09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 8 MART 2005 SALI 8 HABERLERIN DEVAMI TURKİYE Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli Y Y Y Y Y Y Y Y 12 4 16 13 16 15 16 14 Zonguldak PB 16 Antalya Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas PB Y PB PB Y PB PB PB 13 17 15 15 12 12 13 11 Adana PB 19 Y 18 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkârı Van PB PB PB PB Y Y K 19 16 19 13 15 8 7 Butun bolgelerımız parçalı ve çok bulutlu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun doğusu, Orta Karadenız'ın batısı ıle Ankara, Çankırı, Yoz- gat, Kınkkale, Kastamo- nu çevrelen ıle oğle sa- atlerınden sonra Mar- mara, gece Afyon, Ku- tahya dışında tum Ege, Batı Akdeniz yağışlı ge- çecek. Hava sıcaklığı Trakya'da azalacak DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn B PB B PB Y Y PB PB b -8 4 9 5 4 3 3 Münıh PB 6 Zürih Beriın Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina HB PB B PB PB K Y PB 3 0 11 0 4 3 10 17 K 0 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahıre K PB PB PB PB PB PB PB -2 15 0 19 12 17 4 26 PB 23 pjm <T^f Moskova t Açık Parçalı bulutlu Sıslı ^ Çok bulutlu V B f t Yağmurlu Karlı Sulu kar ı Gok gürültulu GUNCEL CÜNEYT ARCAYİİREK • Baştarafı 1. Sayfada Başbakanları dış gezileri savunurken "Türki- ye'nin acil hiçbir sorunu ihmal edilmemektedir" dedi mi, dedi. Sorun kalmamıştır! • •• Tirajlı yalaka medyada bu ense varken RTE, yeri geldiğinde bu enseyi neden tokatlamasın? Işte memleketin acil sorunlarından biri. TCY ye- nilenirken fırsat bu fırsat 23 gazetecilik olayını hapse götürecek düzenlemeyi şıpınişi gerçek- leştiriverdiler. Yasanın mimarı Adalet Bakanı Çiçek Cemil, son günlerdeki sızlanmaları "bugüne kadar akıl- Iarı neredeydi?" diye karşılıyor ve yasada bası- na getirilen ağır hükümleri değiştirmek için "Uy- gulamaları görmemiz lazım" diyor. Yabancı basın örgütlerinin saptadığına göre 19 gazeteci, yazar, yayımcı "içerde", 60 gazeteci hakkında kovuşturma soruşturma sürüyor. Ikti- dar mantığına göre basın özgürlüğüne ters dü- şen maddeleri değiştirmek için "içerideki gaze- teci" sayısının bir misli artması gerekiyor! Iktidarın tutumu bu da medyadaki yalakaların tutumu değişik mi? Son Afrika gezisine katılanların (birkaçı dışın- da) çoğu programının "adeta muhabir ve yazar- ların Başbakan'ı görememesi için ayarlandığın- dan" yakındı. örneğin Fethullahçı (AKP iktidarına sıcak ba- kan) Zaman'daki Erhan Başyurt imzalı (6 Mart tarihli) Cape Town çıkışlı haber: "Başbakan'ın i- ki gece geçirilen Pretorya'da kaldığı otel ile ga- zetecilerin oteli arasında 40 km. vardı. Kişi başı- na 3 bin Euro alınan gezide, gazetecilere tahsis edilen otelin düşük kalitede olması da huzursuz- luk doğurdu. Nitekim, Ankara temsilcileri ile ba- zı yazarlar, tüm temasları boyunca Başbakan'ı hiç göremedi. Bu sebeple birkısmı safariyapmayı ve şehir turunu tercih etti... 'Basının yazdıklarından rahatsızlığını' açıklayan Başbakan'ın bu tavrı, ba- sınla ilişkilere de yansıyor" diyor. • •• Ne ki, eleştirisel yazılar çoğalınca kahvaltıya çağırdığı üç beş gazeteci, derhal harekete geç- ti; dış gezileri eleştirmek ne demekmiş, tersine çok odaklı dış politika gereği Başbakan daha çok gezmeliymiş gibi yazılar döktürdüler. Kale- mini RTE'ye adayan biri, dün, "bu noktada eleş- tirilmesi gereken kişinin Başbakan olmadığını" yazdı ve eleştirilere başka bir hedef gösterdi: "Çankaya'da sadece elinde fileyle alışverişe çı- kan Cumhurbaşkanı keşke her ay bir seyahat ya- pıp ülkesini anlatabilse." Oysa bu iktidara karşı Cumhuriyetin temel il- kelerini korumayı başlıca görev bilen Cumhur- başkanı Sezer, içeriyi gözlemekten dışarıya za- man ayıramıyor. Neyleyelim ki yalakalar köşeleri tutmuş; Baş- bakan'la Cumhurbaşkanı arasındaki derin ve öz- deki farkı görebilmeleri olanaksız! AB'den yeni ödevler Troyka, Türkiye'nin, tarama sürecinin 3 Ekim'den önce başlaması, Katılım Ortaklığı Belgesi ve Müzakere Çerçeve Belgesi konulanndaki beklentilerine yanıt vermedi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - AB Troykası Türkiye'de reformlann uygulanıp uygulan- madığını denetleyecekleri uya- rısında buluııurken "dini özgür- lükler, Müslüman olmayan azınlıklara tanınacak haklar, işkenceye sıfır tolerans, bölge- sel farklılıkların giderilmesi, ifade özgürlüğü, sendikal hak- lar, yerlerinden edilmiş insan- ların sorunu, kültürel haklar ve Türkçeden farklı dillerin kullanımı" alanlannda ileri adımlar atılmasını istedi. AB; 17 Aralık sonrasında en üst düzey siyasi temasını dün Ankara'dagerçekleştirdi. Devlet Konukevi'nde gerçekleştirilen AB Troykası toplantısına Dışiş- leri Bakanı Abdullah Gül, AB Dönem Başkanı Lüksem- burg'un Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, Avrupa Komisyo- nu'nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn ile AB'nin bir sonraki dönem başkanı Ingil- tere'nin AB'den Sorumlu Baka- nı Denis Macshane katıldılar. Türkiye'ye çok sayıda ev öde- vi veren troyka, tamamlanması gereken pek çok iş olduğunu be- lirtirken bir an önce Vakıflar Ya- sası'nın çıkmasını istedi. Troyka, Türkiye'nin, tarama sürecinin 3 Ekim'den önce baş- laması, Katılım Ortaklığı Belge- si ve Müzakere Çerçeve Belge- si konulanndaki beklentilerine ise yanıt vermedi. AB Troykası, tüm AB adayı ülkelerde tarama sürecinin müzakerelere paralel şekilde başladığını, bu nedenle Türkiye'de de tarama sürecinin 3 Ekim'den önce başlayamayaca- ğını bildirdi. Başbakan Erdoğan da akşam saatlerinde AB'nin Genişleme- den Sorumlu Komiseri Olli Rehn'i kabul etti. Görüşmede Kıbrıs konusu ele alındı. Kıbns sorununun tartışılmasının vakit ve enerji kaybına neden olduğu- nu söyleyen Rehn, "Bundan sonra müzakerelere ayrılacak vaktimizi ve enerjimizi, aynı sorunla tüketmemek için so- runun bir an önce çözülmesi- ni istiyoruz" dedi. Rehn, KKTC'deki başkanlık seçimin- GümrükBirliği'ne uyum protokolünün günü geldiğinde gecikmeden imzalanacağını söyleyen Gül, Türkiye'nin 17 Aralık sonrası hız kaybettiği eleştirilerine "17 Arahk'tan önce, adeta ma- ratonun son metresini koşar gibi, kendimize doping yapar gibi bir etkiyle çalıştık. Artık önü- nıüzde uzun yıllar var, çalışmalar normal hızda ilerüyor ve işler iyi gidiyor" yanıtını verdi. AL GÖZÜM SEYREYLE /IŞILÖZGENTÜRK Bir sesinpeşinde Bugün 8 Mart, bugün her yerde kadınlarla ilgili çok büyük sözler söylenecek, çok büyük yalanlar.. bütün bunlardan vazgeçtim. Ken- dimi, kendim de dahil bütün ka- dınlar için bir çöl hikâyesi mırılda- nırken buldum: Ürdün'de, Akabe körfezine ya- kın Vadi-Rum çölünde gecenin içinde oturuyorum. Milyonlarca yıldız elimi uzatsam benim ola- cakmış kadar yakın ve ay hiç dur- madan gözümü alıyor. Kıl çadırın alçak minderinde oturan bedevi bir oğlan çocuğu, elinde ut, gece- nin sessizliğinde garip, etkileyici, daha çok vahşi bir hayvanın iç çc- kişlerini çağrıştıran bir Arap şar- kısı söylüyor. Ben öylece otur- muş, sonsuzluk içinde kendi haya- tımın ne denli küçük bir yer kap- ladığını düşünüyorum ve hiç um- madığım bir anda onun sesini duyu- yorum. Sesini unutmamışım, oy- sa yıllardır duy- muşluğum yok. Yıllardır aynı kentte yaşadığı- mız halde birbiri- mizi aramadık. Hiçbir yerde bir- biriınizin izini sürmedik. Ama sesini tanıdım. Beni her zamaıı etkileyen o sesi unutabilmek için, yıllarca gece yarıları çalmayan tc- lefonların başında bekledim. O se- si unutabilmek için, kendimi yeni aşklara sürükledim. En hovarda gecelerden geçtim. Düşüşün bü- yüleyici hazzı içinde, en kötü meyhanelerin, en izbe barların müşterisi oldum. Esrardan ve iç- kiden sesleri kısılmış, son bir ça- bayla hayata lutunmaya çalışan hayat kadınlarıyla ölümüne içtim. Sabahın ilk saatlerinde ispirto içen berduşlara eşlik ettim. En dibe geçmek istiyordum. Başka gidile- cek yerin olmadığı o yere. Ama o sesi asla unutamıyordum. En ol- madık zamanlarda karşıma çıkı- yordu. En çılgın, en gözü dönmüş sevişme anlarında, kırmızı kadi- feyle kaplı sidik kokan pavyon tu- valetlerinde ansızın aynaya bakar- ken, ses gene aklıma düşüyordu. Işte şimdi, Vadi-Rum çölünde ge- lip gene beni bulmuştu. Oysa ben değişmiştim. Acı veren nice incin- melerden sonra suyun üstüne çık- mayı başarmıştım. Kalbim bildiği bütün şarkıları unutmuştu, sakin- di, çölün sonsuzluğunda onun se- sini yeniden duymam şaşırtıcıydı ama ben şaşırmıyordum. Sanki beklediğim bir konuk yanıbaşıma gelivermişti. "Biliyor musun" dedi. "Hiçbir kadın beni senin gibi sevnıedi." Yeni bir şey değildi söyledikleri, bildik bir şeydi. Doğru bir şeydi. Gerçekten hiçbir kadın onu benim kadar ısrarla, benim kadar uzun sevmemişti. Fakat bütün bunlar çölün ortasında hiçbir anlam ifade etmiyordu. Hersöz, her duygu çöl kum- larına karışıp yüzyıl kadar eski sözcük- lere dönüşüyordu. Artık kimseler için hiçbir şey ifade et- meyen sözcüklere... "Kendime hep şu soruyu sordum" diye sürdürdü ko- nuşmasını, "Onun beni bu denli ısrar- la sevnıesi için ben ne yaptını?" Bu sorunun yanıtını hiçbir zaman bi- lemeyeceğini düşünerek uzun yıl- lar sonra ılk kez ona gülümsedim. Sesimi alçalttım, sadece onun du- yacağı kadar sessiz, kulağına fısıl- dadım. "Hiçbir şey. Sadece, durdun ve hiç seslenmedin." Mırıldandığım hikâye bitti, şim- di biraz büyük laflar etmenin za- manı. Bütün kadınların hayatında, ayın gizlediği bir aşk hikâyesi mut- laka vardır. Belki de bu nedenle ka- dınlar böylesine güçlü, böylesine karmaşık ve böylesine yaşamın odağında durup dururlar, hiç yo- rulmadan, hep bağışlayıcı bir gü- lümsemeyle. [email protected] BAŞBAKAN BAŞDANIŞMANIZAPSU 'Sürekli koşullargetiriliyor' Erdoğan îspanya yolcusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan, per- şembe günü "Daha Gü- venli Bir Dünya İçin De- mokrasi" konulu ulusla- rarası güvenlik zirvesine katılmak üzere tspan- ya'nın başkenti Madrid'e gidecek. Erdoğan'ın bu- rada Kıbrıs sorununun çözümü çerçevesinde BM Genel Sekreteri Kofi An- nan ve bazı liderlerle ikili görüşmelerde bulunması bekleniyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş- bakan Başdanışmanı Cüneyd Zapsu, çifte standart uygulayan AB'nin Türkiye'den sürekli yeni koşullan yerine getirmesini talep ettiğini ifade etti. Konrad Adenauer Vakfı tarafından Dede- man Oteli'nde düzenlenen "Türkiye ve AB Katılım Müzakereleri-Fırsatlar Beklentiler" seminerine katılan Zapsu, Almanca bir konuşma yaptı. Türkiye'de AB'ye yann girilecekmiş gibi bir hava es- tiğini belirten Zapsu, hükümetin enerjisini 17 Aralık sonrası kaybettiği düşüncesine katılmadığını vurguladı. Zapsu, Türki- ye'nin AB'ye büyük beklentiyle hazırlan- dığı dönemlerde, hayal kınkhğına uğradı- ğını söyleyerek "Helsinki'de 'Siz adaysı- nız' dediler, Kopenhag'da soğuk karşı- ladılar ve tarihin tarihini verdiler" diye konuştu. Türkiye'nin karşısma Kıbrıs'ın sorun olarak çıkanldığını anımsatan Zap- su, "Ekim ayında başlayacak nıüzakc- relerde de yalnızca teknik düzenleme- lerin yapılacağını söyleyen AB, şimdi de siyasi bir sorun olan Alevi, Kürt, Er- meni sorununu karşımıza çıkardı" dedi. den sonra aktif ve ön alıcı şekil- de müdahil olacaklarını, ancak çözümün zemininin BM olaca- ğını vurguladı. Erdoğan ise Gümrük Birli- ği'ne uyum protokolünün imza- lanmasının tanıma anlamına gel- meyeceğinin altını çizdi. Dışişleri Bakanı Gül, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, AB sürecine birinci derecede önem verdiklerini, reform sürecinin kararhlıkla devam edeceğini, Reform tzleme Grubu ile uygu- lamalann izleneceğini kaydetti. AB Genişlemeden Sorumlu Komiseri Rehn de, "AB'de do- ping kullanmak yasak, ama iş- leri zamanında başlayıp zama- nında tamamlamak için çok güce ve kararlılığa ihtiyacımız olacak" diye konuştu. Protokol koşulu "Reformlann ritmi ve bü- tünlüğü muhafaza edilmeli" uyarısını yapan Asselborn, Müs- lüman olmayan azınlıklann so- runlannın çözümü için de Vakıf- larYasası'nın bir an önce çıkarıl- masını istedi. Asselborn, Türki- ye'nin Gümrük Birliği'ne uyum protokolünü bir an önce imzala- masını da istedi. Bunun KK- TC'ye yönelik mali yardım ve doğrudan ticaret tüzüklerinin onaylanmasına yardımcı olaca- ğını savunan Asselborn, "Böyle- ce taraflara baskı yapmak için elimiz güçlenecek" dedi. Edinilen bilgiye göre, Gül, bir- kaç hafta içinde bu protokolün imzalanacağını belirtti. Assel- born, bunu duymaktan duyduğu memnuniyeti aktararak KK- TC'ye ilişkin tüzüklerin kendi dönem başkanlan döneminde onaylanabileceği mesajmı verdi. Rehn, ilkbahardatüzüklerkonu- sunda ilerleme olabileceğini söyledi. BaykaPdan eleştiri Rehn, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile de görüştü. 17 Aralık'ınTürkiye'yi tam üyeliğe taşıyan bir karar olmadığının ye- ni yeni anlaşıldığını kaydeden Baykal, "Fransa bizi tedirgin ediyor" dedi. Fransa'nın anaya- sa değişikliği yaparak Türki- ye'nin üyeliğini zorunlu referan- duma götürme karan almasınm, tam üyeliği güçleştirici bir unsur oluşturduğunu belirten Baykal, Rehn'e "Türkiye'nin AB ile kuracağı ilişkinin tam üyeliğe yönelik olduğunu, bu konuda herhangi bir tereddüdü uygun görmediğinizi açıklamalısı- nız" dedi. Baykal, hükümetin AB konu- sunda hevesinin kaçmaya başla- dığını savunarak "Onların he- vesinin kaçması, kamuoyunda görülür hale geldi" dedi. Kıbrıs politikasını da eleştiren Baykal, hükümetin Gümrük Bir- liği'ne uyum protokolüne Güney Kıbns'ı tanımama yönünde koy- mak istediği rezerve AB'nin ya- naşmadığını da sözlerine ekledi. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada bir ülke olarak dünyadaki yerini alacaksa, kendi- si hakkında kimin ne düşündüğünü dikkatle izle- yip, onlara da karşılık vermenin yollarını araması gerekiyor. Ermeni iddialarına ilişkin Ermenilerin kendi tez- leri yönünde yayımladıkları, yayımlattıkları kitap sayısı 25 binden fazla. Bu konuda Türkiye'de çık- mış kitap sayısı ise 100 civarında. Türk yazarların kaleme aldığı bu kitapların bir bölümü de Erme- nilerin tezleri doğrultusunda! 24 Nisan 1915'te Osmanlı döneminde çıkarılan Göç Yasası'nın 90. yılındayız. Nisan ayının yaklaş- masıyla birlikte Ermeni lobilerinin ve Ermenileri kullanarak Türkiye'yi kuşatma-yalnızlaştırma ça- bası içindeki kesimlerin çalışmaları da hız kazan- dı. ••• ABD'nin yıllardır değişmeyen tutumu şöyle: Her 24 Nisan öncesinde Türkiye'yi tedirgin tut- mak. Yerel yönetimlerden Ermeni lobilerinin is- temleri doğrultusunda kararlar alınmasına göz yummak. Ama bunu VVashington'a getirmemek. Son günedek, Ermenilerin istediği "soykırım"söz- cüğünü kullanabileceğini ima etmek. Son gün o- nun yerine başka bir sözcük kullanıp Türkiye'yi ra- hatlatmak! Her yıl yinelenen bu süreç, 90. yıl ve Bush-AKP yönetimi gerginliği nedeniyîe daha farklı seyrede- bilir. Amerikan basınında çıkan haberler bunun ipuçlarını veriyor. VVashington Post gazetesi son yüzyılda yaşanan olayları listelerken Türkiye'yi Nazi Almanyasf nın da önüne koyuyor ve birinci sıraya yerleştiriyor. Almanya'da da ana muhalefetin hazırladığı ka- rartasarısı Türkiye'nin Ermeni iddialarını "kayıtsız- şartsız" kabul etmesini öngörüyor. Almanya'da böyle bir karar tasarısının kabul edilmesi, AB üye- si en az 10 ülkenin parlamentosuna böyle bir me- tin gelmesi anlamını taşır! • •• Ermenilerin Türkiye'yi getirmek istedikleri nok- ta üç aşamalı bir hedefe dayanıyor: 1- Soykırım iddialarını kabul ettirmek. 2- Kabulün ardından, soykırıma uğrayanların yakınlarına tazminat ödenmesini sağlamak. 3- Soykırımın yapıldığı bölgede toprak istemin- de bulunmak. Kimileri, "Kardeşim amma da direttik. Bu iddi- aları kabul etsek ne olur" türünden çıkışlar yapı- yor. İş, aktardığımız gibi soykırımı kabul etmekle bitmiyor. Diyelim ki size bir suç yüklemek istedi- ler. Çok baskı geldi, kabul ettiniz. Kabul etmekle biter mi? Hayır. Suçun cezası neyse onu çekersi- niz. Türkiye'ye de önce "suçu" kabul ettirmek isti- yorlar, ardından da "cezası şu" deyip, iki temel hü- küm dayatmayı amaçlıyorlar. Emekli Büyükelçi Nüzhet Kandemir açıkladı. 1991'de Özal kendisine, "Soykırımı tanısak ne olur" diye sormuş. Vazgeçirmek için büyük çaba harcamışlar. Dileriz Erdoğan, özal'ın her yaptığına özenmi- yordur! ankcumC" cumhuriyet.com.tr VEFAT Baromuzun 8588 sicil sayısında kayıtlı A V U K A T TURAN ÜNGÖR vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 08.03.2005 Sah günü (bugün), Ataköy 5. Kısım Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Armutlu Aile Kabristanı'nda defnedilecektir. Merhuma Tanrı'dan rahmet, kederli ailesine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz. İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI Talat cumhupbaşkanlığına aday • LEFKOŞA (AA) - Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Parti Meclisi, dün akşam yaptığı toplantıda CTP Genel Başkanı ve Başbakan Mehmet Ali Talat'ı oybirliğiyle 17 Nisan'da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde aday gösterdi. Kararı açıklayan CTP Genel Sekreteri Ferdi Sabit Soyer, hedeflerinin Talat'ı yüzde 60'ın üstünde bir oy oranıyla cumhurbaşkanı seçtirmek ve en büyük oy desteğiyle müzakere masasına oturmasını sağlamak olduğunu söyledi. Talat ise "Kıbrıs Türk halkının iradesini, uluslararası platforma ve Kıbrıs sorununun çözümüne taşımayı bir görev bileceğiz" dedi. Baykal, Erdoğan ile görüşecek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugün TBMM'de bir görüşme yapacak. Erdoğan'ın TBMM'deki makamında saat 16.00'da yapılması planlanan görüşmede, sözde Ermeni soykırımının görüşülmesi bekleniyor. CHP yönetimi, geçen hafta yaptığı MYK toplantısında sözde Ermeni soykırımı savları karşısında Türkiye'nin tezlerinin uluslararası platformlarda daha iyi anlaülması için etkin olarak devreye girmesini kararlaştırmıştı. Bu kapsamda, bilim adamı Justin McCarty'nin 24-25 Mart'ta Meclis'te bir konferans vermesi ve etkinliğe Başbakan Erdoğan'ın da çağınlması karan almmıştı. VEFAT VE BAŞSAGLIGI Ortağımız ve Yönetim Kurulu Başkan Vekilimiz, Değerli İnsan, Yük. İnş. Müh. Sayın HİKMET ATAMANıKaybetmiş bulunuyoruz. Kendisine Allah'tan Rahmet, Kederli Ailesine Başsağlığı dileriz. ELTES İNŞAAT TESİSAT SANAYİ VE TİCARET A.S.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle