23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 MART 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 Erdoğan ne zaman Ankara'ya geliyor? Bir kıtadan ötekine gulerken! Etektronik posta: denizsom@cumhuriyet.com.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Irak'ta türbansız kadınlar öldürülüyormuş... "Bu da Amerika'nın kanlı Islam modeli!" ÇanakkaleÇanakkale'de 15 yıl önce hizmete giren SSK Hastanesi'nin 40 dönümlük arsası kentin tanınmış ailelerinden Bahattin Demircioğlu tarafından, hastaneye aile adının verilmesi koşuluyla bağışlanmıştı. SSK hastanesine "Huriye ve Bahattin Demircioğlu" adının verileceği de tapuda kayıt altına alınmıştı. Ne var ki bu söz tutulmadı. SSK hastaneleri Sağlık Bakanlığı'na devredilirken Çanakkale SSK Hastanesi'nin adı "Şehitlik Devlet Hastanesi" yapıldı. Devlet eliyle hem devletin sözü yine tutulmadı hem de devletin tapusu bir kez daha delindi. s ilivri'de yerel Trakya Hürhaber ve Silivri ga- zetelerinin matbaalarının ruhsatı bulunma- dığı gerekçesiyle AKP'li Belediye Başkanı Hüseyin Turan tarafından mühürlenerek yayınının durdurulması olayının ayrıntılarında neler olduğunu öğrenmeye çalışalım... Olay geçen kasım ayında kaymakamlıkta başlı- yor. Silivri Kaymakamı Ali Dursun'un buyruğu ile Si- livri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, dinci Vakit gazetesinde "Asım Yenidoğan" takma adıyla yazdığı yazıda generallere hakaret ederek tazminat ödemeye mahkûm olan RTÜK üyesi Mehmet Do- ğan'ın hazırladığı "Türkçe Sözlük"lerden birkaç bin adet satın alıyor. "Laiklik" maddesinde "Dinsizlik, di- ne karşı olan, din karşıtı" yazan sözlükler, Silivri llçe Milli Eğitim Müdürlüğü aracılığıyla okullarda öğren- cilere bedava dağıtıhyor. llhan Uygun'un sahibi olduğu yerel gazeteler Trakya Hürhaber ile Silivri, bu olayı, kitapların band- Silivri'de rolsüz yani "korsan" olduğunu da ortaya çıkararak ulusal basın ve televızyonlara taşıyor. Silivri'de maske düşüyor! Şubat ayında Silivri Belediye Meclisi'nde mobilya atölyeleri, lastiktamircileri, matbaalargibi "gayri sıh- hi müesseseler"in kent dışına taşınması öneriliyor. Bu amaçla bir komisyon kuruluyor. Komisyon çalışmalarını sürdürürken, ortada alın- mış bir karar ve yapılmış bir tebligat yokken önceki gün 10 zabıta memuru Trakya Hürhaber ve Silivri ga- zetelerinin basıldığı matbaaya gelerek kapısını mü- hürlüyor. Aynı zamanda komisyon üyesi de olan AKP'li mec- lis üyesi Turan Göksu, bu yolda alınmış bir karar ol- madığı söylüyor. CHP'Iİ meclis üyesi ve komisyon üyesi Rauf Berktaş da hayvan yetiştiriciliği yapan işletmelerin yasaklanmasına ilişkin bir karar alındı- ğını ancak matbaalarla ilgili birtoplantı bileyapılma- dığını bildiriyor. Silivri'de onca ruhsatsız işyeri varken ve aynı du- rumda dört matbaa daha bulunurken Silivri'deki "sözlük skandalı"nı ortaya çıkaran gazetenin mat- baası kapatılıyor. Açıkçası, muhalif basın susturu- luyor! Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Metin Karakaş, "cezalı" gazeteci llhan Uygun'la konuşurken ağzın- dan kaçırdığı bir cümle ile olayın perde arkasına ışık tutuyor: "Sizinle aynı durumda dört matbaa var ama sizin hakkınızda iki de şikayet dilekçesi var. Bu şikâ- yetlerden biri Kaymakamlık'tan yapıldı." Silivri Kaymakamı Ali Dursun. Silivri Belediye Başkanı Hüseyin Turan. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Işte Türkiye'de basın özgürlüğü bu! TuristAkif Kökçe: "Güneyde toprak alan Avrupalılar şimdi de işletmeciliğe başladı. Yakında kendi ülkemizde yabancı turist olacağız demektir!" Yönetim Erol Işisağ: "CHP'nin 1 padişahlıkla yönetildiği görüşü yanlış. Padişahlıkla yönetilemiyor!" SESStZ SEDASIZ (!) //SZ ES/E LAZ/Aİ OyaNLAJZJ KUB8E M/ Mf/\IARE~ VENTAGON WC LJfASmm M MU7LU &EY//2L&Z./ 41. LEVEL sdkteJV 1=ON MÜZI'Ğİ: TAİCUNYA ŞŞSLE12I BŞUS/NCe BBCZÂBEJZ BfZ BU WELCCME ro K/12/A/1 SAVAŞMDİti TüBiÛYEYt füJZCAlAMA POUTfrAS/ GAME0VB2. Avrupa'da köpek ve domuz normları Antalya'dan dostumuz Yılmaz Dikbaş, yazdığı kitaplarda Avrupa Birliği'ne sert eleştiriler getiren görüşleriyle tanınıyor. Üşenmemiş, Ingiliz gazetelerini taramış; bazı karikatürleri ve köşe yazılarından alıntılar göndermiş. The Guardian gazetesinde karikatü- rist Steve Bell, Ingiltere Başbakanı Tony Blair'i köşeye sıkışmış bir köpek olarak çizmiş ve karikatürün üstüne şu- nu yazmış: Köşeye sıkışmış dikkatsiz kö- pek. Yine Bell, dönemin muhalefet lideri VVilliam Haig'i, bir domuz ahırında, do- muzu dinlerken çizmiş. Domuz, Ingiliz Muhafazakâr Parti lideri, milletvekili Ha- ig'e şöyle diyor: Benden daha büyük bir pisliğe batmış bir kimseyle tanışmak bir onurdur. The Guardian'da köşe yazan Hugo Young'ın makalesinin başlığı: Bla- ir, bir kucak köpeği olabilir, ama en azın- dan havlamalıdır. The Observer gazete- sinde, Nick Cohen'in köşe yazısının baş- lığı: Blair, Bush'un kucak köpeği mi? Bu benzetme, kucak köpeklerine haksızlık olur. Yılmaz Dikbaş: "Nasıl oluyor da, Ingil- tere Başbakanı bir köpek olarak yazılıp çi- ziliyor, Ingiliz muhalefet lideri bir domuz- dan hakaret işitirken çiziliyor ve yazıp çi- zenlere bir şey olmuyor da; Cumhuriyet gazetesinde Musa Kart, iktidarının ba- şını bir kedi olarak çizince mahkemele- re verılip milyarlarca liralık tazminat dava- ları açılıyor? Çünkü Avrupa normları; şe- riatçı eylem ve söylemlere geçit verdiği sürece makbul, eleştirel fikir ve görüşler yazılıp çizilerek ifade edilirse, geçersiz!" Yüksek Yerilim Hattı Müzakere basınına "basın şerefsizlik kartı" verilmeli! erdincutku'yahoo.com ÇED KÖŞESt OKTAY EKINCI Eskişehir'in 'Kent Üniversitesi'... Üniversiteler, eğitimin yanı sı- ra bulundukları kente de hizmet ettiklerinde, hem saygınlıklan ar- tıyor hem de toplumsal ilerleme- ye katkıları daha bir etkili olu- yor... Bu hizmetlenn öğrenimle de bütünleşmesi ise öğrencilerin "kent ortanımda" ve "toplumsal etküeşimler"1e geleceğe hazırlan- malarını sağlıyor... Kuruluşundan itibaren buna ör- nek olan Anadolu Üniversitesi, aynı katkısını kültür ve sanatta da doruğa çıkartarak sürdürüyor... Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in rektörlüğü döncminde lemelleri atılan, son yıllarda da aynı duyar- lılığın rektörü ve takipçisi Prof. Dr. Engin Ataç ve çalışma arka- daşlarınca gerçekleştirilcn "kent- lebütünleşnıe" projeleri, Anado- lu Üniversitesi'ni Eskişehir'in hem gururu hem de "onsuz ol- maz"ı yapıyor... 0 kadar ki bu kentte artık Ana- dolu Üniversitesi demek, aynı za- manda "kent yaşamı" demek. Bunda da en öncmli nedeıı, hem "Çağdaş Sanatlar Müzesi"ne dö- nüştüriildü... Onceki yıl ise yine Odunpaza- n'ndaki 1980'lere kadar konut olarak kullanılan 2 katlı ve terk edilmiş bir geleneksel Eskişehir evi çökmekten kurtanlarak "Eği- tim Karikatürleri Müzesi" işle- viyle restore edildi. Geçen aralık ayında Tan O- ral'ın hazırladığı "Eğitim" ko- nulu karikatür sergisiyle birlikte açılışı yapılan müze, çok sayıda Türk ve yabancı çizerlerin yapıt- lanndan oluşan zengin bırkolek- sıyonu banndınyor. Karikatür ya- rışmalarına katılan eserlerin de depolarda kalmaktan kurtarıldığı müzenin amacını ve gerekçesini Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Engin Ataç şöyle anla- tıyor: "Karikatür sanatı, sorunlann dile getirilmesinde önemli görev- ler üstlenmektedir. lçerisindeeleş- tiri boyutu olan, ama bunu güler yüzleirdeleyen karikatürün yara- tıcılık yanı da tarüşma götürmez. Bu nedenle üzerindebilimselaraş- Odunpazarı evlerine "akademik" sahiplenme.. öğrencilerin hem de halkın bir- likte "katıldıklan" etkinlikler için kampus dışındaki ve hatta tarihi dokuda bulunan "geçmişin tanı- ğı" mekâların da değcrlendiril- mesi... Üstelik, yıllardır ilgı bekleyen eski ve özgiin binalar, yerel yöne- timin yanı sıra Anadolu Üniver- sitesi tarafından da "sahiplenile- rek" kurtarılıyor. Böylece bir yandan kültürel miras korunur- ken bir yandan da kent yaşamın- da "tarih ile çağdaşlığın buluşma- sı" sağlanıyor. Cumhuriyet ve sanat Işte bu çalışmaların öncüsü olan "Cumhuriyet Tarihi Müze- si", kentin ilk kurulduğu semt olan Odunpazarı'ndaki eski "As- keriik Şubesi" binasında... Ana- dolu Üniversitesi'ne kültürel amaçla talısis edilen binanın ye- ni işleviyle açılışı 1944'te yapıl- mıştı... Ûniversitenin Yunus Emre Kampusu'nda bulunan, 1. ulusal mimarhk dönemi örneklerinden "Askeri Kışla ve Talimgâh" bina- sı da onarılarak 2001 yılında tırnıalann pek yapılmadığı Türk karikatürüne üniversite olarak kucak açmak ve toplumu da bu sanatımızla daha ilgili kılmak is- tiyoruz..." Araşürmacılara destek Nitekim bu duyarlılık sadece müzeyle de sınırlı değil. Üniver- site bünyesinde kurulan "Karika- tür Araştirma Merkezi", müze- deki belgelerin değerlendirilme- si ve araştirma yapmak isteyenle- rin yüreklendirilmesi için hazır... Benzer şekilde Karikatür Ku- lübü ile Güzel Sanaüar Fakültesi Çizgi Film Bölümü de tüm bu ça- balara ve çalışmalara hem destek veriyor hem de ortak oluyorlar. Geriye sadece toplumun ilgisini yoğunlaştırması kalıyor... Sözün kısası, dünyada ün yap- mış ve çok sayıda uluslararası ba- şanya imza atmış Türk karikatü- rü artık "bilimin himayesi" altın- da... Başta çizerlerimiz olmak üzere, tüm sanatseverlerin ve her- kesin, Anadolu Üniver- sitesi'ndeki bu çağdaş sorumluluk örneğini kutlamalan gerekiyor... oekincif" cumhuriyet.com.tr KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakcı turk.net ÇİZGtLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaracİKi mynet.com H A R B İ SEMİH POROY semihporoyOı yahoo.com , YAHU, AMEftKA (ILIMU İSLAf^A KlZ ^ - ^ L L A H A . J - ö £1) / AfMH HACI, PiKKAT ET... \ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 2 Mıırt ıvwu\murntnz-tıriJtan. coın SON GÜNEYKUTBU YOLCULUĞU 13S8'PE 8U6ÜM,İMGİLİZ KAŞİFİ Dh VfVIAN' FUCUS VE EKİgİNİN GÜNEY KUTBUNA YAPTtK.Lfl£l YOL- CMLUK SONA ERPİ. ANTnRKTİKA'NIN glKUOJN PAN, SHACKLETVN ÜSSÜNDEN YOIA ÇlKARAIC GÜHEY KUTBUNA VARMI$IAR,£ÖNRA DİSEÜ U.CA, SCOTTÜSSÜ'UE ÜlAŞMlŞLA&>l.(34-S0 km) ÜMLÜ KAŞİF AMUNDSEM'İN İ9H'DE KEŞFET- Tİ&İ ĞÜMEY KJUr8U,BUK£Z ÇAĞDA?ARAÇ- LARLA ZİYAeeT EDİLİYOROU. "SNO-CAT"OE_ NEN, ÖZEL OLARAK ÜRETİLMİŞ PALETÜ AIZAÇLAR.IN /OJUANILOlSl 33GÜULÜK BÜ- YÜK ARAÇTIRMA SSFERINDE, "EVE/ZEST FA- TİHİ' YEA// Z£LANDALI EDMUNO HIUARY PE GÖKSl/ALMlÇ^NDEN GİOEZEK KONAk- L A M A / A s A CUMHURİYET OKIJRLARTNA ÇACRI DEVRtM YASALAR1NIN EN ÖNEMLİSİ, ÖĞRETİM BİRLİĞİ YASASININ ARKASINDA, ATATÜRK'ÜN YOLUNDAYIZ. ADD Genel Merkezi'nın Beşiktaş Evlendırme Dairesı'nde 3 Mart 2005 Saat 14.30'da yapılacak paneline destek venyor ve birlikte katılıyoruz. İSTANBUL CUMOK tSTANBUL 5. ASLÎYE HUKUK HÂKTMLtĞl'NDEN 2004/305 [)a\alı Istanbul Üniversitesi Demokratık Öğrencı Demeğı Tüzel Kışılığını lemsılen blıl'Manış'a Duyuıu Davacı K II tarafından davalı Istanbul Üniversitesi Demokratık Öğrencı Derneğı tıı/elkışılığıni temsı- len Elıf Manıs alcyhme mahkenıemızde açılan demek f'eshı davasının yapılan yargılama.sı sırasında, Dava- cı K H tarafından I lacı Gıyaseddın Mah Hacı Kadın Caddesı No 132 Cmınonu adresınde faalıyette bulu- nan davalı derneğın kurucu başkanının Clıf Manış olduğunu, kuruluşu yapılmak ıstenen derneğın evrakla- nnda noksanlıklar lespit edıldığınden 290K sayılı Dernekler Kanıınu'nun 10 maddesı gereğınce belırtılen noksanlıkların 30 gun ıçenbindc gıdcnlcrek, yenıden ha/ırlanaıak lu/uğun nıulkı amırlığe tes.lım edılmesı gerektığı hususunun 26 05.2004 tarıhınde demek geçıcı yonetıcısı Llıt Manı^'a tcbhğ cdıldığını, belırtılen eksıklıklenn gıderılmedığının anlaşıldığından bahısle davalı Istanbul Üniversitesi Demokratık Öğrencı Derneğf nın 2908 sayılı Demekler Kanunun 50/1 maddesı uyarınca demek teshı davası ıkame edilmiş, da- valı demeğın adresı zabıta tahkıkatına ragnıen teblıgata sarıh adresı lespit edılemenıesı nedenıyle dava dı- lekçesının ve duruşma günunun kendısıne gazete marıfetı ile ılanen teblığıne karar verılmış olup, 13 04 2005 günu saat 10 00'da nuhkememi/'dekı durusmadd hazır bulunmadığı ve kendısını bir vekılle tcmsıl ettımıedığı takdırdc HUMK'un 2IV177 maddelen uyannca duru^maya yoklıığunda devam olunj- cağı, dava dılekçesının o/etı yennc kaım olmak vc ılan tanhınden 7 gun sonnı tebligat yapılmi 1 ; sayıiacağı uzere ılanen teblığ olunur. 09.02 2005 Basın 8383 PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Yarışmacılık Yoluyla Aptallaştırma Televizyonlara bakınca Türk insanının yarışmacı ru- hunun ekranlara iyice egemen olduğu görülüyor. Her büyük kanalın milyonlarca izleyiciyi ekran karşısına çe- ken bir ya da birkaç yanşma programı var. Sözünü et- tiğim programların televizyonların siyah-beyazlı döne- minden beri tanıdığımız bilgi yarışmalarından farkları yarışmacıların bilgilerini değil, bireysel davranış yete- neklerini öne çıkartmaları. "Biri BiziGözetliyor", "Ün- lüler Çiftliği", "Gelinim Olur musun?" gibi geride ka- lanların dışında ilk anda aklıma gelenler, şu sıralar sü- ren "SizeAnneDiyebilirmiyim?", "BeyazAtlıPrens", "Sahte Gelin" ve "Bizim Evde Neler Oluyor?" adlı ya- nşmalar. Daha önce de bu konuya ilişkin olarak yazdığımı bi- len okurlar, haklı olarak Adamın başka işi kalmamış, nelerle uğraşıyor?" diye düşünebilirler. Ben, düzeysiz- likleri açısından birbirlerinden pek farkı olmayan bu ya- rışmaları, sundukları içeriklerine bakmaksızın ekran karşısına çektikleri milyonlarca izleyici üzerindeki et- kileri nedeniyle önemsiyorum. Çünkü sayıları gerçek- ten milyonlarla ifade edilen bu kitle, Türkiye'nin yetiş- kin nüfusu içinde önemli bir kesimi oluşturuyor. Bu tür programların "tiryakisi" olan kitle içinde orta ve dar gelirli ev kadınlannın ilk sırada olduklan varsa- yılıyor, fakat bu, söz konusu kitlenin kendi içinde uyum- lu (homojen) bir yapıya sahip olduğu anlamına da gel- miyor. O milyonlarca insanın içinde her yaştan ve her sınıfsal/toplumsal katmandan kadınlar gibi erkeklerde yer alıyor. ••• Bu insanlardoğal ki "yalnızca" yanşma programı iz- leyicileri değil, onlaraynı zamanda Türkiye'nin ekono- mik, siyasal, sosyal yaşamında da büyük ölçüde be- lirleyiciler. Yerel seçimlerde, genel seçimlerde oy kul- lanıyorlar, beldeleri, ilçeleri, kentleri, ülkeyi yönetecek insanları seçiyorlar. Çok izlenen televizyon kanalların- daki haber programlarından magazine, spor program- larından dizilere, çok satan gazetelerin sayfa düzenin- den haberlerin sunum biçimlerine, sinemadan yayın dünyasına kadar yaşamın birçok alanında beğeni dü- zeyleri ve seçimleriyle önemli rol oynuyorlar. flgi, merak, heyecan, beğeni, düşünce düzeyleri, sözgelimi "Size Anne Diyebilirmiyim?" adlı evlilik ya- rışmasının düzeyiyle aynı çizgideki insanlann belirle- yici rol oynadıkları bir toplumun işi hiç kolay değil. Bu düzey, toplumsal sınıflar/katmanlar üstü lümpenli- ği/paçavralığı da yansıtıyor. Izleyicilerin, haftalar boyu süren yarışmada özellikle yalancılıkları, entrikaları, çı- kar hırsları, yozlukları, "heryolmubah" yollu eğilimle- riyle öne çıkan yarışmacılarla kendilerini özdeşleştir- melerindeki yoğunluğun derecesi, toplumumuzun ge- neline yayılmış olan lümpenleşmenin/paçavralaşma- nın bir göstergesı değil midir? ••• Reklam veren kuruluşların araştirma verilerinden yo- la çıkarak söz konusu izleyici kitlesini ağırlıklı olarak dar ve orta gelirli kesimin oluşturduğunu söylüyorsak, bu durum "so/"u dayakından ilgilendirmeli, diyedüşünü- yorum. Çünkü bu kesim önemli bir bölümüyle "nes- nel" olarak "so/"un seçmen potansiyelini oluşturuyor. Oysa Türkiye solunda kendi düşünce dünyasının dı- şında olan biteni yadsımak gibi genel bir eğilim var. Bu eğilime işaret etmek için söz konusu ettiğim yanşma programlarının "uç örnekler" olduğunu kabul ediyor, fakat burada farklı alanlardan daha birçok örnek sıra- lanabileceğini de biliyorum. Renginin tonu ne olursa olsun, "so/"un, yaşamın heralanına "mücfa/ı//"olması gerektiğine, medyaaraç- larının "daha fazla izlenme payı", "daha fazla reklam alma" hırsları uğruna çok çeşitli yöntemlerie ve artan bir hızla işlettikleri "kitlesel aptallaştırma" sürecinin ancak "sol" tarafından kırılabileceğine, bunun yön- temlerini tartışmamız gerektiğine inanıyorum. Aksi halde toplumsal tarihçiler, bizlerin var olmaya- cağı uzak gelecekte 21. yüzyılın başlarındaki Türkiye toplumunu mercek altına aldıklannda "aptallaşmanın" en belirgin özellik olarak öne çıktığını görecekler, böy- lece "yarışmacılıkyoluyla aptallaştırma" tanımı yeni bir kavram olarak bilimsel literatüre girecek, bunun da ayıbı bize ait olacak. (e-posta: dkavukcuoglurasuperonline.com) (Faks:0212-23468 73) B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 SOLDANSAĞA: 1/Karşıt,zıt.2/ Yasama mec- lıslerinin birle- şimlerinden her biri... Se- vinç belirten bir ünlenı. 3/ Birmüziksesi- ni belirtmeye yarayan işa- ret... Teraziyi denklemek için hafîf gelen kefeye konulan ağır- hk. 4/Kimliğibelirle- nemeyen uzay cismi- lerine verilen ad... Rütbe ya da kıdemce küçük olan asker. 5/ Boyu iki buçuk metre kadar olabilen bir ba- lık. 6/ Bir soru ekı... Maden külçelerinin eritilipanndınlması... "Gizli —":ReşatNu- ri Güntekin'in romanı. II Eski dilde burun... Sakağı da denilen ölümcül bir hayvan hastahğı. 8/ Yaprakla- n ve dalları, Güney ve Batı Anadolu'da sebze olarak kullanılan otsu bir bitki. 9/Saray ve konaklarda kadın- lara ayrılan bölüm... Bir topluluğıı oluşturan bireyler- den her biri. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Süzülnıüş et ya da tavuk suyu. 2/Yapısına girdiği söz- cüğe "kendi kendine" anlamı katan yabancı önek... Tütsüyle kurutulmuşu oldukça sürümlü olan birbalık. 3/ Söylev... Sivil havacılıkta uçuş güvenliği bulunan bölgeye verilen ad. 4/ Ulaşım yollarında bulunan taşıt ve yayalann tümü... Birbağlaç. 5/Rutenyum elemen- tinin simgesi... Tamir. 6/Gözleri görmeyen.. Olmak eylemi ya da biçimi. 7/En kalın erkek sesi... Motorlu taşıtlann elektriğini sağlayan aygıt. 8/ Gövde heyke- li... Maden eşya üzerine vurulanbir cins cila. 9/Duva- rı berkitmek için taşlann arasına yatay olarak yerleş- tirilen direk.'Hangi şey.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle