25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 2005 ÇARŞAMBA 14 J v U J L i l U f l . kultur@cumhuriyet.com.tr Frederic Mitterrand'ın çektiği '24 Saat İstanbur adh program 17 Eylül'de TV 5'te gösterilecek 'MustafaKemal'in hayranıyım'ASUSELÇUK Eski Fransız Cumhurbaşkanı François Mitter- rand'm yeğeni, TV ve belgesel yönetmenı, ya- pımcı, yazar, oyuncu Frederic Mitterrand, Fran- sız TV kanalı TV 5 için hazırlayıp sunduğu '24Sa- at Dünya Kentieri Turu'nda bu yıl ilk kez geldiği Istanbul"a odaklanıyor. Kanalın gözde programın- da2004"teTunus, Şam, BangkokveReunion'uta- ıııtan F. Mitterrand, 2005'te tstanbul'la birlikte Varşova, San'a ve Seul'e yer veriyor. - '24 SaatIstanbul'un içeriğine bakarsak bunun Türkiye'nin Avrupa Biıüği tasansındaki)eriyleil- gilidostçabirçalışma olduğunu söyieyebüiriz. Özd- Bkle Türkiye konusunun sert, yanlı bir biçimde taruşjldığı bugünlerde, ne dersiniz? FREDERİC MİTTERRAND - Programımın amacı Türkiye ile Fransızca konuşan Avrupalılar arasuıdaki iletişimi güçlendirip daha iyi duruma getirmek. Türkiye'nin Avrupa'ya yakınhğını, Av- rupalı olduğunu gösterebilrnek amacıyla hızla Is- tanbul'a geldik. Tanıtım söyleşüerden, değerlen- dirmelerden ve öğrencilerle yapdacak görüşme- lerden oluşuyor. Fransız izleyicilerbu çahşmayla Türkiye'yle il- gili medyaya yansıyanlann dışında değişik bir gö- rüşe sahip olacaklar. Yaklaşımım bu açıdan elbet- te olumlu.. ama bu, sorunJardan söz etmeyeceğim anlamına gelmiyor, çünkü sorunlan yansıtmamak gerçeği zedeler. Türkiye demokrasi yolculuğun- da uzun bir yol geçti, umanm ki biz de bu önem- li gelişimi yansıtabilıriz. - Doğu-Ban senteziııin bizün için en önemli adı Mustafa Kemal Atatürk. Onunla UgOi düşüncete- rinizi öğrenmek isterdim. MıTTERRAJSD - Birkaç yıl önce France 2'de Mustafa KemaJle ilgili bir program yaptım, çok sayıda konukla konuştum. Atatürk'ün tarihi de- ğiştirmek içın doğduğunu, değıştirecek donanım- la yetiştığini vurguladım. Onun kültür yelpazesi 360 dereceyi kapsıyordu. 'Türklye'nln yerl Avrupa' Mustafa Kemal hakkında özel bir fılm yapmak isnyorum. '24 Saattstanbul'da 'Mustafa KemalAta- türk: Bir Cumhuriyetin Doğuşu' (Sevenne La- bat 2005) adh bır belgesel var, iyı bir çalışma de- nebilir. Ama ben konuya böyle girmeyeceğim. Mustafa Kemal konusunun kaçınümaz olarak çok fazla kurumsallaştığını düşünüyorum. Bense on- daki zengın insanı boyııtu vurguJamak ıstiyorum. Bana göre bu soy önderlerin, her yerde olduğu gi- bi resmi tanıtım ve sunumlarda da, bu önemli yö- nü irdelenmiyor. Onu laik bır aziz gibi gösteriyo- ruz. Olağanüstü, ender kişilere yaklaşırken, onla- n zamanlannın gerçekliği içinde ele almalıyız, böylelikle bıraktıklan eserlerin önemi daha da iyi kavranabilir. Salt Mustafa Kemal Atatürk'ün bel- gesel görüntülerinden oluşacak fılmimı ikı yıl içinde gerçekleştirmeyi düşünüyorum. Merak et- meyin, çok iyi yapacağıma inanıyorum, çünkü ben büyük bir Mustafa Kemal hayranıyım. - tstanbul'la ilgili çauşmanızm coğrafyası çok zengin. Istanbul'u anlatmak neredeyse tüm Tür- kiye'yi anlatmakür. Yoğun bir tarihle hızlı bir de- ğişinı iç içe. Üginç değil mi? MnTERRAND - Gerçekten çok ilginç. Coğ- rafyası görür görmez bizi etkiledi. Boğaz, Haliç, Marmara denizi, bu coğrafyada bulunan tüm ta- rihi değerleri biliyorduk. Yani ben çok şey biliyor- dum ama.. insan kendi görerek, içinde bulunarak algıkyınca etkisi olağanüstü oluyor. Avrupa ve Asya yakası arasında büyük bir aynm göreme- dim. Her iki yan da aym ülkeye ait, bana göre Tür- kiye Avrupa düzlemimizde yer alıyor. Bu sabah çok duygulu anlar yaşadım, amcam François Mitterrand'ın Istanbul'a geldiği yıl kal- dığı Yeşıl Ev'i gezdim. Üç günden beri de niye bu- rada kaldığını anlamaya başladım. Eminim ki o ya- şasaydı Türkiye'nin AB 'ye girmesinin en caymaz savunucusu olurdu. Daha dün Istanbul'a gelen, onun eski bakanlanndan JacquesLang, Türk yet- kililere, Fransa'da Türkiye'nin üyeliği konusunda olumlu bir tutumun olduğunu açıkladı. - Fransızlann son anayasa oylamasına ne diyor- sunuz peki? Çoğunluk Türkrve'ye hayır dedl Bay Sarkozy'nin açıklamalannı da düşünürsek-. MnTERRAND - Fransızlar Türkıye'ye hayır demediler, anayasaya hayır dediler. Zaman gere- kiyor, on yılda hep birlikte bunu kamtlayabiliriz. Altı yüzyılı bır düşünürsek on yıl kısa bir zaman dilimidir. Fredenc Mitterrand'ın Paris'ten tamdığı Keni- zeMurad'ın dışında, Türk iş, medya ve sanat çev- relerinden konuklarla söyleşeceği "24 Saat tstan- bul", Türkıye saatiyle, 17 Eylül Cumartesi 18.00 ile 18 Eylül Pazar 18.00 arasında yayımlanacak. Programda aynca 'tstanbul, İki Yaka Arasında' (Esen Işık; 2001), 'Dünyanın Tüm Tetevizyonla- n,Türldye' (Iliana Navaro/2005), Nâzım Hikmet, Yoldaş Şür' (Lulu MenaseV2000), 'Türkiye: Avru- pa'nınGeiecekteki Suun" (Baudouın Koenıg, I. Na- varo 2005), 'Istanbul: Yolculuklar, Yolculuklar' (Patrice Chagnard / 1999) gibi belgeseller de gös- terilecek. Lkiyıl içinde Mustafa Kemal için özel birfılm yapmak istiyorum. '24 Saat îstanbul'da 'Mustafa Kemal Atatürk: Bir Cumhuriyetin Doğuşu' (Severine Labat/2005) adh bir belgesel var. Ama ben konuya böyle girmeyeceğim. Mustafa Kemal konusunun kaçınümaz olarak çokfazla kurumsallaştığını düşünüyorum. Bense ondaki zengin insani boyutu vurgulamak istiyorum. Bana göre bu soy önderlerin, her yerde olduğu gibi resmi tanıtım ve sunumlarda da, bu önemliyönü irdelenmiyor. Merak etmeyin, çok iyi yapacağıma inanıyorum, çünkü ben büyük bir Mustafa Kemal hayranıyım. Müziğini Andrea Barlog'un, koreografisini Mehmet Balkan'ın yaptığı yapıtı Wolfgang Heinz yönetiyor 'Don Kişot' balesi izleyiciyle buluşuyor... Kültür Senisi - Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü'nün 15 Temmuz Cuma akşamı, saat 21.30'da, Aspendos Antik Tiyatrosu'nda sahneleyeceğı L. Minkus'un 'Don Kişot' balesi ile sürüyor. Koreografisini Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Sanat Danışmanı Mehmet Balkan'ın yaptığı yapıtı Wolfgang Heinz yönetecek. Yapıtın müzik düzenlemesi Andrea Barlog'a ait. Dekor ve kostüm tasanmlannı Savaş Camgöz, ışık tasanmını ise Fuat Gök üstlendi. Yapıtta, Armağan Davran, Selin Sezer, Arzu Dirin, Bahri Gürcan, Serkan Ceylan, Ayşegül Aydemir, Hakan Odabaşı, Sanem Ergüler/Ayşe Fidanhk, Günay Güllü, Ömür Uyanık, OHver Spence/Met Kocaay/Tolga Burçak/Cankat Özer, Çağdaş Yurdakul, Cevat Aydemir, Ateş Selçuk, Emre Onuk/Burak Kayıhan. Ebru Mıhçıoğlu/Sanem SubaygU/Mine Örsçekiç/Müge Öğüt, Gamze Toper/Cankat Özer solist olarak yer alıyor. Ispanyol yazar Miguel de Cervantes'in 1605 ve 1615'te iki Dostlar Tıyatrosu Enkada Kültür Servisi- Dostlar Tiyatrosu, Genco Erkal'ın sahneye koyduğu 'Buluşma' oyunuyla bu akşam Enka Kültür ve Sanat'ın düzenlediği kültür etkinlikleri kapsamında, Enka Açıkhava Tiyatrosu'nda. Oyun, 1953 yılı yaz aylannda bir geceyansı, New York'ta otel odasında karşılaşan 'dünyacaünlüprofesör' AlbertEinstein. 'cinselliksimgesi olarak anılmaktan bıkmış, aptal ve sanşın Hollywood yıldızı' Marilyn Monroe, esta birbeyzbol oyuncusu ve bilim adamlannı vatan hainliğiyle suçlayan Amerikalı senatörün yaşadığı beklenmedik olaylan anlatıyor. Oyunda Einsteın'ı Genco Erkal, Marilyn Monroe'yu ıse Dolunay Soysert canlandınyor. TerryJohnson'ın yazdığı Buluşma'yı Türkçeye Füİz Ofluoğlu çevirdi. Genco Erkal'ın sahneye koyduğu oyunun sahne tasanmını Banş Dinçel, gıysı tasanmım ıse Sadık Kızilağaç yaptı. Oyunda, GencoErkal, AKUyandıran, Dolunay Soysert ve Erdem Akakçe rol alıyor. 'Buluşma'daki oyunuyla Dolunay Soysert, 2005 Afife ÖdüDeri'nde Yılın En Başanlı Kadın Oyuncusu Ödülü'nü alrmştı. bölüm halinde yayımlanan aynı adh romanından baleye uyarlanan Don Kişot, o dönemde çok moda olan şövalye romanslannın komik bir taşlaması. Yapıtta, serüven öyküleri okuya okuya aklı kanşmış yaşlı şövalye Don Kişot'un emektar atı Rosinante ve günün adamı olmaya yatkın uşağı Sanço Panço ile yaşadığı serüvenler, gerçekçi bir dille anlatılır. IDOB Müdürlüğü 'ne Kerim Soysalatandı Kültür Servisi - Devlet Sanatçısı Meriç Sümen Kanan'rn Devlet Opera ve Balesi'ne genel müdür olarak atanmasıyla boşalan Istanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğü ve Genel Sanat Yönetmenliği'ne orkestra sanatçısı Kerim Soysal atandı. 1946 doğumlu, kontrbas sanatçısı Kerim Soysal, Devlet Konservatuvan eğitiminden sonra 1970 yılında îstanbul Devlet Opera ve Balesi sınavını kazanarak orkestradaki görevine başladı. Yerli ve yabancı birçok orkestra şefiyle sahnelenen bütün yapıtlarda görev alan Soysal, Devlet Senfoni Orkestrası'nın da pek çok konserine ve yurtdışı turnelerine konuk sanatçı olarak katıldı. Istanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvan'nda öğretim görevlisi olarak pek çok öğrenci yetiştiren Soysal halen Marmara Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışmalannı sürdürmekte. İstanbul Kültür Sanat Vakfı, 12. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin gerçekleştirilmesindeki katkıları için Cösteri Sponsoriarına teşekkür eder. iksv.org TURKCELL DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Kömür Kokan Kent Zonguldak'tan iki kitap geldi: 'Kömür Ko- kan Şiirler' ve 'Kömürde Açan Çiçek' (Per- vaz Yayınları). llkinde kent ve madencilikle il- gili şiirler, ikincisinde ise Zonguldak yöresinin tarihsel gelişimiyle toplumsal ve kültürel yapı- lanması üstüne yazılar var. Zonguldak, kömür madenlerinin bulunduğu 184O'lı yıllara kadar öteki Anadolu kentlerinden farklı biryerdeğildi. Kısıtlı olan düzlüklerdeta- rım yapılır, zengin orman variığı hem yöre in- sanının yakacağını karşılar, hem de odun is- kelelerinden mavnalarla Istanbul'a gönderilir- di. Okulsuz, yolsuz, elektriksiz, susuz, kendi yaz- gılarına terk edilmiş insanlar yaşardı buralar- da. Kömürün bulunması, hem ülkenin, hem de yörenin tarihinde bir dönüm noktası oldu. Yal- nızca kendi gereksinimleri için tarım üretimi yapan toprak insanlan, büyük değişimlerve acı- lar yaşayarak ağır sanayi işçisi oldular. Ocaklar, yalnız Zonguldak halkını değil, pek çok yöreden iş ve ekmek peşinde koşan insa- nı da kendine çekti. Kent, kısa sürede kozmo- polit bir sanayi merkezine dönüştü. Cumhuri- yet'ten önce ocaklann önce Ingiliz, sonra Fran- sız denetiminde olması da çalışanları yabancı sömürüsüyle yüz yüze getirdi. Zonguldak'ın Türkiye'nin biricik taşkömürü üretim bölgesi olması, onu ülkemiz için çok özel bir konuma taşıdı. Yüksek nitelikli kömürün sanayinin gereksinim duyduğu enerjiyi sağla- yabilmesi, Ereğli ve Karabük'e demir çelik fab- rikalarının kurulmasına yol açtı. Enerji ve sanayi merkezi olması Zonguldak'ı sürekli ülke gündeminin baş sıralarında tutu- yor. Kimi zaman işçi direnişleri, kimi zaman özelleştirme tartışmaları sürüp gidiyor. Konuya yalnızca ekonomik gerekçelerte yak- laşmak, buranın insanını bir yana koymak ka- bul edilebilir bir yaklaşım değil elbet. Ocaklann açılmasından bu yana kazalarda yaşamını yitirmiş işçi sayısı Kurtuluş Sava- şı'nda verilen kayıpları aşmış. Ardında böyle- si büyük insanlık dramlanyla dolu olan yöreye yaklaşımlar da elbet aynı oranda özen ve du- yarlık gerektiriyor. Dünyada kömür fryatları ucuzladığında Zon- guldak zarar ediyor diye kapatmaya gitmek, enerji fiyatları arttığında yeniden değer ver- mek gibi günübirlik yaklaşımlarla hem ülke- nin, hem de binlerce işçi ailesinin yazgısı be- lirlenemez. Daha kalıcı, uzun erimli yaklaşımlara ihtiyaç olduğu ortada. Ben ilk kez geçen yılın haziran ayında Zon- guldak'a gitmiş, gördüklerim yanında önce- den bildiklerimin ne denli sığ olduğunu fark etmiştim. O yolculukta imgelemimde kara bir şehir olarak yerieşmiş Zonguldak'ın olağanüs- tü doğal güzellikleriyle de tanışıp şaşırmıştım. Hem kıyıları, hem deyemyeşil ıssızdağlan ina- nılmaz güzellikler banndırıyordu. İki kitapta okuduğum şiirler ve araştırma-in- celeme yazılarıyla Zonguldak üstüne bilgilerim daha da arttı. Geleneklerinden yemeklerine, tarihsel tanıklıklardan edebiyatına, daha ya- kınlaşıp, daha sevdim Zonguldak'ı. Her iki ki- tabı da hazırlayan Hamit Kalyoncu'yu eme- ğinden dolayı kutluyorum. Dağlarca birşiirinde, "Zonguldak bir Türki- ye, bir aç Türkiye değil midir?" diye soruyor. Evet, Zonguldak Türkiye'dir. Türkiye'nin yal- nız dünü ve bugünü değil, geleceğidir de. turgay o fisekci.com İFSAK'ın dergisi yeniden çıkıyor • Kültür Servisi - ÎFSAK tarafından basılan ve uzun süredir yayımlanamayan 'IFSAK Fotoğraf ve Sinema Dergisi'nin 2005 yılı ilk sayısı çıktı. Derginin dosya konusu 'Fotoğraf ve İroni' olarak belirledi. Dosyada, Neşet Kutluğ'un, Daniel Chandler'in Göstergebilimine Giriş makalesinden derlediği 'Göstergebilim ve Ironi', Biljana Scott'ın 'İroni'yi Görüntülemek: Fotoğrafin Aykırı Gücü', Sami Aksoğan'ın Manuel Çıtak'ın fotoğraflan üzerine yazdığı 'Damardan îronik Fotoğraflar', Nöbetçi Felsefeci Zeki Taş'ın 'îroni!' (Saraka) ve Gülten San'nın Soren Kierkegaard'ın 'îroni Kavramı' kitabının derlemesi yer alıyor. Jack London'un 100 yıl önce savaş muhabiri olarak görev yaptığı dönemi anlatan yazısını Cemal Lamalıoğlu kaleme aldı. Dergide Nil Gürpınar'ın Türk sinemasında makinist, kurgucu, yönetmen, senarist ve yapımcı olarak bildiğimiz Orhan Aksoy'la yapılan bir söyleşisi yer ahyor. Vivaldi'nin operasının tıakları • DÜSELDORF(AFP) - Klasik müziğin ünlü adlanndan Italyan besteci Antonio Vivaldi'nin (1678 - 1741) uzun zamandır kayıp olarak bilinen operasının sahnelenmesinin, yasal bazı engeller nedeniyle iptal edilmesi gündeme geldi. Bir Düsseldorf mahkemesi, Vivaldi'nin kentte düzenlenen 'AltstadtherbstFestivali'nde sahneleneceği duyurulan 'Motezuma' adh operasının haklanna Berlin Sing Akademie'nin sahip olduğu karanna vardı ve sahnelenmesini durdurdu. ilk kez 1733 yılında sahnelenen opera, 2002 Şubatında müzikolog Steffen Voss tarafından Berlin Sing Akademie kütüphanesinde bulunmasına dek kayıptı. Yapıtın bugüne dek birkaç kez sahnelenmesine izin veren Akademi, yapıtın artık uluslararası boyutta ünlü bir merkezde gereken önem verilerek sahnelenmesi gerektiğini vurguladı. Italya Barga Opera Festivali'nin işbirliğiyle düzenlenen 'Altstadtherbst Festivali' yetkilileri ise, mahkeme karannın yeniden görüşülmesini isteyeceklerini açıkladılar. Opera, duyurulan programa göre, Barga'da bu ay içinde, Düsseldorf'ta da Eylül ayında sahnelenecekti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle