14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
_J 23 MART 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA Jlilvt-JiM UİTJ.J. ekonomi(p cumhuriyet.com.tr 13 Uluslararası uzmanlar, bazı 'gelişmekte olan ülke' piyasalarında 'yeni düzeltmeler' bekliyor Türldye 6 en lordgan 9 halkada FED Başkanı Alan Grccnspan. FED'den 'ölçülü artış' mesajı ABD Merkez Bankası (FED), do- lar gösterge faizini beklendiği gibi çey- rek pıtcın arttırdı. FED 'in bıından sonraki faiz arttı- nmlarıyla ilgili açıklamasında "öl- çülü" ifadesi kul- lanması bıtndan sonraki artlırımla- rın da çeyrek puan- lıkolması beklentisini güçlendirdi. Bu durumda gelişen piyasalardan hızlı para çıkışı yaşanacağı korkusu şimdi- lik aşıldı. FED 'in, geçen yıl haziran ayına kadar tarihinin en düşük sevi- yesi olanyüzde 1 de tııtulan dolar gös- tergefaizini yedinci kez çeyrek puan- hkarttınmla 2.75 'eyükseltmesine ge- rekçe olarak "enflasyon baskısım kontrol altında tuîma is/eği"gösteril- di. Dış piyasalarda, FED 'in açıkla- ması öncesinde gergin bir hava hâ- kimdi. Önceki gün Asya borsaların- daki düşüş trendine karşın dün İMKB 1.92 pııan yükselerek kan topladı. Cansızlar: FED bizi etkilemez Sermaye Piyasası Kurulıı (SPK) Başkanı Doğan Cansızlar, ABD Mer- kez Bankası FED 'in ufak çaplı faiz arttınmlannın Türkiye üzerinde çok olumsuz etkilerinin olmayacağını be- lirterek "Ama kendi içyapımızı, eko- nomikyapımızı çokderlî toplu tutmak- tafayda var" dedi. tstanbul Üniver- sitesi lktisat Kulübu tarafından düzen- lenen "Ekonomi Zirvesi 2005 "in açı- lışında konuşan Cansızlar, FED 'infa- iz arttırması ve arttırmaya devam ede- ceği hissini vermesinin bazı gelişmiş ülkelerde tahvil ve bono piyasalarına etkileri olabileceğini ifade etti. Derviş, UNDP'ye aday gösterildi Birleşmiş Mil- letler (BM) Genel Sekreteri Kofı An- nan, CHP Millet- vekili Kemal Der- viş ı BM Kalkın- ma Programı (UNDP) başkanlı- ğına aday göster- di. Annan 'ın Söz- cüsü FredEckhard, Genel Sekreter ta- rafından belirlenen "kısa aday liste- sinde " adı yer alan Derviş 'le birlikte diğer adayların BM üst düzey yöneti- cilerinden oluşan bir seçici heyet ta- rafından birkaç hafta içinde mülaka- ta ahnacağını söyledi. Eckhard, heyet tarafından seçilecek adayın Annan 'a bildirileceğini ve adayla nihai müla- katın da Annan tarafından yapılaca- ğını ifade etti. Nihai adayın UNDP başkanlığına getirilmesi için BM Ge- nel Kurulu tarafından onaylanması gerekiyor. UNDP başkanlığı için be- lirlenen listede Derviş 'inyanı sıra Ku- veyt, Ingiltere, Japonya, Norveç ve Holtanda dan da adaylar bulunuyor. Polat: Sektör yüzde 50 büyür Seramik Federas- yonıı Başkanı Ad- nan Polat, Türk seramik seklörü- nün dünyada önemli bir yerde oldıığuna işaret ederek "Dünyada 5'inci büyük üre- tici ve 3 'iincü bü- yük ihracatçıyız. Sektör olarak yaptı- ğımız 1 milyar dolar civarındaki ihra- cat, otomotiv ve elektronik ihracatın- dan daha çok katma değer yaratıyor. thracatımız içinde ithalai oranı yüzde 10 'u geçmez " dedi. 2 milyar dolarlık hacmi olan sektörün doğnıdan ve do- laylı 200 bin kişiyi istihdam ettiğini kaydeden Polat, gelecek 5 yılda sek- törün yüzde 50 büyüyeceğini söyledi. Beko Elektronik'e tasarım ödülü Beko Elektronik'in 2004yılı başın- da marka portföyüne dahil ettiği GRUNDIG markası için özel olarak tasarladığı "Grundig Vision 26 LCD TV", endüstriyel tasarım alanında dünyanın en prestijli ödüllerinden Red Dot Tasarım Ödülü'nü aldı. Beko Elektronik Endüstriyel Tasarım Ekibi 'nce tasarlanan "Grun- dig Vision 26 LCD "; estetik, fonksiyonellik, ergonomi, kalite, çevre duyarlılığı gibi kriterler doğrultusunda ya- pılan değerlendirme sonu- cu ödüle layık görüldü. OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Uluslararası piyasalarda, Türkiye başta olmak üzere belli başlı piyasalarda bir kriz çıkacağı yolundaki söylenti- ler, yeni boyutlar kazandı. ABD'de sürekli bir artış gösteren faiz oranlarımn, gelişmekte olan piyasaları vurmasından korkulu- yor. Amerika Merkez Bankası'nın (FED) dün akşam Türkiye saati ile 21.15 'teki açıklamasından ön- ce bu yönde uluslararası finans çevrelerinde yapılan yorumlar da yoğunluk kazanmaya başlamıştı. • FED'in faiz arttırımı kararını açıklamasından önce yapılan yorumlar ve Istanbul'un yanı sıra Varşova, Kahire, Bükreş ile Moskova'da da göstergeler, bu borsalarda büyük ölçekli düzeltmelerin eli kulağında olduğunu gösteriyor. Uzmanlara göre, ABD'de sürekli yükselen faiz oranlan, "zaten aşın hassas piyasalan" kınlmanm eşiğine taşıdı. "BCAResearch" adlı dünyaca ün- lü yatınm araştırmalan kuruluşu tarafından hazırlanan raporlarda, gelişmekte olan piyasalarda ciddi bir düzeltme için şartların olgun- laştığına dikkat çekildi. Faiz oran- larındaki artışın birçok ülkenin merkez bankası için likitide sıkın- tısı anlamına geleceğini savunan BC A uzmanlan, azalan para arzı- nın ilk adımda "gelişmekte olan piyasalan" olumsuz etkileyeceği- ni belirttiler. Uluslararası piyasa- lardaki faiz oranlannın düşüklü- ğü, özellikle Türkiye gibi ülkele- rin "lehine" oldu. Gelişmiş ülke piyasalanndan düşük faizle top- lanan "sıcak para"nın Doğu Av- rupa, Güney Amerika ve Türki- ye'ye yatınlmasını kolaylaştırdı. Şimdi uluslararası mali piyasalar- da bu sürecin tersine çevrilebile- ceği konuşuluyor. Bu arada, Scot- tish Widows, Union Investment gibi bazı uluslararası fonlann bö- lüm yöneticileri, büyüyen piyasa- larda 1998'den bu yana ciddi ya- pısal dönüşümler gerçekleştirildi- ğini belirterek ABD'deki faizler- den olumsuz etkilenmenin geç- mişteki tahrip gücüyle tekrarlan- mayacağını savundular. i krizil^ldıramazsınız' Bundan sonra bir kriz öngörmediklerini söyleyen Dünya Bankası Türkiye Temsilcisi Vorkink, ekonominin kırılganlığı konusunda uyarılarda bulundu • îşsizlik sorununun önümüzdeki birkaç yıl içinde çözülmesinin mümkün olmadığını kaydeden Vorkink, Türkiye'nin sürdürülebilir bir büyüme sürecmin içine girmesi için reformlara hız vermesinin ve eğitime yatırım yapmasının şart olduğunu vurguladı. ÖZLEM YÜZAK "Türkiye açısından bun- dan sonra bir kriz görmü- yoruz" diyen Dünya Ban- kası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink, "Ancak özellikle AB üyeliği öncesi Türkiye'nin yeni bir krize asla tahümmülü yok, ayrı- ca bunu kaldırabilecek gü- cü de yok" uyarısmda bu- lundu. Avrupa ve Orta As- ya ülkelerinin bilgi ekono- misine geçişlerini destek- lemeyi amaçlayan "Bilgi Ekonomisi Forumu"nun dördüncüsü dün tstan- bul'da başladı. Dünya Ban- kası ve Devlet Planlama Teşkilatı işbirliği ve diğer uluslararası kuruluşların katılımları ile düzenlenen forum öncesi Vorkink, Cumhuriyet'in sorularını yanıtladı. ToplantıyaVorkink'le birlikte DevletPlanlamaTeşküatı Müsteşan AhmetTıktıkda katıldı. (A A) - Kimi uzmanlaruı sıcak paraya dayalı büyünıe stra- tejisinin değişmesi gerektiği konusunda uyanlan var. Nasıl değerlendiriyorsu- nuz? - Türkiye ekonomisi 2003 ve 2004 yıllannda iş- letmelerde verimlilik artış- larının yaşandığı sağlıkh bir büyüme yaşadı. Son dö- nemde TL'nin aşın değer- lenmesi beraberinde sıcak parayı gündeme getirdi. Sı- cak paraya dayalı büyüme sağlıklı olamaz. Şimdi ise küresel ekonomide ABD Doları'ndan kaynaklanan gelişmelerin etkisiyle lira değer kaybetmeye başladı. Son 10 gün içinde yüzde 5 değer kaybetti. Bu, özellik- le ihracat açısından sevin- dirici bir gelişme. Türki- ye'nin sürdürülebilir bir büyüme sürecine girmesi için reformlara hız verme- si ve eğitime yatırım yap- ması şart. - Kısa vadeli para girişle- rinin vergilendirilmesi ko- nıısundaki görüşleriniz ne- dir? - Hem bunu hem de sıcak para gıriş çıkışlarına karşı başka uygulamaları devre- ye sokan ülkeler oldu. Ör- neğin Malezya, Şili. Ancak ben sıcak paranın bir ülke ekonomisinin istikran açı- sından tehdit olduğu du- rumlarda bu tür önlemlerin devreye sokulması tarafta- ny ım ki Türkiye için bu du- rum söz konusu değil. Büyüme sürdürülmeli - Siz Türkiye'nin sağlıklı bir yolda olduğunu söylü- yorsunuz, ancak başta işsiz- lik olmaküzere ciddi sorun- laruı hepsi sürüyor... - Açık konuşmak gere- kirse önümüzdeki birkaç yıl için işsizlik konusunda kalıcı bir iyileşme bekle- memek lazım. Evet, kısa vadeli önlemlerle suni ola- rak azaltılabilir ama bu ne kadar sağlıklı, tartışıhr. Türkiye'nin, büyümesini sürdürülebilir kılacak bir yol izlemesi önemli. - Son dönemde AB cep- hesinden 'Reformların hızı kesildi' uyarısı geliyor. Siz- ce de öyle mi? -Benim için önemli olan reformların yavaşladığı tar- tışması değil, reformlann daha nasıl hızlanacağı ol- malı. Türkiye'nin tek çıkış yolu bu reformlar. Ve bun- lan sürdürmek zorunda... Milletvekili Çahşkan'ın Adana Ticaret Odası'ndaki sözleri gerginlik yarattı AKP'de 6 ekonomi iyi-kötü' kavgası ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Adana Milletvekili Abdul- lah Çahşkan'ın, Adana Ticaret Odası'nda, "Ekonomi adeta şişi- rilnıiş balon gibi. Birileri iğneyle dokunsa patlayacak. İ ikenıizdeki bu tablo krizin göstergesidir" diye konuşması AKP milletvekilleri arasında gerginlik yarattı. AKP milletvekilleri Abdullah Çalışkan, Ali Küçükaydın, Recep Garip, VahitKirişçi, Z^aettin Yağ- cı ve U Başkanı Abdullah Doğ- ru'nun, kısa süre önce yapılan se- çimler dolayısıyla ATO'yu ziya- retlerinde, yönetim kurulu ve mec- • "Ekonomi adeta şişirilmiş balon gibi. Birileri iğneyle dokunsa patlayacak. Ülkemizdeki bu tablo krizin göstergesidir" diyen Çalışkan'a en sert tepki, Adana ll Başkanı Doğru'dan "Felaket telallığına gerek yok" sözleriyle geldi. lis üyeleriyle yapılan görüşme sı- rasında meclis üyesi MehmetŞah- baz'ın, "Şu anda Türkiye'de 31 milyar dolar sıcak para var. Bu pa- ralar dışarı kaçınlırsa ne olur" şeklindeki sorusunu yanıtlayan Çalışkan, Türkiye'de kriz öncesi bir ortam bulunduğuna dikkat çe- kerken milletvekillerinin de tep- kisine neden olan yanıtında şunla- rı söyledi: "Ekonominin gidişatı- ıun iyi olduğunu söyleyerek sizi al- datmaya gerekyok. Ülkemizde her şey kriz öncesi tablonun gösterge- si. Dolar çok düşük, piyasalar dur- gun, dış ticaret açığı büy üdü. Eko- nomi şişirilmiş bir balon gibi. Biri iğneyle dokunsa patlayacak. Döviz yükselecek, borsa düşocek. Sakın borçlanmayın, Hele hele dolarla hiç borçlanmayın. Allah gösterme- sin ama tahteravalli gibi, bir dö- nerse düşer yıkılırsınız. Bunlarıan- lamakiçin ekonomist olmak gerek- miyor. Ben işadamlannı uyarmış olayım." Diğer milletvekillerinden tepki gören Çalışkan'a en sert tepki ll Başkanı Doğru'dan "Felakettelal- lığına gerek yok" sözleriyle geldi. Çahşkan'ın soğuk hava yarattığı ortamı bozan Kirişçi oldu. Çahş- kan'ın söylediklerinin aksine, ül- kede istikrar ortamının AKP hü- kümetiyle sağlandığını, bunun ra- kamlarda görüldüğünü söyleyen Kirişçi, aynı görüşü paylaşmadığı- nı vurguladı. EKONOMİ POLTIİK ERİNÇ YELDAN Yeni Empepyalizmin Ekonomisi Yeni Emperyalizmin Ekonomisi, Yeni Hayat Kütüp- hanesiYayınlarfndanyayımlanmışyepyenibirderleme çalışma. Emine Tahsin ve Murat Oztürk tarafından ya- yıma hazırlanan bu derleme kitap, 22-24 Ocak 2004'te, Hindistan'da toplanmış bulunan 4. Dünya Sosyal Fo- rumu'nun arifesinde, Uluslararası Kalkınma Iktisatçıla- rı Birliği (IDEAs) tarafından aynı adla düzenlenen bir uluslararası konferansta sunulan bildirilerden oluşuyor. Merkezi Yeni Delhi'de kurulu olan IDEAs, uluslararası düzeyde kalkınma iktisadı üzerine çalışmalar yürüt- mekte ve çalışmalarını http://www.networkideas.org adresindeki sitede sergilemekte. IDEAs'ın günümüzün popüler medya yazınında unut- turulmaya çalışılan "emperyalizm" kavramını ele aldığı bu konferanstaki bilimsel tebliğlerin Yeni Hayat Kütüp- hanesi'ndeki genç meslektaşlarımızın değerli çabalarıy- laTürk okuruna kazandırılmasının son derece önemli bir katkı içerdiğini düşünüyorum. Küreselleşme ve "yeni" (kolektif) emperyalizm kavramları arasındaki sıkı ilişkile- ri açıklıkla ortaya döken bu çalışma, günümüz Türki- ye'sinde karşılaşılan birçok sorunun temelinde yatan küresel dinamikleri de gün ışığına çıkarmakta ve küre- sel ekonominin 21. yüzyıldaki gelişim çizgisi üzerine önemli saptamalar sunmakta. •*• Bilindiği gibi kapitalizmin "emperyalizm" aşaması klasik analizini Lenin'de bulmaktadır. Lenin, 19. yüzyı- lın sonunda sömürge topraklarının paylaşımının sınır- larına ulaşmış olan kapitalist/emperyalist dünyanın ar- tık kendini sürdüremez noktaya sürüklendiğini vurgu- lamaktaydı. Bu noktada, eldeki sömürgelerden elde edilen iktisadi artıkla beslenen ve sürekli olarak daha çok sömürgeye ihtiyaç duyan sanayileşmiş kapitalist ekonomiler "can çekişmekte" ve emperyalist bir çatış- manın içine sürüklenmekteydiler. Kapitalizm, 19. yüz- yılın sonunda yaşadığı sermaye birikimindeki tıkanıklı- ğı, iki dünya savaşı ve sonrasındaki sosyal devletin ge- nişlemeci politikalanyla aştı. Ancak söz konusu döne- meçte artık eski sömürgeler birer birer bağımsızlıkları- nı kazandılar ve emperyalist metropollere sömürgeler- den aktarılan artığın aynı koşullarlasürdürülmesi imkân- sızlaştı. "Yen/"-emperyalizm olgusu işte bu dönemde, eski sömürgelerden elde edilen artıkların gelişmiş ka- pitalist ülkelere transferine olanak sağlayan yeni dönü- şümlerin gerçekleştirilmesi sürecinde ortaya çıktı. Yeni-emperyalizmin ayırt edici özelliği, 19. yüzyılda- ki gibi üretici/sanayi sermayesine değil, finans serma- yesinin hükümranlığına dayalı olmasıdır.Günümüzde fi- nans sermayesi, sanayi sermayesinin önüne geçerek tüm dünyayı sürekli bir deflasyonist "istikrar" süreci içine hapsetmektedır. Genişleyici mali politikaların ve sosyal devletin yerini "faiz dışı fazlalar" elde etmekle yükümlü "sorumlu ve etkin" devlet almış, enflasyon hedeflemesinden başka herhangi bir ekonomik sorun- la ilgilenmesinin yasaklandığı "bağımsız" merkez ban- kaları da daraltıcı maliye politikalarıyla bu deflasyonist sürecin başlıca uygulayıcıları haline dönüştürülmüştür. ••• Günümüzde emperyalist güçler kendi aralarındaki sömürge paylaşımına dayalı çatışmalan göreceli ola- rak çözmüş gözükmektedir. Bunun yerine, üçüncü dün- yanın azgelişmiş ülkelerinin, dış ticaretlerinin serbest- leştirilmeye zorlanması sonucunda birer ithalat ve ucuz işgücü deposu haline dönüştürülmesi; "özelleştirme" ve "doğrudan yabancı yatırım" fetişleri altında bu ül- kelerin kamusal varlıklarına yok pahasına el konulma- sı ve "bağımsız üst kurullara dayalı denetim ve yöne- tişim" uygulamalarıyla ulus ötesi şirketlerin ve ulusla- rarası finans sermayesinin doğrudan denetimi altına sokulmasına dayalı "yeni sömürgeleştirme" biçimleri geliştirilmiştir. Dolayısıyla küreselleşmenin yeni-emperyalizm aşa- masında gelişmiş kapitalist metropoller, ulus ötesi şir- ketler ve uluslararası finans kapital, birkolektifgüç ola- rak, üçüncü dünyanın azgelişmiş ekonomilerini tahak- kümü altına alma savaşımı içinde gözükmektedir. Sa- mir Amin ve Prabhat Patnaik gibi iktisatçılar tarafın- dan "kolektif emperyalizm" diye tanımlanan bu süre- cin yürütücülüğünüyse Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ticaret Orgütü ve Dünya Bankası üstlenmiş du- rumdadır. Dünya Bankası'nın yeni başkanlığı görevi için Irak ha- rekâtının en önemli ideologlarından ABD Savunma Bakanı Yardımcısı Paul Wolfowitz'in önerilmesi de bu bağlamda değerlendirilmelidir. Cari açıkta beklenti 15 milyar dolar • Ekonomi Servisi- Merkez Bankası, piyasalann beklentilerini ölçmek amacıyla ayda iki kez yaptığı beklenti anketinin mart ayı ikinci dönem sonuçlannı açıkladı. İlk ankette 14 milyar 875 milyon dolar olan yıllık cari işlemler açığı beklentisi, ikinci ankette 14 milyar 940.9 milyon dolara ulaştı. Yıl sonu TÜFE artış beklentisi ise ilk ankette olduğu gibi yüzde 7.6 düzeyinde kaldı. Bu aya ilişkin üç aylık Hazine ihalesi yıllık bileşik faiz oranı beklentisi de değişmedi ve yüzde 16.3'te kaldı. Bileşik faizin yüzde 14.2 olacağı tahmin ediliyor. Bu ayki dolar kuru tahmini 1.2840 YTL'den 1.3266 YTL'ye çıktı. Yıl sonu dolar kuru beklentisi ise 1.4194 YTEden 1.4311 YTL'ye yükseldı. f LGİ TOPLUMUNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK ozteın.yıızak(tfeıımhııriyeLeoın.tr Bilgi Ekonomisi Forumu'nun dördüncüsü dün Istanbul'da başladı. Avrupa ve Orta Asya ül- kelerinin bilgi ekonomisine geçiş- lerini desteklemek üzere 2002 yı- lında ilki Paris'te yapılan toplan- tılann ikincisi Helsinki'de, üçün- cüsüyse Budapeşte'de düzen- lenmişti. Bu yılki toplantılarda özel sektörün verimliliğini nasıl arttıra- bileceği, yatırım ortamının iyileş- tirilmesi, insan kaynaklanna, eği- time ve inovasyona ağırlık veril- mesinin önemi gibi konular üze- rinde durulacak. Dünya Banka- sı'nın öncülüğünde düzenlenen forumda bankanın Türkiye Direk- törü Andrevv Vorkink Avrupa Birliği üyeliğine hazırlanan Türki- ye için bilgi ekonomisinin sürdü- rülebilir büyüme açısından öne- mini ısrarla vurguladı. Haklı da. Ancak 4. Bilgi Ekonomisi Foru- mu'nun konuklanna baktığımızda Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna- Hersek, Etmenistan, Estonya, Bilgi Ekonomisi Hattı Lizbon-İstanbul Moldova, Türk cumhuriyetleri, Makedonya gibi gerek ekonomik gelişim gerekse serbest piyasa koşullanna uyum açısından Tür- kiye'nin çok gerisinde olan ülke- lerin temsildlerinin katıldığını gö- rüyoruz. Dolayısıyla yürütülecek tartışma platformunun Türkiye'ye nasıl bir artı değer katacağı konu- su soru işareti. öte yandan Avrupa Birliği'nin bilgi ekonomisini tüm boyutlarıy- la ele aldığı Lizbon Ajandası bu- günlerde sıcak gündemin içinde. Bundan 6 ay önce eski Hollanda Başbakanı VVilliam Kok tarafın- dan kıyasıya eleştirilen ve belirle- nen hedeflere ulaşmakta başan- sız kaldığı vurgulanan Lizbon Stratejisi yeniden düzenlendi. Ye- niden yapılandırmanın öncesin- de strateji üzerinde yoğun tartış- malar yaşandı. Gerçekten de 5 yıl önce iddialı bir program hazır- lanmış, Avrupa'nın 2010 yılına ka- dar dünyanın en rekabetçi, en di- namik bilgiye dayalı ekonomisi haline gelmesi hedeflenmişti. Ba- şanlamadı. AB, yalnız kısa bir sü- re, "Lizbon stratejisini bir kenara bırakalım mı?" ikilemi yaşadı. Ar- dından devam karan alındı. Zira Avrupa için rekabet, ge- çen süreç içinde çok daha zor- layıcı, çok daha yaşamsal hale gelmişti. Lizbon stratejisinin ne- den başansız olduğu masayaya- tınldı. Sonuçta düşük büyüme hı- zı ve giderek yaşlanan nüfusuy- la boğuşan Avrupa'ya dinamizm kazandıracak yeni formüller gün- deme alındı. Orneğin birliğin ey- lem programıyla ulusal eylem programları arasında daha sıkı bağlantılann oluşturulması karar- laştınldı. Lizbon stratejisinin zayıf olduğu belirlenen sosyal boyutu- nun güçlendirilmesi kararlaştınl- dı. Bu amaçla sosyal taraflar, Av- rupa Konseyi'nin 2005 bahar toplantılan öncesinde Lizbon ey- lem programına katılmayadavet edildiler. Yeni yönetişim kriterleri belirlendi. Komisyon, eğitim ve inovasyonun geliştirilmesi ama- cıyla ortak bir Avrupa Teknoloji Enstitüsü kurulmasını önerdi. Av- rupa Gençlik Inisiyatifi başlatıl- ması da öneriler arasında yer al- dı. Fransa, Almanya, Ispanya ve Isveç'in önayak olmasıyla şekil- lenen inisiyatif, genç işsiz nüfu- sun azaltılmasını ve gençlerin iş piyasasına girişlerini kolaylaştın- cı önlemleralınmasını amaçlıyor. örneğin iş ve aile yaşamı arasın- da daha güçlü bir bağlantı oluş- turma, böylelikle çocuk, özürlü ve yaşlı bakımının istihdam için- deki payını arttırma söz konusu. İnsan eğitimi ve becerilerini art- tırma, yine başlı başına bir baş- ka alan. Istanbul'da dün başlayan Bil- gi Ekonomisi Forumu'nda Dev- let Bakanı Abdüllatif Şener, bil- gi toplumuna dönüşmenin öne- mini sıklıkla vurguladı. Ancak AB üyeliği konusunda ısrarlı olan Türkiye'nin, Lizbon stratejisinin son derece önemli ve Türkiye'nin de yararlanabileceği içeriğini ne- den göz ardı ettiğini anlamak mümkün değil. Türkiye bugüne kadar göz boyamalarla, beylik laflarla çok zaman kaybetti. Tabii ki, gelişmekte olan öteki ülkeler- le dayanışma içinde olmak, bil- gileri ve deneyimleri paylaşmak önemli. Ancak belirlenmiş bir he- def varsa (ki bu AB üyeliği), ora- daki yeni politikaları, stratejileri gündeme almak, tartışmak ve ulusal bir çerçeve belirlemek de o kadar önemli. 1.49'ADÜŞTÜ Vakıfbank, konut kredisini indirdi Ekonomi Servisi - Vakıflar Bankası, 20 yıl vadeli olarak kullandırdığı konut kredisinin aylıkfaiz oranını yüzde 1.49 'a düşürdü. Vakıfbank 'tan yapılan açıklamada, uzun süredir üzerinde durulanfaiz indirme çahşmalanmn tamamlandığı bildirildi. Açıklamada, konut kredilerinde 20 yıllık vadeyi başlatan ilk banka olan Vakıfbank 'ın şimdifaiz oranını piyasanın en düşük düzeyine indirdiği belirtildi. Banka, aylıkfaizini yüzde 1.49 'a indirdiği konut kredisini 20 yaşını aşmamış konutların bedelinin yüzde 75 'ini aşmayacak şekilde 130 bin YTL'ye kadar kullandırıyor. > II IIII II II IIII II II II II II II II II II
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle