25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 AĞUSTOS 2005 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Muhalefet Şaşkınlığı CHP içindeki muhalefetin şaşkınlığı sürüyor. Istanbul II Kongresi'yle bir kez daha görüldü. ll Başkanlığf na Altan Öymen'in aday gösterilme- si büyük beklenti yaratmıştı; eski bir genel baş- kan bu göreve gelirse Parti'yi değiştirme umu- dunun yeşereceği, Kuaıltay'da Baykal'ı devirme olasılığının artacağı düşünülüyordu. öymen'in ancak üçte bir oy alması, umutlan söndürdü. Şimdi, artık, her Kurultay'da olduğu gibi Eylül Kurultayı'nda da Istanbul'un ağır basacağı ve Baykal'la ekibinin mutlaka kazanacağı söyleni- yor. Nasıl olup da böyle bir umuda kapılındığını an- lamak güçtür. Muhalefetteki dağınıklık, şaşkınlık ve yönsüz- lük giderilmiş miydi? Altan öymen, o durumu giderecek yeni bir çiz- gi, tutarlı bir program ortaya koymuş ve bunlann çevresinde kilitlenmiş bir ekip mi yaratmıştı? Parti içi muhalefeti derleyip toparlayacak böy- le bir düşünsel çaba olmadan Baykal'ı devirmek için yola çıkmak ve tek kişinin adına güvenip bu yola çıkışa büyük umutlar bağlamak, bütünüyle yanlıştı. Büyük bir partide, hem de Cumhuriyeti kur- muş, devrimleri yapmış bir partinin içinde, yö- netim-muhalefet ilişkisini Genel Başkan'dan ya- na olmak ve olmamak eksenine oturtmak ilk ba- kışta çok basit gelebilir. Insan, böyle bir kuruluş- ta daha anlamlı, daha derin bir diyalektik bekler. Ama, ne yazık ki gerçek olan, bu basitliktir. Sorun, Genel Başkan'ı beğenip beğenmemek, ona yakın olup olmamak, onun tarafından dış- lanıp dışlanmamak gibi bir zemine oturtulmak- ta. Istanbul Kongresi'nde il Başkanlığı yanşını ka- zanan aday bile, zafer sevinciyle "Genel Başkan kazandı, Baykal'ın politikası kazandı" diyebil- mekte. "Neydi o politika?" diye sorsanız, büyük ola- sılıkla doyurucu bir yanıt veremeyecek. Muhalif- lerin de "Sizin politikanız ne?" sorusunaaçık ya- nıt veremeyecekleri gibi. Parti, kırk yıl önce "Yön Hareketi"n\ izleyen bir "Ortanın Solu" etiketinin ve yirmi yıl Önce Avrupa soluna öykünen bir "sosyal demokrasi" özentisinin ardından başlangıçtaki devrimci te- meline hâlâ oturtulamayışın şaşkınlığını yaşıyor. CHP, "Altı Ok" ve "Atatürk" sözlerini ne kadar sık ederse etsin, devrimleri yapan ve bütünüyle, laiklikten ekonomiye, ulusalcılıktan devrimciliğe kadar her yanıyla savunmayı üstlenen bir parti de- ğil artık. Bugünün Türkiyesi'nde yeniden oy ka- zanmanın yolu böyle bir dirilişten geçtiği halde. Ama, Genel Başkan'ı tutan ya da tutmayanlar içinde bu inancı koruyan insanlar hiç mi yok? El- bette var ama, onlar çevrelerini saran ilişki ağla- nnın dışına çıkamıyoriar. Oysa, önce o ağlardan kopmayı ve sonra bu kopuşu daha büyük, daha sağlıklı bir bütünleşmenin değişik bir yolu olarak değerlendirmeyi göze almadıkça başansızlıklan sürüp gidecek. ÜSKÜDAR1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN GAYRİMENKULÜN SATIŞİLANI DosyaNo: 1998/7 Satış Üsküdar ilçesi, Kandilli Mah. Mezarlık Sokak, 946 ada, 163 pafta, 1 parselde sayılı 25534 m2 tarla ve kargir ev vasfindaki mülk, Sultan Mahmudu Evvel Vakfı, Selahattin Ayar, Mehmet Ali Topay, Dursun Ali Topay, Mehmet Ali Topay, Emin Ali Topay, Ömer Topay, Şaban Topay, Zinnet Topay, Meryem Yılmaz, Meryem Topay, Emine Topay, Muhittin Topay, Gül- ten Topay, Murat Topay, Mehmet Topay, Sevim Ak- soy, Mükerrem Çalışâl, Durgut Aksoy, Abdullah Öz- doğan, Zelkif Gürsu, Nurullah Özdoğan adlanna ka- yıtlı olmakla hissedarlar arasında aynen taksimi mümkün olmadığından Abdullah Özdoğan hissesi üzeıindeki ipotekle yükümlü ve üzerindeki mükelle- fiyetleri ile birlikte açık arttırma sureti ile satışa çıka- rıİmıştır. Muhammen kmneti: Bilirkişi tarafından müştereken verilen, 5.4.2005 tarihli rapora göre arsa 6.383.500,00 YTL Mehmet Ali Topay'a ait bina ve muhtesat 87.565, 00 YTL, diğer binalâr ile sair muh- tesat ve ağaçlar toplam taşınmaz değeri 6.660.912, 00 YTL olduğu bildirilmiştir. Haliha7ir durumu: Satışa konu taşınmaz, Üsküdar ilçesi, Kandilli Mahallesi, Mezarlık Sokak, Ömûr Tepe Yokuşu, 163 pafta, 946 ada, 1 parsel sayılı geniş alanlı bir parsel olup ge- ometrik olarak çokgen biçiminde, topografık olarak güneyden kuzeye doğru alçalan % 30-40 civannda meyillidir. Parsel içerisinde birtakım yollar oluşmuş- tur. Taşınmazın çevTesinde 1-2-3 katlı aynk nizam bi- nalar ve çeşitli dubleks, tripleks villa tipi binalar ve siteler mevcut olup yollan asfalt, belediye hizmetle- rinden yararlanmakta, ulaşım durumu normal, ana cadde olan Üsküdar-Beykoz sahil yoluna yakın ko- numdadır. Imar durumu: Üsküdar Belediyesi Imar ve Planlama Müdürlüğü'nün 4.6.1998 tarih, 1998/2199/1786-C sayılı yazısından imar durumunun geçerli olduğu 9.12. 2004 gün ve 9.1.2004/7705 sayı- lı yazısında Üsküdar ilçesi, Kandilli Mahallesi, 163 pafta, 946 ada, 1 parsel sayılı yer 17.11.1992 tasdik tarihli ve M00O ölçekli Üsküdar geri göriinüm ve et- kilenme bölgeleri koruma amaçlı imar planında kıs- men ön bahçe ön metre yan ve arka bahçe mesafeleri 5 metre, 2 kat, 0.30 emsalli konut, kısmen aylık şart- larda D lejantlı (imar kanununun 18 madde uygula- ması gerekli) konut alanında kısmen park, kısmen yola terk alanında kaldığı bildirilmiştir. Birinci açık arurması: 19.09. 2005 günü saat 14.00'ten 14. 15'e kadar yapılıp % 60'ını bulduğu takdirde o gün kati ihalesi icra kılınacaktır. Aksi halde en çok artıranın taahhüdü baki kalıp satış on gün müddetle uzatılarak, İJdnci açık arnrması: 29.09. 2005 günü saat 14.00'ten 14. 15'e kadar yapılıp % 40'ını bulduğu takdirde o gün kati ihalesi icra kılınacaktır. Işbu gayrimenkul üzerindeki ipotekli alacaklılarla diğer alakadarlann faiz. masraf, hususi ile alacakianna ait belgelerini 15 gün içinde satış müdürlüğüne ibraz etmeleri, aksi hal- de tapu sicili ile haklan sabit olmadıkça satış bedeli- nin paylaştınlmasmdan hariç bırakılacaklardır. Birik- miş vergiler, satış tarihine kadar icra borcu tapu har- cının yansı, tellaliye parası hissedarlara, tapu harcı- nın yansı, resmi ihale pulu bedeli (%18 nispetindeki katma değer vergisi) müşteriye aittir. Satış peşin para ile IlK'nun ve tapu kaydı mucibince yapılır. Müşteri talep ettiği takdirde satış bedelini yatırmak üzere 10 gün mehil verilir. Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin kolayca görüp okuyabileceği mahkeme kori- dorundaki hususi tahtaya asılmıştır. Şartname örne- ğinden almak isteyenlerin 3.500.000 lira posta polu gönderdiklerinde bir örneği gönderilecektir. Fazla bil- gi almak isteyenler 1998/7 sayılı satış dosyasını tet- kik edebilirler. Müşterilerin yazılı gün ve saatlerde %20 nispetindeki teminatla birlikte satışın yapılacağı Üsküdar 1. Sulh Hukuk Mahkemesi Kalemi Yazı Iş- leri Müdürü'nün odasmda hazır bulunmalan ilan olu- Basın: 36682 nur. 'Uyan Be Annem!' Her üç Kıbnslıdan ikisi, bunca kan, sabır ve özveri ile kazanılmış bir "güzel yurdun" en verimli yerlerini Rumlara cömertçe teslim etmekten çekinmediğine.. kalan verimsiz toprak parçası üzerinde de onlarla birlikte ve iç içe yaşamaya (!) razı olup bunu da dünyaya ilan ettiğine göre yapacak fazla bir şey kalmadı demektir. Orhan KARAVELİ Türkiye 'yiyavaşyavaş kaybediyorsunuz 'be'Kıbrıslı kardeşlerim... • • Ikesinin egemenliğini ve ba- U ğımsızlığını korumak üzere ant içerek göreve başlayan KKTC'nin ikinci cumhurbaşka- nı, bir süre önce, çok izlenen TV kanallanndan birinde canlı yayındaydı. Bi- raz ikircüdi görünüyordu. Nasıl olmasın ki, ülkenin ilk cumhurbaşkanı halkına bir gü- zel ülke ve onur kazandırmıştı ve şimdi o, yeminli bir eski EOKA'cıya selefinin kaza- nımlannı teslim etmeye hazırlanır gibiydi. "™Türktoplumunun varhğui] sürdürme- sinj isterim.. Aksi haJde ben nereyegidebili- rim ki? Clkem burasıL" gibilerden bir şey- ler mınldanıyordu ama.. Türkiye'deki "bir adımilerideolmar 'merakJısı iktidarla el ele son perdeyi oynadıklannın farkındaydı. Ka- nımca, "Ben nereye gklebiürim ki?.." diye endişe etmesi yersizdi. Günü geldiğinde, görevini başanyla tamamlamış bir eski buz- dolabı tamircisi olarak muhakkak kıymeti bilinecek ve açacağı yeni dükkânında, ba- şansı üzerine içeceği bardak bardak suları soğutacaktır. Bu cennet adaya gazeteci olarak ilgim ta 1950'li yıllara dayanıyor. Önce Milliyet, sonra da Vatan mensubu niteliğiyle "Eren- köy"leri, "Hiflarion"Ian yaşadun kahra- man mücahitlerle... Sayın Denktaş'tan son- raki lider gözüyle görülen rahmetli Dr. Bur- han Naibantoğlu ve meslektaşım ÖmerSa- miCoşarla birlikte ve Nalbantoğlu'nun si- yah "Jaguar" arabasıyla TMT (Türk Mu- kavemet Teşkilatı) "cephanetiklerini" (!?) mi gezmedik... EOKA kurbanlannın cena- zelerinde mi yürümedik Lefkoşa'da ve Dr. FaalKüçükle birlikte?.. Öyle görünüyor ki, büyük insan ve büyük şair Tevfik Fikret'in Mehmet Akif e yarutında dediği gibi "O alay (kalnuş) bugün hep geride!.." Her üç Kıbnslıdan ikisi, bunca kan, sabır ve özveri ile kazanılmış bir "güzelyurdıııı" en verimli yerlerini Rumlara cömertçe tes- lim etmekten çekinmediğine.. kalan verim- siz toprak parçası üzerinde de onlarla bir- likte ve iç içe yaşamaya (!) razı olup bunu da dünyaya ilan ettiğine göre yapacak faz- la bir şey kalmadı demektir. Ben, tam da böyle düşünürken, yazının baş tarafında belirttiğim canlı TV yayınında beklemediğim birşey oldu: Sayın Cumhur- başkanı "çanak" sorulara yanıt vermekte bi- le zorlanırken, ekranın ait tarafindaki bant içinde bir soru geçmeye başladı: "No be annem mi deseydik acaba?_" Program yö- neticisi üzerinde durmuyor ama soru ara- lıksız geçmeyi sürdürüyordu: "No beannem mi deseydik acaba?_" Anımsayacaksınız! Dışardan beslendik- leri apaçık belli olan "evet" öncüleri refe- randum öncesi ilginç bir slogan bulmuşlar- dı: "Yes be annem.L" Sayuı Denktaş'ın bü- tün gayretlerine karşın evetçilerin oranı yüz- de 65 'e ulaştı. Rumlar ise yüzde 75 'le "ha- yır" demişlerdi. Ada Türklerine hiçbir şey vermeyi istemedikleri ve öngörmedikleri için... Bir yıldan beri yaşadıklarından son- ra "biznnJdkr" şimdi oyuna getirildikleri- ni -nihayet- anlamaya mı başlamışlardı? Baksanıza, Rum yönetimi evlerini bark- lannı ellerinden almaya, direnenleri ceza- landırmaya ve Rum ordusuna katılmalan için davet çıkarmaya hazırlanıyordu. Eh, ma- demki gidip "sözde" Kıbns Cumhuriyeö'nin vatandaşı olmuşlardı, isteneni yapmak du- rumundaydılar. Kendi kuyusunu kazan KKTC'nin yöneticileri, hiç hesaba katma- dıklan bu durum karşısında saşkına dönmüş gibi görünüyordu. Büyük bir üzüntüyle ve açıkça söyleme- liyim: "YavruVatan"daki soydaşlannı Türk milleti artık eskisi gibi görmüyor. Temmuz 1974 'te kırk bin kişi kalmışlardı ve onlar da bir yerlere gitmeye hazırlanıyordu. Bir avuç mücahitle Mehmetçik, Samson-Papado- puJos markalı H jenostt"ten onJan son anda kurtarmıştı. Kurtarmakla kalmamış; bitip tü- kenmiş bir topluma cennet kıyılan, orman- lan, otoyollan, üniversiteleri ile egemen ve özgür bir ülke kazandmnıştı. Kimi güçlük- leri henüz giderilememiş olsa bile böyle bir ülke "Rum"un azınlığı ve şamar oğlanı ol- maktan daha iyi değil miydi? "Yes be an- nem-." Bir yıl sonra ise ada yüzeyine hızla yayıldığı söylenen bir "No be annem!.." Oyun mu oynanıyor? Bunca emek, özve- ri, sabır ve şehit kanı boşa gidecek ve ön- cekine yüzde 75'le "hayır" dedirten Bay Papadopulos herhalde yeni ödünlerle "yu- muşaülarak" ikinci bir "Annan Planı"nı görüşmek üzere lütfen masaya oturtulacak- mış. Kuşkusuz, eskisinden kötü bir plan olacaktır bu Türkler için. Türkiye 'yi yavaş yavaş kaybediyorsunuz "be" Kjbnslı kardeşlerim! Gerekirse -size karşın- elinde tutar bu ülke Kıbns'ı. Çün- kü, uzun vadeli çıkarlan bunu gerektirmek- tedir ve Atatürk'ün "vasiyeti" de bu yolda- dır. Geçmişi unutma kardeşim. "Uyan be annemL" Özerklik Keyfi Hareket Etmek Değildir Özerklik, kurumlann zarar etmeleri yerine verimli ve kazanç getiren kurumlar olmalarmı sağlamak için tanınmıştır. Özerk kuruluşlar eğer kurallara uygun olarak çahştınlmazsa beklenen yararlar sağlanamaz. Prof. Dr. Nlirİ TORTOPfia;yte«r Üniversitesi tletişim Fakültesi Öğretim Üyesi • • zerklik, merkezden yönetimin O ve bürokratik engellerin sakın- calannı ortadan kaldırmak ve- ya azaltmak için öngörülen bir yönetim biçimidir. Yetkilerin tek elde toplanması, kararlann üst düzey- lerde merkezi organlar tarafindan alınma- sı, hizmetlerin aksamasına ve yürütmenin gecikmesine neden ohnaktadır. Özerk yö- netimlerde, çeşitli görüşlere yer verilerek, katılmab yönetimin gerçekleştirilmesi, ka- rarlar almırken çeşitli çevrelerin, uzman- lann ve diğer ilgililerin görüşlerinin alına- rak isabetli ve yararlı kararlar alınması sağlanabilmektedir. Bazı kuruluşlara muhtariyet (özerklik), bu kuruluşlann ülke çıkarlarma uygun ka- rarlar almasıru ve ülke çıkarlarma uygun hizmetler üretebilmesini sağlamak için ta- nınmışttr. Böyle bir sistem, aynı zamanda genel çıkarlara ve yasalara uygun kararlar alınmasını, yasalara uygunluğun sağlanma- sını gerekririr. Özerklik, hizmetlerin yürü- tülmesinde verimlüik ve etkinliğin daha iyi sağlanması için öngörülen bir sistemdir. özerklikte, zorlayıcı usuller değil, benim- setici ve özendirici yöntemler geçerlidir. Benimsetme ve özendirmeye yönelik ol- mayanyöntemler, özerklik anlayışıyla bağ- daşmaz. Özerk kuruluşlann, yasalar ve anayasanın belirlediği ilkelere uymamala- n, yasa hükümlerini yanlış yorumlayarak ülke çıkarlanyla bağdaşmayan kararlar al- malan özerklik ilkesine uygun bir davra- nış değildir. Özerklik kişilere, kişisel çıkarlar sağla- mak, ayncalıklar tanımak anlamuıa gelmez. Serbestçe organlannı seçebilme ve karar- lar alabılme yetkisinin tanınmasında gü- dülen temel amaç, hizmetlere yöneliktir. Kişilere ayncalıklı yetkiler tanımak, nüfuz sağlamak söz konusu değildir; hizmetler daha iyi yürüyeceği için özerk kuruluşla- ra yer verilmektedir. Hizmetler basit, çabuk, ucuz ve daha iyi yürüsün, aksama olmadantamamlansın, ge- cikmeler ohnasın diye özerk kuruluşlardan söz edihnektedir. Özerklik, kurumlann za- rar etmeleri yerine verimli ve kazanç ge- tirenkurumlar olmalarmı sağlamak için ta- nınmıştır. Özerk kuruluşlar eğer kuralla- ra uygun olarak çahştınlmazsa beklenen yararlar sağlanamaz. Kaynaklar israf edi- lir. Fazla ve gereksiz personel çalıştınl- ması, malzeme israfı gibi sorunlarla kar- şılaşılabilir. Toplum ve çıkarlan doğrultu- sunda kararlar alınması gerekirken kuru- luşlann ve ülkenin geleceğiyle çelişen ka- rarlar almdığı görülebilir. Usulsüz ve aşı- n harcamalar nedeniyle yolsuzluktan söz edilen durumlarla karşılaşılabilir. Muhtar (özerk) kuruluş temsilcilerinin yönetimde söz ve yetki salıibi ohnalan, il- gili kuruluş ve ülke çıkarlarma uygun ka- rarlar alınmasını ve ülke yararuıa çözüm yollan bulunmasını kolaylaştıran bir yö- netim biçimidir. Özerk kuruluşlar karar alma ve alman kararlan uygulama hakkı- na sahiptirler. Bu kuruluşlar hiçbir baskı ohnaksızm karar organlannı seçebilirler. Karar abna özgürlüğunün gerçekleşmesi, karar organlannın özgürlük içinde oluştu- rulmasıyla sağlanabilir. Böyle bir karar al- ma ve uygulayabilme özgürlüğünün ger- çekleşebilmesi için gerekli koşullann ve yetkilerin de sağlanması gerekir. Muhtar (özerk) kuruluşlar, hizmetlerin çabuk ve verimli biçimde halka ulaştınl- ması yönünden büyük yararlar ve tasarruf sağlamaktadır. Kararlann bir merkezden alınması, merkezi yönetimlerle yazışma- lar çok zaman aln" ve işlerin gecikmesine neden olur. Diğer yönden, yerel nitelikteki hizmet- lerin öneminin merkezi kuruluşlar tara- fından değerlendirilmesi hem güçtür hem de aynı zamandakararlann doğruluk ve isa- betli olma derecesi zayıftır. Bunun için devlet ve merkezden yönetim adına hare- ket edecek ve yerel nitelikteki kuruluşla- n temsil edecek özerk örgüt ve kişilere ge- reksinme vardır. Bu yüzden merkezden yönetimin taşra örgütlerine ve temsilcilerine geniş yetki- ler verilir. Bu tür uygulamada merkeze bağlı elemanlar, yetki genişliğine sahip ol- malaruıa rağmen yerel gereksinmeleri an- lama, değerlendirme ve halka yakın ornıa yönünden yetersiz kalırlar. Bu yöntem, hizmetlerin istenilen doğrultuda yürütül- mesine elverişli değildir. Diğer elverişli olan yöntem, tüzelkişiliğe sahip, özerk, yerel, yerinden yönetim örgütlerine yer vermektir. Böylece merkezi idarenin de yükü ha- fıflemiş ohnakta ve vatandaşlara daha iyi hizmetler götürme olanaklan doğmakta- dır. Kayuına olmaksızın, nesnel kurallara göre işbaşına getirilen veya atanan ele- manlar, ügililerin gereksinmelerini daha iyi değerlendirirler. Yetki genişliğine sahip merkezi idare kuruluşlan, yerinden yöne- tim ve özerk kuruluşlar gibi hareketlilik ve halka yakınhk gösteremezler. Özerk yerin- den yönetim kuruluşlan, yerel çıkarlara, ekonomik, coğrafi ve siyasal duruma gö- »•e değişen koşullara daha iyi uyabilme ve durumu daha iyi değerlendirme olanakla- nna sahiptirler. Sonuç Sonuç olarak diyebiliriz ki kuruluşlann başanlı biçimde hizmet verebilmelerinin sağlanması için bu idarelerin halkın katı- lımma ve denetimine açık olması gerekli- dir. Bu yönetimlerin iyi işlemesi, halk de- netiminin ve nesnel kurallara göre işleyen bir yönetsel denetim ve yargı denetiminin işlemesine bağhdn". Çeşitli kuruluşlann, ilgili olduklan ör- güt veya vatandaşlara iyi hizmet verebil- meleri için olanaklan çok iyi kullanmala- n, hiçbir kuşkuya meydan vermemeleri gerekir. Doğruluk, dürüstlük kurallann- dan aynlmamalan, halkave kamuoyuna da- ima güven vermeleri, hem kişisel yaşam- lannda mutlu olmalanna ve aynı zaman- da toplumsal yaşamlarında da onurlu bir hayatyaşamalanna neden olur. Böyle onur- lu bir yaşama sahip ohnak hiçbir servete, malamülke değişilmez. Topluma, yannın yönetici ve diğer çalışanlanna, yeni yeti- şen kuşaklara iyi niteliklerle örnek ohna- h, doğru yollan göstermeli ve onlann da topluma yararlı, dürüstlük kurallanna uy- gun olarak çalışmalan ve o doğrultuda ye- tişmeleri için gerekli önlemleri almalıdır. Böyle kuruluşlann başuıda bulunanlar ve diğer elemanlar, gazetelerde, kötü örnek olarak, yolsuzluklara kanşmış olarak isim- lerinin çıkmasından dolayı, ülkeye çok kö- tü bir örnek olduklannın farlonda ohnalı- du-lar. En onurlu şey, ismi kötü uygulamalara ve rüşvete kanşmadan millete hizmet ve- rebümektir. Kaynaklan çok sınırlı ohnak ve hatta maddi sıkıntılar içinde ohnak bi- le, isminizin kötü uygulamalara kanşma- smdan çok daha şerefli ve onurludur. Top- lumun bütün fertlerini ve yannın gençle- rini bu doğrultuda yetiştirmeye ve onlara iyi örnek olmaya, bütün sorumlu makam- dakiler dikkat etmelidirler. Böyle bir dav- ranış modelini yaşamlannm en önemli ve en onurlu bir ödülü saymalıdırlar. SİLİVRİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN MENKUL AÇIK ARTIRMAİLANI Dosya No: 2005/275 Tal. Bir borçtan dolayı hacizli ve aşağıda cins, miktarlan ve kıymetleri yazıh mallar sa- tışa çıkanlmıştır. Birinci artırma 18.08.2005 günü saat 11.00-11.15 arası Silivri E-6 otoyolu yanı Alipaşa Çayırlığı, Ankanlı Çiftlik evi altı depo adresinde yapılacak ve satış günü kıymetlerinin %60'uıa istekli bulunmadığı takdirde 23.08.2005 günü aynı yer ve sa- atte 2. artırma yapılarak satılacağı, şu kadar ki artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40'ını bulmasının ve satış isteyenin alacagına rüçhanı olan alacaklının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve paylann paylaştır- ma masraflannı geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden % oranında KDV'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasında görüle- bilecefi, masrafi verildiği takdirde şarmamenin bir örneğinin isteyene gönderilebile- ceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukanda yazılı dosya numarasıyla dairemize baş- vurmalan rica olunur. 22.07.2005 Muhammen kıymeti: 50. 000,00 YTL Adedi: 1 özellikleri: 34 BYS 83 plaka sayılı 2004 model, Audi marka hususi oto, A.6 1.8 T. Multi 700 tip. Basın: 36792 tSCİRLİOVA ASIİYE CEZA MAHKEMESt'NDEN Esas No: 2004 66 Karar No: 2005 146 Davacı: K.H. Müdahil: Muammer Oztürk Vekili: Av. Asiye Yalçın - Incirliova Sanık: Şemsettin Barut - Öyas ve Gülceher oğ- lu Akyazı 03.05.1967 doğ. Sakarya ili Akyazı ilçesi Kumköprü köy NK. Germencik ilçesinde oturur. Suç: 3167 SY. muhalefet Suç tarihi: 12.12.2003 Karar tarihi: 29.03.2005 3167 SY. muhalefet suçundan sanıklar Şemsettin Barut hakkında mahkememizce sanığın eyle- mine uyan 3167 SY. 16 1 maddelerince 4.970.000.000.- TL. ağir para cezası ve bankalarda bir yıl süre ile çek he- sabı açmasından yasaklanmasına ilişkın karar sanıklanrj yokluğunda yargıtay yolu açık olmak üzere 29.03.2005 tarihinde gıyabında hüküm kurulmuş olmakla, hüküm tüm aramalara rağmen sanık Şemsettin Barut'a tebliğ edilemediğinden. 7201 SY.'nın 28 ve 29. maddelerince ilanen tebliğine, aynı yasanın 31. maddesince ilanın ya- pıldığı tarihten itibaren 15 gün içerisinde tebligatın ya- pılmış sayılacağı ilan olunur. 06.06.2005 Basm: 36676 PENCERE Verheugen Alman'la Doğru Konuşuyop... Günter Verheugen i Türkiye'de tanımayan var mı?.. Bir ara sanki içimizden biri gibiydi.. Verheugen aşağı.. Verheugen yukan.. Verheugen AB yolunda umudumuzdu, ağzının içine bakıyor, ne söylediyse yapıyorduk.. Dün bizim gazetede Verheugen'e ilişkin Anado- lu Ajansı kaynaklı bir haber çıktı: "Bertin (AA) - AB Komisyonu üyesi Günter Ver- heugen, Türkiye'nin AB üyeliğinin hiçbir şekilde doğrudan serbest dolaşımı beraberinde getirme- yeceğini söyledi." Allah AllahL Bu Verheugen bizimle böyle mi konuşuyordu?.. • Verheugen (meşhur Alman 'Bild' gazetesi adı- na) telefonla soru soran vatandaşlannı yanıtla- mış... Brauschvveig kentinde yaşayan Ingrid Courth adlı ev hanımı sormuş: "- Milyonlarca Türk bize mi gelecek?.." Verheugen demiş ki: "- Türkiye'nin AB üyeliği hiçbir şekilde doğru- dan serbest dolaşımla bağlantılı olmaz. Bu mü- zakerelere bağlı..." İyi mi?.. Ama, iş bu kadaria da kalmıyor... Hannover kenti yakınlarında yaşayan emekli vergi memuru Paul Gillner sormuş: "- Türkiye gibi geri kalmış bir ülkenin AB 'ye gir- mesine nasıl izin verebilirsiniz?.." Verheugen'in yanıtı şahane mi şahane: "- Henüz müzakereler bile başlamadı. Yani bu ülkenin Avrupa 'ya uyup uymadığı henüz belli de- ğil..." Ama bu da yetmemiş, AB Komisyonu üyesi ek- liyor. "- OyeWc karan, en erken 10 yıl sonra alınacak. O zaman da her üye ülke 'evet' ya da 'hayır' de- me hakkına sahip olacaktır." Ne dersiniz bu duruma?.. Verheugen'e ne olmuş?.. Adam Türkiye'de halka gerçekleri anlatmaya çabalayan Şükrü Elekdağ ve Onur Öymen gibi konuşuyor... Hazretin ülkemizdeki konuşlanması bir yana, Alman'ı dolduruşa getiremez... • En az on yıl sonra bile AB soru işareti!.. Kim öle, kim kala... AKP'nin de hesabı bu!.. AB'ye istediği ödünleri vere vere iktidardaki sü- resini uzatabilirse Türkiye'de ılımlı Islam devletini kuracağını düşünen takıyye partisi kısa aklınca kurnaz mı kurnaz!.. Türkiye'yi uyutmak üzerine AB ile AKP arasın- da uyum birliği mi var?.. Biz daha en az 10 yıl mu- hayyel bir tarlanın bitmemiş ağacını mı sulayaca- ğız?.. AYVALIK CUMOK ÇAĞRI CUNDA'DA ÇAYA DAVETLİSİNİZ 3 AĞUSTOS GÜNÜ (BUGÜN) DİLSİZLİĞİMİZİ VE DİLİMİZ TÜRKÇEYİ KONUŞACAĞIZ Yazar Ayşe Kilimci'nin Dilsizliğimizi, Yazar Feyza Hepçilingirler'in Dilimiz Türkçe'yi anlatacağı söyleşimize davetlisiniz. Bugün saat 19.00'a Ayvalık Belediyesi arkasındaki Nikah Salonu'nda görüşmek dileğiyle... lletişim: Köksal Durukan 0532 443 72 87 Tüm Cumhuriyet Okurlan çağnlıdır. ' Görüşmek dileğiyle... www.cumok.org ADD - GEÜBOLU ŞUBESİ MUSTAFA KEMAL ANAFARTALAR'DA 'TAM BAĞIMSIZLIK' SEMİNERİ 7 Ağustos 2005 Açış Konuşması Oturum Başkanı Konuşmacılar Tarih Saat Yer Düzenleyen Av. RİFAT ŞENER ADD Geliboiu Şube Başkanı Av. ERTUĞRUL KAZANCI ADD Genel Başkanı Prof. Dr. ÜNSAL YAVUZ Başkent Üniversitesi öğretim Ûyesi Y. Doç. Dr. DENİZ TANSİ Yed'ıtepe Üniversitesi öğretim Ûyesi EROL MÜTERCİMLER Araştrmacı - Yazar Dr. ALEV COŞKUN Cumhuriyet Vakfı Başkan Vekili 7 Ağustos 2005 16.00 Geliboiu Atatürk Meslek üsesi AnafartalarZaferi'nin 90. Yıldönümü onuruna, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi ve Geliboiu Şubesi'nin etkinliğidir. MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ KURMA VE YAŞATMA VAKFI'NDAN Aşağıda yeri ve nitelikleri belirlenen, 3. Bölge Kızı- lay Mah. Çam Apt. Daire: 6 Vakıf taşınmazı ihale şartnamesinde belirtilen şartlar gereği kapalı teklif usulü ile ihaleye çıkanlmıştır. lü: Ankara ilçesi: Çankaya Cinsi: Daire Pafta no: 139 Ada: 1173 Parsel no: 28 Arsa payı: 24 624 ihale günü: 10.08.2005 İhale saatı: 14.00 Adres: Kışlasaray Mah. Saray Cad. 34/2 Huri Apt. AntakyaHatay Vakıf îhale Yasası'na tabi değildir. ilan olunur. Basın: 36718
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle