Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 AĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Erdoğan yeni bir çatışmaya girmemek için kamuoyunun benimseyeceği bir isim istiyor
TRT genel müdürünü anyorFIRATKOZOK
ANKARA - Şenol Demiröz'ün
ernekliye aynlmasının ardından
TRT'de yeni genel müdürün kim ola-
cağı tartışılmaya başlandı. Genel
müdürlük için başta Başbakan Re-
cep Tay>ip Erdoğan'ın danışmanı
Prof. Dr. Nabi Avcı olmak üzere, es-
ki RTÜK. Başkanı Fatih Karaca ve
TRT Genel Müdür Yardımcısı Muh-
sin Mete'nin isımleri öne çıkıyor.
Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun De-
miröz hakkında "soruşturmanm ge-
nişletilmesi" karan verdiği ortaya
çıktı.
Şenol Demiröz'ün, Başbakan'ın is-
teğiyle hakkında açılan soruşturma
raporunun sonucunu beklemeden
emekliye aynlmasının ardından,
TRT'nin başına kimin geçeceği tar-
• Şenol Demiröz'ün, Erdoğan'ın isteğiyle emekli olmasının ardından TRT Genel Müdürlüğü
için Prof. Dr. Nabi Avcı, eski RTÜK Başkanı Fatih Karaca, TRT Genel Müdür Yardımcısı Muhsin
Mete, eski aday Sacettin Gürbüz ve Star Grup Başkanı Cengiz Özdemir in isimleri öne çıkıyor.
tışılmaya başlandı. Demiröz'ü
TRT'nin başına getirmek için ha-
zırladığı 3 kararname Çankaya Köş-
kü'nden dönen Başbakan Erdo-
ğan 'ın, TRT konusunda yeni bir ça-
tışmaya girmemek için kamuoyu-
nun benimseyeceği bir isim aradığı
belirtiliyor.
Bu çerçevede, TRT Genel Müdür-
lüğü için, Başbakan'ın danışmanı
Prof. Dr. Nabi Avcı başta olmak üze-
re 5 isim üzerinde duruluyor. Erdo-
ğan'dan, daha önce genel müdürlük
teklifi alan ancak bu görev yerine
Başbakan'ın damşmanlığını tercih
eden Avcı'nın kurumun başına geç-
mek için aday olabileceği konuşu-
luyor. Kamuoyunda "entelektüel-fi-
beral" kimliğiyle tanınan Avcı'nın.
bu konuda Başbakan'ın tavnna gö-
re hareket edeceği belirtiliyor. Av-
cı'nın ardından eski RTÜK Başka-
nı Fatih Karaca'nın ismi öne çıkı-
yor. Karaca'nın RTÜK tarafından
Bakanlar Kurulu'na sunulacak 3
aday arasında yer alabileceği kayde-
diliyor.
Genel müdürlük koltuğu için ko-
nuşulan bir diğer ismin de TRT Ge-
nel Müdür Yardımcısı Muhsin Me-
te olduğu belirtiliyor. Mete'nin ku-
rum içerisinden de destek alacağı
söyleniyor. TRT Genel Müdürlüğü
için daha önce RTÜK'ün Bakanlar
Kurulu'na sunduğu 3 kişilik listede
yer alan Sacettin Gürbüz'ün de ye-
niden aday olabileceği belirtiliyor.
RTÜK tarafından TRT Yönetim Ku-
rulu üyeliğine seçilen, ancak karar-
namesi Çankaya Köşkü'nden dönen
Gürbüz "e sıcak bakılmadığı öğre-
nildi. Kurum için adı öne çıkan son
isim ise Star Medya Grubu'nun baş-
kanı Cengiz Özdemir. Ancak Özde-
mir'in de diğer üç adaya göre şan-
sının az olduğu belirtiliyor.
Apar topar emekliye aynlan Şenol
Demiröz hakkında Başbakanlık Tef-
tiş Kurulu'nun yürüttüğü ilk soruş-
turmanın sonucunda ise "soruştur-
mayı genişktme" karan verildiği öğ-
renildi. Haber-Sen, Demiröz'ün
TRT'deki bazı uygulamalannı şöy-
le sıraladı:
- 200'den fazla yöneticiyi görev-
den alarak yerlerine siyasal yandaş-
lannı atadı.
- 'Arkadaşım' ve 'danışmanım'
dediği kişilere yaklaşık 4.5 trilyon li-
ralık dizi yaptırdı.
-136 kadrolu spiker varken prog-
ramlan astronomik paralar ödeyerek
kurum personeli olmayan kişilere
sundurdu.
- Haber ve televizyon programla-
nnda yoğun bir sansür dönemi ya-
şandı.
- Dini içerikli programlann sayı-
sı arttı. Dini içerikli 3 yeni program
yayına başladı.
- 500'ü aşkın ses ve saz sanatçısı-
nın sözleşmesi feshedildi.
Özpolat: Safilık
kaçak oldu
• Haber Merkezi-CHP
tstanbul Milletvekıli
Mehmet Ali Özpolat,
özellikle gecekondu
bölgelerinde faaliyet
gösteren ve standart dışı
sağlık kuruluşlan ile
ilgili olarak Sağlık
Bakanı Recep Akdağ
tarafından yanıtlanması
istemiyle TBMM
Başkanlığı'na soru
önergesi verdi.
Poliklinik adı altında
çahşabilmek için hangi
yeterhlik koşullan
arandığını soran
Özpolat, şöyle devam
etti: "Kaçak sağlık
sektörünün oluşmasında
ve kentimizi
kuşatmasında
yetkililerin ihmali söz
konusu mudur? Daha ilk
bakışta yetersizliği belli
olan bu kuruluşlara
neden göz
yumulmaktadır.
Sorumlularla ilgili
olarak bir yasal süreç
izlenecek midir?"
Diyarbakır'da
anma
• DİVARBAK1R
(Cumhuriyet) - Van'ın
Özalp ilçesinde 1943
yılında kurşuna dizilerek
öldürülen 33 kişi,
Diyarbakır'da anıldı.
Faaliyetleri mahkeme
karanyla durdurulan
KÜRD-DER
yöneticilerinin
oluşturduğu Kürt
Inisiyatifi üyeleri, dün
Ofis semtindeki Sanat
Sokağı'nda bir araya
geldi. Grup adına
açıklama yapan tbrahim
Güçlü, 1943'tetran
sınınnda yaşanan olayı
anlattıktan sonra. ölen
33 kişinin adını okudu.
Tüzmen: Bayrak
değişimidir
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Devlet Bakanı Kürşad
Tüzmen, gazetemizde
yayımlanan "Bakana
direndi, gitti" başlıklı
haberle ilgili açıklama
yaptı. Gümrük
Müsteşarlığı'na vekalet
eden Tuna Turagay'ın
kendi isteği üzerine
görevden alındığım
belirten Tüzmen,
"'Yapılan işlem rutin bir
işlemdir, bir bayrak
değişimidir" dedi.
Tüzmen, Turagay'ın
Müsteşar Yardımcısı
olarak görevinin başında
olduğunu belirterek
"Vekaleten atadığım
Cihat Ancın Gümrük
Müsteşarlığı'nın bütün
kademelerinde başanyla
hizmet vermiş bir
kişidir" dedi.
Vahdettin tartışmalan eski Devlet Bakanı Mehmet Kocabatmaz'ı da istifa ettirdi
DSP'de yaprak dökümü sürüyor
• Kocabatmaz, "Cumhuriyetin
umulmadık yaklaşımlarla yaralandığı
ve bu oluşum karşısında DSP'nin
gerekli hassasiyeti göstermediği"
gerekçesiyle istifa ettiğini bildirdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski
Başbakan Bülent Ecevit'in "Vahdettin hain
değü" açıldamasından sonra DSP'de başlayan
yaprak dökümü sürüyor. Eski Devlet Bakanı
Prof. Dr. Mehmet Kocabatmaz da
"cumhuriyetin umulmadık yaklaşımlarla
yaralandığı ve bu oluşum karşısında DSP'nin
gerekli hassasiyeti göstermediği'' gerekçesiyle
partisinden istifa etti. Ecevit'in açıklamalannın
ardından eski bakanlan arka arkaya partiden
istifa etmeye başladı. Zekeriya Temizel ve
Hikmet Uhığbay ile Suat Çağlayan ve Erdoğan
Toprak istifalarını açıkladı. Eski Devlet Bakanı
Prof. Dr. Mehmet Kocabatmaz da önceki gün
istifasını genel merkeze gönderdi.
'Özeleştiri ve araştırma yapümadT
Mehmet Kocabatmaz, DSP genel merkezine
gönderdiği istifa dılekçesınde şu görüşlere yer
verdi. "Ulusumuzun çoğu kesiminin; köylü,
çiftçi, emekçi, küçük esnaf, memur, gençük,
özeOikle Türk kadınının umudu olarak 1999'da
birinci ve iktidar partisi olan, 57. hükümeti
kuran ve başbakanhğuu üstlenen DSP'nin
çökertilerek küçültülmesinin nedenleri
üzerinde özeleştiri ve bir araşürma yapümadan,
gerekli hazırhk ve yeni hedefler beurlenmeden
genel kongre sonucu oluşturulan genel
merkez organlannm 1 yıldan fazla zaman
geçmesine karşuı, dar bir çerçeve içinde
kaldığı, DSP'nin kendini yenilemesi ve
büyümesi, herkese kucak açılması, sevgi,
saygı ve güven aşüanması bakmundan
umutia bekleyen insanumza ulaşılamadığından,
ahşüagelmiş yaklaşun ve sözlerie zaman
kaybedikliğini, büyük fedakârhklaıia
kurulan ulusal bhüğimiz ve cumhuriyetimizm
umuhnadık yaklaşunlarla yaralandığuu
hissettiğim ve bu durum karşısmda
DSP'nin gerekli hassasiyeti göstermediğine
inandığımdan, üyesi bujunduğum DSP'den
aynlmak zonında kaldığmn bildirir,
gereğhıi arzederim." Kocabatmaz, "Türk
ulusunun kendisini anlayacağmı umduğunu"
bildirdi. Önümüzdeki günlerde DSP
örgütlerinden de istifalar bekleniyor.
Öcalan lehine slogan atan gruba esnaf Türk bayraklan ile tepki gösterirken damlardan da su aükh. (AA)
Adana'da yürüyüş yapanlara çevre halkı damlardan su döktü
Ocalanpropagandasına tepki
ADANA (Cumhuriyet Bürosu)
- PKK liden Abdullah Öcalan le-
hinde slogan atanlara Adana'da
halk tepki gösterdi. Kent merke-
zinde Öcalan lehinde slogan ata-
rak yürüyenlere ellerindeki bayrak-
la tepki gösterenlere damlardan
su dökenler de katılınca protesto-
cular sınlsıklam yürümek zorun-
da kaldı.
Adana'nın simgesi olan Taşköp-
rü üzerinde toplanan çoğu kadın
ve çocuk 40 kişilik grup adına
açıklama yapan Sima Doran, Tür-
kiye'de idamın kaldınhşına en bü-
yjiik katkıyı halen cezaevinde olan
Öcalan'tn yaptığını vurguladığı
ve "2 Ağustos kararuu aldırtan
Kürt halkuun 30 yılhk demokrasi
ve banş mücadelesidir. Kürt Halk
Önderi Sayın Abdullah Öcalan'uı
çağnsıyla Kürt silahh güçleri sııur
dışına çıkmış, toplumsal banşın
sağlanması için tarihi bir adun atd-
mışür" sözleriyle başladığı ko-
nuşmasında, idamın kaldınlışını
'Gül Bayramı' adıyla kutladıkla-
nnı da belirttı.
Grupta bulunanlar, açıklamanın
ardından yanlannda getirdikleri
gülleri Seyhan Nehri'ne attıktan
sonra cezaevlerinde bulunan kadın-
lara mektup atmak için Büyük Pos-
tane'ye doğru yürüyüşe geçti.
Öcalan lehine slogan atıp zılgıt
çekerek kent merkezindeki Abidin-
paşa Caddesi'nde yürüyenlere çev-
re esnafindan ve halktan tepkiler
geldi. Bazı kişilerin ellerine bay-
rak alıp yürüyüşçülere karşı bazı
sözler sarfettigi dikkat çekerken ba-
zı çatılardan üzerlerine su dökül-
dü. Bir ara yürüyüşçülerle esnaf
arasında kısa süreli tartışmanın da
yaşandığı gerginlik güvenlik güç-
lerinin kontrolüyle engellendi.
Bu arada, Mersin Tutuklu Ai-
leleri Derneği üyesi kadınlar, Ab-
dullah Öcalan'ın 2 Ağustos'u
"Gül BayramT ilan ettiğini be-
lirterek gül dağrtnlar. Demeğinba-
sın açıklamasında terör örgütü
PKK üyeleri "Silahh Güçkr" di-
ye tanımlandı.
Öymen, CHP'de parti içi demokrasiye katkı için İstanbul il başkanlığına aday olduğunu belirtti
Antidemokratik gidiş durdurulmalı
RARIŞDOSTER
CHP İstanbul tl Başkanlığı
yarışını kaybeden eski CHP
Genel Başkanı Attan Öymen,
parti içi demokrasiye katkıda
bulunmak adına aday olduğu-
nu belirterek "Elbette kazan-
mak için, ama yanşı kaybet-
meyi de göze alarak aday ol-
dum. Kazansa} dım, tartişan,
üreten,etkflimuhalefeteden,ka-
blımcı ve demokratik bir İs-
tanbul U örgütü oluşmasmısağ-
layacaküm" dedi.
Istanbul'da hafta sonu yapı-
lan il kongresini değerlendi-
ren Oymen, il başkanmın 615
delegenin 497'sinin imzasını
aldığını açıkladığını anımsa-
tarak "Son tüzük değişikükle-
rine göre partide aday olmak
için imza barajı' oluştu. Çün-
kü aday olmak için, delegelerin
yüzde 20'sinin imzasını almak
gereldyor. İl başkanmm bu acık-
lamasma göre geriye başka bir
adayıdesteklemekiçingereken
imza sayısı kalmıyordu. Çün-
kü imza barajı 123 ve bir ada-
ya imza veren, diğer adaya im-
za veremiyor. Ben adayohınca,
diğeradayaimza verenlerin bir
bölümü, bir yazryla hnzalannı
geri çekip, benhniçin imza ver-
diler ve imza barajını aşük"
dedi.
Diğer aday için imza verdik-
ten sonra, yazıyla imzalaruıı
geri çekip, kendisini destekle-
yen delegelerin, imzalanru ge-
ri çektikleri yazının işleme kon-
madığını, aynca da kongre di-
vanı önüne çağnlarak, yüksek
den biri de bu antidemokratik
durumun güçlüklerini orta>-a
koymakn. Gizti mıın açık o>-a
dönüşmesinin, delegelerin baş-
kan adayiannı dinlemeden ka-
rar %ermelerinin, jüksekimza
barajmm ve imza sonrasıyapı-
lan telkinlerin yanhş, antide-
mokratik olduğunu herkesin
görmesi gerekir'' diyen Öy-
men, CHP'de hem tüzükten
hem de uygulamadan gelen an-
tidemokratik yaklaşımlar ol-
nn, demokrasi dışı görüntüler
olduğunu ifade etti.
Salonun küçük olduğunu,
mevcut başkandan yana izle-
yicüerin salona yerleştirildiği-
ni, izleyici kartlannm denge-
li, adil dağıtılmadığını, CHP
Genel Başkanı'nın, mevcut il
başkanının yanmda açık ta\ır
aldığını vurgulayan Öymen,
"Bu tür toplantılarda, delege-
lerle izle\icflerin açık biçimde
birbirmden aynhnası gerekir.
• CHP'de hem tüzükten hem de uygulamadan gelen
antidemokratik yaklaşımlar olduğunu belirten Altan Öymen,
"Eğer kazansaydım, yönetimi ipotek altma alan anlayışa ve bu
tüzüğe rağmen, tartışan, üreten, örnek bir örgüt yapısının
kurulabileceğini gösterecektim" dedi.
sesle, hangi aday için imza ver-
diklerini açıklamak zorunda
bırakıldıklannı anlatan Öy-
men, bu kişilere, mevcut il baş-
kanını tercih etmeleri yönün-
de telkinlerde bulunulduğunu,
bu sayede sonradan kendisine
imza atan 3 delegenin tercihi-
nin tekrar değiştiğini söyledi.
"Adayhğnmn gerekçelerin-
duğuna dikkat çekti.
Oymen, "Eğer kazansaydım,
başka ada\m ortaya çıkmasına
firsat vermeyecek şekilde yö-
netimi ipotek altına alan anla-
>ışa ve bu tüzüğe rağmen, tar-
üşan,üreten, örnekbirörgütya-
pısnun kurulabileceğini göste-
recektim" diyerek, kongre sa-
lonundaki istenmeyen olayla-
Eskiden CHP'de İstanbul il
kongreleri, spor salonlannda
yapıhrdı" dedi.
Kendisine adaylık önerisini
5 ilçe başkanının getirdiğini
söyleyen Öymen, "Uzlaşmay-
la ben aday olmasaydım, baş-
ka ada> çıkamr.ordu. Bana gö-
re parti üyeöği her kademede
görev alabflmevi gerektirir. Geç-
miştebaşbakanmnz Şemsettin
Günaltay İstanbul İl Başkanh-
ğı, 1950 sonrasmda pekçok es-
ki bakanımız, muhtarhk, ocak
başkanlığı yapmışü'' diye ko-
nuştu.
Mevcut istanbul İl Başka-
nı'nın kongrede İstanbul dı-
şında her şeyi konuştuğunu,
yüksek politika yaptıklan için
de Istanbul'un sorunlannın
üzerine gidilemediğini, alter-
natif çözümler üretilemediği-
ni anlatan Öymen, kazanan
adaya başanlar diledi. Oymen,
şöyle devam etti:
"Ben kitaplanmı yazıyor-
dum. Gelenöneriüzerine, par-
ti görevi olarak gördüğüm için
aday oldunı. Görevinıi yapö-
ğımı düşünüyorum. Tüzükte-
ki son değjşikliklerin antide-
mokratik olması nedeniyle
CHP'nin Anayasa Mahkeme-
si'nden ihtar almasu parti yö-
netinıinin, tüzükdeğişiknğiiçin
kongre toplanmasını isteyen ye-
terli sa\ıdaki imza\ı görmez-
den gehnesi çok taühsizgefişme-
ler. Bu antidemokratik gidişin
önüne geçmek gerekir.''
POLTltKA GÜıNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Bir Öykü...
Nadir Paksoy 53 yaşında birtıp profesörü. Kan-
serin hücre düzeyinde ve erken dönemde tanısı-
nı amaçlayan birtıp dalı olan 'sitopatoloji' uzma-
nı.
Paksoy, uzmanlığına Norveç'te Navf'ta başla-
mış, Iskandinavya'nın en büyük kanser merkezi olan
Oslo Kanser Enstitüsü'nde tamamlamış...
Cumhuriyet okurlan Nadir Paksoy'u yazı dizile-
rinden, gezi-anı-belge içerikli kitaplanndan tanıyor
olabilirler...
Nadir Paksoy, bir mektup göndermiş elektronik
postayla...
Atatürkçü, laik, demokrat, yurtsever bir bilim in-
sanı olan Paksoy şöyle diyor:
"Kanserie mücadelede önemli biryeri olan bu
uzmanlık aianında yetişmiş uzman/akademisyen
sayısı Türkiye'de çokazdır. Buna rağmen, en ve-
rimli çağımda, 48 yaşımda (2000 yılı) 23.5 yıllık dev-
let hizmetinden sonra üniversiteden istifa etmek
zorunda kaldım.
Üniversite yönetiminin, başkanı olduğum ana-
bilim dalına yönelik idari bir tasarrufunu aka-
demik ilkelerim ve onur anlayışımla bağdaştıra-
madığım için üniversiteden istifa ettim, Izmrt-Ko-
caeli 'nde dalımla ilgili serbest hekimlik yapmaya
başladım.
Hayat farklı aktı. Zaman beni haklı çıkardı. 2 yıl
sonra istifa gerekçem ironik bir biçimde ortadan
kalktı! Bunun üzerine YÖK Yasası 'nın 60 (b) mad-
desi uyarınca tekrar üniversiteye dönmek için
yaptığım başvuruya, olayı kişiselleştiren Rektör-
lük 'Kadro ve ihttyaç yoktur' gerekçesiyle olum-
suz yanıt verdi."
• • •
2547 sayılı YÖK Yasası'nın 60 (b) maddesi ay-
nen şöyle:
"Yükseköğretim kurumlarından, mahkeme ve-
ya disiplin karan ile çıkartılanlar hariç olmak üze-
re, herhangi bir nedenle kendi isteği ile aynlan
öğretim üyeleri, başvurulan üzerine kadro koşu-
lu aranmaksızın tekrar aynldıkları yükseköğretim
kurumuna geri dönebilirter..."
Olay ilginç ve düşündürücü...
Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Baki Kom-
suoğlu, "Kadro ve gereksinim yoktur" gerekçe-
si gösteriyor ama aynı bölüme iki profesör alıyor...
Prof. Dr. Nadir Paksoy bir önemli noktanın altı-
nı çiziyor:
"Sayın rektörle siyaset ve üniversite kavramla-
nnda görüş aynlığımızyoktur. Sayın rektörün, sa-
dece kendi ve çevresindekilerin kişisel hesap-
lan ve mahcubiyetleri nedeniyle geri dönmeme
direnç gösterdiğini düşünmekteyim."
Paksoy, önemli bir bilim insanı!..
Sitopatoloji dalında resmi yan dal uzmanlık egi-
timi almış, bu eğitimin tababet uzmanlık tüzüğü
gereklerini yerine getirmiş (belgelenerek) bir aka-
demisyen.
Olayı sanırım YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan
Teziç de biliyor...
Paksoy'un belirttiğine göre YÖK Başkanı Teziç
iki kere telefonla arayıp, konuyu çözeceğini bildir-
miş...
Aradan uzun bir süre geçmiş...
YÖK Genel Sekreterliği bir yazı göndermiş Pak-
soy'a:
"Konu üniversrtenin yetkisindedir, bilgileri-
nize..."
Keyfi birtutumun söz konusu olduğu ortada...
Paksoy 53 yaşında...
Kendi dalında etkin bir isim...
45 dış yayını ve 120 sitasyonu (5 yıl üniversite-
den uzak kalmasına karşın) bulunuyor, iki dergide
hakemlik yapıyor...
Aynı zamanda Uluslararası Sitoloji Akademisi Eğh
tim Alt Komisyonu Başkanı...
• • •
Şimdi bir soru: YÖK Yasası'na karşı üniversi-
teden niçin uzak tutulup, özlük haklan çiğneni-
yor?
Ortada üniversitenin yasal bir dayanağı olma-
dığı halde neden böyle hukuk dışı tutumla karşı
karşıya kalıyor?
Yargıya başvurup gerginlik yaratmak istemeyen
Paksoy soruyor:
"Suçum nedir, hangigerekçeyle üniversiteye alın-
mıyorum?"
YÖK Yasası uygulanmıyor!..
Ortada keyfi bir tutum var!..
Onun için de Paksoy şöyle konuşuyon
"Atatürkçü, laik, cumhuriyetçi, demokrat kim-
liğiyle bilinen Sayın Rektör Komsuoğlu'nun hak-
sız, yanlı ve adaletsiz tavrı, evrensel akademik
değerier ve insan haklan adına üzüntü vericidir..."
Gerçekten üzüntü verici bir
durum söz konusu...
Kocaeli Üniversitesi Rektörü
Komsuoğlu'nu ben de laik,
cumhuriyetçi ve demokrat kim-
liğiyle tanıyorum.
Gerekçelerin hiçbirinin huku-
ki ve yasal dayanağı yok!..
hikmetcetinkayafr'cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
YENİDEN GlDİŞLERDE SORUN
Ingiltere, Türklerin
haklannı elinden aldı
İstanbul Haber Şeni-
si - İTÜ Öğretim Üyesi
Prof. Dr Turan Öztürk,
Ingiltere'de 4 yıl yasal
olarak çalıştıktan sonra,
Türkiye'ye dönen Türk
yurttaşlannın, yeniden
Ingiltere'ye gitmeleri du-
rumunda, özelükle çalış-
ma yaşamına ilişkin ola-
rak kazanmış olduklan
haklann, Ingiliz hükü-
merince tek yanlı olarak
kaldmldığını belirtti.
Uzun yıllar Ingiltere'de
yaşayan ve bu ülkede bi-
lim adamı olarak çalışan
Öztürk, "Orada yasal
olarak vergisini ödeye-
rek4 yıl çalışan bir Türk,
yıBar sonra İngütere'ye
döndüğünde çahşma iz-
ni,oturmaiznigibikonu-
larda çok önemli kaza-
nnnlara, haklara sahip-
ti. İngfltere, 2004tebunu
kakhrdT diye konuştu.
Bu durumun nedenleri-
ni hem Ingiliz yetkilile-
re sorduğunu hem de
Türk Dışişleri Bakanlı-
ğ^'nı uyardığını anlatan
Öztürk, "Bu uygulama-
sının, tünı ABülkelerin-
ce örnek ahnması duru-
munda, bu ülkelerden
Türkiye'yegelenyüzbin-
lerce yurttaşnmznı hak
ve kazanımlan çöpe gjt-
miş olacak" dedi.