25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 MART 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 GeliştiPilen kurum Dışişleri Bakanı Abdullah Gül geçmişte Islam Kalkınma Bankası'nın uzmanlığını üst- lenmişti. Gül'ün "hoca"\ann- dan Prof. Dr. Sabahattin Za- im de "Islam Kalkınma Banka- sı Yöneticilerini Seçme ve De- ğerlendirme Komitesi üyeliği" yapmıştı. AKP'nin esin kayna- ğı Turgut Özal'ın kardeşi Kor- kut Özal ile yine Abdullah Gül'ün 7?oca"larındanAKPls- tanbul Milletvekili Nevzat Yal- çıntaş da geçmişte Islam Kal- kınma Bankası danışmanlığın- da bulunmuşlardı. Diyeceğimiz şu: Islam Kal- kınma Bankası'na bağlı ve şe- ri hükümlere göre çalışan "Is- lam özel Sektörünün Gelişti- rilmesi Kurumu"nu kuran an- laşmanın uygun bulunmasına ilişkin yasatasarısının AKP ik- tidarında TBMM'ye getirilme- si rastlantı değildir. IŞIKKANSU CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öy- men, ABD'den Türkiye'ye doğnı yükselen sesleri yoaımlarken demeçlerle, yazılaria, par- lamento kararlarıyla bir ülkeye karşı hoşnut- suzluk havası yaratılıyorsa eğer, bunun iki ne- deni olabileceğini söyledi: "Birincisi: O ülkede hükümete verdiğiniz desteği geri çekmişsinizdir ve başka bir si- yasi beklenti içindesinizdir. Ikincisi: O ülke- den beklentiniz vardır ve henüz beklentiniz gerçekleşmemiştir, istedikleriniz olsun diye de baskı yapıyorsunuzdur." öymen'e göre, ABD'nin son günlerde Tür- kiye'ye yaptıklan daha çok ikinci seçeneğe gi- riyor: "ABD, Incirlik'i serbestçe kullanmakis- tiyor. Kıbrıs 'tan askerçekme talebi de var. Bu istemlere direnilmesine karşı bir tepki geliş- tirmiş olabilir. Ya da TBMM ınsan Hakları Ko- misyonu'nun AKP'Iİ Başkanı'nın, ABD'nin Gidiş ki Irak'ta soykınm yaptığına ilişkin demecine, Dı- şişleri Bakanı'nın Iran ile Suriye'nin ittifak yapmalarının iki ülkenin bileceği iş olduğu- na dönük söylemine ya da Başbakan'ın Is- rail devletinin terörist görünüm arz ettiğine ilişkin sözlerine de tepki gösteriyor olabilir." ABD tepkilerini neden çok "sert" gösteri- yor peki? ABD yönetimi çok "şahin" de o yüzden mi? Tam tersini düşünüyor Onur Öymen: "Ik- tidar başlangıçta sıkı dursaydı, bu gibigeliş- meler ABD tarafından yadırganmayacaktı. Ama, tüm bu dirençler ve ters çıkışların, her dediğiniyaptırmaya alıştığı biriktidardan gel- mesi ABD'de şaşkınlık yaratmış olmalı." AKP, iki cami arasında. Bir yanda desteği- ni yitirmek istemediği ABD, diğeryanda ABD'ye verdiği ödünleri garipseyen tabanı... Tam bir "Tarzan zor durumda" görünümü anlayacağınız... Zaten Onur öymen de, "Aynı kampanya bi- raz daha sürerse" diyor, "Bilin ki, ABD bu ik- tidarı gözden çıkarmıştır." GOPöykücük; dost meclislerinde, konu "Genişletilmiş Orta- doğu Projesi"ne gelince anlatılı- yor: Şeytan, elinde çok sayıda yu- larla dolaşıyormuş. Yanına yakla- şan adam, "Elindeki yularlar ne işeyarayacak" diye sormuş. Şey- tan, "Her biri bir istekli için" de- miş. Adam, anında şeytan çarpan cin olmuş, atılmış: "Tam aradığını buldun. Ben de istekliyim, hem de en hasından." Şeytan, "Seninyuların evimde. Gel istersen gidelim" demiş. Is- tekli.hemenpeşi- ne düşmüş. Eve varmışîar. Salonu, odaları tek tek dolaşıp tam kapı- dan çıkarlarken şeytan peşinde- kini bir güzel de pataklamış. İs- tekli, hiçbir şey olmamış gibi kan içinde kalan yüzünü gözünü siler- ken "Eeee, hani benimyularım" diye sormuş. Şeytan, kuyruğunu havaya kaldırıp sırıtmış: "Dediğime inanıyor, peşimde dolaşıyorsun, Gel diyorum, ge- liyorsun. Dayak atıyorum, yiyor- sun. Sanayularnegerek, semer gerek, semer..." Ankaralı kitap kurtları- nın yakından tanıdığı sa- hafAhmetYüksel'in DİE Yayınları'nı kitabevinde bulunduıması yüzünden başına gelmedik kalmadı. Hakkında "izinsiz ve bondrolsüz yayın satma, haksız rekabet etme" gibi gerekçelerle soruşturma bile açıldı. Oysa mesleğine tutkun ve dürüst kişiliğiyle tanıdığımız Ahmet Yüksel, birçok kitap gibi soruşturmaya konu olan DİE Yayınları'nı da "hurdacı"dan edin- diğini, yayınların "ikinci el" olduğunu ilgililere ak- tarmıştı... Sahaf dostumuz, son günlerde biryandan da- vasına savunma hazırlıyor, öte yandan da yap- tıkları işin köküne kibrit suyu ekilmesi tehlikesi ne- deniyle tüm meslektaşlarını örgütlemeye çalışı- Sahaflanın dikkatine yor: "öğrendiğime göre, il kültür ve turizm müdür- lükleri yakın bir gelecek- te satış yetki belgesi vermeye başlayacak. Bu- nun için gerekli hazırlıklar birçok ilde devam et- mekte olup 6 ay-1 yıl gibi bir süre içinde bu bel- geler bizlere dağıtılacakmış. Bu belge olmaksı- zın kitap satışı yapmakyasak olacak. Alınması gereken tedbirleri almak, ilgili ma- kamlara gereğigibi başvurularda bulunmak, risk altında bulunan mesleğimizi selamete kavuştur- mak, hayırlı bir meslek birliği kurmak hususları- nı görüşmek üzere Istanbul'da, Ankara'dan ge- lecek meslektaşlarla birlikte mesleğimizin ak ki- şisi olmuş ustalarımız, hocalarımız nezaretinde bir toplantı düzenlememiz gerekiyor." ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞlPAL Bugün 6 îştirakçi% Yarın 'Sigortah'! 2005 Mali Yılı Bütçe Yasası'nın, 25. maddesi ile: "Herhangi bir sosyal güvenlik kurııımıııdan emeklilikveya yaş- lılık ayhğı alaıılaı bu aylıkları kesilıneksi/in; genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, beledi- yeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafindan kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumlan, bütçe- den yardım alatı kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer ka- mu kurum, kıırııl, üst kıırııl ve kuruluşlan, kamu iktisadi teşeb- büsleri ve bunlann bağlı ortaklıklan ile müessese ve işletmele- rinde ve sermayesinin yiizde 50'sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştuılanıaz ve görev yapamazlar. (...)" denilerek kamu ku- nımlarının kapısı, emeklilere, koşullu olarak kapatılmıştır. TC Emckli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur, emeklilerinin kamu kurum- lannda çalışabilmeleri için aldıkları emekli ya da yaşlılık ay- Iıklarını 1 Ocak 2005 'tengeçerli olarak kestirmeleri gerekmek- tedir. 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasası Ek Madde 11 ile, TC Emekli Sandığı emeklilerine uygulanmakta olan, "kamu- da SSK sigortalısı olarak çalışma yasağı" 2005 Yılı Mali, Büt- çe Yasası ile bu kez SSK ve Bağ-Kur emeklilerini de kapsamı- na almıştır. Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşlılık aylığı alanların bu ay- lıklarının kesilebilmesi için yapılması gereken uygulama, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın "Yaşlılık aylığı alanların ye- niden çalışmalan" başlıklı 63. maddesinde açıklanmaktadır. 63. madde ile, Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşlılık aylı- ğı almakta iken, sigortalı olarak çalışmaya başlayanlara iki uy- gulamadan birini seçme hakkı tanınmıştır. Bunlardanbirinci se- çenek, "sigortalının, almakta olduğu yaşlılık aylığınuı çakşma- ya başladığı tarihte" kendi isteği ile kesilmesidir. Aylıklan ke- silenler yeniden SSK kapsamındaki bir işte çalışmaya başladık- larında, bu emeklilerden, çalıştıkları sürece, "primeesaskazanç- lanüzerinden": 1) İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları Sigortası, 2) Analık Sigortası, 3) Hastalık Siggortası, 4- Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortası "primi alınır." Bu konumda olanlardan işten ayrılarak, yaşlılık aylığı veril- mesi için yazılı başvuruda bulunanların, kesilen yaşlılık aylık- lan yeniden hesaplanır ve hesaplanan bu yeni yaşlılık aylığı, "ön- ceden bağlanan yaşlılık aylığuıdan fazla ise hesaplanan yeni ay- lık üzerindcn ödeme yapılır. Hesaplanan yeni aylığın eski aylık- tan düşük olıııası halinde, eski ayhk esas alınır. Ancak, aylığı ke- sildikten sonra geçen prim ödeme gün sayıları" aylık bağlama oranının saptanmasında değerlendirilir. 63. maddede öngörülen ikinci seçeneğe göre, "yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak bir işte çalışmaya başlayanlann ya- zılı talepte bulunmaları halinde yaşlılık aylıklaraun ödenmesine devam olunur." Ancak yaşlılık aylığını kestirmeksizin çalışan- ların, "prime esas kazançları üzerinden yüzde 30 oranında Sos- yal Güvenlik Destek Primi kesilir. Bu primin 1/4'ü sigortalı his- sesi, 3/4'ü işveren hissesidir." SSK'den yaşlılık aylığı alıp, sosyal güvenlik destek primi ödeyerek "kamu kesiminde" çalışan sigortalılar için uygula- manın nasıl yapılacağı, Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı TahsıslerDaireBaşkanhğı'nın 11 Ocak 2002 Günlü, 12-141 Ek No'lu Genelgesi'nde şöyle açıklanmaktadır. "ÖZETİ: 2005 MaB Yıh Bütçe Kaıııııııı'nun 25. Maddesi Hk. (Kanunda Emekli İstihdamı): (...) sosyal güvenlik primine tabi çahşmakta iken aylıklan ku- rıınnımıızca veya TC Emekli Sandığı'nca 01/01/2005 tarihinden itibaren kesilenler bu tarihten itibaren zorunlu olaraktüm sigor- ta kollarına tabi tutulacaklanndan, işverenler aylık prim ve hiz- met belgesini tüm sigorta kolları üzerinden düzenleyerek kuru- ma vereceklerdir." Bilindiği gibi, TC Emekli Sandığı Yasası kapsamında çalı- şanlar "iştirakçi", 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası kapsamın- da çalışanlar da "sigortalı" olarak tanımlanır. 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasası kapsamındaki bir "iş- tirakçi", bu uygulama ile bir gün içinde 506 sayılı Sosyal Si- gortalar Kurumu "sigortansı" konumuna getirilmektedir. (31 Ara- hk 2004 günü "iştirakçi", 1 Ocak 2005 günü "sigortalı".) Bu uygulamanın ne denli yasal olduğu tartışma konusudur. Bu konu üzerinde söyleyccek çok söz, yapılacak çok yorum var- dır. Dursun Akçam Kültürevi Ardahan Kışla Cad- desi üzerinde, Halk Eği- tım Merkezi'nin hemen yanında bir küçük yapı yükseliyor: Dursun Ak- çam Kültürevi... Dursun Akçam aile- sinin çabasıylayapılan kültürevinde 140 kişi- lik çok amaçlı bir sa- lon, aynı anda 30 öğ- rencinin yararlanabile- ceği bir kütüphane ile girişte şömine ve seki- lerle donatılmış bir fu- aye olacak. CilavuzKöyEnstitü- sü'nü bitirmiş bir öğ- retmene; öyküleriyle, romanlanylayaratıyı Kaf Dağı'nın ardından alıp bizlere getirmiş bir ya- zara yakışan bir ev yük- seliyor Ardahan'da... Hem o ev, haziran ba- şında inşaatı tamamla- nırsa 1. Dursun Akçam Kültür Sanat Günleri'ne konaklık da edecek. Duyan duymayana söylesin: Dursun Ak- çam öykü Yanşması'na katılmak isteyenler için 20 Nisan'a değin süre var. Ayrıntılı bilgi iste- yen, Ardahan İl Milli Eği- tim Müdürlüğü'nün 0- 478 - 211 30 65 ile Ar- dahan Eğitim-Sen Tem- silciliğı'nin 0-478 -211 33 79 numaralı telefon- larına başvurabilir. KtM KİME DUM DUMA BEUÎÇAK behicakftı turk.net HARBl SEMİH POROY semihporoy(« yahoo.com VüZ^lU TüRKiVgf 5iMPgM SUÇ / U E T 1 5 R . M HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİUAN hayatepikin mynet.com OTOBÜSTEKİLER KEMAL k urgencuı yahoo.com TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 14 Mnrt imvw.mıımtaz-arUtnn. com S/S DUDUGU.. 187S'TE 8UG-ÜN, İNG1LTEIZE KJYtLA&NA SİS DÜOÜSü YEKtEŞTİ&LMeyE RAŞLANCt. 19. YÜZYIUAl İLK Ç&Y. RESİNDEN BERJ D£NEA/M£KTE OLAAt SİS OÜPÜK- LB&INİM HİÇ 8İRİ BU 8ÜYÛKUJK. VE SÜÇ7£ DE- ĞİLOİ. K£S/I= S/STE- YOLUNU 8ULAMAY4N DENİZL ARAÇLARI İÇİKJ GetZÇEKLEÇrİ&LEM, 8ASINÇLİ BUHAfS. ÜFLEUEU OEV BİR BORU BİÇiMfNOe Di. AHCAK, Buf/AR /££~ 8ORU AfSAS/MA, Lİ P>ÖMEH,\KENAKt OeuKl/ BİR PİSK Ş RILMİŞTİ. BASINÇU BUHAR. Ü/SKB Ç/MSPIYOR, DELİSe KAST-lAytNCA DA BÜYÜK BİR ^ES Çl- KARiyOROU. BU SES, BORJJ YAR&'MiyLA 3-4 DEhJİZ^MİLİ UZASA ULAŞr/RJUYOROU. BU SİS OÜOÜeÜfJÜM BEKORU /S£, 1C OENİZ AAİLİ OİA- RAK SAFTANMISn ' SAGNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU KadnYoks^AvpupaYok... Eylüldeki "zina /criz/"sırasındaAvrupalı birbüyükel- çi Erdoğan için şöyle demişti: "Tercümanı aradan çıktığı anda etrafında konuşu- lan, anlatılan hiçbir şeyi anlamıyor. Dilbilmiyor. Türki- ye'den dışarı adımını attığı anda, her şey Erdoğan için kesifbir sis perdesine, esrara bürünüyor. Etrafın- da herkes konuşuyor, birşeylersöylüyor; o, akvaryum- daki balıklargibi dudakların oynadığını görüyorsade- ce. Erdoğan, Türkiye'den çıktığı anda bambaşka du- yarlılıklar ve davranış biçimlerinin hâkim olduğu birge- zegene ışınlanıyor. Böyle olmasa tam da şu sırada; Tür- kiye'nin AB ile kaderini tayin eden böylesine stratejik bir zamanlamada bu zina krizini çıkartır mıydı?" Muhatabım, arkadan şunlan eklemişti: "Avrupapolitikası koridorlarda, kulislerde 'konuşa- rak' yapılır. İki satır dil bilse, kendisini uyarır, tüyo ve- ririz. Ama şimdilik karşılıklı tebessümlerle yetiniliyor. Bir süre sonra bu tebessümler de işe yaramayacak- tır!" 'Sağırlar diyaloğu' Zina krizinden nasıl dönüldüğünü hatırlayacaksınız. Direkten dönerken dahi Erdoğan, Brüksel'deki gözlem- cilerin tüylerini diken diken eden açıklamalar yapmış- tı: Yasayı protesto etmek için sokaklara dökülen ka- dınlara "ahlaksız" yakıştırmasındabulunmuş, "Türkka- dınına, geleneğine, ahlakınayakışmayan.. marjinalka- dınlar" diyerek onları aşağılamıştı. Kadın haklan ve ka- dın hareketini hice sayan bu antidemokratik, gerici dil: "Avrupa duyahılıklanndan bihaber" diye Erdoğan'ı eleş- tirenlerin elini güçlendirmişti. Ozaman dayazmıştım: "Başbakan içpolitika oyun- larıyla; AB yolunu yürüyebileceğini ve 'uygarlık çatış- masının' ana eksenine oturan 'kadın meselesinin' üs- tesinden gelebileaceğini düşünüyorsa yanılıyor!" Bu teşhisin geçerliliği Beyazıt'taki son meydan da- yağıyla bir kez daha kanıtlandı ne yazık ki. Avrupa Par- lamentosunun Karma Parlamento Komisyonu (Avru- pa Kanadı) toplantısında yapılan yorumlar, gündeme gelen konuşmalar; bunu gösteriyor. Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk Türkiye ile ilişkileri "sağırlar diyaloğuna" benzetmiş. Alman ParlamenterRenataSommer ise: "Kadına böyle saldıran bir ülkeyi ben AB'ye taşımak istemem!" demiş. (AB Haber, 11 Mart) 25 AB ülkesin- de şimdi bir kamuoyu yoklaması yapılsa ezici çoğun- luk Sommer'i destekler. Buna hiç şüpheniz olmasın. İşte son dakikada Istanbul'a gelmekten vazgeçen Em- manuelle Bcart'ın resti. İşte Sylvie Vartan'ın sözle- ri... Pazartesi gününden beri telefonlanm susmuyor. Yurt- dışından arayan gazeteciler; hep aynı soruyu soruyor: "Polis, yere düşen kadına niye vuruyor?"\\ AB'ye söz! İç kamuoyuna fırça "Insan haklan", "kadın haklan", "demokratik hak- lar" konusunda Beyazıt meydanından Türkiye'ye ve- rilen not, koskoca bir "O"dır. Abdullah Gül" "Troyka" toplantısı için Türkiye'ye gelen Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn'a söz vermiş: "Bu görüntü- ler, birdaha tekrahanmayacak!" demiş. lyi, güzel. Ama bunu bize söylemiyorlar. Bize dönüp "Bir daha asla!" demiyorlar. "Sorumlular yargı önüne çıkartılacak. Ve bir daha asla böyle bir şey olmayacak!" diyeceğine; Erdoğan ona buna fırça çekiyor. 17 Aralık sürecinde kapı kapı "AB lobisi" yapan ve kendisine en büyük desteği ve- ren TÜSİAD'a "Sen git işine bak!" diyor. Her fırsatta hedef aldığı medyayı "ispiyonculukla" suçluyor... Dünyanın gözleri önünde polis "marjinal kadınlan" (!) meydan dayağından geçirirken bizler, medyasıyla, sivil toplum örgütleriyle, başımızı öte yana çevirece- ğiz, hiçbir şey olmamış gibi yapacağız. çıt çıkmaya- cak, yaprak kıpırdamayacak, herkes hizaya girecek, haddini bilecek. Başbakanın arzulan, beğenileri, seçim- leri hilafına hiçbir şey yapılmayacak, talep edilmeye- cek. Beğenmediği, hoşlanmadığı sorular kendisine yöneltilmeyecek. Takvim izin vermezse meydanlara inilmeyecek. "Avrupa'ya servis yapan"fotoğraflarçe- kilmeyecek, yazılar yazılmayacak. Kameramanlar ta- tile gidecek. "Mizahın" dahi sınırları olacak. Yalnız Avrupalıları değil, Türkçe konuşan bizleri de "akvaryumda ağzını açıp açıp kapatan, sessiz balık- lar" gibi görüyor Başbakan. Ne yapsak? Kuş diliyle mi anlatsak? "Kadın yoksa, AB de yok! Basın yoksa, AB yok! Sivil toplum örgütleri yoksa, AByok!" Ve belki AKP de yok. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAM 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/ Hatay ilin- de, şelaleleriy- leünlübirme- sireyeri. 2/Ka- badayı... Ma- kinelerde de- vıngen bölünı- leri içine alan parça. 3/ Sığ sularda ve ır- maklarda yük taşınıakta kul- lanılan bir tiir tekne... Birgözrengi. 4/ Bitkibılim. 5/ 106 taşla oynanan bir oyun... Yer ölçmeye yarar düğümlü ip. 6/ Bir meyve.... Tantal ^ elementinin simgesi... 5 Notada durak işareti. 7/Japonlara özgü kâ- ğıt katlama sanatı. 8/ " - vursun beynime poyraz poyraz / Şaşı- rayım sahilimi" (Cahit Irgat)... Çok sevilen kimse ya da şey. 9/Birtürkısapantolon... Bayağı, sıradan. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Altm sarısı renginde, berilden oluşan ve kuyurn- culukta kullanılan bir taş. 2/ Gösteriş, caka... "Öz- bek güreşi" de denilen ve judoyla güreşiıı kanşımı olan spor dalı. 3/ Türkiye'den göç eden Yunanlıla- rın oluşturduğu bir müzik türü. 4/Kurutulan tohum- ları çemen yapımında kullanılan bir ot... "Yalan" an- lamında argo sözcük. 5/ Halojenler grubunun dör- düncü ametaliolan yahn cisim... Uzaklık anlatmak- ta kullanılan söz. 6/Şaşma belirten bir ünlem... "Bo- razankuşu"da denilen ve Güney Amerika'da yaşa- yan bataklık kuşu. 7/Meyve yaprak üzerinde yumur- tacıklann bitiştiği kısım... Kaz Dağı'nın antik dö- nemlerdeki adı. 8/Alçak enlemlerde esen düzenli rüz- gâr... Ateş. 9/Akarsuyatağı, mecra... Temiz, iffetli.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle