25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 2005 ÇARAMB, HABERLER CHP'li Onur Öymen: Fini'nin 'Türkiye ılımlı Müslüman ülke' sözü hükümetin suçu 6 AKPdmikuflaınyor'ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Italya Dışişleri Ba- kanı Gianfranco Fini'nin "Türkiye ılımlıMüslüman ülke" sözlenne tep- ki gosterirken, bu duruma hüküme- tin yol açtığını söyledi. Onur Öy- men, "Hükümetüyeleriheryerdedi- ni öne çıkararakkonuşurveotiir poz- lar verirlerse Avrupahnın bakışı da böyle olur" dedi. Gianfranco Fini çeşitli temaslarda bulunmak üzere bugün Türkiye'ye gelecek. Oymen yaphğı açıldamada, Tür- kiye'nin kimliğini Türkiye yurttaş- lannın belirlediğini bunun adırun da laik Türkiye Cumhuriyeti olduğunu söyledi. Diinyada hiç kimsenin Tür- kiye'nin niteliklerini tartışamayaca- ğıru vurgulayan Oymen, "lyi niyet- le söylenmiş gibi görünse de, bu gibi • CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, AKP'nin din faktörünü sürekli ön plana çıkarması yüzünden AB ülkelerinin Türkiye'yi ılımlı bir Islam cumhuriyetine benzettiğini söyledi. Öymen, "Laik bir cumhuriyette din her gün uluorta tartışılmaz. Hükümet apaçık bir şekilde dini siyasete alet etmektedir. Tabii Avrupa'dan somut olarak görünen de budur" dedi. sözJerTürkht'ninlaikcumhumeto]- ma özettiğininyabancüar tarafindan değiştirilmek istendigi izlenimini or- tay/a çıkarmaktadır" diye konuşru. Öymen, "AB'Kler unutnıamah Id Türkiye laik olmasaydı AB'ye üye ülke bite olamazdı. Türkrye'nin bu özeffiği Avrupaolar tarafindarı kav- ranmadığı sürece Türkiye'nin AB üyeUği de gerçekten kabuî görmeye- eekdemektir" dedi. Hükümetin ba- şansız olduğu yönlerini din ile ka- patmaya çalıştıgına da işaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Öy- men, laik bir ülkede dine ilişkin tar- tışmalann uluorta ve her gün yapıl- maması gerektiğini söyledi. 'Fetva veriyorlar' CHP Genel Başkan Yardımcısı Öy- men, bu tür tartışmalann sürekli ol- ması nedeniyle AB ülkelerinin de Türkiye'yi ılımlı bir Islam cumhuri- yetine benzettiğini ifade ederken şöy- le konuştu: "Maalesef hükümet din faktörünü sürekli olarak ön plana çı- kanyor. 1 hafta geçmiyor ki Türki- ye'de din ile ilgili bir tartışma çıkma- sm. Laik bir cumhuriyerte din her- gün uluorta tarüsılmaz. Din kutsal bir konudur ve bu konu uzmanlar ta- rafindan tarûşıür. Hükümet kendini din uzmanlannın yerine koyup fetva vermeye kalkarsa başta başbakan ol- mak üzere bu rejime zarar verir. Hü- kümet apaçık bir şekilde dini siyase- te alet etmektedir. Tabii Avrupa'dan somut olarak görünen de budur." Açıklamasıyla tartışma yaratan Italyan Bakan Gianfranco Fini bu- gün çeşitli temaslarda bulunmak üzere Türkiye'ye geliyor. 2 gün sü- recek ziyaret sırasında yapılacak gö- rüşmelerde Türkiye 'nin AB 'ye üye- lik süreci ile Kıbns ve BM reformu ile güncel bölgesel ve uluslararası ge- lişmelerin ele alınacağı belirrilirken iki ülke Dışişleri Bakanlıklan ara- sında da Geliştirilmiş Işbirliği Pro- tokolü imzalanacak. îtalyan Bakan Gianfranco Fini zi- yareti sırasında aynca Cumhurbaş- kanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM Başkanı Bülent Annç ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından da kabul edilecek. Konuk bakan ya- nn Istanbul'a geçerek temas ve in- celemelerde bulunduktan sonra ak- şarn saatlerinde ülkesine dönecek. Alman bakan Ffscher 'Kapıyı kapatmanın bedeli ağır' • Almanya Dışişleri Bakanı, "AB kapısının Türkiye'nin yüzüne kapa- tılmasının maliyetinin çok yüksek olacağını", bu yönde bir isteğin ise "dar görüşlülük" olduğunu söyledi. BERLtV (AA) - Almanya Dışişleri Ba- kanı Joschka Fischer, "AB kapısının Türkiye'nin yüzüne kapaülmâsının maü- yetinin çok yüksek olacağuu" söyledi. Fischer, AB Komisyonu'nun genişleme- den sorumlu üyesi Oili Rehn ile görüş- mesinden sonra yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin modernleşmesinin bölge- sindeki istikrar için çok önemü olduğu- nu" belirttikten sonra, "AB kapısuun Türkiye'nin yüzüne kapablmasmuı maB- yeti çok yüksek olur" diye konuştu. Tür- kiye'nin Avrupa'nın güvenliği açısından önemine işaret eden Fischer, Türkiye'ye yaklaşık 40 yıldan bu yana AB "ye gire- ceği vaadinde bulunulduktan sonra, AB kapısuun yüzüne kapatılması yönündeki bir isteğin "dar görüşlülük" olduğunu kaydetti. Rehn ıse Türkiye ile 3 Ekim'de başlanacak üyelik müzakerelerinin ucu- nun açık olduğunu belirterek "Bu yokuı- luk en azmdan hedef yeri kadar önemn" şeklinde konuşru. AB ülkelerinin Bal- kan ülkelerine AB üyelik perspektifi ver- mek gibi ahlaki bir görevleri olduğunu da ifade eden Rehn, bu bölgenin Av- rupa'ya ait olduğuna işaret etti. 'Müzakerelerl engelterU' Avusturya ve Macaristan'dan Hırvat tehdidi • Macaristan ve Avusturya'nin, Hır- vatistan'la görüşmelere başlanmadan Türkiye'nin müzakere çerçeve belge- sini onaylamayacaklan belirtildi. Dış. Haberler Servisi - Avrupa Birliği 3 Ekim'e kadar Hırvatistan'la tam üyelik müzakerelerine başlamazsa Macaristan ve Avusturya'nın, Türkiye'yle müzake- releri engellemeye çahşacağı ileri sürül- dü. Almanya'da yayunlanan Frankfurter Rundschau gazetesinin haberine göre, müzakerelere başlama tarihi ertelenen Hırvatistan'dan önce, birliğin Türkiye ile müzakerelere başlamasuıa Avusturya ve Macaristan karşı çıkıyor. Habere göre Macaristan, Hırvatistan'la müzakerelere başlanmadan Türkiye'nin müzakere çer- çeve belgesini onaylamayacağını diğer AB ülkelerine bildirdi. Haberde Maca- ristan'ın Balkanlar'da banşın sürekli ha- le gelmesi için Hırvatistan'ın AB üyeli- ğini Türkiye'nin üyeliğinden öncelikli gördüğü belirtildi. Macaristan'ın bu tu- tumunda ısrar etmesi halinde AB'nin ye- ni bir krize sürüklenebileceğine işaret edildi. Haberde Kjbns Rum Yöneti- mi'nin de Türkiye'nin Ankara protoko- lünü Rum kesiminin tanınmadığı yönün- de bir ek bildiriyle bağlantılı getirmesi durumunda, müzakerelere başlanmasına onay vermeyebileceği belirtildi. DışişferiBakam\«BaşbakanYardmKraGül,"ulus- Jararasıflişldterdeçözümarayanveüretentuiumu, iç pohtikada da insan haklan\e demokrasiyeyapüğj katkılarnedeniyle" İngiltere'nin ünlü üni- versitelerüıden Exeter t nrversitesi tarafindan fahri doktorav la ödüllendirildi Dışişleri Bakanı Gül, eşi Hayrünnisa Gül v« kızı Kübra Gül ile haüra fotoğrafi çektirdi (Fotoğraf: AA) Dışişleri Bakanı Gül: 3 Ekim tarihi için riskyok Dış, Haberler Servisi - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abduilah Gül, Türkiye'nin 3 Ekim'de AB ile üyelik müzakerelerine başlaması konusunda risk görmediğini söyledi. Exeter Üni- versitesi tarafından kendisine verile- cek fahri doktorluk unvanını almak üzere gittiği Ingiltere'de, dün sabah başkent Londra'da yabancı yatırımcı- larla birlikte kahvaltı yapan Gül, daha sonra basın toplantısı düzenledi. Gül, Türkiye'nin 3 Ekim'de AB ile müza- kerelere başlaması konusunda Türki- ye'nin gereken reformlan yaptığını ve AB tarafından istenen protokolü de ımzaladığını hatırlath. Türkiye'nın beklentisını, "3 Ekim'de AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamak ve sürecin devam ettirilebilir olmasuu sağlamak" olarak özetleyen Gül, bu- nun için "çerçeve dokümanın makul olması ve dönem başkannun olumlu ve yapıcı bir tavır taİanmasuun" öne- mine işaret etti. Fransa ve Hollan- da'da yapılan referandumlann sonuç- lannın doğrudan Türkiye'nin üyeli- ğiyle ilişkilendirilmemesi gerektiğini ileri süren Gül, 3 Ekim'de olası olum- suz bir gelişmenin Türk ekonomisini hiçbir şekilde etkilemeyeceğini savundu. Gül. terörle savaşuı bütün ülkelerin ortak sorumluluğu ol- duğunu, bunun için ortak bir platform oluşturulması gerektiğini vurguladı. Ingiltere Dışişleri Bakanı Straw, verilen sözlerin tutulması gerektiğini söyledi 4 Tiirkiye AB^nin sınırı' • Türkiye'nin AB üyeliğinin dünyadaki istikrara katkı sağlayacağıru vurgulayan Straw, Türk ordusunun Avrupa açısından stratejik öneme sahip olduğunu söyledi. Ingiliz bakan üyeliğin Kıbns sorununun çözümünde önem teşkil ettiğini belirtti. ELÇtVPOYRAZLAR BRLTÖEL - Ingılte- re Dışişleri Bakam Jack Stravv, Avrupa'nın ge- nişleme sınırlannın Tür- kiye'nin doğu sınırla- nyla belirlendiğini söy- ledi. Avrupa Parlamento- su Dış Ilişkiler Komite- si'nde Avrupa Birliği Dönem Başkanı Ingil- tere'nin 6 aylık progra- muıı sunmasının ardın- dan basına konuşan Straw, AB'nin genişle- me smırlannın nerede son bulacağına yönelik bir soruyu "AvTupa'nuı suurlannın AB kriterk- rini yerinegetirmesi du- rumunda Türkiye'nin doğu snınian olacağıyö- nündebirkararverdik" şeklinde yamtladı. Ge- nişlemenin Avrupa'nm kapasitesi ve hızma da bağlı olacağım vurgu- layan Stravv, eski Yugos- lavya'nın da Avrupa sı- nırlan içine alınmasının önemine değindi. Stravv "Genişleme AB'nin de- mokrasi, bartş ve insan haklangetirenenönem- ti motorudur" dedi. AP Dış DişkilerKomi- tesi'nde Türkiye'nin üyelik sürecinde ordu- nun rolüne yönelik bir soruyu yanıtlayan Stravv, Türk ordusunun gerek Avrupa gerekse Türki- ye açısından stratejik önemine dikkat çekti. Türk ordusunun tari- hi açıdan önemli birgö- rev üstlendığini behrten Stravv, Türkiye'nin AB üyeliğinin dünyadaki is- tikrar bakımından da önemine vurgu yaptı. Jack Stravv, Türkiye'nin Batı veya Doğu'ya yö- nehnek arasında bir se- çün yapacağuıı belirte- rek "Hangjsmin danaiyi olacağını siz karar ve- TM" şeklinde konuşru. Türkiye'nin üyeliği- nin Kıbns sorununun çözümünde önem teş- kil ettiğini belirten Ingi- liz bakan, Türkiye'nin AB kriterlerini yerine getirmesi durumunda verilen sözlerin tutul- ması gerektiğini sözle- rine ekledi. Avrupa Parlamento- su Dış İliskiler Ko- mitesi'nde A>rupa Büüğı Dönem Baş- kanı Ingütere'nin 6 ayhk programnu su- nan Stran; Türki- ye'nin Ban ve>^ Do- ğu'ya yöneunek ara- sında bir seçün j-a- pacağmı belirterek "Hangisinin daha rvi olacağına siz karar verin" dedL Stravv, konuşması sırasında izleyicilere öpücük göndermeyi de ih- mal etmedL (AP) 'EK PROTOKOL KISA SÜREDE İMZALANACAK' Babacan: Belgeçokkatı BRÜKSEL (Cumhumet) - Devlet Ba- kanı Ali Babacan, Türkiye'nin güneydo- ğusunda süren terör konusunda uluslara- rası işbirliği ve desteğe ihtiyaç duydukla- nnı söyledi. Başmüzakereci sıfatıyla temaslarda bu- lunmak üzere Brüksel 'e gelen Babacan, Av- rupalı parlamenterlerin güneydoğudaki duruma yönelik sorulanyla karşılaşü. Böl- genin geri kalma nedenleri arasında terö- rü göstererek bu konuda Türkiye'ye veri- len desteğin yetersiz olduğuna dikkat çe- ken Babacan, "Terörle mücadelede ulus- lararası topluluğun verdiği destegin nıik- tanndan memnun değüız" dedi. Parlamenterlerin Ermeni meselesi, Kıb- ns, Vakıflar Yasası, azınlık haklan konu- lanndaki sorulannı yanıtlayan Babacan, müzakere çerçeve belgesinin hiçbir aday ülkeninki kadar katı olmadığına işaret et- ti. Katüım müzakerelerinin kolay ve kısa olmayacağını bildiklerini ifade eden Ba- bacan, "Bu süreçtezortuldarvçengeflerola- cak.bizsabuiıvehoşgörülübirtutumlaçok çabşacağız" dedi. Türkiye'nin en erken 10 yıl içinde AB üyesi olabileceğini söyleyen Babacan, Türkiye'de siyasi eğüimin re- formlan sürdürmek olduğunu ifade etti. Ba- bacan, AB ile müzakerelere başlamanın ön koşulu olan ek protokolün teknik çalış- malann ardından en kısa zamanda im- zalanacağını da belirtti. AVRUPA'DAN GURAY OZ Almanya'da Sol Muhalefet Oskar Lafontaine iflah olmaz bir muhalif. Iktidar koltuğunu bir yana bırakıp, hem partisinin başkan- lığından hem de maliye bakanlığından istifa ettiği zaman tuhaf tuhaf baktılar bu garip poiitikacıya. Almanya'nın kodaman siyasetçileri güldü; büyük ser- maye, finans dünyası adeta bayram etti. "Oh kurtulduk" diye gazetelere ilan bile verdiler. Peki, çok mu muhalif bu Lafontaine? Düzeni baştan aşağıya değiştirip yeni birdüzen mi kurmak istiyor? Hayır. Ama yeni dünya düze- ninin tekerine çomak sokmak istediği, özellikle fi- nans dünyasıyla kavgalı olduğu söylenebilir. La- fontaine, yeni dünya düzeninden ve ağır basan fi- nansal politikalardan kaygılıdır. Oskar, üst üste yumruklarla sersemlemiş ve hakem sayarken güç- lükle doğrulabilmişlerin, işsizlerin, kapı önüne ko- nulacaklar listesinde ismi olanlann, elindeki para- ya bakakalan emeklilerin liderliğine soyunuyor. • • • Alman sermayesi, Demokratik Almanya'yı sınır- lan içine kattıktan sonra içeriye döndü ve çalışan- lann, emeklilerin, işsizlerin haklannı ellerinden almak için hızlı bir yıkıma girişti. Büyük sermayenin bu programını uygulamak da klasik popülist sosyal demokrat bir söylemle muhafazakârlann iktidanna son veren Sosyal Demokrat Parti'ye düştü. Gerhard Schröder, geçmiş yıllann kot panto- lonlu "asi" çocuklarıyla kurduğu koalisyonla, kısa, ama çok kısa sürede, uluslararası sermayenin kar- şı konulmazlığını ve neoliberal politikalann çekici- liğini kavradı.' Lafontaine kavrayamadı! • • • Schröder - Fischer kumpanyası, sosyal hak na- mına ne varsa silip süpürdü. Seçim kazanmak için oy gerektiğini bile unuttu zaman zaman. Ateşteki kestaneleri, avucunun içi yana yana çekti kenara. Muhafazakârlar ellerini ovuşturarak beklemeye başladılar ve sonunda Schröder havlu attı. \şte tam o sırada bir şeyler oldu. Sosyal demokrasi karıştı. Muhalifler "Seçim Al- ternatifi" adı altında isyan ettiler. Işten atmalan, üc- ret kısıtlamalarını, neoliberal politikalan eleştirme- ye başladılar. Aralannda komünistlerin, partisinden nefret etmiş sosyal demokratların, küreselleşme karşıtlarının bulunduğu bu tuhaf örgütlenmeye, SPD'nin korkulu ruyası Lafontaine de katıldı. Bu gelişmeye Demokratik Sosyalizm Partisi PDS'le, seçim sonrası Sol Parti'de (ünkspartei) birleşme- yi öngören işbirliği eklendi. Kamuoyu yoklamala- n, Doğu eyaletlerinde yüzde 30, Batı'da yüzde 8, ortalama yüzde 12'lik bir oy potansiyeline işaret ediyor. Bu yeni oluşumun sözcülerinden birisi de yakın- dan tanıdığımjz bir Türk politikacı: Murat Çakır. Murat, yeni parti ile Alman politika sahnesinin çeh- resinin değişeceğini ve ülkenin politik koordinat- lannın sola kayacağını güvenle söylüyor. Murat'ın asıl üzerinde durduğu ise seçimden sonra kuru- lacak Sol Parti'nin çevresinde oluşacak parlamen- to dışı muhalefet, yani sokak. Gerçekleşebilecek bir hedef olup olmadığını bi- lemiyorum. Bu kuşkunun bir nedeni, Alman ser- mayesinin ekonomik ve siyasal vahşetini daha art- tıracağına dair somut bilgiler. Ikinci neden, neoli- beral politikalara muhalefetin, "nasıl" sorusuna açık, netyanıtlarverememesi, gelecekte "reelpo- litiğin" ağır basacağı kuşkusunun giderilememe- sidir. Ama yine de Almanya, önümüzdeki sonba- harda değişik bir Almanya olabilir. "Yüreği solda atan" Lafontaine ve arkadaşlan, tekellerin, uluslararasıfinansçevrelerinin ve SPD'nin ezberini bozacak gibi görünüyorlar. e-posta: guray.oz'/ cumhuriyet.com.tr Özel okullar sınavı açıkianıyor • tstanbul Haber Servisi - Suıav Yürütme Kurulu Başkanı Yusuf Tavukçuoğlu yaptığı açıklamada, 2005 yıh Özel Okullar Smavı sonuçlan, okullann taban ve tavan puanlan, suıavda ilk 5 sırayı alan öğrencüerle diğer istatistiki bilgilerin, bugün saat 11 .OO'de, Beyoğlu'daki Türkiye Özel Okullar Bir- liği merkezinde basuıa verileceğini bildirdi. Yargıtay'dan yalanlama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay Başkan- lığı, Yeni Şafak gazetesinde yayımlanan " Yargının temel sorunu yolsuzluk" başlıkh habere konu edi- len anketin 6 yıl önce yapıldığını ve somut bilgi- belgeye dayanmadığını açıkladı. Yargıtay Başkanlı- ğı adıina yazıh açıklama yapan Yargıtay Genel Sek- reteri Uğur Ibrahimhakkıoğlu, "6 yıl önce yapılan anketin, 'Hükümet yargıyı siyasallaşfınyor' eleşti- rilerinin yapıldığı bir dönemde dunıp dururken manşet olmasımn ardındaki amaç bellidir"dedi. Cumhupbaşkanlığı'ndan uyarı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu kurum ve kuruluşlanna bir yazı gönderen Cumhurbaşkan- hğı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu, değişik za- manlarda kimi kişilerin Cumhurbaşkanlığı üst dü- zey görevlilerinin yakıru olduğunu ileri sürerek, adlannı kullanarak ya da Cumhurbaşkanlığı görev- lisi olduğunu belirterek istemlerde bulunduklan yönünde bilgiler alındığınj belirtti. Nehrozoğlu, tüm kamu kurum ve kuruluşlannın, bu gibi başvu- ru ve istemlerle ilgili herhangi bir işlem yapmadan önce Cumhurbaşkanlığı ile görüşmelerini istedi. Küpt-Dep'in faalîyeti durduruldu • DıYARBAKER (AA) - KHpattlması istenen Kürt Demeği'nin faaliyetleri durduruldu. Derneğin "fe- sih ve dava sonuçlanıncaya kadar dernek faaliyetle- rinin durdurulması"yla ilgili dava Diyarbakır 2'nci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görüldü. Dernek avukatlan savunma için süre isterken yöneticilerüı Kürtçe savunma yapması için tercüman istediler. Mahkeme heyeti, dava sonuçlanıncaya kadar der- neğin faaliyetlerinin durdurulmasma karar verdi. AİHM: 6ündüz adil yapgılanmadı • BRÜKSEL (ANKA) - A\Tupa İnsan Haklan Mahkemesi (AİHM), Aczimendi tarikaö lideri Müslüm Gündüz'ün baş\r urusunu değerlendirdi. Mahkeme Gündüz'ün adil yargılanmadığına karar verdi. Gündüz'ün tazminat talebini reddeden AİHM, Türkiye'yi sadece mahkeme masrafı olarak 1500 Avro tazminat ödemekle cezalandırdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle