Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 MART 2005 ÇARŞAMBA
HABERLER
Başbakan Erdoğan, Güney Afrika'da görüşmelerini devlet başkanı yerine yardımcısı ile yapacak
DüşükprofîlliziyaretEBRU TOKTAR
ANKARA - Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan'ın Güney Afrika Cum-
huriyeti'ne (GAC) yapacağı tartış-
malı ziyaret öncesinde bu ülke "kır-
mızı listeden" çıkarıldı. Ancak Erdo-
ğan'ın bu ziyarette Güney Afrika ta-
rafından devlet başkan yardımcısı
düzeyinde ağırlanacak olması eleşti-
rildi. Türkiye'nin eski Güney Afrika
Büyükelçisi KutluÖzgüvenç, ''Erdo-
ğan'ın muhatabı cumhurbaşkanıdır,
devlet başkan yardımcısı değildir. Er-
doğan'ın resmi görüşmelerini Güney
Afrika Devlet Başkan Yardımcısı ile
yapması, ABD'ye gidip Bush yerine
yardımcısı Dick Cheney ile görüşme-
sine benzer" dedi.
Erdoğan, Afrika ziyaretine dün
başladı. Türkiye, ilk kez başbakan
• Güney Afrika'nın Erdoğan'ın ziyareti öncesinde kırmızı listeden çıkanldığı öğrenildi.
Buna karşın ziyareti sırasında Erdoğan'ın devlet başkan yardımcısı ile görüşeceği bildirildi.
Eski Güney Afrika Büyükelçisi Özgüvenç, Erdoğan'ın muhatabınm cumhurbaşkanı
olduğunu belirterek "Bu, ABD'ye gidip Bush yerine Cheney ile görüşmeye benzer" dedi.
düzeyinde ziyaret edeceği Güney Af-
rika'yı kırmızı listeden çıkardı.
Güney Afrika Cumhuriyeti, Türki-
ye'nin PKK ile mücadele ettiği dö-
nemde "Kendi halkına karşı silah
kullamyor" gerekçesiyle Türkiye'ye
silah ambargosu uygulama kararı
alarak mermi siparişine "hayır" ya-
nıtını vermişti. Bunun üzerine Türki-
ye de GAC'yi kırmızı listeye alarak
askeri alım ambargosu uygulamaya
başladı. GAC, 1997 yılında ise Tür-
kiye'ye yönelik silah ambargosunu
"kitle inıha silahları satılnıanıası ko-
şulu ile" kaldırdı.
Türkiye, Erdoğan'ın ziyareti önce-
sinde Güney Afrika'yı kırmızı liste-
den çıkardı.
Ancak GAC, Türkiye'nin kendile-
rini kırmızı listeden çıkarmasına kar-
şın Başbakan Erdoğan'ı devlet baş-
kan yardımcısı düzeyinde ağırlıyor.
Erdoğan, yann başlayacak Güney
Afrika ziyaretinde baş başa ve heyet-
ler arası olmak üzere tüm resmi gö-
rüşmelerini Devlet Başkan Yardımcı-
sı Jacop Zuma ile yapacak.
Erdoğan, cuma günü ise Cumhur-
başkanlığı Konutu'nda Güney Afrika
Cumhurbaşkanı Thabo Mbeki tara-
fından nezaketen kabul edilecek.
Bu duruma tepki gösteren Güney
Afrika Cumhuriyeti'nin emekli eski
Türkiye Büyükelçisi Kutlu Özgü-
venç, şu eleştirileri yöneltti:
"Güney Afrika'da devlet başkankğı
sistemi uygulandığı için Erdoğan'ın
muhatabı CAC Cumhurbaşkanı'dır.
Devlet Başkanı Yardımcısı Zuma, Er-
doğan'ın muhatabı değildir. Erdo-
ğan'ın GAC Cumhurbaşkanı ile gö-
rüşmesi gerekirdi. Bu durumda, Er-
doğan'ın da heyetlerarası göriişmele-
re girmemesi gerekirdi.
Erdoğan'ın GAC Devlet Başkan
Yardımcısı ile resmi görüşmeler yap-
ması; ABD'ye gidip George W Bush
yerine yardımcısı Dick Cheney ile g&-
rüşmesine benzer. Düşük profîlli gezL
Dış politikada en yüksek düzeyde gö-
rüşmeler önemlidir."
Erdoğan: 2005 Afrika yılı
Başbakan Erdoğan, dün Etiyopya'ya
hareketinden önce Esenboğa Havali-
manı'nda yaptığı açıklamada, Etiyop-
ya'nın, Türkiye ile 16. yüzyıldan iti-
baren tarihi bağlarla beslenen dostluk
ilişkilerini sürdüregeldiği bir ülke ol-
duğunu öne sürdü.
Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ise
serbest piyasa ekonomisi ve doğal kay-
nakları ile Afrika'nın önemli ülkele-
rinden biri olduğunu ifade eden Erdo-
ğan, " Hükümetimiz, 2005 yılım Afri-
ka yılı olarak ilan etmiştir" dedi.
GÜNEY AFRİKA
Gülen
cemaaûnin
3 okulu var
• Güney Afrika'da, Gülen
cemaati de yoğun bir eğitim
örgütlenmesi yürütüyor. Star
International High School
Cape Town'da, Horizon
International High School
Johannesburg'da, Star School da
Durban'da eğitim veriyor.
FIRAT KOZOK
ANKARA - Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın gezisiyle yeniden gündeme
gelen Güney Afrika'da Gülen
cemaatine ait 3 okul bulunuyor. Devlet
desteğiyle açılan okullar, Türkiye'den
bağımsız olarak özel okul statüsünde
çalışmalarını sürdürüyor. Okullarda
Güney Afrikalı öğretmenlerin yanı sıra
Türk öğretmenler de ders veriyor.
Güney Afrika'da, Gülen cemaati de
yoğun bir eğitim örgütlenmesi
yürütüyor. Tacikistan, Kazakistan,
Azerbaycan, Türkmenistan, Afganistan
gibi Orta Asya ülkelerinde ve
Avrupa'nın birçok ülkesinde okulu
bulunan Gülen cemaatinin, Güney
Afrika'da da 3 okulu var. Cemaatin
Güney Afrika'daki çalışmaları dört
master öğrencisinin 1997 yılında
"Ufuk Bilgisayar Okulu" adlı kursu
açmalanyla başladı. Aynı öğrencilerin
öncülüğünde 1998'de kurulan
"Horizon Educational TVust-HET
(Ufuk Eğitim Vakn)" ile eğitimdeki
örgütlenme de hız kazandı. Cemaat ilk
okulunu 5 milyon nüfuslu Cape
Town'da 1998'de açtı. "Star
International High School" adlı okul,
ilk ve lise olmak üzere iki bölümden
oluşuyor. Özel okul statüsünde eğitim
veren okulda öğrencilerin yüzde 10'u
burslu okuyor. Güney Afrika
hükümetinden destek alan okul,
ülkedeki cemaate yakın işadamları
tarafından da destekleniyor.
Cemaatin ikinci okulu, 8 milyon
nüfuslu Johannesburg'da bulunuyor.
"Horizon International High School"
adlı okulun bir de yurdu var. Okulda
Türk öğretmenlerin yanı sıra Güney
Afrikalı öğretmenler de görev yapıyor.
Cemaatin Güney Afrika'daki üçüncü
okulu da 2.5 milyon nüfuslu
Durban'da yer alıyor. "Star School"
adlı okul, cemaatin açtığı son okul
olma özelüğine sahip.
Çelik'in konuşurken salonda slogan atan öğrenciler, çıkışta da protestolaruıı sürdürünce bu kez Çelik de alkışlayarak öğrencileri protesto etti. (AA)
Ankara Üniversitesi 'nde slogan atan gruba güvenlik güçleri müdahale etti
Çelik'e öğrenci protestosu
ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Milli Eği-
tim Bakanı Hüseyin Çelik, Ankara Üniversi-
tesi'nde katıldığı sempozyumda öğrencile-
rin protestosu ile karşılaştı. "Çelikdefol, üni-
versiteler bizimdir" sloganı atan öğrenciler,
güvenlik güçleri tarafından salon dışına çıka-
rıldı.
Ankara Üniversitesi Avrupa Toplulukları
ve Uygulama Merkezi'nde düzenlenen "Öğ-
retmen Yetiştirmede Kalite Sorunlan Sempoz-
yunıu"na Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in
yanı sıra Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Nusret Aras, Talim ve Terbiye Kurulu Başka-
nı Ziya Selçuk ile çok sayıda eğitim fakültesi
dekanı ve öğretim üyesi katıldı.
Rektör Aras açılış konuşmasında hüküme-
tin yükseköğretim kurumlarına ayırdığı öde-
neğin yetersizliğine değinirken diğer alanlar-
da ilerlemenin yavaş olabileceğini, ancak eği-
timde ilerlemenin hiç durmaması gerektiğini
vurguladı.
Aras'ın ardından kürsüye çıkan Milli Eği-
tim Bakanı Hüseyin Çelik, öğretmenin bir ül-
kenin geleceğini belirlediğine işaret ederek
"'Kurtuluş Savaşı'yla elde ettiğimiz istiklalimi-
zi istikbale dönüştiirmenin yolu kalemli ordu-
larlaolur" dedi. Öğretmenlerin "kalemli or-
du"nun önde gelenleri olduğunu kaydeden
Çelik, bu doğrultuda MEB'in başta öğretmen-
lerin özlük haklannda olmak üzere çeşitli ça-
hşmalar yürüttüğünü bildirdi.
Çelik konuşmasını sürdürürken bir grup öğ-
renci salonun çıkış bölümünde "Ftipiüniver-
siteistemiyonız" dövizini açarak slogan atma-
ya başladı. 4-5 kişilik grup üniversitenin gü-
venlik güçleri tarafından dışarıya çıkarıldı.
Ancak kısa bir süre sonra öğrenciler daha ka-
labalık gelerek protestolanııa devam etti. "Çe-
lik defol, üniversiteler bizimdir", "YÖK polis
medya, bu abluka dağıtılacak" sloganlarım
atan öğrencilere güvenlik güçleri müdahale ede-
rek yeniden dışarı çıkardı.
thalelerde rekabeti engellediği savunulan eski bakanın 10 yıldan fazla hapsi isteniyor
Topçu bugün Yüce Divan'da
Yaşar Topçu.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Eski Bayındırlık Bakanı Yaşar Top-
çu'nun Yüce Divan'da yargılanması-
na bugün başlanacak.
Anayasa Mahkemesi heyetinin Yü-
ce Divan olarak görev yapacağı dava-
nın duruşması, saat 10.00'da başlaya-
cak. Sanık Topçu ve avukatlannın ka-
tılacağı duruşmada, iddia makamın-
da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
Nuri Ok yer alacak. Yargılamada,
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu
hükümleri uygulanacak. İlk duruş-
mada, Yaşar Topçu ve avukatlarının
usule ilişkin itirazları olursa karara
bağlanacak. Duruşmaya, sanık Top-
çu'nun savunmasıyla devam edile-
cek. Topçu'nun Yüce Divan'a sevk ka-
rarında, ihale usul ve esaslarının 7
aşamada 7 ayn düzenlemeyle belirlen-
mesiyle ihale usul ve esaslannda be-
lirtilen kriterlere uygun çok sayıda
(otuzu aşkın) firma varken 15 firma-
nın davet edilmesi suretiyle ihaleler-
de rekabeti engellediği savunuluyor.
Üç proje halindeki işleri altı parça-
ya bölerek ve birbirleri ile ilişkilen-
direrek ıhaleye katılımı sınırlandırdı-
ğı, ekonomik açıdan en avantajh tek-
lifin verilmesini engellediği ileri sü-
rülen kararda, "Davet edilen fîrmala-
nn gizli tutulması gerekirken gizli tu-
tulmak bir yana ihalelerde bu firnıa-
ların birbûieriyleortakgirişimleroluş-
turnıasını teşvikedecekmahiyette usul
ve esaslar belirlediği, müteahhitlerin
ihale öncesinde anlaştıklarını göste-
ren birçokbulgu olmasına rağmen bu
bulgulann dikkate alınmadan ihalele-
rin sonuçlandırılmasına göz yumdu-
ğu" savunuluyor. Kararda, Topçu'nun
bu eylemleri nedeniyle Türk Ceza Ya-
sası'nın 205. maddesine (10 yıldan
aşağı olmamak üzere hapis) göre yar-
gılanması isteniyor.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Sabah gazeteye erken gelip yazı-
mı yazmam gerekiyordu. Tam gaze-
tenin önündeki sokağa döndüğüm-
de trafiğin tamamen tıkandığını gör-
düm. Gazeteye yüz metre mesafe-
de arabanın içinde kalakaldım. Ne
ileri negeri gidebiliyorum. Bir süre hiç
hareket olmadı. Ardından bizim ma-
hallenin esnafı ve trafik polisleri tra-
fiği açmak için sökün ettiler.
Üç trafik polisi, bir ileri bir geri koş-
turuyor, çift yönlü olan yolun tek şe-
ritli hale dönüşmesiyle ortaya çıkan tı-
kanmayı açmaya çalışıyorlardı. He-
men her gün bu manzarayla karşıla-
şıyoruz. Tıkanmaya rağmen, bir süre
bekleyip trafiğin açıldığına tanık olu-
yoruz. Bazen, dün olduğu gibi ilave bir
sorun daha çıkınca artık hiçbir çıkış
yolu kalmıyor. Dün bir saate yakın ara-
banın içinde bekledim. Yazım geciki-
yordu, konuklanm gelecekti ve ben on-
Trafik ve Hız Sınırları...
lardan önce yazımı yazamayacaktım.
Türkocağı Caddesi'ndeki tıkanma-
nın asıl sorumlusu, bizim mahallenin
esnafı. İki şeritli yolun birtarafınaara-
basını park ediyor ve o zaman tıkan-
ma başlıyor. Trafik polisleri de esnaf-
la ilişkilerini tam düzene sokamadık-
ları ve onlar üzerinde yeterince etki-
li olamadıkları için, bir türlü sokağa
bırakılan arabalara engel olamıyorlar.
Tam "yurduminsanı"durumlarında-
yız. Esnafıyla, trafik polisiyle bir bü-
tün oluşturuyoruz.
Bizim gazetenin sokağındaki keş-
mekeşevetrafikçilerinçaresizlikleri-
ne ve de kendimizin garibanlığına
dalıp gitmişken geçen hafta başıma
gelen bir trafik olayını anımsadım.
Ipek'in amcasının cenazesinden dö-
nüyorduk. Maltepe sahil yolunda gi-
derken, birden trafik polisleri önü-
müzü kestiler. önce 91 kilometre hız-
la gittiğimi, sonra bunun 94 kilomet-
re olduğunu söyleyip 188.50 YTLce-
zayı kesiverdiler.
Yasa yasadır, diyerek sesimi çıkar-
madım. Cezayı yazan polislerle soh-
bet ederken "Beyefendi burada hız
sının 50 kilometre" dediler. Birden
gülmeye başladım. Maltepe sahil yo-
lunda 50 kilometre hız sınırıyla ara-
ba kullanmaya kalksanız, diğer şo-
förlerle başınız belaya gider. Üstü-
nüze saldırırlar, çünkü o yolda o hız-
la gitmek akıl kârı değildir. Peki bu 50
kilometre sınınnı koyan, hangi akla hiz-
met bu sının koyuyor acaba?
Aynı hız sının, Atatürk Havaalanı'na
Yeşilköy kavşağından döndükten
sonra gidilen yolda da var. Orada 50
kilometre mümkün değil, akıl kârı da
değil. Ben şimdiye kadar o yolda 50
kilometre ile giden bir şoföre rastla-
madım. Trafik polisleri, şoförlerin yu-
muşak karnını iyi biliyorlar. Hızyapı-
lan bu bölgelerde zaman zaman "pu-
su"yayatıyorlar. Yolun deneyimli şo-
förleri onları tanıdığı için radarlı ara-
banın önünden geçerken hız kesi-
yor, sonra yeniden aynı hıza çıkıyor-
lar. Burada hız sınırını aşanlar bence
biranlamda "fuzağa"düşüyorlar. Ce-
zalar ardı ardına kesiliyor. Sirkeci-Ye-
şilköy sahil yolunda da hız sının 50
kilometre ile 30 kilometre arasında de-
ğişiyor. Bu tabelalan oraya kim dik-
tiyse, yolun kenarına bir oturup say-
sın bakalım, hiç bu sınırın altında ka-
lan kimse var mı? Kendisi o yollarda
kaç kilometre ile gidiyor, doğrusu onu
da çok merak ediyorum?
Gün boyu şehir trafiğinde akıl al-
maz trafik ihlallerine tanık olan, ku-
rallara uymak için çaba sarf eden bi-
ri olarak aldığım ceza canımı acıttı.
Üstelik bir hafta önce de nedenini
bilmediğim bir kâğıtla gelen başka bir
trafik cezasını yeni ödemiştim.
Trafik önlemleri ne için alınır? insan-
ların kurallara uyması, kazaların ön-
lenmesi için. Bizdeki trafik önlemle-
ri, diğer alanlardaki önlemlerden pek
farklı değil.
Gazetenin önündeki trafik keşme-
keşini aşıp gazeteye geldim. Sıra ak-
şam dönüşünde...
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Bush Bulanık Sularda...
Başkan Bush'un Avrupa ziyareti, bir yaklaşıma
göre "çok başarılı" oldu. Bir diğer yaklaşım ise
"görüntünün bulanık" olduğunu söylüyor. Ben ger-
çeğin bu ikisinin bileşiminden oluştuğunu düşünü-
yorum. Bush'un Avrupa ziyareti Avrupa açısından
başarılı oldu. Bulanıklık ise ABD açısından ve kü-
resel jeopolitiğin yönüyle ilgili.
Bush'u Avrupa'ya getiren rüzgâr
ABD Dışişleri sözcülerine bakılırsa, Bush'u Av-
rupa'ya Irak seçimlerinin, Israil-Filistin barış süre-
cinin rüzgârlarının şişirdiği yelkenler getirdi. Avru-
pa'ysa ABD'yi, çaresizlik rüzgârlarının getirdiğine
inanıyor. Irak'ta yükselen Şii etkinliği, gezinin erte-
sinde, Israil ve Irak'ta patlayan bombalar bu başa-
rının çapı üzerine bize bir şeyler söylüyor. Avrupa'da-
ki hava bence gerçeğe daha yakın.
The Economist'in işaret ettiği gibi "Bush'un
dış politika ekibi, ilk döneminde, Avrupa'nın bir-
liğinden ziyade iç çelişkilehyle ilgileniyordu" (24/02).
Savunma Bakanı Rumsfeld "eski Avrupa", "ye-
ni Avrupa" formülasyonuyla bu çelişkileri istismar
etmeye çalışıyordu. Ancak bu politika belirgin bi-
çimde iflas etti. Hatta Liberation dan Alain Du-
hamel'e göre, Avrupa'da Birliği güçlendirdi (23/02).
Şimdi, Prof. Nye'ın Le Figaro'daki yorumunda vur-
guladığı gibi, farklı bir hava oluştu. Artık Rumsfeld,
"Dünyada yapmak istediklerimiz açısından ABD
ve A vrupa 'nin çok yakın bir birliktelik içinde olma-
sı gerekir" diyor (26/04). ABD medyasında oluşan
çelişkili algı ("önemli birdönemeç aşıldı" - "bula-
nıklık") bu ' U dönüşü" manevrasının bir sonucu.
Ben de "Birdönemeç aşıldı" diye düşünüyorum.
"Bulanık" görüntüyse bu dönemecin aşılma yönüy-
le, yeniden kurulmaktaolan "birlikteliğin" (eğer ku-
rulacaksa) biçimiyle ilgili. Süreç, Schröder ve Chi-
rac'ın vurguladıkları gibi, "çok kutuplu" bir dün-
yada "eşitler arası" bir birliktelik yönünde ev-
rimleşiyor.
Gezinin bilançosu
The Economist'in özetlemesiyle, gezinin gün-
demini "Ortadoğu'nun demokratikleştirilmesi",
"Çin'in büyümesi" ve "Rusya'daki gelişmeler"
oluşturuyordu. Bush, gelecek20yıl boyuncaAB'nin,
bualanlarda ABD'ye neölçüde destek verebilece-
ğini saptamaya çalışacaktı.
ABD'nin geziden, "Ortadoğu'nun demokratikleş-
tirilmesi" ambalajına sarılan Iran, Irak, Suriye ve Is-
rail-Filistin konularında, önemli bir kazanç elde ede-
bildiğini söylemek çok zor. Irak konusunda elde et-
tiği yardım vaadi önemsizle/komik arasındaki sınır-
da. Suriye konusunda AB ülkeleri 1559 kararname
bağlamında ABD ile birlikte davranma eğiliminde
olmalanna karşın askeri bir müdahaleye kesinlikle
karşılar. Iran'la ilgili gelişmelerse bence çok ilginç
ve pazartesi yazımdadeğindiğim "AB Networks'üne
bulaşanlann giderek AB politikalannın etkisi altı-
na girmekte olduklarına " ilişkin saptamayı destek-
liyor. Bush'un "Iran'a müdahale edeceğimizisöy-
lüyorlar, bu çok gülünç... Hiçbir olasılık masadan
kalkmadı"demecindeki şaşkınlığını, "Dönünce dış
politika ekibimle görüşeceğim" ifadeleri izledi. Pa-
zartesi günü hem VVashington Post hem The In-
dependent, ABD'nin Iran'la görüşmeleri sürdüren
Troika'yı (Almanya, Fransa, Ingiltere) doğrudan des-
teklemeye, Iran'a diplomatikteşviklersunmayaka-
rar vermek üzere olduğunu yazıyorlardı. Rusya'ya
gelince, kasasından petrol dolarları fışkıran Pu-
tin'in Bush'un "demokratikleşmenin gerilemesi" ko-
nusundaki eleştirileri karşısında bir milim bile kıpır-
damadığını, (Putin yanlısı basının, ortak basın top-
lantısında Bush'a, ABD'deki demokrasiye ilişkin
yönelttikleri eleştirilere de bakarak) söyleyebiliriz.
VeÇin
ABD açısından uluslararası jeopolitiğin gelece-
ğine ilişkin "bulanıklık" yaratan en önemli sorun
AB'nin Çin'le ilgili tavrından kaynaklandı. Bush yö-
netiminin tüm baskısına karşın Schröder ve Chi-
rac, Tianenmen Meydanı katliamından bu yana
Çin'e uygulanmakta olan silah ambargosunu kal-
dıracaklarını, (dolayısıyla 70 milyar dolarhk bir si-
lah piyasasından vazgeçmeye niyetli olmadıkları-
nı) kesin bir dille belirttiler.
Bu konuda yorumları derleyen Christian Scien-
ce Monitor, yazısını The Economist'in "ambar-
gonun kalkması önemli bir köşe taşı oluşturacak.
AB, tavrını ABD'nin değil Çin'in stratejik çıkarla-
rından yana yaptı" saptamasıyla bitirecekti. The Eco-
nomist'e göre AB'nin, Çin Merkez Bankası rezerv-
leri üzerinde, el altından ABD ile rekabet ediyor ol-
ması da ABD'nin canını sıkıyordu (26/02). AB Ti-
cari Temsilcisi Peter Mendelson pazartesi günü
Pekin'e uçarken, "ABD'nin bu konuda Avrupa'yla
bir kavgaya girmesinin yanlış olacağını" söyledi.
Hatırlayacağınız gibi Mendelson Ingiltere Işçi Par-
tisi içinde Blair'e en yakın politikacı. Belli ki Ingil-
tere ile "özel ilişkisi" bu konuda Bush'un pek işine
yaramadı; Ingiltere'nin AB kimliği ağır bastı.
Uluslararası jeopolitiğin gemisi "güçler denge-
si" denizinin bulanık sularına giriyor. Burası tam da
Avrupa'nın "neolitik" dönemden kalma köpekba-
lıklarının en sevdiği ortam. Üstelik son yıllarda, bi-
zim de bizzat yaşadığımız gibi, bunlar sürü halin-
de avlanmayı da öğrendiler. ABD'nin işi giderek
zorlaşacak.
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ
GENEL MERKEZİ
PANEL
"3 MART YASALARI VE CUMHURİYETİMİZ"
Açılış Komışması: Turgut UNLU (ADD, GYK Üyesi, Marmara Böl. Sor.)
Panel Yöneticisi : Dr. Alev Cx>şkun (Cumhunyet Vakfı Bşk. Yrd.)
Konuşmacılar : llhan SELÇUK (Cumhunyet Gazetesı Başyazan)
Prof Dr Erdal İNONU
Ertugrul KAZANCI (ADD Genel Bşk.)
tbrahim YETKİN (T. Zıraatçıler Der. Gen. Bşk.)
Yer : Beşiktaş Evlendirme Danesı
(Turkalı Mah Nüzhetıye Cad. No: 60 Ihlamur
Kasn Karşısı Beşıklaş / Ist.)
Tarih : 3 Mart 2005 Perşembe
Saat : 14.30
Giriş Serbesttir.