25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 AĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA İ V U J-i J. LJ XV kultur(5 cumhuriyet.com.tr 15 ALLECRO EVİNİLYASOĞLU Yazın müzik dinlemekFestivaller bitip konser mevsimi de kapa- nınca, yaz günlerini evinizdeki müzik köşe- nizde geçirmeye başlarsınız. Kış boyunca diskoteğinize girmiş ama yeterince değerlen- diremediğiniz kayıtlan gözden geçirirsiniz. Merakla beklediğiniz yeni gelen CD'lerin ambalajını açmaya fırsat bulursunuz. Dinle- diğiniz müziğin niteliği, kayıt düzeyi, yorum düzeyi kadar müzik sisteminizin gücüne bağ- hd»r. Son aylarda sanatçılanmızın yurtiçinde ve yurtdışında piyasaya sürülen kimi kom- pakt diskini üst üste koyup dinlemeyi, rahat yaz günlerine bırakmıştım. Her gün HiFi der- gilerinde okuduğumuz yeni buluşlar bir ya- na, ben müzik sistemim açısından son dere- ce tutucuyum. Taa gençlik yıllanmızda edin- diğimiz Denon'un amfısi, yoğnnçalan ve tey- bi ve DALİ hoparlörlerle mutluyum. Hele son günlerde bu hoparlörler Akaretler'deki Semih Usta'nın elinde yeniden yaşama ka- vuşvınca bence kusursuz bir ses düzeniyle ye- niden müziğimle buluştum. Ve sırasıyla ka- yıtlan dinlemeye koyuldum: içten kavranmış bir Mozart yorumu Piyanist Zeynep Üçbaşaran, mesleğini Amerika'da sürdüren bir sanatçımız. Istanbul'da doğmuş, dört yaşında belediye konservatuvarında piyanoya başlamış. 1987'de Budapeşte Liszt Akademisi'ne yazıl- mış. Burada Bartok'un öğrencisi olan Ka- talin Nemes ve önemli eğitimcilerle çalış- mış, 1994'te konser sanatçılığı ve eğitmen- lik dîploması alarak, Freiburg'da Tibor Sza- sz'ın ustalık sınıfından da diploma almış. 2000 yılında Los Angeles'taki Güney Kali- forniya Üniversitesi'nde müzik dalındaki master derecesini tamamlamış. Bu arada Amerikan Liszt Cemiyeti Ödülü, Los Ange- les Liszt Yanşması'nda ikincilik ödülü ve As- pen Müzik Festivali'nin bursunu kazanmış. Ardından da doktorasını tamamlamış. Geçen yıl Wigmore Hall'deki resitali önemli ölçüde ses getirmişti. Halen tüm Amerika kıtasında, Mısır ve Avrupa'nın pek çok kentinde kon- serlerini sürdürmekte. Sanatçı, Schubert ve Liszt yorumlannı içeren diğer üç albümün- den sonra bu son çıkan iki yoğunçalarla Ero- ica etiketindeki beşinci kaydına ulaşmış du- rumda. Mozart seçkisinde bestecinin K.33O ve K.457 sonatlanyla, K.397 ve K.475 sayılı fantezilerini ve K.573 çeşitlemelerini çalmış. Son derece net, saydam, içten kavranmış bir Mozart yorumu. Her dinletisinde tanık oldu- ğum gibi şarkı söyleyebilen bir piyanist Üç- başaran. Mozart'ı Liszt'ten sonra kaydetme- si, Mozart'ın özüne inmesinde mutlaka yar- dımcı olmuş. Diğer yoğunçalar ise çok ilginç bir seçki: Scarlatti, Beethoven, Saygun, iyanist Zeynep Üçbaşaran, mesleğini Amerika'da sürdüren bir sanatçımız. Sanatçı, Schubert ve Liszt yorumlannı içeren diğer üç albümünden sonra bu son çıkan iki yoğunçalarla Eroica etiketindeki beşinci kaydına ulaşmış durumda. Mozart seçkisinde bestecinin K.330 ve K.457 sonatlanyla, K.397 ve K.475 sayılı fantezilerini ve K.573 çeşitlemelerini çalmış. Son derece net, saydam, içten kavranmış bir Mozart yorumu. Bernstein ve Muczynski'nin demetlerini içeriyor. Domenico Scarlatti'nin sonatlan i- ki üç dakika içinde dinleyeni kavrayıveren minyatür yapıtlardır. Bunlann genellikle bir- kaçı bir arada bir demet halinde kaydı yapıl- mıştır. Üçbaşaran da CD'ye dört Scarlatti Sonatı ıle girmiş: K. 1, K.9, K. 11 ve K. 146. on yedinci yüzyıldan başlayan bu yolculuk Beethoven'in on dokuzuncu yüyıl başında, 18O2'de bestelediği op.33 Bagateli ile yir- minci yüzyıla bağlanmış: Saygun'un 1934'ten tnci'nin Kitabı ve 1967'den Oniki Prelüdü. Bernstein'ın 198O'de yazılan 'Do- kunuşlar' adlı demeti ve günümüzün ünlü Amerikah bestecilerinden Robert Muczynks- ki'nin (d. 1929) I954'te yazdığı sevimli pre- lüdleriyle son buluyor. Bu CD'de piyanistin özellikleri kadar yapıtlann düzenlenmesıni de ö\Tnek gerekir. Çağlar ötesinden günü- müze uzanan çizgiyı izleyebiliyoruz: Folklo- ruyla, cazıyla, aksakritmiyle,pentatonik söy- lemiyle, atonalitesiyle yirminci yüzyıla van- yoruz. Türk müziğlnln çafldaş sesl Kemancı Atilla Aldemir (d. 1975) ve pi- yanist Şevki Karayel'in (d.1976) Berlin'de kaydedilmiş ve Viyana'da Dreyer-Gaido eti- ketiyle piyasaya sürülmüş bir yoğunçalan şu başhğı taşıyor: 'Türk Müziğinin Çağdaş Sesi'. Halen çahşmalannı Berlin'de sürdü- ren sanatçılar, bu kayıtlannı iki hocaya ada- mışlar: Ayla Erduran ile Barbara Gorzyns- ka'ya. Çağdaş Türk müziğinin bütün kuşak- lanndan birer temsilciyi içeren seçkide Us- manbaş'ın ve Doğuduyal'ın yapıtlan da sa- natçılara adanmış. Aldemir, Saygun'un de- metindeki 'Horon'da öyle bir coşup taşıyor ki, yalnız bu bölüm bile CD'yi tanıtmak için son derece albenili. Usmanbaş'ın 'Yaklaşık Duo' başhğını taşıyan yapıtı 2003 bestesi. Keman ile piyanonun adeta aynı söylemi tut- turmamak için direnişini sergiliyor. Gelenek- sel ikili edebiyatmdaki karşılıklı söyleşi ye- rine yaklaşık bir söyleşi sürüp gidiyor. Öte yanda her çalgının ses ve renk özgünlüğü ko- runurken bütündeki rutku ve soluğun akıcı- lığı, yapıtı 'aşağı-yukarı' özelliğinden alıp tümleşme özelliğine kavuşturuyor. Sanatçı- lar ise bir virtüozite sergilemişler yorumda. Fazıl Say'm daha somut çizgiler taşıyan keman-piyano sonatında sanatçılar Usman- baş'taki rutkulu anlatımı sürdürmüşler. Piya- nonun bir beşik halinde kemam kavraması dikkate değer. Fazıl Say'ın türküsü kulağınız- dayken Muammer Sun'un 'Keman-Piya- no için Üç Parça'sındaki ezgiselliğe geçi- yorsunuz. Bu mozaiği de Aldemir'in parlak ve coşkun kemancılığı yeni tatlarla süslüyor. Ve Meliha Doğuduyal'ın iki yapıtındaki ye- ni seslerle CD sona eriyor. 'Boşluk' adlı 2OOO'de yazılmış parçada derinden yükselen gizemli kemanı piyanonun blok sesleri kesi- yor. Ağıt var baştan sona, sanki 21. yüzyıla girişin ağıtı. Bestecinin CD'yi sonlandıran ankor parçasında ise aksak ritimlerle coşan ve kısacık sürede kocaman bir dünya yaratan özellikler var. Atilla Aldemir ve Şevki Karayel'in her bes- teciyi ve her dönemi kendi özellikleri içinde yorumlamalan; özellikle çağdaş Türk müzi- ğine aynlmış bu yoğunçalan dünyaya sunma- lan övgüye değer. Şimdi tek soru kalıyor geriye: Bu CD'ler nerelerde satılacak, kim ithal edecek? www.evinilyasoglu.com 3. KADIKÖY TlYATRO FESTlVALl Ferhan Şensoy'un tek kişiük oyunu 'Ferhangi Şeyler'. Özgürlük Parkı 'nda ustalar geçidi Kültür Servisi - Kadıköy Belediyesi'nin düzenlediği '3. Kadıköy Tiyatro Festivali' bugün başlıyor. Selamiçeşme Özgürlük Parkı'nda 10 gün boyunca devam edecek festivalde tiyatroseverler, aralannda Ferhan Şensoy, Ali Poyrazoğlu. Hadi Çaman, Nejat Uygur, Genco Erkal ve Bülent Kayabaş'ın da dahıl olduğu usta oyunculan ve sevilen oyunlan izleme imkânı bulabilecekler. Ferhan Şensoy'un 'Ferhangi Şeyler' adlı oyunu ile açılışı yapılacak festivalde, izleyiciler kapalı salonlar dışında 'özel tiyatro oyunlan'nı açık havada ücretsiz izleme şansı yakalayacaklar. Saat 2l.30'da Selamiçeşme Özgürlük Parkı'nda sahnelenecek oyunlar şöyle: 3 Ağustos Ortaoyuncular 'Ferhangi Şeyler', 4 Ağustos Tuncay Özinel Tiyatrosu 'Yaşamın Sesi', 5 Ağustos Enis Fosforoğlu Tiyatrosu 'Dilsiz Kadınla Evlenenin Güldürüsü", 6 Ağustos Tiyatro tstanbul 'Aşkın Yaşı Yok', 7 Ağustos Bizim Tiyatro 'Kafa Dağıldı', 8 Ağustos Tevfik Gelenbe Tiyatrosu 'Affedersiniz', 9 Ağustos Nejat Uygur Tiyatrosu 'CibaU Karakolu', 10 Ağustos Dostlar Tiyatrosu 'Buluşma', II Ağustos Hadi Çaman Tiyatrosu 'SonPerde', 12 Ağustos Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu 'Sağlık Olsun'. Mimar Vedat Tek'in arşivi dijital ortamda araştırrnacüann kullanımına sunıduyor Belge vefotoğraflarla bir döneme tanık olmak Kültür Servisi - Mimar Vedad Tek'in yaşamma ve yapıtlanna ilişkin çok değerli belgeleri içeren arşivinin yaklaşık yüzde 80'i. araştırmacılann kullanımına sunulmak üzere dijital ortamda sergileniyor. Tek Ailesi tarafından özenle korunarak günümüze ulaştınlan bu arşiv, halen Suha Özkan-Pelin Derviş Koleksiyonu'nda saklanmakta. M. Vedad Tek arşivi, fotoğraf, çizim, yazılı belge, desen ve defterlerden oluşuyor. Sayılannm çokluğu nedeniyle ve izlenme kolaylığı açısından belgeler iki sergi halinde sanal ortama aktanldı. îlk sergide Vedad Tek'in yapıtlan ve yaşamını yansıtan belgeler yer alıyor. Türkiye mimarlık dünyası açısından önemli belgelerin yer aldığı 'Defterler' ise serginin ikinci bölümünü kapsıyor. 'Klmtlfllnln Iztnde bir mimar' Sergide yer alan belgelerin üzerindeki el yazısı notlar italik karakterde yazılarak bunlann özgünlüğüne dikkat çekilmesi amaçhyor. Osmanlıca notlar ve metinler günümüz Türkçesine Doç. Dr. Hüsamettin Aksu tarafından çevrildi. Diğer bilgiler Vedad Tek ile ilgili bugüne kadar yayımlanmış makaleler ve özellikle Afife Batur'un editörlüğünde hazırlanan •Kimliğinin tzinde Bir Mimar: M. Vedad Tek' kitabı temel alınarak oluşturuldu. Bazı fotoğraflann saptanması Pelin Derviş'in katkılanyla gerçekleşti. Sergide, bu temel kaynaklann dışmdaki yorumlardan özellikle kaçınıldı. 'DAHA YAKLAŞ' YARIN 21.15'TE ENKA AÇIKHAVA'DA Yıldızların altında sinema keyfî Kültür Servisi - ENKA Kültür ve Sanat'ın düzenlediği yaz etkinlikleri kapsamında Mike Nicols'ın 'Glo- ser/Daha Yaklaş' adlı filmi yarın (4 Ağustos) saat 21.15'te ENKA Açık- hava Tiyatrosu'nda gösterilecek. Senaryosunu Patrick Marber'ın yazdığı. görüntü yönetmenliğini Stephen Goldblatt'ın yaptığı filmin müzikleri Damien Rice'a ait. 62. Al- tın Küre Ödülleri'nde en iyi yardım- cı kadın oyuncu ve en iyi yardımcı er- kek oyuncu ödüllerini alan filmde başrolleri Natali Portman, Jude Law, Julia Roberts, Clive Owen, Nick Hobbs paylaşıyor. Alice, Londra sokaklannda kendi- sine araba çarptığında onu kurtanp hastaneye götüren Dan ile yaşamak- tadır. Ancak yazar olan Dan, kitabının ka- pağı için fotoğraf çalışması yapan An- na'ya gönlünü kaptırmıştır. Dan, An- na'ya duygulannı açıklar, ancak Ali- ce ile birlikte olduğunu bilen Anna bundan dolayı Dan'i geri çevirir. Kı- sa bir süre sonra yanlış anlama sonu- cunda Dan, arkadaşı Larry'yi Anna ile tanıştınr. Ve bu ikili arasında baş- layan aşk, evliliğe dönüşür. Bundan sonraki dört yıl içinde bu dört karak- terin duygusal yaşamında büyük sar- smtılar meydana gelecektir. (0 212 27622 14-15/209) GUZELİN ARDINDA BERTAN ONARAN Doğu'nun Onuru 19. yüzyıl sonlarında Galiçya'da Musa'ya ina- nan Reich ailesinin VVilhelm adında bir oğulla- rı oldu; ee, bütün o soydan gelenler dünyanın başına bela olanlara benzemeyecek elbet: VVil- helm iki ünlü soydaşının, Manc'la Freud'un izin- den gitti, öğretilerini benimsedi; dahası, acun- sal enerjinin bu iki asal açıklamasını birleştirdi, insanların canını yakan iki konuda, cinsellikle si- yasette kalıcı yasaları aradı, buldu, kâğıda dök- tü. Sonunda insanların yeryüzündeki mutluluğu- nu üç temel direğe dayandırdı: sevmek-seviş- mek, çalışmak-üretmek, ve bu ikisini sağlıklı yürütebilmek için doğru bilgiler edinmek. Bu denklemin kurulmasını engelleyen insan- lara siyaset satıcısı adını verdi, önce kendileri- nin yakalanıp sonra bütün dünyaya bulaştır- dıkları hastalığa da duygusal veba dedi; acı yazgıya bakın, sonunda o vebalılar birtutuke- vinde canını aldılar. Albert Camus'nün 'Veba' adlı romanını, on- dan esinlenerekyazdığı 'Sıkıyönetim' adlı oyu- nunu okudunuz, gördünüz mü bilmem? Veba gelir, ortalığı kırıp geçirmeye başlar; derken ca- nı alınacaklardan biri, Diego, bir kadını sever, ölüme kafa tutar, kanlı oyun bozulur. Son zamanlarda art arda basılan araştırma- ların açıkça ortaya koyduğu üzere, 10 Kasım 1938'den bu yana amansızca, acımasızca üs- tümüze gelenler egemenliğimizin bütün daya- naklarını birer birer elimizden alırken vebalı si- yasetçiler karşı çıkmak şöyle dursun, işbirliği içindeler. Ama işte ülkemde de bir Diego, Doğu Perin- çek ortaya atıldı; kendisi gibi kefene seve se- ve sarınmış yurtsever insanlara seslendi; el ele, can cana verdiler, bize onurumuzu, özgürlüğü- müzü kazandıran antlaşmanın 82. yıldönümün- de, imzanın atıldığı kente gittiler; dünyanın ve- balıları, ellerindeki uydu kamutaylardan birbiri ardına "Türkler Ermenilerin soyunu kırmıştır" kararları çıkartırken, önce tekil olarak, açılan soruşturma üzerine de 1000 kişi bir ağızdan "Ermeni soykınmı tarihsel bir yalandır!" diye haykırdılar. Gelmiş geçmiş bütün zorba salaklar gibi et- kiye tepki yasasından habersiz savcı -yazgının oyununa bakın: adı da, kendi dilinde Avcı imiş!- doğru bilginin zırhını kuşanmış Doğu Perin- çek'e altın tepside inanılmaz bir armağan sun- du: insan hakkı, hukuk guguk diye hepimizin başına bela olanlara, hem de kendi anayasa- larıyla, unutulmaz bir insanlık=uygarlık dersi verme fırsatı. Yabancı gazete vetelevizyonları göremedim, ama bizimkileri yeterince izledim: ulusal onur- larını, yaşama haklarını üç kuruşa satmış olan- lar bile Lozan'ın orta yerinde ayağa kalkıp ci- ğerlerinin olanca gücüyle: "Yalan söylüyorsu- nuz" diye haykıran Atatürk çocuklarını anmak zorunda kaldılar. Doğu Perinçek ve buradan giden 260 yürek- li insanla dünyanın dört bir yanından, üstelik şundan bundan dolar dilenmeden koşup ge- lenler çok uzun bir aradan sonra bize insan gi- bi düşünüp davranma hazzını tartırdılar. Üstelik, Kocatepe'de bozguna uğrartığı za- vallı, şaşkın saldırganların ölüleriyle kendi şe- hitlerimize bakıp "Insanlık şu görünüm karşısın- da utanç duymalıdır!" diyen Yüce önder'i se- vinçten uçuracak biçimde, yüzyıllardır bu edep- siz sömürüyü sürdürenlere de, onların elinde oyuncak olanlara da çıkış yolunu gösteren 8 maddelik bir öneride bulundular. Başka bir yer- de okuyup dinleyemediyseniz, Aydınlık'ın 31 Temmuz tarihli sayısını altn ya da Işçi Partisi'nin web sitesine girip okuyun, yazıp saklayın, ay- dınlanabileceklere okutun. "Hitler'/n gerçekleştirdiği kıyımı yadsımıyo- rum. Amerikalıların bir zamanlar Kızılderililere, bugün Irak halkına uyguladıklan kıyımı da yad- sımıyorum. Ermenilere kıymış olsaydık, buna karşı, Isviçre Kamutayı'ndan çok daha önce, ilk sırada ben tutum takmırdım!" Böyle demiş Sevgili Perinçek savcıya; ne gü- zel böyle bir dünya yurttaşının çağdaşı olmak! bonaran a yahoo/hotmail.com fikret ve oğtaı üzerine MP çahşma Kültür Servisi - Atatürk'ü ..."Ben tnkılap ruhunu onlardan aldım... Onun şiirlerini okuyanlar benim ne yapmak istediğimi anlayabilirler..." dedirtecek kadar etkileyen, tstibdat döneminin benzersiz 'Aydınlanma Savaşçısı' şair Tevfik Fikret'le (1867- 1915) ilgili, yazar Orhan Karaveli'nin yeni araştırma kitabı gündeme geliyor. 'Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği' (Pergemon Yayınlan) başlıklı kitapta, şairle ilgili önemli aynntılar, yayımlanmamış fotoğraflannın yanı sıra oğlu Haluk'la Amerika'da yapılan söyleşiler, bir 'papaz' olarak saygın yurtsever ve seçkin kişiliği gün ışığına çıkıyor. Orhan Karaveli, Tevfik Fikret'in özenle ve asıllanna sadık kalarak sadeleştirdiği şiirlerine de kitabında yer verdi. BUGÜN • NÂZEM HtKMET KÜLTÜR MERKEZt'nde 21.15'te 'Demiryolcular' adlı fılmın gösterimi. (0 216 346 90 59)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle