Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
_J
23 MART 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
Jlilvt-JiM UİTJ.J. ekonomi(p cumhuriyet.com.tr 13
Uluslararası uzmanlar, bazı 'gelişmekte olan ülke' piyasalarında 'yeni düzeltmeler' bekliyor
Türldye
6
en lordgan
9
halkada
FED Başkanı
Alan Grccnspan.
FED'den 'ölçülü
artış' mesajı
ABD Merkez
Bankası (FED), do-
lar gösterge faizini
beklendiği gibi çey-
rek pıtcın arttırdı.
FED 'in bıından
sonraki faiz arttı-
nmlarıyla ilgili
açıklamasında "öl-
çülü" ifadesi kul-
lanması bıtndan
sonraki artlırımla-
rın da çeyrek puan-
lıkolması beklentisini güçlendirdi. Bu
durumda gelişen piyasalardan hızlı
para çıkışı yaşanacağı korkusu şimdi-
lik aşıldı. FED 'in, geçen yıl haziran
ayına kadar tarihinin en düşük sevi-
yesi olanyüzde 1 de tııtulan dolar gös-
tergefaizini yedinci kez çeyrek puan-
hkarttınmla 2.75 'eyükseltmesine ge-
rekçe olarak "enflasyon baskısım
kontrol altında tuîma is/eği"gösteril-
di. Dış piyasalarda, FED 'in açıkla-
ması öncesinde gergin bir hava hâ-
kimdi. Önceki gün Asya borsaların-
daki düşüş trendine karşın dün İMKB
1.92 pııan yükselerek kan topladı.
Cansızlar: FED
bizi etkilemez
Sermaye Piyasası Kurulıı (SPK)
Başkanı Doğan Cansızlar, ABD Mer-
kez Bankası FED 'in ufak çaplı faiz
arttınmlannın Türkiye üzerinde çok
olumsuz etkilerinin olmayacağını be-
lirterek "Ama kendi içyapımızı, eko-
nomikyapımızı çokderlî toplu tutmak-
tafayda var" dedi. tstanbul Üniver-
sitesi lktisat Kulübu tarafından düzen-
lenen "Ekonomi Zirvesi 2005 "in açı-
lışında konuşan Cansızlar, FED 'infa-
iz arttırması ve arttırmaya devam ede-
ceği hissini vermesinin bazı gelişmiş
ülkelerde tahvil ve bono piyasalarına
etkileri olabileceğini ifade etti.
Derviş, UNDP'ye
aday gösterildi
Birleşmiş Mil-
letler (BM) Genel
Sekreteri Kofı An-
nan, CHP Millet-
vekili Kemal Der-
viş ı BM Kalkın-
ma Programı
(UNDP) başkanlı-
ğına aday göster-
di. Annan 'ın Söz-
cüsü FredEckhard, Genel Sekreter ta-
rafından belirlenen "kısa aday liste-
sinde " adı yer alan Derviş 'le birlikte
diğer adayların BM üst düzey yöneti-
cilerinden oluşan bir seçici heyet ta-
rafından birkaç hafta içinde mülaka-
ta ahnacağını söyledi. Eckhard, heyet
tarafından seçilecek adayın Annan 'a
bildirileceğini ve adayla nihai müla-
katın da Annan tarafından yapılaca-
ğını ifade etti. Nihai adayın UNDP
başkanlığına getirilmesi için BM Ge-
nel Kurulu tarafından onaylanması
gerekiyor. UNDP başkanlığı için be-
lirlenen listede Derviş 'inyanı sıra Ku-
veyt, Ingiltere, Japonya, Norveç ve
Holtanda dan da adaylar bulunuyor.
Polat: Sektör
yüzde 50 büyür
Seramik Federas-
yonıı Başkanı Ad-
nan Polat, Türk
seramik seklörü-
nün dünyada
önemli bir yerde
oldıığuna işaret
ederek "Dünyada
5'inci büyük üre-
tici ve 3 'iincü bü-
yük ihracatçıyız. Sektör olarak yaptı-
ğımız 1 milyar dolar civarındaki ihra-
cat, otomotiv ve elektronik ihracatın-
dan daha çok katma değer yaratıyor.
thracatımız içinde ithalai oranı yüzde
10 'u geçmez " dedi. 2 milyar dolarlık
hacmi olan sektörün doğnıdan ve do-
laylı 200 bin kişiyi istihdam ettiğini
kaydeden Polat, gelecek 5 yılda sek-
törün yüzde 50 büyüyeceğini söyledi.
Beko Elektronik'e
tasarım ödülü
Beko Elektronik'in 2004yılı başın-
da marka portföyüne dahil ettiği
GRUNDIG markası için özel olarak
tasarladığı "Grundig Vision 26 LCD
TV", endüstriyel tasarım alanında
dünyanın en prestijli ödüllerinden Red
Dot Tasarım Ödülü'nü aldı. Beko
Elektronik Endüstriyel Tasarım
Ekibi 'nce tasarlanan "Grun-
dig Vision 26 LCD "; estetik,
fonksiyonellik, ergonomi,
kalite, çevre duyarlılığı gibi
kriterler doğrultusunda ya-
pılan değerlendirme sonu-
cu ödüle layık görüldü.
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Uluslararası
piyasalarda, Türkiye başta olmak
üzere belli başlı piyasalarda bir
kriz çıkacağı yolundaki söylenti-
ler, yeni boyutlar kazandı.
ABD'de sürekli bir artış gösteren
faiz oranlarımn, gelişmekte olan
piyasaları vurmasından korkulu-
yor. Amerika Merkez Bankası'nın
(FED) dün akşam Türkiye saati
ile 21.15 'teki açıklamasından ön-
ce bu yönde uluslararası finans
çevrelerinde yapılan yorumlar da
yoğunluk kazanmaya başlamıştı.
• FED'in faiz arttırımı kararını açıklamasından önce yapılan
yorumlar ve Istanbul'un yanı sıra Varşova, Kahire, Bükreş ile
Moskova'da da göstergeler, bu borsalarda büyük ölçekli
düzeltmelerin eli kulağında olduğunu gösteriyor. Uzmanlara
göre, ABD'de sürekli yükselen faiz oranlan, "zaten aşın
hassas piyasalan" kınlmanm eşiğine taşıdı.
"BCAResearch" adlı dünyaca ün-
lü yatınm araştırmalan kuruluşu
tarafından hazırlanan raporlarda,
gelişmekte olan piyasalarda ciddi
bir düzeltme için şartların olgun-
laştığına dikkat çekildi. Faiz oran-
larındaki artışın birçok ülkenin
merkez bankası için likitide sıkın-
tısı anlamına geleceğini savunan
BC A uzmanlan, azalan para arzı-
nın ilk adımda "gelişmekte olan
piyasalan" olumsuz etkileyeceği-
ni belirttiler. Uluslararası piyasa-
lardaki faiz oranlannın düşüklü-
ğü, özellikle Türkiye gibi ülkele-
rin "lehine" oldu. Gelişmiş ülke
piyasalanndan düşük faizle top-
lanan "sıcak para"nın Doğu Av-
rupa, Güney Amerika ve Türki-
ye'ye yatınlmasını kolaylaştırdı.
Şimdi uluslararası mali piyasalar-
da bu sürecin tersine çevrilebile-
ceği konuşuluyor. Bu arada, Scot-
tish Widows, Union Investment
gibi bazı uluslararası fonlann bö-
lüm yöneticileri, büyüyen piyasa-
larda 1998'den bu yana ciddi ya-
pısal dönüşümler gerçekleştirildi-
ğini belirterek ABD'deki faizler-
den olumsuz etkilenmenin geç-
mişteki tahrip gücüyle tekrarlan-
mayacağını savundular.
i krizil^ldıramazsınız'
Bundan sonra bir kriz öngörmediklerini söyleyen Dünya Bankası Türkiye
Temsilcisi Vorkink, ekonominin kırılganlığı konusunda uyarılarda bulundu
• îşsizlik sorununun
önümüzdeki birkaç yıl
içinde çözülmesinin
mümkün olmadığını
kaydeden Vorkink,
Türkiye'nin
sürdürülebilir bir
büyüme sürecmin içine
girmesi için reformlara
hız vermesinin ve
eğitime yatırım
yapmasının şart
olduğunu vurguladı.
ÖZLEM YÜZAK
"Türkiye açısından bun-
dan sonra bir kriz görmü-
yoruz" diyen Dünya Ban-
kası Türkiye Direktörü
Andrew Vorkink, "Ancak
özellikle AB üyeliği öncesi
Türkiye'nin yeni bir krize
asla tahümmülü yok, ayrı-
ca bunu kaldırabilecek gü-
cü de yok" uyarısmda bu-
lundu. Avrupa ve Orta As-
ya ülkelerinin bilgi ekono-
misine geçişlerini destek-
lemeyi amaçlayan "Bilgi
Ekonomisi Forumu"nun
dördüncüsü dün tstan-
bul'da başladı. Dünya Ban-
kası ve Devlet Planlama
Teşkilatı işbirliği ve diğer
uluslararası kuruluşların
katılımları ile düzenlenen
forum öncesi Vorkink,
Cumhuriyet'in sorularını
yanıtladı.
ToplantıyaVorkink'le birlikte DevletPlanlamaTeşküatı Müsteşan AhmetTıktıkda katıldı. (A A)
- Kimi uzmanlaruı sıcak
paraya dayalı büyünıe stra-
tejisinin değişmesi gerektiği
konusunda uyanlan var.
Nasıl değerlendiriyorsu-
nuz?
- Türkiye ekonomisi
2003 ve 2004 yıllannda iş-
letmelerde verimlilik artış-
larının yaşandığı sağlıkh
bir büyüme yaşadı. Son dö-
nemde TL'nin aşın değer-
lenmesi beraberinde sıcak
parayı gündeme getirdi. Sı-
cak paraya dayalı büyüme
sağlıklı olamaz. Şimdi ise
küresel ekonomide ABD
Doları'ndan kaynaklanan
gelişmelerin etkisiyle lira
değer kaybetmeye başladı.
Son 10 gün içinde yüzde 5
değer kaybetti. Bu, özellik-
le ihracat açısından sevin-
dirici bir gelişme. Türki-
ye'nin sürdürülebilir bir
büyüme sürecine girmesi
için reformlara hız verme-
si ve eğitime yatırım yap-
ması şart.
- Kısa vadeli para girişle-
rinin vergilendirilmesi ko-
nıısundaki görüşleriniz ne-
dir?
- Hem bunu hem de sıcak
para gıriş çıkışlarına karşı
başka uygulamaları devre-
ye sokan ülkeler oldu. Ör-
neğin Malezya, Şili. Ancak
ben sıcak paranın bir ülke
ekonomisinin istikran açı-
sından tehdit olduğu du-
rumlarda bu tür önlemlerin
devreye sokulması tarafta-
ny ım ki Türkiye için bu du-
rum söz konusu değil.
Büyüme sürdürülmeli
- Siz Türkiye'nin sağlıklı
bir yolda olduğunu söylü-
yorsunuz, ancak başta işsiz-
lik olmaküzere ciddi sorun-
laruı hepsi sürüyor...
- Açık konuşmak gere-
kirse önümüzdeki birkaç
yıl için işsizlik konusunda
kalıcı bir iyileşme bekle-
memek lazım. Evet, kısa
vadeli önlemlerle suni ola-
rak azaltılabilir ama bu ne
kadar sağlıklı, tartışıhr.
Türkiye'nin, büyümesini
sürdürülebilir kılacak bir
yol izlemesi önemli.
- Son dönemde AB cep-
hesinden 'Reformların hızı
kesildi' uyarısı geliyor. Siz-
ce de öyle mi?
-Benim için önemli olan
reformların yavaşladığı tar-
tışması değil, reformlann
daha nasıl hızlanacağı ol-
malı. Türkiye'nin tek çıkış
yolu bu reformlar. Ve bun-
lan sürdürmek zorunda...
Milletvekili Çahşkan'ın Adana Ticaret Odası'ndaki sözleri gerginlik yarattı
AKP'de
6
ekonomi iyi-kötü' kavgası
ADANA (Cumhuriyet Bürosu) -
AKP Adana Milletvekili Abdul-
lah Çahşkan'ın, Adana Ticaret
Odası'nda, "Ekonomi adeta şişi-
rilnıiş balon gibi. Birileri iğneyle
dokunsa patlayacak. İ ikenıizdeki
bu tablo krizin göstergesidir" diye
konuşması AKP milletvekilleri
arasında gerginlik yarattı.
AKP milletvekilleri Abdullah
Çalışkan, Ali Küçükaydın, Recep
Garip, VahitKirişçi, Z^aettin Yağ-
cı ve U Başkanı Abdullah Doğ-
ru'nun, kısa süre önce yapılan se-
çimler dolayısıyla ATO'yu ziya-
retlerinde, yönetim kurulu ve mec-
• "Ekonomi adeta şişirilmiş balon gibi. Birileri iğneyle
dokunsa patlayacak. Ülkemizdeki bu tablo krizin göstergesidir"
diyen Çalışkan'a en sert tepki, Adana ll Başkanı Doğru'dan
"Felaket telallığına gerek yok" sözleriyle geldi.
lis üyeleriyle yapılan görüşme sı-
rasında meclis üyesi MehmetŞah-
baz'ın, "Şu anda Türkiye'de 31
milyar dolar sıcak para var. Bu pa-
ralar dışarı kaçınlırsa ne olur"
şeklindeki sorusunu yanıtlayan
Çalışkan, Türkiye'de kriz öncesi
bir ortam bulunduğuna dikkat çe-
kerken milletvekillerinin de tep-
kisine neden olan yanıtında şunla-
rı söyledi: "Ekonominin gidişatı-
ıun iyi olduğunu söyleyerek sizi al-
datmaya gerekyok. Ülkemizde her
şey kriz öncesi tablonun gösterge-
si. Dolar çok düşük, piyasalar dur-
gun, dış ticaret açığı büy üdü. Eko-
nomi şişirilmiş bir balon gibi. Biri
iğneyle dokunsa patlayacak. Döviz
yükselecek, borsa düşocek. Sakın
borçlanmayın, Hele hele dolarla
hiç borçlanmayın. Allah gösterme-
sin ama tahteravalli gibi, bir dö-
nerse düşer yıkılırsınız. Bunlarıan-
lamakiçin ekonomist olmak gerek-
miyor. Ben işadamlannı uyarmış
olayım."
Diğer milletvekillerinden tepki
gören Çalışkan'a en sert tepki ll
Başkanı Doğru'dan "Felakettelal-
lığına gerek yok" sözleriyle geldi.
Çahşkan'ın soğuk hava yarattığı
ortamı bozan Kirişçi oldu. Çahş-
kan'ın söylediklerinin aksine, ül-
kede istikrar ortamının AKP hü-
kümetiyle sağlandığını, bunun ra-
kamlarda görüldüğünü söyleyen
Kirişçi, aynı görüşü paylaşmadığı-
nı vurguladı.
EKONOMİ POLTIİK
ERİNÇ YELDAN
Yeni Empepyalizmin
Ekonomisi
Yeni Emperyalizmin Ekonomisi, Yeni Hayat Kütüp-
hanesiYayınlarfndanyayımlanmışyepyenibirderleme
çalışma. Emine Tahsin ve Murat Oztürk tarafından ya-
yıma hazırlanan bu derleme kitap, 22-24 Ocak 2004'te,
Hindistan'da toplanmış bulunan 4. Dünya Sosyal Fo-
rumu'nun arifesinde, Uluslararası Kalkınma Iktisatçıla-
rı Birliği (IDEAs) tarafından aynı adla düzenlenen bir
uluslararası konferansta sunulan bildirilerden oluşuyor.
Merkezi Yeni Delhi'de kurulu olan IDEAs, uluslararası
düzeyde kalkınma iktisadı üzerine çalışmalar yürüt-
mekte ve çalışmalarını http://www.networkideas.org
adresindeki sitede sergilemekte.
IDEAs'ın günümüzün popüler medya yazınında unut-
turulmaya çalışılan "emperyalizm" kavramını ele aldığı
bu konferanstaki bilimsel tebliğlerin Yeni Hayat Kütüp-
hanesi'ndeki genç meslektaşlarımızın değerli çabalarıy-
laTürk okuruna kazandırılmasının son derece önemli bir
katkı içerdiğini düşünüyorum. Küreselleşme ve "yeni"
(kolektif) emperyalizm kavramları arasındaki sıkı ilişkile-
ri açıklıkla ortaya döken bu çalışma, günümüz Türki-
ye'sinde karşılaşılan birçok sorunun temelinde yatan
küresel dinamikleri de gün ışığına çıkarmakta ve küre-
sel ekonominin 21. yüzyıldaki gelişim çizgisi üzerine
önemli saptamalar sunmakta.
•*•
Bilindiği gibi kapitalizmin "emperyalizm" aşaması
klasik analizini Lenin'de bulmaktadır. Lenin, 19. yüzyı-
lın sonunda sömürge topraklarının paylaşımının sınır-
larına ulaşmış olan kapitalist/emperyalist dünyanın ar-
tık kendini sürdüremez noktaya sürüklendiğini vurgu-
lamaktaydı. Bu noktada, eldeki sömürgelerden elde
edilen iktisadi artıkla beslenen ve sürekli olarak daha
çok sömürgeye ihtiyaç duyan sanayileşmiş kapitalist
ekonomiler "can çekişmekte" ve emperyalist bir çatış-
manın içine sürüklenmekteydiler. Kapitalizm, 19. yüz-
yılın sonunda yaşadığı sermaye birikimindeki tıkanıklı-
ğı, iki dünya savaşı ve sonrasındaki sosyal devletin ge-
nişlemeci politikalanyla aştı. Ancak söz konusu döne-
meçte artık eski sömürgeler birer birer bağımsızlıkları-
nı kazandılar ve emperyalist metropollere sömürgeler-
den aktarılan artığın aynı koşullarlasürdürülmesi imkân-
sızlaştı. "Yen/"-emperyalizm olgusu işte bu dönemde,
eski sömürgelerden elde edilen artıkların gelişmiş ka-
pitalist ülkelere transferine olanak sağlayan yeni dönü-
şümlerin gerçekleştirilmesi sürecinde ortaya çıktı.
Yeni-emperyalizmin ayırt edici özelliği, 19. yüzyılda-
ki gibi üretici/sanayi sermayesine değil, finans serma-
yesinin hükümranlığına dayalı olmasıdır.Günümüzde fi-
nans sermayesi, sanayi sermayesinin önüne geçerek
tüm dünyayı sürekli bir deflasyonist "istikrar" süreci
içine hapsetmektedır. Genişleyici mali politikaların ve
sosyal devletin yerini "faiz dışı fazlalar" elde etmekle
yükümlü "sorumlu ve etkin" devlet almış, enflasyon
hedeflemesinden başka herhangi bir ekonomik sorun-
la ilgilenmesinin yasaklandığı "bağımsız" merkez ban-
kaları da daraltıcı maliye politikalarıyla bu deflasyonist
sürecin başlıca uygulayıcıları haline dönüştürülmüştür.
•••
Günümüzde emperyalist güçler kendi aralarındaki
sömürge paylaşımına dayalı çatışmalan göreceli ola-
rak çözmüş gözükmektedir. Bunun yerine, üçüncü dün-
yanın azgelişmiş ülkelerinin, dış ticaretlerinin serbest-
leştirilmeye zorlanması sonucunda birer ithalat ve ucuz
işgücü deposu haline dönüştürülmesi; "özelleştirme"
ve "doğrudan yabancı yatırım" fetişleri altında bu ül-
kelerin kamusal varlıklarına yok pahasına el konulma-
sı ve "bağımsız üst kurullara dayalı denetim ve yöne-
tişim" uygulamalarıyla ulus ötesi şirketlerin ve ulusla-
rarası finans sermayesinin doğrudan denetimi altına
sokulmasına dayalı "yeni sömürgeleştirme" biçimleri
geliştirilmiştir.
Dolayısıyla küreselleşmenin yeni-emperyalizm aşa-
masında gelişmiş kapitalist metropoller, ulus ötesi şir-
ketler ve uluslararası finans kapital, birkolektifgüç ola-
rak, üçüncü dünyanın azgelişmiş ekonomilerini tahak-
kümü altına alma savaşımı içinde gözükmektedir. Sa-
mir Amin ve Prabhat Patnaik gibi iktisatçılar tarafın-
dan "kolektif emperyalizm" diye tanımlanan bu süre-
cin yürütücülüğünüyse Uluslararası Para Fonu (IMF),
Dünya Ticaret Orgütü ve Dünya Bankası üstlenmiş du-
rumdadır.
Dünya Bankası'nın yeni başkanlığı görevi için Irak ha-
rekâtının en önemli ideologlarından ABD Savunma
Bakanı Yardımcısı Paul Wolfowitz'in önerilmesi de bu
bağlamda değerlendirilmelidir.
Cari açıkta beklenti 15 milyar dolar
• Ekonomi Servisi- Merkez Bankası, piyasalann
beklentilerini ölçmek amacıyla ayda iki kez yaptığı
beklenti anketinin mart ayı ikinci dönem sonuçlannı
açıkladı. İlk ankette 14 milyar 875 milyon dolar
olan yıllık cari işlemler açığı beklentisi, ikinci
ankette 14 milyar 940.9 milyon dolara ulaştı. Yıl
sonu TÜFE artış beklentisi ise ilk ankette olduğu
gibi yüzde 7.6 düzeyinde kaldı. Bu aya ilişkin üç
aylık Hazine ihalesi yıllık bileşik faiz oranı
beklentisi de değişmedi ve yüzde 16.3'te kaldı.
Bileşik faizin yüzde 14.2 olacağı tahmin ediliyor.
Bu ayki dolar kuru tahmini 1.2840 YTL'den 1.3266
YTL'ye çıktı. Yıl sonu dolar kuru beklentisi ise
1.4194 YTEden 1.4311 YTL'ye yükseldı.
f
LGİ TOPLUMUNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK ozteın.yıızak(tfeıımhııriyeLeoın.tr
Bilgi Ekonomisi Forumu'nun
dördüncüsü dün Istanbul'da
başladı. Avrupa ve Orta Asya ül-
kelerinin bilgi ekonomisine geçiş-
lerini desteklemek üzere 2002 yı-
lında ilki Paris'te yapılan toplan-
tılann ikincisi Helsinki'de, üçün-
cüsüyse Budapeşte'de düzen-
lenmişti. Bu yılki toplantılarda özel
sektörün verimliliğini nasıl arttıra-
bileceği, yatırım ortamının iyileş-
tirilmesi, insan kaynaklanna, eği-
time ve inovasyona ağırlık veril-
mesinin önemi gibi konular üze-
rinde durulacak. Dünya Banka-
sı'nın öncülüğünde düzenlenen
forumda bankanın Türkiye Direk-
törü Andrevv Vorkink Avrupa
Birliği üyeliğine hazırlanan Türki-
ye için bilgi ekonomisinin sürdü-
rülebilir büyüme açısından öne-
mini ısrarla vurguladı. Haklı da.
Ancak 4. Bilgi Ekonomisi Foru-
mu'nun konuklanna baktığımızda
Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna-
Hersek, Etmenistan, Estonya,
Bilgi Ekonomisi Hattı Lizbon-İstanbul
Moldova, Türk cumhuriyetleri,
Makedonya gibi gerek ekonomik
gelişim gerekse serbest piyasa
koşullanna uyum açısından Tür-
kiye'nin çok gerisinde olan ülke-
lerin temsildlerinin katıldığını gö-
rüyoruz. Dolayısıyla yürütülecek
tartışma platformunun Türkiye'ye
nasıl bir artı değer katacağı konu-
su soru işareti.
öte yandan Avrupa Birliği'nin
bilgi ekonomisini tüm boyutlarıy-
la ele aldığı Lizbon Ajandası bu-
günlerde sıcak gündemin içinde.
Bundan 6 ay önce eski Hollanda
Başbakanı VVilliam Kok tarafın-
dan kıyasıya eleştirilen ve belirle-
nen hedeflere ulaşmakta başan-
sız kaldığı vurgulanan Lizbon
Stratejisi yeniden düzenlendi. Ye-
niden yapılandırmanın öncesin-
de strateji üzerinde yoğun tartış-
malar yaşandı. Gerçekten de 5
yıl önce iddialı bir program hazır-
lanmış, Avrupa'nın 2010 yılına ka-
dar dünyanın en rekabetçi, en di-
namik bilgiye dayalı ekonomisi
haline gelmesi hedeflenmişti. Ba-
şanlamadı. AB, yalnız kısa bir sü-
re, "Lizbon stratejisini bir kenara
bırakalım mı?" ikilemi yaşadı. Ar-
dından devam karan alındı.
Zira Avrupa için rekabet, ge-
çen süreç içinde çok daha zor-
layıcı, çok daha yaşamsal hale
gelmişti. Lizbon stratejisinin ne-
den başansız olduğu masayaya-
tınldı. Sonuçta düşük büyüme hı-
zı ve giderek yaşlanan nüfusuy-
la boğuşan Avrupa'ya dinamizm
kazandıracak yeni formüller gün-
deme alındı. Orneğin birliğin ey-
lem programıyla ulusal eylem
programları arasında daha sıkı
bağlantılann oluşturulması karar-
laştınldı. Lizbon stratejisinin zayıf
olduğu belirlenen sosyal boyutu-
nun güçlendirilmesi kararlaştınl-
dı. Bu amaçla sosyal taraflar, Av-
rupa Konseyi'nin 2005 bahar
toplantılan öncesinde Lizbon ey-
lem programına katılmayadavet
edildiler. Yeni yönetişim kriterleri
belirlendi. Komisyon, eğitim ve
inovasyonun geliştirilmesi ama-
cıyla ortak bir Avrupa Teknoloji
Enstitüsü kurulmasını önerdi. Av-
rupa Gençlik Inisiyatifi başlatıl-
ması da öneriler arasında yer al-
dı. Fransa, Almanya, Ispanya ve
Isveç'in önayak olmasıyla şekil-
lenen inisiyatif, genç işsiz nüfu-
sun azaltılmasını ve gençlerin iş
piyasasına girişlerini kolaylaştın-
cı önlemleralınmasını amaçlıyor.
örneğin iş ve aile yaşamı arasın-
da daha güçlü bir bağlantı oluş-
turma, böylelikle çocuk, özürlü
ve yaşlı bakımının istihdam için-
deki payını arttırma söz konusu.
İnsan eğitimi ve becerilerini art-
tırma, yine başlı başına bir baş-
ka alan.
Istanbul'da dün başlayan Bil-
gi Ekonomisi Forumu'nda Dev-
let Bakanı Abdüllatif Şener, bil-
gi toplumuna dönüşmenin öne-
mini sıklıkla vurguladı. Ancak AB
üyeliği konusunda ısrarlı olan
Türkiye'nin, Lizbon stratejisinin
son derece önemli ve Türkiye'nin
de yararlanabileceği içeriğini ne-
den göz ardı ettiğini anlamak
mümkün değil. Türkiye bugüne
kadar göz boyamalarla, beylik
laflarla çok zaman kaybetti. Tabii
ki, gelişmekte olan öteki ülkeler-
le dayanışma içinde olmak, bil-
gileri ve deneyimleri paylaşmak
önemli. Ancak belirlenmiş bir he-
def varsa (ki bu AB üyeliği), ora-
daki yeni politikaları, stratejileri
gündeme almak, tartışmak ve
ulusal bir çerçeve belirlemek de
o kadar önemli.
1.49'ADÜŞTÜ
Vakıfbank, konut
kredisini indirdi
Ekonomi Servisi - Vakıflar Bankası, 20
yıl vadeli olarak kullandırdığı konut
kredisinin aylıkfaiz oranını yüzde
1.49 'a düşürdü. Vakıfbank 'tan yapılan
açıklamada, uzun süredir üzerinde
durulanfaiz indirme
çahşmalanmn
tamamlandığı
bildirildi.
Açıklamada, konut
kredilerinde 20 yıllık
vadeyi başlatan ilk
banka olan
Vakıfbank 'ın şimdifaiz oranını
piyasanın en düşük düzeyine indirdiği
belirtildi. Banka, aylıkfaizini yüzde
1.49 'a indirdiği konut kredisini 20
yaşını aşmamış konutların bedelinin
yüzde 75 'ini aşmayacak şekilde 130 bin
YTL'ye kadar kullandırıyor. >
II IIII II
II IIII II
II II II II
II II II II