23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MART 2005 PAZARTESİ X CUMHURİYET SAYFA DIZI 9 Bombalar altmda gazetecilik yapan Agâh Bey yaşamını tehlikeye atarak haberi ulaştınyordu Cepheden fotoğraflar 90.YILDONUMU NURERUĞURLU -4- Y unusNadi'ye cepheden yazılan mektuba kaldığımız yerden devam ediyoruz: Ben, ilkin Müfid'de kalıyordum. Fakat sonraları orası ters düşmeye başladı. Şimdi Ahmet Rasim'ın damadı Nizamettin'in evindeyim. Müfid'den iki yorgan, bir yastık, bir yatak, bir masa alarak, oraya göç ettim. Bunun nedeni de Müfid Bey'in evi, şehrin içinde, karargâh ise şehirden 1.5 saatuzakta. Postane de gerekli görüldüğünden, hastanenin yanına kaldırılmış. Kısacası 20 dakika da orası çeker kasabaya. Akşamlan saat 18'den sonra herhalde karargâha gitmek gerek. Saat 20'den sonra da oradan dönülecek! Hastaneye de 1.5 saatte varıhyor. En son postaneye gitmek gerektiğine göre, ancak gece yarılarında şehre dönmek çok zor oluyor. Bundan ötürü de telgrafhane yakınında oturan Nizamettin'e konuk oldum. Okul öğretmenlerinden biri ile Eğitim Müdürii de Nizamettin'de kalıyor. Topumuzun altında birer yatak, üstümüzde birer ikişer yorgan, bir de masamız var. Iskemle yok. Mangal yok. Bütün evin görünen eşyası bu kadar... Ötur oturabilirsen; ısın ısınabilirsen!.. Yalnız yolculuk Karargâha gidip gelmenin bir dert olduğunu yazmıştım. Ne edelim ki yazacağımız yazıların orada sansürce onaylanması da gereklidir. Haberleri de akşam üzeri alabilme zorunluluğu, orada kalmamı gerektirmektedir. Oysa gece, şehrin dışında dağlar ve tepeler arasında yalnızca gidip gelmek tabiî mümkün olanuyor. Böylece istesem de istemesem de daha çok kalamıyorum karargâlıta. Dahası var: Yaya gidip gelme de en azından 3 saat yol yürümeye bağhdır. At veya araba bulmak çok zor. Jön Mehmed ve Mahfi Beylerin yardımlarıyla her gece beni karargâha götürüp getirmek üzere tek atlı bir yaylı araba bulmuştuk. Bombardıman günü adam sırra kadem bastı!.. Akşam üzeri ara ki bulasın!.. Diğer Batıh muhabirler de birer araç bulamadılar. Yorgun da oldukları için "Yann etraflı bilgi veririz" dediler. Ben, ne olursa olsun o gece telgraf yetiştirmeye kararhydım. Gece saat 19'da yalnızca ve yaya olarak karargâhın yolunu tuttum. Toplar yine tek tük atıhyordu. Karargâha giden yolumuz, istihkâmların tam arkasında, tümüyle yanmakta olan Rum mahallesinin ateşi de yol üzerinde hedef teşkil ediyordu. Beş ya da on dakika gittikten sonra, doğrusu bir taraftan yalnızhk, diğer taraftan mermi tehlikesi; bunların hepsinin üstünde yorgunluk ve yolu çıkaramayarak sabaha dek kırlarda kalma ihtimali beni bu sevdadan vazgeçirdi. Tekrar postaneye döndüm. Ama, diyeceksiniz ki bir arkadaş bulamaz mı idin? Onu, Mahfi'yi gördüğünüz zaman sorunuz, böyle bir durumda kim kime yardımcı olur, diye... Telefon veya telgraf ile karargâhtan bilgi isteyin, dedim. Hatlar bozulmuş!.. Hay aksi şeytan! Posta müdüründen, sansür müfettişinden rica ettim, iki üç mecidiye versem de posta kavaslarından birini gönderseler, diye. Hiçbirine "He..." dediremediler. Bunun üzerine bir kere de Mutasarrıfa başvurmaya karar verdim. O da, T o sıra hastane tarafmdaki evine gelmemiş!.. Öp babanın elini... Işte bu koşuşmalar arasında saat 20'yi buldu. Mahfi ve Jön Mehmet Beyler, zaten Mutasarnfın bu saatte şifre çözme işi içinde olacağına göre, ona başvurmanın boşuna olacağını, başka bir araç bulacaklarını söylediler. Telgraf blrtürlü çekilemedi İki üç dakika kadar böylece konuştuktan sonra çıktık. "Hasan Çavuş" adında, karargâha gönderilmekte olan bir athya rastladık. Bir mecidiye bahşişle, yazdığım telgrafı verdim. Karargâhta öteden beri tanıdığım bir iki arkadaşım olduğu gibi Komutanhk Yaveri Ahmet Bey'le de samimi ilişkimiz olduğundan kendisine ayrıca bir kâğıt yazarak, gelmiş yeni haberlerden, basına açıklanması mümkün olanlann da telgrafıma eklenmesini rica ettim. Jandarmaya, saat 23'e kadar telgrafı getirebilirse aynca bir mecidiye daha bahşiş vereceğimi söyledim. Gerçekten, gece saat 23.30'da adam geri geldi. Ama nasıl bir geri geliş?.. Söylediğine göre, karargâh subayları yartığı için uyandınhp telgrafı vermeye cesaret edememiş!.. Aman Allahım, dedim kendi kendime; şimdi ne yapmah?.. Tabii kantarhyı savurduk!.. Başkaca bir yol da yoktu. Son bir umutla gidip yabancı muhabirlerden birini gördüm. Onlar da benden çok kötü durumdaydılar. Adamlar, değil mecidiye, sarı liralar saçtıkları halde bir şey yapamamışlar!.. Yalnız Osmanlı Ajansı'nm bir binek hayvanı var. Sonra Osmanlı Ajansı'na bildirilecek haberleri zaten resmi bir ağızla karargâhtan yazıp, Ajans temsilcisine veriyorlar. Bu adamcağızın işi o zaman başlıyor. Hemen atına atlayıp, böylece karargâha vardığında, adamın oradan eline ne tutuşturulursa görevi sadece onu alıp hemen telgrafhaneye yetiştirmekle bitiyor... tşte Osmanlı Ajansı'nın o gece bizi atlatabilmesindeki hikmet!.. Ertesi gün Mahfi'ye de diğer arkadaşlara da çok söylendim. Çünkü üç liraya bir hayvan satın alacaktım. "Iş görmez... yan yolda bıralar seni!.." diyerek beni vazgeçirmişlerdi. Buldukları araba ise yan yolda değil, daha başlamadan görünmez oldu. Böylece, kırk yılda bir yapacağım iyi bir haber değerlendirmesini yüzüme gözüme bulaştırdılar!.. At konusu halledildi Şimdi at konusunu, sizin Midilli Kalesi'ndeki arkadaşlarımızdan Lütfi Efendi adında bir hürmetkârınız aracılığı ile hallettik. Bu elgrafımda üç düzine 10xl5'lik fotoğrafcamı istemiştim. Nedenlerini anlatayım. Karargâhın resmi fotoğrafçısı yoktur. Yani Karargâh Komutanı özel surette fotoğraflar çektiriyor. Bunlar üstelik Erkân-ı Harbiye'nin işine de yanyor! Bu zatın camları kalmamış! Pelikül kullanıyor. Bana söyledi ki, 20-30 cam getirtirseniz, çekeceğim fotoğraflardan size de birer tane, hatta klişelerini de verdirebilirim. Bundan başka şimdiye kadar çektiğim fotoğraflardan askerlikçe sakıncalı olmayanlardan da verebilirim. Teklif, doğrusu bulunmaz nitelikte bir şey! Çanakkale'de tek fotoğrafçı kalmadığı gibi, emir ve izin vermesine bağlı olduğundan başkaca bir yerden fotoğraf elde etmenin bizce imkânı yoktur. adamcağız sizi çok sevdiği için beni, bu bombardıman sırasmda bile hayvansız bırakmayacağına kesinlikle inandırdı. Sansür sorunu Bir de Başkomutanlığın bir bildirisi varmış. Milli Ajans'tan gayn diğer muhabirlerin telgrafları burada sansür edildiği halde, îstanbul'da 2. Şube'ye çekilerek oradan ilgili olduğu yerlere verilmesi gerekirmiş. Bunda da eşitlik ilkelerine uyulmadığını, buradaki sansürcülere anlatarak kendilerini biraz olsun inandırdım. Şimdilik benim telgraflanmda burada karargâhın onayı yeterli görülmekte ise de sonradan bu kanaatlerini ne derece saklayabileceklerini kestiremem!.. Aksi olursa, bizim telgraflar yine gecikmelere uğrayacak. Çünkü buradan akşam üzeri Milli Ajans temsilcisiyle diyelim ki saat 20.30'da her ikimiz telgraflanmızı verecek olsak, Ajansın telgrafı doğrudan doğruya idaresine gidecek. Bizimki ise tstanbul'da, 2. Şube'ye uğradıktan sonra size bildirilecek!.. Ya 2. Şube'de o saatte kimse bulunmaz, yahut işleri çok olur da sakınca durumun incelenmesi gecikirse ne yapacağız? Herhalde şimdiden 2. Şube'ye başvurunuz ki, telgraflanm bu durumda oraya gönderilirse, bekletilmeden hemen idarehaneye göndersinler. Telgrafımda üç düzine 10xl5'lik fotoğraf camı istemiştim. Nedenlerini anlatayım. Karargâhın resmi fotoğrafçısı yoktur. Yani Karargâh Komutanı özel surette fotoğraflar çektiriyor. Bunlar üstelik Erkân-ı Harbiye'nin işine de yanyor! Bu zatın camları kalmamış! Pelikül kullanıyor. Bana söyledi ki, 20-30 cam getirtirseniz, çekeceğim fotoğraflardan size de birer tane, hatta klişelerini de verdirebilirim. Bundan başka şimdiye kadar çektiğim fotoğraflardan askerlikçe sakıncalı olmayanlardan da verebilirim. Teklif, doğrusu bulunmaz nitelikte bir şey! Çanakkale'de tek fotoğrafçı kalmadığı gibi, emir ve izin vermesine bağlı olduğundan başkaca bir yerden fotoğraf elde etmenin bizce imkânı yoktur. VeBd Bey bu noktayı dikkate alarak, acele istediğimiz camlan gönderirse herhalde memnun kalır. Fotoğraf çekmekte olan bu zattan geçen savaşta gemilerin ne şekilde battığı ve diğer olaylan gösterir dört de fotoğraf aldım. Onları da posta ile göndermek üzereyim. Mahfi çok çok selam eder. Velîd ve Talha Beylerin ellerini öperim. Arkadaşlara selamlar ağabeyciğim. 7Mart 1331 (1915) Agâh" Mektuptan notlar Mektup burada bitiyor. Birinci sayfanın kenarlanna kurşunkalemle yapılmış çıkmalar da çok dikkate değer bazı konuları kapsamaktadır. Onları da şöylece bugünün diline aynen aktarabiliriz: "İngilizlerin yakında karaya asker çıkarmaya girişecekleri duyulmuştur, başkonıutanlıktan şifre ile Karargâha... • Limni adasına 30 nakliye gemisi geldiği Ingüizlerin; Avustralya tertibinden. Fransızlardan, T\ınus ve Cezayir'den 3-5 fırka (tümen), alay getirtmek üzere oldukları bildirilmiştir. Burada bu haberi size göndermeme izin vermediler. Siz bunu IstanbuTdan araşünn. Buna değinmemek şartı ile özel kaynaklardan haber almış gibi yazabilirsiniz!.. (Bu satırın altı çizihniş.) • Düşmamn karaya asker çıkarması teşebbüsüne karşı, bir tedbir olarak iskeleler dinamifle atünuşür!.. • Gemi topları, piyade erleri üzerinde bir etki asla yapnuyor. • Buraya gazete gelmiyor. Karargâhtan, kıtadan rica ettiler; her gün 40-50 gazete adıma gönderirseniz faydalanırız. (Son kelimenin de altı çizik.) • Savaşın başladığı günden beri çıkan lodos nrtınası çok işimize yaramışbr. Çünkü bu sayede düşman saldınsının yapılamayacağı kanısıyla, tanüri mümkün arızalan onarabümekteyiz. Tanrı'nın yardımıyla başarı bizimdir. - Agâh." Son sayfanın en altında, yine aynı kurşunkalemle yapılmış çıkmada şu satırlar okunmaktadır: "• Karargâhın bütünü ve zabitanı ile anlaştık. Amacımın sırf vatana basın yoluyla hizmet olduğunu kabullendiler. Elden gelen yardımı yapmaktan geri kalmayacaklar. Öyle ki gece saat 23'ten evvel bir olay çıkarsa, özelUlde ve telefonla bilgi verecekler. Hemen yanlanna giderek gereken etraflı bilgiyi alabileceğhn. Çektiğim telgrafları İstanbul sansürü verdirmek istemezse çok iyi olur. Çünkü bura Erkân-ı Harbiyesi'nin, bazı haberlerin duyurulmasını istedigi şeylerle ilgilidir. Belki bu anlanıdaki gerçek hali bilmediği için İstanbul değerlendiremez. Örneğin, 7 Mart tarihli telgrafimdaki uzun çaplı gizli toplar bu kabildendir. Gerçekte, o gemileri batıran toplar değil, mayınlardır. Bunu sansürcülere üstü kapah anlatmız. Telgraflara Uişmesinler. • Ceçenki bombardımanda, Çinıcnlik Tabyası'nda işe yaramayan bir, işe yarayan bir; toplanu iki topumuz hasara uğranuştır." BİTTİ TC ANKARA10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 2004/518 Davacı Benkli Özcan tarafından davalı Nüfus Müdürlüğü aleyhine açılan isim tas- hihi davasının mahkememizce yapılan yargılaması sonunda, Sivas ili, Kangal ılçesi, lrmaç Köyü, C:70, H:15, BSN:79 Naım ve Gevher'den ol- ma Ceyhan 05.11.1970 doğumlu Benkli Özcan'ın nüfusta Benkli olan isminin Ben- gü olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. MK 26. maddesi gereğince ilan olunur. 08.12.2004 Basın: 12215 TC EYÜP 2. AİLE MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 2004/459 Davacı: Mithat Altıokka Davalı: Olga Altıokka Dava: Boşanma [ Cevap Süresi: 15 gündür Davacı tarafından davalı aleyhine açılan boşanma davasının ara kararı gereğince, Davalıya belirtilen adresinde dava dilekçesinin tebliğ edilemediği adres araştırma- sında da adı geçenin elverişli adresınin bulunamadığı anlaşılmakla, 7201 sayılı kanu- nun 29/28. maddeleri hükümlerine binaen dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar ve- rilmiştir. Davalının 21.04.2005 günü saat 10.35'te hazır olması, belli olunan gün ve saatte gelmeniz veya kendinizi bir vekille tenısil ettirmeniz, gelmediğiniz veya mazeret bıl- dirmediğiniz ve delillerinizi ibraz etmediğiniz takdirde HUMK'nin 213 ve 375. mad- deleri gereğince yargılamanın yokluğunuzda yapılıp hakkınızda hüküm kurulacağı hususu dava dilekçesinin tebliği yerine geçerli olmak üzere ilan olunur. Işbu ilan yayımlandığı tarihten itibaren 15 gün sonra yapılmış sayılacaktır. İlan olu- nur. 8.3.2005 Basın: 12245 TC İSTANBUL 2. AİLE MAHKEMESÎ'NDEN Esas No: 2004/673 Davacı Valentina Okşar vekılı tarafından davalı Yunus Emre Okşar aleyhine nıah- kememize açılan boşanma davasında, Balıkdere Köyü, Merkez-Malatya adresinde bulunan davalı Yunus Emre Okşar adına gönderilen davetiye bıla tebliğ iade edildiğınden ve emniyetçe de yeni adresi tespit edilemediğinden adı geçen davalıya ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş- tir. Duruşmanm bırakıldığı 06.05.2005 günü saat 09.50'de duruşmada hazır bulunma- nız veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, hazır bulunmadığınız veya temsil et- tirmediğınız takdirde yokluğunuzda duruşmanın devamına karar verıleceği hususu ilanen tebliğ olunur. 17.01.2005 Basın: 12329 TC PENDİK 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas NO: 2003/397 Davacı Behrem Gündoğdu vekili Av. Serpıl Erbek ICeskin tarafından davalılar Ya- man Tutgun, Hakan Tütgun ve Yelda Tutgun hakkında açılan 2003'397 sayılı tescil davasının mahkememizce yapılan duruşmaları sırasında verilen ara karan uyannca, Bilinen en son adresleri Kartal 2. Spor Sokak Top Sahası altı Hasan Çetin Apt. No: 8 olan davalılar Hakan Tutgun, Yelda Tutgun ve Yaman Tutgun'a dava dılekçesi ve duruşma gününün tebliği mümkün olamadığı gıbı tünı araştırmalara rağmen de teblı- gata uygun başkaca adresi tespit edilemediğinden, ilanen tebligat yaptırılmasına karar verilmiştir. Adı geçen davalıların 19.04.2005 günü saat 10.30'da nıahkenıemizde yapılacak du- ruşmada hazır bulunmaları ya da kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri, ayrıca sa- vunmaya yönelik tüm dclillcrini de duruşma gününe kadar sunmaları, geçerli mazeret bildirmeksızuı duruşmalara katılmamaları halinde ilan tarihınden itibaren 7 gün sonra tebligat yapılmış sayılarak yokluklarında yargılamanın sürdürülüp karar verıleceği, 7201 sayılı TK'nin 28 ve devamı maddeleri uyannca ilanen tebliğ olunur. Basın: 12237 TC İSTANBUL 3. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ'NDEN EsasNo: 2003/1078 1567 sayılı yasaya muhalefet suçundan sanık Tarek Awad Elhaddad hakkında mah- kememize açılan kamu davasında sanık vekilleri Av. Emin Canacankatan, Av. Süley- man Canacankatan, Av. Elmas Bıyıklı, Av. Aslıhan Gedikoğlu 04.06.2004 hâkinı ha- vale tarihli dilekçeleriyle müvekkilleri hakkında mahkememizde bulunan dava dosya- sıyla ilgili vekillik görevlerinden ıstıfa ettiklerini bildirmiş olmakla, Gereği Düşünüldü Sanık hakkında mahkememize açılan kamu davasında vekil ola- rak katıldıkları ancak daha sonra vekillik görevinden istifa ettiklerini mahkememize bildirmiş olmakla ve samğın dosyadakı mevcut adreslerinden araştınlıp bulunamama- sı nedeniyle bu hususun Îstanbul'da münteşir gazetelerden birinde ilanına, İlan masrafı ile bir nüshasının mahkememize gönderilmesi rica olunur. 23.11.2004 Basın: 12250 TC ÇATALCA SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2002/128-129-130-131 Davacılar lsmet Kula vs. vekilleri Av. Sema Kılıç tarafından davalılar Tahir Kavak vs. aleyhine mahkememizde Çatalca ilçesı, Dursun Köyü nüfusuna kayıtlı bulunan Recep kızı Necibe, Sait oğlu lbadi, ölü Tahir eşi Emine ve Ali oğlu Mustafa'nın vera- set ilamlarının iptaline ilişkin açılan veraset iptal davalarının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karar gereğince, Yapılan tüm araştırmalara rağmen adresi tespit edilemeyen Çatalca ilçesi, Dursun köy halkından davalı Kerim ve Semahat kızı 1944 d.Iu Mühibbe Kavak'a (Demırci) dava dilekçesi ve duruşma gününün ilanen duyurulmasına karar verilmiş olup adı ge- çen davalının duruşma günü olan 6.5.2005 günü saat 09.30'dan itibaren Çatalca Sulh Hukuk Mahkemesi'ne mahsus salonda hazır bulunması veya kendisini bir vekil ile temsil ettirmesi, aksi halde HUMK'nin 509 ve 510. maddeleri uyannca yokluğunda devam edilip hüküm verileceği hususu dava dilekesinin tebliği yerine geçmek üzere ilanen duyurulur. 4.3.2005 Basın: 12362
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle