19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 3 TEMMUZ 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABDÜLCANBAZ TURHAN SELÇUK Kazım Koyuncu anısına yürüyor • RİZE(AA)-"Don Kişot" lakaplı Osman Akkuş, kanser nedeniyle hayatını kaybeden Karadenizli sanatçı Kazım Koyuncu anısına oğlu ile Hopa'dan Trabzon'a kadar sürecek "Ecelsiz Ölümün Adı: Çernobil" yürüyüşü başlattı. lOyaşındaki oğlu Oğul Can ile yapacağı 175 kilometrelik yürüyüş kapsamında ilk molasını Rıze'nin Ardeşen ilçesinde veren Akkuş, Çeraobü'e karşı hep birlikte direnilmesi gerektiğıni belirtti. Sezer'in tabela rahatsıdığı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, dün Türk Dil Kurumu (TDK) Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın ve beraberindeki heyeti kabul etti. Akalın, Çankaya Köşkü'nden aynlırken yaptığı açıklamada, TDK'nin 73. kuruluş yıldönümü dolayısıyla Sezer"i ziyaret ettiklerini belirterek Sezer'in "tabelalarda yabancı kökenli çok kelime kullanılarak yaratılan dil kirliliğinden duyduğu rahatsızhğı" dile getirdiğini bildirdi. Tekstil işçileri imza topluyor • İstanbul Haber Servisi - Tekstil-Sen üyeleri, "Sigortalı, sendikalı, iş güvenceli, haftada 35 saat çalışmak istiyoruz" kampanyası başlattı. 5 Temmuz'da başlatılan kampanya çerçevesinde toplanacak imzalar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na gönderilecek. Tekstil-Sen Genel Başkanı Ayşe Yumli Yeter, Türkiye'de binlerce işçinin kayıt dışı olarak çalıştınldığını ifadeederekAKP hükümetinin de bu olguya seyirci kaldığını söyledi. Kaçakları taşıyan tekne battı İALÎAĞA(AA)- îzmir'in Aliağa ilçesinden Midilli Adası'na yasadışı yollardan gitmeye çahşan yabancı uyruklu 25 kişiyi taşıyan tekne Öküzbumu açıklannda alabora oldu, 3 Somalili öldü. Ethem T. yönetünindeki tekne, Aliağa'dan aldığı 16 Somalili, 8 Filistinli ve 1 Moritanyalıyla denize açıldı. Alabora olan teknedeki kaçaklardan 22'si Jandarma ve Sahil Güvenlik ekiplerinin yardımıyla kurtarıldı. Türkiyeşeriatateslim olmasın' Uzun bir süredir ABD'deyaşayan ve Osmanlı dönemi Türkiye'si üzerine romanlaryazan TürkyazarAlevLytle Croutier, Türkiye'de hergeçen günşeriatçıhğın köksaldığını söylüyor LEYLA TAVŞANOĞLU -ilginç bir Türk yazar. Ismi Akv m Lytie Croutier... Uzun yıllardır M. ABD' nin San Francisco kentinde oturuyor. Eşi Amerikalı. Hep Türki- ye, daha doğrusu Osmanlı dönemi Tür- kiyesi üzerine romanlar yazıyor. He- men hemen oryantalist bir yazar diye- biliriz. İlk kez Alev Hanım'ı, "The Palace of Tears" (Gözyaşı Sarayı) isimli ki- tabıyla tanıyorum. Sonra "Harem" ve öbür kitaplan geliyor. Son olarak da bir çocuk romanı olan Leyla'yı oku- yorum. Rastlantıya bakar mısınız? Ben Leyla, romanın kahramanı Leyla. Alev Hanım sıklıkla Istanbul'a ge- liyor. Buradaki arkadaşlanyla buluşu- yor. Ankara'da oturan annesini ziya- rete gidiyor. Bu gelişlerinden birisin- de buluşmak üzere sözleşiyoruz ve ilk kez yüz yüze tanışıyoruz. Ufak tefek ve pek hoş. Bir bursla. ver ellnl ABD Ailesi Izmirli. Ancak babasının Ça- lışma Bakanlığı'ndaki memuriyeti ne- deniyle Ankara'ya göç etmişler. Alev Hanım ortaokul ve lise için Istanbul'a gelmiş. Üsküdar Amerikan Kız Lise- si ve Robert Kolej Yüksekokulu'nu bitirmiş. Bir bursla ABD'ye girmiş ve sanat tarihi okumuş. Zaten gidiş o gi- diş. Üniversiteyibitirirbitirrnezbirfılrn yapımı için Japonya ve Çin'e gitme tek- lifi almış. Filmi Hong Kong yakınla- nnda bir adada çekmiş. Ardından fil- min montaj ve redaksiyonunu Japon- ya'da yapmış. Film bittikten sonra bir yıl daha Japonya'da kalmış. "Japon- ya çok ilgimi çekmiştT diye anlatıyor. Tokyo ve Meichi üniversitelerinde tiyatro eğitimi almış. O arada filmi Cannes ve Berlin festivallerine davet edilmiş. Sonra Istanbul'a dönmüş. An- latıyor: Fillmlere senaryo yazdım "Iş aradım. Hiçbir şey bulamadım. Sadece ABD l luslararası Yardım Ör- gütü (AID) için küçük bir film yapüm. O sıralarda Bebek'te oturan ABD'H ünlü yazar James Baldwin'le tanışûm. Yapüğun işi daha fazla ciddiye ahnam gerektiğini ve ABD'ye dönmemin ça- hşma yaşamım açısmdan yararh ola- cağını söyledi BuöğudütutarakNevv York'agittim. O zamanki adryla NET (UlusalEğitim Kanah) tetevizyonunda çahştnn. O ara- da da New YorkÜnh ersitesi Sinema ve Televizyon Bölümü'nde okudum." Okulu bitirince Hollywood filmle- ri için senaryo yazmaya başlamış. Da- ha çok kısa metrajh filmler için senar- yo yazıyormuş. "Ten-Year Riddle" (On Yıllık Sır) adlı romanın sinema- ya uyarlamasında filmin senaryosunu yazmış. ilk uzun metrajh film senar- yosu denemesiymiş. "Filmi Lee Grant yönetmiş, Melvin Douglas başrolü oynamışn. FUm çok büyük beğeni topladı. Bir süre daha filmlere senaryo yazdım. O arada ev- lendim. Bir oğium oldu. Birkaç >ıl daha senaristüği sürdür- düm. Arna HoUywoodyaşamıbana gö- re değildi. Bunun ardından Mercury (Sulan Alnıak). Kitap suyun nütolojik, sosyolojik ve dini etkilerinin boyutia- nnı anlaüyor. t çüncü kitabım Gözyaşı Sarayı çık- üktan sonra Türkiye'de ciddi bir yayın- cı bulma arayışlarına girdim. Bunu Oğjak Yayınevi basti. Neyse ki bu kha- bım şu ana kadar korsan yayınevieri- nin etine düşmedi. Bunun arkasından ' Seven Houses' (Yedi ev) gekü. Bu son ikisi on iki dile çevrildi. Sonra da Ley- la'yı yazdım." Osmanlı dönemlnl anlatıyor Alev Lytle Croutier son kitabı üze- rinde çalışıyor. Peki, ismini ne koya- cak? es' (MutsuzKadınlar) kitabındaki ka- dınlann yaşamından esinlendim. Kita- bın ilk ismi 'Cçüncü Kaduı' ch." Türk okuru Alev Hanım'uı roman- lannı nasıl karşıladı? "Çok hi karşılandım. Ancak Oğlak Yayınevi çok kaliteli bir yayınevi ohna- sına karşuı baskılanvedağıümı çok sı- nn*h. Kitaplann kaç satüğını hiç bilmiyo- rum. Çünkü saüş rakamı bana hiç söy- lenmedi. Ama kitaplaria ilgüı okuriardan çok mektup ve email aldım." Alev Hanım "Yeniay veZambak"tan sonra bir dahaki gelişinde Gaziantep yöresine gidip o bölgede geçen bir ro- man yazmak için çalışma yapmak is- DUZYAZI Uzun yıllar ABD'de yaşayan ve eşi Amerikah olan Türk \azar Ale\ Lvtle Croutier, Türkiye üzerine romanlar yazryor. House Yaymevi'ni kurdum. Dokuz yıl oradafiilençahştim. Derken Harem ki- tabmı yazdım. Ama bunu yazmam 10 yıl sürdü. Çünkü belge bulmak o za- man çok zordu. Sonunda yayımlandı. Kitap büyük ilgi gördü. Anında 21 di- le çevrfldi Ve hayatmu mahvetti." Bunu söylerken çok gülüyor. "Harem ne yazık ki Türkiye'de bir- takun korsan yayınevlerinin eüne düş- tü. Hatta daha da öte. Çahnn dhebile- ceöm baskılan yapıkh. Ddnci kitabım 'Taking the Waters' "Şu anki ismi' The Crescent and the Liry' (Yeniay veZambak).OsmaıüVnm Pierre Loti dönemini anlatıyor. İsmini 'Yeniay ve Zambak' ko>mamın nede- ni o zamanki Fransa bayrağı üzerinde zambak deseni, Türkba\rağmda da bi- lal bulunuşu." tki imparatorluk arasın- da geri planda yaşanan olaylan roman formatında anlatıyor. Türk okuru benl lyi karsıladı "Pierre Loti'nm Les Desenchente- ABD Uelü siyasi ortam beni çokgeriyor lev Hanım'ı ABD'deki siyasi ortam da çok rahatsız ediyor: "Yıllar Önce yaşamayı seçti- ğim o dünyada arük yaşavamı- yorum. Zaten Amerikan halkı- run yarısı da benimle benzer duygulan pa\1aşr>x)r. Sankibas- kı amndayız. Bir şeyler yapmak istiyoruz, ama bir yere varamı- yoruz. Çok zor bir durum. Buraya geldiğimde enerjim yerine geliyor. Buradaki enerji- nin henüz hangi yöne gjdeceği belli değiL Ama en azmdan bu- rada canhbir yaşam var. Zaten gelecek kitabnm burada yazmak istho- rum." ABD'de içinden hiçbir şey yazmak gelmediğini anlatıyor: "Kaç aydır orada hiçbir şey yazamı- yordum. Zaten yazdığun her şey Türki- ye hakkuıda. Bu da benim içimden geü- yor. Yoksa, bu yazdıklarun Amerikahla- ra ilginç getir diye böyle yazayim gibi hiçbir düşüncem yok. Hek son yıDarda, mezun olduktan son- ra hiç görmediğim arkadaşlanmla yeni- den buluştum. Arük geldiğimde kendi- miyahuz hissermiyorum. Çünkü ben ai- lenin tek çocuğuyum. Onun da zotiuk- lançok." tediğini söylüyor: •'Aslında bununla ilgüi konuşma- manı lazun. Ama o yörede çok ilgimi çeken tarihi bir eser var." Yoksa Zeugma mı? "Evet, Zeugma. Siz de her şeyi anh- yorsunuz. Bakın, Zeugma beni çok U- gilendirdi. Zeugma'yi öğrendiğimden beri akhmdan çıkmıyor." Alev Hanım Türkiye'ye her gelişin- de neler hissediyor? "Ben yıDarca Türldye'ye dönmedhn. Hele de kitap korsan yayınevlerinm eti- ne düşünce çok kızdım; kınldım. Çün- kü 21 dile çevrilmiş bir kitabın kendi ülkemde böyle bir muameleye maruz kalması beni sarsü doğrusu. Ama dört- beş yıl önce gelmeye başladnn." Gelip gitmeye başladığından beri de Türkiye'ye yeniden âşık olmuş. Artık zamanının, yaşamının daha büyük kıs- mını ana vatanında geçirmek istiyor. "Türkiye'nin son yıllarda çok geBş- tiğini, ama avnı 7amandq gerilediğini de görüvorum. Yani iki yüzü olan bir dünya. Öte yandan Amerika'da ben kendlmi fena halde losuiaşmış hissedi- yonım. Orada sanki yaşamuı enerjisi öldü. Siyasi durum hiç hoşuma gitmi- yor." Türkiye'de her seferinde şeriatçılığın daha fazla kök saldığını görmek Alev Hanım'ı çok üzüyor. "Bunun eserlerini net biçhnde görü- yorum. Bu da beni fena halde rahatsız ediyor. Evet, insanın dini inancı olabi- Kr. Ama dinin bu kadar bir şeylere alet edilmesi, böylesine bir şeriatçüığı kabul etmem mümkün değiL ÖzeDikle kadm haklan, hısan haklannda iyice geriye gidihyor." ORHAN BİRGİT Endoğan'ın Baltası... Amerika'dan dönüş yolculuğunda Başbakan Er- doğan, uçaktaki üç gazeteciye Cumhurbaşka- nı'ndan yakınıyor. "Genç iddiaiı, heyecanlı, dina- mik yöneticiler atama isteğinin Çankaya'dan hiç sebepsiz geri döndüğünü" söylüyor. Sabah Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ergun Ba- bahan, Başbakan'ın "Artıkuzlaşma aramaktan vaz- geçiyorum. Karamamemi gönderip kapıya çıka- cağım ve bunu açıklayacağım" dediğini yazıyor- du. O yazıdan Başbakan'ın bu vetolar nedeniyle, mustarip olduğunu da öğreniyoruz. Çankaya, ne- redeyse ülkenin ihtiyacı olan, o "genç, heyecan- lı, iddiaiı ve dinamik" yöneticilerin işbaşınagelme- sine direnmekle suçlanıyor! Bu direniş Başbakan'ı bezdirdiği için, artık Cum- hurbaşkanı ile uzlaşma aramaktan vazgeçmiş ve en kestirme yöntem olarak atama kararnameleri- ni onay için Cumhurbaşkanı'na gönderdikten son- ra, zaman yitirmeden kapı önüne çıkarak şikâyet- lerini tek tek sıralamakta bulmuş! Bugün olağanüstü toplantıya çağnlan TBMM'de sadece RTÜK üyelerinin seçimi ile mi yetinilecek? Yoksa onca masraf, 6'sı AKP, 3'ü de CHP'nin kon- tenjanını dolduracak bu 9 kişinin kim olacağının sap- tanması için mi yapılacak? Kimi söylentilere göre, Cumhurbaşkanı'nın vetosunu yemiş olan, zaman almayacak birkaç yasa, o arada "Sivil Havacılık Ge- nel Müdüriüğö Teşkilat ve Görevleri Hakkında Ka- nun" da bugünkü birleşimde görüşülebilir. Sezer'in Gerekçeleri Sözünü ettiğim bu yasanın ikinci kez görüşülme- sıni isterken Sayın Cumhurbaşkanı, atamalar konu- sundaki titizliğinin ve duyariılığının gerekçelerini de bir kez daha yinelemişti. öyle anlaşılıyor ki Sayın Başbakan 5372 sayılı yasanın iade gerekçesinde, üst düzey görevlilerin atama kararnamelerinde Cum- hurbaşkanı'nın imzasını gerektirmeyecek birdüzen- leme yapılmasına olanak sağlanmasının pariamen- ter demokratik sistem, anayasanın kimi maddeleri, kamu yaran ve kamu hizmetinin gerekleriyle bağdaş- madığı görüşlerinin yer aldığından haberli değildir. Haberii olsa, geri dönen, onaylanmayan atama kararnameleri için "hiç sebepsiz" diye işi kestirip at- mazdı. Sayın Sezer'in 7 Temmuz 2005 tarihini taşı- yan sözünü ettiğim geri çevirme gerekçesi baştan aşağı bir demokrasi ve anayasa dersı olarak algılan- malıdır. Cumhurbaşkanı bu atamalarta ilgili düzenlemele- rin "Yönetmeliklere bıraktlmasının" anayasantn 128. maddesiyleçeliştiğini söylüyor. Dahası Cumhurbaş- kanı'nın denetim ve dengeleme görev ve yetkisine dikkati çekerek bu yetkinin "bir sı'yasa/ partinin tek başına iktidar olduğu veyasama organında çoğun- luğu elde bulundurduğu dönemlerde, çok daha önemli olduğu "nu anlatmaya çalışıyor. Sezer, iktidar gücünün çogunluk egemenliğine dönüşmesinin par- lamenter demokratik sistemı zedeleyeceğini öngö- ren anayasanın, Cumhurbaşkanına bir denetim, den- geyi ve uyumu sağlama görev ve yetkisini verdiğini de anımsatıyor. Cumhurbaşkanlan niçin atama kararlarını onayla- maktadır? Sezer, bu soruyu sorma gereğini duya- cak olanlara üç önemli gerekçeyi sıralayarak özetle şöyle yanıt veriyor. •Cumhurbaşkanı yansızlığı nedeniyle, kararna- melerin kamu yaranna uygun olmasını ve olumsuz siyasal emellere hizmet etmemesini sağlamaklayü- kümlüdür. •Yürütme alanında hükümete öneri ve uyanlarda bulunma yetkisini kullanmak için olanak yaratılma- sı gerekmektedir. •Cumhurbaşkanı, devletin ve yürütmenin başıdır. Devlet organlannın düzenli çalışmasını gözetme gö- rev ve yetkisiyle donatılmış bulunmaktadır. Sezer'in bir başka duyarlığı da kamu görevlileri- nin beklediği güvencenin aynı zamanda yönetimde istikrarı da sağlamakta oluşudur. "Devlet organlan- nın düzenli çalışması, yönetimde istikrarın sağlan- masıyla olanaklıdır. Yönetimde istikrar ise, kamu hizmetinin değişken öğesi olan iktidardaki siyasal partilerle değil, kamu hizmetinin değişmez öğesi olan kamu görevlilerine sağlanacak 'görev güven- cesiyle' gerçekleştirilir." Cumhurbaşkanf nın bu görüşteri içinde, Başbakan'ın iddiaiı, heyecanlı, dinamik yöneticilerle çalışma is- teğine yanıt olmadığını fark etmiş olmalısınız. Çankaya, gerçekten yansız ve başkalan ile kapı önünde gerçekleştirilecek polemiklere girmeyecek yapıda bir başkan tarafından temsil ediliyor. öyle olmasaydı, herhalde Erdoğan'a "Sen o say- dığın niteliklen önce Bakanlar Kunılu'nda sağlasa- na. Üç yıldır kabinende değişiklik yapmayı göze ala- madın. Zorunlu bir boşalmada da uyurgezerlik şöh- reti ülkeye turist çekecek kadarmerak uyandıran bi- risini kabinene a/dın. Bu mu dinamik, heyecanlı yö- nef/m"yanıtı verilirdi Başbakan bu kez baltasını taşa vurmuş olduğu- nu fark etmeli. Faks: 0 212 677 08 21 [email protected] KONGRE İLANI CHP istanbul Olağan ll Kongresı, 31 Temmuz 2005 Pazar günü, saat 10.00'da Beşiktaş Mustafa Kemal Kül- tür Merkezı"nde, aşağıdaki gündemle toplanacaktır. 11 Kongremiz; çogunluk sağlanamadığı takdirde, 07 Ağus- tos 2005 Pazar günü aynı yer ve aynı saatte tekrar top- lanacaktır. Kongre üyelerine saygıyla duyunılur. Şinasi ÖKTEM CHP İstanbul Ü Başkanı GÜNDEM: 1. Yoklama, Açılış, 2. Başkanlık Divanı Seçimi, 3. Saygı Duruşu, 4. Hesap Komısyonu Seçimi, 5. Raporlann Okunması, 6. Raporlar Üzerinde Görüşmeler, 7. Hesap Komisyonu Raporu'nun Okunması, Göruşülmesi ve Karara Bağlanması, 8. Aklama, 9. Kongre Üyelerinin Dilekleri, 10. Organlann Seçimi, a) tl Başkanı Seçimi, b) ll Yönetim Kurulu Üyelerinin Seçimi (20Asıl- lOYedekÜye), c) ll Disıplın Kurulu Üyelerinin Seçimi (9 Asıl - 9 Yedek Üye), d) Kurultay Delegelerinin Seçimi (140 Üye) 11. Kapanış.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle