Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Muhalefet Şaşkınlığı
CHP içindeki muhalefetin şaşkınlığı sürüyor.
Istanbul II Kongresi'yle bir kez daha görüldü. ll
Başkanlığf na Altan Öymen'in aday gösterilme-
si büyük beklenti yaratmıştı; eski bir genel baş-
kan bu göreve gelirse Parti'yi değiştirme umu-
dunun yeşereceği, Kuaıltay'da Baykal'ı devirme
olasılığının artacağı düşünülüyordu. öymen'in
ancak üçte bir oy alması, umutlan söndürdü.
Şimdi, artık, her Kurultay'da olduğu gibi Eylül
Kurultayı'nda da Istanbul'un ağır basacağı ve
Baykal'la ekibinin mutlaka kazanacağı söyleni-
yor.
Nasıl olup da böyle bir umuda kapılındığını an-
lamak güçtür.
Muhalefetteki dağınıklık, şaşkınlık ve yönsüz-
lük giderilmiş miydi?
Altan öymen, o durumu giderecek yeni bir çiz-
gi, tutarlı bir program ortaya koymuş ve bunlann
çevresinde kilitlenmiş bir ekip mi yaratmıştı?
Parti içi muhalefeti derleyip toparlayacak böy-
le bir düşünsel çaba olmadan Baykal'ı devirmek
için yola çıkmak ve tek kişinin adına güvenip bu
yola çıkışa büyük umutlar bağlamak, bütünüyle
yanlıştı.
Büyük bir partide, hem de Cumhuriyeti kur-
muş, devrimleri yapmış bir partinin içinde, yö-
netim-muhalefet ilişkisini Genel Başkan'dan ya-
na olmak ve olmamak eksenine oturtmak ilk ba-
kışta çok basit gelebilir. Insan, böyle bir kuruluş-
ta daha anlamlı, daha derin bir diyalektik bekler.
Ama, ne yazık ki gerçek olan, bu basitliktir.
Sorun, Genel Başkan'ı beğenip beğenmemek,
ona yakın olup olmamak, onun tarafından dış-
lanıp dışlanmamak gibi bir zemine oturtulmak-
ta. Istanbul Kongresi'nde il Başkanlığı yanşını ka-
zanan aday bile, zafer sevinciyle "Genel Başkan
kazandı, Baykal'ın politikası kazandı" diyebil-
mekte.
"Neydi o politika?" diye sorsanız, büyük ola-
sılıkla doyurucu bir yanıt veremeyecek. Muhalif-
lerin de "Sizin politikanız ne?" sorusunaaçık ya-
nıt veremeyecekleri gibi.
Parti, kırk yıl önce "Yön Hareketi"n\ izleyen bir
"Ortanın Solu" etiketinin ve yirmi yıl Önce
Avrupa soluna öykünen bir "sosyal demokrasi"
özentisinin ardından başlangıçtaki devrimci te-
meline hâlâ oturtulamayışın şaşkınlığını yaşıyor.
CHP, "Altı Ok" ve "Atatürk" sözlerini ne kadar
sık ederse etsin, devrimleri yapan ve bütünüyle,
laiklikten ekonomiye, ulusalcılıktan devrimciliğe
kadar her yanıyla savunmayı üstlenen bir parti de-
ğil artık. Bugünün Türkiyesi'nde yeniden oy ka-
zanmanın yolu böyle bir dirilişten geçtiği halde.
Ama, Genel Başkan'ı tutan ya da tutmayanlar
içinde bu inancı koruyan insanlar hiç mi yok? El-
bette var ama, onlar çevrelerini saran ilişki ağla-
nnın dışına çıkamıyoriar. Oysa, önce o ağlardan
kopmayı ve sonra bu kopuşu daha büyük, daha
sağlıklı bir bütünleşmenin değişik bir yolu olarak
değerlendirmeyi göze almadıkça başansızlıklan
sürüp gidecek.
ÜSKÜDAR1. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
GAYRİMENKULÜN SATIŞİLANI
DosyaNo: 1998/7 Satış
Üsküdar ilçesi, Kandilli Mah. Mezarlık Sokak, 946
ada, 163 pafta, 1 parselde sayılı 25534 m2 tarla ve
kargir ev vasfindaki mülk, Sultan Mahmudu Evvel
Vakfı, Selahattin Ayar, Mehmet Ali Topay, Dursun
Ali Topay, Mehmet Ali Topay, Emin Ali Topay, Ömer
Topay, Şaban Topay, Zinnet Topay, Meryem Yılmaz,
Meryem Topay, Emine Topay, Muhittin Topay, Gül-
ten Topay, Murat Topay, Mehmet Topay, Sevim Ak-
soy, Mükerrem Çalışâl, Durgut Aksoy, Abdullah Öz-
doğan, Zelkif Gürsu, Nurullah Özdoğan adlanna ka-
yıtlı olmakla hissedarlar arasında aynen taksimi
mümkün olmadığından Abdullah Özdoğan hissesi
üzeıindeki ipotekle yükümlü ve üzerindeki mükelle-
fiyetleri ile birlikte açık arttırma sureti ile satışa çıka-
rıİmıştır. Muhammen kmneti: Bilirkişi tarafından
müştereken verilen, 5.4.2005 tarihli rapora göre arsa
6.383.500,00 YTL Mehmet Ali Topay'a ait bina ve
muhtesat 87.565, 00 YTL, diğer binalâr ile sair muh-
tesat ve ağaçlar toplam taşınmaz değeri 6.660.912, 00
YTL olduğu bildirilmiştir. Haliha7ir durumu: Satışa
konu taşınmaz, Üsküdar ilçesi, Kandilli Mahallesi,
Mezarlık Sokak, Ömûr Tepe Yokuşu, 163 pafta, 946
ada, 1 parsel sayılı geniş alanlı bir parsel olup ge-
ometrik olarak çokgen biçiminde, topografık olarak
güneyden kuzeye doğru alçalan % 30-40 civannda
meyillidir. Parsel içerisinde birtakım yollar oluşmuş-
tur. Taşınmazın çevTesinde 1-2-3 katlı aynk nizam bi-
nalar ve çeşitli dubleks, tripleks villa tipi binalar ve
siteler mevcut olup yollan asfalt, belediye hizmetle-
rinden yararlanmakta, ulaşım durumu normal, ana
cadde olan Üsküdar-Beykoz sahil yoluna yakın ko-
numdadır. Imar durumu: Üsküdar Belediyesi Imar
ve Planlama Müdürlüğü'nün 4.6.1998 tarih,
1998/2199/1786-C sayılı yazısından imar durumunun
geçerli olduğu 9.12. 2004 gün ve 9.1.2004/7705 sayı-
lı yazısında Üsküdar ilçesi, Kandilli Mahallesi, 163
pafta, 946 ada, 1 parsel sayılı yer 17.11.1992 tasdik
tarihli ve M00O ölçekli Üsküdar geri göriinüm ve et-
kilenme bölgeleri koruma amaçlı imar planında kıs-
men ön bahçe ön metre yan ve arka bahçe mesafeleri
5 metre, 2 kat, 0.30 emsalli konut, kısmen aylık şart-
larda D lejantlı (imar kanununun 18 madde uygula-
ması gerekli) konut alanında kısmen park, kısmen
yola terk alanında kaldığı bildirilmiştir. Birinci açık
arurması: 19.09. 2005 günü saat 14.00'ten 14. 15'e
kadar yapılıp % 60'ını bulduğu takdirde o gün kati
ihalesi icra kılınacaktır. Aksi halde en çok artıranın
taahhüdü baki kalıp satış on gün müddetle uzatılarak,
İJdnci açık arnrması: 29.09. 2005 günü saat 14.00'ten
14. 15'e kadar yapılıp % 40'ını bulduğu takdirde o
gün kati ihalesi icra kılınacaktır. Işbu gayrimenkul
üzerindeki ipotekli alacaklılarla diğer alakadarlann
faiz. masraf, hususi ile alacakianna ait belgelerini 15
gün içinde satış müdürlüğüne ibraz etmeleri, aksi hal-
de tapu sicili ile haklan sabit olmadıkça satış bedeli-
nin paylaştınlmasmdan hariç bırakılacaklardır. Birik-
miş vergiler, satış tarihine kadar icra borcu tapu har-
cının yansı, tellaliye parası hissedarlara, tapu harcı-
nın yansı, resmi ihale pulu bedeli (%18 nispetindeki
katma değer vergisi) müşteriye aittir. Satış peşin para
ile IlK'nun ve tapu kaydı mucibince yapılır. Müşteri
talep ettiği takdirde satış bedelini yatırmak üzere 10
gün mehil verilir. Şartname ilan tarihinden itibaren
herkesin kolayca görüp okuyabileceği mahkeme kori-
dorundaki hususi tahtaya asılmıştır. Şartname örne-
ğinden almak isteyenlerin 3.500.000 lira posta polu
gönderdiklerinde bir örneği gönderilecektir. Fazla bil-
gi almak isteyenler 1998/7 sayılı satış dosyasını tet-
kik edebilirler. Müşterilerin yazılı gün ve saatlerde
%20 nispetindeki teminatla birlikte satışın yapılacağı
Üsküdar 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Kalemi Yazı Iş-
leri Müdürü'nün odasmda hazır bulunmalan ilan olu-
Basın: 36682
nur.
'Uyan Be Annem!'
Her üç Kıbnslıdan ikisi, bunca kan, sabır ve özveri ile kazanılmış bir "güzel
yurdun" en verimli yerlerini Rumlara cömertçe teslim etmekten
çekinmediğine.. kalan verimsiz toprak parçası üzerinde de onlarla birlikte ve
iç içe yaşamaya (!) razı olup bunu da dünyaya ilan ettiğine göre yapacak
fazla bir şey kalmadı demektir.
Orhan KARAVELİ
Türkiye 'yiyavaşyavaş kaybediyorsunuz
'be'Kıbrıslı kardeşlerim...
• • Ikesinin egemenliğini ve ba-
U
ğımsızlığını korumak üzere ant
içerek göreve başlayan
KKTC'nin ikinci cumhurbaşka-
nı, bir süre önce, çok izlenen TV
kanallanndan birinde canlı yayındaydı. Bi-
raz ikircüdi görünüyordu. Nasıl olmasın ki,
ülkenin ilk cumhurbaşkanı halkına bir gü-
zel ülke ve onur kazandırmıştı ve şimdi o,
yeminli bir eski EOKA'cıya selefinin kaza-
nımlannı teslim etmeye hazırlanır gibiydi.
"™Türktoplumunun varhğui] sürdürme-
sinj isterim.. Aksi haJde ben nereyegidebili-
rim ki? Clkem burasıL" gibilerden bir şey-
ler mınldanıyordu ama.. Türkiye'deki "bir
adımilerideolmar
'merakJısı iktidarla el ele
son perdeyi oynadıklannın farkındaydı. Ka-
nımca, "Ben nereye gklebiürim ki?.." diye
endişe etmesi yersizdi. Günü geldiğinde,
görevini başanyla tamamlamış bir eski buz-
dolabı tamircisi olarak muhakkak kıymeti
bilinecek ve açacağı yeni dükkânında, ba-
şansı üzerine içeceği bardak bardak suları
soğutacaktır.
Bu cennet adaya gazeteci olarak ilgim ta
1950'li yıllara dayanıyor. Önce Milliyet,
sonra da Vatan mensubu niteliğiyle "Eren-
köy"leri, "Hiflarion"Ian yaşadun kahra-
man mücahitlerle... Sayın Denktaş'tan son-
raki lider gözüyle görülen rahmetli Dr. Bur-
han Naibantoğlu ve meslektaşım ÖmerSa-
miCoşarla birlikte ve Nalbantoğlu'nun si-
yah "Jaguar" arabasıyla TMT (Türk Mu-
kavemet Teşkilatı) "cephanetiklerini" (!?)
mi gezmedik... EOKA kurbanlannın cena-
zelerinde mi yürümedik Lefkoşa'da ve Dr.
FaalKüçükle birlikte?.. Öyle görünüyor ki,
büyük insan ve büyük şair Tevfik Fikret'in
Mehmet Akif e yarutında dediği gibi "O
alay (kalnuş) bugün hep geride!.."
Her üç Kıbnslıdan ikisi, bunca kan, sabır
ve özveri ile kazanılmış bir "güzelyurdıııı"
en verimli yerlerini Rumlara cömertçe tes-
lim etmekten çekinmediğine.. kalan verim-
siz toprak parçası üzerinde de onlarla bir-
likte ve iç içe yaşamaya (!) razı olup bunu
da dünyaya ilan ettiğine göre yapacak faz-
la bir şey kalmadı demektir.
Ben, tam da böyle düşünürken, yazının baş
tarafında belirttiğim canlı TV yayınında
beklemediğim birşey oldu: Sayın Cumhur-
başkanı "çanak" sorulara yanıt vermekte bi-
le zorlanırken, ekranın ait tarafindaki bant
içinde bir soru geçmeye başladı: "No be
annem mi deseydik acaba?_" Program yö-
neticisi üzerinde durmuyor ama soru ara-
lıksız geçmeyi sürdürüyordu: "No beannem
mi deseydik acaba?_"
Anımsayacaksınız! Dışardan beslendik-
leri apaçık belli olan "evet" öncüleri refe-
randum öncesi ilginç bir slogan bulmuşlar-
dı: "Yes be annem.L" Sayuı Denktaş'ın bü-
tün gayretlerine karşın evetçilerin oranı yüz-
de 65 'e ulaştı. Rumlar ise yüzde 75 'le "ha-
yır" demişlerdi. Ada Türklerine hiçbir şey
vermeyi istemedikleri ve öngörmedikleri
için... Bir yıldan beri yaşadıklarından son-
ra "biznnJdkr" şimdi oyuna getirildikleri-
ni -nihayet- anlamaya mı başlamışlardı?
Baksanıza, Rum yönetimi evlerini bark-
lannı ellerinden almaya, direnenleri ceza-
landırmaya ve Rum ordusuna katılmalan için
davet çıkarmaya hazırlanıyordu. Eh, ma-
demki gidip "sözde" Kıbns Cumhuriyeö'nin
vatandaşı olmuşlardı, isteneni yapmak du-
rumundaydılar. Kendi kuyusunu kazan
KKTC'nin yöneticileri, hiç hesaba katma-
dıklan bu durum karşısında saşkına dönmüş
gibi görünüyordu.
Büyük bir üzüntüyle ve açıkça söyleme-
liyim: "YavruVatan"daki soydaşlannı Türk
milleti artık eskisi gibi görmüyor. Temmuz
1974 'te kırk bin kişi kalmışlardı ve onlar da
bir yerlere gitmeye hazırlanıyordu. Bir avuç
mücahitle Mehmetçik, Samson-Papado-
puJos markalı H
jenostt"ten onJan son anda
kurtarmıştı. Kurtarmakla kalmamış; bitip tü-
kenmiş bir topluma cennet kıyılan, orman-
lan, otoyollan, üniversiteleri ile egemen ve
özgür bir ülke kazandmnıştı. Kimi güçlük-
leri henüz giderilememiş olsa bile böyle bir
ülke "Rum"un azınlığı ve şamar oğlanı ol-
maktan daha iyi değil miydi? "Yes be an-
nem-." Bir yıl sonra ise ada yüzeyine hızla
yayıldığı söylenen bir "No be annem!.."
Oyun mu oynanıyor? Bunca emek, özve-
ri, sabır ve şehit kanı boşa gidecek ve ön-
cekine yüzde 75'le "hayır" dedirten Bay
Papadopulos herhalde yeni ödünlerle "yu-
muşaülarak" ikinci bir "Annan Planı"nı
görüşmek üzere lütfen masaya oturtulacak-
mış. Kuşkusuz, eskisinden kötü bir plan
olacaktır bu Türkler için.
Türkiye 'yi yavaş yavaş kaybediyorsunuz
"be" Kjbnslı kardeşlerim! Gerekirse -size
karşın- elinde tutar bu ülke Kıbns'ı. Çün-
kü, uzun vadeli çıkarlan bunu gerektirmek-
tedir ve Atatürk'ün "vasiyeti" de bu yolda-
dır.
Geçmişi unutma kardeşim.
"Uyan be annemL"
Özerklik Keyfi Hareket Etmek Değildir
Özerklik, kurumlann zarar etmeleri yerine verimli ve kazanç getiren
kurumlar olmalarmı sağlamak için tanınmıştır. Özerk kuruluşlar eğer
kurallara uygun olarak çahştınlmazsa beklenen yararlar sağlanamaz.
Prof. Dr. Nlirİ TORTOPfia;yte«r Üniversitesi tletişim Fakültesi Öğretim Üyesi
• • zerklik, merkezden yönetimin
O
ve bürokratik engellerin sakın-
calannı ortadan kaldırmak ve-
ya azaltmak için öngörülen bir
yönetim biçimidir. Yetkilerin
tek elde toplanması, kararlann üst düzey-
lerde merkezi organlar tarafindan alınma-
sı, hizmetlerin aksamasına ve yürütmenin
gecikmesine neden ohnaktadır. Özerk yö-
netimlerde, çeşitli görüşlere yer verilerek,
katılmab yönetimin gerçekleştirilmesi, ka-
rarlar almırken çeşitli çevrelerin, uzman-
lann ve diğer ilgililerin görüşlerinin alına-
rak isabetli ve yararlı kararlar alınması
sağlanabilmektedir.
Bazı kuruluşlara muhtariyet (özerklik),
bu kuruluşlann ülke çıkarlarma uygun ka-
rarlar almasıru ve ülke çıkarlarma uygun
hizmetler üretebilmesini sağlamak için ta-
nınmışttr. Böyle bir sistem, aynı zamanda
genel çıkarlara ve yasalara uygun kararlar
alınmasını, yasalara uygunluğun sağlanma-
sını gerekririr. Özerklik, hizmetlerin yürü-
tülmesinde verimlüik ve etkinliğin daha iyi
sağlanması için öngörülen bir sistemdir.
özerklikte, zorlayıcı usuller değil, benim-
setici ve özendirici yöntemler geçerlidir.
Benimsetme ve özendirmeye yönelik ol-
mayanyöntemler, özerklik anlayışıyla bağ-
daşmaz. Özerk kuruluşlann, yasalar ve
anayasanın belirlediği ilkelere uymamala-
n, yasa hükümlerini yanlış yorumlayarak
ülke çıkarlanyla bağdaşmayan kararlar al-
malan özerklik ilkesine uygun bir davra-
nış değildir.
Özerklik kişilere, kişisel çıkarlar sağla-
mak, ayncalıklar tanımak anlamuıa gelmez.
Serbestçe organlannı seçebilme ve karar-
lar alabılme yetkisinin tanınmasında gü-
dülen temel amaç, hizmetlere yöneliktir.
Kişilere ayncalıklı yetkiler tanımak, nüfuz
sağlamak söz konusu değildir; hizmetler
daha iyi yürüyeceği için özerk kuruluşla-
ra yer verilmektedir.
Hizmetler basit, çabuk, ucuz ve daha iyi
yürüsün, aksama olmadantamamlansın, ge-
cikmeler ohnasın diye özerk kuruluşlardan
söz edihnektedir. Özerklik, kurumlann za-
rar etmeleri yerine verimli ve kazanç ge-
tirenkurumlar olmalarmı sağlamak için ta-
nınmıştır. Özerk kuruluşlar eğer kuralla-
ra uygun olarak çahştınlmazsa beklenen
yararlar sağlanamaz. Kaynaklar israf edi-
lir. Fazla ve gereksiz personel çalıştınl-
ması, malzeme israfı gibi sorunlarla kar-
şılaşılabilir. Toplum ve çıkarlan doğrultu-
sunda kararlar alınması gerekirken kuru-
luşlann ve ülkenin geleceğiyle çelişen ka-
rarlar almdığı görülebilir. Usulsüz ve aşı-
n harcamalar nedeniyle yolsuzluktan söz
edilen durumlarla karşılaşılabilir.
Muhtar (özerk) kuruluş temsilcilerinin
yönetimde söz ve yetki salıibi ohnalan, il-
gili kuruluş ve ülke çıkarlarma uygun ka-
rarlar alınmasını ve ülke yararuıa çözüm
yollan bulunmasını kolaylaştıran bir yö-
netim biçimidir. Özerk kuruluşlar karar
alma ve alman kararlan uygulama hakkı-
na sahiptirler. Bu kuruluşlar hiçbir baskı
ohnaksızm karar organlannı seçebilirler.
Karar abna özgürlüğunün gerçekleşmesi,
karar organlannın özgürlük içinde oluştu-
rulmasıyla sağlanabilir. Böyle bir karar al-
ma ve uygulayabilme özgürlüğünün ger-
çekleşebilmesi için gerekli koşullann ve
yetkilerin de sağlanması gerekir.
Muhtar (özerk) kuruluşlar, hizmetlerin
çabuk ve verimli biçimde halka ulaştınl-
ması yönünden büyük yararlar ve tasarruf
sağlamaktadır. Kararlann bir merkezden
alınması, merkezi yönetimlerle yazışma-
lar çok zaman aln" ve işlerin gecikmesine
neden olur.
Diğer yönden, yerel nitelikteki hizmet-
lerin öneminin merkezi kuruluşlar tara-
fından değerlendirilmesi hem güçtür hem
de aynı zamandakararlann doğruluk ve isa-
betli olma derecesi zayıftır. Bunun için
devlet ve merkezden yönetim adına hare-
ket edecek ve yerel nitelikteki kuruluşla-
n temsil edecek özerk örgüt ve kişilere ge-
reksinme vardır.
Bu yüzden merkezden yönetimin taşra
örgütlerine ve temsilcilerine geniş yetki-
ler verilir. Bu tür uygulamada merkeze
bağlı elemanlar, yetki genişliğine sahip ol-
malaruıa rağmen yerel gereksinmeleri an-
lama, değerlendirme ve halka yakın ornıa
yönünden yetersiz kalırlar. Bu yöntem,
hizmetlerin istenilen doğrultuda yürütül-
mesine elverişli değildir. Diğer elverişli
olan yöntem, tüzelkişiliğe sahip, özerk,
yerel, yerinden yönetim örgütlerine yer
vermektir.
Böylece merkezi idarenin de yükü ha-
fıflemiş ohnakta ve vatandaşlara daha iyi
hizmetler götürme olanaklan doğmakta-
dır.
Kayuına olmaksızın, nesnel kurallara
göre işbaşına getirilen veya atanan ele-
manlar, ügililerin gereksinmelerini daha iyi
değerlendirirler. Yetki genişliğine sahip
merkezi idare kuruluşlan, yerinden yöne-
tim ve özerk kuruluşlar gibi hareketlilik ve
halka yakınhk gösteremezler. Özerk yerin-
den yönetim kuruluşlan, yerel çıkarlara,
ekonomik, coğrafi ve siyasal duruma gö-
»•e değişen koşullara daha iyi uyabilme ve
durumu daha iyi değerlendirme olanakla-
nna sahiptirler.
Sonuç
Sonuç olarak diyebiliriz ki kuruluşlann
başanlı biçimde hizmet verebilmelerinin
sağlanması için bu idarelerin halkın katı-
lımma ve denetimine açık olması gerekli-
dir. Bu yönetimlerin iyi işlemesi, halk de-
netiminin ve nesnel kurallara göre işleyen
bir yönetsel denetim ve yargı denetiminin
işlemesine bağhdn".
Çeşitli kuruluşlann, ilgili olduklan ör-
güt veya vatandaşlara iyi hizmet verebil-
meleri için olanaklan çok iyi kullanmala-
n, hiçbir kuşkuya meydan vermemeleri
gerekir. Doğruluk, dürüstlük kurallann-
dan aynlmamalan, halkave kamuoyuna da-
ima güven vermeleri, hem kişisel yaşam-
lannda mutlu olmalanna ve aynı zaman-
da toplumsal yaşamlarında da onurlu bir
hayatyaşamalanna neden olur. Böyle onur-
lu bir yaşama sahip ohnak hiçbir servete,
malamülke değişilmez. Topluma, yannın
yönetici ve diğer çalışanlanna, yeni yeti-
şen kuşaklara iyi niteliklerle örnek ohna-
h, doğru yollan göstermeli ve onlann da
topluma yararlı, dürüstlük kurallanna uy-
gun olarak çalışmalan ve o doğrultuda ye-
tişmeleri için gerekli önlemleri almalıdır.
Böyle kuruluşlann başuıda bulunanlar ve
diğer elemanlar, gazetelerde, kötü örnek
olarak, yolsuzluklara kanşmış olarak isim-
lerinin çıkmasından dolayı, ülkeye çok kö-
tü bir örnek olduklannın farlonda ohnalı-
du-lar.
En onurlu şey, ismi kötü uygulamalara
ve rüşvete kanşmadan millete hizmet ve-
rebümektir. Kaynaklan çok sınırlı ohnak
ve hatta maddi sıkıntılar içinde ohnak bi-
le, isminizin kötü uygulamalara kanşma-
smdan çok daha şerefli ve onurludur. Top-
lumun bütün fertlerini ve yannın gençle-
rini bu doğrultuda yetiştirmeye ve onlara
iyi örnek olmaya, bütün sorumlu makam-
dakiler dikkat etmelidirler. Böyle bir dav-
ranış modelini yaşamlannm en önemli ve
en onurlu bir ödülü saymalıdırlar.
SİLİVRİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN MENKUL
AÇIK ARTIRMAİLANI
Dosya No: 2005/275 Tal.
Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktarlan ve kıymetleri yazıh mallar sa-
tışa çıkanlmıştır.
Birinci artırma 18.08.2005 günü saat 11.00-11.15 arası Silivri E-6 otoyolu yanı
Alipaşa Çayırlığı, Ankanlı Çiftlik evi altı depo adresinde yapılacak ve satış günü
kıymetlerinin %60'uıa istekli bulunmadığı takdirde 23.08.2005 günü aynı yer ve sa-
atte 2. artırma yapılarak satılacağı, şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen
kıymetinin %40'ını bulmasının ve satış isteyenin alacagına rüçhanı olan alacaklının
toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve paylann paylaştır-
ma masraflannı geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden %
oranında KDV'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görüle-
bilecefi, masrafi verildiği takdirde şarmamenin bir örneğinin isteyene gönderilebile-
ceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukanda yazılı dosya numarasıyla dairemize baş-
vurmalan rica olunur. 22.07.2005
Muhammen kıymeti: 50. 000,00 YTL
Adedi: 1
özellikleri: 34 BYS 83 plaka sayılı 2004 model, Audi marka hususi oto, A.6 1.8 T.
Multi 700 tip. Basın: 36792
tSCİRLİOVA ASIİYE
CEZA MAHKEMESt'NDEN
Esas No: 2004 66 Karar No: 2005 146
Davacı: K.H.
Müdahil: Muammer Oztürk Vekili: Av. Asiye Yalçın -
Incirliova Sanık: Şemsettin Barut - Öyas ve Gülceher oğ-
lu Akyazı 03.05.1967 doğ. Sakarya ili Akyazı ilçesi
Kumköprü köy NK. Germencik ilçesinde oturur.
Suç: 3167 SY. muhalefet Suç tarihi: 12.12.2003 Karar
tarihi: 29.03.2005 3167 SY. muhalefet suçundan sanıklar
Şemsettin Barut hakkında mahkememizce sanığın eyle-
mine uyan 3167 SY. 16 1 maddelerince 4.970.000.000.-
TL. ağir para cezası ve bankalarda bir yıl süre ile çek he-
sabı açmasından yasaklanmasına ilişkın karar sanıklanrj
yokluğunda yargıtay yolu açık olmak üzere 29.03.2005
tarihinde gıyabında hüküm kurulmuş olmakla, hüküm
tüm aramalara rağmen sanık Şemsettin Barut'a tebliğ
edilemediğinden. 7201 SY.'nın 28 ve 29. maddelerince
ilanen tebliğine, aynı yasanın 31. maddesince ilanın ya-
pıldığı tarihten itibaren 15 gün içerisinde tebligatın ya-
pılmış sayılacağı ilan olunur. 06.06.2005 Basm: 36676
PENCERE
Verheugen Alman'la
Doğru Konuşuyop...
Günter Verheugen i Türkiye'de tanımayan var
mı?..
Bir ara sanki içimizden biri gibiydi..
Verheugen aşağı..
Verheugen yukan..
Verheugen AB yolunda umudumuzdu, ağzının
içine bakıyor, ne söylediyse yapıyorduk..
Dün bizim gazetede Verheugen'e ilişkin Anado-
lu Ajansı kaynaklı bir haber çıktı:
"Bertin (AA) - AB Komisyonu üyesi Günter Ver-
heugen, Türkiye'nin AB üyeliğinin hiçbir şekilde
doğrudan serbest dolaşımı beraberinde getirme-
yeceğini söyledi."
Allah AllahL
Bu Verheugen bizimle böyle mi konuşuyordu?..
•
Verheugen (meşhur Alman 'Bild' gazetesi adı-
na) telefonla soru soran vatandaşlannı yanıtla-
mış...
Brauschvveig kentinde yaşayan Ingrid Courth
adlı ev hanımı sormuş:
"- Milyonlarca Türk bize mi gelecek?.."
Verheugen demiş ki:
"- Türkiye'nin AB üyeliği hiçbir şekilde doğru-
dan serbest dolaşımla bağlantılı olmaz. Bu mü-
zakerelere bağlı..."
İyi mi?..
Ama, iş bu kadaria da kalmıyor...
Hannover kenti yakınlarında yaşayan emekli
vergi memuru Paul Gillner sormuş:
"- Türkiye gibi geri kalmış bir ülkenin AB 'ye gir-
mesine nasıl izin verebilirsiniz?.."
Verheugen'in yanıtı şahane mi şahane:
"- Henüz müzakereler bile başlamadı. Yani bu
ülkenin Avrupa 'ya uyup uymadığı henüz belli de-
ğil..."
Ama bu da yetmemiş, AB Komisyonu üyesi ek-
liyor.
"- OyeWc karan, en erken 10 yıl sonra alınacak.
O zaman da her üye ülke 'evet' ya da 'hayır' de-
me hakkına sahip olacaktır."
Ne dersiniz bu duruma?..
Verheugen'e ne olmuş?..
Adam Türkiye'de halka gerçekleri anlatmaya
çabalayan Şükrü Elekdağ ve Onur Öymen gibi
konuşuyor...
Hazretin ülkemizdeki konuşlanması bir yana,
Alman'ı dolduruşa getiremez...
•
En az on yıl sonra bile AB soru işareti!..
Kim öle, kim kala...
AKP'nin de hesabı bu!..
AB'ye istediği ödünleri vere vere iktidardaki sü-
resini uzatabilirse Türkiye'de ılımlı Islam devletini
kuracağını düşünen takıyye partisi kısa aklınca
kurnaz mı kurnaz!..
Türkiye'yi uyutmak üzerine AB ile AKP arasın-
da uyum birliği mi var?.. Biz daha en az 10 yıl mu-
hayyel bir tarlanın bitmemiş ağacını mı sulayaca-
ğız?..
AYVALIK CUMOK ÇAĞRI
CUNDA'DA ÇAYA DAVETLİSİNİZ
3 AĞUSTOS GÜNÜ (BUGÜN)
DİLSİZLİĞİMİZİ VE DİLİMİZ TÜRKÇEYİ
KONUŞACAĞIZ
Yazar Ayşe Kilimci'nin Dilsizliğimizi,
Yazar Feyza Hepçilingirler'in Dilimiz Türkçe'yi
anlatacağı söyleşimize davetlisiniz.
Bugün saat 19.00'a Ayvalık Belediyesi arkasındaki
Nikah Salonu'nda görüşmek dileğiyle...
lletişim: Köksal Durukan 0532 443 72 87
Tüm Cumhuriyet Okurlan çağnlıdır.
' Görüşmek dileğiyle...
www.cumok.org
ADD - GEÜBOLU ŞUBESİ
MUSTAFA KEMAL ANAFARTALAR'DA
'TAM BAĞIMSIZLIK' SEMİNERİ
7 Ağustos 2005
Açış Konuşması
Oturum Başkanı
Konuşmacılar
Tarih
Saat
Yer
Düzenleyen
Av. RİFAT ŞENER
ADD Geliboiu Şube Başkanı
Av. ERTUĞRUL KAZANCI
ADD Genel Başkanı
Prof. Dr. ÜNSAL YAVUZ
Başkent Üniversitesi öğretim Ûyesi
Y. Doç. Dr. DENİZ TANSİ
Yed'ıtepe Üniversitesi öğretim Ûyesi
EROL MÜTERCİMLER
Araştrmacı - Yazar
Dr. ALEV COŞKUN
Cumhuriyet Vakfı Başkan Vekili
7 Ağustos 2005
16.00
Geliboiu Atatürk Meslek üsesi
AnafartalarZaferi'nin 90. Yıldönümü onuruna,
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi ve
Geliboiu Şubesi'nin etkinliğidir.
MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ
KURMA VE YAŞATMA VAKFI'NDAN
Aşağıda yeri ve nitelikleri belirlenen, 3. Bölge Kızı-
lay Mah. Çam Apt. Daire: 6 Vakıf taşınmazı ihale
şartnamesinde belirtilen şartlar gereği kapalı teklif
usulü ile ihaleye çıkanlmıştır.
lü: Ankara ilçesi: Çankaya
Cinsi: Daire Pafta no: 139
Ada: 1173 Parsel no: 28
Arsa payı: 24 624 ihale günü: 10.08.2005
İhale saatı: 14.00
Adres: Kışlasaray Mah. Saray Cad. 34/2 Huri Apt.
AntakyaHatay Vakıf îhale Yasası'na tabi değildir. ilan
olunur. Basın: 36718