14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 MART 2005 ÇARŞAMBA 14 KULTUR kultur(ajcumhuriyet.com.tr Dünya müzelerindeki kış özel sergilerinin içinde Washington'daki sergi en ön sıradaydı 25RemhrandtbiraradaERHAN KARAESMEN Rembrandt, gelmiş geçmiş en bü- yük ressam mıdır? Bu soruya "Evet" yanıtı verecek epeyce bir mcraklı, uz- man, sanat yazan-düşünürü olduğu bi- linegelir. Evet demeyenler bile, diken- li, çileli biryaşamı sürdürmüş, bu baş- kalarından çok farkh Hollandahnın Shakespeare-Bach-Tolstoygibi en bü- yüklerin kümesinde yer aldığını bilir- ler. Washington'daki National Gallery'de çok özel, geçici bir sergi çerçevesinde toplam alanı 200 metrekareyi ancak bu- lan iç içe üç küçük salona sığdırılmış yirmi beş Rembrandt resmininbir kom- şuluğu yaşanıyor şu anda. Tutkulu bir meraklıyı kendinden geçirecek bir gör- sel yoğunluk şöleni. Dokuz resim, mü- zenin kendi koleksıyonundan; on altı- sı geçici bir gösterim için dışarıdan son dönem dinsel temah resimlerinden. Kentin adı henüz Leningrad iken ora- daki ünlüHermitage Müzesi'nin Remb- randt salonlarmda çok imtiyazlı ve şanslı biçimde yirmi küsurbaşyapıtın arasında yalnız başıma salındığım ak- şama sarkan o müthiş günü anımsadım. Washington'daki resimlennhepsi, bü- yük ustanın başyapıtlanndan değıldi belki. Ancak, çok küçük bir ajanda, ala- bildiğine yoğun bir görsel duyumsa- maya ulaşma şansı venyordu izleyici- ye. (Mauritius ve Rijsk'teki Remb- randt'lar daha çok sayıda olsalar da, bir- birinden mesafeli yerleştirildikleri için görsel yoğunluklan kaçınılmaz olarak biraz daha az oluyor.) Bizim buralar- da bilindiğinden emin değilim. An- cak, dünya müzelerindeki kış özel ser- gileri içinde Washington Rembrandt'la- n en ön sırada duruyor. Yine MoMA Beş yıla yaklaşan bir aynlık döne- minden sonra New York'takj ünlü Mo- MA'nın (Museum of Modern Art) yu- vasına dönmüş olduğuna, iki ay önce- ki Amerika izlenimleri yazımda de- ğinmiştim. Bu yakınlarda MoMA'nın içi ve dışı ile daha yakından ilgilenme şansı doğdu. Sadece müze olarak kul- lanılan kesimin yeniden düzenlenmış bahçesinin izlenimleriyle sınırlı kal- madım. Sürekli kira geliri getirecek bir rant tesisi olarak araya sıkıştınlıp inşa edilmiş iki yüz metreye yakın yük- wa.ashington 'daki National Gallery 'de çok özel, geçici bir sergi çerçevesinde toplam alanı 200 metrekareyi ancak bulan iç içe üç küçük salona sığdırılmış yirmi beş Rembrandt resminin komşuluğu yaşanıyor şu anda. Tutkulu bir meraklıyı kendinden geçirecek bir görsel yoğunluk şöleni. Dokuz resim, müzenin kendi koleksiyonundan; on altısı geçici bir gösterim için dışarıdan, son dönem dinsel temah resimlerinden. seklikteki bloka da dahayakından bak- ma fırsatım oldu. MoMA kompleksi, bu rant binası ve müze ana birımi ola- rakuluslararası mimarlıkçevrelerinde ateşli bir tartışmanın konusu olmuştur. Temas kurma fırsatı bulduğum New Yorklu mimar, mühendis ve akademis- yen dostlann da hararetle dile getirdik- leri değişik görüşleri var. Ayrıca ente- lektüel çevrelere yönelik haftalık ve aylık yayın organlannda da MoMA tartışması belli bir yer tutuyor. Epey- ce bir zaman daha tutacağa benziyor aynca. New York sokaklanrun benim bıldi- ğim kırk yıl öncesinden bu yana çok değişime uğradığına ve bu değişmede keyifsizlik ve zevksizlik payının hep yüksek olduğuna çeşitli dönemlerde- ki Amerika izlenim yazılanmda deği- negelmişimdir. MoMA'nın yeni komp- leksi bu tanıma tam girmiyor. Ancak, tutkulu sanat meraklılannın yan tapı- nak gibi bellediği simgesel ağırlık ta- şıyan bir binanın daha alıcı, daha çe- kici olmasını beklemek galiba hakkı- mızdı. Müze biriminin iç mekânlann- da şimdikinin ancak yan büyüklüğün- deki eski binada oluşturulması müm- kün olmayan geniş oylumlara yer ve- rilmış. Bunun ferahlatıcı bir unsur ol- duğu kesın. Ancak, bu yeni büyükme- kânların kullanılış biçimi de tartışma- ya epeyce açık. Bu rahat mekânlarm kimısınde büyük boyutlu ve çapraşık geometrili heykellere yer verilmiş ol- ması bir anlam taşıyor. Ama, benzeri diğer bazı hacimler ıçindeyse heykel unsuru, tabana serpiştirılmiş kabart- macıklar izlenimi verecek şekilde yer- leştirilmiş. Bunlar, artık modası hızla geçmekte olan enstalasyonculuğun iz- lerini taşımıyor. Çok daha yerleşik ama mekânsal-görsel dinginliğe hizmet ede- meyen; belki ileride alışınz ama, şim- dilik epeyce garip gelen bir düzenle- me görüntüsü sergiliyor. Üzerinden iki ay geçmiş olmasına karşın bazı salon- lan ve bahçesi henüz her gün izlenme- ye ve dolanmaya açılamayan müzede heryeri henüz görebilmiş değilim. Sık- ça biruğrak yerim oluşu dolayısıyla ya- kın gelecekteki bir New York durak- lamasında, umanm, bizim kuşağın es- ki sevgili MoMA'sının yerini tutmaz ama, bu yeni binayı da daha ayrmtılı görüp tanıma fırsatı bulurum. Büyük sanatçının hall başkadır Amerika'mn doğu kıyılanndan Bo- ğaz'ın kuzeybatı kıyılarına atlayınca, büyük sanatçı NaileAkma'nın Evin Ga- lerisi'ndeki olağanüstü sergisinde ken- dimizi buluyoruz. Naile Hanım'ın sa- nat dünyası içinden kazandığı çeşitli ödüller arasında iki yıl önceki birinin veriliş töreninde bu büyük ressamın sanatı ve kişiliği hakkında konuşma onuru, bu satırlann yazanna bahşedil- mişti. 0 tarihten bu yana seksen yaşı- nı aşmışlığın kaçınılmaz fizikı yor- gunluğuna rağmen Naile Hanım, o ef- sanevi disiplinlı çalışma temposunu hiç bozmadı. Fırçasını günlerce ve ge- celerce elinden düşürmedi, aynca da hep daha iyiyı ve daha yeniyı araya- rak. Bilindiği gıbi, Naile Akıncı, günde- lik yaşamın kesitlerinden fışkıran in- san görüntülen, çırpıntılı kıyı sulan oynaşmalan, ölü doğalar ve çıplakla- n da kapsayan geniş bir alanda resim yapmıştır. Ancak, sanat çevrelenmiz- de yerleşmış büyük ünü, Haliç doğa- sını benzersiz bir ıçtenlikle ve duygu- sal bir derinlikle resmedişindeki usta- hktan kaynaklanır. Kendi deyişiyle çok genç yaşlardan itibaren özel bir du- yarlılıkla bağlı olduğu Halıç'ın, özel- likle Eyüp tepelerinden bakıldığında sergilenen görüntüsü ona hep heyecan vermiştir. Klasik anlamda çok güzel manzara resimlerini, çoğunlukla bu çevrenin görüntülennden seçerek yap- mıştır. Dısıplinsiz ve aykırı kentleşmenin, bu sakin Istanbul yöresinin dınginli- ğini altüst ederek ortaya dökülüşünü de, yine Naile Hanımherkesten iyi gör- müş ve tuvallerine geçirmiştir. Kub- beler ve soluk yapraklı, dokunaklı ağaçlar aradan yoğun biçimde fırla- mış kentsel iğrençliklerin gölgesinde kalmıştır. Akıncı ustamn gözü, bun- lan hicranla, üzülerek yakalamış ve tuvaline tam bir gerçekçilik içinde aktarmıştır. Naile Hanım'ın yanm yüzyıh aşkın Haliçlemeleri Istan- bul'un kentleşme yozluğuna gerçek- çi bir ayna tutmuştur. Son sergisi ve- silesiyle, Büyük Leydı'ye saygılar. Türk-Yunan ortak tasarısı için onay çıktı Kültür Servisi - lstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolan ile Kıbrıs Rum Kesimi Satirigo Tiyatrosu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Lefkoşa Belediye Tiyatrosu ve Yunanistan Karamate Belediye Tiyatrosu, ortak bir yapım gerçekleştırecek. Içişleri Bakanlığı'nın da uygun görüş belirttiğı tasan, Büyükşehir Belediye Meclisi'nde oybirliğiyle kabul edildi. Geçen günlerde ortak yapımla ilgili olarak dört tiyatronun temsilcileri bir araya gelerek ön görüşme yaptılar. Buna göre, Büyükşehir Şehir Tiyatroları Müdürlüğü ile Yunanistan Karamate Belediye Tiyatrosu belirlenecek yapıta yönetmen, kostüm, dekor tasarılan ve oyuncu verecek. KKTC ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi'yse tiyatro yapıtına yönetmen konusunda destek vererek yardımcı yönetmen görevlendirecekler. Ortak yapım, daha sonra bir program içinde Türkiye, Yunanistan, KKTC ve Kıbrıs Rum Kesimi'nde sahnelenecek. Aynca yapıt, Avrupa'nın değişik ülkelerinde de turneye çıkacak. Genleri • Sergi • Atelye • Soınoıtevi HER CUMA VE CUMARTESİGÜNLERİCEM SAFRAN SAHNESİ'NDE Oyuncular Tiyatro Grubu'ndan 'Binbir Gece' Kültür Servisi-Oyuncu- lar TiyatroGrubu'nun sah- nelediği, 'BinbirGeceMa- sallan'ndan 'Hasan-ülBas- ri'ııin Serüvenleri' adlı ma- saldan Selma Köksal'ın oyunlaştınp yönettiği 'Bin- bir Gece'de Gülsüm Soy- dam, Selma Köksal, Kaan Erten, Aslı Eraltan, Hasan Uzma, Ayşegül Uçanoğlu, Nurçin Karabıyık ve Ayça Öztürk rol alıyorlar. Oyu- nun özgün müzikleri Sü- leynıan Almtenıiz'e, kos- tüm ve çevre düzeni Berna KÜLTÜR • SANAT Sarrtaş'a, koreografisi Fun- daEmir'e, ışıktasanmı Ka- nıil Fırat a aıt 'Binbir Gece' olanaksrz bir aşkın öyküsü. Sıra dışı bir erkeğin; Basralı Ha- san'ın başka dünyalara ait genç bir kadına, Görkem'e olan aşkının öyküsü. Ama aynı zamanda Hasan'a duy- duğu aşka karşın uçma öz- lemiyle yanan ve özgürlü- ğün çağnsına kulak vererek aşkını geride bırakan Gör- kem'in de öyküsü. 'Binbir Gece' belki her ikısinden de çok, her gece masal an- latarak bir kez daha yaşa- mını kurtaran Şehrazat'ın öyküsü... Aşkın felsefi içe- rimlerine yönelik bir dene- me olan oyun, aşkın pek çok boyutuyla irdelendiği sanatsal yapıtlardan farklı olarak, aşkın felsefesini Binbir Gece Masallan'nın şiirsel anlatımıyla sahneye taşımakta. Oyun her cuma ve cumartesi günleri saat 20.00'de Cem Safran Sah- nesi'nde sahneleniyor. (0212 24513 14) (0212)2*3 t* 7İ J İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ 2004/2005 Kültür ve Sanat Etkinlikleri KEV Konserleri Gülsin Onay "Devlet Sanatçısı" \ Piyano Resitali * 25 Mart 2005 Cuma, Saat 20.30 ModaCad.AylinApt.No: 270 Moda Kadıköy-İSTANBUL Tel: (0216) 349 2610-414 02 91 Faks:(0216)3304517 info@yurtdunya.com www.yurtdunya.com 4 Bilet Satış fstanhul Kültür Opiversitesi E5 Karayolu üzeri Şirinevler Tel: 0 % 639 30 24 / 1020 -1021 îîŞMiser Salonu Kültür Koleji Fğitim Vakfı KF^alorm Kültür Kolcji Y.'ini 9 Kısını Maköy DEFNE GOLGESt TURGAY FtŞEKÇİ Panik Bir panik durumu sürüyor. Korkularla, kuşkularla kuşatılmış bir hayatın için- de yaşıyoruz. Son yıllarda gazete sayfalarından eksik olmuyor, yediğimiz yiyeceklerde, içeceklerde kanser yapıcı maddelerin varlığıyla ilgili haberler. Her gün birye- nisi bulunuyor. Domatesti, çilekti derken gelip pa- tatese, güzelim maydanoza dek dayandı kanserli besinlerin listesi. Olgunun bir yanı, teknolojik gelişmelerin sınır, denetim tanımaksızın gelişimiyse bir yanı da gözü dönmüş kazanç tutkusu. Üç kuruşluk kazanç için gözü kapalı binlerce insanı yok edebilecek cesa- rette girişimcilerle dolu ticaret dünyamız. Rakı katliamı sürerken biryandan da Avrupa Bir- liği ülkelerine satılan ballar, bal olmadıkları gerek- çesiyle geri gönderilmiş. Şimdi bu bal olmayan ballar yok edilmeyipiçpiyasadatüketilecekmiş. Ay- nı günlerde önce patateste varlığı ortaya çıkan kanser yapıcı nitrat maddesinin aslında pek çok ta- rım ürününde yaygın olarak kullanıldığı anlaşıldı. Insanlarımız panik duygusuna kapılmakta hak- lı. Ne yiyip ne içeceğini de bilemezse insan şu dün- yada nasıl rahat eder? Üstelik kanser olgusu da sürekli yaygınlaşıp çevremizdeki nice insanı kuşat- mışsa. Gazetelerin, televizyonların neredeyse baş kö- şelerine yerleşti sağlıklı yaşam bölümleri. Nelerya- parsak, neler yiyip neler yemezsek sağlıklı kalabi- leceğiz? Başka bir şey düşünemez olduk. Bir za- rarlıdan kaçarken bir başkasına yakalanmak da her an olası. Nasıl baş edeceğiz bu gözü dönmüş, hak hu- kuk tanımayan, saygı sevgi yoksunu ticaret erba- bıyla? Avrupa Birliği'ne bir an önce girerek mi? Hiç de- ğilse kurallı, düzenli, güvenli bir toplumda yaşarız diye. Yoksa ticaret ve kazanca dayalı dünya düzenini mi tümüyle değiştirmeli? Paranın insanlaria bu denli kolay oynayabilme hak- kı olmalı mıdır? Behçet Necatigil, 'Panik' adlı şiirini 1962'de yaz- mıştı, bugünlerin ipuçlarını daha o günlerden gö- rerek. Şiir, mitolojide dağ tepe gezinen, hayvan sürü- lerini otlatan, flüt çalan, öğlenleri dinlenen bereket tanrısı Pan'ın artık ıssız kırları bırakıp milyonluk gü- nümüz kentlerinde, asfaltlarda, taşıtlar, bankalar, yardakçılar arasında yaşadıklarını anlatır. Yarınlar? Gizli kara gazte haberlerinde O varsa ekmeklerde, sularda ağulu Hatta çocuk yüzlerine düşmüşse gölgesi, Keser bizim gibiler yannlardan umudu. Renklerde, emeklerde, ırklarda.. Yahudiler, işçiler, zenciler.. Pan! Şu dünyada insanca yaşamak da yoksa Ne kalıyor geriye, yüzyıllardan? İçinde yaşadığımız panikten nasıl kurtulacağız? Her yiyip içtiğimizi kontrollerden geçirip önlemler alarak mı, yoksa dünyanın bu gidişine son vererek mi? Yeryüzünün bunca güzelliğine karşın insanın içine düştüğü şu zavallı durum sürdürülebilir mi? İnsan insanlığını anımsamalı ki, dünyayı değiş- tirme gücünü kendinde bulabilsin. Şu dünyada insanca yaşamak da yoksa Ne kalıyor geriye, yüzyıllardan? rurgay(afisekci.com Öziiplü çocuklar yararına konser • lstanbul Haber Servisi - Beyoğlu Belediyesi ve Birleşmiş Milletler (BM) Afrika İyi Niyet Elçisi Melek Keçecioğlu'nun girişimiyle, 1 Nisan'da özürlü çocuklar yaranna bir konser gerçekleştirilecek. Belediyenin temin ettiği 50 tekerlekli sandalyenin de ihtiyaç sahibi özürlü çocuklara dağıtılacağı konserden elde edilecek gelir, bu çocuklar için kullanılacak. Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda 1 Nisan Cuma akşamı verilecek konserde, Marımba topluluğu ve Nesma Abdelaziz sahne alacak. Makbul vatandaşın peşinde • Haber Merkezi - tletişim Yayınlan Okur Toplantıları sürüyor. Yann, Iletişim Yayınlan Konferans Salonu'nda saat 18.00'de, "Makbul Vatandaşın Peşinde: II. Meşrutiyet'ten Bugüne yatandaşlık Eğıtımi" kitabının yazan Füsun Üstel ile gazetecı yazar Murat Belge Türkiye'de değişen vatandaşlık tanımlannı konuşacak. K Ü L T Ü R İ Ç t Z İ K K A M I L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle