Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 MART 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yeni TCY hiçbir görüş ve istek dikkate alınmadan rekor bir süreyle ceza hukukuna armağan edildi
Siyasüerinöçalmayasasıj FADE BOZUKLUKU\RI VAR
_
Ozensiz
tutarsız
sakat
bir TCY
SABİH KANADOĞLU
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcm
I
Nisan 2005, bilimsel destekli bir siya-
si alt komisyon tarafından hazırlanan
yeni Türk Ceza Yasası'nın (TCY) yü-
rürlüğe gireceği tarihtir. Ikisi ana mu-
lıalefet partisindcn olmak üzere beş kişilik
Adalet Alt Komisyonu, yedi aydan kısa bir sü-
re içerisinde 58 toplantı yaparak Türk toplu-
nıunu yakından ilgilendiren bu temel yasayı
Türk ve dünya ceza hukuku âlemuıe armağan
etmiştir. Bu görevini yerine getirirken yıllann
ürünü 580 maddelik hükümet tasansını tü-
müyle bir kenara bırakmış, 78 yıllık Türk ce-
za hukuku öğretisinden, Yargıtay içtihatlann-
dan yararlanmak yolundan özenle kaçınmış,
kendisini her konuda yeterli ve yetkin gör-
müştür. Komisyonun danışman kadrosu ise
üç doçent ve bir Yargıtay üyesinden ibarettir.
AÇIĞA ÇIKAN CERÇEKLER
Bu oluşum, çalışma yöntemi ve ortaya çı-
kan eser incclendiğinde açığa çıkan gerçek-
ler şunlardır:
A Türk siyasi yaşamı, hükümet tarafın-
™* dan gönderilen bir temel yasa tasarısı-
na hükümetin sahip çıkmadığına ilk defa ta-
nık olmaktadır. 0 halde amaç hükümet tasa-
rısının yasalaşması değil, bu tasarının araç
olarak kullanılmasıyla siyasal iradesinin temel
yasaya egemen kılınmasını ve dış politikada
birtakım çevrelerin beğenisini ve onayını sağ-
lamaya çalışmak olmuştur.
B Dünyanın hiçbir çağdaş ve uygar ülke-
™" sinde ceza yasası gibi bir temel yasa,
siyasi bir komisyon tarafından hazırlanma-
mıştır.
C Yeni TC Y'nin yasalaşma süreci üzerin-
"™ de aynca durulmalıdır. Hükümet tasa-
nsı 12.5.2003 tarihinde TBMM Başkanlığı'na
sevk edilmiş, oluşturulan Adalet Alt Komis-
yonu, 21.10.2003'te başladığı çalışmalarını
12.5.2004'te tamamlayarak hazırladığı 348
maddeden ibaret "Türk Ceza Yasası" tasan-
sını Adalet Komisyonu'na iletmıştir.
GÖRÜŞ VE RAPORLAR CÖZ ARPI
Tasarının yazılı olarak bılim ve uygulama
eevrelerine gönderılip görüş alınması önem-
senmemiş, gerekçelcr geç yazılmış, internet-
ten bilgilendirme yeterli bulunmuş, 21 -22 Ma-
yıs 2004 ve 25 Mayıs 2004 tarihlerinde yapı-
lan iki sempozyum dışmda bilimsel görüş üre-
tilmemiş, sempozyumlardaki eleştiriler ve ve-
rilen çok kısa (yirmi günlük) sürelerde, bilim
adamı sorumluluğu içerisinde iletilen görüş-
ler ve raporlar göz ardı edilmiştir. Adalet Ko-
misyonu ve TBMM Genel Kurulu'nda tartış-
masız geçen oturumlardan sonra tasarı 26.9.
2004'te kabul edılmış ve 12.10.2004 tarihin-
de de Resmi Gazete'de yayımlanarak yasa-
laşmıştır.
Temel ceza yasalarının diğer ülkelerdeki
hazırlanış yöntem ve süreçlerine bakıldığın-
da yeni TCY'nin aceleye getırildiği görül-
mektedir.
D 12 Mayıs 2003 tarihinde TBMM'ye
"™ sevk edilen hükümet tasansı çok geniş
katılımlı bilimsel komısyonların 1987, 1997
ve 2000 yıllarında hazırladıkları ön tasarıla-
nn (eleştirilere göre) geliştırilmiş son şeklidir.
Hükümet tasarısının yok sayılması, 17 yıllık
bir birikimden yararlanılmaması, bilimsel des-
tekli siyasi alt komisyonun adeta bir öç alma
davranışına girdiğinin kanıtıdır.
E Temel ceza yasasının hazırlanmasında
"™ öncelikle ülkedekı ceza hukuku biriki-
I edi
aydan az bir sürede yeni bir
ceza yasası hazırlamak belki dünya
rekoru olabilir. Ancak bu rekor, siyasi
iradenin, işin önem ve ciddiyetinin
ayırdında olmadığının da kanıtıdır.
Yeni TCY hazırlanırken yıllann
birikimi, Yargıtay içtihatları,
görüş ve raporlar
göz ardı edidi.
/ Para ,
cezalan hapse
çevrilecek
ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Yargıtay
Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih
Kanadoğlu, "para cezalannın hapis cezasına
çevrilemeyeceği" hükmünün, yeni TCY ıle rafa
kaldınldığına dikkat çekti. Kanadoğlu, yeni
TCY'nin 5. maddesinde "bu yasanın genel
hükümlerinin özel ceza yasalan ve ceza içeren
yasalardaki suçlar hakkında da uygulanacağının"
öngörüldüğünü kaydettı. Kanadoğlu, aynı yasanın
genel hükümler kapsamındaki 52. maddesinin son
fıkrasında ise ödenmeyen adli para cezasının hapse
çevrıleceğinin hüküm altına alındığını vurguladı.
Kanadoğlu, Basın Yasası'nın 28. maddesinde ise
para cezalannın hürriyeti bağlayıcı cezaya
çevrilemeyeceğinin yazılı olduğunu anımsattı.
Yeni TCY'nin 5. maddesindeki "buyurucu
hüküm'' karşısında para cezasının hürriyeti
bağlayıcı cezaya çevrilmesi yasağının .,
hükmünün kalmadığına işaret eden $
Kanadoğlu, "TCY geçmişte çıkan özel ğ
cezalan kcndisinc uyduruyor.
•u^ Kendisûıe aykırı olan
* hükümleri de yok sayıyor"
değerlendirmesini
yaptı.
minden, öğretinin yetkin kuruluş ve kişilerin-
den, yargısal içtihatlardan, hukuk felsefesi,
hukuk sosyolojisi ve metodolojisinden yarar-
lanmak koşuldur. Krimınolojinin yanında, is-
tatistikler, uluslararası sozleşmeler ve AÎHM
kararları yardımcı kaynaklar olmalıdır.
DÜNYA REKORU OLABİLİR
Yedi aydan az bir sürede yeni bir ceza ya-
sası hazırlamak belki alanında dünya rekoru
olabilir. Ancak bu rekor, bilimsel destekli si-
yasi alt komisyonun ve giderek siyasi irade-
nin, işin önem ve ciddiyetinin ayırdnıda olma-
dığının da kanıtıdır.
F Yeni TCY'nin aceleye getiriliş gerekçe-
"™ si birçok kez siyasi iradenin sözcüsü ta-
rafından açıklandığı için, Türk toplumuna çağ-
daş, özgün bir yasa kazandırmak fırsatının, AB
Komisyonu Türkiye tlerleme Raporu'nun dü-
zenlenmesı ve 17 Aralık zirvesı öncesi müza-
kere tarihi alabılmek uğruna kaçırıldığmı söy-
leyebiliriz.
G TBMM Genel Kurulu'nda yeni
™" TCY'nin her bir maddesinin okunma-
sıyla bu maddelerin kabul edilmesi adeta eş-
zamanlı olmuş, önceki aşamalarda gıderilme-
yen eksikliklerin TBMM Genel Kurulu'nda
ortaya konularak düzeltilmesi yoluna gidil-
memıştir.
Temel yasalann tek tek maddeleri yerine bü-
tününün oylanmasını sağlayan TBMM îçtü-
züğü ilgili maddesinin Anayasa Mahkeme-
si'nce iptal edilmesine rağmen sonuçta ade-
ta iptal edilen kuralın uygulandığı söylenebi-
lir.
H Adalet Komisyonu raporunda, madde
"** başlığı ve gerekçesinin, metnin ayrıl-
maz bir parçası olduğu vurgulanmıştır. Yasa-
ma denetıminden geçmeyen madde gerekçe-
lerıne üstünlük tanınmasının, hukuksal da-
yanağını ortaya koyabilmek olanak dışıdır.
Kaldı ki birçok madde gerekçesinin de, yasa
metninde dayanağı bulunmamaktadır.
Gerekçeye, maddenin yorumlanmasında
dayanılabilmesi içın, gerekçenin metinden
kopuk olmaması, metinde ifadesini bulması
gerekmektedir. Oysa maddelerdeki düzenle-
mede söz konusu olmayan birçok nokta, ge-
rekçelerde yer almıştır.
Eksik ve yanhşhklaıia dohı
Yasanın sistematiğine bakınca da yanlışlıklar gö-
ze çarpmaktadır:
1 Adalet Komisyonu raporunda, ertelemenin ko-
""* şullu af kurumu olmaktan çıkarılıp, ceza infaz
kurumu lıaliııe getirildiği belirtılmesıne rağmen bu ko-
nu Ceza İnfaz Yasası yerine yeni TCY'de (md 51) dü-
zenlenmiştir.
2 Rüşvet tanımının 252. maddenin 1 yerine 3.
"~ fıkrasında yapılması hatalıdır.
3 1dari bir yaptınm uygulanması için yapılan is-
*™ natlarda, iftira suçu kapsamına alınmıştır. Bu ha-
liyle "adliyeyc karşı suçlar" bölümünde yer ahnası ha-
talıdır.
4 Ihmali lıareketlerın bütün suç tiplerinde uygu-
*™ lanması ve genel hükümlerde yer alması gere-
kirdi.
5 "Radyasyonu yayma" başlığı altında 172/1.
™" maddede düzenlcnen suçun "topluma karşı suç-
lar" değıl, "kişilere karşı suçlar" bölümünde yer al-
ması gerekirdi.
Tanımlarda da eksiklikler ve yanlışlıklar bulun-
maktadır:
1 "Düşünce suçu", "eziyet", "müstehcenlik",
"™ "münhasır ekonomik bölge", "bilimsel bir de-
ney", "tedavi anıaçlı deneme", "atom enerjisi" kav-
ramlannm tanımları yapılmamıştır. Bu nedenle yasal-
hk ve belirlilik ilkclerine uygun değildir.
2 6. maddedeki vatandaş tanımı, taraf olduğu-
™* muz "Suçluların tadesine Dair Avrupa Sözleş-
mesi"nin 6/1-c maddesine aykırıdır. Sözleşmeye gö-
re vatandaşlık, vatandaşlığa ılişkin karann verildiği
güne göre belırlenecektir. Yeni TCY fiili işlediğı sı-
rada Türk vatandaşı olan kişiyi vatandaş kabul et-
mektedir. Bu tanıtn anayasanın 3 8/son madde-
sine de aykırıdır. /
3 Yargı görevi yapan deyiminden sa-
™* dece hâkimin anlaşılması gerekir-
ken, 6. maddede savcı ve avukatlar da kap-
sama alınmıştır.
4 Yasanın 94. maddesinde yer alan
"™ "işkence" tanımı eksiktir.
5 Yasanın 21/2. maddesinde
"" yapılan "olası kasıt" tanı-
mında yanlışlık vardır. Tanıma
göre "kişinin suçun kanunitammııı-
daki unsurlann gerçekleşebileceği-
ni öngörmesine rağmen, fiili işleme-
si haUnde" olası kasıt vardır. Tanımda,
neticenin istenmesi belirtilmedıği için
aslında bilinçli taksinn tanımı yapılmış-
tır. Olası kasıt ile bilinçli taksir, birbirine
benzeyen kavramlardır. Olası kastta fail ne-
ticeyi öngörmesine rağmen onu istemekte
ve kabullenmektedir. Bilinçli taksirde ise
neticenin meydana gelmesini istemez. Bu ay-
nm, maddede gerektiğı biçimde açıklanama-
mıştır. Olası kasta ceza indirimine gidil-
mesinın, çağdaş ceza hukukun-
da örneği yoktur.
\
SURECEK k
7
65 sayılı TCY, 78 yıldan bu yana geçirdiği
70'e yakın değişiklikten sonra bütünlüğü ve
felsefesi bozulmuş, tutarhlığı kalmamış, es-
kimış, yaptınmlan arasındakı oranlar değiş-
mış, çağdaş ceza hukuku görüşlerine yabancı
kalmış bir yasa halıne gelmişti. Yenilenmesi zo-
runluluktu. Ancak ortaya çıkan yasa, beklenti-
leri karşılamaktan uzak, dilinde özensiz, siste-
matiği var olduğu söylenilen felsefesine ters, ge-
rekçeleri eksik ve hatalı; terim, tanım, kavram ve
kuralları yanlış, hatalı ve çelişkili; yaptınmlan
oransız, sakat bir yasadır. Genel gerekçesinde,
özgün ve ulusal olduğu savunulsa da geçek olan
yasanın kimi bölüm ve maddelerinin Rus, Polon-
ya, Ispanyol, Fransız ve Alman ceza yasaların-
dan aynen alınarak bir alaşım, bazılanna göre aşu-
re veya çorba oluşturuhnasıdır. Aceleciliğin do-
ğal sonucu olarak yasanın dilinde özensizlik, tu-
tarsızlık ve ciddı ifade bozukluklan vardır.
1-3. maddenin "Adaletönünde eşiüik" başlığı yan-
lıştır. Adaleti sağlayacak olan eşitliktir. Kaldı ki
anayasal bu hükmün ceza yasasında yeri yoktur.
25. maddedeki "cezaiçerenkanunlardakisuçlar"
tanımı Türkçe olarak yanlıştır.
3 - 6. maddede yer alan "süreli veya geçici" aynı an-
lamdadır.
4- 12. maddenin 1. ve 3. fıkralarında "istem",
113/2'nci maddesinde "talep" sözcükleri kulla-
nılmıştır.
5- 3. bölüm başlığı "Cezanm bireyselleştirihnesi"
20. madde başlığı ise "Ceza sorumluluğunun
şahsiliğTdir.
6- 28/1. madde de yer alan "muhakkakve ağır bir
korkutma" Türkçe ifade yönünden yanlış ve an-
lamsızdır.
7- 44/1. madde de yer alan "birden fazla farklı su-
çun" ifadesı dili yönünden rahatsız edicidır.
8 - Ömürboyu hapıs cezası yerine, müebbet hapıs
cezası (md 46-49) kavramı kullanılmıştır.
9 - Ikincı Kısım'ın ikincı bölümünün başlığı yan-
lıştır. Yasa hükmünü, amirin emrini yerine getir-
me, nıeşru savunma ve zorunluluk hali, ceza so-
rumluluğunu değıl, hukuka aykırılığı ortadan
kaldıran, hukuka uygunlukhalleridır. Cebır, şid-
det, tehdit hallerı, kusurluluğu; yaş küçüklüğü,
akıl hastalığı ise ısnat yeteneğinı ortadan kaldı-
ran nedenlerdir. Tamamının ceza sorumluluğu-
nu kaldıran veya azaltan nedenler başlığı altın-
da toplanması, ceza hukuku ilkelerine aykırıdır.
4 A- Müessir fiil veya etkili eylem yerine "yara-
ı Ulama" sözcüğünün kullanılması yerinde de-
ğildir. Yaralama, etkili eylemin her şeklini kap-
samaz.
4 4 - 84. madde "intihar" başlığını taşımaktadır.
I I "İntihara teşvik ve yardım" yerine bu başlığın
kullanılmasının yanlış olduğu açıktır.
4 A- 85. madde başlığı "taksirleöldürme"dir. Me-
I &m tinde doğru olarak "taksiıieölümc neden olma"
denilmiştir.
4 A-125. maddede yer alan "onur" ve "şereP söz-
I Vcükleri aynı anlamdadır.
4 Â- 126. maddede yer alan "üstü kapalı geçişti-
I Hrilmiş" ibaresi Türkçe yönünden yanlıştır.
4 JC-130.maddebaşlığındaölü'nünkişıolarakni-
I vtelendirilmesi hatalı olmuştur.
- Şantaj (md 107), genital muayene (md 287),
irtikap (md 250) gibı yabancı sözcükler kulla-
nılmıştır.
4 "7 - 219. maddenin genel kurulda yapılan görüş-
I I meleri sırasında dikkatsizlik sonucu "balada-
ki nkra", "vazifeyi icra", "muhaliT, "icbar", "bi-
listifade", "takbih", "tezyif" sözcükleri madde
metnine gırmiştir.
A A- Yasa ıle cürüm-kabahat aynmı kaldınldığıhal-
I Ode, aynı maddenin 4. fıkrasında "başkabircü-
rüm işlenıe", arttırım nedeni sayılmıştır.
4 A- 220. maddenin başlığında "Suç işleme ama-
15?cıyla örgüt kurma", madde metninde ise "ya-
sanın suç saydığı tlilleri işlemek amacıyla örgüt
kurma" denilmiştir.
- 287/1. maddesindeki yazım yanlışı nedenıy-
genital muayeneye hâkim ve savcının bir-
lıkte karar verecekleri anlaşılmalıdır. Karar yet-
kisı hâkımındir.
A 4 - 292. madde başlığı "Hükümlü veya tutuklu-
£m I nun kaçması"dır. Madde metninde ise "göze-
tim altında bulunduğu görevlilerin elinden kaçan
hükümlü ve tutuklu"dan bahsedilmektedir. Ge-
rekçede "kanunengözalnnaalındıktan sonra ka-
çan kinıselerin de" maddenin kapsamına alındı-
ğı, böylece örneğin karakol nezarethanesinden
kaçan kimse hakkında da bu maddenin uygulan-
masınnı sağlandığı belirtilmiştir. Gözaltında hü-
kümlü ya da tutuklu olamaz.
'A MEKTUP
'Ciddi kaygı
duyuyoruz'
tstanbul Haber Servisi - Gazetecilik alanında fa-
aliyet gösteren 15 meslek örgütü, 1 Nisan'da
yürürlüğe gırecek olan yeni TCK'ye ilişkın
itirazlannı bir mektupla Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan'a ılettı. Mektupta TCK'nnı basuı
ve düşünce özgürlüğü ile ilgili maddelerinin
çok sayıda gazetecinin cezaevine girmesine
neden olacağından ciddi kaygı duyulduğu
vurgulandı. Mektupta Basuı Kanunu'nun 19.
maddesı ile Medenı Kanun'un 24. ve 25.,
Borçlar Kanunu'nun ise 49. maddesinin uygu-
lamada yaratttığı sakıncalara değinildi. Mek-
tup, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Orhan Erinç, Türkiye Gazeteciler Federasyo-
nu ve Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi
Bilgin, tzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Erol Akıncüar, Türkiye Gazeteciler Sendikası
Genel Başkanı Ercan Ipekçi, Çağdaş Gazete-
ciler Derneği Başkanı ve Avrupa Gazeteciler
Birliği Türkiye Temsilcisi Doğan Tılıç, Türki-
ye Spor Yazarları Derneği Başkanı Onur Bel-
ge, Parlamento Muhabirleri Denıeği Başkanı
Kemal Saydamer, Foto Muhabirleri Derneği
Başkanı Ateş Tümer, Ekonomi Muhabirleri
Derneği Başkanı Cahit Uyanık, Profesyonel
Haber Kameramanları Derneği Başkanı Erga-
hi Gülbitti, Basın-Yaym ve lletışim Emekçile-
rı Sendikası Genel Başkanı Kemal Keleş, Rad-
yo Televizyon Gazetecileri Derneği Başkanı
Kenan Macit ve Diplomasi Muhabirleri Der-
neği'nden Seva Ülman tarafından imzalandı.
GAZETHCILERABAFITIYORMUŞ
Başbakan yine
basını suçladı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tay-
yip Erdoğan, basının güvenlik örgütlerine, ül-
kenin güvenliğı noktasında destek vermesi ge-
rektiğını belirterek "Abartılı haberler, halkı ra-
hatsız ediyor. Bunun da psikolojik neticcsi uıııı-
tulmamandu-" dedi. Erdoğan, partisinin grup
toplantısında yine basını eleştirdi. Geçen hafta
üst düzeydeki katıhmlarla güvenlik toplantısı
yapıldığını belirten Erdoğan, toplantıda alın-
ması gereken önlemlerin ve atılması gereken
adımların belirlendiğmi söyledi. Yazılı ve gör-
sel basının güvenlik güçlerıne destek olması
gerektiğini söyleyen Erdoğan şu görüşleri dile
getirdi: "İJlkemizde yazılı ve görsel medyamı-
zın da güvenlik örgütlerimize bu noktada des-
tek olması gerekir. İJlkenıizin güvcııliği nokta-
sında bu desteğini vermesi gerekir. Bu talebi ya-
pan Başbakan'uı farklı bir şekilde takdim edil-
mesini de doğru bulmuyorum. Ben burada bir
şeyin tespitini yapıyorum. Bu, Tayyip Erdo-
ğan'ın talebi değildir, milletiıı de talebidir. Bü-
tün bu haberleri abartılı bir şekilde izleyen hal-
kım. bundan rahatsız oluyor. Bunun da bir psi-
kolojik neticesi vardır, bunu da unutmayahm."
ÖNÜNDE BAŞU\YACAK
Gazeteciyi adliyeye
alıştırma yürüyüşü
tstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Ce-
miyeti (TGC), 1 Nisan'da yürürlüğe girecek
yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) nedeniyle
"Gazetecileri Adliye Yollanna Alıştırma Yürü-
yüşü" düzenledi.TGC'den yapılan yazılı açık-
lamada, yeni TCK'nin gazetecilerin halkın bil-
gilenme tıakkı kapsamındaki çalışmalarını ha-
pıs tehdidiyle karşı karşıya bırakması nedeniy-
le adliye yollanna düşecek gazeteciler için alış-
tırma yürüyüşü düzenlendiği belirtildı.
TGC'nın düzenledıği yürüyüş bugün saat
11 .OO'de Cağaloğlu'nda TGC önünden başla-
yacak, sembolik olarak Sultanahmet'teki Is-
tanbul Adliye Sarayı önünde sona erecek.
TGC yönetimi, yürüyüşün ardından basın
açıklaması yapacak.
FETHULLAH GÜLEN Dlzlsl
Tedbire itiraz bugün
karara bağlanıyor
İstanbul Haber Servisi - Gazetemiz yazarı Hik-
metÇetinkaya'nın hazırladığı "Fethullah Gü-
len'in 40 Yüİık Yol Arkadaşı Nurettin Veren
Anlaüyor" başlıklı yazı dizisine konan tedbir
kararuıa itiraz davası bugün karara bağlana-
cak. Üsküdar 5. Aslıye Hukuk Mahkeme-
si'nde önceki gün yapılan duruşmaya gazete-
miz avukatlanndan Akın Atalay ve Fethullah
Gülen'in avukatı Orhan Erdemli katılmıştı.
Duruşmada söz alan Atalay, dosyaya konulan
Gülen'in Üsküdar'da oturduğuna ilişkin ika-
metgâh belgesiııin gerçeğı yansıtmadığmı,
Gülen'in yaklaşık 6 yıldır ABD'de yerleşik ol-
duğunu ve basında yer alan beyanlanna göre
de yakın bir zamanda Türkiye'ye dönüş yap-
mayacağını ifade ederek davanm yetkisiz bir
mahkemede görüldüğünü belirtmişti. Daha
önceden dosyaya yazılı olarak sundukları iti-
raz dilekçesını tekrar ettiklerıni belirten Ata-
lay, "Davada verilecek karar yalnızca Cumhu-
riyet gazetesini ve Fethullah Gülen'i değil, tüm
basın yaym organlannı, Türkiye'deki ifade öz-
gürlüğünü, basın özgürlüğünü ve halkın bilgi
edinme hakkını doğrudan ilgilendiriyor. Bu ne-
denle verilecek karar geciktirilmemelidir"
dedi. Duruşma saat 11.30'da görülecek. •