25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 AĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Erdoğan yeni bir çatışmaya girmemek için kamuoyunun benimseyeceği bir isim istiyor TRT genel müdürünü anyorFIRATKOZOK ANKARA - Şenol Demiröz'ün ernekliye aynlmasının ardından TRT'de yeni genel müdürün kim ola- cağı tartışılmaya başlandı. Genel müdürlük için başta Başbakan Re- cep Tay>ip Erdoğan'ın danışmanı Prof. Dr. Nabi Avcı olmak üzere, es- ki RTÜK. Başkanı Fatih Karaca ve TRT Genel Müdür Yardımcısı Muh- sin Mete'nin isımleri öne çıkıyor. Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun De- miröz hakkında "soruşturmanm ge- nişletilmesi" karan verdiği ortaya çıktı. Şenol Demiröz'ün, Başbakan'ın is- teğiyle hakkında açılan soruşturma raporunun sonucunu beklemeden emekliye aynlmasının ardından, TRT'nin başına kimin geçeceği tar- • Şenol Demiröz'ün, Erdoğan'ın isteğiyle emekli olmasının ardından TRT Genel Müdürlüğü için Prof. Dr. Nabi Avcı, eski RTÜK Başkanı Fatih Karaca, TRT Genel Müdür Yardımcısı Muhsin Mete, eski aday Sacettin Gürbüz ve Star Grup Başkanı Cengiz Özdemir in isimleri öne çıkıyor. tışılmaya başlandı. Demiröz'ü TRT'nin başına getirmek için ha- zırladığı 3 kararname Çankaya Köş- kü'nden dönen Başbakan Erdo- ğan 'ın, TRT konusunda yeni bir ça- tışmaya girmemek için kamuoyu- nun benimseyeceği bir isim aradığı belirtiliyor. Bu çerçevede, TRT Genel Müdür- lüğü için, Başbakan'ın danışmanı Prof. Dr. Nabi Avcı başta olmak üze- re 5 isim üzerinde duruluyor. Erdo- ğan'dan, daha önce genel müdürlük teklifi alan ancak bu görev yerine Başbakan'ın damşmanlığını tercih eden Avcı'nın kurumun başına geç- mek için aday olabileceği konuşu- luyor. Kamuoyunda "entelektüel-fi- beral" kimliğiyle tanınan Avcı'nın. bu konuda Başbakan'ın tavnna gö- re hareket edeceği belirtiliyor. Av- cı'nın ardından eski RTÜK Başka- nı Fatih Karaca'nın ismi öne çıkı- yor. Karaca'nın RTÜK tarafından Bakanlar Kurulu'na sunulacak 3 aday arasında yer alabileceği kayde- diliyor. Genel müdürlük koltuğu için ko- nuşulan bir diğer ismin de TRT Ge- nel Müdür Yardımcısı Muhsin Me- te olduğu belirtiliyor. Mete'nin ku- rum içerisinden de destek alacağı söyleniyor. TRT Genel Müdürlüğü için daha önce RTÜK'ün Bakanlar Kurulu'na sunduğu 3 kişilik listede yer alan Sacettin Gürbüz'ün de ye- niden aday olabileceği belirtiliyor. RTÜK tarafından TRT Yönetim Ku- rulu üyeliğine seçilen, ancak karar- namesi Çankaya Köşkü'nden dönen Gürbüz "e sıcak bakılmadığı öğre- nildi. Kurum için adı öne çıkan son isim ise Star Medya Grubu'nun baş- kanı Cengiz Özdemir. Ancak Özde- mir'in de diğer üç adaya göre şan- sının az olduğu belirtiliyor. Apar topar emekliye aynlan Şenol Demiröz hakkında Başbakanlık Tef- tiş Kurulu'nun yürüttüğü ilk soruş- turmanın sonucunda ise "soruştur- mayı genişktme" karan verildiği öğ- renildi. Haber-Sen, Demiröz'ün TRT'deki bazı uygulamalannı şöy- le sıraladı: - 200'den fazla yöneticiyi görev- den alarak yerlerine siyasal yandaş- lannı atadı. - 'Arkadaşım' ve 'danışmanım' dediği kişilere yaklaşık 4.5 trilyon li- ralık dizi yaptırdı. -136 kadrolu spiker varken prog- ramlan astronomik paralar ödeyerek kurum personeli olmayan kişilere sundurdu. - Haber ve televizyon programla- nnda yoğun bir sansür dönemi ya- şandı. - Dini içerikli programlann sayı- sı arttı. Dini içerikli 3 yeni program yayına başladı. - 500'ü aşkın ses ve saz sanatçısı- nın sözleşmesi feshedildi. Özpolat: Safilık kaçak oldu • Haber Merkezi-CHP tstanbul Milletvekıli Mehmet Ali Özpolat, özellikle gecekondu bölgelerinde faaliyet gösteren ve standart dışı sağlık kuruluşlan ile ilgili olarak Sağlık Bakanı Recep Akdağ tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı'na soru önergesi verdi. Poliklinik adı altında çahşabilmek için hangi yeterhlik koşullan arandığını soran Özpolat, şöyle devam etti: "Kaçak sağlık sektörünün oluşmasında ve kentimizi kuşatmasında yetkililerin ihmali söz konusu mudur? Daha ilk bakışta yetersizliği belli olan bu kuruluşlara neden göz yumulmaktadır. Sorumlularla ilgili olarak bir yasal süreç izlenecek midir?" Diyarbakır'da anma • DİVARBAK1R (Cumhuriyet) - Van'ın Özalp ilçesinde 1943 yılında kurşuna dizilerek öldürülen 33 kişi, Diyarbakır'da anıldı. Faaliyetleri mahkeme karanyla durdurulan KÜRD-DER yöneticilerinin oluşturduğu Kürt Inisiyatifi üyeleri, dün Ofis semtindeki Sanat Sokağı'nda bir araya geldi. Grup adına açıklama yapan tbrahim Güçlü, 1943'tetran sınınnda yaşanan olayı anlattıktan sonra. ölen 33 kişinin adını okudu. Tüzmen: Bayrak değişimidir • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, gazetemizde yayımlanan "Bakana direndi, gitti" başlıklı haberle ilgili açıklama yaptı. Gümrük Müsteşarlığı'na vekalet eden Tuna Turagay'ın kendi isteği üzerine görevden alındığım belirten Tüzmen, "'Yapılan işlem rutin bir işlemdir, bir bayrak değişimidir" dedi. Tüzmen, Turagay'ın Müsteşar Yardımcısı olarak görevinin başında olduğunu belirterek "Vekaleten atadığım Cihat Ancın Gümrük Müsteşarlığı'nın bütün kademelerinde başanyla hizmet vermiş bir kişidir" dedi. Vahdettin tartışmalan eski Devlet Bakanı Mehmet Kocabatmaz'ı da istifa ettirdi DSP'de yaprak dökümü sürüyor • Kocabatmaz, "Cumhuriyetin umulmadık yaklaşımlarla yaralandığı ve bu oluşum karşısında DSP'nin gerekli hassasiyeti göstermediği" gerekçesiyle istifa ettiğini bildirdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Başbakan Bülent Ecevit'in "Vahdettin hain değü" açıldamasından sonra DSP'de başlayan yaprak dökümü sürüyor. Eski Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Kocabatmaz da "cumhuriyetin umulmadık yaklaşımlarla yaralandığı ve bu oluşum karşısında DSP'nin gerekli hassasiyeti göstermediği'' gerekçesiyle partisinden istifa etti. Ecevit'in açıklamalannın ardından eski bakanlan arka arkaya partiden istifa etmeye başladı. Zekeriya Temizel ve Hikmet Uhığbay ile Suat Çağlayan ve Erdoğan Toprak istifalarını açıkladı. Eski Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Kocabatmaz da önceki gün istifasını genel merkeze gönderdi. 'Özeleştiri ve araştırma yapümadT Mehmet Kocabatmaz, DSP genel merkezine gönderdiği istifa dılekçesınde şu görüşlere yer verdi. "Ulusumuzun çoğu kesiminin; köylü, çiftçi, emekçi, küçük esnaf, memur, gençük, özeOikle Türk kadınının umudu olarak 1999'da birinci ve iktidar partisi olan, 57. hükümeti kuran ve başbakanhğuu üstlenen DSP'nin çökertilerek küçültülmesinin nedenleri üzerinde özeleştiri ve bir araşürma yapümadan, gerekli hazırhk ve yeni hedefler beurlenmeden genel kongre sonucu oluşturulan genel merkez organlannm 1 yıldan fazla zaman geçmesine karşuı, dar bir çerçeve içinde kaldığı, DSP'nin kendini yenilemesi ve büyümesi, herkese kucak açılması, sevgi, saygı ve güven aşüanması bakmundan umutia bekleyen insanumza ulaşılamadığından, ahşüagelmiş yaklaşun ve sözlerie zaman kaybedikliğini, büyük fedakârhklaıia kurulan ulusal bhüğimiz ve cumhuriyetimizm umuhnadık yaklaşunlarla yaralandığuu hissettiğim ve bu durum karşısmda DSP'nin gerekli hassasiyeti göstermediğine inandığımdan, üyesi bujunduğum DSP'den aynlmak zonında kaldığmn bildirir, gereğhıi arzederim." Kocabatmaz, "Türk ulusunun kendisini anlayacağmı umduğunu" bildirdi. Önümüzdeki günlerde DSP örgütlerinden de istifalar bekleniyor. Öcalan lehine slogan atan gruba esnaf Türk bayraklan ile tepki gösterirken damlardan da su aükh. (AA) Adana'da yürüyüş yapanlara çevre halkı damlardan su döktü Ocalanpropagandasına tepki ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - PKK liden Abdullah Öcalan le- hinde slogan atanlara Adana'da halk tepki gösterdi. Kent merke- zinde Öcalan lehinde slogan ata- rak yürüyenlere ellerindeki bayrak- la tepki gösterenlere damlardan su dökenler de katılınca protesto- cular sınlsıklam yürümek zorun- da kaldı. Adana'nın simgesi olan Taşköp- rü üzerinde toplanan çoğu kadın ve çocuk 40 kişilik grup adına açıklama yapan Sima Doran, Tür- kiye'de idamın kaldınhşına en bü- yjiik katkıyı halen cezaevinde olan Öcalan'tn yaptığını vurguladığı ve "2 Ağustos kararuu aldırtan Kürt halkuun 30 yılhk demokrasi ve banş mücadelesidir. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan'uı çağnsıyla Kürt silahh güçleri sııur dışına çıkmış, toplumsal banşın sağlanması için tarihi bir adun atd- mışür" sözleriyle başladığı ko- nuşmasında, idamın kaldınlışını 'Gül Bayramı' adıyla kutladıkla- nnı da belirttı. Grupta bulunanlar, açıklamanın ardından yanlannda getirdikleri gülleri Seyhan Nehri'ne attıktan sonra cezaevlerinde bulunan kadın- lara mektup atmak için Büyük Pos- tane'ye doğru yürüyüşe geçti. Öcalan lehine slogan atıp zılgıt çekerek kent merkezindeki Abidin- paşa Caddesi'nde yürüyenlere çev- re esnafindan ve halktan tepkiler geldi. Bazı kişilerin ellerine bay- rak alıp yürüyüşçülere karşı bazı sözler sarfettigi dikkat çekerken ba- zı çatılardan üzerlerine su dökül- dü. Bir ara yürüyüşçülerle esnaf arasında kısa süreli tartışmanın da yaşandığı gerginlik güvenlik güç- lerinin kontrolüyle engellendi. Bu arada, Mersin Tutuklu Ai- leleri Derneği üyesi kadınlar, Ab- dullah Öcalan'ın 2 Ağustos'u "Gül BayramT ilan ettiğini be- lirterek gül dağrtnlar. Demeğinba- sın açıklamasında terör örgütü PKK üyeleri "Silahh Güçkr" di- ye tanımlandı. Öymen, CHP'de parti içi demokrasiye katkı için İstanbul il başkanlığına aday olduğunu belirtti Antidemokratik gidiş durdurulmalı RARIŞDOSTER CHP İstanbul tl Başkanlığı yarışını kaybeden eski CHP Genel Başkanı Attan Öymen, parti içi demokrasiye katkıda bulunmak adına aday olduğu- nu belirterek "Elbette kazan- mak için, ama yanşı kaybet- meyi de göze alarak aday ol- dum. Kazansa} dım, tartişan, üreten,etkflimuhalefeteden,ka- blımcı ve demokratik bir İs- tanbul U örgütü oluşmasmısağ- layacaküm" dedi. Istanbul'da hafta sonu yapı- lan il kongresini değerlendi- ren Oymen, il başkanmın 615 delegenin 497'sinin imzasını aldığını açıkladığını anımsa- tarak "Son tüzük değişikükle- rine göre partide aday olmak için imza barajı' oluştu. Çün- kü aday olmak için, delegelerin yüzde 20'sinin imzasını almak gereldyor. İl başkanmm bu acık- lamasma göre geriye başka bir adayıdesteklemekiçingereken imza sayısı kalmıyordu. Çün- kü imza barajı 123 ve bir ada- ya imza veren, diğer adaya im- za veremiyor. Ben adayohınca, diğeradayaimza verenlerin bir bölümü, bir yazryla hnzalannı geri çekip, benhniçin imza ver- diler ve imza barajını aşük" dedi. Diğer aday için imza verdik- ten sonra, yazıyla imzalaruıı geri çekip, kendisini destekle- yen delegelerin, imzalanru ge- ri çektikleri yazının işleme kon- madığını, aynca da kongre di- vanı önüne çağnlarak, yüksek den biri de bu antidemokratik durumun güçlüklerini orta>-a koymakn. Gizti mıın açık o>-a dönüşmesinin, delegelerin baş- kan adayiannı dinlemeden ka- rar %ermelerinin, jüksekimza barajmm ve imza sonrasıyapı- lan telkinlerin yanhş, antide- mokratik olduğunu herkesin görmesi gerekir'' diyen Öy- men, CHP'de hem tüzükten hem de uygulamadan gelen an- tidemokratik yaklaşımlar ol- nn, demokrasi dışı görüntüler olduğunu ifade etti. Salonun küçük olduğunu, mevcut başkandan yana izle- yicüerin salona yerleştirildiği- ni, izleyici kartlannm denge- li, adil dağıtılmadığını, CHP Genel Başkanı'nın, mevcut il başkanının yanmda açık ta\ır aldığını vurgulayan Öymen, "Bu tür toplantılarda, delege- lerle izle\icflerin açık biçimde birbirmden aynhnası gerekir. • CHP'de hem tüzükten hem de uygulamadan gelen antidemokratik yaklaşımlar olduğunu belirten Altan Öymen, "Eğer kazansaydım, yönetimi ipotek altma alan anlayışa ve bu tüzüğe rağmen, tartışan, üreten, örnek bir örgüt yapısının kurulabileceğini gösterecektim" dedi. sesle, hangi aday için imza ver- diklerini açıklamak zorunda bırakıldıklannı anlatan Öy- men, bu kişilere, mevcut il baş- kanını tercih etmeleri yönün- de telkinlerde bulunulduğunu, bu sayede sonradan kendisine imza atan 3 delegenin tercihi- nin tekrar değiştiğini söyledi. "Adayhğnmn gerekçelerin- duğuna dikkat çekti. Oymen, "Eğer kazansaydım, başka ada\m ortaya çıkmasına firsat vermeyecek şekilde yö- netimi ipotek altına alan anla- >ışa ve bu tüzüğe rağmen, tar- üşan,üreten, örnekbirörgütya- pısnun kurulabileceğini göste- recektim" diyerek, kongre sa- lonundaki istenmeyen olayla- Eskiden CHP'de İstanbul il kongreleri, spor salonlannda yapıhrdı" dedi. Kendisine adaylık önerisini 5 ilçe başkanının getirdiğini söyleyen Öymen, "Uzlaşmay- la ben aday olmasaydım, baş- ka ada> çıkamr.ordu. Bana gö- re parti üyeöği her kademede görev alabflmevi gerektirir. Geç- miştebaşbakanmnz Şemsettin Günaltay İstanbul İl Başkanh- ğı, 1950 sonrasmda pekçok es- ki bakanımız, muhtarhk, ocak başkanlığı yapmışü'' diye ko- nuştu. Mevcut istanbul İl Başka- nı'nın kongrede İstanbul dı- şında her şeyi konuştuğunu, yüksek politika yaptıklan için de Istanbul'un sorunlannın üzerine gidilemediğini, alter- natif çözümler üretilemediği- ni anlatan Öymen, kazanan adaya başanlar diledi. Oymen, şöyle devam etti: "Ben kitaplanmı yazıyor- dum. Gelenöneriüzerine, par- ti görevi olarak gördüğüm için aday oldunı. Görevinıi yapö- ğımı düşünüyorum. Tüzükte- ki son değjşikliklerin antide- mokratik olması nedeniyle CHP'nin Anayasa Mahkeme- si'nden ihtar almasu parti yö- netinıinin, tüzükdeğişiknğiiçin kongre toplanmasını isteyen ye- terli sa\ıdaki imza\ı görmez- den gehnesi çok taühsizgefişme- ler. Bu antidemokratik gidişin önüne geçmek gerekir.'' POLTltKA GÜıNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Bir Öykü... Nadir Paksoy 53 yaşında birtıp profesörü. Kan- serin hücre düzeyinde ve erken dönemde tanısı- nı amaçlayan birtıp dalı olan 'sitopatoloji' uzma- nı. Paksoy, uzmanlığına Norveç'te Navf'ta başla- mış, Iskandinavya'nın en büyük kanser merkezi olan Oslo Kanser Enstitüsü'nde tamamlamış... Cumhuriyet okurlan Nadir Paksoy'u yazı dizile- rinden, gezi-anı-belge içerikli kitaplanndan tanıyor olabilirler... Nadir Paksoy, bir mektup göndermiş elektronik postayla... Atatürkçü, laik, demokrat, yurtsever bir bilim in- sanı olan Paksoy şöyle diyor: "Kanserie mücadelede önemli biryeri olan bu uzmanlık aianında yetişmiş uzman/akademisyen sayısı Türkiye'de çokazdır. Buna rağmen, en ve- rimli çağımda, 48 yaşımda (2000 yılı) 23.5 yıllık dev- let hizmetinden sonra üniversiteden istifa etmek zorunda kaldım. Üniversite yönetiminin, başkanı olduğum ana- bilim dalına yönelik idari bir tasarrufunu aka- demik ilkelerim ve onur anlayışımla bağdaştıra- madığım için üniversiteden istifa ettim, Izmrt-Ko- caeli 'nde dalımla ilgili serbest hekimlik yapmaya başladım. Hayat farklı aktı. Zaman beni haklı çıkardı. 2 yıl sonra istifa gerekçem ironik bir biçimde ortadan kalktı! Bunun üzerine YÖK Yasası 'nın 60 (b) mad- desi uyarınca tekrar üniversiteye dönmek için yaptığım başvuruya, olayı kişiselleştiren Rektör- lük 'Kadro ve ihttyaç yoktur' gerekçesiyle olum- suz yanıt verdi." • • • 2547 sayılı YÖK Yasası'nın 60 (b) maddesi ay- nen şöyle: "Yükseköğretim kurumlarından, mahkeme ve- ya disiplin karan ile çıkartılanlar hariç olmak üze- re, herhangi bir nedenle kendi isteği ile aynlan öğretim üyeleri, başvurulan üzerine kadro koşu- lu aranmaksızın tekrar aynldıkları yükseköğretim kurumuna geri dönebilirter..." Olay ilginç ve düşündürücü... Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Baki Kom- suoğlu, "Kadro ve gereksinim yoktur" gerekçe- si gösteriyor ama aynı bölüme iki profesör alıyor... Prof. Dr. Nadir Paksoy bir önemli noktanın altı- nı çiziyor: "Sayın rektörle siyaset ve üniversite kavramla- nnda görüş aynlığımızyoktur. Sayın rektörün, sa- dece kendi ve çevresindekilerin kişisel hesap- lan ve mahcubiyetleri nedeniyle geri dönmeme direnç gösterdiğini düşünmekteyim." Paksoy, önemli bir bilim insanı!.. Sitopatoloji dalında resmi yan dal uzmanlık egi- timi almış, bu eğitimin tababet uzmanlık tüzüğü gereklerini yerine getirmiş (belgelenerek) bir aka- demisyen. Olayı sanırım YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç de biliyor... Paksoy'un belirttiğine göre YÖK Başkanı Teziç iki kere telefonla arayıp, konuyu çözeceğini bildir- miş... Aradan uzun bir süre geçmiş... YÖK Genel Sekreterliği bir yazı göndermiş Pak- soy'a: "Konu üniversrtenin yetkisindedir, bilgileri- nize..." Keyfi birtutumun söz konusu olduğu ortada... Paksoy 53 yaşında... Kendi dalında etkin bir isim... 45 dış yayını ve 120 sitasyonu (5 yıl üniversite- den uzak kalmasına karşın) bulunuyor, iki dergide hakemlik yapıyor... Aynı zamanda Uluslararası Sitoloji Akademisi Eğh tim Alt Komisyonu Başkanı... • • • Şimdi bir soru: YÖK Yasası'na karşı üniversi- teden niçin uzak tutulup, özlük haklan çiğneni- yor? Ortada üniversitenin yasal bir dayanağı olma- dığı halde neden böyle hukuk dışı tutumla karşı karşıya kalıyor? Yargıya başvurup gerginlik yaratmak istemeyen Paksoy soruyor: "Suçum nedir, hangigerekçeyle üniversiteye alın- mıyorum?" YÖK Yasası uygulanmıyor!.. Ortada keyfi bir tutum var!.. Onun için de Paksoy şöyle konuşuyon "Atatürkçü, laik, cumhuriyetçi, demokrat kim- liğiyle bilinen Sayın Rektör Komsuoğlu'nun hak- sız, yanlı ve adaletsiz tavrı, evrensel akademik değerier ve insan haklan adına üzüntü vericidir..." Gerçekten üzüntü verici bir durum söz konusu... Kocaeli Üniversitesi Rektörü Komsuoğlu'nu ben de laik, cumhuriyetçi ve demokrat kim- liğiyle tanıyorum. Gerekçelerin hiçbirinin huku- ki ve yasal dayanağı yok!.. hikmetcetinkayafr'cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 YENİDEN GlDİŞLERDE SORUN Ingiltere, Türklerin haklannı elinden aldı İstanbul Haber Şeni- si - İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr Turan Öztürk, Ingiltere'de 4 yıl yasal olarak çalıştıktan sonra, Türkiye'ye dönen Türk yurttaşlannın, yeniden Ingiltere'ye gitmeleri du- rumunda, özelükle çalış- ma yaşamına ilişkin ola- rak kazanmış olduklan haklann, Ingiliz hükü- merince tek yanlı olarak kaldmldığını belirtti. Uzun yıllar Ingiltere'de yaşayan ve bu ülkede bi- lim adamı olarak çalışan Öztürk, "Orada yasal olarak vergisini ödeye- rek4 yıl çalışan bir Türk, yıBar sonra İngütere'ye döndüğünde çahşma iz- ni,oturmaiznigibikonu- larda çok önemli kaza- nnnlara, haklara sahip- ti. İngfltere, 2004tebunu kakhrdT diye konuştu. Bu durumun nedenleri- ni hem Ingiliz yetkilile- re sorduğunu hem de Türk Dışişleri Bakanlı- ğ^'nı uyardığını anlatan Öztürk, "Bu uygulama- sının, tünı ABülkelerin- ce örnek ahnması duru- munda, bu ülkelerden Türkiye'yegelenyüzbin- lerce yurttaşnmznı hak ve kazanımlan çöpe gjt- miş olacak" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle