Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ 2005 PAZARTESİ
HABERLERlN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul B 30 Sınop B 26 Adana B 34
=dirne PB 32 Samsun B 26
Kocaelı B 31 Trabzon PB 26
ganakkale B 29 Gıresun PB 27
B 35 Ankara B 32
Njianisa B 40 Eskişehır B 33
B 39 Konya B 34
Denızlı B 39 Sıvas B 29
'onguldak B 24 Antalya B 34 Kars
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkân
Van
B
B
B
B
B
B
B
31
40
41
38
39
38
27
Parçalı bulutlu
Yurdun kuzeydoğu
kesımlen ıle Trakya
parçalı bulutlu, Doğu
Anadolu'nun kuzey-
doğusu ıle Artvın çev-
relen sağanak ve gok-
gurultulu sağanak ya-
ğışlı, dığer yerler az
bulutlu ve açık geçe-
cek Hava sıcaklığın-
da onetnlı bır değışık-
lık olmayacak
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
B
PB
B
B
B
PB
PB
Y
3Ü
27
29
26
23
26
26
26
Münıh Y 25 Zürıh
Berıın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
PB
Y
B
Y
Y
Y
PB
B
21
22
35
20
23
27
26
34
Y 19 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflıs
Kahıre
PB
B
B
PB
B
Y
Y
A
21
40
29
40
32
36
19
36
A 41
Bulutlu ^ Çok bulutlu . Yağmurlu Kartı Sulu kar > Gok gurultulü
^IMAM HATÎPLÎLERIÇİN' SAVI
Heybeliada'da
'tesettürkampı'
SİBEL BAHÇETEPE / ÖZGE SARI
Heybeliada'da Değırmenburnu pıknik alanına
"yaz okulu" adı altında Üsküdar ve Adalar be-
lediyeleri tarafindan imam hatip öğrencilerinin
dini eğitım alacağı bir kamp kuruluyor. CHP Is-
tanbul Milletvekilı Ali Rıza Gülçiçek Heybeli-
ada'da "tesettür kampları" kurulduğunu belir-
terek "Bu davranış. genel ve yerel yönetimler
tarafindan halkın huzurunu bozmaya sebep
olmakta ve adalann modern ve çağdaş gö-
rüntüsünü bozmaktadır" dedi.
Ada sakinleri, "yaz okulu"nun "Ruhban
Okulu'nun hemen yakınlanna kurulmasının
manidar" olduğunu ifade ederlerken alanın
halkın kullanımına kapatılmasından duydııklan
rahatsızlığı dile getirdıler. Üsküdar ve Adalar il-
çe beledıyelennin AKP tarafından yönetildiğinı
anımsatan yurttaşlar, "Imam hatipli öğrencile-
rin burada 'haşema' adındaki mayolan ile de-
nize gireceği ve dini sohbetler yapacağı söyle-
niyor. Turistik bir mekânda bu görüntü ra-
hatsız edici" dediler. Bazı yurttaşlar, kampa din
görevlilerinın gelerek dini sohbet toplantılan ya-
pacağını öğrendiklenni anlattılar.
Çakır: Gayrimüslimler de gelecek
Adalılann ıddialarına karşılık gazetemizin so-
rulannı yanıtlayan Üsküdar Beledıye Başkanı
Mehmet Çakır ve Adalar Belediye Başkanı
Coşkun Ozden, söylenenlerin gerçekle ilgisı ol-
madığını savundular. Heybeliada halkının bir şı-
kâyetinın olmadığını, bu iddialan medyanın çı-
kardığını öne süren Çakır, "Kampa gelecek öğ-
renciler Üsküdar'daki ilköğretim 4. ve 8. sı-
nıflarda okuyan ve dereceye girmiş öğrenciler
olacak. Söylendiği gibi, imam hatip öğrenci-
leri değil, ilçe milli eğitim müdürlüğünün seç-
tiği başanlı olan Müslüman ve gayrimüslüm
öğrenciler de kampa gelecektir" dedi. Özden
ise kampın Ruhban Okulu ile aynı yerde olması-
nın tesadüf olduğunu ifade ederek "Biz burayı
halkımıza kazandırmak istiyoruz. Halktan,
yaptıklanmızdan dolayı teşekkür beklerken
başımıza bunlar geldi." dedi. Özden, kampa
gelecek öğrencılerin iddıa edilenler gibi imam
hatipli öğrenciler olmadığını ifade ederek
"Kampın açılışı 13 Temmuz Çarşamba günü
yapüacak Tüm Istanbullular ve basın men-
supları Heybeliada'ya gelerek olayın böyle ol-
madığını görecek" dedi.
Gülçiçek: Uygulamadan vazgeçilmeli
CHP'li Gülçiçek ise bölgeyi yerinde ıncele-
dikten sonra gazetemıze yaptığı açıklamada,
bölgenin hızla ışgale uğradığım ifade ederek
"Değirmenburnu Plajı'nı Orman Bakanlı-
ğı'ndan 15 yıllığına kiralayan Üsküdar ve
Adalar Belediyesi, adanın en güzel bölgesini
yaz okulu adı altında işgal etti" dedi. Değır-
mendere Plajı'na Üsküdar Belediyesi'nin kendi
çöp bidonlannı koyduğunu, öğrencilerin Kızı-
lay'a ait çadırlarda kalacağını söyleyen Gülçi-
çek, uygulamanın durduruhnasını istedi. Gülçi-
çek, şöyle devam etti: "Heybeliada'daki çam
ağaçlan kesilip yerine çadırlar kuruluyor,
adanın otantik yapısı gün geçtikçe kaybolu-
yor, insanlanmızı daha fazla tedirgin etme-
den bu uygulamadan vazgeçilmesi gerek."
GEZÎLER IÇİN 3 TRlLYON LÎRA
Milletvekilleri
dünya turunda
AYŞE SAY1N
ANKARA - TBMM Genel Sekreterliği'nin
çalışması, gezgin milletvekillerini ortaya çıkar-
dı. Seçilmek için vekillerin her dönem büyük
mücadele verdiği uluslararası komisyonlann
şanslı üyeleri, yılın büyük bir bölümünü yurtdı-
şında geçirdi. Vekillerin yurtdışı gezilerinin
TBMM'ye faturası ise 3 trilyon lirayı aştı.
TBMM Genel Sekreterliği'nin verilerine gö-
re, masraflan TBMM'ce karşılanan görev gezi-
leri çerçevesinde AKP'li Zekeriya Akçam,
Meclıs'in en çok gezen vekili oldu. Avrupa
Konvansiyonu üyesi, Türkiye-AB Karma Parla-
mento Komisyonu üyesi, TBMM AB Uyum
Komisyonu üyesi Akçam 2.5 yılda 53 yurtdışı
gezisine katıldı. Akçam 214 gün yurtdışında
kaldı. Yurtdışı gezi sıralamasında Avrupa Kon-
seyi Parlamenter Meclisi üyesi CHP'li Abdül-
kadir Ateş ise ikinci sırada yer aldı. Ateş aynı
dönemde 51 yurtdışı gezı çerçevesinde toplam
199 günü yurtdışında geçırirken, gezginlik sıra-
lamasında 3. sırada ise 50 gezi ile AKP'li Mev-
lüt Çavuşoğlu yer aldı. Çavuşoğlu da 2.5 yılda
toplam 189 günü yurtdışında geçirdi.
TBMM Genel Sekreterliği'nin verileri, her
yıl ortalama 150 milletvekilinin masraflan
Meclis tarafindan karşılanan bu tip gezilere ka-
tıldığını da ortaya koydu.
Genel sekreterlik verilerine göre, geçen yıl
185 mületvekili yurtdışı geziye gıderken, bu
gezilerin Meclis'e faturası ise 1 trilyon 511 mil-
yar 349 milyon 200 bin TL oldu.
Telekom'da sebeke ranüI Baştarafı 1. Sayfada
uzatılmasını talep edebilir.
Kurum yenileme talebini 406
sayıü kanunun ilgili hükümle-
ri ve mer'i mevzuat uyarınca
değerlendirerek, sözleşmenin
süresini uzatabilir" ifadesi y-
er aldı. Eski Ulaştırma Bakanı
ve MHP Genel Başkan Yardım-
cısı Oktay Vural, "Burada
TürkTelekom'un imtiyazının
sona ermesi halinde şebeke-
nin kime ait olacağı hususu
açık olarak yazılmıyor. Böyle-
ce iade işleminin önü kesile-
rek önemli bir pazarük ve
rant kaynağının önü açık bı-
rakılıyor" dedi.
Turkcell, Telsim ve Avea gi-
bi işletmecilerle yapılan imti-
yaz sözleşmelerinde yer alan
"tşletmenin devri" başlıkh
49. maddede ise, Telekom söz-
leşmesinin aksine şu hüküm
yer alıyor:
"Sözleşme uzatılmadığı
takdirde, lisans süresinin biti-
minde kendiliğinden sona er-
er. Bu durumda işletmeci
GSM 900/1800 sistemine ait
merkezi işletme birimleri
olan şebeke yönetim merke-
zi, gateway santrallan, mer-
kezi abone işlemleri sistemi ile
sistemin işleyişini etkileyici
tüm teçhizatı ve tesisatın ku-
rulu bulunduğu işletmecinin
TASLAK SÖZLEŞMEDE UCU AÇIK VE MUÖLAK IFADELER VAR
Alıcıya 'geniş hareket alanı'
Taslak sözleşmenin "ucu açık ve muğlak ifa-
delerle alıcıya geniş hareket alanı sağlayan"
çeşitlı maddeleri de şöyle:
• "Makul talepte bulunan" herkese, "makul
bir süre içinde" telefon hızmeti sağlamr.
• Istek sahiplennın hızmet talepleri "kabul
edilebiür bir gerekçe olmadan" reddedilemez.
^ "Aksini gerektiren objektif nedenler"
bulunmadıkça aboneler arasında aynm göze-
tilemez.
• Ücretler "uygun olduğu ölçüde" uluslarara-
sı standartlara ve ölçeklere yaklaştırüır.
^ Ücretlerin belirlenmesinde Türkiye'nin taraf
olduğu uluslararası anlaşmalar ile uluslararası
kuruluşların tavsiyeleri "uygun olduğu ölçü-
de" dikkate alnıır.
t/ Bilinmeyen numaralar damşma sistemi "ma-
kul bir ücret karşüığı" düzenlenir. Türk Tele-
kom, ana şebekesinden diğer şebekelerin aran-
masını "makul bir ücret karşüığında" yapar.
kullanımında olan taşınmaz-
lan kurumuna veya kurumun
göstereceği kuruluşlara be-
delsiz olarak devredecektir."
GSM operatörlerinın kendi
yaptıklan şebeke yatınmlan da
dahil tüm şebekeyı devredecek-
ken Türk Telekom'u alacak ya-
bancı şirkete bu durumla ilgili
bir açık yaptırım getirilmediği-
ne dikkati çeken Vural, "Işlet-
meciler arasında da çifte
standart uygulanıyor. Bu ma-
lın imthaz sonunda kesintisiz
hizmet vermek üzere aynen
geri verileceği hüküm altına
alınmalıdır" diye konuştu,
Sözleşme taslağının "Şirket
kurulması ve şirketlere işti-
rak" başlıklı 23. maddesinde
ise "Türk Telekom, bu imti-
yaz sözleşmesi ve diğer ilgili
yasalar çerçevesinde yetkilen-
dirildigi hizmetleri kendi eliy-
le veya doğrudan veya dolay-
lı, sahip olduğu iştirakleri
aracılığı ile sunabilir" hükmü
yer aldı.
Buna göre Türk Telekom'u
alan alıcı, üstlendiği hizmetleri,
kuracağı başka şirketlere yaptı-
rarak kurum kârmı bu şirketle-
re aktarabilecek. Sözleşmenin
"Kamulaştırma" başlıklı 29.
maddesı ıle de Türk Telekom'u
alacak yabancının talep etmesi
halinde, bedelini ödemesi kay-
dıyla "bakanlıkça kamulaştır-
ma işlemi yapümasma" olanak
tanınıyor.
Kâr transferi nasü oluyor
Sözleşmenin 23. maddesine
göre yüzde 45 'i kamuya ait olan
Türk Telekom, vereceği hizmeti
yüzde 5l'i kendisine ait bir işti-
rakine gördürebüiyor.
Bu iştirakin yüzde 49 payuun
alıcıya ait olduğu varsayıldığın-
da, kamunun iştirakteki oram
yüzde 51'in yüzde 45'i, yani
yüzde 22.95 ile sınırh kalıyor.
Bu durumda, alıcının istedıği fi-
yatı uygulayarak kân bu iştirak-
te bırakması, kamunun kârdan
alacağı payı yüzde 45'ten yüzde
22.95'e düşürüyor.
Çeşme'de meydana gelen patlama yurttaşlar arasında büyük panik yarattı. Yaralanan yurttaşlar,
tedavi altına ahnırken, ayakkabı boyacısı Ali Çelikli'nin durumunun ciddi olduğu bildirildi. (AA)
Çöpkutusuna bırakılan bombamnpatladı: Biriağır,20yaralı
Çeşme bombayla sarsıldıÇEŞME (Cumhuriyet) - Iz-
mir'in Çeşme ilçesinde çöp ku-
tusuna konulan bombamn patla-
ması sonucu l'i ağtr 20 kişi ya-
ralandı. Yaralanan Ramazan
Mert, patlamadan yanm saat ön-
ce 2 kişinin çöp kutusuna siyah
poşet bıraktığuu söyledı.
Çeşme Meydanı'ndaki Ziraat
Bankası'mn 15-20 metre uzağın-
da bulunan çöp kutusuna meşru-
bat şişesinin içıne yerleştirilmiş
halde konulan parça tesirli bom-
ba dün 14.30 sıralannda patladı.
Patlamada, ayakkabı boyacısı Ali
Çelikli ağrr, 2'si turist 20 kişı de
çeşitli yerlerindenyaralandı. Çe-
likli'nin durumunun cıddiyetini
koruduğu öğrenildi. tngılız tunst
John \Villoghby'de yumuşak do-
ku yaralanması meydana geldıği,
Rus turist Aleksander Dani-
luk'un da sol kolundan yaralan-
dığı kaydedildı. Patlamada yara-
lanan diğer yurttaşlann isirnleri
ise şöyle: "Ali Rıza Coşkun, Se-
lin Ertan, tdris UtaL, Bendi Yü-
dız, Yümaz Arıkan, Ramazan
Mert, Merve Kıbç, Akın Demir,
Ali Ziya Gökmen, Günnur trld-
lir, Sait Kocalevent, Şükrü Yo-
rulmaz, Üker Ersan, Havva De-
niz, Şahabettin Özgü, tsmail
Demirkol, Ece Demirkol."
Patlamadan sonra bölgeye gi-
den Izmir Olay Yeri Inceleme ve
KimlikTespit Şubesi Müdürlüğü
ekipleri bomba parçalannı topla-
yarak incelenmek üzere laboratu-
vara götürdü. Polisin, patlamarun
meydana geldıği alana bakan be-
lediye binası ve bankalara ait ka-
meralann görüntü kayıtlannı in-
celeme altnıa alarak zanlılan be-
lirlemeye çahştığı öğrenildi.
Patlamada yaralanan görgü ta-
nığı Ramazan Mert, "Patlama-
nın olduğu çöp kutusu önünde
oturuyordum. tki kişi geldi ve
siyah poşet bıraktı.Yaklaşık ya-
nm saat sonra patlama meyda-
na geldi. Esmer tenli, 25 yaşla-
rındaydüar. Biri kırmızı, diğeri
gri tişörtlü ve bıyıklıydı" dedi.
CANLI BOMBA
İstanbul
Emniyeû
darmageçû
Haber Merkezi - Te-
rör örgütü PKK'nm inti-
har eylemlerinde bulun-
mak üzere Istanbul'a bir
kaduı teröristi gönderdi-
ği yönündeki bilgi istan-
bul Emniyetini alarma
geçirdi. Polis, hassas
böîgelerde ek güvenlik
önlemleri alırken, terö-
ristin eşkâlini de çeşitli
birimlere bildirdi. Ön-
lemler kapsamında is-
tıhbarat ve sivil gü\ enlik
güçlerine "şüpheli kişi-
lerin" izlenmesı taluna-
tı da verildi.
Emniyet Genel Mü-
dürlüğü Sözcüsü tsma-
il Çalışkan geçen hafta
yaptığı haftalık basın
toplantısında, PKK'nin
"büyük şehirlerden
birine eylem için bir
kadın terörist gönder-
diği" yönündeki haber-
leri doğrulamış ancak
kentin admı vermekten
kaçınmıştı. îsmail Ça-
lışkan, güvenlik önlem-
lerine ilişkin bir soruya,
"Türkiye'de güvenlik
tedbirleri her zaman
en üst se>iyede uygu-
lanmaktadır" yanıtını
vermişti.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
G-8 ülkelerinin temsilcilerinden gelen kınama-
da ise tümcelerden biri şuydu:
"Bu saldın uygar dünyaya yöneliktir!"
Yani başka bir dünyaya değil. Ya da henüz uy-
gar dünyanın bir parçası olamamış kesımlere de-
ğil!
Fisk'in vurguladığı aynm sürdükçe doğal olarak
akla çok karmaşık, çözüldükçe düğümlenen sü-
reçler gelecek.
Urneğin El Kaide...
Bundan böyle onganize, eşzamanlı yapılmış sal-
dınlann tümü El Kaide örgütüne ait olacak. Han-
gi El Kaide? Bu da karmaşık. Her bölgenin, her
devletin, belki de her istihbarat servisinin ayrı bir
El Kaide'si var. Kim bilir, belki de El Kaide'ler ya-
rışacak:
- Senin El Kaide'nin eylemi de eylem mi? Sen
benimkini gör...
"Asıl El Kaide, benim El Kaide... Ne demek is-
tediğimi yakında anlarsın..."
• • •
Küreselleşen El Kaide'ye koşut, şöyle bir sap-
tama da yapılabilir:
Terör, tıpkı atom bombası, nükleer başlıklı füze,
uzun menzilli füze gibi bir silah. Küresel aktörler böy-
le bir silahın kendilerinde de bulunmasını istiyor...
Hazır El Kaide gibi bir marka varken siparişi ye-
rine getirecek başka taşeronlar bulmak da zor ol-
masa gerek!
Bir başka deyimle El Kaide, dünyanın her yerin-
de fason olarak üretilebilen, üzerine bilinen bir
markanın yazıldığı ürüne benziyor!
ABD-lngiltere ittifakının "terörün merkezleri" di-
ye işgal ettiği Afganistan ve Irak, terörün daha da
artmasına neden olan alanlar haline geldi. özel-
likle Irak. giderek uluslararası güçlerin kapıştığı
vahşi bir sahaya dönüşüyor. Ispanya'dan sonra
Italya da Irak'tan çekilme kararı alıyor. Bu, elbet-
te Irak'ta işgale direnenlerin başarısı. Acaba baş-
ka kimlerin başarısı?
Başta da vurguladığımız gibi karmaşık konular-
la karşı karşıyayız. Olayı tümüyle çözdüğünüzü
iddia ertiğiniz gün, bambaşka bir düğümle karşı-
laşabilirsiniz.
Terör çok karanlık bir silah. Bir o kadar karanlık
olan da terörle mücadele uğruna atılan adımlar.
Tıpkı suyun başındaki kurdun aşağıdaki kuzuya,
"suyumu kiriettin" demesi gibi, aktör ülkelerden
biri herhangi bir devletin kapısını çalıp "senin ül-
kende terörist var. Müdahale etmek gerek. Bunun
adı önleyici savaştır" diyebilir.
• • •
Türkiye, yukarıda aktardığımız karanlık sürecin
ne yazık ki etki sahası içinde. 2001 'de New York'ta
yapılan saldırıyı İstanbul ve Madrid izlemişti. Şim-
di ürkütücü soru şu:
Londra'yı neresi izleyecek?
Keşke, son olur diyebilsek. Terörün kullanımı bir
süre daha bu tür saldırıların yaşanacağını göste-
riyor.
Gerçek çözüm dünyanın herkes için yaşanabi-
lir bir yer olmasında yatıyor. G-8 ülkelerinin duya-
cağını, duysa da dikkate alacağmı hiç sanmıyo-
ruz, ama atasözümüz şöyle diyor:
Sefaletin olduğu yerde, safahat rahat edemez!
Ne yazik sefalet coğrafyası genişlıyor ve terör için
giderek daha verimli bir saha haline geliyor. Terör
tohumu da özel üretim ve hormonlu olunca...
ankcum/ı cumhuriyet.com.tr
Polis noktasına
saldın: 2 yaralı
TUNCELİ (Cumhuriyet) - Son günlerde ar-
tan terör olaylanna bir yenisi daha eklendi.
Tunceli'nin Hozat ilçesinde, polis noktasına el
bombası atılırken saldında iki polis memuru
yaralandı. Hozat Kaymakamlığı binası önünde-
ki polis kontrol noktasma atılan el bombasının
patlaması sonucu yaralanan polis memurları
Elazığ Askeri Hastanesi'ne kaldınldı.
Tunceli Valisi Mustafa Erkal. yaralılann
sağlık durumlanrun iyi olduğunu belirterek
"Saldınyı, ilçe merkezindeki birinin düzen-
lediği yönünde değerlendirmeler yapılıyor.
Olayın terör saldırısı olabileceği ihtimali
üzerinde de duruluyor" diye konuştu.
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
"... Evet tabii, insanın aklına, o kaçınılmaz so-
ru geliyor: Sosyalist Blok'un, Demokrasi'yi
seçmiş halkları, bu kadar mı saf? Nasıl 'Ihtilâl
Ticareti' yapan, bu imalatçılara, unutamaya-
caklanfırsatiarveriyorlar? Gerçekten sorulacak,
cevabı şiddetle tartışılacak konudur bu!
(Çağnşım/9."... Sanınmherşey, EdvardŞe-
vardnadze'nin, 1984'te bir kış akşamı Gürcis-
tan'daki Pinsunda'da. Gorbaçof'a söyledıği
şu sözlerle başlamıştır: "... her şey çürümüş,
hepsini değiştirmek gerekiyor!" Haksız mıy-
dı, tam değil: Sovyetler Birliği hanidir işçinin ve
köylünün sosyalist devleti olmaktan çıkmış; No-
menklatura'nın saltanat sürdüğü, totaliter bir
oligarşiye dönüşmüştü; Işte Mihail Gorba-
çof'un, o meşhur, o ümit saçan Glasnost'u ve
Perestroika'sı, bu noktada hareket ediyordu.
Gorbaçof, 1985 llkbahannda ne demişti, hatır-
lar mısınız:
"Silahtan annmış, birbiriyle banşmış, aske-
ri bloklan olmayan bir dünya; Sosyalizm'in
kendisini, demokrasi, özyönetim, çevreyi ko-
ruma istikametinde yeniden üretmesi!"
Buna gerçekten ihtiyaç vardı ama, herhalde
örnek almacak 'özgür' ve 'insan haklanna say-
gılı ülke' ABD değıldi; sonra Yugoslavya'dan
başlayarak, Ukrayna'ya, Gürcistan a, Kırgı-
zistan'a ve ilh.. yayılan. 'Ihtilâl imalatçılığı ve
ihracatçılığı', daha o zaman, ışte böyle başla-
mıştı; SSCB bunun bedelini çok pahalı ödedı;
• •• 'Küreselleşme'ye, 'Küresel1
TepkiL"
bilahare Yugoslavya'nın yaşayacağı, bölünme,
parça parça kontrol altına alınma süreci; yeryü-
zünün ikinci büyük askeri gücü olan bir ülkeyi,
bir hamlede, parçalamıştı; başta Gorbaçof ve
Şevardnadze, yaşananları, 'demokrasinin icâ-
bâtından mı sayıyorlardı, bilinmez ama; sonra-
ki yaşadıkları hayatı, hiç de Gorbaçof un baş-
langıçtaki hayallerine benzemiyordu...)
Kerimofun kanlı tepkisi
ne anlama geliyor?
Tesbit/10 "... Peki, göz göre göre, sermâye-
nin esâretine giren halklar, -hele kötü de olsa,
sosyalizm 'iyaşamış olanlar- buna niye tepki gös-
termiyor? Acaba sâhidengöstermiyormu?Vın-
cent Javert, daha Le Nouvel Observateur'de-
ki çalışmasını hazırlarken, yazısına, şöyle bir not
eklemek gereğini duymuştu:
"... O 'kadife devrimler
1
sona mı erdi? 13
Mayıs ayaklanmasında, Başkan Kerimof; ka-
labalığa ateş etnrini vererek, düzinelerce,
hatta belki yüzlerce insanı öldürmekten çe-
kinmedi. Gerçi yaşanan halk hareketi, Ukray-
na ya da Gürcistan'dakinin aynı sayılamaz-
dı; protestocular, hileli seçimler peşinde de-
ğillerdi; Islamcılar, kavganın çıkarılmasında
belirgin bir rol oynamışlardı ama; Kerimof'un
kanlı cevabı (tepkisi) ve buna karşı uluslara-
rası bir protestonun yükselmemesi, bölgede-
ki öteki dikta rejimlerinde, korkunç baskıla-
ra yol açmış oldu..." (Le Nouvel Observateur,
1 Temmuz 2005, s. 10)
Hepsi bu kadar mı? Elbette hayır, Rusya'da
Putin'in, ne türden ve nasıl korunma önlemleri
oluşturduğuna, göz atmakta da yarar var ama;
acaba sizce de, Avrupa'da bırdenbire patlayan
halk muhâlefeti, 'Dip Dalgası'nın, bu türden
oyunlara müsaade etmeyeceği izlenimini yarat-
mıyor mu? Benim en ziyade şaştığım, nedir bi-
lin bakalım: Le Monde Diplamatique'in Hazi-
ran 2005 sayısında kullandığı şu başlık oldu:
'Dip Dalgası'!!..
Eskiler ne demiştir, 'Aklın yolu biri'.
İlk defa bir dur işaretr
verilmlş oldu..
(Tesbrt/11. "... aynı Le Monde Diplamati-
que, başyazısında Fransa'dakı 'tepkiyi' değer-
lendirırken, öyle bir lisan kullanıyor ki, 'Küresel-
leşme'ye tepkinin, yöresel ya da ulusal kalma-
dığını, açıkça 'küreselleştigini' gösteriyor.
"... Asi Fransa, 20 Mayıs 2005'te AB Ana-
yasası tasansına, tantanalı bir 'hayır' dryerek,
siyasi milletlerin en iyisinden olmak gelene-
ğini sürdürdüğünü isbat etmiştir; böylece
halklann yeniden ümitlenmesi, buna mûkâ-
bil, 'mevcut seçkinler sattanatı'nın, kaygılan-
masını sağlayarak, 'yaşlı Avrupa'yı iyice
sarsmıştır. Yurttaşlannın bu gözü pek eyle-
miyle, tarihi misyonunu sürdürdüğünü kanrt-
lamış oluyor; öyle ki, bir kere daha mevcut
siyasi ve ekonomik düzenin cazibesine baş
eğmeyerek, kadere kafa tutmanın hâlâ müm-
kün olabildiğini göstermiştir..."
"... Zira bu 'hayır' cevabı temel bir anlam
taşıyor: 'küreselleşme' dogması yok mu,
yurttaşlann karşı çıkmasına (aşağılamasına)
rağmen; kendi tanıyıp benimsediği o 'tektip
ekonomik modeli', yeryüzünde ne kadar ül-
ke mevcutsa, hepsine dayatma iddiasına, ilk
defa bir 'dur' işareti verilmiş oluyor..." (Igna-
cio Romanet, Le Monde Diplamatique, Haziran
2005...)
Biliyorsunuz, bu ilk dur işaretinin hemen ar-
kasından Hollanda vs.'nin tepkilen sürdürüldü.
O kadarla da kalmadı, hemen her kıt'anın, her
köşesinden, red sedâları yükseliyor..
Ne demiştık, 'devrimler durmaz'.
e-mailrtilahan ı isnet.nettr
http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan
Faks:0-212 / 26019 88