25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MART 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP Genel Başkan Yardımcısı Özyürek, AKP'nin kıblesinin ABD olduğunu söyledi Hükümet sıkıstıMIYASEİLKNUR lktidara geldiği günden bu ya- na medyadan ve iş dünyasından büyük destek alan AKP hüküme- ti, ABD'nin üstü örtülü uyansın- dan sonra bu çevrelerden yumu- şak bir muhalefete maruz kaldı. "ABD hükümetten desteğini çeki- yor mu?" kuşkusu nedeniyle ilk kez hükümeti eleştiren bu çevre- lerdeki dönüş karşısında Başba- kan öfke saçmaya başladı. "Bir yerlerden düğmeye basıldı" diye- rek tepkisini dile getiren Başba- kan karşı atağa geçerken CHP de kurultay sonrası muhalefeti Mec- lis duvarları dışına taşıdı. AKP hükümetinin durumunu, medya ve iş dünyasındaki değişimi ve CHP muhalefetini CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek'le 'Muhalefet değilkoltuk arıyorlar? - Parti içi nuılıaliller seçimde partinin alcyhinc mi çalışn? ÖZYÜREK- Aleyhte çahşanlar var, hiç seçim bölgesine gitmeyenler var. Bunlan herkes biliyor, görüyor. "Solda muhalefet boşluğu var, muhalefet aranıyor" diyorlar. Bunlar muhalefet aramıyor, kendilerine koltıık arıyorlar. Ikbal peşindeler. Bunların öncüleri var, bir de iyi niyetle bunlara katılanlar var. Elbette CHP'nin bugünkü yönetiminin eksikleri olabilir, doğru yapmadıklan olabilir. Bunlar eleştirilebilir ama bunun bir usulü ve üslubu var. - CHP'dc parti içi dcnıokrasinin işlenıediği gerekçesiyle istifalar olduğu bir dönemde İznıir il örgütünün görevden alınnıası ve 13 milletvekiline kınanıa cczası verilmesi bu iddialan teyit eder gibi olmadı nu? ÖZYÜREK - CHP grubunda isteyen milletvekili çıkıp konuşur. Parti içinde demokrasi işlemiyor diyen arkadaşlann bir kez bile konuştuklanna tanık olmadım. Stratejl değlştl' - CHP'nin muhalefet ivmesi kurultaydan sonra sanki yükseldi gibi. Muhalefet stratejisi mi değişti? ÖZYÜREK- Bu yeni bir strateji değil de yapmamız gereken çalışmaları işte parti içi sorunlar nedeniyle yeterince yapamıyorduk. Kurultaydan beri çok önemli etkinlikler sergiledik. Mesela, Habur'a gittik, lzmir'de Tekel işçilerine destek verdik, SEKA işçilerine destek verdik. 0 yörelere gittiğimizde öyle bir sahiplenme oluyor ki bizim için de motivasyon oluyor. Tekel'den atılan işçi, SEKA'da mağdur olmuş işçi CHP'yi yanında görmek ister, bekler. Anıa o işçiler AKP'ye oy vermişlerdir. Ama yanılgıyı görüyorlar. Daha aktif, daha etkin bir saha çalışması yapıyoruz. Bu giderek artacak, yoğunlaşacak. Bu iktidar açısından artık balayı bitmiştir. Artık aşağı doğru iniş başlamıştır. • Basında ve iş dünyasında AKP'ye karşı yumuşak muhalefetin ABD'nin tutumuyla ilgili olduğunu belirten Özyürek, "İş dünyası ve medya iyi koku alır, o nedenle AKP'ye mesafeli yaklaşmaya başladılar" dedi. ABD yönetiminin, kendine yakın yazarlara Türkiye'yi uyarıcı yazılar yazdırdığına dikkat çeken Özyürek, AKP'nin kendi tabanmın talepleri ile ABD'nin talepleri arasmda sıkışmış durumda olduğunu söyledi. konuştuk. - AKP, ilk iki yılında medya, ABD ve iş dünyasının desteği ile ik- tidaıinı sürdürüyordu. Ancak ön- ce ABD, arkasından medya, şim- di de iş dünyası AKP'den memnu- niyetsizliğini dile getirmeye baş- ladı. Ne oldu da her şey tersine döndü? MUSTAFA ÖZYÜREK - AKP'nin ne olduğunu, ne yapıp ne yapmayacağını bizler çok iyi biliyorduk, çok yakından da izli- yorduk. Ama medya desteği ile öy- le bir hava estiriliyordu ki, Baş- bakan'ın her lafında bir hikmet varmış gibi gösteriliyordu. Bu iki yılı böyle idare ertiler. Tayyip Er- doğan Başbakan olmadan önce ABD'ye gidip aracılar vasıtasıy- labazıgörüşmeleryapmıştı. Ora- da ABD'ye "Siz ne buyurursa- mz biz onu yapanz, yeter ki bizi destekleyin" izlenimi verildi. Blnlerce klşl katledlldl 1 ABD'liler verilen sözlere güven- di. Irak'amüdahale öncesinde ön- ce limanlar ve havalimanlann kul- landınlmasına ilişkin tezkereyi geçirdiler ve ABD 'liler geldi, de- polar tutuldu, asken malzemeler yığıldı. Ama arkasından 1 Mart tezkeresi Meclis'ten geçmedi. Bu olayda ABD bir kez sarsıldı ama yine de Ortadoğu'da gibi strate- jik önemi olan Türkiye ile ilişki- lerini bozmak istemedi. Sonuçta ABD Irak'a girdi ve bu müdaha- le sonucu binlerce masum insan katledildi. AKP iktidarı uzun sü- re kulağını tıkasa da kendi taba- nını tatmin için zaman zaman Baş- bakan, katliamlar nedeniyle ABD'yi kınamak zorunda kaldı. CHP GenelBaşkan Yardımcısı Özyürek, partiden istifa eden kişilerin çoktan partiden koptuğunu söyledi. Yeni parti ihtiyacı yok - CHP ve AKP'den kopmalar başladı? Bu kopmalar partileşmeyle sonuçlanır mı? ÖZYÜREK- Partilerı kopmalar değil şartlar kurar. Türkiye'de sağda ve solda yeni parti ihtiyacı doğuran şartlar yok. Parti içinde umduğunu bulamamış, kendisini bakan olmaya göre kurgulamış, CHP muhalefette kaldığı için sarsıntı geçirmiş, kendini, yerini, rolünü algılamakta güçlük çekmiş arkadaşlanmız parti içinde muhalefet örgütlemeye çalıştılar. O noktada umduklarını bulamayınca istifa ettiler. Bunun sayısının fazla olacağını zannetmiyorum ama o istifa eden arkadaşlanmız zaten çoktan CHP'den kopmuşlardı. Bu arkadaşlanmızın CHP yönetimiyle ilgili genel başkanla ilgili görüşlerini kamuoyu biliyor da bunlann AKP iktidan ile ilgili ve uygulanan politikalarla ilgili ne düşündüğünü kimse bilmiyor. Çünkü ülke sorunlan onlann gündeminde değil. Emek vermeden siyaset yapılmaz. Emeğinizi vereceksiniz, iddianızı ortaya koyacaksınız ama bir de o partinin tüzüğünü, programını gözeten bir muhalefet yapacaksınız. Ben de genel başkan da parti içinde uzun süre muhalefet yaptık ama hiçbir seçimde partiye oy vermeyin diye bir kampanya açmadık. - Celal Doğan parti kurmak için girişimlerde bulunuyor, partiden kopacağı söylenen milleryekilleri bu harekete destek verebilir mi? ÖZYÜREK - Partilerin içinde bu tip rahatsızlıklar her dönemde olur. Ana gövdeden aynlan insanlann kişisel kabiliyeti de olsa kurduklan partiler kalıcı olamıyor. Çünkü, bu hareketlerin arkasında kişisel tavırlar, kişisel tatminsizlikler yatıyor. Ben birine kızdım diye partiden istifa edip yeni bir parti kurarsam bu tutmaz. Ama Türkiye'de bir ihtiyaç olur, bir boşluk olur, o zaman çok kabiliyetli olmaya da gerek yok, çok sıradan insanlar da doldurabilirler. Bugün yeni bir partinin şansı yok. CHP açısından baktığımızda elbette bazı arkadaşlanmız milletvekili olmuşlardır ama CHP'li olamamışlardır. Partinin genel başkanına kızabilirsiniz ama milletvekili olarak üzerinize düşen bir görev var, onu yerine getirmeniz lazım. Bu arkadaşlanmız bunu da yerine getirmediler. Asıl ABD için bardağı taşıran damla, Başbakan'ın "Israil terö- ristbir ülkedir" şeklindeki deme- ci oldu. Bu açıklama ABD ile AKP arasında bir gerilime neden oldu. ABD yönetimi, bir ülkeye tavır alacağı zaman doğrudan açık- lama yapmak yerine yakın bulduk- lan gazeteci ve yazarlara o konu- da yazı yazdınyor. O köşe yazı- lan çıktı. Gerek bu köşe yazılan gerekse ABD Dışışleri Bakanı'nın açıklamalannın Türkiye'deki yan- sıması "Acaba ABD AKP'den des- teğini çeldyormu?" izlenimini do- ğurdu. Malumunuz sermaye çok iyi koku alır. Yavaş yavaş ihtiyat- lı, kuşkulu yaklaşmaya başladı. Medyada Erdoğan'ı yere göğe sığdıramayanlar çekimser, hatta kuşkulu tavırlar sergilemeye baş- ladı. Sorumluluğu yıkma kolaycılığı - ABD'nin örtülü uyarısı nede- niyle basın AKP'ye yüz mü çevir- di? ÖZYÜREK - ABD'nin hükü- mete mesafe koyması nedeniyle ol- sa gerek basın da aynı mesafeyi koymaya başladı. Genel başkanı- mız kurultayda bunu çok güzel açıkladı. Tabii bazıları "parano- ya, ABD'nin işi gücü yok da CHP'nin iç işlerine mi karışacak" dedi. Elbette adamlar elinde çan- ta ile gelip CHP'de faaliyet gös- termediler. Ama Ortadoğu'daki olaylan komplo teorileri üretme- den açıklayamazsınız. Medya, ik- tidar, muhalefet ilişkilerinde be- lirleyici unsur, ABD pölitikalan- dır. Bazı ABD'li gazeteciler, "hü- künıetin ve bürokrasinin uyunılu davranması yeterli değil, kamu- oyunda ABD karşın bir hava oluş- tu, bunu önleyin" diye açık mesaj- lar veriyorlar. Tabii burada iktida- rı yeteri kadar ABD'yi savunma- makla, CHP'yi de ABD'ye karşı çıkmakla suçluyorlar. Bu yakla- şımda bir miktar da Mecüs'te mut- lak çoğunluğu bulunan hüküme- tin, sorumluluğu başkasına yık- ma kolaycılığı var. Şimdi bu son tavırlar medyayı da etkiledi ve ba- zı köşe yazarları koroya katılarak hükümeti eleştirmeye başladı. CHP hedef hallne getlrillyor - AKP, medya ve iş dünyası yö- rüngesini VVashington'a göre mi belirliyor? ÖZYÜREK - AKP, iş çevresı ve medyanın kıblesi ABD. Onun için kıblesi halk olan CHP ve ba- zı sivil toplum örgütleri hedef tah- tası haline getiriliyor. - ABD mesajının hükümet üze- rinde etkisi oldu mu? ÖZYÜREK - Elbette. Sayın Başbakan, ABD Dışişleri Bakanı geldiğinde onunla bütün sorunla- rı görüştüğünü ve aralarının iyi olduğunu söyledi. O günden son- ra da Irak'taki katliamlar, Filis- tin'deki bombalamalar konusun- da açıklamalan olmadı. Ama ba- sın bir ölçüde de olsa eleştirileri- ni sürdürüyor. Basın bir anlamda iktidan tem- bih edici, uslandıncı bir politika izliyor. Basın tarafından, CHP'ye yöneltilen suçlamalann onda bi- ri AKP'ye yöneltilse, AKP bası- na yapmadığını bırakmaz. Baş- bakan övgüye öylesine alıştı ki eleştiriye tahammülü yok. AKP kendi tabanının talepleri ile ABD'nin talepleri arasında sıkış- mış durumda. Mızrak çuvala sığmıyor- Geçenlerde AKP'ye yakın bir köşe yazan "CHP'nin nıuhalefetinin sadece laiklik konusunda odaklandığmı, diğer konularda aynı refleksi gösteremediğuü" yazdı. Bu konudaki değerlendirmeniz ııedir? ÖZYÜREK - Gazeteciler bizim etkinliklerimizi izle- yip diğer konulardaki muhalefetimizi yansıtmıyor. Laik- lik konusunda AKP'nin toplumu rahatsız edecek bir tav- rı olduğunda bizim gösterdiğimiz tepki basında yer bu- luyor. Ama bizim ekonomi, sosyal sorunlarla ilgili mu- halefetimiz basına yansımıyor. 'Basında yer almadık' Mesela, şu 1 milyar dolarlık koşullu kredi konusunda CHP, sert tepki göstermişti. "CumhuriyettarihindeTür- kiye hiçbir dönemde koşullu kredi almamıştır, almamak gerekir" demiştik. Ama bugün hiçbir köşe yazan "CHP bunu zamanında söylemişti" diye yazmıyor. tş güvenli- ği konusunda 15 gün geceli gündüzlü çalışıp önergeler vererek engellemeye çalıştık. Basında ne kadar yer aldı? - Ama son günlerde basmda manşetlere çıkmaya baş- ladınız. Enerji yolsuzluğu, SEKA direnişi gibi konularda- ki muhalefetiniz geniş yer buldu. ÖZYÜREK- lktidann cilası dökülünce basında yer al- maya başladık. Bir de tabii mızrak çuvala sığmıyor. Ener- ji yolsuzluğunda medyamız önce bakanı yücelten başlık- lar attı: "Bakan düğmeye bastı ve yolsu/luklar ortaya çıkarıl- dı." Cumhurbaşkanı'nın iki kez veto ettiği birisini vekâ- leten görevde tutacaksın, o kişi yolsuzluk yapacak ve ba- kanın bundan haberi olmayacak. 'Parti dıslıyor demlslerdl' Sonra ortaya çıktı ki, şimdi tutuklu olan bir müteahhidin bürosunda oturuluyor, bir yanda AKP'nin genel sekreteri, öbür yanda şimdi tutuklu olan genel müdür, diğer yanda tu- tuklu olan genel müdür yardımcısı, diğer köşede de tutuk- lu olan ve bu organizasyonlan yapan müteahhit. - Ihale alanların arasmda da millervekilleri... ÖZYÜREK - Millervekilleri de var, işte bizden ayn- lan bir milletvekilinin telefonda nasıl baskı yaptığını öğ- reniyoruz. Bu milletvekilleri "Eve Dönüş Yasası'na ka- bul oyu verdiğimiz için parti bizi dışhyor" demişlerdi. Biz bu konuda grup kararı almamıştık. Başka hayır oyu veren arkadaşlanmız da vardı. Bu arkadaşlar o ya- sayı bahane ettiler. 'Değerlendlrme hatası' -Peki bu iki milletvekili nasıl CHP'de milletvekili oldu? ÖZYÜREK- Tabii hiç kuşku yok, bu bir değerlendir- me hatasıdır. Onlardan biri ile ilgili örgütün yoğun tale- bi vardı. Zannediliyor ki, bir insan zengin olunca çevre- sine yararlı olur, fakir fukaraya çare bulur. Ama bunların çok yapay olduğu, o insanlann kişisel çıkarlarını gözetecekleri çok düşünülmemiş. vvalter Russeli Mead: 'Kürtdevletinin hunılması ABD'nin ulusal çıkanna uymaz' LEYLA TAVŞANOĞLU ABD'nin dış siyasetine yön verdiği bilinen, kimilerine gö- re ABÜ'deki "yenimuhafaza- kâr" (neocon) akımının beşi- ği "Council on Foreign Relati- ons" in (CFR) önde gelen bir üyesi WalterRussellMead,ba- ğımsız bir Kürt devletinin ABD'nin ulusal çıkarlarına hiçbir biçimde hizmet etme- yeceğini söyledi. Mead'le geçenyıl nisan ayın- da Istanbul'a geldiğinde bir konuşma yapmıştık. O söyle- şide bana ABD'nin Büyük Or- tadoğu Projesi'nin (BOP) içi boş bir kaba benzediğini söy- lemişti. Aradan neredeyse bir yıl geçti. Bir gün Istanbul'da- ki ABD konsolosluğundan bir telefon geldi. Mead'le yeni- den bir söyleşi, bu sefer tele- fonla Washington'dan yapmam öneriliyordu. Sıcağı sıcağına Mead'den VVashington'daki son yaklaşımlan almak çok yarar- lı olacaktı. Ortaya çok ilginç ve çarpıcı bir söyleşi çıktı: -Türkhalkında son zaman- larda gittikçe arttığı tespit edi- lenABD'yekarşı husumetduy- gulannı nasıl değeıiendiriyor- sunuz? MEAD - Son zamanlarda Türkiye'ye hiç gitmediğim için bunun nedenini benden daha iyi anlayacağınızdan kuşkum yok. Ama ortada pek çok zor olgu var. Bunlar da kamuoyun- da belli düşün- celer oluşması- na yol açıyor. Bir yanda Tür- kiye'detslambi- lincınuı sürekli yükselişi var. -Bunun Tür- kiyeiçin bir teh- dit olduğunudü- şünüyor musu- nuz? MEAD-Tür- kiye siyaseti ko- nusunda uzman değilim. Ama ben bunu şöyle tanımlayabili- rim: Bu bir meydan okuma- dır. Bir yandan Atatürk'ün dö- neminden bugü- ne gelmiş olan Cumhuriyet ta- rihine bir mey- dan okumadır. Yani Türkiye Avrupa'yla Or- tadoğu arasında kendini bir köp- rü olarak mı gö- rüyor, yoksa gü- ney ve doğuya yüzünü dönmüş başka bir ko- numda mı his- sediyor? Türkiye, gelişmekte ve olgunlaşmakta olan büyük bir ülke. - Peki, ABD'ye karşı gittik- çe artan husumet duyguları konusuna dönersek... MEAD- Bu gerilimi doğu- ran üç kaynak olduğunu söy- leyebiliriz. Birincisi, halkınbir bölümünde tslam duyarlılığı- nın artmasıyla birlikte daha önce ABD ve öbür Müslüman ülkeler arasında sorunlara yol açan konular şimdi Türk kamu- oyunda daha fazla açığa çıktı. tkinci olarak Türkiye'de klasik Kemalist hareket yanlıları ABD'nin belki de ülkedeki Müslüman unsurlardan yana eğilim göstermeye başladığı- nı düşünüyorlar. Türkiye'de bütün politikalara kızanlar ABD'ye daha farklı nedenler- den dolayı öfke duyuyor ola- bilirler. Bir de sadece Türki- ye'nin komşusu Irak'ta değil, bölgenin öbür yörelerinde de gittikçe artan ABD varlığı ol- gusu var. Bu da Türkiye'nin hoşuııa gidecek bir biçimde olmayabilir. -1Jkrayna, Gürcistanve Lüb- nan gibi birçok ülkede eski re- jimlerin devrilip Washüıgton yöneünıineyakın yeni rejimle- rin getirilmesinin ardında ABD'nin manipülasyonu ol- duğu ileri sürülüyordu. Bu ko- nuda ne düşünüyorsunuz? MEAD - Dünya, bu tür komplo teorilerinin gerçek ola- mayacağı kadar karmaşık bir yer. ABD'nin Ukrayna'da saf bir demokratik düzen görmek istediği doğrudur. Ama orada işlerin çoğu hükümet tarafın- dan değil, Açık Toplum Ens- titüsü gibi kuruluşlar tarafın- dan gerçekleştirilmiştir. Ve bi- liyorsunuz, Açık Toplum Ens- titüsü'nün başındaki George Soros Bush yönetiminden ve George Bush'un kendisinden nefret etmektedir. Dolayısıyla da orada tek bir Amerikan komplosu olamaz. - Yani pek çok Amerikan komplosu mu var? MEAD- Birbirine çelme ta- kanpekçok... - Peki Irak'laki durum? MEAD- Irakhların demok- rasiyi istediğinin göstergesi can tehlikesi pahasınapek çok kişinin kendi istekleriyle oy vermeleri oldu. -İyi de seçimlerden önceFel- luce'de yapilanlar? MEAD - Bütün bunların hiçbirisi lrak halkının demok- rasiye ilgisini etkilemedi. İn- sanlann işgale müteşekkir ol- malan için hiçbir neden olma- masına karşın yönetimlerini kendileri seçmek istediler. -Ya KuzeyIrak'ta kurulaca- ğı söylenen Kürt devleti? MEAD - ABD'nin hep bir- leşik bir lrak'tan yana olduğu- nu düşünüyorum. ABD, şim- di bütün lrak halkının ortak bir yoldailerleme- si ve kendine ortak bir gele- cek çizmesi içinçabaharcı- yor. Üstelik, Iran'ı dengele- mek için güç- lü bir Irak'ın varlığınm ABD'nin ulu- sal çıkarlanna olduğunu da hiçbir zaman unutmamak gerekir. Ba- ğımsız bir Kürt devleti ABD'nin ulu- sal çıkarlanna hiçbir biçimde hizmet etme- yecektir. -Talabanive Barzanibugö- rüşüpaylaşmt- yorlar gibi... MEAD - Onlann kendi çıkarları açı- sından kendi görüşleri var. Amauluslara- rası bir çerçe- veyle çalışmak zorunda ol- duklannı anla- mış durumdalar. Karşılannda hasım bir Türkiye, hasım bir ABD ve hasım bir lrak varken Kürt bağımsızlığını elde ede- bilecekleri çok meçhul. An- cak birleşik bir lrak içinde ku- rulacak federal bir düzende özerklik gibi bir statüleri ola- bilir. Daha fazla değil. Bence de bu en mantıklısı olur. Bel- ki Türkiye ve Kürtler arasın- daki çözüm Türkiye'nin AB üyeliğiyle mümkün olabile- cektir. Türkiye'nin AB üyesi ol- ması Kürtlere her türlü meşru azınlık hakkını sağlayacaktır. Ama ne yazık ki Irak'ın AB üyesi olması gibi bir olasılık yok. - ABD'nin askeri müdahale listesinde bundan sonra Suri- ye ve İran olabilir mi? MEAD- ABD'nin Ortado- ğu'da daha fazla savaş istedi- ğini sanmıyorum. Ama böy- le bir olasılığı iki nokta tetik- leyebilir. Birincisi, Ortadoğu ülkeleri tarafından destekle- nenbirteröristgrubun 11 Ey- lül gibi bir saldınya geçmesi. Ama lran'ın nükleer silah ka- pasitesi konusu, diplomatik ve benzer bütün yollar denen- dikten sonra bir sonuç ver- mezse ABD ve İran arasında çatışmaya neden olabilir. Ama bunun bugünden yarına ger- çekleşmesi gibi bir olasılık da görmüyorum. Yine de bu, çok ciddi bir konu • WalterRussell Mead, ABD'nin dış siyaseti konulannda önde gelen bir düşünür olarak tanmıyor. "Özel Öngörü: Amerikan Dış Politikası Dünyayı Nasıl Değiştirdi" adlı kitabı dünyanın belgesel kitap alanında en önemli ödülü sayılan "Lionel Gelber" ödülünü 2002'de aldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle