Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 MART 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
H i J v U i ı U i f j J L ekonomi(5)cumhuriyet.com.tr 13
Dünya Bankası y
na 'şahinler' geliyorEkonotni Servisi -1 ler geçen m T E | ~~ m K f l K l HiS^fcZ \~" ' ~ BF" "*W " nın yardımlardan sorumlu koor
PaulWolfowite.
Ekonomi Servisi -1 lcr geçen
gün ycni bir adayın isminin konu-
şulduğu Dünya Bankası (DB)
başkanlık yanşında en son öne
çıkan isim ABD Savunma Bakaıı
Yardımcısi Paul VVolfovvitz oldu.
Financial Times gazetesi, DB
başkanlığından ayrılacak Janıes
VVolfensohn'un yerine "şahin-
ler"in güçlü isimlerinden Wolfo-
vvitz'in aday olduğunu yazdı.
Eskı Endonezya Büyükelçisi
Wolfowitz'in Irak savaşımn ba-
şaktörleri arasında bulunmasının
DB başkanlığını tartışmalı hale
getireceğini iddia eden gazete,
bir banka yetkilisinin bu konuda
Kemal
Derviş
Adaylar arasında adı
geçen CHP milletvekili.
Daha önce Dünya
Bankası başkan
yardımcıhğı yaptı.
Gordon
Brown
Blair 'ın tşçı Partısi 'nde
Maliye Bakanı. Brown,
1983-1984 arasında Işçi
Parlisi lskoçya Konsey
Başkanı 'vdı.
Leszek
Balrmmıcz
Polonyu Merkez Bankası
Başkanı. Varşova
Ekonomi Okulu 'nda
profesörlük yapıyor. Eski
Başbakan Yardımcısı.
Trevor ,
Maııuel
Güney Afrıka Malıve
Bakanı. Manuel, Batı
Cape 'te, Birleşik
Demokrat Cephesi 'nin
kuruluşunda rol oynadı
"gelişmekte olan toplunılaıda
büyük bir tepki yarator" şekJin-
de bir değerlendirmede bulun-
duğunu belirtti.
Gazeteye göre, DB başkanlığı
konusunda ismi geçen diğer ki-
şiler arasında ABD'li ilaç üreti-
cisi Eli Lilly şirketinin eski yö-
neticisi RaııdallTobias ile banka-
nın yardımlard
dınatörlerinden bıri bulunuyor
ABD Hazıne Bakan Yardımcı-
sı John Taylor ile Michigan Üni-
versitesi Rektörü Peter McPher-
son'un ABD Iistesındeki diğer
adaylar olduğunu yazan gazete-
ye göre, bu ıkilinın şansı yok.
New York Tımes'da yayımlanan
bir habere göre, adaylar arasında
şu isimler de yer alıyordu: CHP
Milletvekili Kemal Derviş tngil-
tere Maliye Bakanı Gordon
Brown, Güney Afrika Maliye
Bakanı Trevor Manuel ve Polon-
ya Merkez Bankası Başkanı Les-
zek Balcerovvicz.
Şubatta yüzde 51.2 oranmda artarak 5 milyar 728 milyon dolara kadar yükseldi
Ay küçük,ihracatbüyük• TÎM verilerine göre,
kayda alınan ihracat şubatta
yüzde 51.2 oranında artarak
5 milyar 728 milyon dolara
yükselirken ilk iki aylık
dışsatım yüzde 27 oranında
artarak 10 milyar 744
milyon dolara ulaştı.
İLHAN UYGUN
ADAPAZARI - thracat,
olumsuz beklentilerı boş çıkardı.
Ocak ayında Kurban Bayramı
nedeniyle duraklama yaşanan ih-
racat, şubattayeniden hızlı büyü-
me trendini yakaladı. Sağlanan
yüzde 51'in üzerindeki ihracat
artışında, Kurban Bayramı tatili-
nin geçen yıl şubat ayına rastla-
ması nedeniyle ihracatın 3 mil-
yar 788 milyon dolarda kalma-
sından kaynaklanan baz etkisi de
Toyota: Hedef
150binaraç
Toyota Türkiye CEO'su ve
Genel Müdürü Kazuhiro
Kobayashi, 2004'te 135 bin araç
ürettıklennı hatırlatarak bu yılki
hedeflerinin fabrıkanın tam
kapasitesi olan 150 bin araç
üretimine ıılaşmak olduğunu
açıkladı. 340 milyon Euro ile
başladıkları yatırım tutannın
mart sonunda 730 milyon
Euro'ya ulaşacağını belirten
Kobayashi, 3 bin 150 kişiyi
istihdam ettiklerini ifade etti.
belirleyici oldu. lhracatçı birlik-
leri tarafmdan kayda alınan ihra-
cat tutan şubatta geçen yılın ay-
nı ayına göre yüzde 51 2 oranın-
da artarak 5 milyar 728 milyon
dolara kadar yükselirken, yılın
ilk iki aymdaki toplam ihracat ar-
tışı yüzde 27'ye çıktı. 12 aylık
ihracaata ise 66 milyar dolara
ulaştı. Türkiye Ihracatçılar Mec-
lisı (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı,
2005 Şubat ayı ihracatırun, yüz-
'Cari açık
riskine dikkat'
TİM Başkanı Satıcı,
dovız kurunım baskı
altmda tutulmasının
ıhracatçılann
rekabetçıliğinı
öldürmevc başladığını
sovledı. Carı açık
riskine dikkat çeken
Satıcı, sortmlu
coğrafyada sıcak
parayla carı açığm
kapatılnıasının
hayalcıhk olacuğını
sövledi.
de 51.19'la "beklentilerin çok
üzerinde aröş gösterdiğini" söy-
ledı Satıcı, verileri, Toyota Ada-
pazarı fabrikasında düzenlenen
basın toplantısında açıkladı.
72 milyar dolarlık ihracat he-
defi için önümüzdekı 10 ay içe-
risınde ortalama 6.1 milyar do-
larlık ıhracat yapılması gerekti-
ğini belirten Satıcı, 2004'ün son
6aymda ortalama, 5.8 mılyardo-
lan yakalayan Türkiye ihracatçı-
sının, 2005'te bu hedefi tamam-
layacağına inandıklaruıı söyledi.
Sanayi lokomotif
Yılın ilk iki ayındaki ihracatın
1 milyar 345 milyon dolarını
yüzde 29.4 oranında artan tarım
ürünlcri ihracatı oluşturdu. Sa-
nayı ürünleri ihracatı ıse yüzde
26.4 artarak 9 milyar 201 milyon
dolara kadar yükseldi. Sanayi
ürünleri ihracatının 924 milyon
dolarını yüzde 9.58 oranında bir
arhş trendı sağlanan tanma daya-
lı işlenmiş ürünler oluşturdu.
TAHRAN BÜYÜKELÇİSI:
Iran
TurkcelVe
haksızlıketti
TAHRAJV (ANKA) - Türkiye'nin
Tahran Büyükelçisi Bozkurt Aran,
Iran parlamentosunun, Turkcell'e
ilişkin kararında ortaya çıkan,
"yabancı firmaların hassas
projelerdeki payının azaltılması"
yönündeki tutumunun, sadece Türk
firmalara yönelik olduğunu ifade etti.
Aran, lran'dan yayın yapan Fars
Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada,
Türkiye'nin, tran doğalgazının daha
düşiik fiyata alınması için
çalışmalarını sürdüreceğini kaydetti.
REFORMLAR SARKTI
Stand-by
gecikiyor
Ekonomi Servisi - IMF ile Türkiye
arasında 2005-2007 dönemini
kapsayacak, 10 milyar dolarlık yeni
krediyi içeren stand-by anlaşmasının
tarihlerinde değişiklik olabileceği
belirtiliyor. Reuters'ın haberine göre,
niyet mektubu geçen yıl aralık ayında
IMF'ye iletildi. Bankacılık ve sosyal
güvenlikle ilgili yasaların Meclis'e
sevki, Gelir ldaresi'nin yeniden
yapılandırılması da gerekiyordu.
Beklenti ise Ocak 2005 sonunda
stand-by'ın yürürlüğe ginnesi
yönündeydi. Performans kriterleri
için tarihler belirlendi. Ancak stand-
by'ın gecikmesi söz verilen tarihlerin
değiştirilmesini gündeme getirdi.
5 MtLYONU AŞTI
Almanya da
işsizlik rekoru
FRAINKFURT (Cumhuriyet) -
Almanya'da şubat ayında işsizliğin
rekor düzeye ulaştığı bildirildi.
Nürnberg kentindeki Federal Çalışma
Ajansı tarafmdan yapılan açıklamada,
şubat ayı içinde işsiz sayısının ocak
ayına göre 170 bin artarak 5 milyon
216 bine yükscldiği, bu rakamın 2004
yılının Şubat ayına göre de 575 bin
daha fazla olduğu belirtildi.
Bu sayının Federal Almanya
Cumhuriyetrnin laırulmasından bu
yana kaydedilen en yüksek rakam
olduğu, Almanya'daki işsizlik
oranının da şubat ayında ocak ayına
göre yüzde 12.6'yayükseldiği
kaydedildi. İşsizlik rakamlarının bu
denli yüksek olmasında, istihdam
piyasasındaki reformların da etkisi
bulıınduğu belirtildi.
Batlaniyecilerin keşfettîğî• Başbakan Tayyip
Erdoğan 'ın ziyarete
hazırlandığı Güney Afrika
Cumhuriyeti, zengin
kaynaklarıyla dış yatırımlar ve
karşüıklı ticaret için geniş
olanaklar sunuyor. Türkler
ülkeyi önce kömür ithalatçdarı
ve Uşaklı battaniyeciler
kanalıyla keşfetti. Halen Zorlu
ve Cankurtaran Holding dahil
Türk yatırımcıların fabrikaları
faaliyet gösteriyor.
Ekonomi Servisi - Güney Afrika
Cumhuriyeti (GAC) gelişmekte olan
pazarlar arasında dünyanın önemli
noktalarından biri sayılıyor. Irk ayn-
mını geride bırakan, ancak bunun hal-
kın bilincine kazıdığı izleri hâlâ taşı-
yan ülke, ticaret olanakları ve yatırım
için zengin bir ekonomik altyapı su-
nuyor. 2002 itibanyla kişi başına ge-
liri 3700 doların üstünde ve Türki-
ye'den yüksek.
Siyasi istikrar, büyüyen bir ekonomi,
sağlam ve istikrarh bir para, uluslara-
rası pazarlarla gıimrük birliği, serbest
ve tercihli ticaret imkânı, deniz ticaret
yollannı kesiştiren ulaşım olanakları,
kalifiye ve ucuz ışgücü, gelişkin bir fi-
nans sektörü, altından uranyuma ka-
dar zengin maden yatakları, dünyanın
en ucuz elektriğı, 45 milyonu aşkın nü-
fus, yatırımcıları cezbediyor.
Güney Afrika hükümeti, yatınmlan
çekmek için önemli teşvikler de sunu-
yor. Fabrıka binaları için 5, imalatha-
neler ve turizm işletmeleri için 20 yıl
vcrgı muafiyeti, stratejik sanayi kolla-
rında özel teşvikler, bunlar arasında.
Çok gelişkin altyapı
ülke: Güney Afrikamak üzere toplam 11 resmı dıl anaya-
sal olarak kullanılıyor.
Zorlu'nun Korteks'i
Türkiye, Güney Afrika'yı önce kö-
mür ithalatıyla tanıdı. Sonra Uşaklı bat-
taniyeciler buraya akın etti, ardından
dığerleri gitti. Türkiye'ye gelen kömür-
lerın merkezı Kwazulu-Natal ayrıca en
büyük üreticı I lulett Alumınıum ile bır-
lıkte alümınyumun da merkezi. Juhan-
nesburg'un da bulıınduğu Gauteng eya-
letı, kişı başına gelirin ve ekonomik ak-
tivitenin en yüksek olduğu bir ticaret ve
finans merkezi. Zorlu Grubu Pretoria
yakınlannda 8000 metrekare alan üze-
nne kurduğu fabrıkada Korteks adıyla
perde üretıyor. Bııradakı diğer Türk ya-
tırımcılan da Uludağ tekstil ve Sesli
Battaniye. Bölge, özellikle otomotiv
parçalan üreticilerimız için uygun bir
ortam sunuyor
Mücevhercilere firsat
GüneyAfrika zengin bir nıadcn alr> apısı, gelişkin finans sektörüııc sahip iilkede
tarım da ekonomide önemli bir yer tutuyor. (Fotoğraf: Cumhuriyet Arşıvi)
Güney Afrika dünyanın en ucuz dör-
düncü elektrik üreticisi. Son derece
modern bir ulaşım altyapısına sahip.
10 tanesi uluslararası olmak üzere tam
148 havaalanı, 7 büyük limanı var. lyi
bir otoyol ve demiryolu şebekesi bun-
ları desteklıyor
Güney Afrika'nın telekomünikas-
yon devi Telkom 50.000 çalışanıyla kı-
tanm liden konumunda. 10 milyonun
üzerinde cep telefonukullanıcısı bulu-
nuyor. MTN, Vodacom ve Cell-C ol-
mak üzere üç cep telefonu operatörü
faaliyette 1.000 kişıden 39'u ınternet
bağlantısına sahip. Ülkede VW, Audi
veMercedesBenzotomobilüretiliyor
Güney Afrika Cumhuriyeti, her bi-
rinin kendi meclisi, başbakanı ve ba-
kanları olan dokuz eyaletten oluşuyor.
lngilızce, Afnkaans, Zulu, Xhosa ol-
Free State, tarımın yanında maden-
cilığıyle de ünlü bir eyalet. Altın takı,
mücevher üretimi, derıcilik sanayii ve
tarım makine ve ekipmanları sektörü
yabancı yatırımcılar için uygun bir or-
tam da bulunuyor.
Ülkenin güneyinde, dünyanın en bü-
yük lımanlarından birinın ve ünlü Ümit
Burnu'nun yer aldığı Cape Town da
önemli bir finans ve ticaret merkezi.
Balıkçılık, tekstil ve hazır giyim, pet-
ro-kimya, telekomünikasyon, turizm,
özellikle de şarap ve gıda üretimi Ca-
pe'in önemli işkollan. Burada, Contı
markasıyla Cankurtaran Holding
elektrikli süpürge, Ahlesa battaniye
üretıyor.
İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK o/Jk'm.vıı/jdüö cıımhuriyct.coııı.tr
Amacın maksimum kâr hedefi üzeri-
ne kurulu olduğu, sermayenin hızlayer
değiştirdiği bir ekonomik düzenin için-
de sürdürülebilir kalkınmada nasıl bir
yol alınmasını beklıyorsunuz? Bugüne
kadar bir arpa boyu yol alınamadığın-
dan olsa gerek bu kez gözler ülkelerin
eğitim programlannaçevrildi. Birleşmiş
Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür örgütü
(UNESCO), 'sürdürülebilir kalkınma'
kavramını tüm ülkelerin eğitim prog-
ramlarının içine katabilmek için 10 yıl
sürecek yeni bir proje başlatma kararı
aldı. Amaç sürdürülebilir kalkınma bilin-
cini insanların düşünce ve davranış bi-
çimlerinin içine yerleştirebilmek.
Sürdürülebir kalkınmada eğitim as-
lında karmaşık bir konsept.
Çevreden (su, iklim değişikliği, biyo
çeşitlilik, doğal felaketleri önleme, sür-
dürülebilir üretim ve tüketim) kalkınma-
nın ekonomik boyutlarına (yoksullukla
mücadele, sosyal dönüşümleri yönete-
bilmek, eko-turizm vs.) hatta sosyokül-
Sürdürülebilîr Kalkınma ve Sorumluluklarımız
türel boyutlarına (kültürel çeşitliliğin ge-
liştirilmesi, kadın-erkek eşitliği, AIDS'e
karşı savaş) kadar uzanan geniş bir yel-
paze.
Bu yüzden UNESCO genç beyinlere
eğitim süreçlerinin içinde bu kavramı
aşılamanın yolunu arıyor.
öncelikse bu doğrultuda finansal
kaynakların nasıl sağlanacağı konu-
sunda. Dolayısıyla hükümetler kadar
sivil toplum kuruluşlarına ve özel sek-
töre de önemli roller düşüyor.
• • •
Sürdürülebilir kalkınma bir anlamda,
ekonomik, sosyal ve çevresel faktörle-
rin eşgüdüm içinde olması anlamına
geliyor.
Ekonomik, teknolojik ve politik geliş-
meler dünyada herkesin birbirine olan
bağımlılığını arttırıyor. özel sektörün bir
süredir "sosyal sorumluluk" projeleri-
ne yönelmeye çalışmaları da aslında
bu zorunluluğun bir sonucu. Eğitımden
spora, kültüre, tarihi binaların restoras-
yonuna, çevrenin korunmasına, sağlı-
ğa kadar birçok alanda şirketler 'ku-
rumsal sosyal sorumluluk' kapsamın-
da bütçeler ayırıyorlar. Reklamlarda
ürün kadar sosyal sorumluluk da ön
plana çıkıyor. Hemen hemen hepsi de
son derece duyarlı ve önemli projeler.
Ancak...
Çünkü bu işin bir de 'ancak' boyutu
var. Dünyanın önde gelen şirketlerinin
neredeyse yarısı sosyal sorumluluk ko-
nusundaki performansları hakkında he-
sap veren raporları düzenli olarak ya-
yımlıyor. Türk şirketlerininse bu konu-
da henüz girişimleri yok.
Global Fortune 250 listesine giren ve
9 değişik ülkede yerleşik şirketlerin ya-
rısı 2002 yılında insan hakları, çevre ve
paydaş ilişkilerinde gerçekleştirdikleri
sonuçları, finansal sonuçları yayımla-
dıkları yıllık raporlarıyla birlikte yayım-
lamaya başladılar. Üstelik bunların
önemli bir kısmı bu raporlarda yer alan
bilgileri bağımsız kuruluşlara denetlet-
tiriyorlar.
• ••
Bir diğer sorumluluk da meslek ör-
gütlerine ve sivil toplum kuruluşlarına
düşüyor. Zira sürdürülebilir kalkınmanın
önündeki en büyük engellerden biri de
yolsuzluklar ve kayıt dışı. Meslek ör-
gütleri, sanayi ve ticaret odaları, gönül-
lü kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri
üyelerinin faaliyetlerine yönelik bir öz
denetim görevini üstlenebilirler. Belli
etik kriterler belirleyip buna uymayan-
lara karşı çeşitli cezai ya da uyarıcı me-
kanizmaları devreye sokabilirler. Bu ko-
nuda gelişmiş ülkelerde çeşitli uygula-
malar varken Türkiye'de ne yazık ki he-
nüz bir başlangıç yapan yok.
Sürdürülebilir kalkınamama tüm
dünyanın ortak sorunu. Ve yapılacak o
kadar çok şeyvarki...
EKONOMİ POLİTİK
ERİNÇ YELDAN
'Yükselen Piyasa
Ekonomisi' Olarak Türkiye
2004'e ait veriler, geçen yıl içinde dünya finans pi-
yasalarında olağanüstü coşkulu bir dönemden geçil-
diğini gösteriyor. örneğin, Uluslararası Finans Ensti-
tüsü'nce yayımlanan veriler, 2004 yılı boyunca -arala-
rında Türkiye'nin de bulunduğu-yen/yü/tse/en piya-
salar diye adlandırılan ülkelere olan net özel sermaye
girişlerinin 279 milyar dolara ulaştığını belirtmektedir.
Bu rakamın, 1997 Asya krizinden sonra dünya finans
piyasalarında gerçekleşen en yüksek miktar olduğu
sıkça dile getirilmektedir.
Yükselen piyasa ekonomisi kavramı, 1980'lerin son-
larından başlayarak finansal serbestleştirme ve kam-
biyo rejimlerinin kuralsızlaştırılması (de-regülasyon)
politikalarını benimseyerek ulusal mali piyasalarını
uluslararası finansal sermayenin spekülasyonuna aç-
maya yönelen ekonomilere verilen addır. 6O'lı ve 70'li
yıllarda kalkınmakta olan ülkeler diye anılan bu eko-
nomiler, kalkınma ve sanayileşme kavramlarının ikti-
sat politikası gündeminden çıkarılmasıyla birlikte bu
ifadeyle anılmakyerine, "yükselenpiyasaya" dönüş-
türüldü ve uluslararası finans şebekesinin kısa dö-
nemli faiz, kur, borsa hesaplarına dayalı mantığına ta-
bi kılınmışlardır.
• • •
"Yükselen piyasa ekonomileri" içinde Türkiye, 2003
ve 2004 yıllarını oldukça yoğun bir "yabancı" ilgisi al-
tında geçirmiştir. AKP'nin iktidarda olduğu bu dönem-
de, yurtdışı yerleşiklerin Türkiye'deki finansal portföy-
lerinintoplamı 7.1 milyar dolardan, 2004 sonunda 30.2
milyar dolar düzeyine sıçramıştır. Bu artışta en yüksek
pay, 2002 sonunda 2.9 milyar dolardan, 2004 sonun-
da 15.4 milyar dolara yükselen İMKB hisse senetleri
ile 8.7 milyar dolarlık net artış gösteren devlet iç borç-
lanma senetleri portföylerine aittir. Söz konusu veriler
aşağıdaki tabloda özetlenmektedir.
! Yurtdışı Yerleşiklerin Finansal Portföylennin Biieşimi (Milyon Dolar)
2002 Aralık 2003 Aralık 2004 Aralık
İMKB Hısse Senedı 2.910 7.726 15.408
Devlet İç Borçlanma Senetleri
TLCınsınden 1.370 3.669 8.687
Dövız Cınsınden 99 218 1.413
Diğer 2.674 4.064 4.677
TOPLAM 7.053 15.677 30.185
Kaynak TC Merkez Bankası, Dış Bank Ekonomik Araştırmalar
' (www.disbank.com.tr)
Söz konusu "sıcak" para hareketlerini uyaran ana
iktisadi değişken yurtiçi reel faiz ile doların yıllık aşın-
ması arasındaki arbitrajdan doğmakta.. Türkiye bu tür
sermaye girişlerini yüksek reel faiz ve düşük döviz ku-
runa dayalı spekülatif arbitraj (korunmamış faiz pari-
tesi) sayesinde çekebilmektedir.
Buradaki finansal arbitraj değişkeni, Türkiye finans
piyasalarına giriş yapan 1 dolarlık dövizin, dönem ba-
şındaki kurdan TL'ye çevrilmesi, TL bazında faiz geli-
ri elde ettikten sonra da tekrar döviz cinsinden yurt-
dışına çıkışı sonucu elde edilen net geliri göstermek-
tedir. Bu işlem boyunca arbitraj geliri faiz haddi yük-
seldikçe artacak, TL'nin yabancı para karşısında de-
ğer kaybetmesi durumunda da gerileyecektir. TL ba-
zındaki faiz oranını R, döviz kurundaki (dolar) artış ora-
nını da E olarak gösterirsek, finansal arbitraj oranı
[(1 +R)/(1 +E)]-1 olarak tanımlanmaktadır.
Aşağıdaki şekil Türkiye ekonomisinin dünya finans
piyasalarına 2003 yılı başından bu yana sunmuş bu-
lunduğu spekülatif arbitraj getiri oranını vermektedir.
Şekilde yurtdışından Türkiye'ye finansal yatırım ama-
cındaki bir ajanın yurtiçindeki en yüksek finansal ge-
tiriyi veren enstrümana yöneleceği varsayılmış, bu-
nun için de 3 aylık devlet iç borçlanma senetleri (DİBS)
faiz haddi seçilmiştir.
Türkiye Mali Piyasalarında Spekülatif
Finansal Arbitraj Geliri (%)
Şekil, AKP iktidarı dönemi boyunca yurtdışından
sağlanan sıcak para girişlerinin ardında da bu tür yük-
sek oranlı arbitraj fırsatları yattığını göstermektedir.
OECD ülkelerinde ortalama faiz oranları yüzde 4-5
düzeyinde seyrederken, Türkiye'nin küresel finans pi-
yasalarında yüzde 30'a yakın düzeyde bir spekülatif
finansal getiri sunması sonucunda bu piyasalardan
"sıcak" nitelikli finansman olanaklarına kavuşabilmiş-
tir. Türkiye'nin yükselen piyasa olarak üzerine düşeni
yaptığı şekilden anlaşılmaktadır!
Yüksek reel faizlerin başı çektiği finansal arbitraj ge-
tirisine dayalı spekülatif sermaye girişlerinin doğal so-
nucu, para piyasalarındaki döviz bolluğudur. Bu dö-
viz bolluğu, bir yandan ithalat hacmini uyarıp dış tica-
ret ve cari işlemler açıklarına yol açarken bir yandan
da hükümetin TL cinsinden dış borç yükümlülüklerini
geriletmektedir. Dolayısıyla hassas spekülatif denge-
lere dayalı bu tür döviz girişlerine dayanan bir büyü-
me konjonktüründen geçen Türkiye, bir yandan da iş-
sizliğin geriletilemediği ve reel ücret düzeyinde 2001 -
2002 yıllarında gerçekleşen çöküntünün hâlâ süregel-
diği bir ekonomik süreç sergilemektedir.
Bu özellikleriyle Türkiye'nin büyüme olgusunu "spe-
külatif-yönlü büyüme" olarak nitelemek doğru ola-
caktır. Bu tür bir büyüme sürecinin sürdürülebilmesi
ise sürekli olarak yüksek reel faiz ve düşük kur den-
gesinin tutturulabilmesine bağlı gözükmektedir.
Şahenk: Türkiye ye neden
20 milyar dolar gelmesin
CENEVRE (AA) -
Doğuş Holding Yöne-
tim Kurulu Başkam Fe-
rit Şahenk, "Yatırım
için gerekli altyapı ve
şeffaflık sağlanırsa
Türkiye'ye gelecek pa-
ranın sınırı yok" dcdi.
Cenevre Otomobil
Fuarı'nda, basın men-
suplarına çeşitli konu-
lardaki görüşlerini
açıklayan Şahenk,
"Ekonomi rayında gi-
diyor. IMF programı-
nın en zor dönemecine
geldik. Artık iş, yatırım
gelmesine kaldı. Yılın
ikinci yarısında bunlar
sözde kalmayacak,
gerçek yatınma dönü-
şecek. Neden Türki-
ye'ye 20 milyar dolar
dış yatırım gelmesin?
Bazı şeyler ise zaman
istiyor. Yatırım için ge-
rekli altyapı ve şeffaf-
lık sağlanırsa Türki-
ye'ye gelecek paranın
sınırı yok" dedi.
Doğuş Grubu olarak
bu yıl içinde yaklaşık 7
milyar dolarlık ciro he-
deflediklerini de anla-
tan Şahenk, Milli Pi-
yango'ya olan ilgileri-
nin devam ettiğini de
sözlerine ekledi.