25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 MART 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR kultur(" cumhuriyet.com.tr 15 Uluslararası rock günleri • Kültür Servisi - Süleyman Demirel Üniversitesi, geçen aylarda düzenlediği '1. Uluslararası C'az Günlerı' ve 'Türkü Günleri'nın ardından yeni bir etkinliğe imza atıyor '1. Uluslararası Rock Günleri'. Sağlık, Kültür ve Spor Daıre Başkanlığı ile Kültür Müdürlüğü'nün ortaklaşa düzenlediği etkinlik 14-18 Mart tarihleri arasında üniversitenin Doğu Kampusu'nda merkezı derslikler önündeki alana kurulacak 3500 kişilik dev çadırda yapılacak. Öğrencilerin ve Ispartalı rock müzik severlerin ücretsiz olarak izleyebilecekleri etkinliklerin programı şöyle; 14 Mart Pazartesi saat 20.00'de Baba Zula / Alexander Hacke, 15 Mart Salı saat 20.00 Pamela Spence, 16 Mart Çarşamba saat 20.00 SDÜ Öğrenci Gurubu Konseri ve Parti, 17 Mart Perşembe saat 20.00 Bulutsuzluk Özlemi, 18 Mart Cuma saat 20.00 kapanış partisi. Nevuman emekli olmak istîyor • LONDRA(BBC) - Hollyvvood'un dünyaca ünlü yüzlerinden Paul Newman, son bir filmin ardından oyunculuğa veda etmek istediğini açıkladı. Bugüne dek 10 kez Oscar'a aday gösterilen 80 yaşındaki oyuncu, son filminin Robert Redford'la birlikte kamera karşısına geçeceği bir yapım olmasını istediğini ekledi. Newman son olarak 'Road To Perditıon'da (2002) Tom Haııks ıle kamera karşısına geçmişti. Oyuncu, bu filmdeki rolüyle de 'Yardımcı Erkek Oyuncu' dalında aday gösterildi. Newman'a ilk Oscar adaylığını getiren film, 1959 tarihli 'Kızgın Damdaki Kedi'ydi. 'Bîze bir çocuk oyunu yaz' • Kültür Servisi - Eğitim yayıncılığı alanında 20 yıldır faaliyet gösteren TUDEM'in geleneksel edebiyat yarışması, bu yıl Çocuk Tiyatrosu alanında, 'Perde Kapanmasın: Bize Bir Çocuk Oyunu Yaz' adı altında gerçekleştirıliyor. Türkcenin güzel ve sanatsal kullanımına örnek olabilecek metinler üretilmesini teşvik ederek ilköğretim ve ilk gençlik çağındakı çocuklara tiyatro sevgisini kazandırmayı, tiyatro oyunu okuma ve seyretme ahşkanlıklarının artmasına katkıda bulunmayı hedefliyor. Seçici kurul Yıldız Kenter, Rutkay Aziz, Çan Gürzap, Dinçer Sümer, Hidayet Sayın, Behiç Ak, Gürol Tonbul, tnci Türkay, ve Kemal Bendeş gibi Türk tiyatrosunun saygın isimlerinin oluşturduğu yarışmada, birincilık ödülü 5.000 YTL, ikıncilık ödülü 4.000 YTL, üçüncülük ödülü 3.000 YTL ve mansiyon 1.000 YTL. olarak belirlendi. Yarışmanın son başvuru tarihı 20 Haziran. (www. tudem.com - 444 90 90) Trien filminde eşek krizi • LONDRA (BBC) - Danimarkalı yönetmen Lars Von Trier, 'Manderlay' adlı son filminden bir eşeğin kesildiği sahneleri hayvan hakları savunucularından tepki alma olasılığı nedeniyle çıkardı. Von Trier, bu sahnelerin filme gölge düşürmesinden çekindiğini söyledi. Hayvan haklarına duyduğu saygıya bağlı olarak John C Reılly, filmdeki rolünden vazgeçmişti. 'Manderlay', Dogville'le başlayan üçlemenin ikinci filmi olacak. Yönetmen, eşeğe uyuşturucu ilaç enjekte edildiğini, önce bir eşek kuklası kullanmayı denediklerini, bu işe yaramayınca da zaten öldürülecek olan bir eşek bulduklarını söyledi. Magnesia antik kenti • AYDIN (AA) - Aydın Kültür ve Turizm Müdürü Halil Ibrahim Aktemur, Magnesia antik kentinin kazı alanlarının, taşan dere nedeniyle su altında kaldığını söyledi. Aktemur, Germencik ilçesi Tekin köyü sınırlarında yer alan Magnesia antik kentindeki kazı alanlarının dere yatağı daralan Gümüşçay'ın taşması sonucu su altında kaldığını belirtti. Magnesia antik kentinde Prof. Dr. Orhan Bingöl idaresinde yaz döneminde yapılan kazı çalışmalarındaki emeklerın su baskını sonucu boşa gittiğinı ifade eden Aktemur, dere yatağının bir an önce genişletilmesi ve kazı alanlarına dolan suyun DSÎ tarafından boşaltılması gerektiğini kaydetti. The Hobbit'in filmine çok var • LONDRA(BBC) - 'Yüzüklerın Efendisi'nin yönetmeni Peter Jackson, yine JRR Tolkıen'in aynı adlı romanın çıkış noktası olan daha eski tarihli yapıtı 'The Hobbit'in beyazperde uyarlaması için çalışmalara dört yıldan önce başlayamayacağını açıkladı. Bunun birinci nedenini, bu kitabın haklarına iki büyük yapım şirketinin ortak olması ve henüz bu konuda anlaşamamış olmâları. Jackson, bugünlerde bir Hollyvvood klasiği olan 'King Kong'un yeni çevrimiyle meşgul. HAYATIN ÖTE YAKASI FERİDUN ANDAÇ Jack London'ınammsattıklanAteş Yaknıak, Vahşetin Çağrısı'nı oku- masaydım Martin Eden'da "benim Jack Londonum"a erişebilecek miydim bilemi- yorum! Yazıyı/yazarlığı keşfetme bilgisini/bilinci- ni onun bu romanıyla tanıdığımda ortaokul son sınıftaydım. Varhk Yayınlan'nda yayımlanan Mete Ergin çevirisı romanı elimden düşürmedim günlerce. Bir yandan okuyor, diğer yandan da romandan bazı yerleri defterime yazıyor- dum. Romanı ödünç almıştım... Bir süre sonra benden kopup gidecek kitaptan sevdiğim yerleri bir yere yazmak, bendeki izleri sak- lı tutmak anlamına geliyordu belki! Jack London'un bu romanında bana sar- salayıcı gelen yazar olmak için yola çıkan E- den'ın yaşadıkları, hayata tutkuyla bağlılı- ğıydı. Yazar, bir yaşam(a) deneyimini, yazmanın ne anlama gelebildiğini göstererek anlatı- yordu. Jack London, bu romanıyla gözümde bir anda başkalaşmıştı. Çünkü bana, okuma tut- kunu bir gence, bütün bu kitaplan yazanla- rın kim/ne olduklarını anlatıyordu. Okuma ufkumda yeni bir pencere açılmış, yazmak/yazarlık/yazma uğraşı gibi kavram- lar belleğimde adım adım yer etmeye başla- mıştı. Hayata yakın duruşu çeklm odağıydı Zamanla, London'un yazdıklarına her döndüğümde, ondakı yazarhk dokusunun yaşam deneyiminden doğduğunu gözledi- ğimi söylemeliyim. Yaşayarak yazmak düşüncesinin tözünü bu kadar iyi anlatabilen bir başka yazar ta- nımadım diyebilirim o süreçte. Daha doğrusu şöyle söylemeliyim: Anlat- tıklarının hayata bu denli yakın duruşu siz- de bir çekim odağı oluştururken; çevrenize, insana, olaylara bakabilmenin yaşam bilgi- sini sunar. Yazı ve deneyim bilgisini dönüştürücü kı- lan bir yazarla yüz yüze geldiğinizde, onun bütün yazdıklarına ulaşmak, kim olduğunu, nasıl yaşadığını, yazı serüvenini de öğren- mek istiyorsunuz. Taşra kentlerinin 196O'lı yıllardaki en sı- cak yüzü halk kütüphaneleriydi. Oraya adımınızı attığınızda, hayatın ritmi başka bir seyir alırdı. Jack London gibi kaç yazar elimden tutup beni o mekânlara götürmüş; kitaplarının sır- daşı kılmıştı... Remzi Kitabevi'nin "Dünya Muharrir- lerinden Tercümeler Serisi"nin 17. kitabı Güneş Çocuğu, Jack London için gene ben- zersiz bir kapı aralıyordu bana. Bu kez, okuduğum öykülerinde, yaşanılan OKUMA ÖNERJLERI * Jack London: Martin Eden, Çev: Mete Ergin, 1968, Varhk Yay. 460 s.; Güneş Çocuğu, Çev.: Bülent Özön, j 963, RemziKit., 227s.;-Ateş Yakmak, Çev. • MemetFuat, 1992, Adam Yay., 69 s.; Ademden Önce, Çev.: Pınar Kür, 1971, Bilgi Yay., 172 s. Beyaz Diş, Çev.: Sönmez Ozansoy, 1976, Ccm Yav. 162 s.; Yanan Gün, Çev.: Mete Ergin, 1989, Engin Yay, 415 s.; Devrim, Çev: H. Okan Alkar, 1987, De Yay, 142 s. * Irving Stone: Denizler Serüveni, Çev.: Fatma Muhterem, 1972, E. Yay. 406 s. BELLEK KUTUSU "Bir sanat eseriyaratmayı hayal ederken başkalarındanfayda uman, orta karar biryazar kalmaya mahkûmdur. tyi bir şey ortaya koymak istiyorsanız, içinizden geleni kendinizbiçimlendirmelisiniz... Cesur olun... Bütün kapıları zorlayın... Kendi kendinize ilerleyin... Karşı çıkmayın bu söylediklerime. Yazdıklarımzın, başkalarının eserlerinden aşağt kalmadığım sö'ylemeyin bana. İşinizi en başarılı şekildeyapmak için canımzı dişinize takın ki, başkalarının eserleriyle karşılaştırmaya zamanımz kalmasm..." Jack London hayatın akışına dönüp bakabilmeyi; olup bi- tenler karşısında insanın duruşunu/hıssedi- şini anlamayı gösteriyordu. Evet, London'un yazı gerçeğinde en be- lirgin olandır bu. Serüvenci birinin yaşamdan devşirdikle- rini yazıya dönüştürmesi... Okurken size su- nulan bu dünyanın 'sahici'liğinin, bir za- man sonra, yaşadıklarınıza bakabilmede iç- gözünüz olabileceğini düşünmezsiniz elbet- te... Bir yazarın bütün yazdıklannı okuyup on- dan alabileceklerinizi aldıktan sonra, bir tür 'yazı okulu'nun önemli bir dersinden geç- miş hissedersiniz kendinizi. Geçenlerde, bir sahafta bulup aldığım ki- tapların arasında Güneş Çocuğu da vardı. Jack London dersinden geçmiş bir öğren- ci gibi yeniden bu kitaba döndüm yüzümü. lim, kitaplığımdaki Jack London kitapları- na gıtti. Martin Eden'ı, seve okşaya açtım... tlk okuma günlerinin heyecanıyla sayfaların arasında kaybolmak istedim bir an. Yazı yolumun önünü açan bir ustanın yaz- dıklarının hayatımda her dem yerinin oldu- ğunu gözledim. 'Her yazar bir adadır" Yıllar sonra Martin Eden'ı dönüp yeniden okumuşum... Bu kez satır altlannı çizmişim. O günkü bakışımla geçmiştekini anımsatan notlanma dönünce, yazının, okuma eyleminin ınsan ömründe yer edişının seyrini gözledıği- mi söylemeliyim. Yazmak da okumak gibi süreklilik isteyen bir uğraş. Hayatın kesintisiz yolculuğu diyo- rum ben buna. Bir yazarı yazar yapan hem budur, hem de usta bildikleriyle aldığı yolun seyndir... Yazıya soyunan birinin öncelikle iyi bir okur olması gerektiğini de anlatır bu yazarlar. Bugün Jack London'a, daha birçok yazara bağhlığım bundandır. Yazarhk öylesine bir uğraştır ki; kendinizi bir an, bir yapı ustası gibi görmek istersiniz. Sözcüklerle kurduğunuz dünyanın kahcı/etki- leyici/yönlendirici olması gerektiğini düşü- nürsünüz. Yazarken, okurken aklınıza düşer bu. Çünkü her yazar bir adadır; benzersiz bir dünyanın kurucusu/anlatıcısıdır. Bugünün okuru/yazarı Jack London'ı oku- ma gereğini duyduğunda, "iyi edebiyaf'ın ne anlama gelebileceğinı de daha çok konu- şur olabileceğiz diye düşünüyorum. ARtF DAMAR 2005 Şubat ayı edebiyat dergilerinden: Adam Sanat, Agora, Akatalpa, Berfin Bahar, Çağdaş Türk Dili, Dize, Eski, Evrensel Kültür, H. Gösteri, Kitap-lık, Nikbinlik, Şiiri Özlüyorum, Şiirin, Varhk, Yasakmeyve ve Yazın'da yer alan şiirleri okudum, inceledim. Ve Didem Madak'ınAdam Sanat'ta yayımlanan "Büyümüş Çocuk Şiirleri" başlığı altındaki "10-Hatalı Teşbihler" şiirini Ayın Şiiri olarak değerlendirdim. Didem Madak genç hanım şairlerimizin en seçkinlerinden biri. Beş altı yıldır dergilerde yayımlanan şiirlerini hep büyük bir ilgi ve merakla izledim. Şiirlerini kitaplaştırdıysa benim bilgim dışında. Aynca çok az şiir yayımlıyor. Ama şürlerinin üstünde çok çalıştığı belli oluyor. Aslında ben de aynı düşüncedeyim. Çok şiir yazmak, yayımlamak doğru değildir. Önemli olan bir şairin şiiri üstünde çok çahşmasıdır. Yoksa, yaratıcı değil, üretici olur. Sevinçle duyurmak isterim: Didem Madak'ın bir şiiri ABD'de yayımlanan Türk Şiiri Antolojisi'nde Murat Nemet-Nejat'm çevirisiyle yer aldı. Kıtap bu yıl Türkiye'ye de ulaştı. Didem Madak öteki şiirlerinde yaptığı gibi, bu şiirini de eğriteleme, simge, benzetme ve çağrışımlara dayandırarak kurmuş. Alaysama bu şiırın de bütününe egemen, kimi şairlerin şiirlerine hüznün egemen olması gibi. Şürlerinin derin anlamını kavramak için entelekrüel bir çaba, kültür ve bilgi birikimı gerekiyor. Okur çoğunluğuna açık değil. Birtakım ünlü roman kahramanlarına göndermelerde bulunuyor. Bundan ötürü okuru çok sınırlı. Sanırım daha geniş okur kitlesine ulaşmak gibi bir kaygısı da yok. Gelecekte kendısıni daha da geliştireceğıne inanıyorum. Dilerim, gerçekleşir. Büyümüş Çocuk Şürleri 10- Hatah TeşbiHer "Çocuk kalmak iyiymiş, biz de iyi kaldık albayım; medeniyet bizi bozamadı." Hikmet Benol PORTRE DİDEM MADAK 8 Nisan 1970'te doğdu. Lise eğitimini Izmir'de tamamladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. tlk kitabı 'Grapon Kâğıtları' Inkılap Kitabevi şiir ödülünü aldı. ikinci kitabı 'Ah'lar Ağacı' Everest Yayınları'ndan çıktı. Şiirleri Sombahar, Ludingirra, Adam Sanat ve Oküz dergilerinde yayımlandı. Halen Istanbul'da avukathk yapıyor. Kedisi Zeyna ile birlikte iyilık dolu akşamlar geçiriyorlar. L Beni çöz Miss Marple lçimden çıkmak istiyorum artık. Acılarınızın karnı bahar olmuş madam dedı Zeyna* Baktım su kabında şiir yoktu, mama kabında da Kızışmıştı ınleyip duruyordu Yarım zanaks verdim, sakinleşti. Oturup TV seyrettik iki beyaz zombi gibi yan yana Zeyna gölgesini bir başkası sanıp oynuyordu, ben de Bir başkası sanıp şiir yazıyordum. Bir aydınlanma ruhu içinde felaket yalnızdık. Patimizle, yani Zeyna, patisıyle kalemi it- ti Ve şiirin içine doğru yürüdük. Zeyna bir kısım kelımelerı dişlerıyle yakalayıp kaçırdı Zavallı kelimeler kedimin faresi olmuştu. Ben de onları çocuğum sanıp durmadan kokluyordum Yaralarını yalayıp azıcık ağlıyordum. Bir bakıma Alkatraz Kedicısı olmuştum. Derhal bir manifesto yayınlamalıydım. Koklayarak ve avlanarak şiir yazma tekniğıni bulmuştuk. Artık çatıları ters çevirebilir, içinde yağmur suyu birıktirebilirdim. Sonra saçlanma sürerdim, uzasın diye Trafık lambalarını üçlü göz farı setı olarak görebilirdim Gözlerime sürerdim ne güzel rengârenk. Elektrik direklerini salladığımda dolunaylar dökülürdü kırılmazdı hiç, hiç kırılmazdı Dişlerımle yakalar eve götürürdüm sallayarak Sofranın ortasına koyardık parlak parlak Bir aydınlanma ruhu içinde felaket yalnızdık Allahaşkınıza Miss Marple diye söylendim. Ben bu lanet olası meraklı kedinin tensip zaptı olacak kadın mıydım? Benden şüphelendiğini anlamıştım. Son seçimlerde Leman'ın Pulbiber Mahallesi'ne muhtar olduğunu biliyordu. Bal gibi acının ikametgâh senedini verebilirdi bana Elemin nüfus suretini pekâlâ mühürletebilirdim. Elemin kimliğine emelin resmini yapıştırabilirdik Geriye artık içimden kaçmak kahrdı sahte pasaportla. Allahaşkınıza Miss Marple diye söylendim Ben bu zehir zıkkım şiirin ağlak kalemi olacak kadın mıydım? Raıf Bey şiir için soyunmama karşıydı Cinayetin sebebi buydu Üstelik Raif Bey'i kürk mantolu madonnadan araklamıştım. Raif Bey baloda benle dans etmeyınce, inadına Tanrı'yı dansa kaldırmıştım. Raif Bey Tanrı'yı, ben Raif Bey'i derken Zincirleme cinayet tamlaması olmuştuk. Miss Marple da içimden çıkamamıştı. Zeyna olabilir katil dedim Bakın kelimeleri nasıl da kokluyor. Miss Marple büyük kara şemsiyesini kapattı Artık tellerim görünmeyecekti kırık kırık Zeyna gölgesini bir başkası sanıyordu Bir aydınlanma ruhu içinde felaket kalabahktık. (*) Zeyna, yapılan bir ankette kadın mahkûmların en sevdiği TVdizisi kahramanı seçilmişti. 4 -
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle