Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUZ 2005 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
KUBİLAY GÜLSEM
Kadınlarımız ve Toplum
Ne yaman bır çelışkı yaşanmakta Anadoiu coğrafyasında
Yoksulluk kırlı ellenyle gızlemeye çalışırken yuzunu, korku-
lara gebe kadınlanmızın sessız çığlıklan yankılanır kulaklan-
mızda Ne kadar guçlu gonjnmeye çalışsalar da hep bır kor-
kuvardırtertemızyureklennın bıryerlenndegızlenen Kımı sev-
dalısının askerden donmesını bekler ıçınde kopan firtnalan
kımselerle paylaşamadan ve sessız odasındakı buğulu ay-
nada suretıyle yuzleşerek Kımı nıkâh gununu alabılmek ıçın
sevdalısının ış bulmasını bekler muebbete mahkûm olduğu-
nun farkında bıle olmadan Kımı yaşadığı ıhanetlen ıçselleş-
tırerek maskesını takar yuzune olunceye dek çıkartmama-
casına Kuçuk yaşta "Ört eteğını ne ayıp, kocaman kız ol-
dun" hıkâyesıyle ılk tecavuze uğrayan ve bu tecavuzden ge-
be kaldığı çocuğu hıç doğuramadan yaşar kımı kadınlarımız
Ince kınlgan bedenlennde taşır dururlar yaşamın kahredıcı
yukunu buyuk bır onurla Toplumun kadına uyguladığı şıd-
det aşıretın oybırtığıyle aldığı olum karan, namusunu temız-
leme adına ışlenen cınayetlenn duyurulan magazın basının-
da ıçı boşaltılarak venlır çoğu kez sekız sutuna manşetten
Magazın basını ya da boyalı basın habenn ıçını boşaltırken
toplumun da ıçını boşalrtklannı bılırler mı bılınmez Şıırlere ko-
nu olan anamız avradımız, yânmız, bızım kadınlanmız go-
zukmezler ortalıkta Onlar adına onlara yabancı olan kadın-
lar boy gostenrler boyalı basında, televızyon kanallannda Top-
lum yanlış yonlendınlır çoğu kez Eğnyı doğruyu bılmeyen
topluma yanlışlar doğru gıbı anlatılır Kadının cınsellığı he-
men heralanda kullanılır Meta halıne getınldıklennın farkına
varamayacak kadar şohretin buyusune kapılan kadınlanmız
kendılennın bıle ınanmadıklan duşuncelerle avunur dururlar
yaşamlan boyunca Zengın bır yaşamın duşu unluolmaar-
zusu esrar gıbı yavaş yavaş topluma ışlenırken yoksulluğun
kahredıcı çaresızlığı çoğu kez kadını metalaştırmaktadır top-
luma kanıksatılarak Sıyası otonte ovgu dolu boş sozlerle
kadınlanmıza daır konuşmalaria ışı geçıştırmekte ancak kok-
lu çozumlere yonelmekten kaçınmaktadır nedense
Toplumun değer yargılan altust edılmeye başlandı mı fel-
sefegırerdevreye boşluğu doldurabılmek ıçın Gelışmıştop-
lumlardan onlarca omek venlır bılge bır yaklaşımla Kadının
yen konumu anlatılır kadınlara yıne bızım dmayan kadınlar
tarafından ama anlatılanlar da anlatan da yabancıdır bızım
kadınımıza Hertoplum kendı gerçeğını goz ardı ederekdoğ-
ruyu bulabılseydı ne kadının metalaştınlarak somurulmesı ne
de başını orterek toplumdan soyutlanması olası bır durum
olurdu Sermaye egemen yonetım bıçımlen ışlennı oylesıne
akıllı yapmaktadır kı toplumlann kulturel zengınlıklennı ya da
farklılıklannı yaşamın her alanında somuru halıne getrebılmek-
tedırler
Yıllarca rekabetın çokseslılığın erdemınden dem vuran
sermaye egemen yonetımler dunyayı tek pazar ve kadını cın-
sel somuru halıne getırerek oluşturduğu gurultuyu çokses-
lılık olarak yutturmayı hâlâ becerebılmektedırier Gozluk rek-
lamından araba reklamına dondurma reklamından detenan
reklamına kadar cınsellığı one çıkartılarak kullanılan kadınla-
nmızın yazgısı otekı toplumlann kadınının yazgısından pek de
farklı gonjnmemektedır Kuresel bombardıman yenı dunya
duzenı tek seslılığı metalaştınlmayı gozumuzun ıçıne baka
baka yaşam bıçımımız halıne getırmeye çalışmaktadır Bu ışı
becerebılmek ıçın de ışe toplumu kor etmekle başlamaktadır
Gozlen gormeyen toplumlann baktıklan yer sesın geidığı yon-
dur Toplumumuzun yonunu belırleyenlerse şımdılık sermaye
egemen guçlenn oluşturduğu yenı dunya duzencılendır Top-
lumumuzun ve kadınlanmızın gozlen açılacaktr bundan kım-
senın şuphesı olmasın
Anamız avradımız yânmız cınsellıklen on plana çıkartıl-
madan ıstısmara uğratılmadan somurulmeden kadın ol-
manın onurunu duyumsayarak yaşayacaklardır elbette
Demokrasi Bu Değil!
Bızım kralımız, seçımle gelmıştır ama, ulus çoğunluğunun oyuyla seçılmış
de değüdır Hukuka aykın seçım yasalarının urunu olarak krallık
koltuğıma oturmuştur Boylece bızım cumhunyetçı monarşımız
"cumhunyetçı" nıtelemesınden de yoksun kalmıştır
• • 1
U!
H. Basri AKGİRAY
nlu duşunur Maurice Duverger
bugun bızım ornek demokrasıler
olarak gorup gıpta ıle baktığımız
Batılı ulkelenn sıvasal duzenlen-
m "cumhuriyetçı monarşT (la mo-
narchıe repubhcaıne) olarak nıtelemekte, bu ul-
kelenn başkan \e başbakanlannı da "seçimle
gelen krallar" bıçrmınde tanımlamaktadır (1)
Dahası, ABD'de bır başkanlık rejımı, Ingılte-
re'de bır parlamento rejımı ve Pans te ıse bır
karma rejım bulunmasına karşm, her 3 ulke-
de de ıktıdarın bır "monarkm" elınde olduğu-
nu ve bu ulkelerde var olan "parlamentolann
hirrlengpagıriığıgnrevmitapriîğmr savlar A>-
nca, Almanya, tsveç, Avusturya, Yem Zelan-
da, Avustralya ve Hrndıstan'ı da aynı katego-
nde sayar
Fransız duşunur, Latrn Amenka ulkelennın
yonetım bıçrmını dıktatorluk olarak nıteleyip
îtarya, Belçıka, Hollanda ve îsvıçre'yı de de-
mokratık ulkeler olarak kabul eder (2) Duver-
ger Turkıye'yı bu 3 turden hıçbın arasına al-
mamıştrr Bunu, Sayın Duverger'ın bellı bırama-
ca yonelık olmaksızın yaptığı bır anımsama-
yış olduğunu sanıyorum Gerçekten, bızım de
1923 lerden ben bır parlamentomuz değışık
dunya goruşunu bemmsemış sıyasal partılen-
mız ve genelde her 4 yılda bır yasal seçrmler-
le gelen krallanmız var "Turkıye'de 1923'ler-
de kurulan rejimı de Dmerger'ın cumhurrjtt-
çi monarşi smmnda saymak doğru nıudur" bı-
çımrnde bır soru akla gelebılır ama, unutma-
malı kı o yıllarda ne Batı'da ne de çevremızde
Duverger' ın seçımle gelen krallan v ardı, ne de
cumhunyetçı monarşılen Tersıne, Ispanya,
îtarya, Polon>a, Bulganstan, Romanya, Sun-
ye, Irak, Yunanıstan, îran Afganıstan gıbı ul-
kelerde gerçek krallar, şahlar, sultanlar, ımpa-
ratorlar tahtlannda oturuyorlardı Boyle bır
dunyada 1923 'lenn genç Turkıye Cumhunye-
tı, cumhurbaşkanıyla, parlamentosuyla, huku-
metı ve otekı kamu kurumlan ıle karanhkta bır
ışık, bataklıkta bır çıçek gıbıydı Ataturkumu-
zun bu gorkemlı yapınyla ne denlı ovunsek ye-
ndrr Evet, 1923'lerde boyle bır cumhun>et
kurduk \ e seçımle gelen krallarla bugunkre ulaş-
tık Sıyasal yaşamırruz, şımdılerde de, seçım-
le gelen bır kralın yonetımınde surup gıtmek-
te Ancak, Duverger'ın "Cumhunyetçı mo-
narşüerde seçımle gelen monark, rejimin nab-
zmı elinde tutar, parlamento sadece bir denge
sağlavıcı durumundadjr" savına karşın. ulke-
mızde ozellıkle son yıllarda bızım seçımle ge-
len krallanmız, parlamentomuzun bu denge
sağjayıcı gorevrnı de kale almamaktadır
Uzulerek belrrteyım kı, bugun parlamento-
muz, ulkenın yaşamsal onemde olan sorunla-
nnı, seçımle gelen kralm onen \e ısteklenne
uygun bıçımde, bır gecede kımı zaman bırkaç
saatte hıçbır eleştın getırmeden yasalaştırmak-
ta ve bu halıyle adeta bır noter gıbı onama ve
saptamaduzeyıneduşurulmektedır Parlamen-
tomuz da bu duzeyı daha doğrusu duze> sız-
hğı o denlı benımsemıştır kı, yasal hakkı olan
yıllık ara \erme gununu bıle seçımle gelen
kralın bır muştusu, bır lutfu gıbı algılayıp, ıl-
kokul oğrencılennın kar tatılı sevrncı gıbı al-
kışlayarak sevınçle karşılamaktadrr Dahası,
kralın ısteğı uzenne mılletv ekıllenmız boş kâ-
ğıtlan ımzalavıp krala sunmakta bır sakınca gor-
memektedırler Boyle bır davranışın "Benim
istencımyok, sanatestimım. ben bır hJçım!" de-
mek olduğunu du^unmuyorlar bıle
Oy sa Mustafa Kemal guçlu bır lıder olma-
srna karşın daha 1930 yıllannda Alman \azar
Emfle Ludwig ıle yaptığı bır soyleşıde "Hâkı-
miyet miDetindir. Yanı intihab ohmmuş (seçil-
mış) mebuslanndır. Ben,idareişlerinesizin san-
mğmız kadar mudahak etmiyonınr dıyebıl-
mıştrr O donemlenn mıllervekıllen de o guç-
lu lıdenn mılletvekılı seçümesım engelleme-
ye kadar \ aran en acımasız eleştınlerde bulun-
muşlardır
Bu"donemın Karaoğlan ı olan, çoğunluğun
"umudumuz!" dı>erek sanldığı Sayın Ece-
vit'm başbakanlığı sırasında, yonetımı konu-
sunda Meclıs grubunda açtığrmız genel go-
ruşmelen ve o goruşmelerde yaptığımız ağır
eleştınlen anrmsadıkça, bugunku mılleU ekıl-
lenmızın kışılıklennın golgelenmesıne kadar
\aran suskunluğu şaşkınlık yaratmaktadır
Ustelık, bızım kralımız, seçımle gelmıştır
ama, ulus çoğunluğunun oyuyla seçılmış de de-
ğıldır Hukuka aykın seçım yasalannın urunu
olarak krallık koltuğuna oturmuştur Boylece
bızım cumhunyetçı monarşımız "cumhuriyet-
çi" nıtelemesınden de yoksun kalmıştır Gorul-
duğu gıbı ulkemızde surdurulen sıyasal duze-
m demokratık olarak nıtelemek olanaksızdır
Demokrasi bu değıldır1
Dıleğrm o kı, hıç ol-
mazsa unlu sosyal bılımcı Duverger'ın sozu-
nu ethğı seçımle gelen krallannyonettığı cum-
hunyetçı bır monarşıve kavuşahm Seçılmemış
krallarla yonetılmek ağnma gıdıyor da
(]) M. Duverger, Seçımle Gelen Krallar (ls-
tanbul Konuk Yaunları 1974) sa\fa8
(2)age scnfa8
Sessizce Bir Genel Kurul...
Dr. Cengiz ABBASGÎL Hukukçu
G
eçen gunlerde Tur-
•kıyeBarolarBırlı-
ğı'mn genel kuru-
luyapıldı Avukathk mes-
lek mensuplannın en ust
kuruluşu olan bırlık genel
kurulu, kamuoyunda yan-
kı buhnamış olacak kı ses-
sız sedasızyapıhpbıttı Oy-
sa, yurdun çok onemlı so-
runlan yanında avukathk
meslek sorunlarının da
onemlı ver tuttuğu bır sıra-
da ne olup bıttığı anlaşıla-
madı Bukonularadeğınıl-
dı mı, yoksa es mı geçıldı,
kımsemn haben olmadı
Inancırruz odurkı, sozu edı-
len konularvuksek duzey-
de konuşulup tartışıhnıştır
Umarve çozum onenlen en
ust duzeyde dıle getınlmış-
trr Ancak duyarsızbasını-
mızın konuya yeterlı ügıyı
gostermedığınden mı ,yok-
sa genel kuruda ses getıre-
cek konulara yer \enhne-
dığınden mı bılınmez, ka-
muoyu bu bılgılerden yok-
sunkalmıştır Buaradaavu-
katlık meslek sorunlan ne
duzeyde ele ahndı, ne gıbı
onerıler getınldı, onenJe-
nn hayata nasıl geçınlece-
ğı konulannda da bılgj nok-
sanhğı yaşanmıştır Bunu
boylece vurguladıktan son-
ra, gelelun avukatlık mes-
Arçelik'e 50 yıldır duyduğunuz güvene teşekkür için
tüm beyaz Arçeliklere 3 yıl yerine
Gösterdiğinizyoğun ilgi nedeniyle
kampanyamız Temmuz ayı boyunca devam ediyor.
Koç X.
444 0 888 www arcehk com
Btj uygu ama buzdolab çamaşf maknes Culaşık nna*rnes ankaSrebüaşkmaknes frn arkastre
îinn vekurjtnamakneler »çıngaranî SUBS HazranveTefnmuayındabaşlatıl'nı§urL)nterdegeçef1ör
M nı m a f n m krodalga fı r tezgâh sev yes oıcaoiafc derır donauıucü ve jstter kapakl
der n dondunjcular uygularaya aanı değıldır 6u uygutena 31 Temmuz 2005 tarıhıne kadar geçarlıd r # drcelik
lek sorunlannın ne menem
şey olduğuna Bu konuda
elımrzde Istanbul Barosu
Hukuka Aykınlıklan lzle-
me Komıtesı nın bır rapo-
ru bulunmaktadrr
Komısyon Başkanı Sa-
yın NeareSdçuk'un sundu-
ğu raporda onlarca çozum
bekle>en sorun \er almak-
tadır Genelde avukathk
mesleğının sorunlan olmak-
la bırukte, ozelhkle Istanbul
olçeğındekı raporun ana
başlıklan şoyle Baronun,
avukatlık mesleğıne yone-
hk etkın hızmetler sunacak
bır yapıya kavuşturulması,
merkez adlıyelerrnın ger-
çekleştınlmesı meslektaş-
lara meslekı kolayhklar sağ-
lanması, sosyal hızmetle-
nn çeşıtlendrnhp etkınleş-
tınhnesı, a\
r
ukathğrnonur-
lu bır meslek olması nede-
myle bunu gerçekleştıre-
cek duzenlemelenn yapıl-
ması, ağır ekonomık koşul-
larkarşısında avukatıneko-
nomık durumunun ıyıleş-
nrümesı, dısıphnkovuştur-
malannda kotu nıyetlı şı-
kâyetlere dıkkat edılmesı,
staj ışlennde baronun gın-
şımlerının (ımsıyatıf) on-
celıkte ohnası, ulusal yar-
gı ağı projesı hazırlanması,
toplurnsal gorevlerde de on-
cuolunması Yukandaana
başlıklar altrnda sıralanmış
avukatlık meslek sorunlan
çozum beklemektedır Ara
konular yuzlerce sayıya
ulaşmaktadır Bunlannhep-
sınden soz etmek olanağı
\oktur Ancak bıze gore
avukatlık meslek sorunlan-
nın başında gelen sorun,
meslekı onursorunudur Zı-
ra, avukatlık hızmetı onur-
hı bır kamu hızmetidır Avu-
katlık Yasası da bunu bınn-
cı madesmde açıkça vur-
gulamıştrr Madde aynen,
tt
A\ukamk, kamu hızmeti
vçserbestbirnıesleklır. \\u-
kat,\Targmm kurucu oğele-
nndenolan bagımscsavun-
majı serbestçe temsil eder"
dıyor Yargınrn otekı oğele-
n ıse sa\ \e karar oğelen-
dır Bunlardan sa\, sa\ cılar
tarafrndan karar ıse yargıç-
lar tarafindan gerçekleştın-
hr Bu gorevler yerme ge-
tınlırken bın oburune us-
tun değıldır Bın oburune
veğlenemez (tercıh etmek)
Durum yasal olarak boy-
leyken, sa\ cı \ e yargıçlan-
mızın devlet memurluğu
konumu, onlann savunma-
mn temsılcılen olan avu-
katlardan ayn \ e ustun bı-
nlen gıbı algılanmalanna
neden olmaktadır
Aslında vok bo> le bır
şey Yasal olarak her uç
meslek mensubu da aynı
kamu gorevınde bulunmak-
tadrrlar Ancak adlıyelenn
gunluk hayattakı ışleyışı bu
göruntuyuvermektedır Bı-
raz da duruşma salonlann-
da avukat v e sav cılann ay-
nı kursuyu pavlaşmalan
ıçın yapılan çahşmalann
gerçekleştınlememesımn
de bunda rolu ohnuşrur Bu
eşıtsızhğm yanında başka
bır eşıtsızhk de, parasal ba-
kımdan kamu avukatlann-
dakı uygulamalarda yaşan-
maktadır Şoyle kı
Kamu avukatlan da sav-
cılar \e yargıçlar gıbı dev-
let memuru olup, kamunun
hukuk ışlennde gorevlıdır-
ler Yanı yargı mensuplan
ıle aynı eğıtımı ahruş ve
devlette memur konumun-
da bulunmaktadırlar Bu
bakımdan ozluk ışlennde
eşıt olmalan gerekırken pa-
rasal bakrmdan kamu avu-
katlan mağdur edıhnışler-
dır Makam odeneğı taz-
mınatlan yoktur
Bununla orantıh hızmet
ödeneklen ve gorev öde-
neklen yoktur Ek goster-
gelen duşuktur Bunlaryet-
mıyormuş gıbı Avukatlık
Yasası'na gore yargı mer-
cılennce hukmedılen \"e-
kâletucretieridekendılen-
ne tam olarakodenmemek-
tedrr Butun bunlar kamu
avukatlanna yapdmış hak-
sızhklardrr Nıtekımbunun
farkına varan Sayın Mıl-
letvekılı Cavit Torun, bu
eşıtsızlığı gıdermek ıçın
Mechs'e 657 sayılı Devlet
Memurlan Kanunu'nda bu
yolda değışıklık yapılma-
sı ıçın yasa teklıfi sunmuş-
tur Bu yasanın kabulu ıle
kamu a\ııkatlanna yapılan
haksızlıklann gıdenlebıle-
ceğı duşunulmektedır Dı-
leğımız, onennın bır an on-
ce \ asalaşmasıdrr
Sonuç
Avukathk meslek sorun-
lan saymakla bıtrnlemeye-
cekduzeydedır Dıleğımrz,
meslek kuruluşlan olanba-
rolann v e onlann doruk or-
gutu olan Barolar Birliği'nın
ustun çabalan ıle sorunla-
nn ustesınden gehnmesı-
dır Bızce çozuhnesı gerek-
h sorunlardan ılk sırada ola-
nı, meslek onur \ e saygın-
lığının korunması \e pe-
kıştınknesıdrr
Bu soruna çozum bul-
mak, obur sorunlann da ço-
zumlenmesrnde buyuk ya-
rar sağlayacakrır Ancak
bu arada, avukathk mesle-
ğrnı seçmış olan kımsele-
nn de mesleğin onurunu
zedeleyecekdasraıuşlardan
kaçınmalan da gerekmek-
tedir. Zrra onurlu brr mes-
lek olan avukathğın onur-
landınknası ve onurunun
korunması sadece meslek
orgutlennın gore\ı ohna-
yıp en az onlar kadar bız-
zat avukatın da vazgeçıl-
mezgorevıdır Meslekı say-
gınlık bununla olanaklıdır
PENCERE
Müslüman ile Dinci
ÇelişkisL.
'Dındar' ıle 'dıncı' arasındakı fark, Turkıye'nın bu
vaktınde hıçbır zaman olmadığı kadar onem ka-
zandı
Dıncı, koyu Musluman geçınsede kutsal Islamı
polıtıkada kullanıp koltuk kavgasında oz çıkaria-
nna alet ettığı ıçın makbul kışı değıldır
Kavuncu kavun satar
Karpuzcu karpuz satar
Uzumcu uzum satar
Islamcı da Islamı satar.
Islam satılık değıldır
Dındann Muslumanlığı vıcdanındadır, dıncının Is-
lamı cuzdanındadır
•
'Yargı'nın ve en başta Yargıtay'ın laık Cumhun-
yete ılışkın duyariığı son gunlerde açık seçık orta-
ya çıkınca Başkan Osman Arslan'ın bır yakın
dostu dedı kı
- Yargıtay Başkanı mutedeyyındır
Ekledı
- Hacca gıtmıştır, 'dını butun'dur, laık Cumhu-
nyet ılkesıne bağlıdır
Bugun Yargıtay'ın en ust duzeyınde ıkı Osman
var, bın Başkan Osman Arslan, ıkıncısı yardımcı-
sı Osman Şınn
Yargıçlar arasında nekre olanlar dıyoriarmış kı
- Yargıtay'da Osmanlı donemı başladı'
Yargıtay Başkanı Osman Arslan gençlığınde Ma-
raş'ın Goksun ılçesıne atanmış, yorenın Alevı de-
delerınden bırı Arslan'ın adına takılıyormuş
- Hâkım Bey, sen çok lyısın, durustsun, ama gel,
şu adını degıştırelım
- Ne yapalım?
- Alı olsuni
- Olur mu canım, bu ulkede altı yuzyıllık Osman-
lı donemı yaşandı
Alevı dedesı sonunda demış kı
- Gel Hâkım Bey adını Alı Osman yapalım
1
•
Alevı kesımınde Osman adı tutulmaz, ömer ya
da Ebubekırde sevılmez, varsa yoksa Alı, Hasan,
Huseyın
Alevı kadının bırı oğlunu Osman dıye çağınyor-
muş
Osman aşağı Osman yukan
Meraklı bın sormuş
- Hanım, sen Alevısın, oglunun adı Osman, bu
nasıl /ş?
Kadın
- Ilk doğan bebeğıme Alı adını koydum, sızle-
re omur Ondan sonrakılere Hasan, Huseyın de-
dım, yaşamadılar, buna mahsus Osman dıyorum,
olurse ban bır Osman olsun
1
Bektaşı-Aievı toresınde mızahın dıbını bulamaz-
sın
1
Dunyanın hıçbır ulkesınde rastlanmayan tur-
de bır ozguıiukçu edebıyattır bu
•
Turkıye'de buyuk çoğunluk Muslumandır..
Hınstıyan, Musevı kuçuk azınlıktır
Tanrıtanımaz devede kulaktır
Dıncı ne kadar''
AKP dortte bır seçmenın oyunu aldı, ama, bu
partıye oy verenlenn buyuk çoğunluğu dıncı de-
ğıl ıçtenlıklı Muslumandır
Profesyonel polıtıkacı dıncıler bugun Turkıye'de
çoğunluğu burnundan tutmuş surukluyorlar
Nereye dek surukleyecekler'?
Muslumanın Islamcıyı yendığı gun ulkede dın-
cılık tehlıkesı aşılacak
1
İZMİR CUMOK CAĞRISI
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ
URLA ŞUBESİ VE İZMİR CUMOK
ORTAK ETKİNLİĞJ
14 Temmuz 2005 Perşembe saat 20.30
Prof. Dr.
EROL MANİSALI
"YENI KURESEL DENGELER"
ve
"TURKİYE-ABİLİŞKİLERİ"
TUM HALKIMIZ DAVETLİDİR
YER: Necati Cumalı Anı ve Kültür Evi - Uıia
İLETİŞİM: Ali Yanar
0537 366 08 06 - 0232 754 67 90
KAKIAL 2. AİLE MAHKEMESİ'NDEP*
Eias No 2004 ^88
Davacı \ ıldan Ona\ \ ılmaz \ekılı tarafından davalı
Lmıt 'ı ılmaz ale\hıne açılan boşanma davasının alınan ara
karan gereğınce Mahkememızce da\alı Lmıt 'ı ılmaz a ad
resı beîırlenemedığınden teblıgat vapılamamış olmakla du
ruşma gununun gazete ıle ılanen teblığıne karar verılmış
olup Da\alı Umıt 'Vıımaz a duruşma gunu olan 12 10 200^
gunu saat 10 00 da mahkememızde hazır bulunması v e\ a
kendısını bır \ekıl ıle temsil ettırmesı duruşma\a gelmedığı
sa da kendısını bır \ekılle de temsil ettırmedıgı takdırde
\argılamava voklugunda devam edıleceğı \e karar verılece
ğı hususu da\etı\e venne geçerlı olmak uzere ılanen teblığ
oiunur 09 06 200^ Basın 147
i0
ANKARA 2. AİLE MAHKEMESİ'NDEN
İLAIN
200^ 103
Davacı Hakan Balcan vekılı tarafından davalı Ann Wad-
dıngton ale\hıne açılan tanıma davasının vapılan vargıla
ması sonunda Da\anın kabulu ıle Ordu ılı Mesudıve ılçesı
Kale ko\u cılt 48 hane 40 ta nufusa kavıtlı Omer \e \T-
sel den olma 8 10 1968 dogumlu Hakan Balcan ıle tngılız
uvruklu John \e Danolma dan olma 10 10 1949 doğumlu
\nn Blackett Bakan ın boşanmalanna ılışkın Ineıltere
\\atford ılçe mahkemesmın 93 D 18^ sa\ılı 18 2 1994 ta
rıhlı karannın tanınmasına karar \enlmış olmakla ışbu ka
rar ozetının HLMK nun ^09 maddesı gereğınce karar teb
lığı \enne geçerlı olmak uzere da\alı Ann Blackett Balcan
(Waddıngton) a ılanen teblığ oiunur 06 07 200^
Basın 33022