17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S/tfFA CUMHURlYET 25 NİSAN 2005 PAZARTESİ HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istnaul B 18 Sinop B 16 Adana PB 21 EÖT* B 20 Samstn PB 16 Mersin PB 24 Kose-lı B 19 Trabzon _ Y 1 6 Dıyarbakır Y iziT.r _B 1£ Giresum PB 15 Şanlıurfa B 24 Ankara B 18 Mardin Marnsa _B 25 Eskışefiır B 20 Siirt AyoT B 22 Konya B 20 Hakkâri B 25 Sıvas B 16 Van Zorgjldak B 17 Antaiya B 26 Kars a Yurdun doğu ke- sımleri parçalı çok bu- lutlu, Doğu Karadenız ıle Doğu ve Gune>do- ğu Anadolu bölge>en sağanak ve gokgurul- tuiu sağanak yagışlı, dığer yerier az bulutlu veaçıkgeçecek Hava sıcaklıgı yurdun ıç ı/e batı kesımiennde arta- cak. dogu kesımlerde bıraz azalacak. DIS MERKEZLER Oslo PB 12 Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn PB PB Y Y Y Y Y 00 12 15 14 14 17 12 Münıh Y 13 Zürıh Berıın Budapeşte Madnd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına py Y PB Y Y Y Y PB 1/ 15 21 18 19 19 19 20 Y 14 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflıs Kahıre PB B PB PB B PB Y Y 1ü 30 22 25 20 25 10 23 PB 23 Cok bulutlu Yagmurlıj Sıııu fcar t Gok gunıltıHu Söylenmeyen Sözcük... • îdiştdirafı 1. Sayfada 20'BCİ yüzyılın başmda ba- şanlaanayan oyunu yine sahneye koynıak isteyenler varjır- • Cunahurbaşkanı Se- zer'i» uvarısı bu durumda daha d a önem kazanmak- tadır. Türkiye'nin içinde yu rrtaşların her zamankin- den daha sakin, serinkanlı, bilinçli olmalarında, du>- gusal v e öfkeli tepkilerden uzak durmalarında sayıla- mayacak kadar faydalar bulunmaktadır. Anadolu halkının yakın ve uzak tarihsel deneyleri. bu serinkanlılığın korun- ması yolunda yeterli biriki- mi içcren zenginliktedir. Cumhuriyet Dışişleri Bakanı Gül, Incirlik'te blok iznin söz konusu olmadığı yolundaki sözlerini düzeltti: ABD'ye 6 açık çek' yokANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakanı Abduilah Gül, AB- D'ye Incirlik'te "blok izin" verilece- ğinı. ancak bunun "bir açık çek olma- yacağını" söyledi. Geçen hafta yaptı- ğı "ABD'ye blok izin söz konusu de- ğil" açıklamasını düzelten Gül, "Bir açık çek anlamında söz konusu de- ğil, ama belli bir süre içinde, diyelim ki bir ay içinde şu şu faaliyetler ola- caktır, şu malzemeler gelip gidecek- tir şeklinde düşünülürse ona evet" dedi. Bakan Gül'ün geçen hafta yap- tığı açıklama kafalan kanştırmış,ABD kaynaklan "Blok izin olmazsa talebi- miz karşılanmamış olacaktır" görü- şünü dile getirmişlerdı. Hükümet, ABD'ye İncirlik Üs- sü'nü "lojistik merkez" olarak kul- lanma izni %erme konusıında zorla- nırken iznin yeni bir "kararname" değil, "talimatname" beklediği or- taya çıktı. ABD'de Ermenı lobisinın 24 Nisan öncesinde hız verdiği "soy- kınm" kampanyasının önünü kes- mek isteyen hükümet, bunun önce- sinde Bakanlar Kurulu'nda yeni bir kararaame imzaya açtı. 'Talepler karşılanmıyor' Ancak imzaya açılan bu kararna- me, doğnıdan ABD'nnı lojistik mer- kez oluşturma talebine bir yanıt içer- miyor. Yeni kararname, 23 Haziran 2003'te çıkanlan ve Irak'taki koalis- yonülkelerinin Türkiye'deki üslerden yararlanmasını düzenleyen 23 Hazi- ran 2003 tarihli kararnamenin süresi- ni "1 yıl" daha uzatmayı öngörüyor. Edinilen bilgilere göre ABD, Incir- lik'i lojistik merkez olarak kullana- bilmek için, hükümetin Dışişleri ve Genelkurmay'avereceği "tafimatna- meyi" bekliyor. ABD kaynaklan bu talimatnamenin geçen 10 ay ıçerisin- de verilebileceğini belirtirken bu ka- rarın neden geciktirildiğini anlayama- dıklannı kaydediyorlar. ABD'nin lojistik merkez talebi, I- rak ve Afganistan'a gidecek malze- menin sivil charter kargo uçaklany- la tncirlik'e taşınmasuıı, buradan as- keri uçaklarla operasyon bölgelerine aktanlmasını içeriyor. ABD, bu uygu- lamayı kolaylaştırmak amacıyla nak- liye uçaklan ıçın "blok izin" talep ediyor. Buna göre, asken malzeme taşıyan uçaklar her iniş-kalkış önce- sinde tek tek izin almayacak, bildi- rimde bulunmakla yetinecek. Dışişleri Bakanı Gül, dün gazete- cilerin blok izne ilişkin sorulannı ya- nıtlarken geçen hafta yaphğı "AB- D'nin talebi karşüanıyor. Ancak blok izin söz konusu değil" açıkla- masını düzeltti. "Bazen terminolo- jiler farklı anlamlara geliyor" di- yen Gül, şunlan kaydettı: "Blok izin bir açık çek anlamın- da söz konusu değil, ama belli bir süre içinde, diyelim ki bir ay içinde şu şu faaliyetler olacakfır, şu malze- meler gelip gidecektir şeklinde dü- şünülürse blok anlamda ona evet, a- ma bir açık çek anlamında ne gelir- se gelsin, belli bir sürede ne olursa olsun şeklinde anlarsanız hayır." Gül, konuya ilişkin teknik çalışmala- ruı Türk Silahlı Kuvvetleri ve ilgili yetkililerce yapıldığmı söyledi. AÇI MUMTAZ SOYSAL Seydişehip Dönemeci BELLİ, bu iş buradan dönecek. Daha doğru- su, iş olrnayan bu iş. Yani, özelleştirme. Türkiyegibi ekonomik, sos- yal, kültüfrel gelişmesini henüz tamamlamamış, planlamaya, kamusal ve özel bütün olanaklarını seferber etmeye muhtaç bir ülkedeki büyük saç- malık, beceriksizlik ve savurganlık. Evet, buradan, Seydişehir'den, Konya ilinin güney ucunda, Toroslar'ın kuzey eteğindeki bu küçük, a- ma temiz, düzenli ve azimli kentten. Çünkü, belde halkı, erk&ğiyle kadınıyla, esnafıyla tüccanyla, uya- nık metalU'Tji mühendisleri ve işçisiyle Türkiye'nin bu tek Alüminyum Fabrikasfnı sattırmamaya kararlı. Çünkü, geçmişyüzyılların kuytu kasabasını bu- günün çagdaş kentine dönüştüren, herkese iş, aş ve çalışma şevki veren hep bu fabrika olmuş. öyleyse, niçin satılmak üzere "kapsamda, programcfa" ve ihalede? Gereks-iz mı bu fabrika? Türkiye'nin yıllık alüminyum tüketimi 375 bin ton. Üretim kapasitesi 60 bin ton olan fabrika, 2004 yılı içinde rekor kırarak 64 bin ton üretmiş. Böylece, ülkedeki gereksinimınhiçdeğilsealtıda birini karşalayıp döviz tasarrufu sağlıyor. Üstelik, geleceğin teknolojisi sayılan biralanda uzman iş- çi ve mühendis yetiştirmekte. Alümina. ve alüminyum üretiminin temel mad- desi olan tooksit madeni rezervi, şimdilik 45 mil- yon ton ci^/arında ve Seydişehir yakınındaki sa- hadan kolsay çıkanlabilir durumda. Ama, çok da zengin bir rezerv sayılmaz. Peki, fabrikayı almak isteyen yabancıların niye- ti ne? "Alacakolanlarkapatııiarburayı"diyor mü- hendisler. Dıştaki alüminyum devleri, Türkiye'yi üretimden çok bir tüketim ülkesi olarak görmek- telermiş. Tek fabrikayı alıp kapattılar mı, bütü- nüyle ele g -eçirecekleri ülke pazarında kendi fiyat- larını egernen kılarak Seydişehirde üretimle elde edebilecekJerinin çok üstünde piyasa geliri sağ- layacaklar. Olanlar, şimdi bu fabrikanın ürünüyle ucuz alüminyum pencere kasası. folyo falan imal eden küçüık yerli ışletmelere olacak. Dolayısıyla, şimdiki iktidar için fabrika satma- nın tek mantığı, bütçe açığı kapatıp dış borç öde- mek için hazır paraya konmak. Bugünü ve gele- ceği söneoek olan Seydişehir'i kendi halkından başka kimse düşünmüyor. Zarar eden bir fabrika mıdır söz konusu olan? özellıkJ-e buranın elektrik tüketimi için yapılan Oymapınar- Barajı nihayet fabrikaya bağlanınca, sağlanan nnaliyet düşüşüyle geçen yıl tam 26.5 milyon dolar net kâr elde edilmış. Bunun bir kıs- mıyla teknoloji yenilense, üretim hemen hemen ikiye katlan.acak ve Türkiye dıştaki alüminyum te- kellerinin p -ençesine düşmekten kurtulacak. Amabütijn bunlar, ulusalcı kalkınma felsefesine inanmayı. lcapsamlı planlamayı, başkalarının değil kendi halkının çıkarlarına hizmet etmeyi gerektirir. Kalkınma/ı ^\ilah'a, planlı düşünmeyı yabancılara, halkın kade^ini başkalarının hesaplarına bağladınız mı, satıştar» başka çare kalmaz tabıi. Yunanistan yazılı özür diledi Kara KuvveüeriKomutanı OrgeneralYaşarBüyükanıt, Atinay dangelen mesajın 'müspet'olduğunu açıklarken suçlularla ilgiligelişme sağlanamadığını söyledi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yu- nanistan Kara Harp Okuîu'nda Türk bayra- ğına yapılan saygısızlığın ardındanAtina'dan beklenen " resmi özür" Ankara'ya ulaştı.Dı- şişleri Bakanı Abdullah Cül, "Resmi bir mektup geldi. Onlar da bundan üzüntü duydular şüphesiz ki. Mekrupla da bunu bildirdiler. Daha önce de telefonla bunu yapacaklannı söylemişlerdi" dedı ATO BAŞKANI AYGÜN 'Türkiye'yi paranoya sardı'ANKARA (ANKA) - ATO Başkaru Sinan Aygün, telefonlann dinlendi- gi düşüncesinin Türkiye"de parano- ya ve korkuya yol açtığını savundu. Sinan Aygün, yaptığı yazılı açıkla- mada, Türkiye'de bakan, bürokrat, işadamı ve gazetecilerin, telefonla- nnın dinlenebileceği korkusuyla ya- şadığını belutti. "Türkiye'yi din- lenme paranoyası ve böcek kor- kusu sarmış" diyen Aygün, vatan- daşların özellikle telefon konuşma- lannda "tehlikeli sulara" girmedi- ğini, "zülf-ü yâre" dokunmadığını belırtti. ATO Başkaru Aygün, şunla- n söyledi: "Türkiye resmen para- noyak olmuş durumda. Böcek korkusu yüzünden herkes ya hiç konuşmuyor ya da şifreli konuşu- yor. Bir konuyu aktarmak için ki- mi arasam 'Telefonda ohnaz, yüz yüze konuşalım' diyor. Oysa ben ne iş takibi yapacağım. ne rüşvet teklif edeceğim, ne de tayin isteye- ceğim. Sonuçta üyemi ilgilendiren basit bir sorunu aktaracağım. Bö- cek ve dinlenme korkusu yü- zünden işi gücü bırakıp yollara mı düşeu'm? Kapı kapı dolaşıp yetkili makamlarla yüz yüze ko- nuşmanın yollannı mı arayalım?" Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ya- şar Büyükanıt. TBMM'deki 23 Nısan Re- sepsiyonu'nda soru üzerine yaptığı açıkla- mada,Yunan meslektaşı Nikolaos Duvas'tan önceki gün yazılı özür mesajı aldığını söyle- di. "Suçlularla ilgili gelişme yok ama rae- saj müspet" dıyen Orgeneral Büyükanıt, ha- ziran ayında Atina'ya yapmayı planladığı zı- yareti gerçekleştirip gerçekleştirmemekonu- sunda ise değerlendirmelerinin sürdüğünü kaydetti. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, dün gazetecilerin Ege'de Türk-Yunan gerginliği- ne ilişkin sorulannı yanıtlarken "Zaman za- man bazı bu tip hareketler olmaktadır. Bunların aşılacağını tahmin ediyorum" dedi. flişkilerin gelişeceğini belirten Abdul- lah Gül, bunun "iki ülkenin de çıkanna ola- cağından emin olduğunu" söyledi. Eğitirn-Sen kalern bıraktı Eğitim-Sen üyeleri, dün MİUİ Eğitim Bakanüğı önünde bir araya gelerek "kalem bırakma" eylemi yaptı. Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, hükümeti eleştirerek eği- tim yöneticileri alanında başlayan siyasi kadrolaşma çabalarının. eğitimin bi- limsel. demokratik bir ya- pıya kavuşturulmasının önünde büyük bir engel ol- duğunu kaydetti. "Kamu reformu adı altında sunu- lan. kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi senaryosu ile bir taraftan kamu hiz- metleri paralı hale getiri- iirken diğer taraftan kamu emekçilerinin iş güvencele- ri ve sosyal haklan gibi en temel haklan ellerinden aünmak istenmektedir" di- yen Dinçer, Eğitim-Sen'in de bir yûdırma politikası sonucu kapatılmak istendi- ğini öne sürdü. Dinçer, sendikamn bilimsel bir gerçek olarak kabul edilen anadilde eğitimi savundu- ğu için kapatılmak istendi- ğini anlattı. (Fotoğraf: AA) MEHMET FESA EVRENSEV'tN ÎLK UÇUŞU Pilodar Cünü yarın kutlamyor Haliç'teki leampanyaya çocuklar da katıldı. ı AA ı Kıyıkrda bahar temizKği Haber Vl«rkezi - Deniz Ku\~vetleri Komutan- hğı'ncîdizenienen "Deniz ve Kıyı Temizliği" kamparyası çerçevesinde, deniz izcileri ile Ku- zey veGiaery Deniz Saha Komutanlığı'na bağh askerlc ktaoıbul'da kıyı temizliği yaptı. Kuzey Deniz Sala IK.omutanlığı Kurmay Başkanı Tuğa- miral Haun» Uşaklıoğlu'nun da katıldığı Ha- liç'tekı:eai:2İeme kampanyasına, deniz temizle- me tekıei:n__ askeri personel ve aileleriyle küçük izcileriatldUı. Kampanyaya katılanlar, Haliç kı- yısuıdilcepc^elerle yüzey temizhğı gcrçekleştirdi. Haber Merkezi - Her yıl 26 Nisan'da kutlanan "Türkiye Pi- lotlar Günü" nedeniyle yarın çeşitli etkinlikler düzerilenecek. 26 Nisan'ın "Türkiye Pilot- lar Günü" olarak kutlanması 1 Şubat 2000 tarihinde zamanın Hava Kuvvetleri Komutanı Er- gin Celasin tarafindan gündeme getirilmişti. Bunun üzerine ilk Türk piloru Mehmet Fesa Ev- rensev'in ilk uçuşunu 26 Nisan 1912'de gerçekJeştirdiği belirlen- miş ve bu gününün "Türkiye Pi- lotlar Günü" olarak kutlanması kararlaştınlmıştı. 2000yılında ilk olarak kutlanmaya başlanan ve geleneksel hale getirilen ''Türki- ye Pilotlar Günü" yann daTürk Hava Kurumu'nca (THK) düzen- lenen çeşitli etkinliklerle kutla- nacak. THK, Ulu Önder Ata- türk'ün emnyle 1925'te "Türk Teyyare Cemiyeti" adıyla kurul- du. Cemiyetin ismi 1935'te "Türk Hava Kurumu" olarak değiştiriJdi. Türkhavacıüğına ge- reken önemin verilmesi için ça- lışan kurum. Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen'in de bulun- duğu birçok bşiyi pılot olarak ül- ke hizmerine kazandırmıştı. 'GELİŞMELERİHAZMEDEMEYENLER VAR' Erdoğan'dan Kardak tepkisi GOKÇEADA (AA) - Baş- bakan RecepTayyip Erdoğan, Türkiye ile Yunanistan arasın- da olurnlu gelişmeler olduğunu belirterek "Hâlâ birilerinin kalkıp Kardak adasının ke- narlarında bu tür şeyler yap- maları hoş şeyler değil. Bun- larla uğraşmanın zamanı de- ğil artık. Büyük düşünmemiz ve omuz omuza gelecek nesil- lerimizi kin ve nefret üzerine değil, barış ve dostluk üzeri- ne yetiştirmemiz lazım" dedi. Başbakan Erdoğan, Gökçe- ada'da, Selanik'teki Gökçeada- lılar Derneği'nin yöneticileriy- le görüştü. Başbakan Erdoğan, dernek yöneticileriyle yaptığı görüşmede, Türkiye ile Yuna- nistan arasında olumlu geliş- meler olduğunu söyledi. Bu olumlu gelişmeleri haz- medemeyen bazı çevTeler oldu- ğunu ifade eden Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan, "Bu oyu- nu bozmamız lazım. Bu dost- luğu, bunu geliştirme gayret- lerini bozmak isteyenler ba- şarılı olamaz.Aramızdaki bu münasebetleri geu'şfirmemiz gerekiyor" diye konuştu. G U N D E M MÜSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada - Biz blok izin istiyoruz. Bu olmazsa istemimiz yerine gelmemiş olur! Blok izin ne anlama geliyor? Uzunca bir süredir bu sütunlarda vurguladığım üç şık vardı: 1 - ABD, Türkiye'den istemlerini TBMM'nin ve- receği karara bırakmak istemiyor. Doğrudan hü- kümetin vereceği bir izin istiyor. 2- ABD bu iznin ucunun açık olmasını istiyor. Bir yıllık ya da benzer zaman dilimlerine dayalı izinden yana değil. 3- ABD, iznin çerçevesinin de sınırsız olması- nı istiyor. Blokun anlamı bu. Böyle bir blok izin Türkiye'nin egemen devlet yapısını da İncirlik ölçeğinde bloke edecektir! • • • Geçen hafta hükümetin bir İncirlik kararname- si hazırladığı ve bunun imzaya açıldığı duyurul- du. Demek ki ABD'yle ortak bir nokta bulunmuş- tu. Ancak olayın böyle olmadığı kısa sürede anla- şıldı. ABD iki kez açıklama yaparak blok izinde- ki ısrarını yineledı. ABD bir yandan Incirlik'e çok gereksinimi ol- madığını söylüyor. Bir yandan da verilen izinleri beğenmiyor! Bunun iki nedeni var: 1 - Türkiye'ye çok da önem verir havada görün- memek. 2- AKP'yi 'ne kadar benimle' testinden geçir- mek! Test devam ediyor! • * • Incirlik'te verilen iznin biçimi, çerçevesi salt bu üs bağlamında değerlendirilecek bir durum de- ğil. Daha geniş anlamı var. ABD Büyükelçiliği'nce internet sitesine konan bilgi notunda, ABD'nin In- cirlik'i 1954'ten beri kullandığı vurgulanıyor. Doğ- ru ama, böyle bir blok izinle değil. Bir başka deyişle, ABD 20. yüzyıldan daha ile- ri bir ayncalık istiyor. ABD'ye verilen izin, beraberinde Ingiltere'ye verilmiş olur. Başlangıçta böyle görünmese de yaşama geçen bu olur. ABD, Incirlik'te bu ayrıcalığı alırsa yakın gele- cekte bunun Türkiye'nin öteki liman ve havaala- nı olanaklarını içermesini isteyecektir. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, dün Kıbns'a giderken yap- tığı açıklamada, "Açık çek anlamında bir blok izin yok" dedi. Bakalım hükümetin bu konudaki du- ruşunda esneme olacak mı? Konunun bir başka boyutu da AB ile ilişkiler. AB'de Türkiye'ye ilişkin tartışmaların bir şıkkı daşu: - Türkiye, ABD ile sıkı ilişkiler içinde. Bunun as- keri boyutu da hayli geniş. Türkiye'yi AB'ye alır- sak ABD'nin Avrupa'daki ağırlığını da arttırmış oluruz! ABD'nin Irak'ı işgali sırasında AB dörde bölün- müştü. 1- ABD'nin tam arkasında olanlar. (Ingiltere, Italya...) 2- ABD'nin tam karşısında olanlar. (Almanya, Fransa...) 3- Açık tavır koymayanlar. (Iskandinav ülkele- ri...) 4- ABD'ye sembolik destek verenler. (Macaris- tan, Letonya...) Türkiye'nin bugünlerde ABD'ye ilişkin atacağı adımlar, görünenden daha ciddi sonuçlar içere- cek. ankcumc; cumhuriyet.com.tr SÖYLEŞİ ATTIÜULHAN •••ıBir 'Parantez' Açabilir miyiz?.." B BaştarafıArka Sayfada gidilecek!.. Benim yapmaya çalıştığım da bu! Eğer bazılannı, rahatsız ediyor, kalbini kınyor- sa; bu benim ne kötülüğümden, ne garezimden; ne de şu veya bu hesap içinde oluşumdan ile- ri geliyor: tarih, tarihtir; onu keyfimize göre degiştiremeyiz: hele önümüzde sözlü ve ya- zılı, bir sürü belge duruyorsa!.. çingene bir olsa!.. (Çağrışım/2. "...Düziçi Köy Enstrtüsü, Ha- rûniye nâhiyesinin (bucağının) sınıriarı için- deydi; bu nâhiye, o tarihte, Adana'nın Bah- çe ilçesine bağh; karanlık ve dumanlı kıtlık yıllannda, devlet büyüklerinden bazıları, za- man zaman, 'enstitüyü' ziyârete gelirler; bu da Bahçe (eski adı Bulanık) Kaymakamı olan babamı, göreve çağınrdı: karşılama tö- reni, nâhiye ve enstitü hakkında izahat ver- mek, halkla ilişkileri sağlamak, vs." "Bir keresinde, ortalık birbirine girdi; bu defa, 'Milli Şef' bizzat geliyor. Babam, hay- li heyecanlıgitti, karşıladı, izahat verdi; yor- gun argın, evimize döndüğü zaman; akşam sofrada, annem soruyor: "-...nasıldı? İsmet Paşa nasıl bir adam!". Biz çocuklar, Sâfi ku- lak kesilmişiz. Babamın cevâbı, zihnime adeta ateşleyazılmıştır "-...sâkin görünüyor ama öfkeli, köylülerden birisi, biraz da haddi- ni aşarak ondan Hâruniye için bazı şeyler iste- di; Paşa'nın cevabı ne oldu biliyor musun? Ay- nen şu: '- Çingene bir olsa, şekerle besle- rim!"..." Meraklısı İçin Not: 'Aynanın Içindekiler' I roman dizisi, şu kitaplardan oluşmuştur. 'Bıça- ğın Ucu', 'Sırtlan Payı', 'Yaraya Tuz Bas- mak', 'Dersaadet'te Sabah Ezanlan', 'O Ka- ranlıkta Biz' ve 'Allah'ın Süngüleri'...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle