Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
^S ı«ĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
BeJrtronik posta: d@ttesom9cun4wiyetccmi.tr 0.212.512 05 05 Faks: 0,212.512 44 9?
17
.Ahmet Mete Apak:
"Suudi Arabistan Kralı
Fahd'ın ölümüyle
32 milyar dolartık
f servet bıraktığı
~ biliniyor. Peki,
çjeride kaç bin boş
viski şişesi bıraktığını
bilen var mı?"
- Irak'ta PKK
bayrağı asılmış...
"ABD'de konsolosluk da
açarlar!"
â AKP Kıbns'ı
% kesinlikle satmaz...
£ Verir!
Alışkanlık
Anıl öçal: "Mali
suçlardan okulda sınıf
geçmeye kadar
her alanda af
getirenler;
toplumda af
alışkanlığını ileride
<endilerine
jerekecek diye mi
raygınlaştınyor?"
Urla
Devlet Demir
ı'ollan'nın Izmir
Jria'daki yaz
kampında her
cuma öğle
saatine yakın,
"Cumanamazı
nedeniyle, öğle
yemeğisaat 12.30'a
alınmıştır. Namaz için
yemekten sonra
servis kaldınlacaktır"
anonsu yapılıyor.
TIP Kurumu Başkanı Dr. Mehmet Altınok ve Tıp
Kurumu Genel Sekreteri Dr. Ali Rıza Üçer, Devlet
Istatistik Enstitüsü'nün verilerine bakarak diyortar
ki: "Türkiye'nin 2004 yılında ithal ettiği ilk 10 ürün
grubu arasında ilk sırayı 14.3 milyar dolar ile içinde
petrol ve doğalgazın da bulunduğu mineral yakrtlar
ve yağlar alıyor. Aynı yıl ithalat kalemleri arasında
dokuzuncu sırada ise 2.7 milyar dolar ile eczacılık
ürünleri bulunuyor. Eczacılık ürünleri ithalatımız
petrol ithalatımızın yanya yakınını oluşturuyor.
2005 yılı Ocak-Haziran dönemini kapsayan altı
ayda eczacılık ürünleri ithalatımız, bir önceki yılın
aynı dönemine göre yüzde 10 oranında artış
göstererek 1.5 milyar dolara yaklaştı. Aynı
dönemde eczacılık ürünlerinde ihracatımızın
ithalatımızı karşılama oranı ise yalnızca yüzde 10
oldu.
2005 yılında eczacılık ürünleri ithalatımızın 3
Reçetemilyar dolar sınınnı aşması muhtemel.
Türkiye ilaç pazannın yüzde 65'i yabancı ilaç
tekellerinin hâkimiyeti altında. 2005 yılında ilaç
ticaret açığımız 2.5 milyar doları aşarak 3 milyar
dolara yaklaşacak. AB ülkeleh ise ilaç ticaretinde
her yıl 40 milyar Avro üzerinde fazlalık veriyor.
İlaç sektöründe yaşanan hızlı tekelleşme pazann
rekabetçi yapısını bozuyor. Yeıii ilaç sanayisinin
pazar payı her yıl gerilerken, yerli ilaç şirketleri
uluslararası şirketler tarafından yutuluyor.
Uluslararası şirketlerin 'patent', 'veri koruması'
ve 'veri imtiyazı' gibi dayatmalan nedeniyle Türkiye,
ilaç sektöründe büyük zarara uğruyor. Bu
şirketlerin pazarladığı ilaçlar 'fikri mülkiyet
haklanyla korunan ithal ürün' olmalannın etkisiyle
çok pahalıya satılıyor.
Böylesi bir dışa bağımhlık ortamında SSK sağlık
kuruluşlannın Sağlık Bakanlığı'na devri ve SSK ilaç
alım modelinin tasfiye edilmesi nedeniyle 2004
yılında 6.3 milyar dolar olan ilaç tüketimiz 2005
yılında 9 milyar dolar sınınnı aşacak. Böylece
sosyal güvenlik ve sağlık alanında varolan kriz
daha da derinleşecek. Küresel güç odaklannın
dayatmasıyla gerçekleştirilecek sözde reformlarla
yurttaşlar aşama aşama sağlık ve sosyal güvenlik
haklannı yitirecek. Ulusal ilaç politika ve
stratejilerinin geliştirilerek uygulanmaması
nedeniyle küresel dalgalarda savrulan Türkiye, bu
alanda da kaybedecek, ulusötesi şirketler
kazanacak. Bu oyunu bozmak için Türkiye'nin
Türkiye'den yönetileceği bir kurtuluş reçetesine
ihtiyacı var."
Sağlık Bakanı'na sormalı: Var mı?
SESSİZSEDASIZ(!)
j* 11
w.
Üvey annenin gayri meşru çocuğu
BİR saptaması ve sorusu var
Ankara'dan Nurcan Tüfekçi'nin:
"Türkiye'yi bugünkü yıkıma
sürükleyen 1/95 sayılı Ortaklık
Konseyi kararıyla imzalanan Gümrük
Birliği Anlaşması; sadece dönemin
Başbakanınca imzalanmış, dönemin
Bakanlar Kurulu'nun herhangi bir
karan olmadığı gibi anlaşma
TBMM'nin onayına sunulmamış ve
Resmi Gazete'de yayımlanmamıştır;
dolayısıyla Gümrük Birliği anlaşması iç
hukukumuza göre yok hükmündedir.
Yani birilerinin anlayacağı şekilde
medeni nikâh yapılmamış, sadece
'şeri nikâh' kıyılmış, evimize yerleşen
'üvey anne'ye de evimizin bütün
ı iktisadi ve sosyal düzenini
Imahvetmesi izni verilmiştir. Gümrük
Birliği Anlaşması'nı yırtarak 'üvey
anne'yi kapı önüne koymak varken ve
üstelik kendi ilkelerine aykın olarak
sınır sorunu bulunan, Londra ve Zürih
Anlaşmalanna göre Türkiye ve
Yunanistan'ın birlikte üye olmadığı
hiçbir uluslararası kurulusa
giremeyeceği ortadayken Güney
Kıbns'ı üye olarak AB'ye alan, 'üvey
anne'nin meşru olmayan çocuğunu
tanıyan ek protokol yangından mal
kaçırırcasına ve gızli metin
açıklanmadan neden imzalandı?"
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutku n yahoo.com
Kıbns'ı gözden çıkaran AKP de
vatansevermiş: Vatansavar!
ÇED KÖŞESÎ
OKTAY EKİNCİ
Tanmda 'imar affı'
"Siyasüeri yönJendirin_ Çağ-
daş kentieşme anlamında yan-
hşjanmızı bize söyieyin— Kendi
adıma yanhşlanmı düzettmek-
ten asla gocunmam; bilakis,
söylediğiniz için mutiu olu-
rum.-" (6 Temmuz 2005-Va-
tan)
Bu sözler, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'a ait... Dünya
Mimarlık Kongresi'nin 3 Tem-
muz 2005 Pazar günü Istan-
bul'daki en eski tarihsel mekân-
lardan Yedikule Zindanlan'nda
düzenlenen açılış törenindeki
konuşmasından...
Başbakan, tüm kıtalardan ve
100 ülkeden binlerce mimann
karşısında, özellikle "Türkmi-
marlan"na yönelik bu "söz"le-
ri verirken "aynıtarihli'' bir ka-
nunda da yeni bir "imar afl&"
yürürlüğe giriyordu...
Böylece, Türk mimarlannın
artık neredeyse "kuşaktan ku-
şağa" karşı çıktıklan ve Başba-
kan'ın da son günlerde beledi-
ye başkanlanna "Acunayın, he-
men yıkm" diye talimatİar ver-
diği "kaçak yapılar" için,
"Dünya Mimarİan"run Türki-
ye'deki buluşmalanyla aynı
günde "ruhsata bağjanma"
olanağı yaratılmıştı...
Üstelik özellikle şu "tüketim
ekonomisTrun
karşısında, ulusal geleceğimi-
zin esenliği; yannlann beslen-
me kaynağı ve yaşam güven-
cesi olarak "gözümüz gibi ko-
nımamız" gereken "tanm ara-
züeri"ndeki yasadışı yapılar
için...
Üstelik bir yabancı konuk
mimann deyimiyle, aslmda
topluma karşı "yüz tazarücı
suç" olan bu yapılann bulun-
duklan arazilerin de her metre-
karesinden 5 YTL devlete "pa-
ra" toplayarak!
AB bahanesiyle....
3 Temmuz 2005 gün ve 5403
sayılı "Toprak KDnımaveAra-
n KuDammı Kanunu"na ekle-
nen geçici 1. madde, özetle,
"11 Ekim 2004 tarihinden ön-
ce. izin alınmadan tanm dışı
amaçlı kullanuna açılmış ara-
zikre,toprakkonıma projesine
uyulması ve her metrekaresi
için beş Yeni Türk lirası öden-
mesişarüjia izinveriKr" diyor...
Ülkemiz tanmının "AB'yie
uvTunlu" olmasmı hedefleyen
kanunun 1 numaralı "amaç"
maddesinde ise bakın neler ya-
zümış: ".- toprağın doğal veya
vapayyoDarlakaybmı ve nitefik-
lerini yitirmesini engelleyerek
korumnasını, geUştirilmesini ve
çe\re öncelikli sürdürülebilir
kalkuuna ilkesine uygun ola-
rak, planlı arazi kullanımını
sağlayacak usulveesaslan betir-
lemek_"
Peki, geçici 1. maddede "pa-
rayia kurtanlaıT tanm dışı
amaçlı kaçak yapılar, "kaha"
1. maddedeki "toprak kay-
bı"mn, "tanmsal nheügıni yi-
tirnıesin
nin, "planlıkuDanımın
engeflenmesrnin ve aslında her
türlü "melanetin" önde gelen
nedenleri değil midir?
Hangi AB ülkesinde tanm
alanına "fabrika" izni verilebi-
lir; hangisinde bunlar eğer ka-
çaksa "Avro karşdığT yasal ha-
le getirilir; hangisinde de böy-
lesine "amacı ile niyed farktT
yasalar çıkabilir?
Kentsel dövüş(ûm)
Tanm arazilerindeki kaçak
tesislerin yasallaştınlması ile
kentlerdeki kaçak yapılann
kavgalı "yıkun" operasyonlan
da aym günlere rastladı... Böy-
lece belediyelerin ve
kimi şehircilerin
"toplumsal uzlaşma
projesi" olarak dört
elle sanldıklan
"kentsel dönüşüm"
planlan, "kentsel dö-
vüşOirn)" döne-
mini başlatrı...
Bu durum
karşısında
halk eğer
"YoksuDann
evleri başlan-
na yıküryor, zenginlerin işyerle-
ri korumaya ahmyor™" derse,
sorumlusu artık "solcu"lar de-
ğildir...
Yasadaki imar affi maddesi-
nin geçici olması, bu tür kaçak
tesislerin yıkımdan kurtulabil-
meleri için 6 ay içinde başvur-
malan kuralından kaynaklanı-
yor. Yani, 3 Ocak 2006'da bu
furya bitecek...
Peki. 6 ay içinde gerçekleşe-
cek "yağmaya ruhsat" işlemle-
riyle "sürekli" hale gelecek
olan toprak kaybının ve planla-
ma sorununun giderilmesi, aca-
ba hangi "kahcı" maddeyle
mümkün olabilecek?
Bu sorunun yamtı kocaman
bir "hiç"...
Acaba, Sayın Başbakan, ya-
sanın yürürlüğe girdiği gün
dünya mimarlannın önünde bi-
ze verdiği sözleri anımsayabi-
lir ve bu "vahim" durumu gi-
dermek için geçici 1. maddeyi
daha fazla zaman geçmeden ip-
tal edecek bir yasa daha önere-
bilir mi?
Bu sorunun yamtı da "uygar-
laşmamızın'
1
düzeyini göstere-
cek...
oekinck" cumhuriyet.com.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicaktı yahoo.com.tr
H A R B Î SEMİH POROY semihporoytayahoo.com
HAYAT EPlK TİYATROSU MLSTAFA BILGIN hayatepik(d mynet.com
zırriN PEICINI
HER TARAFA
YAYACAâlM
BOYLE BÖYLE
EVVELALLAKI
TARİHTE BUGÜN MLMTAZARIKAIS 3 Ağustos tcww.munUaz-arikan.com
• - A ; : ' ••
UCAN KARYOLAL
13S4-'TB BU6ÛN, *UÇAN KA&VOIA " P£NEN AOAÇ
İLK KEZ BAŞAe/YLA DEN6NDI. TEKNİK AOI "f'r/Ç ÖL-
ÇBN ARAÇ " OLAN 8U GA&P NESNE, iSOO KILOUJK
IK.İ HOUS-KOYCB "NENB" TUÜBO JBT MOVORUNUH
GETİ&LME& I/E SUULAgtM E62OS
vt. cUlune imp kalltalfHen
înglliz yopımı tm- Harrier
6R Mk f savof uçağı.
Uçan Kanjola'nın
profilden
görünûfO
AŞA&I ÇEI/RİLMŞSlYLE GER—
î£JO£?r/GİLA4İfr/. OEHEME
PİLOTU R.T.SHEPUERD YÖAJE-
İLIİNPE, DİK/ME HA-
VALANlP İfJEN UÇAN
KARVOLA, GELECEĞİH UÇAKLA&N1
YORPU. VTOL Cingilizce "Vert-icaf Tak£.-otf and
LandUng "/» baf ivtrflen^ ADI VEJZİLEM BU UÇAIOAR
YARlM FUTBGL SANASI KADAR BİR OÜ2LÛ&E INİP
KALKABİLECEKJ-EIZDİR. AKT1K.,.
TC
İSTANBUL MNCİ ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN
EsasNo: 1991333 KararNo: 1992114
Hâkim: Erol Türel 16586
Kâtip: Hayal Orhan Davacı: Dimitro Nıkolof
Veküi: Av. M. Aysel Işık, Inkılap Cad. Özanşelik Işhanı No: 305 Aksaray Ist.
Davalı: Elisavet Nikolof Dava: Boşanma.
Davatarihi: 19.6.1991 Karartarihi: 17.3.1992
Davacı Dimitro Nıkolof vekilı Av. M. Aysel Işık tarafından davalı Elisavet Nikolof aleyhine açüan boşanma davasında taraflann bo-
şanmalanna 17.3.1992 tanhınde karar venlmiş olup, ışbu ılanın neşır tarihinden itibaren 15 gün içinde ılamın tebliğ edilmiş sayılacağı,
ilam yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 36698
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Maviliklere Açılmak
Her şey yolunda giderse, sizler bu yazıyı okur-
ken ben güneye doğru iniyorolacağım. Insan, Is-
tanbul gibi bol denizli bir kentte yaşıyor olsa da
Ege'nin mavisini özlüyor. Niyetim, maviliklerin or-
tasında, kıyılara uzaktan bakarak dostlar arasın-
da dingin bir hafta geçirmek. Eskiden kıyılan da
özlerdim, ama artık kıyılar, kıyılardaki yeni insan-
lar ürkütüyor beni.
Biliyorsunuz, bir süredir "kıyı", "sahil", "kum-
sal", "plaj" gibi sözcükler kovuldu dilimizden;
sözünü ettiğim o yeni insanlar bu sözcüklerin ye-
rine "5eacrı"i yeğliyorlar. Antalya'da, Marma-
ris'te, Bodrum'da her gün bir yenisi açılan "be-
ach"\ere akın ediyorlar. Televizyonlann magazin
programlan, renkli gazeteler her gün "beach"
haberleriyle doluyor. Bu "beach"ler olağanüstü
şık ve pahalı yerler, dolayısıyla müşterileri de şık
ve paralı insanlar oluyor. Güneşleniyoriar, gülü-
şüyorlar, akşam üzerleri "drink" alıyorlar, ve en
fazla iki üç gece süren "seviyeliberabertikler" ya-
şıyorlar.
Bu yıl haftalığı on-on beş milyara gulet kirala-
yıp "beach "lerin karşısına demir atmak da özel-
likle şarkıcı, türkücü gibi ünlü kişiler tarafından
tercih edilen başka bir "şıklık". Guletteki ünlü gü-
zel bir kadınsa, hele bir de bikiniliyse magazin ba-
sınının ilgi odağı oluyor. Derken gazeteler, "Gü-
zelim, açanm, gösteririm...", "Ben daha güze-
lim, ama açmam, göstermem..." türünden ha-
berlerle doluyor. Böyle haberieri okumaya merak-
lı pek çok sayıda okur olmalı ki çilekeş magazin
habercilerinin "göstermeli, açma//"haberierüret-
mek için göbekleri çatlıyor.
O "beach "ler, oralardaki o yeni insanlar, o aç-
malı, göstermeli guletler adamakıllı canımı sıkı-
yor.
• • •
Bu arada Caddebostan Plajı açıldı; orası da
başka bir âlem. Balık istifi plajın cumartesi, pa-
zar görüntülerini anlatmaya sözcükler yetmiyor.
Uzun donlu adamlar, başörtülü, şalvarlı kadınlar
denize karşı oturup çoluk çocuk bol soğanlı ku-
ru köfte yiyorlar. Gençleri gruplar halinde geziyor,
oturuyor, küfürieşiyor, itişip kakışıyor. Bunlar da
bir "başka" yeni insanlar. Kendileri gibi olmaya-
na yiyecek gibi bakıyorlar. Yapacak, yapılabile-
cek hiçbir şey yok. Yann bir gün başka kıyılarda
açılacağı söylenen öbür plajlara da benzer gö-
rüntüler egemen olacak.
Yeni insanlar kumsallan ellerine geçiriyorlar;
Akdeniz, Ege kıyılannın "beachleştirilmesi" ile
Istanbul plajlannın piknik alanlanna dönüştürül-
mesi arasında denizi, "deniz" olarak, bir doğa
parçası olarak algılayan insanlar açısından o yer-
lerin sergiledikleri görüntülerdışında pek birfark-
lan yok.
En iyisi o yeni insanlardan olabildiğince uzak-
lara kaçmak. Maviliklere açılmak da bu kaçışın
bir yolu. Doğal ki bela insanı her yerde bulabilir,
sözgelimi ıssız bir koya demirlemiş, gece serin
bir uykuya dalmışsınızdır. Bangır bangır bir mü-
zikle fırlarsınız yerinizden, burnunuzun dibine o
yeni insanlaria dolu bir tekne demir atmıştır. Dü-
şünebiliyor musunuz? Ay ışığı denize vurmuş,
gökte pınl pınl yıldızlar. uzaklardan belli belirsiz
ağustos böceklerinin sesleri geliyor. Ve birden, "o
şimdi asker, canı nelerister" diye bağıran bir ka-
dın, tepinen birtakım insanlar... Eğer şansı yok-
sa, maviliklere açılmak da kurtaramayabilir insa-
nı. Bakalım, göreceğiz.
• • •
Kısacası iki haftalığına siz sevgili okurlanmdan
izin istiyorum. Bakalım, bu iki hafta içinde Türto-
ye'de ve dünyada neler olacak, neler yaşanacak?
Şu sıralar herkes bir yerlerde olduğundan gaze-
telerin en ciddi köşeleri bile tatil izlenimleriyle do-
lu. Bense maviliklerin ortasında olacağımdan ge-
ri döndüğümde sanınm anlatmaya değer "mal-
zeme" toplayamayacağım. En fazla, geceleri yıl-
dızlı gökyüzüne bakıp hayaller kurabilir, sizlerle
hayallerimi paylaşabilirim.
Şimdilik hoşça kalın.
(e-posta: dkavukcuogluasuperonline.com)
1
2
3
4
5
6
7
8
9
1 2 3 4 5 6 7 8
I I U II
\\m U
M u •
TTTMTI I I n I
9
!
1 2 3 4 5 6 7 8 9
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Antal-
ya'nın bir
plajı. 2/ Ku-
zey Ameri-
ka'nın beş
büyük gölün-
den biri...
Ölen kimse-
nin vücudu.
3/ Papağan,
kartal gibi
kuşlann ke-
merli gaga-
sı... "Evet" anla-
mmdakullamlanbir 1
söz. 4/ Hayvanlara 2
vurulan damga... 3
Ivedi. 5/ Gözleri
gönneyen... Güney
Amerika'daki dağ 6
sırası. 6/Hisse... At- 7
lann taşınması için 8
yapılmış kapalı taşı- 9
ma aracı. 7/Notada durak işareti... Soyaçekim...
Kemiklerin yuvarlak ucu. 8/ Osmanlı devletinin
Müslüman olmayan uyruklanna verilen ad... Ka-
nşık renkli. 9/Herhangi bir işte eski ve deneyim-
li olan kimse.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ "Oyun, tuzak" anlammda argo sözcük. 2/Ma-
kam, mevki... Osmanlılarda gece bekçisi. 3/ "Bir
— neşe say bu cihanın baharmı" (Nedim)... Bir za-
man birimi... Birrenk. 4/Açıkyeşil vepemberenk-
te, değerli bir süs taşı... Istenilen nitelikleri taşıyan.
5/"Cümlesi giyinmiş nâmertpostunu / — belli de-
ğil erbelli degil" (Ruhsati) 6/Birmasal kuşu... Is-
kambilde bir kâğıt. 7/Bir nota... "— kafeste duran
kuştur / Elbet uçar gider bir gün" (Karacaoğjan)...
Bağışlama. 8/ Öğütühnüş susarmn koyu sıvı duru-
mu... Ispanyollann sevinç ünlemi. 9/Panldamak.