09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MART 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA İ L J v U i ı f J l V J J . ekonomiC«cumhuriyet.com.tr 13 Bakanların, ÎTO Meclis üyelerini arayarakYalçıntaş yönünde telkinde bulunduklan ileri sürüldü Başbakan'dantelefonla kulis• AKP milletvekilleri, il başkanları ve MÜSÎAD yöneticilerinin ismini belirlediği Yalçıntaş için hükümet üyelerinin birebir çalışiığı belirtildi. hazırlandı. Çağlar'ın komite seçimlerinde ba- şarısız olması üzerine çözüm arayışı başladı. Aralarmda AKP'li milletvekilleri, il baş- kanları ve MÜSİAD yö- neticilerinin olduğu top- lantıda, Çağlar, MÜSt- AD'ın kendisini destek- lemeyeceği tehdidi üze- rine adaylıktan çekilme- ye ikna oldu. Yalçın- taş'ın adayhğında Erdo- ğan'ın, 'kendi komite- sinden seçilemeyen bir adayın başkan olamaya- cağı hassasiyetini' dikkate alması da etkili oldu. MÜSlAD'ın B planı olarak gördüğü Yal- çıntaş ismi üze- ^ rinde uzlaşmaya vanldı. Ekonomi Servisi - ts- tanbul Ticaret Odası (ITO) seçimlerinde son anda sahneye çıkan AKP kıırucusu ve tstan- bul İl Başkan Yardımcı- sı Murat Yalçıntaş için başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere bakanlann meclis üye- lerini arayarak birebir telkinde bulunduklan belirtildi. İTO Başkan- lığı için adı seçime saat- ler kala belirlenen ve başkanlığı 14 oy farkla kazanan Yalçıntaş'ın hızlı bir seçim süre- ci yaşadığı ifade edildi. Bugünkü siyasi riizgâ- rın sonııçları belirlediği se- çim, kulislerde konuşulanlara göre şöyle gelişti. ITO başkan adayı ola- rak komite seçimlerine katılan Çağlar'ın kendi komitesinden seçileme- mesi ve bu nedenle adı- nın yıpranması üzerine başta Müstakil Işadamı ve Sanayiciler Derneği (MÜSÎAD) olmak üze- re yeni bir aday arayışı- na girildi. Bazı söylentilere gö- re, aynı grup seçime, aralarında Murat Yal- çıntaş ve Ömer Bolat'ın da bulunduğu üç adayla tbrahim Çağlar'ın (solda) son anda seçimlerden çekilmesiylc Murat Yalçıntaş ile Mehmet Yıldırını arasındaki yarışı Yalçıntaş kazandı. (AA) Kulis çalışmalan Bu noktadan sonra da birebir kulis çalışmalan başladı. Sonuçlarda MUSIAD'ın üç dönem- diryaptığı hazırlığın ya- nı sıra bakanlann etkili olabilecekleri meclis üyelerini telefonla ara- yarak telkinde bulun- malan belirleyici oldu. Ayrıca, Ömer Baıiak ve ÇumarAli Kopuz'un da Yalçıntaş için çalış- ması, sonucu belirleyen bir diğer etken oldu. Oda başkanları, İTO'dakiseçim sonuçlarına temiünliyaklaşıyor... Yıldınm büyük üzüntü yaşadı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - îstanbul Tica- ret Odası Başkanlığı'na AKP Îstanbul İl Başkan Yardımcısı MuratYalçıntaş'ın seçilmesine, oda baş- kanlan temkinli yaklaşıyor. ATO Başkanı SinanAy- gün, yeni başkanın siyasi kimliğini bırakacağını açıklamasının olumlu olduğunu belirtirken; ASO Başkanı ZaferÇağlayan, siyaseti seçimin kazandı- ğı iddialanna katılmadığını söyledi. TOBB kulislerinde ise genel olarak oda ve borsa seçimlerinde şu anda ciddi bir siyasi baskı bulun- madığı; ancak herhangi bir yerde aday zayıfhğının oluşması durumunda siyasetin bu boşluğu doldu- racağının net biçimde görüldüğü konuşuluyor. Ko- nuyla ilgili olarak görüşlerini açıklayan ATO Baş- kanı Sinan Aygün, kendi seçimlerinde siyasi bir müdahale yaşanmadığını belirtti. Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan da İTO'daki seçim- leri oradaki ticaret erbabının kendi arasındaki bir ya- nşı olarak değerlendirdiğini söyledi. Çağlayan, se- çimlerin son derece demokratik bir şekilde yapıldı- ğını ifade etti. Gazetecilerin siyasi kademede yer alan bir ismin başkan seçildiğine ve seçimler sıra- sında birçok siyasi telkin yapıldığına ilişkin soru- lan üzerine de Çağlayan, "Onlar sizin söylediğini/. Ben bümiyorum, ben bunlann hiçbirinc şahit olma- dım ve bunlann hiçbirini de duynıadım" dedi. ÎSO'da listeler kıyasıya yarıştı İSO'da seçimlere büyük ilgi gösterildi. Ekonomi Servisi - İTO seçimlerinin ardından dün Îstanbul Sanayi Odası'nın (ÎSO) meslek komitelerini ve meclis üylerini belirleyecek seçim yapıldı. Grand Cevahir Kongre Merkezi'nde yapılan seçimlerde, 48 meslek komitesinden 19'unda 2 liste, 2'sinde de 3 listeyle girildi. İSO Meclis Başkanı Hüsamettin Kavi'nin oy kullandığı 40 No'lu elektrik üretimi-motor ve kablo sanayi meslek komıtesi ile İSO Yönetim Kurulu Başkanlığı'na tekrar aday olan Taıul Küçük'ün oy kullandığı 2 No'lu kakaolu ve şekerli manıuller sanayi meslek komitesinde tek liste yer aldı. Örgü kumaş ve konfeksiyonu sanayi meslek komitesinde, Türkiye Ihracatçılar Meclisı (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı'nın sahıbi olduğu Teksfil Iplik Örme ile Îstanbul Tekstil ve Hammaddeleri Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı İsnıail Gülle'nin şirketi Gülle Entegre Tekstil lşletmeleri'nin yer aldığı liste ile Örme Sanayicileri Derneği'nin desteklediği şirketlerin yer aldığı liste yarıştı. İHKİB Başkanı Siilcyman Orakçıoğlu'nun sahibi olduğu Orka Tekstil, Uki Uluslararası Konfeksiyon'un da yer aldığı tek listeyle erkek ve çocuk hazır giyim sanayi meslek komitesinden seçime girdi. Satıcı ve Orakçıoğlu, firmalarının bulunduğu listelerin kazanması halinde ilk kez İSO Meclisi'ne girmiş olacaklar İŞÇMlV EVREINİNDEN ŞÜKRAN SONER Yazı-Tura Para piyasacılarının bugünlerde en çok yanıtını bulmak ıs- tedikleri soru doların gidişi üzerine. Daha doğrusu düşüşü- nün durma noktasını bilmek istiyorlar. Bizimkiler uzman say- dıkları herkese aylardır aynı soruyu yöneltiyor, kimseler tah- minbileyapmayaçahşmıyor.ABDyönetimininkendiside ay- nı soruya yanıt bulmaya çalışıyor olmalı ki bu konuda araş- tırma yapmışlar. Ancak sonuç açıklanmadı. ABD Merkez Bankası Başkanı'na benzer soru sorulunca yanıtı çok ilginç oldu: "Yazı-tura." En ciddi ağızdan böylesine gayrı ciddi açıklamanın dünya piyasalarında şok etkisi yarattığı söyleniyor. Ancak bir ipucu vermeye de yetmiyor. Bu arada dolar için rekor düşüş, ABD bütçe açığı için rekor rakamlara ilişkin yeni haberler gelip du- ruyor... Gelin görün ki birkaç gündürsallanan Rusya, Brezilya.. der- ken Türk para piyasaları. Bilinen resmi gerekçe ABD Dola- n'nın faizindeki küçücük bir yükselış. Girerken kimsenin he- sabını sormadığı sıcak para, girdiğinden çok daha hızlı çıkı- veriyor. Hele Türkiye'de dolar üzerinden dünyanın hiçbir ye- rinde elde edilemeyecek yükseklikte kâr oranları ile. Bir za- manlar, 199O'lı yılların sonuna doğru Zekeriya Temizel'in ön- cülüğünde, giren sıcak paranın önce bir yıla, sonra da Mec- lis'teki değişiklikle üç aya indirilmiş olarak, serbestçe çıkarı- lamaması yasası gündeme gelmişti. Ancak hem Temizel'in para piyasacılarınca "istenmeyen adam" ilan edilmesinde rol oynamış hem de yürürlüğü birkaç kez ertelendikten son- ra, söz konusu yasa yürürlükten kaldırılmıştı. Uzun birzamandan beri, bu kez para piyasacılarımızın ağ- zından gevelemeli de olsa sıcak para girişine yönelik yakın- malar duyuyoruz. Geçen haftalarda IMF anlaşması olma- dan, AB-ÂBD ilişkilerinde olumsuz gelişmeler bile söz konu- su iken piyasalardaki yükselişi sevinçle karşılayamıyor, ABD Doları'nın düşüşüne bağlı bu yükselişin kolayca düşüşe dö- nebileceğinin altını çiziyorlardı. Korktuklan kadarvarmış. He- nüz yine onlara göre bir felaket habercisi sayılmamakla bir- likte, iç dengelerle en küçük bir ilişkisi olmaksızın sıcak pa- ra çekilişiyle bağlantılı düşüşler yaşanıyor. Piyasacılar bu arada sıcak para giriş çıkışı ile yabancılann aylık, birkaç aylık, yıllık kazançlarına ilişkin dudak uçuklatıcı rakam örnekleri veriyorlar. örneklemelerin en düşük kazanç- lıları dolar getirisinın sayısız katı. Yine onların vurgulamaları ile taşı atıp kolları bile yorulmuyor. Geldikleri gibi, ekonomi- mize en küçük bir katkıları olmadan gidiveriyorlar. Piyasacı- larımız artıkyabancı paranın yatırım yapanını arar oldular. Ta- bii bu kez de özelleştirmeler, teşviklerde ayrıcalıklardan söz edip duruyorlar ya.. ille de akıllanmak için kafalarına büyük taş düşecek... İlginç bir zamanlama değil mi? Erdoğan hükümeti, baş- bakanı, ilgili bakanları ile tekmili birden, IMF'nin teşvikyasa- sına ilişkin çıkışlarına, "Fazla oluyorlar, bütçede kaynağını bulduktan sonra bizi ilgilendirir, teşvikten vazgeçmeyece- ğiz.." anlamına gelen açıklamalaryaptıktan sonra kararından geri dönüverdi. Söz konusu yasa tasarısı IMF'nin onaylaya- cağı biçimde revize edilmek üzere geri çekildi. Ister istemez IMF'nin daha önce Erdoğan hükümetlerine çok hoşgörülü, bonkör davranışlarını, son zorlayışlarını anım- sıyorum. Rice'ın BOP, GOP adı durmadan değişen ABD'nin Ortadoğu ya da petrol hesapları bağlantılı Türkiye'ye gelişin- de satır arasındaki ekonomik ince tehdidi unutmak olası mı? IMF ile anlaşmada daha önce rahat davranan Erdoğan hü- kümetinin şimdilerde hemen anlaşma yapması için piyasa- cıların koro baskısı gündeme geldi bile. Meclis gündeminde yine IMF bağlantılı, emekçilerin sosyal güvenlik haklarını kat- leden "sosyal güvenlik reformu" kapsamındakı kalan yasalara öncelik verileceğini görmek için kâhin olmak gerek- miyor. Erdoğan hükümetinın AB karşısında da elbette boynu kıl- dan ince. Estirip üfüren sert demeçlerin ardından, sonunda kadınlara meydan ortasında dayak atan fotoğraf karelerinde yakalanmış üç polise soruşturma başlatıldı. Başbakan Er- doğan'ın gücü, Meclis çoğunluğuna dayalı, içinde sayısız yasanın bulunduğu kimsenin ne olup bittiğini anlayamadığı, zaten milletvekillerinın sorumluluk duygusundan yoksun olarak anlamaya bile çalışmadan parmak kaldırdıkları paket yasa değişıkliklerinde gündemde. Bir de İTO kongresinde dengeleri değiştirmede ya da işler arapsaçına döndükçe, halkın uyanması kaygısı ile basın özgürlüğüne, medyaya yönelik çıkışlarında geçerlL soner(«cumhuriyet.com.tr Hazır giyimcijer, Çin'e rağmen kan kaybı beklemiyor ama... 'KOBFler inim inim inliyor'ÎSTANBUL (AA) - Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Aynur Bek- taş, sektörde yıl sonuna kadar Çin'e rağmen bir kan kaybı beklemediklerini söyledi. Bektaş, sektöre ilişkin yap- tığı değerlendirme toplantı- sında, insanların "Çin geli- yor" korkusuyla siparişlere saldırdıklannı belirtti. Çoğu siparişin başa baş veya zara- nna karşılandığını kaydeden Bektaş, "Sektörde, yıl sonuna kadar Çin'e rağmen bir kan kaybı bcklemiyoruz. Eğer böyle devam ederse açıkçası çok fazla bir arnş da beklcnıi- yoruz" dedi. Bektaş, Çin konusuna • Aynur Bektaş, sektöre ilişkin yaptığı değerlendirme toplantısında, insanların "Çin geliyor" korkusuyla siparişlere saldırdıklannı belirtti. Bektaş, "f iyat-maliyet rekabetinden kalite-fiyat rekabetine geçmeye başladıklannı" söyledi. olumsuz yönden bakılmama- sı gerektiğine işaret ederek "Şimdi müşterinin ayağına gi- diyoruz, yurtdışında ofisleri- rni/i açıyoruz. Daha tasarun ağırhklı mallaryapıyoruz. Ta- saıını, kalite satmaya başla- dık. Artık fıyat-maliyet reka- betinden, kalite-fiyat rekabe- tine geçmeye başladık" diye konuştu. Sektörün en büyük prob- lemlerinin kur politikası, ka- yıt dışı ve haksız rekabet ol- duğunu anlatan Bektaş, sek- törün kamu yükünün azaltıl- ması için kayıt dışının kayıt içine ahnması gerektiğini söyledi. Aynur Bektaş, artık ihracat- çının kendi kendini finanse etmeye başladığını kaydede- rekşunlan söyledi: " 1hracatçu fasoncusunu, ip- likçisini finanse etmeye başla- dı. Yani cskiden tedarikçi bizi finanse ederdi, biz piyasaya borçlamrdık. İhracatçımn banka borcundan çok piyasa borcu olurdu. Şimdi maalesef her şey peşine döndü. Çünkü o insanlar da artık son nokta- ya geldiler. Bana göre en son darbeyi ihracatçı yiyecek. Türkiye'de en fazla darbeyi yi- yenlertedarikçiler, fasoncular, boyahaneler, iplikçiler. KO- Bt'ler dediğimiz ihracatın ayakta durmasını sağlayan sektör, şu anda inim inim inli- yor ve mümkünse kayıt dışına doğru kaçacaklar." Avrupa Hazır Giyim ve Tekstil Sanayii kuruluşu Euratex geçen hafta, Çinli ihracatçıların, üyelerine zarar veren "doymak bilmeyen iştahlannı" durdurmak amacıyla önlemler alınmasını istemişti. (AP) Kapasite kullanım oranı arttı ANKARA (AA) - Imalat sar^ayiinde kapasite kullanım oranı şubat ayında yüzde 74.9'a yük- seldi. DÎE, tmalat Sanayii Aylık Eğilim Anketi şubat ayı sonuçlarını açıkladı. îmalat sanayiinde üretim değeri ağırhklı kapasite kullanımında şu- bat ayında en yüksek kullanım oranı, yüzde 87.4 ile radyo-TV haberleşrne cihazları imala- tında görüldü. Söz konusu ayda imalat sanayiin- de kapasite kullanım oranı cfevlet sektöründe yüzde 68.2, özel sektörde ise yüzde 76.5 oldu. Geçen yılın aynı döneminde kapasite kullanım oranları yüzde 73.5 olarak b^elirlenmişti. Bush, Wolfowitz'i seçti \VASHINGTON (ANKA) - Dünya Bankası'nın ye- ni başkanmın, Bush yönetiminin şahinlerinden Sa- vunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz olacağı bildirildi. ABD Başkanı George VV. Bush, Dünya Bankası Başkanı olarak Wolfowitz'i seçti. Was- hington'daki resmi kaynaklara göre, Başkan Geor- ge W. Bush, Dünya Bankası Başkanlığı'na Wolfo- witz'in getirilmesini önerecek. ABD ile AB ülke- leri arasında var olan mutabakat uyannca Dünya Bankasf nın başına bir Amerikah getiriliyor. İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK [email protected] Köy Hizmetleri Genel Mü- dürlüğü artık yok. IMF ve Dünya Bankası'nın dayatma- sıyla ilgili kuruluşlara danışıl- madan, oldu bittiye getirile- rek 23 milyon insana hizmet götüren kurumun kapıları bir daha açılmamak üzere ka- pandı. Üstelik Avrupa Birli- ği'nde uygulanan kırsal kal- kınma politikalarının tam ter- si bir karara imza atıldı. Ka- munun üstlenmesi gereken hizmetlerin yerel idarelere devri ile, köy hizmetlerinin sermaye hizmetlerine dönüş- mesinin yolu açılmış oldu. Ne yapıyordu Köy Hizmetleri? On binlerce köyün yolunu yapıyor, karlarda kapanan yol- ları açıyor, içme suyu için ge- rekli altyapıyı hazırlıyor, sula- ma, toprak ıslahı, köy yapıla- «rı inşası gibi hizmetleri yürütü- Köylüye ve Toprağa Kim Sahip Çıkacak? yordu. Bunun yanı sıra toprak ve su kaynaklarının yönetimi gibi önemli bir görevi de üst- lenmişti. Artık bu hizmetler il özel ida- releri tarafından verilecek. AKP yönetimi "ağır bir yük" olarak tanımladığı bütçe üze- rindeki payı bu şekilde azalt- maya çalışıyor. Peki, Türki- ye'de hemen hemen hiçbir yerel yönetimin Köy Hizmetle- rinin faaliyetlerini en azından mevcut düzeyde yürütebile- cek mali olanağı olmadığı ger- çeği neden göz ardı ediliyor? Devlet bu ışten el çekerse Anadolu'nun en ücra köşele- rindeki, en yoksul, en mağdur ve en hizmete muhtaç insan- lara kim hizmet götürecek? Diğer ülkelerde benzeri "ye- rel yönetim reformları" ger- çekleştiriIdikten sonra su da- ğıtım hizmetlerinin çokuluslu şirketlerin eline geçtiği ve sos- yal devlet niteliğinin aşamalı olarak ortadan kalktığı, ya- bancılann taşınmaz edinimin- de hızlı artışlar yaşandığı bili- niyor. Türkiye'de de benzeri şekilde, yeraltı ve yer üstü kaynakları açısından zengin, tarım ve hayvancılık açısından verimli toprakları yerli ve ya- bancı sermayenin ucuza ka- patmasının önü açılıyor. Işin bir diğer önemli yönü ulusal ölçekteyürütülmesi ge- reken toprak ve su politikala- rının yerelleştirilmesinin yara- tacağıtehlikeler. Ikı demokra- tik kitle örgütü, TEMA Vakfı ve Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası'nın bu konuda yaptığı uyarılar bu güne kadar göz ar- dı edildi. TEMA tarafından hazırlanan raporda, "Türkiye, toplumu- nun sağlıklı geleceğini toprak ve su kaynaklarını verimli kıla- rak sağlamak zorundadır. Bu yaşamsal hizmet alanının il özel idarelehne ve giderek belediyelere devri, bunun da ötesinde 'kamu hizmetlerinin gerektiğinde özel sektöre de devredilebileceği anlayışı' ka- bul edilemez. Toprak ve su yönetimi hizmetleri merkezi yönetimin görev kapsamı içinde tutulmalıdır" uyarısı ya- pılıyor. Türkiye Ziraat MühendisLe- ri Odası'nın saptaması ise şu: "Sanayileşmesini tamamla- yarak bilgi toplumuna geçen ülkeler, 18. yüzyıldan itibaren güçlü merkezi kurumlar yo- luyla ve uzun vadeli planla- maları ödünsüz uygulayarak temel altyapı yatırımlarını ta- mamladılar ve süreç içinde bazı görev ve yetkileri yerel yönetimlere devrettiler. Tür- kiye gibi altyapısı yeterince gelişmemiş ülkelerde böyle uygulama bölgeler arası eşit- sizlikleri arttıracak ve taşeron- laşma uygulamalarını gün- deme getirecektir." Köy Hizmetlerini yeniden yapılandırmak, daha verimli ve üretken hale getirmek de olasılıklardan biriydi. Hiç gün- deme bile gelemeden oldu bittiye getirildi. Çünkü zihni- yet sosyal devlet üzerine de- ğil verip kurtulmak, bütçede- ki yükleri azaltmak üzerine kurgulu. Uyum çalışmalan çerçevesinde her konuya mü- dahale eden Avrupa Birliği'nin ise bu olayda sessizliğini ko- ruması "gözden /caçf/"şeklin- de mi yorumlanmalı, yoksa "onların da işine geldi" biçiminde mi? MANDELS0N: AB, Çin'e kısıtlomayı erteledi Ekonomi Servisi - AB Komısyonu'nun ticaretten sorumlu üyesi Peter Man- delson, Çin'den hazır giyim ve tekstil ürünleri ithaline sınırlamalar getirilmesi yo- lundaki istekleri, böyle bir adımın ancak en son çare olabileceği gerekçesiyle reddetti. Reuters'de yer alan habe- re göre Mandelson, on yıl- lardır uygulanan ticaret ko- talarının 1 Ocak'tan itiba- ren kalkmasıyla birlikte önemli bir artış göstermiş olan Çin ithalatına karşı "koruyucu önlemler" geti- rilmesinin ileride gerekebi- leceğini söyledi. Mandelson, Komis- yon'un ticaret komitesinin bir üyesine dün verdiği ya- nıtta, "Ancak iki aylık ye- tersiz verinin, sizin istediği- niz gibibir önlcmin ahnma- sı için sağlanı bir baz oluş- turduğunu sanmıyorum" dedi ve ekledi: "Koruyucu önlemleralıp almama, bir dizi etkenin dikkatle analiz edilmesini gerektiren karmaşıkbir ka- rardır ve kolayca ve kendi- liğindcn başvurulacak bir karar olmamalıdır." Avrupa Hazır Giyim ve Tekstil Sanayii kuruluşu Huratex geçen hafta, Çinli ihracatçılann, üyelerine za- rar veren "doymak bilme- yen iştahlaruu" durdurmak amacıyla önlemler alınma- sını istemişti. Euratex'in bu girişimi, Fransız ve Italyan hükümetlerinin de ifade et- tiği kaygılan yansıtıyordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle