09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 MART 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 a ^ Kapkaç terörü M tiyatroyu da vurmuş. 2 Oyun artık sokakta oynanıyor D E N İ Z S O M Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Başbakan, Genelkurmay Başkanı'na "hocam" demiş.. "Emret hocam!" BayrakSüleyman Ekim: "Bayrağımızı indirdiler sustuk. Yaktılar sustuk. Yarın ayrı bayrak asacaklar. Yine susacağız. AB sayesinde bayrak yakmak, insan hakkı oldu!" c Hak Kaya Çetin: "Türkiye'de keşfedilen azınlıklara bir takım haklar tanınacakmış. Şimdiden söyleyeyim; başkalarına hangi haklar verilirse aynısından ben de istiyorum. Yoksa fena olur!" Altın f Ahmet Önen: "Doğum günü nedeniyle düzenlenen peygarpbere mektup yarışmasının ödülü Cumhuriyet altınıymış. Reşat altını dururken, Cumhuriyete ne gerek vardı!" umhuriyet'te Hikmet Çetinkaya'nın yayı- nı durdurulan Fethullah Gülen hakkında- ki yazı dizisiyle ilgili duruşmadan sonra e- sas hakkında görüş bildirmek yasak oldu- ğu için adliye binasındaki çiçekleri falan yazmıştım. Gazi Üniversitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Altıntaş, bu konu- da bana bir mektup göndermiş. Esas hakkındaki ya- sak hakkında görüş açıklamanın yasak olmadığını umarak Prof. Dr. Altıntaş'ın mektubundan birkaç alıntı: "Yargıçların bağımsızlığı, Anayasaya, yasaya ve hukuka uygun olarak hüküm oluşturmasına yönelik- tir. Yoksa yargıç, 'istediği gibi' hüküm kuramaz. Ku- rarsa hukuk dışına düşmüş ve suç işlemiş olur. Kim yargıcı yanlıştan alıkoyacaktır? Başta davanın yan- ları olmak üzere herkes. Herkesin en önünde yer al- ması gerekenler ise kamu hizmeti gören basındır. Bağımsız mahkemeler, basın özgürlüğünü önle- Yargı mek için yetkili olmayıp tam tersine basın özgürlü- ğünü sağlayacak önlemleri almakla görevlidir. Bu nedenle yazı dizisinin durdurulması, üzerinde tartı- şılmaması değil üzerinde en çok tartışılması gere- ken karar özelliği taşımaktadır. Görülmekte olan bir davada, tarafların dava dilek- çeleri, savunmalar, bilirkişi raporları kararın oluşu- munda yargıcı etkilemeye, hüküm oluşturmasına katkıda bulunma çabası değil midir? Eğer, bunlar yargıca tavsiye ya da telkin kapsamına alınırsa o za- man ne savunma yapmak ne de bilirkişi inceleme- sine başvurmak söz konusu olur. 1989 yılında ANAP Hükümetinin çıkardığı ve üni- versitelerde türbana izin veren yasa, iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'negötürülmüştü. Birziyaretim sırasında zamanın Anayasa Mahkemesi Başkanı Mahmut Çukruh, yasanın iptalini istemeyenlerin işi tehdide vardıran mektuplarını bana göstermişti. Bı- rakın, bir yargı kararını tartışmayı daha oluşmamış bir kararı biçimlendirmek yolundaki çabaları yasak- lamak bile dönemin Anayasa Mahkemesi başkan ve üyelerinin aklından geçmemişti. Yargıcın hem yazı dizisini önleyen kararını hem de kendisini yetkisiz görürken yayın yasağının sürdü- rülmesi yolundaki kararını 'dokunulmaz' kılmak, üze- rinde tartışma açamamak, Türk ulusu adına karar vermekle görevli yargıçları, 'dokunulmaz' kılar ki bu da içinden çıkılmaz hukuksuzlukların yaşamımızı bi- çimlendirmesi sonucunu verir. Basının ve kişilerin temel görevi, Türk ulusu adı- na hüküm kurma konusunda yargıçları yanlışlıktan sakınma, onları güç odaklarına karşı Türk ulusu adı- na koruma altına almaktır. Çünkü adalet, yargıçlar için de gerekebilir ve gerekmektedir." Takdir Erol Işisağ: "Japonya'da 7 şiddetindeki depremde bir kişi öldü. Böyle bir depremin bizde yaratacağı can kaybını düşünerek soruyorum: Takdir-i ilahi ülkeden ülkeye değişir mi?" SESSİZSEDASIZ(I) Türkiye'nin lîteratüre geçen sendromları Deri hastalıkları üzerine yaptığı çalışmalarla 1937 yılında "Behçet - Sendromu" ile literatüre geçen ilk Türk bilim adamı Hulusi Behçet'ten yıllar sonra kronik böbrek hastalıkları konusundaki buluşuyla Prof. Dr. Yahya Sağlıker'in "Sağlıker Sendromu" ile literatüre geçmesi üzerine Akif Kökçe. "Peki aradaki 68 yıl boş mu oturduk" diyerek bir bilanço çıkarmış: Aral Sendromu: Dönemin Bakanı Cahit Aral'ın radyasyonlu çayın insan sağlığı üzerindeki faydaları konusundaki şaşırtıcı buluşu. Menderes Sendromu: Dönemin Başbakanı Adnan Menderes'in, odunu aday gösterse milletvekili seçtirme felsefesi. Demirel Sendromu: Süleyman Demirel'in yürümekle sokakların aşınmayacağı yolundaki teorisi. özal Sendromu: Turgut Özal'ın, özelleştirme operasyonunu başlatıp ülkeyi satılığa çıkarmadaki başansı. Genç Sendromu: Kamer Genç'in çiçek sulama tekniklerinde botanik biliminde çığıraçması. Çiller Sendromu: Tansu Çiller'in, servetinin yoksul annesinin yatağının altından çıktığı gerçeği ile aklanması. Derviş Sendromu: Kemal Derviş'in, Türkiye'yi batıran IMF için Türk ekonomisini kurtarmak üzere gönderilmesi. Baykal Sendromu: Deniz Baykal'ın, sürekli muhalefette kalma formülünü bulması. Yüksek Yerilim Hattı AB Çifte Standartlar Enstitüsü! erdincutkufrjyahoo.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ 'Bilişim Kepti'nde Cehalet "Marmara depreminde bü- yük yıkımın yaşandığı Yalo- va'da 2 katla sınırlandınlan i- mar izni 4 kata çıkaröldı. Yalo- va Belediye Başkanı Barbaros Binicioğlu, kararın inşaat sek- törüne ve kent ckonomisine canlılık getireceğini savunlı- yor?" (Cumhuriyet, 13 Şubat 2005). Arkadaşımız Faruk Klr- tay'ın bu haberini okuduğurh- da, gözümün önüne 1999'da yıkılan apartmanlarla birlücte son zamanlardaki "kenttabela- lan" da gelmişti. Bursa ve Gölcük yönlerift- den Yalova'ya girerken, tabela- larda "Y@lova" yazmasımn nedeni "Bilişim KentT kabül edilmesiydi. ^_ Büyük depre- min ardından "imar refor- mu" yerine "iletişimrefor- mu"na önce- lik veren hü- kümetin "e- devlet" proje- si kapsamında Yalova "pilot il" olarak be- lirlenmişti. Başbakan- lık'ın bu "ar- mağanı" üze- toplumsal düzenin de aynı uz- manlıklara bağlılığı içermesi ve tekniği ödünsüz gözetmesi gerekiyor. Bu nedenle kaçak, denetim- siz ve kurallara ayları yapılaş- manın "genel durumu" belir- lediği bir ortamda, böylesi "bi- fişim"ci sözlerin topluma ve bi- lime değil, rant çevreleri ile "cehalefe hizmet ettiğini, bi- rilerinin şu Yalovalı "çok bi- len" mühendislere de öğretme zamanı geçiyor. TOKt, 'Ölüm Ovası'ndaL Ya aynı aymazhğm "Tophı Konut ldaresP (TOKİ) gibi i- mar ve inşaat konusundaki de- neyimli bir kuramu bile sarma- lamasma ne demeli? Yine 1999 depre- minde en çok zarar veren yı- kımlann ger- çekleştiği ve halk arasında adı "Ölüm Ovası"na dö- nüşen Hacı- mehmet Ova- sı'nda, TOKl ile belediyenin ortak projesi olarak tam 1000 evlik bir . . . . . MezarüğıLrine toplanan belediye meclisi de "Bilişitn sitesi" gerçeldeştirilecek. Kenti" olma karannı almıştı, Işte bu büyük unvana layik olabilmek için "bilinı ve bip- şim" alanında nelerin yapıldı- ğı; tabelalardaki "a"yı silerek "@" yazmannı ötesinde ne gi- bi bir yeniliğin gündeme geldi- ğini merak ederken, karşunı^a Faruk Kırtay'ın haberi çıktı. Ardından ilgimizi daha <Ja yoğunlaştırdığımızda ise göt- dük ki Yalova'da depremddn ders alınması bir yana, "bilinlı- selliğin" tam tersi egemen öl- muş durumda. Çok bilen, çok yanılır Onca büyük yıkımlara ve fe- lakete neden olan "yüksekya- pı hırsı" kenti yönetenleri ye- niden tutsak alırken buna dn fazla karşı çıkması gerekçn mühendislerin ve mimarlarjn bile çoğunda "suskunhık)" gözleniyor. Dahası, İnşaat MühendisleH Odası temsilcileri "herzemiıie mühendislik kurallanyla iste- nilen yükseklikte yapı yapıhıf buyurarak aynı karara destek bile olabiliyorlar. Oysa çağdaş dünyada bilün- sellik; "bilinıi, uygîdanma ko- şullannı gözeterek, toplumla birlikteyaşama geçirme"yi ön- görüyor. Yani, uzman kadrola- rın tekniği bilmeleri yetmiyoh Bu amaçla da imar izni 4 ka- ta çıkartılan ovanın "dereyata- ğmda" bulunması bir yana, ze- min özellikleri bakımından Ya- lova'daki en riskli bölgeyi oluş- turduğunu kanıtlayan sayısız rapor var. Bu raporlar, depremin adın- dan aynı bölgeyi "yapılaşma- dan anndırma alanı" saymak için bilimsel dayanaklar oldu- lar. Şimdi ne değişti ki "bilişim kentinin belediye meclisi" aynı yerde çok katlı sitelere onay veriyor. Üstelik 26 kişilik mecliste, 18 AKP'liyle birlikte 4 CHP'li- den 2'si ile 4 DYP'liden de 2'si bu karara ortak oluyorlar. Ya- ni, belediye başkanının deyi- şiyle, "kent ekonomisini'' sa- dece imar rantı sananlara kar- şı çıkanlar ancak 4 kişi. Yalova'daki bu gelişmeler, depremi asıl felakete dönüştü- ren "imar başıboşluğu"nu gi- derecek "Şehircüik Yasası Ta- sansı"nın 1999'dan bu yana neden "savsaklandığmuT da göstergesi. Çünkü, kent yerine rantı dü- şünen a belediyemeclisleri" na- sıl oluşuyorsa, aynı anlayışm üst düzey politikası da " r â - MM"ye yansıyor. [email protected] KİM KtME DUM DUMA BEHIÇAK behicakditurk.net ÇİZGİLlK KÂMtL MASARACI kamilmasaraciuı mynet.com HAYAT EPİK TtYATROSU MUSTMA BÎLGIN hayatepikdvmynet.com DÎÖER %1 DE; domates,patlıcanj>atatcs,kabak,Dzüm,elma,kavun, bu§day,arpa,yulaT,çavdar ve çeltıkte hormon kullanon GA %99'U MUSUM BİR ÜLKEYIZ TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Mart ımvıv.mumtaz-arikan. c otn *KtNGKONG*G/BfL 1912.'DE- SUGÜU,AFB.İKA'DA OeVBİK GORİUH 5l HASB.Rİ AVHUPA 8ASIMUOA YAYIMIANDI. U3BAYB'OE(zAİftE) GEfSÇEKLEÇEU OLAY, YERÜLER.M TAM TAMSESLEJZI VB tCUTLAMALAHIYLA &OUUÇLANİ4IŞ- Tt. AFIZİKA 'MIM, ÖZ£U-İKLgA KAMERUN V0 KOUGO BÖLSELER/MPB GÜJÜPtAR HALİHOE YAŞAYAA/ GORİL- L£K BirfOlMIZLB BeSLEUMeKTEDIfi. Bu UAYV/Ul- LAR. BAZEN NOfZMAL'lfJ ÇOK ÜSTÜUPE İKiUGB UUİÇMAK.T^Ot/e. SÖZ KOMUSü eoKİL DE 8UNLAR- PAN BlRİYOİ. Son/ 2. MET1S& 8O £ANTtH4İ,AGIIZU- Ğl İTE 3OO K/LOYU AŞiYOR&U. ÇEV&eYE VEfi ÎNGAULAfeA 2^/eA/Z VE&MEYEN BU İRİ Goe.iLL£R YERA.İLJERCE ETf IÇİN At/LANMAtCT»>T>l !. t., 610 goril, k.ıtjax/anakı/mesi için yanına ohı- Şrofçtnır> eULriyte aö'rüfC'yon Beko-Casio MF AD marka, 80502595, Beko-Casio MF AD marka, 80503809 Beko-Casio MF AD marka, 80501686 sicil numarah yazar kasaların ruhsatlarını kaybettim. Hükümsüzdür. Nuruosmanıye V.D. 541 000 3972 ABDULLAH KAYTAZ Mercan VD.'nin 991 002 0223 numarah mükellefiyim. MF AD 80900097 sıcil numarah Beko Casio yazar kasanın ruhsatını kaybettim. Hükümsüzdür. SALİH YÜCEL Nüfiıs hüviyet cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. ÖMER GÜNELİ EYÜP 2. AİLE MAHKEMESt'NDEN 2004/90 Esas- 2004/932 Karar Davacı: Nesrin DereliDavalı: Hayrettin DereliDava: Boşanma. Temyiz süresı: 15 gündür Mahkememizin 2004/90 Esas 01/12/2004 tanh 2004/932 sayılı karan gereğince daha önce dava dilekçesinın ve duruşma gününün de ılanen tebligat yoluyla yapılmış olması nedeniyle mahkeme karannın da bu kere ilanen tebligat yoluyla yapılmasına karar veril- miş olmakla verilen karann hüküm kısmı aşağıdadır. Hüküm Gerekçesinde açiklandığı üzere, Davanın kabulü ile, Manisa ili, Kırkağaç ilçesi, Yağmurlu köyü cilt: 48, hane: 28 bsn: 32'de nüfusa kayıtlı Hilmi kızı 20.01.1975 doğumlu Nesrin Dereli ile aynı yer bsn: 15'de nüfusa kayıtlı Fehmi oğlu 18.02.1958 doğumlu Hayrettin Dereli'nin TMK.'nun 166/1 maddesi uyannca boşanmalarına, 03.12.1996 doğumlu Deniz Dereli'nin velayetı- nin anne Nesrin Dereli'ye verilmesine, küçüğün her ayın birinci ve üçüncü pazar günleri ve dini bayramların ikinci günleri saat 09.00 ila 18.00 arası baba ile yanına almak sure- tiyle kişisel ilişki tesisine, Peşin ahnan harcın mahsubu ile harç alınmasına yer olmadığı- na, Davacı tarafından yargılama gideri istenmediğmden takdirine yer olmadığına, Dair, davacının yüzüne karşı davahnın yokluğunda yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 01.12.2004 llan olunur 05.01.2005 Basur 12412 PANO DENtZ KAVUKÇUOĞLU Provasız Hayat Geçen hafta Epsilon Yayınları'ndan çıkan kita- bına "Provasız Hayat" adını koymuş Üstün Ak- men. Üstün benim yaşıtım. Onunla aynı mahal- lenin çocuğuyuz. Okurken, kendi yaşamımdan da sayfalar buldum kitabında, birçok tanıdık yüz- le karşılaştım. Bir anı kitabı olmakla birlikte insana roman ta- dı veriyor "Provasız Hayat"; salt özgün kurgusu nedeniyle değil, yaşanan hayatın renkliliği, çok boyutluluğu, inişli çıkışlılığı nedeniyle de. Prova- sız yaşanan tüm hayatlarda olduğu gibi Üstün Akmen'in hayatında da sevinçler, mutluluklar ka- dar acılar, hüzünler de var. Ama yazarının alaycı dili, tanık olunan olumsuzluklar karşısmda bile dudaklarının kenarına bir gülücük konduruyor okuyanın. Moda'da geçen çocukluk ve gençlik yılları, ge- ce kulübü şarkıcılığı, ilk edebiyat denemeleri, bir yazı nedeniyle Elazığ'da "sürgün alayı"nda asker- lik, Demir Özlü, Necmettin Yazıcı, Herkül Mil- las, Suay Ünveren, Ismet Özel, Yılmaz Güney gibi döneminin ünlü sürgünleriyle birlikte yerine getirilen serüven dolu bir "vatan hizmeti", sonra büyük kuruluşlarda, holdinglerde üst düzey yö- neticilik, yayımlanan kitaplar, daha sonra Cumhu- riyet Gazetesi Müessese Müdürlüğü, tiyatro eleş- tirmenliği, daha daha sonra Istanbui ŞehirTiyat- roları'nda görev, Uluslararası PEN Yazarlar Der- neği Türkiye Merkezi Başkanlığı... Daha ne ol- sun? Bir de insana, "Vay, sen ne imişsin, abi!" de- dirtecekçokluktaveyoğunlukta yaşanan aşklar... Ama bunca renklilik içinde beni en çok ilgilendi- ren, Fenerbahçe Spor Kulübü yöneticiliği sırasın- da tanık olup da okura aktardıkları oldu. Futbol- la ilgilenin ya da ilgilenmeyin, okuyunca, "Bu ka- darı da olmaz!" diyeceğinize inandığım iki anısı- nı aktarıyorum Üstün Akmen'in. "Metin Aşık/n- şaat müteahhidi. Emlak Kredi Bankası ihaleleri- negiriyor. Girdiklehnin de hepsini kazanıyor. Kim- senin gözü yok.genç yaşında hali vakti pek ye- rinde. Turgut Ozal başbakan. Bir gün toplantı odasında evrakları yaymış, hesapları inceliyorum, başkan da geldi, o sırada da telefon çaldı. Anla- dım ki, telefonun öbür ucundaki başbakanımız- dır. Metin Aşık, kan teriçinde: 'Amaefendim, onu alırsak basın bizi tefe koyar' diye yakınmakta. Karşı taraf ısrarcı. Başkan telefonu kapattı. Tanju'yu (Çolak) almamızı istiyor' dedi. Anlamamış gibi isteyenin kim olduğunu sor- dum. Söyledi. 'Bütçemiz uygun değil' dedim. 'Ne bütçesi yahu, kendisi ödeyecek' dedi." Bakın, Fenerbahçe Spor Kulübü dönemin gol kralı Tanju Çolak'ı nasıl almış? "Tanju'nun transferücretinin nasıl olup da baş- bakan tarafından karşılandığına gelince. Sonra- dan öğreniyorum ki başkanın katıldığı ilk Emlak Bankası ihalesinde, marj başbakan talimatıyla yüksek tutuluyor, böylece Tanju'nun Fenerbah- çe'ye transferini biranlamda halkımız gerçekleş- tirmiş oluyor." Ikincisi de şöyle, kısaltarak alıyorum: "UEFA Kupası'nın ikinci turu için Çek Cumhuriyeti'nin Olomouc kentine gittik. Bu tür şampiyonluk ya- rışlarının geleneği haline gelmiş olan, maçı yö- netecek hakemin tayin ettiği 'takdir hakkı kullan- ma ücreti', James Bond filmlerinde kullanılan çantanın bir benzerine konulup taşınıyordu. (...) Hakem bir bedel takdir ediyor, o bedeli iki kulüp kabul ettikten sonra, her iki kulübün yetkililerinin huzurunda paralan alıyor." Uzatmadan sonuca geleyim: "...Hakempara aldı, belki de kırmızı kart çıkarmaz diye umutlanmak üze- reydik ki kart hakemin cebinden çıktı. Sonraki daki- kalarda oyuncularımız atıla atıla takımı yedi kişi bı- raktılar, 7-1 yenildik. Tek golümüz Aykut Koca- man'dan. Bizimle aynı uçakta gelen bir avuç yan- daş kafalarımıza doğru pet şişe yağmuru başlattı ve alışıldığınca 'yönetim istifa' diye tempo tuttu." llginç olduğu kadar da spor adına acıklı değil mi? (e-posta: dkavukcuoglu(» superonline.com) B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/ "Çanıur- cun, çakirka- nat, cüre" gi- bi adlar da verilen ve yurdumuzun sulak alanla- nnda da ya- 6 şayanyabanıl -, ördek cinsi. 2/ Bir göz 8 rengi... Hare- 9 ret. 3/ Habeş soylusu... Kalkerli arazilerde oluşan, derin kuyu biçimin- 2 deki çukurların or- 3 tak adı. 4/Ekonomi. 5/ Fransa'da bir kent... Şiirde, iki ya 6 da daha çok dizeden 7 oluşan birim. 6/Çağ- 8 n, ilan... Duvar için- 9 ___^_ deki kapaksız küçük dolap. II Seyrek dokunmuş birtürkumaş... Eski Mısır'da güneş tanrısı. 8/Yu- nanlı tarihçi Ksenophon'un, "On Binler"in geri dönüşünü konu alan ünlü yapıtı. 9/ Ses... Japon mafyasma verilen ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ "Büvelek" de denilen ve hayvanların kanını e- men bir cins sinek. 2/ Çukurova Deltası'nda, bir- çok kuş türünü barındıran küçük bir göl. 3/Lokan- ta. 4/Vilayet... Küçük mağara... Konya ilinde bir baraj. 5/Evrenin düzene ginneden önceki biçim- den yoksun, uyumsuz ve kanşık durumu... Armut biçiminde ve ipek telli Vietnam lavtası. 6/ Geviş- getiren hayvanların ayaklannın arkasrndaki körel- miş tırnaklar. 7/Şımank, hoppa, züppe... Kenar sü- sü. 8/ Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın bir şiir kitabı... îğ- neleyici söz. 9/Padişahın birine toprak bağışlama- sı... Yürürken dayanmak için kullanılan kalın sopa.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle