:ag Başkanı Güldal Mumcu, Cumhuriyet’in konuya ilişkin sorularına şu yanıtları verdi: Hasan Cemal’in kitabını okudunuz mu? Uğur Mumcu ile ilgili bölümlerine ne diyorsunuz? Kitabı okudum. Psikoloji dilinde böylesine ne denir bilemem, ama şöyle bir ruh hali vardır: İnsan doğrularla yanlışları o denli özenle birbirine karıştırır ki, bunun hangisinin doğru, hangisinin yanlış olduğunu anlamanız çoğu zaman zorlaşır. Hasan Cemal’in son kitabında, yazdıklarında ve yaptığı açıklamalarında yer yer böyle bir ruh halinin unsurlarına rastlıyoruz. Yayınladığı anılarında, olayların arasına doğru olmayanları o kadar ustaca koyuyor ki... GRİ BİR ANI Kitaba ‘‘anı kitabı’’ diyebiliyor musunuz? Onun anısı o. Onun bakış açısından ‘‘gri’’ bir anı. Her ne kadar Cumhuriyet’i sevdiğini kitabın adına taşımış bile olsa, öyle anlıyoruz ki, Hasan Cemal’in Cumhuriyet ile ilgili anıları sevgisizlik üzerinde temelleniyor. Cumhuriyet’e yönelik anılarında sevgi unsurunu bulabilmek çok zor. Demek ki, hayatının 13 yıllık bölümü sevgisiz bir şekilde geçmiş. Kitapta gördüğünüz temel yanlışlar neler? Önce tarihsel bir yanlıştan başlayalım. Hasan Cemal kitabında, Uğur Mumcu’nun Yeni Ortam’dan ayrıldıktan sonra Ali Sirmen ve kendisi ile birlikte 1974’te Cumhuriyet’te girdiklerini ve kadroya alındıklarını ileri sürüyor. Oysa gerçek şu: Uğur Mumcu 12 Mart 1975 yılında Yeni Ortam’da veda yazısını yazıyor ve 18 Mart 1975’te Cumhuriyet’te yazmaya başlıyor. O sırada ANKA’da çalışıyor, Cumhuriyet’e ise telifli yazar olarak başlıyor. Cumhuriyet’te kadroya geçmesi 1975’ten sonradır. Dolayısıyla Uğur Mumcu’nun, Ali Sirmen ve Hasan Cemal ile birlik 2006’yı Nasıl Yaşamalı? Hem pazar, hem 1 Ocak hem de 2006! Bu kadar denk düşerdi! Ancak yıl tam ‘‘düz’’ değil! 2006 ‘‘eğri’’ duruyor! Geriye dönük araştırsak, her birinin cuk oturduğu tarihler bulabiliriz şüphesiz.. İyi öğlenler! Yeni yılınız mutlu ve kutlu olsun! Planlarınızı yaptınız mı? Bu yıl neler yapacaksınız? Zamanı dilimlemek ve dilimlerin içine kutu kutu umutlar, programlar, planlar, sevinçler, mutluluklar koymak, biz insanlara özgü.. Yaşadığımızı daha iyi duyumsamanın bir yolu bu! 2006’yı nasıl yaşayacağınızı kararlaştırabilir, sonra da bunların sıkı izleyicisi olabilirsiniz.. Yıl sonunda da gelsin muhasebe! Hem kendinizle hem de yaptıklarınızla ve yapamadıklarınızla.. Beklenmedik olayları işaretler, arkasından sizi ilgilendiren olağan durumlar ile dışınızdaki olağanüstü etkenlerin toplama çıkarmasını yaparsınız! ??? Geçen yıl kabaca bir listem vardı benim! Onların önemli bir kısmını gerçekleştiremedim! Ama nedenini buldum: Hazırladığım liste, yıl boyunca sürekli olarak arkası bana dönük asılı durdu, çalışma masamda! Dolayısıyla programımla yüz yüze gelemedim bir türlü! Fakat geçen yıldan hoşnutsuz değilim! Ama bu defa ‘‘mutlaka gerçekleştirilecekler’’ listesini daha ciddi hazırladım! Bunları üretmezsem, mutsuz olacağımı biliyorum! Bu nedenle onları ay içlerine, daha küçük kompartımanlara aldım! ??? Bir dostum yeni yıl temennisinde ‘‘AKP’siz yıllar’’ dedi. Ona yanıtımda ‘‘AKP’siz olmaz, bak AKP beyinleri ateşledi, sinir ağları arasında milyonlarca yeni bağlantı üretmemize neden oldu!’’ yanıtını verdim!.. AKP üzerine yazılar bakımından verimli bir yıl geçirdik! 2006 da aşağı kalmayacağa benziyor. AKP doğurgan! Meraklı hiç kimseyi boş bırakmaz bir yapısı var! Erdoğan’ın gelişerek değişmesi epey ilgi odağı olacak! Bazı AKP uzmanı gazeteciler, AKP liderliğinin eskisi gibi olmadığını belirtiyor.. Şeriatçılıklarını yitirdiklerini vurguluyor.. Şüphesiz! Ama hangi şeriat? Şeriatın tek tip olmadığını, her ülkeye özgü bir karakter kazandığını ve uygulama alanı bulduğunu unutuyoruz.. Burada tartışılan, Türkiye’ye özgü yeni İslami devlet ve toplum yapısı! Şeriatçılığı dar çerçevede değil, geniş çerçevede görmek gerekir! Yoksa, laik bir ülke yerine ‘‘ılımlı İslam ülkesi’’nin de tercih edilebilirliğinin düşünce altyapısı hazırlanıyor, diyeceğim. Zaten bunun beyinlerdeki ön kabulleri, AKP’nin destekçisi birçok aydının kafasında çoktan şekillenmiş ve yerini bulmuş durumda! Mihenk taşları ‘‘devlete’’, ‘‘orduya’’, ‘‘Mustafa Kemal’e’’ karşı olmak.. Yılanın bile koynuna girebilirler... Düşünce renkleri siyah ve beyaz.. ??? Yücel Aşkın, dışarıya hoş geldi! Erdoğan’da ise ‘‘içeriye girme’’ korkusu! atv’deki konuşmasında, dokunulmazlıkların kalkmasına karşı çıkışını nasıl açıklıyor? ‘‘Birileri yoksa biz siyasilerle çelik çomak gibi oynar’’ mı demişti? Erdoğan kendini ‘‘sistem dışı’’ görüyor.. İşte bütün sorun da burada! Hukukla oynamasının nedeni de bu! Adamlarını avukatlıktan mavukatlıktan çekip, biraz hukuk yalamış bütün dindaşlarını, adalet mekanizmasına kaydırıyor! Yücel Aşkın çok doğru bir noktayı vurguladı: ‘‘Adalet ve diğer kurumlar bizim kurumlarımız..’’ Hangisi AKP anlayışına terk edilebilir? ‘‘Dışarlak’’ değil, ‘‘içerlek’’ düşüncelerle yıl boyu uğraşıp duracağız.. Yani yaldıza değil, içeriğe bakacağız.. Bu köşenin de zaten esas işi bu değil mi? Mutlu yıllar, yeniden! GÜLDAL MUMCU’DAN: nun anısı o. Onun bakış açısınOCumhuriyet’i dan ‘‘gri’’ bir anı. Her ne kadar sevdiğini kitabın adına taşımış bile olsa, öyle anlıyoruz ki, Hasan Cemal’in Cumhuriyet ile ilgili anıları sevgisizlik üzerinde temelleniyor. H asan Cemal, Anıları çarpıtarak, grileştirerek, gerçeklere aykırı, yanlış bir şekilde beyan ederek kimilerince Uğur Mumcu’nun üstüne kondurulmak istenen ‘‘istihbarat çevrelerinin adamıydı imajını’’ yansıtmaya çalışıyor. Uğur Mumcu’yu gazeteci olarak kıskandığı bir gerçek. ğur Mumcu adına o yazsaydı Una böyle yazardı diye onun arkasısığınarak, onun mezar taşının arkasına sığınarak İlhan Selçuk’a yazı yolluyor. Bunun anılarla hiçbir alakası yok. Bu nasıl bir ruh halidir? YURTKUR’dan suç duyurusu ? ANKARA (AA) Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Genel Müdürü Hasan Albayrak, kuruma bağlı üç yurdun adının ‘internetteki art niyetli kişiler tarafından chat ortamında geçtiğinin tespit edildiğini’ belirterek yurtlarda öğrencileri rahatsız edecek hiçbir durum bulunmadığını kaydetti. Albayrak, yaptığı yazılı açıklamada, ‘‘İnternet içerikleri incelendiğinde bu konu ile ilgili herhangi bir görüntü veya resme rastlanmamıştır. Kurum, internet sayfalarından adı geçen yurtların adlarının silinmesi, sorumluların bulunması ve cezalandırılması için 30 Aralık 2005 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştur. Konu ile ilgili olarak öğrencilerin tedirginliği giderilmiştir’’ dedi. duğunu Hasan Cemal’in kendisi çok iyi biliyor. Bilmesi gerekir, çünkü o dönemde Cumhuriyet gazetesinin genel yayın müdürü ve Uğur Mumcu’nun gerçekleştirdiği haber bir gazetecilik başarısı... Yani olay, Hasan Cemal’in karıştırdığı notlarındaki karıştırılmış hali gibi değil. Anımsadığım kadarıyla o haber doğrudan Bodrum’da, Şahinkaya’nın teknesinin fotoğrafı çekilerek çıkarılmış ve gazetede yayımlanmıştı. Evet, gazetenin muhabirlerine konuya ilişkin bir bilgi ulaşıyor. O günlerde biz Bodrum’da tatildeydik Uğur ile. Bu bilgiyi doğrulatmak ve haberi çıkarmak üzere Uğur, Cumhuriyet’in o dönemde Ege Temsilciliği’ni üstlenen Hikmet Çetinkaya ve Bodrum muhabiri Ender Uslu ile birlikte Tahsin Şahinkaya’nın Bodrum’daki tekne yaptırdığı tersaneye gidiyorlar. Kendilerini, tekne yaptırmak isteyen insanlar gibi tanıtıyorlar ve o arada Tahsin Şahinkaya’nın tekne yaptırdığını doğrulatıyor ve tersanede kızakta bekleyen teknenin fotoğrafını da çekiyorlar... Bu bir gazetecilik hüneri, becerisi ve başarısı, Cumhuriyet gazetesinin başarısı ama dönemin Genel Yayın Müdürü Hasan Cemal bu olayı da tuttuğu notlarda karıştırıyor ve kitabında başka anlatıyor. Olayı, teknenin fotoğrafını Uğur Mumcu’ya Orgeneral Üruğ’un vermiş olduğu şeklinde yazıyor ve okuyucusundan da her şeyi birbirine karıştırdığı kitabına inanmasını bekliyor... GERÇEKLERE AYKIRI te Cumhuriyet gazetesine 1974’te başladıkları savı doğru değil. Hasan Cemal bu konuda da önündeki akıl defterine yanlış not tutmuş olmalı... Kitabın arasına ustaca sokuşturulmuş gerçeğe aykırılıklardan söz ediyordunuz... Hasan Cemal öyle ifadeler kullanıyor ki, okurda sanki Uğur Mumcu tüm bilgilerini devletin belli kademelerinden alırdı ve yazardı görüntüsü yaratmaya çabalıyor. Bu yargı genel olarak kitabın bütününde var... ŞAHİNKAYA’NIN TEKNESİ Gazeteciler her taraftan bilgi alabilirler. Devletten de alabilirler... Haber haberdir, gazeteci haber kaynağına teslim olmadıkça... Gazeteci, her kaynaktan bilgi ve belge alabilir. Bu gazeteciliğin doğasın Esrar operasyonu ? BURDUR (AA) Burdur’un Yeşilova ilçesinde, jandarma ekiplerince bir otomobilde 20 kilogram esrar ele geçirildi. Burdur Valiliği Basın Bürosu’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Burdur İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü’nce, Denizli’nin Tavas ilçesinden, Burdur’un Yeşilova ilçesine uyuşturucu madde sevki yapılacağı bilgisi alındı. Bu bilgi üzerine, jandarma ekipleri önceki gece DenizliYeşilova karayolu Güney mevkiinde yol kontrolünde, bir otomobili durdurmak istedi. Sürücünün ihtara uymayarak kaçması üzerine jandarmanın takibi sonucu otomobil Salda Beldesi Ataoğlu mevkiinde yakalandı. Otomobilde yapılan aramada, 4 çuvalda 18 poşet halinde 20 kilogram kubar esrar ele geçirilirken kimlikleri açıklanmayan 2 kişi gözaltına alındı. da var. Ama Hasan Cemal böyle söylemiyor işte... ‘‘Uğur Mumcu devlet organları ile işbirliği içindeydi, onların yörüngesinde hareket ediyordu, onlar ne sunarsa onları aktarıyordu’’ anlamına gelecek, onu çağrıştıracak ifadelere başvuruyor. Bu doğru değil. Böylesi bir ifadeye kitaptan örnek verebilir misiniz? Hasan Cemal, notlarına bakmış, 1984’te bir şey görmüş ve yine karıştırmış. Karıştırdığı şu: Ona göre, Uğur Mumcu dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ ile görüşmüş... Gerçeklerle yanlışları ustalıklı bir şekilde karıştırmaya örnek olarak diyor ki: Orgeneral Üruğ, 12 Eylül döneminin Milli Güvenlik Konseyi üyesi ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya’nın Bodrum’da yaptırdığı teknenin fotoğrafını Uğur Mumcu’ya verdi... Aslında olayın nasıl ol Niye özellikle karıştırmayı yeğliyor Hasan Cemal? Anıları çarpıtarak, grileştirerek, gerçeklere aykırı, yanlış bir şekilde beyan ederek kimilerince Uğur Mumcu’nun üstüne kondurulmak istenen ‘‘istihbarat çevrelerinin adamıydı imajını’’ yansıtmaya çalışıyor. Hasan Cemal, Doğan Avcıoğlu ile birlikte çalıştıkları dönemde Uğur Mumcu’yu kıskandığını açıklıyor zaten. Böyle bir duygunun etkisinden de söz edebilir miyiz? Bilinçaltındaki her türlü duygusunu çarpık bir şekilde yansıtmaya çalışıyor. Bunu kendisi de söylediğine göre, Uğur Mumcu’yu gazeteci olarak kıskandığı bir gerçek. Uğur Mumcu’nun gazetecilik başarısını küçültmek ve farklı yönlere kaydırmak için satır aralarında elinden gelen çabayı da gösteriyor. ‘Uğur Mumcu’nun arkasına sığınıyor’ Hasan Cemal’in kitabında, Uğur Mumcu’nun Rabıta ile ilgili çalışmasına dönük de bir iddiası var. Sözde Rabıta bağlantılarını Uğur Mumcu sezememiş de, dönemin yazıişleri Uğur Mumcu’nun yazılarından o bölümleri cımbızla çekip gazetede büyütmüşler. Burada da bir karıştırma söz konusu galiba... Her gazeteci bilir ki, gazetecilikte yazıişlerinin işi, zaten önüne gelen haberin, yazının en vurucu yanını bulup ortaya çıkarmaktır... Uğur Mumcu yapması gereken işi yapmış, araştırmış, oturmuş yazmış. Uğur Mumcu, oturup yazmasaydı, yazıişleri neyi ortaya çıkaracaktı ki? Yani Hasan Cemal gazeteciliğin anlamını bile içine sindirememiş, yerleştirememiş. Demeye getiriyor ki, biz yazının o bölümünü öne çıkarmasaydık, Uğur Mumcu’nun Rabıta çalışması bir hiçti. Bu kadar küçümsemeye çabalıyor satır aralarında. Bu da, o söylediği ruh halinden kaynaklanıyor olabilir... Ama öte yandan da kendisinde Uğur Mumcu’nun ruh halini irdeleme cesareti de bulabiliyor... İnsanları tanımadığı da burada anlaşılıyor. Orada da gerçeklerle yanlışları birbirinin içine geçiriyor, grileştiriyor. Uğur Mumcu’nun duygusal bir insan olduğunu söylüyor. Evet, Uğur Mumcu duygusal bir insandı, buna hiç kimse itiraz edemez. Aynı zamanda duygularını açık ve net olarak ortaya koyardı da. Hiç kimsenin arkasından konuşmaz, yüzüne söylerdi. Hasan Cemal, buna benzer şeyleri yazıyor, sonra da: ‘‘İnişli çıkışlı bir insandı. Sana bir anda düşmanlaşabilir, ama bir anda da başını omzuna dayayıp ağlayabilirdi’’ diyerek Uğur Mumcu’nun karakter yapısını kendisine göre çarpıtıyor, gerçeğin dışına çıkıyor. Çünkü Uğur Mumcu’nun böyle bir ya Milliyet’e geçeceği söz konusu değildi Hasan Cemal’in bir başka savı da ‘‘Uğur Mumcu öldürülmeseydi Milliyet’e geçecekti’’ oldu. Böyle bir şey söz konusu değil. Siz daha yakından bilirsiniz, ki o günlerde konuşuyordunuz. Ağzından Milliyet’e geçeceğim diye, gazeteyi bırakacağım diye bir laf duydunuz mu hiç? Hayır. obursali?cumhuriyet.com.tr. Yardımı evine götüremedi ? EMİRGAZİ (AA) Konya’nın Emirgazi ilçesinde maddi durumu iyi olmayan bir kişi Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’ndan (SYDV) aldığı kömür yardımını evine götürürken traktörün devrilmesi sonucu hayatını kaybetti. Edinilen bilgiye göre, Demirci beldesinde yaşayan Bilal Koyuncu (26) Emirgazi SYDV’ye kömür yardımı almak için başvuruda bulundu. Başvurusunun kabul edildiğini öğrenerek mutlu olan Koyuncu, emanet olarak aldığı traktörle gittiği Emirgazi’de, bir ton kömürü römorka yükledi. Evine gelirken devrilen traktörün altında kalan Koyuncu, olay yerinde hayatını kaybetti. Hasta çocuklara tiyatro ? BURSA (AA) Uludağ Üniversitesi (UÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çeşitli hastalıkları nedeniyle tedavi gören çocuklar, Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı (BKSTV) Tiyatrosu’nun sergilediği ‘‘Kralın Diş Ağrısı’’ adlı oyunla, yeni yıla girerken moral buldu. Çocuklar, dişçi korkusu olan bir kralın ülkedeki tüm dişçileri kovması ve çektiği diş ağrısını gidermek için başvurduğu yolları anlatan oyunu neşeyle izlediler. Nadir Nadi, Berin Nadi, Uğur Mumcu ve Güldal Mumcu bir arada. pısı yok. Hasan Cemal, kendi ruh hali içinde böyle bir imaj çizmeye çalışıyor. ‘MUMCU’YU HİÇ ANLAMAMIŞ’ Yaşamını gazeteciliğe adamış ve bu uğurda yitirmiş bir insana saygısızlık değil mi tüm bunlar? İnsanları tanımlama konusunda gösterdiği genel saygısızlığının içinde Uğur Mumcu’ya yönelik saygısızlığını da eksik bırakmıyor. İnsanlar hakkında anılar yazıyor ve o insanların bir kısmı ‘‘Kardeşim bunlar böyle olmadı’’ diyebilecek durumda değil. Dahası, o kadar eleştirdiği Uğur Mumcu’nun üslubunu kullanmaya çalışarak Uğur Mumcu yaşasaydı böyle böyle derdi gibi bir tabirle makale yazıyor. Orada da Uğur Mumcu’yu hiç anlamadığını, üslubunu dahi algılamadığını ortaya koyuyor. Uğur Mumcu öyle bir yazıyı yazmaz. Böyle bir yazı yazacaksa eğer, böyle bir üslup kullanmaz. Tutmuş, Uğur Mumcu yazsaydı böyle yazardı diyor. Espri yeteneği de yok. Espri yeteneği olmayınca Uğur Mumcu’nun yazacağı üslubu hiç tutturamıyor. Gerçekleri kavrama, espriyi yapabilme, yazıda bunları ustalıkla kullanabilme yeteneklerinden yoksun, ama Uğur Mumcu adına o yazsaydı böyle yazardı diye onun arkasına sığınarak, onun mezar taşının arkasına sığınarak İlhan Selçuk’a yazı yolluyor. Bunun anılarla hiçbir alakası yok. Bu nasıl bir ruh halidir? Bir de diyor ki, Uğur Mumcu yaşasaydı, şimdi onunla anlaşırdık... Bütün kitap boyunca anti Amerikancı olduğunun altını çizdiği, fazla Kemalist bulduğu, siyasi hiçbir konuda anlaşamadığını söylediği bir insanla hangi konuda anlaşacaktı acaba Hasan Cemal, çok merak ediyorum? Kaldı ki Hasan Cemal’in, 1 Mart tezkeresi sürecinde nasıl bir tutum takındığı ortada. Oysa aynı günlerde um:ag Uğur Mumcu’nun 1. Körfez krizi döneminde ortaya koyduğu ve Hasan Cemal’in savunduklarının tam tersi düşüncelerini açıkladığı yazılarından oluşan ‘‘Türk Mehmet Nöbete’’ kitabını çıkarmıştı... Evet, Hasan Cemal’in bu savı, Erbakan’ın Atatürk yaşasaydı bizimle aynı görüşte olurdu lafına benziyor. Erbakan’ın sözü ne kadar anlam ifade ediyorsa Hasan Cemal’in de Uğur Mumcu yaşasaydı biz onunla anlaşırdık lafı o kadar anlam ifade ediyor. Vakıf camisine hoparlör yasağı ? ANKARA (ANKA) Vakıflar Genel Müdürlüğü İdare ve Denetiminde Olan Cami, Mescit, Türbe vb. Kültür Varlıklarının Müdahale Biçimleri Uygulama ve Denetimi ile ilgili Karar Resmi Gazete’de yayımlandı. Karara göre, Vakıflar Genel Müdürlüğü idare ve denetiminde olan vakıfların mülkiyetinde bulunan, tarihi değeri dolayısıyla korunan camilerin minare ve kubbelerine hoparlör ve ışık tesisatı kurulamayacak. Ceyhan’da kaza: 35 kişi yaralandı ? ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Adana’nın Ceyhan ilçesinde bir yolcu otobüsünün devrilmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında 35 kişinin yaralandığı belirlendi. Alınan bilgilere göre, Mehmet Ayhan yönetimindeki 44 FV 996 plakalı yolcu otobüsünün ilçeye bağlı Mustafabeyli beldesinde otoban bağlantı yolunda virajı alamayarak devrildi. Kazada, yolculardan Fatma Şahin (71) ve Duran Destegül (62), olay yerinde öldü, 35 kişi de yaralandı. Yaralılar, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi ve Osmaniye Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. CUMHURİYET 06 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle