Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 MART 2005 ÇARŞAMBA
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul Sinop Y 7 Adana Y 19
Edirne S 15 Samsun
Kocaeli S 12 Trabzon
Çanakkale S 14 Giresun
Izmir PB 16 Ankara
Manisa PB 16 Eskişehir
Aydın
Denizli
PB 17 Konya
PB 14 Sıvas K
Zonguldak Y 7 Antalya PB 18 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
PB
Y
Y
Y
Y
Y
K
18
11
14
13
10
7
6
K -2
Yurdun kuzey, ıç ve doğu
kesımlerı parçaii çok bu
lutlu, Karadenız, Doğu
Anadolu'nun doğusu ve
Guneydoğu Anadolu bol-
gelerı ıle Sıvas. Yozgat,
Adana ve Hatay çevrele-
rı yağışlı, dığer yerler az
bulutlu geçeoek Yağışlar
Doğu Anadolu'nun doğu-
sunda etkılı olmak uzere
Guneydoğu Anadolu ıle
Adana ve Hatay çevrele-
nnde yağmur ve sağanak
şeklınde olacak
D I Ş M E R K E Z L E R
Oslo
Helsinkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
B
B
PB
PB
PB
PB
PB
b
-1
9
18
15
17
18
17
Münih Y 18
Berlin
Budapeşte
Madrıd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Zürih
Y
B
Y
B
B
B
Y
PB
Y
13
13
19
13
16
15
19
18
18
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflis
Kahire
PB
PB
PB
PB
Y
PB
K
B
-2
24
1
19
7
16
2
24
Şam Y 17
Qf Açık Parçalı bulutlu Sıslı Bulutlu k Çok bulutlu Karlı • » - ' • f
Sulu kar Gok gürultülu
GUNCEL CUNEYT ARCAYİJREK
• Baştarafı 1. Sayfada
övdüğü AKP iktidarını şimdi yerden yere vuru-
yor. GeçenaylardaAKP'yi veliderini Müslüman,
ama laik ve demokrat gören, öven Amerikan
medyası, bugün AKP'yi "Islamcı birparti", lide-
rini de Islamcı görüşlerini gizleyen bir siyasetçi
diye damgalıyor.
Avrupa basını aynı doğrultuda yayınlar yapıyor.
Dünya KadınlarGünü'ndeyeredüşen kadını tekme-
leyen, gençleri coplayan bir ülkenin, Avrupa değer-
lerinden çook uzak olduğunu Içeren ana fikri hemen
her fırsatta işliyor.
Bu iktidar ABD ile ipleri gerdi; AB gözüyle; Türki-
ye, örgütün zoruyla çıkardığı reformları uygulama-
yan, görüşme tarihi aldıktan sonra AB'nin gerekli
gördüğü yeni reform çabalarını alargaya alan bir ül-
ke manzarası çiziyor.
Beceriksiz ve birikimsiz bu iktidar sayesinde Tür-
kiye ne Isa'ya ne de Musa'ya yaranamıyor. Bugün i-
ki güç arasında ilişkilerini duyarlı bir dengede yürü-
temeyen konumda.
• • •
Etkili pek çok çevreden 3 Ekim'deAB ileüyelikgö-
rüşmelerinin ertelenebileceğini gösteren ışaretler
yansımaya başladı.
Avrupa Parlamentosu Başkanı Borrelli'den he-
men sonra AP'de 17 Aralık'tan önce Türkiye'yi sa-
vunan Sosyal Demokrat Grubu Başkanı Schulz da
Türkiye uygulamaları gerçekleştirmedikçe, reform
sürecindeki yavaşlamadan sıyrılmadıkça görüşme-
lerin ertelenebileceğini söyledi.
Uyarılar bununla da kalmadı. Türkiye karşıtı Al-
man muhafazakâr partilere, Başbakan Schröder'in
sözcüsü Gloser'in açıklamaları da eklendi. Atina'yı
yansıtan haberleriyle tanınan Stelyo Berberakis,
Yunan Başbakanı Karamanlis'in Brüksel'deki ye-
mekte RTE'ye; reformları sürdürmekte, uygulama-
ları gerçekleştirmekte "Elini çabuk tut" diye nasihat
geçtiğini bildiriyor.
Karamanlis ile görüştükten sonra Schröder de "Tür-
kiye sonımluluklarınıyerine getirmek durumunda. Re-
formlar sadece kâğıt üzerinde kalmamalı" dedi ve
böylece, sözcüsünün açıklamalarını doğruladı.
•*•
AB, gırtlağımızasarılmış; ek protokolü imzalama-
mız için bastırıyor. Neden? Hükümetin onca tersine
açıklamalarına karşın AB biliyor ki; protokol ile Tür-
kiye, AB üyesi Güney Kıbrıs'ı resmen tanımış olaca-
ğı gibi, tanımadığı bu ülkeciğe önemli kimi katkılar
sağlayacak.
Bu hükümet protokole Güney Kıbrıs'ı tanıma an-
lamınagelmeyeceğini içeren şerhi koyduramadı. Ta-
nımayı tek taraflı bir deklarasyonla ilan etmek zorun-
da bırakıldı.
Iki yılda ülkeyi getirdikleri noktaya bakınız; içimiz
dandini. Her şeyin sahtesi bu iktidar dönemine rast-
lıyor. "Başanlı" ekonomi tartışmalı. Kriz beklentileri
yoğunlaştı.
Bu iktidann elinde: Türkiye "quo vadis", nereye?
SÖYLEŞİ AtTİLÂİLHAN
"...İki Göngü Tanığı', Neler
Söylüyor?. II
• Baştarafı Arka Sayfada
mıyor. Sonunda Gâzi birden kızmış, özel treniyle Is-
tanbul'dan Adana'ya hareket ederek, bir kuvvet
gösterisi yapmaya karar vermişti: Ismet Paşa'ya ve
diğer görevlilere, kendisine Eskişehir'de mülâki ol-
malarını emrediyor.
Aldı sözü Hasan Rısa Bey: "...tren hareket edin-
ce, bir müddet Başvekil'e mahsûs özel vagonun
salonunda oturup konuştuk; sonra ayağa kalkıp,
kompartımanlarımıza gitmek üzere müsaade is-
tedik. Ayrılırken Başvekil kolumdan tuttu,'- Sen
kal, görüşelim!' dedi ve beni karşısına oturttu,
âşikâr bir heyecanla: 'Yarın büyük kavga olacak!..'
diye bağırdı:
'- ...Niçin Paşam?'
'...Anlamıyor musun, memleket Fransızlarla
harbe sürükleniyor..'
Ben geçen bir iki saat içinde vaziyeti serinkan-
lılıkla muhâkeme etmiş, böyle bir ihtimâli vârit
görmemiştim..."
Hem 'sistem', hem 'çap' farklı...
Hasan Rıza Bey, haklıydı; sonradan Gâzi'nin de
aynı hesâbı yaptığı meydana çıkacaktı; Fran-
sa'nın Hatay yüzünden savaşa kalkışması, mümkün
mü?.. Bir kere, hükümet zayıf; üstelik Fransa çep-
çevre 'düşman'lasarılmış; birtarafında Hitler'in Na-
zi Almanya'sı, bir tarafında Mussolini'nin Faşist
Italya'sı, bir tarafında ise General Franco'nun Fa-
lanjist Ispanya'sı bulunuyor; Fransa, Hatay'a sava-
şa gitse; 'Mihver'in üç 'totaliter' ülkesi bu fırsatı ka-
çırır mıydı?..
Hasan Rıza Bey (Soyak), bunları değil, ama bun-
lara benzer sözleri söyleyerek, Ismet Paşa'yı yatış-
tırmaya çalışır; münâkaşa uzar: "...o yine aynı he-
yecanla cevap verdi: -...bakalım, yarın belli olur,
tekrar ediyorum, aramızda büyük kavga çıka-
cak!" (Hasan Rıza Soyak, Atatürk'ten Hatıralar, Cilt
2, S.602, 1973).
Anlaşılıyordu ki, Ismet Paşa, Hatay konusunda, -
kendi tâbiriyle- 'yüzde on başarı şansı dahi görmü-
yordu'; oysa Gâzi Mustafa Kemal Paşa, o şansı
gördü; Fransa'ya -hatta bütün Batı'ya- restini çeke-
rek, davayı kazanmasını bildi.
Dedim ya, hem çapları çok farklı, hem fikir sis-
temleri!
Açıklama
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, "TOBB Gün-
deme Getirdi: Ermenistan Sınınnı AçmaTartışması"
başlıklı haberimizle ilgili bir açıklama yaptı. Açıkla-
mada, TOBB'nin Ermenistan konusundaki yaklaşı-
mının net olduğu ifade edilirken özetle şu görüşlere
yer verildi: "Ekonomik Koordinasyon Kurulu'nun
28 Ocak'ta yaptığı toplantıda ortaya konulan rapor-
lardan biri olan ve habere konu edinilen Ulaştırma
Sektörü Raporu, sadece bir durum tespitidir. Sınır
kapısının açılmasına dair bir teklif de talep de yok-
tur. Kaldı ki, Türk iş dünyasının çatı örgütü olan TO-
BB'nin böyle bir talepte bulunması düşünülemez."
'Protokolü imzalayacağız'
AB çevrelerinde Türkiye'yeyönelik eleştiri olmadığını savunan Başbakan Erdoğan,
hükümetinAnkaraAntlaşması'na üişkin verdiğisözün arkasında olduğunu söyledi
ELÇİN POYRAZLAR
BRÜKSEL - Brüksel'de dü-
zenlenen Avrupa Halk Partisi
(EPP) liderler doruğuna gözlem-
ci olarak katılan Başbakan Tay-
yip Erdoğan, görüştüğü AB yet-
kililerinden Türkiye'ye yönelik
herhangi bir eleştiri almadığını
ifade etti. Erdoğan, Türk hükü-
metinin, Ankara Antlaşması ek
protokolünün imzalanması ko-
nusunda verdiği sözün arkasmda
olduğunu söyledi.
EPP doruğu sonunda açıkla-
ma yapan Erdoğan, AB Komis-
yonu Başkanı Jose Manuel Bar-
roso ve AB Dönem Başkanı Lük-
semburg'danTürkiye'ye yönelik
eleştiri gelmediğini belirterek
"Biz işimizi biliriz. Dersimizi
iyi çalıştık" dedi. 17 Aralık ön-
cesi ve sonrasındaki atmosferin
karşılaştırılmaması gerektiğini
söyleyen Erdoğan, 17 Aralık'tan
önce tohumların atıldığını belir-
terek şimdiki sürecin uygulama
süreci olacağına dikkat çekti. Yu-
nanistan Başbakanı Kostas Ka-
ramaıılisTe görüşmesinde An-
kara Antlaşmasf nın ek protoko-
lünün imzalanmasının günde-
STOIBER: ANCAK GÖZLEMCÎ OLABlLÎR
Muhafazakârlar
AKP'yi istemiyor
me geldiğini belirten Erdoğan,
"Verdiğimiz sözün arkasında
olduğumuzu bildirdim" dedi
ve çalışmalann tamamlanması-
nın ardından bu yönde adım atı-
lacağını ifade etti.
EPP toplantısında, Türki-
ye'nin Hırvatistan örneğinden
ders çıkarmasına yönelik bir so-
ru üzerine bu konunun günde-
me gelmediğini kaydeden Er-
doğan, "Kapı arkası laflarına
itinıat etmeyin" dedi. Belirle-
nen takvimi devlet ciddiyeti içe-
risinde yürüttüklerini ifade e-
den Erdoğan, taraflann
üzerlerine düşeni yapacaklanna
inandığını söyledi.
İstanbul Beyazıt'ta 6 Mart'ta
düzenlenen gösterilere de deği-
nen Erdoğan, gösteride terör ör-
gütü propagandasının yapıldığı-
nı ancak, polisin yere düşen ka-
dın göstericiye yönelik müdaha-
lesini tasvıp etmediğini kaydetti.
"Biz bu yola işkenceye sıfır to-
lerans hedefiyle çıktık" diyen
Erdoğan bunun bu şekilde devam
edeceğini söyledi. Erdoğan "Biz
damdan düşerek geldik, bu işin
inceliklcrini ve hassasiyetleri-
ni iyi biliriz" şeklinde konuştu.
FRANKFURT (Cumhu-
riyet Bürosu) - Alman Hı-
ristiyan Sosyal Birlik Partisi
Başkanı ve Bavyera Başba-
kanı Ednıund Stoiber, Die
Welt gazetesinin AB liderler
zirvesi nedeniyle Brüksel'e
giden Tayyip Erdoğan 'ın
partisi AKP'nin, muhafaza-
kârların AB'deki grubuna
alınmasına onay vermeye-
ceklerini söyledi.
Stoiber, konuyla ilgili so-
ruya verdiği cevapta, "Tür-
kiye bizim dostumuz ve or-
tağımızdır ama Alnıanya ve
AB tam üyeliğini politik ve
ekonomik olarak taşıyabi-
lecek durumda değildir.
Türkiye için en iyi formül
ayrıcalıklı ortaklık olabilir.
Bu nedenle de AKP Avrupa
Halk Partileri grubunda
ancak gözlemci statüsünde
yer alabilir" dedi. Sosyal
Demokrat Par-
ti'nin Türkiye'nin
tam üyeliğe hızlı
geçişten yana ol-
madığını açık-
lamasını da '
olumlu bul-
duklarını belir-
ten Stoiber, 5 milyo-
nun üstünde işsiz bu-
lunan Almanya'nın
Doğu Avrupa'ya vi-
ze kolaylığıyla kapı-
larını açmasının bir
hata olduğunu belirt-
ti. Stoiber, "Ben,
SPD'den Türki-
ye'nin AB üyeliği üze-
rine yoğun bir tartışma
bekliyorum" diye konuştu
Bu arada Erdoğan, Avrupa
Halk Partileri (EPP) zirvesi-
ne katılmak için geldiği Brük-
sel'de EPP Başkanı VVilfried
Martens ile görüştü.
AB ELEŞTİRİLERİNE YANIT VERDÎ
Gül: Hükümetin
kararhlığı sürüyor
ANKARA (Cunıhuri-
yet Bürosu) - Dışişleri Ba-
kanı Abdullah Gül, hükü-
metin AB heyecanını kay-
bettiği yönündeki eleştiri-
leri hayretle karşıladığını
belirterek "Hükümetin
bu konudaki kararlılığı
sürüyor" dedi.
Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan'ın Brük-
sel'de olması nedeniyle
AKP grubu, dün Dışişleri
Bakanı Gül başkanlığında
toplandı. Son günlerde ba-
zı basın organlarında
"Hükümet AB hedefin-
den ayrılıvor mu? Acaba
hükümet AB heyecanını
kaybetti mi" gibi sorula-
rın yer aldığını kaydeden
Gül, hükümetin AB süre-
ci ile ne kazanıldığının
farkında olduğunu belir-
terek "Hükümet kendin-
den emin, kinı ne derse
desin yoluna devam edi-
yor" dedi.
'Soykırını iddiaları
safsata ve iftira'
Sözde Ermeni soykınmı
iddialanna da değinen
Gül, "İddiaların hepsi
safsata ve iftiradır" dedi.
Gül, bu iddialarına alet
olan ülkelere çağnda bulu-
narak "Yaptıklarınızın
hesabını verin, iddiaları
ispat edin" dedi. Gül, bin-
lerce Osmanlı tebasının
çektiği acıların belgeleri
ve kanıtlannın mevcut ol-
duğunu, sözde soykınm
iddialannı ortaya atanların
90 yıl önce birbirine alet
olan, birbirini kışkırtan
emperyalist çevreler ile
şovenist Ermeni milliyet-
çıleri olduğunu kaydetti.
Sezer'le bir araya gelen Ecevit, KKTC'de 17
Nisan'da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimle-
rine dikkat çekerek "Denktaş'ı yok farz ede-
mezler. Onun için bir yol bulunacak" dedi. (AA)
'RaufDenktaş
ortada kalmaz'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski
Başbakan Bülent Ecevit, KKTC Cumhurbaş-
kanı Rauf Denktaş'a destek verilmesi gerek-
tiğini belirterek "Bu millet Denktaş'ı ortada
bırakmaz" dedi. Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, Ecevit'i Çankaya Köşkü'nde
kabul etti. Görüşmeden sonra gazetecilere
açıklama yapan Ecevit, Sezer ile iç ve dış so-
runlar konusunda görüş alışverişinde bulun-
duklannı ifade ederek "Görüşlerimiz arasın-
da tam bir uyum var" diye konuştu.
Oran'daki evinde llber Ortaylı ve Hüseyin
Pazarcı'nın da aralannda bulunduğu bilim
adamlarıyla da bir araya geldiğini kaydeden
Ecevit, bu görüşmeler hakkında da Sezer'e
bilgi aktardığını bildirdi. Kıbns'ta önümüzde-
ki günlerde cumhurbaşkanlığı seçimi yapıla-
cağını ve Başbakan Mehmet Ali Talat'ın da
cumhurbaşkanı adayı olduğunu anımsatan
Ecevit, şu görüşleri dile getirdi: "KKTC'de
olağanüstü bir demokrasi düzeni var. İste-
dikleri gibi hareket ederler, içimize sindir-
sek de sindirmesek de. Yeni seçilen arkada-
şımız iyi niyetli olabilir. Ama yeterli bilgi
birikimi var nıı? Kıbrıs Türkierinin ve
Türkiye'nin haklarını yeteri kadar koruya-
bilecek mi? Bu konularda çok dikkatli oİ
mamız lazım. Denktaş şimdiye kadar bü-
yük bir yetenekle işi götürnıüştür. Şimdi
ortada mı bırakılacak? Hayır. Bu millet
Denktaş'ı ortada bırakmaz. Onun için bir
yol bulunacak. Sayın Denktaş'ın yeni konıı-
munu göz önünde tutan bir yeni ilişki düze-
ni Türkiye ile KKTC arasında kurulur. Bir
Denktaş'ın varlığını yok farz edemezler."
AİHM: TÜRK YETKİLİLER YETERLİ SORUŞTURMA YAPMADI
'Lojman cinayeti'nden mahkûmiyet
STRASBOURG (ANKA) - Avrupa Insan Haklan
Mahkemesi (AtHM), SHP'li eski Izmir milletvekili
Erol Güngör'ün, oğlu Mustafa Güngör'ün 1991 'de
milletvekili lojmanlannda öldürülmesine ilişkin açtı-
ğı davada Türk yetkililerin "yeterli soruşturma yap-
madığına" hükınetti. AİHM, şikâyetçinin "etkili baş-
vuru hakkının ihlal edildiği"ne karar vererek mah-
keme masraflannın karşılanması amacıyla 2 bin Eu-
ro'luk tazminat ödenmesini istedi.
Kamuoyunda "lojman cinayeti" olarak bilinen o-
lay, 1991 'de gerçekleşmişti. Dönemin SHP milletveki-
li Erol Güngör'ün oğlu, milletvekili lojmanlarındaki
evlerinde çok sayıda bıçak darbesi almış ve kafasına
kurşun sıkılmış halde bulunmuş, ancak olay aydınlatı-
lamamıştı. Baba Erol Güngör, güvenlik güçlerinin oğ-
lunu koruyamadığı, soruşturmanın yetersiz olduğu ve
soruşturmada ihmaller bulunduğu gerekçesiyle AlH-
M'ye başvurmuştu. AİHM, Erol Güngör'ün yaşama
hakkına ilişkin şikâyetini haklı bulmadı, ancak soruş-
turmanın yeterli biçimde yürütülmediğine hükmetti.
İşkence başvurusuna ret
Öte yandan AtHM, JİTEM tarafından gözaltına alı-
narak askerlerin kendisine işkence yaptığını öne sü-
ren Ali thsan Ay'ın 1995'te yaptığı şikâyeti de değer-
lendirdi. AİHM, Ay'ın Türkiye'deki davada işkence
yapanları teşhis etmeye çağrılmasına karşın gitmedi-
ğini göz önünde bulundurarak davacıyı haksız buldu.
Hükümet ve Maliye Bakanı...
• Baştarafı 2. Sayfada
Aynı yaklaşımı Sayın Gül başkan-
lığındaki 58. ve Sayın Erdoğan baş-
kanlığındaki 59. hükümet program-
larında da izlemekteyiz. Hükümet
programında devletin rolü şu biçim-
de sınırlanmaktadır:
- Adaleti kurmak,
- İç ve dış güvenliği sağlamak,
- Makro düzeyde, esnek ve katı-
lımcı özelliklere sahip stratejiler ge-
liştirmek,
- Makro ekonomik dengeleri ve
kararlılığı sağlamak,
- Gelir dağılımı başta olmak üzere
sosyal ve bölgesel dengesizlikleri gi-
dermeye yönelik önlemleri almak,
- Eğitim ve sağhkla ilgili temel
hizmetleri yürütmek,
- Temel altyapı hizmetlerini yap-
mak ve yaptırmak,
- Koyduğu standartlara göre dene-
tim yapmaktır.
Özelleştirme, bir yandan var olan
KİTTeri yerli-yabancı sermayeye kar-
şı koruma, üretim ve istihdam düze-
yini koruma ve geliştinne amacı güt-
meksizin kimilerine kamusal servet-
lerin aktarım aracı, öte yandan da eği-
tim, sağlık ve sosyal güvenlik hizmet-
lerinin piyasa hizmetine dönüştürül-
mesinin aracı olarak kullanılmakta-
dır. Bu yaklaşım ve uygulama anaya-
sanın "sosyal devlet" anlayışına ay-
kırılık oluşturmaktadır. Bunun yerine
"jandarma devleti"nin de 19. yüz-
yıldakı versiyonunun çok kötü bir bi-
çimini sergileme, ülkemizin en önem-
li sorununu oluşturmaktadır.
Anayasanın 2. maddesine göre Tür-
kiye Cumhuriyeti'nin niteliklerinden
birisi de "sosyal devlet" olmasıdır.
Sosyal devletin temel amaç ve görev-
leri ise anayasanın 5. maddesinde şu
biçimde tanımlanmaktadır: Devletin
temel amaç ve görevleri, Türk mil-
letinin bağımsızlığını ve bütünlüğü-
nü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhu-
riyeti ve demokrasiyi korumak, kişi-
lerin ve toplumun refah, huzur ve
mutluluğunu sağlamak; kişinin te-
mel hak ve hürriyetlerini, sosyal
hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle
bağdaşmayacak surette sınırlayan
siyasal, ekonomik ve sosyal engelle-
ri kaldırmaya, insanın maddi ve
manevi varlığının gelişmesi için ge-
rekli şartları hazırlamaya çalış-
nıaktır.
Görüldüğü gibi anayasa devletin te-
mel amaç ve görevlerini, edilgen bir
sosyal devlet olarak değil, etkin bir
sosyal devletin işlevleri biçiminde or-
taya koymaktadır. Devlet, yalnızcaki-
şilerin ve toplumun gönenç, erinç ve
esenliğini sağlamak ile yetinmeye-
cektir. Bunun yanı sıra sınırlayıcı si-
yasal, ekonomik ve sosyal engelleri
kaldıracak, insanın özdeksel ve tinsel
varlığının gelişmesi için gerekli ko-
şulları hazırlayacaktır. Bütün bu ne-
denlerle AKP'nin, programında, se-
çim bildirgesinde ve hükümet prog-
ramlannda ve uygulamalarında, dev-
letin görev ve sorumluluklarını "jan-
darma devleti"ni bile aratacak bi-
çimde daraltması, anayasanın hem ru-
huna ve hem de sözünü ettiğimiz
maddelerine açıktan aykınlık oluştur-
maktadır.
AKP ve hükiimetlerinin Türkiye
Cumhuriyeti'nin nitelikleri ile bağ-
daşmazhğınm, yalnızca "laiklik il-
kesi" ile olduğu sanısı yaygın bir iz-
lenimdir. Oysa, asıl kan uyuşmazlığı-
nın varlığı, sosyal devlet ilkesine ay-
kırı yaklaşım ve uygulamalanyla kar-
şımıza çıkmaktadır. AKP ve hüküme-
ti, laiklik ilkesine karşıtlığını öne çı-
kartarak, sosyal devleti çökertici ça-
ba ve yönelimlerini gizlemektedir...
Sosyal hukuk devletinin çökertilme-
si, "fakir-fukara/garip-guraba"
söylemi ile sağlanırken asıl çökertilen
demokratik, laik ve sosyal hukuk dev-
leti olarak tanunlanan Türkiye Cum-
huriyeti olmaktadır. Bu nedenle her-
kesin ve öncelikle Cumhuriyetin ni-
teliklerini korumaya namus ve onur-
lan üzerine ant içenlerin "sosyal dev-
let" üzerinde duyarlı olması gerek-
mektedir.
ACIKAYBIMIZ
Edith Oyhon ve merhum Cemil Gülergün Oyhon'un sevgili kızlan, Emel
ve Barbaros Okan'ın biricik kardeşleri, Alison Stendahl'in kıymetli can
dostu, Meltem ve Evren Akarsu'nun sevgili teyzeleri, Inci ve Selçuk
Karaoğlu'nun, Norbert Bactowsky'nin ve Ayşe Özgen'in yeğenleri
Üsküdar Amerikan Lisesi'nin değerli biyoloji öğretmeni
Nazlı Suzaıı Oyhon
vefat etmiştir.
Cenazesi 24 Mart 2005 Perşembe günü Fenerbahçe Camii'nde kıhnacak
ikindi namazını takiben Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilecektir.
AİLESİ
Arzu edenlerin Sağhk Eğitim Vakfı'na bağışta bulunmaları rica olunur. (0216-474 25 35)
Usküdar Amerikan LisesiAilesi olarak,
Engin bilgi ve tecrübesiyle uzım yıllar
öğrencilerine dünya barışmı, sevgiyi,
hoşgörüyü ve bilimsel düşünceyi öğreten
değerli lider, öğretmen ve dost
SUZAN OYHON u
yitirmenin üzüntüsü içindeyiz.
Sevgili Suzan
SENİ UNUTMAYACAĞIZ!
Üsküdar Amerikan Lisesi Öğretmenleri,
Öğrencileri, Koruma Derneği ve OkulAile Birliği