Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 MART 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
Erdoğan ne zaman
Ankara'ya geliyor?
Bir kıtadan ötekine
gulerken!
Etektronik posta: denizsom@cumhuriyet.com.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Irak'ta türbansız kadınlar
öldürülüyormuş...
"Bu da Amerika'nın kanlı
Islam modeli!"
ÇanakkaleÇanakkale'de 15 yıl önce
hizmete giren SSK
Hastanesi'nin 40
dönümlük arsası kentin
tanınmış ailelerinden
Bahattin Demircioğlu
tarafından, hastaneye aile
adının verilmesi koşuluyla
bağışlanmıştı. SSK
hastanesine "Huriye ve
Bahattin Demircioğlu"
adının verileceği de
tapuda kayıt altına
alınmıştı. Ne var ki bu
söz tutulmadı. SSK
hastaneleri Sağlık
Bakanlığı'na devredilirken
Çanakkale SSK
Hastanesi'nin adı
"Şehitlik Devlet
Hastanesi" yapıldı. Devlet
eliyle hem devletin sözü
yine tutulmadı hem de
devletin tapusu bir kez
daha delindi.
s
ilivri'de yerel Trakya Hürhaber ve Silivri ga-
zetelerinin matbaalarının ruhsatı bulunma-
dığı gerekçesiyle AKP'li Belediye Başkanı
Hüseyin Turan tarafından mühürlenerek
yayınının durdurulması olayının ayrıntılarında neler
olduğunu öğrenmeye çalışalım...
Olay geçen kasım ayında kaymakamlıkta başlı-
yor. Silivri Kaymakamı Ali Dursun'un buyruğu ile Si-
livri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, dinci
Vakit gazetesinde "Asım Yenidoğan" takma adıyla
yazdığı yazıda generallere hakaret ederek tazminat
ödemeye mahkûm olan RTÜK üyesi Mehmet Do-
ğan'ın hazırladığı "Türkçe Sözlük"lerden birkaç bin
adet satın alıyor. "Laiklik" maddesinde "Dinsizlik, di-
ne karşı olan, din karşıtı" yazan sözlükler, Silivri llçe
Milli Eğitim Müdürlüğü aracılığıyla okullarda öğren-
cilere bedava dağıtıhyor.
llhan Uygun'un sahibi olduğu yerel gazeteler
Trakya Hürhaber ile Silivri, bu olayı, kitapların band-
Silivri'de
rolsüz yani "korsan" olduğunu da ortaya çıkararak
ulusal basın ve televızyonlara taşıyor.
Silivri'de maske düşüyor!
Şubat ayında Silivri Belediye Meclisi'nde mobilya
atölyeleri, lastiktamircileri, matbaalargibi "gayri sıh-
hi müesseseler"in kent dışına taşınması öneriliyor.
Bu amaçla bir komisyon kuruluyor.
Komisyon çalışmalarını sürdürürken, ortada alın-
mış bir karar ve yapılmış bir tebligat yokken önceki
gün 10 zabıta memuru Trakya Hürhaber ve Silivri ga-
zetelerinin basıldığı matbaaya gelerek kapısını mü-
hürlüyor.
Aynı zamanda komisyon üyesi de olan AKP'li mec-
lis üyesi Turan Göksu, bu yolda alınmış bir karar ol-
madığı söylüyor. CHP'Iİ meclis üyesi ve komisyon
üyesi Rauf Berktaş da hayvan yetiştiriciliği yapan
işletmelerin yasaklanmasına ilişkin bir karar alındı-
ğını ancak matbaalarla ilgili birtoplantı bileyapılma-
dığını bildiriyor.
Silivri'de onca ruhsatsız işyeri varken ve aynı du-
rumda dört matbaa daha bulunurken Silivri'deki
"sözlük skandalı"nı ortaya çıkaran gazetenin mat-
baası kapatılıyor. Açıkçası, muhalif basın susturu-
luyor!
Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Metin Karakaş,
"cezalı" gazeteci llhan Uygun'la konuşurken ağzın-
dan kaçırdığı bir cümle ile olayın perde arkasına ışık
tutuyor: "Sizinle aynı durumda dört matbaa var ama
sizin hakkınızda iki de şikayet dilekçesi var. Bu şikâ-
yetlerden biri Kaymakamlık'tan yapıldı."
Silivri Kaymakamı Ali Dursun.
Silivri Belediye Başkanı Hüseyin Turan.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan.
Işte Türkiye'de basın özgürlüğü bu!
TuristAkif Kökçe:
"Güneyde toprak alan
Avrupalılar şimdi de
işletmeciliğe başladı.
Yakında kendi
ülkemizde yabancı turist
olacağız demektir!"
Yönetim
Erol Işisağ: "CHP'nin
1
padişahlıkla
yönetildiği görüşü
yanlış. Padişahlıkla
yönetilemiyor!"
SESStZ SEDASIZ (!)
//SZ ES/E LAZ/Aİ
OyaNLAJZJ
KUB8E M/
Mf/\IARE~
VENTAGON
WC LJfASmm
M
MU7LU
&EY//2L&Z./
41.
LEVEL
sdkteJV
1=ON
MÜZI'Ğİ:
TAİCUNYA ŞŞSLE12I
BŞUS/NCe
BBCZÂBEJZ
BfZ BU
WELCCME
ro
K/12/A/1
SAVAŞMDİti
TüBiÛYEYt
füJZCAlAMA
POUTfrAS/
GAME0VB2.
Avrupa'da köpek ve domuz normları
Antalya'dan dostumuz Yılmaz Dikbaş,
yazdığı kitaplarda Avrupa Birliği'ne sert
eleştiriler getiren görüşleriyle tanınıyor.
Üşenmemiş, Ingiliz gazetelerini taramış;
bazı karikatürleri ve köşe yazılarından
alıntılar göndermiş.
The Guardian gazetesinde karikatü-
rist Steve Bell, Ingiltere Başbakanı
Tony Blair'i köşeye sıkışmış bir köpek
olarak çizmiş ve karikatürün üstüne şu-
nu yazmış: Köşeye sıkışmış dikkatsiz kö-
pek. Yine Bell, dönemin muhalefet lideri
VVilliam Haig'i, bir domuz ahırında, do-
muzu dinlerken çizmiş. Domuz, Ingiliz
Muhafazakâr Parti lideri, milletvekili Ha-
ig'e şöyle diyor: Benden daha büyük bir
pisliğe batmış bir kimseyle tanışmak bir
onurdur. The Guardian'da köşe yazan
Hugo Young'ın makalesinin başlığı: Bla-
ir, bir kucak köpeği olabilir, ama en azın-
dan havlamalıdır. The Observer gazete-
sinde, Nick Cohen'in köşe yazısının baş-
lığı: Blair, Bush'un kucak köpeği mi? Bu
benzetme, kucak köpeklerine haksızlık
olur.
Yılmaz Dikbaş: "Nasıl oluyor da, Ingil-
tere Başbakanı bir köpek olarak yazılıp çi-
ziliyor, Ingiliz muhalefet lideri bir domuz-
dan hakaret işitirken çiziliyor ve yazıp çi-
zenlere bir şey olmuyor da; Cumhuriyet
gazetesinde Musa Kart, iktidarının ba-
şını bir kedi olarak çizince mahkemele-
re verılip milyarlarca liralık tazminat dava-
ları açılıyor? Çünkü Avrupa normları; şe-
riatçı eylem ve söylemlere geçit verdiği
sürece makbul, eleştirel fikir ve görüşler
yazılıp çizilerek ifade edilirse, geçersiz!"
Yüksek Yerilim Hattı
Müzakere basınına "basın
şerefsizlik kartı" verilmeli!
erdincutku'yahoo.com
ÇED KÖŞESt
OKTAY EKINCI
Eskişehir'in 'Kent Üniversitesi'...
Üniversiteler, eğitimin yanı sı-
ra bulundukları kente de hizmet
ettiklerinde, hem saygınlıklan ar-
tıyor hem de toplumsal ilerleme-
ye katkıları daha bir etkili olu-
yor... Bu hizmetlenn öğrenimle
de bütünleşmesi ise öğrencilerin
"kent ortanımda" ve "toplumsal
etküeşimler"1e geleceğe hazırlan-
malarını sağlıyor...
Kuruluşundan itibaren buna ör-
nek olan Anadolu Üniversitesi,
aynı katkısını kültür ve sanatta da
doruğa çıkartarak sürdürüyor...
Büyükşehir Belediye Başkanı
Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen'in
rektörlüğü döncminde lemelleri
atılan, son yıllarda da aynı duyar-
lılığın rektörü ve takipçisi Prof.
Dr. Engin Ataç ve çalışma arka-
daşlarınca gerçekleştirilcn "kent-
lebütünleşnıe" projeleri, Anado-
lu Üniversitesi'ni Eskişehir'in
hem gururu hem de "onsuz ol-
maz"ı yapıyor...
0 kadar ki bu kentte artık Ana-
dolu Üniversitesi demek, aynı za-
manda "kent yaşamı" demek.
Bunda da en öncmli nedeıı, hem
"Çağdaş Sanatlar Müzesi"ne dö-
nüştüriildü...
Onceki yıl ise yine Odunpaza-
n'ndaki 1980'lere kadar konut
olarak kullanılan 2 katlı ve terk
edilmiş bir geleneksel Eskişehir
evi çökmekten kurtanlarak "Eği-
tim Karikatürleri Müzesi" işle-
viyle restore edildi.
Geçen aralık ayında Tan O-
ral'ın hazırladığı "Eğitim" ko-
nulu karikatür sergisiyle birlikte
açılışı yapılan müze, çok sayıda
Türk ve yabancı çizerlerin yapıt-
lanndan oluşan zengin bırkolek-
sıyonu banndınyor. Karikatür ya-
rışmalarına katılan eserlerin de
depolarda kalmaktan kurtarıldığı
müzenin amacını ve gerekçesini
Anadolu Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Engin Ataç şöyle anla-
tıyor:
"Karikatür sanatı, sorunlann
dile getirilmesinde önemli görev-
ler üstlenmektedir. lçerisindeeleş-
tiri boyutu olan, ama bunu güler
yüzleirdeleyen karikatürün yara-
tıcılık yanı da tarüşma götürmez.
Bu nedenle üzerindebilimselaraş-
Odunpazarı evlerine "akademik" sahiplenme..
öğrencilerin hem de halkın bir-
likte "katıldıklan" etkinlikler için
kampus dışındaki ve hatta tarihi
dokuda bulunan "geçmişin tanı-
ğı" mekâların da değcrlendiril-
mesi...
Üstelik, yıllardır ilgı bekleyen
eski ve özgiin binalar, yerel yöne-
timin yanı sıra Anadolu Üniver-
sitesi tarafından da "sahiplenile-
rek" kurtarılıyor. Böylece bir
yandan kültürel miras korunur-
ken bir yandan da kent yaşamın-
da "tarih ile çağdaşlığın buluşma-
sı" sağlanıyor.
Cumhuriyet ve sanat
Işte bu çalışmaların öncüsü
olan "Cumhuriyet Tarihi Müze-
si", kentin ilk kurulduğu semt
olan Odunpazarı'ndaki eski "As-
keriik Şubesi" binasında... Ana-
dolu Üniversitesi'ne kültürel
amaçla talısis edilen binanın ye-
ni işleviyle açılışı 1944'te yapıl-
mıştı...
Ûniversitenin Yunus Emre
Kampusu'nda bulunan, 1. ulusal
mimarhk dönemi örneklerinden
"Askeri Kışla ve Talimgâh" bina-
sı da onarılarak 2001 yılında
tırnıalann pek yapılmadığı Türk
karikatürüne üniversite olarak
kucak açmak ve toplumu da bu
sanatımızla daha ilgili kılmak is-
tiyoruz..."
Araşürmacılara destek
Nitekim bu duyarlılık sadece
müzeyle de sınırlı değil. Üniver-
site bünyesinde kurulan "Karika-
tür Araştirma Merkezi", müze-
deki belgelerin değerlendirilme-
si ve araştirma yapmak isteyenle-
rin yüreklendirilmesi için hazır...
Benzer şekilde Karikatür Ku-
lübü ile Güzel Sanaüar Fakültesi
Çizgi Film Bölümü de tüm bu ça-
balara ve çalışmalara hem destek
veriyor hem de ortak oluyorlar.
Geriye sadece toplumun ilgisini
yoğunlaştırması kalıyor...
Sözün kısası, dünyada ün yap-
mış ve çok sayıda uluslararası ba-
şanya imza atmış Türk karikatü-
rü artık "bilimin himayesi" altın-
da... Başta çizerlerimiz olmak
üzere, tüm sanatseverlerin ve her-
kesin, Anadolu Üniver-
sitesi'ndeki bu çağdaş sorumluluk
örneğini kutlamalan gerekiyor...
oekincif" cumhuriyet.com.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakcı turk.net
ÇİZGtLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaracİKi mynet.com
H A R B İ SEMİH POROY semihporoyOı yahoo.com
, YAHU, AMEftKA
(ILIMU İSLAf^A KlZ
^ - ^ L L A H A . J -
ö
£1)
/ AfMH HACI, PiKKAT ET... \
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 2 Mıırt ıvwu\murntnz-tıriJtan. coın
SON GÜNEYKUTBU YOLCULUĞU
13S8'PE 8U6ÜM,İMGİLİZ KAŞİFİ Dh VfVIAN' FUCUS
VE EKİgİNİN GÜNEY KUTBUNA YAPTtK.Lfl£l YOL-
CMLUK SONA ERPİ. ANTnRKTİKA'NIN glKUOJN
PAN, SHACKLETVN ÜSSÜNDEN YOIA ÇlKARAIC
GÜHEY KUTBUNA VARMI$IAR,£ÖNRA DİSEÜ
U.CA, SCOTTÜSSÜ'UE ÜlAŞMlŞLA&>l.(34-S0 km)
ÜMLÜ KAŞİF AMUNDSEM'İN İ9H'DE KEŞFET-
Tİ&İ ĞÜMEY KJUr8U,BUK£Z ÇAĞDA?ARAÇ-
LARLA ZİYAeeT EDİLİYOROU. "SNO-CAT"OE_
NEN, ÖZEL OLARAK ÜRETİLMİŞ PALETÜ
AIZAÇLAR.IN /OJUANILOlSl 33GÜULÜK BÜ-
YÜK ARAÇTIRMA SSFERINDE, "EVE/ZEST FA-
TİHİ' YEA// Z£LANDALI EDMUNO HIUARY
PE GÖKSl/ALMlÇ^NDEN GİOEZEK KONAk-
L A M A / A s A
CUMHURİYET OKIJRLARTNA
ÇACRI
DEVRtM YASALAR1NIN EN ÖNEMLİSİ,
ÖĞRETİM BİRLİĞİ YASASININ
ARKASINDA,
ATATÜRK'ÜN YOLUNDAYIZ.
ADD Genel Merkezi'nın Beşiktaş Evlendırme Dairesı'nde
3 Mart 2005 Saat 14.30'da yapılacak paneline
destek venyor ve birlikte katılıyoruz.
İSTANBUL CUMOK
tSTANBUL 5. ASLÎYE HUKUK HÂKTMLtĞl'NDEN
2004/305
[)a\alı Istanbul Üniversitesi Demokratık Öğrencı Demeğı Tüzel Kışılığını lemsılen blıl'Manış'a Duyuıu
Davacı K II tarafından davalı Istanbul Üniversitesi Demokratık Öğrencı Derneğı tıı/elkışılığıni temsı-
len Elıf Manıs alcyhme mahkenıemızde açılan demek f'eshı davasının yapılan yargılama.sı sırasında, Dava-
cı K H tarafından I lacı Gıyaseddın Mah Hacı Kadın Caddesı No 132 Cmınonu adresınde faalıyette bulu-
nan davalı derneğın kurucu başkanının Clıf Manış olduğunu, kuruluşu yapılmak ıstenen derneğın evrakla-
nnda noksanlıklar lespit edıldığınden 290K sayılı Dernekler Kanıınu'nun 10 maddesı gereğınce belırtılen
noksanlıkların 30 gun ıçenbindc gıdcnlcrek, yenıden ha/ırlanaıak lu/uğun nıulkı amırlığe tes.lım edılmesı
gerektığı hususunun 26 05.2004 tarıhınde demek geçıcı yonetıcısı Llıt Manı^'a tcbhğ cdıldığını, belırtılen
eksıklıklenn gıderılmedığının anlaşıldığından bahısle davalı Istanbul Üniversitesi Demokratık Öğrencı
Derneğf nın 2908 sayılı Demekler Kanunun 50/1 maddesı uyarınca demek teshı davası ıkame edilmiş, da-
valı demeğın adresı zabıta tahkıkatına ragnıen teblıgata sarıh adresı lespit edılemenıesı nedenıyle dava dı-
lekçesının ve duruşma günunun kendısıne gazete marıfetı ile ılanen teblığıne karar verılmış olup,
13 04 2005 günu saat 10 00'da nuhkememi/'dekı durusmadd hazır bulunmadığı ve kendısını bir vekılle
tcmsıl ettımıedığı takdırdc HUMK'un 2IV177 maddelen uyannca duru^maya yoklıığunda devam olunj-
cağı, dava dılekçesının o/etı yennc kaım olmak vc ılan tanhınden 7 gun sonnı tebligat yapılmi
1
; sayıiacağı
uzere ılanen teblığ olunur. 09.02 2005 Basın 8383
PANO
DENİZ KAVUKÇUOGLU
Yarışmacılık Yoluyla
Aptallaştırma
Televizyonlara bakınca Türk insanının yarışmacı ru-
hunun ekranlara iyice egemen olduğu görülüyor. Her
büyük kanalın milyonlarca izleyiciyi ekran karşısına çe-
ken bir ya da birkaç yanşma programı var. Sözünü et-
tiğim programların televizyonların siyah-beyazlı döne-
minden beri tanıdığımız bilgi yarışmalarından farkları
yarışmacıların bilgilerini değil, bireysel davranış yete-
neklerini öne çıkartmaları. "Biri BiziGözetliyor", "Ün-
lüler Çiftliği", "Gelinim Olur musun?" gibi geride ka-
lanların dışında ilk anda aklıma gelenler, şu sıralar sü-
ren "SizeAnneDiyebilirmiyim?", "BeyazAtlıPrens",
"Sahte Gelin" ve "Bizim Evde Neler Oluyor?" adlı ya-
nşmalar.
Daha önce de bu konuya ilişkin olarak yazdığımı bi-
len okurlar, haklı olarak Adamın başka işi kalmamış,
nelerle uğraşıyor?" diye düşünebilirler. Ben, düzeysiz-
likleri açısından birbirlerinden pek farkı olmayan bu ya-
rışmaları, sundukları içeriklerine bakmaksızın ekran
karşısına çektikleri milyonlarca izleyici üzerindeki et-
kileri nedeniyle önemsiyorum. Çünkü sayıları gerçek-
ten milyonlarla ifade edilen bu kitle, Türkiye'nin yetiş-
kin nüfusu içinde önemli bir kesimi oluşturuyor.
Bu tür programların "tiryakisi" olan kitle içinde orta
ve dar gelirli ev kadınlannın ilk sırada olduklan varsa-
yılıyor, fakat bu, söz konusu kitlenin kendi içinde uyum-
lu (homojen) bir yapıya sahip olduğu anlamına da gel-
miyor. O milyonlarca insanın içinde her yaştan ve her
sınıfsal/toplumsal katmandan kadınlar gibi erkeklerde
yer alıyor.
•••
Bu insanlardoğal ki "yalnızca" yanşma programı iz-
leyicileri değil, onlaraynı zamanda Türkiye'nin ekono-
mik, siyasal, sosyal yaşamında da büyük ölçüde be-
lirleyiciler. Yerel seçimlerde, genel seçimlerde oy kul-
lanıyorlar, beldeleri, ilçeleri, kentleri, ülkeyi yönetecek
insanları seçiyorlar. Çok izlenen televizyon kanalların-
daki haber programlarından magazine, spor program-
larından dizilere, çok satan gazetelerin sayfa düzenin-
den haberlerin sunum biçimlerine, sinemadan yayın
dünyasına kadar yaşamın birçok alanında beğeni dü-
zeyleri ve seçimleriyle önemli rol oynuyorlar.
flgi, merak, heyecan, beğeni, düşünce düzeyleri,
sözgelimi "Size Anne Diyebilirmiyim?" adlı evlilik ya-
rışmasının düzeyiyle aynı çizgideki insanlann belirle-
yici rol oynadıkları bir toplumun işi hiç kolay değil. Bu
düzey, toplumsal sınıflar/katmanlar üstü lümpenli-
ği/paçavralığı da yansıtıyor. Izleyicilerin, haftalar boyu
süren yarışmada özellikle yalancılıkları, entrikaları, çı-
kar hırsları, yozlukları, "heryolmubah" yollu eğilimle-
riyle öne çıkan yarışmacılarla kendilerini özdeşleştir-
melerindeki yoğunluğun derecesi, toplumumuzun ge-
neline yayılmış olan lümpenleşmenin/paçavralaşma-
nın bir göstergesı değil midir?
•••
Reklam veren kuruluşların araştirma verilerinden yo-
la çıkarak söz konusu izleyici kitlesini ağırlıklı olarak dar
ve orta gelirli kesimin oluşturduğunu söylüyorsak, bu
durum "so/"u dayakından ilgilendirmeli, diyedüşünü-
yorum. Çünkü bu kesim önemli bir bölümüyle "nes-
nel" olarak "so/"un seçmen potansiyelini oluşturuyor.
Oysa Türkiye solunda kendi düşünce dünyasının dı-
şında olan biteni yadsımak gibi genel bir eğilim var. Bu
eğilime işaret etmek için söz konusu ettiğim yanşma
programlarının "uç örnekler" olduğunu kabul ediyor,
fakat burada farklı alanlardan daha birçok örnek sıra-
lanabileceğini de biliyorum.
Renginin tonu ne olursa olsun, "so/"un, yaşamın
heralanına "mücfa/ı//"olması gerektiğine, medyaaraç-
larının "daha fazla izlenme payı", "daha fazla reklam
alma" hırsları uğruna çok çeşitli yöntemlerie ve artan
bir hızla işlettikleri "kitlesel aptallaştırma" sürecinin
ancak "sol" tarafından kırılabileceğine, bunun yön-
temlerini tartışmamız gerektiğine inanıyorum.
Aksi halde toplumsal tarihçiler, bizlerin var olmaya-
cağı uzak gelecekte 21. yüzyılın başlarındaki Türkiye
toplumunu mercek altına aldıklannda "aptallaşmanın"
en belirgin özellik olarak öne çıktığını görecekler, böy-
lece "yarışmacılıkyoluyla aptallaştırma" tanımı yeni bir
kavram olarak bilimsel literatüre girecek, bunun da
ayıbı bize ait olacak.
(e-posta: dkavukcuoglurasuperonline.com)
(Faks:0212-23468 73)
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3
SOLDANSAĞA:
1/Karşıt,zıt.2/
Yasama mec-
lıslerinin birle-
şimlerinden
her biri... Se-
vinç belirten
bir ünlenı. 3/
Birmüziksesi-
ni belirtmeye
yarayan işa-
ret... Teraziyi
denklemek
için hafîf gelen
kefeye konulan ağır-
hk. 4/Kimliğibelirle-
nemeyen uzay cismi-
lerine verilen ad...
Rütbe ya da kıdemce
küçük olan asker. 5/
Boyu iki buçuk metre
kadar olabilen bir ba-
lık. 6/ Bir soru ekı...
Maden külçelerinin
eritilipanndınlması...
"Gizli —":ReşatNu-
ri Güntekin'in romanı. II Eski dilde burun... Sakağı
da denilen ölümcül bir hayvan hastahğı. 8/ Yaprakla-
n ve dalları, Güney ve Batı Anadolu'da sebze olarak
kullanılan otsu bir bitki. 9/Saray ve konaklarda kadın-
lara ayrılan bölüm... Bir topluluğıı oluşturan bireyler-
den her biri.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Süzülnıüş et ya da tavuk suyu. 2/Yapısına girdiği söz-
cüğe "kendi kendine" anlamı katan yabancı önek...
Tütsüyle kurutulmuşu oldukça sürümlü olan birbalık.
3/ Söylev... Sivil havacılıkta uçuş güvenliği bulunan
bölgeye verilen ad. 4/ Ulaşım yollarında bulunan taşıt
ve yayalann tümü... Birbağlaç. 5/Rutenyum elemen-
tinin simgesi... Tamir. 6/Gözleri görmeyen.. Olmak
eylemi ya da biçimi. 7/En kalın erkek sesi... Motorlu
taşıtlann elektriğini sağlayan aygıt. 8/ Gövde heyke-
li... Maden eşya üzerine vurulanbir cins cila. 9/Duva-
rı berkitmek için taşlann arasına yatay olarak yerleş-
tirilen direk.'Hangi şey.