23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 ŞUBAT 2005 ÇARŞAMBA HABERLER Barbaros Çocuk Köyü'ndeki cinsel taciz skandalında kusurunun bulunmadığını söyledi UrlaKaymakamı savunmada I Irla Kayıııakamı Mailoğlu. İZMtR(CumhuriyetEgeBün)su)-Ur- la'da bulunan Barbaros Çocuk Köyü'nde kalan 12 kız çocuğuna cinsel tacızde bulunulduğu savları üzerine jandarma- nın başlattığı operasyonun boyutlan ge- nişliyor. Soruşturma kapsamında daha önce serbest bırakılan Barbaros Köyü Müdürü Erdal Tunca'nin oğlu Rasiııı 'lunca da tutuklandı. Urla Kaymakamı Ahnıet Mailoğlu ise daha önce yaşanan olaylann savcılıkyerine, doğrudan Sos- yal Hizmetler ll Müdürlüğü'ne iletildi- ğinin belirlendiğini söyledi. 9 yıl önce kurulan ve Türkiye'ye ör- nek proje olarak sunulan çocuk köy ün- deki savlar üzerine jandarma 12 kışiyi gözaltına almış, aralarında Barbaros Köyü Müdürü Erdal Tunca'nın da bu- lunduğu 5 kişi tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Urla Cumhuriyet Savcı- sı Murat Gök'ün, tutuksuz yargılan- Muduruil Oğlu da tUtUklU Barbaros Çocuk Köyü Müdürü Erdal Tunca'nın dana önce serbest bırakılan oğlu Rasim Tunca, savcının itirazı üzerine tutuklandı. Soruşturma kapsamında tutuklananlarm sayısı 6'ya çıkarken iddialan görmezden gelmekle suçlanan Kaymakam Mailoğlu, cinsel taciz konusunda savcılığa herhangi bir şikâyet yapılmadığını söyledi. mak üzere serbest bırakılma karanna itirazı üzerine Rasim Tunca da dün Ur- la Jandarma Komutanlığı'nabağh ekip- lerce yeniden gözaltına alindı. Rasim Tunca, hakkında verilen gıyabi tutukla- ma kararının vıcahiye çevrilmesinın ar- dından cezaevine konuldu. Urla Cumhuriyet Savcısı Murat Gök'ün yürüttüğü soruşturma kapsa- mında öııceki gün 30 kişinin daha ya- kalanması istenmiş, bu kişilerden 25'i gözaltına ahnmıştı. Sanıkların sorgııla- n dün de sürerken Urla'daki yerel ga- zetelerde, iddialan görmezden gelmek- le suçlanan Kaymakam Mailoğlu, dün düzenlediği basın toplantısında kendi- sini savundu. Operasyondan önce köy- deki cinsel taciz savlannın savcılık ye- rine doğrudan Sosyal Hizmetler îl Mü- dürlüğü'ne iletildiğinin belirlendiğini kaydeden Mailoğlu, "Barbaros Çocuk Köyü'nün şaruannın iyikştirflmesi veör- nek köy olarak hizmet vermesi için tüm imkânlan seferber etmemize, bütün il- gimiziodaldanıamızarağmenbugüneka- dar gündemdeki konularla ilgili hiçbir şikâyet taı afınn/a bildirilmedi r> dedi. Mailoğlu, sözlerinı şöyle sürdürdü: tt 29Ekim2004'te4yaşındakibirkızço- cuğunun 12 yaşındaki erkek çocuk ta- rafindan cinsel tacize uğraması koıııı- sunun İ/mir Valiligi, kaymakamhk ve cumhuriyetsavcüığına büdirilmediğM, doğrudan Sosyal Hizmetler tl Müdür- lüğü'ne ulaşonldığuıı tespit ettik. 2004 MartveNisan avlaı ııula Sosyal Hizmet- ler Genel MUdüıiüğü müfettişleri iara- lindan çocuk köyündeyapüan inceleme sonucu makaımnuza suıııılmadığ ı için, konuyla ilgili bilgi edinemedik. Barba- ros Köyü sakinleı iııin, kaymakamlığa dilekçeyle söz konusu olaylan ilettikleri iddialan Üzerine yapnğımız araşarma- da, böyle bir dilekçeye rastlamadık." Bazı yerel ve ulusal basında şahsına yönelik çıkan haberlerin gerçeği yansıt- madığını önc süren Mailoğlu, bu kuru- luşlar hakkında cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu söyledi. TECAVÜZ IDDİASI Avukatlar N.S. için savaşacak DtYÂRBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Bingöl'de tecavüze uğradığı iddia edilen ancak avukatı olmayan sağır ve dilsiz N.S'yi savunmak için yapılan duyarhhk çağnsı yankı buldu. Onlarca kadın avukat bugün yapılacak duruşmada N.S'yi savunacak. Iddialara göre Bingöl'ün Genç ilçesine bağlı Ardıçdibi köyünde hasta dedesine bakan N.S'ye, köy korucusu Fuat Sayın'ın, Genç llçe Emniyet Müdürlüğü'nde kalorifer hizmetlisi olarak çalışan 23 yaşındaki oğlu Yuııııs Sayuı tecavüz etti. N.S'nin yakınlannın suç duyurusu _ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ ^ ^ ^ üzerine Yusuf Sayın • Bineöl'de " tatuklanarak hakkında .. dava açıldı. Sayın'ın tecavüze savunmasını AKP uğradığı ıddıa Bingöl II Başkam edilen sağır ve avukat Yusuf dilsiz N.S. için Coşkun'un eşi Fatma onlarca kadın C o « k u n üstlendi. Eski avuka.b.ra.aya geldı. Avukatlar S a y ı n ; B i n g ö l A ğ ı r Diyarbakir, Ceza Mahkemesi'nde îstanbul, Adana tecavüze konu ve Van'dan birlikteliğin karşılıklı Bingöl'e ' f S 6 0 ^ ^ . , ° , olabıleceğı dıkkate almarak tutuksuzyargılanmak üzere tahliye edildi. Mahkeme süresince yoksul olduğu için avukat tutamayan N.S ise savunmasız kaldı. N.S. özürlü olduğu için baronun belirlediği avukatı da vasi tayin edemedi. Bunun için gerekli olan mahkeme karan da babasının izni olmadan almamadı. N.S'nin yakmlan da İHD'ye başvurarak yardım ıstedı. İHD Şube Başkam Rıdvan Kızgın'ın kadın avukatlara yaptığı duyarhhk çağnsı yankı buldu. Diyarbakır, Îstanbul, Adana ve Van'dan onlarca kadın avukat, N.S'nin haklanm savunmak için bugün duruşmaya katılacak. SÖZLEŞMELI OLACAKLAR Jandarma 40 kadın astsubay alacak ANKARA (ANKA) - Jandarma Genel Komutanlığı, Jandarma astsubay ve bando astsubaylığı için, toplam 40 sözleşmeli bayan astsubay ahnacağını duyurdu. Jandarma Genel Komutanlığı basına ilan vererek sözleşmeli statüde personel ahnacağını duyurdu. 38 astsubaylık ve iki bando astsubaylığı için bayan olma koşulu istenen ilanda, subay rütbesiyle alınacak bir pcrsonel, dört diş tabibi ve bir psikoloji öğrermenliği kadrosu içinse herhangi bir koşul aranmadı. Sözleşmeli astsubaylık için başvuruda bulunacaklann en az iki yıllık yüksekokul veya fakülte mezunu olması gerektigi belirtilen bildiride, başvuru tarihinden itibaren adaylardaki yaş durumuysa şöyle belirtildi: "Düzeltilmiş niifus kaydına göre müracaat tarihi başlangıcı itibanyla (1 Şubat 2005) sözleşmeU subaylar için 27, İisans üstü eğitim yapmış olanlar içinse 32, sözleşmeli astsubaylar için 24 yaşından büyük olmamak (bir üst yaştan gün almamış olmak). Sözleşmeli subaylar için, İisans eğitimini tamamlayanlar 01.02.1978 ve daha sonra doğanlar müracaat edebilecekler." Jandarma Genel Komutanlığı ilanmda subay kadrosuyla "31 jandarma, 2 muhasebe, 1 istihdam, 2 ordudonatım, 1 levazım, 1 maliye ve 1 inşaat mühendisi" alınacağı bildirildi. lYlilliyci Gazetesi Genel Yayuı Yönetmeni ve başyazan Ahdi lpekçi, öldürülüşünün 26. yıldönümünde, Zincirlikuyu'daki mezan başında dttzenlenen törenle anıldı. Törene TGC Başkam Orhan Erinç, lpekçi'nin ailesivedosüan kııtıklı. (Fotoğraf: AA) TGC Başkam Erinç: Cinayetin ardmdaki güçler ortaya çıkarılamadı Abdi ipekçi ıınutulmadı tstanbul Haber Servisi - Milliyet Gazete- si Genel Yayuı Yönetmeni ve Başyazan Ab- di tpckçi, öldürülüşünün 26. yıldönümün- de, Zincirlikuyu'daki mezan başında dü- zenlenen törenle anıldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Baş- kanı Orhan Erinç törende yaptığı konşma- da, îpekçi'nin öldürülüşüne iki açıdanbak- tıklarını belirterek, birincisinin, "zanıaııa- şımı" diye bir hukuki gerçekle karşı karşı- ya olunması, ikincisinin de I Nisan'da yü- rürlüğe girecek, olumsuzlukları içeren Ce- za Yasasf na basının ilgi duymaması oldu- ğunu söyledi. Erinç, "Acaba Abdi Beyolsay- dı böyle ıni olurdu? Bu sorunun cevabını he- pimiz düşünmeliyiz" dedi. 26 yıldır vanıtlanmayan soru Abdi lpekçi'nin eşi Sibel İpekçi de gaze- tecilerin sorusu üzerine, "Hiçbir şey değiş- nıedi, 26 yıldır hâlâ neden, niçin sorusunu soruyoruz" dedi. lpekçi'nin kızıNükhetlzet ise bu yıl babasının hayat hikâyesinin de- ğiştirildiği ve malıvedildiği bir süreci yaşa- dıklarını belirtti. lzet, "Her şey ortada. Ba- bamın hayat hikâycsi gerçeğhnn dışuıa çıka- nldı"dedi. Anmatörenine, lpekçi'nin yakın- lannın yanı sıra aralarında Derya Sazak, Doğan Heper, Hasan Pulur, Necmi Tanyo- laç ve Nail Güreli'nin de bulunduğu gaze- teciler katıldılar. Türkiye Gazeteciler Sen- dikası Îstanbul Şubesi Yönetim Kurulu'nca yapılan yazılı açıklamada, lpekçi'nin bir dönem TGS'nin genel başkanlık görevini de yaptığı ammsatılarak "Bu görevi sırasında işten alıları gazetecilerin yasal haklannın sa- vunucusu oldu. Bugün gazetecilerin tek ya- sal güvencesi olmaya devam eden 212 sayıh Yasa'mn çıkmasında da lpekçi'nin emeği geçti. Eski Genel Başkanımız'i bir kez daha saygı ve minnetle anıyoruz"denildi. îstanbul Üniversitesi öğretim üyelerinden bir grup imza kampanyası başlattı Tutuklu öğrencilere destek ÖZLEMGÜVEMLİ îstanbul Üniversitesi'nde (1Ü) aralık ayın- da yaşanan olaylarda gözaltına alınan ve tutuk- lanan öğrencilerin yargılanmasına, 4 Şubat'ta îstanbul Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanacak. ıÜ'lü öğretim üyeleri de tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması için bir imza metni hazırladı. 13-14 Arahk'la ÎÜ Edebiyat Fakültesi ve Sultanahmet'teki tstanbul Adliyesi önünde yü- zün üzerinde öğrenci gözaltına alındı, 6'sı sol görüşlü 7 öğrenci de tutuklanarak cezaevine gönderildi. 6'sı tutuklu 47 sol görüşlü öğren- ci hakkında "eğitim öğretim kunımlanna gi- rilmesine engel olmak", "görevli memııra mu- kavemet", "kamu malına zarar vermek" iddi- alanyla 15 yıldan 20 yıl 6 aya kadar hapis is- temiyle dava açıldı. l'i tutuklu 14 ülkücü de "cğitiıu öğretim kunımlanna girilmesine en- gelolmak*, "görevlimemura mukavemet" suç- lamasıyla 2 yıl 6 aydan, 6 yıla kadar hapis is- temiyle yargılanacak. Ortada ağır bir suç yok Tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması için ÎÜ Hukuk Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Hüseyin Hatcıni ve Prof. Dr. Rona Scrozan, lk- tisat Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Izzet- tin Önder, Yrd. Doç. Dr. Ufuk Uras, Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. AdaletAladağ ve Yrd Doç. Dr. AyşegülY.Önal, Yrd. üoç. Dr. SezaiTemelli, Araştırma Görev- lisi Mustafa Görkem Doğan da hazırlanan or- tak metni imzaladılar. Metinde, "gençlik harekeüeri" diye adlan- dınlabilecek olaylar sırasında öğrencilerin gö- zaltına alınmasının normal olduğu, ancak or- tada ağır cezayı gerektirecek bir suç eylemi- nin bulunmadığı vurgulandı. Metinde, "Sanık olmadıkça bu öğrencilerin ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılmalan da özellikle öğret- menlerinin içten gelen ve güçlü bir dileği ola- rak görüunelidir. Finaller yaklaşmaktadır. Bu öğrencilerin adresi bellidir. Gençlik hareketle- ri sırasında 'öldürmeye teşebbüs' gibi ağır bir suç ithamı da yoktur. Bu durumda biz, bu öğ- rencilerintutuklulukdunımunun kaldınlarak bir an önce sınavlara hazuianmaya başlama- lannın tenünini diliyoruz" denildı. 'HAKSIZMALEDİNMEKLE' SUÇLANIYOR Yalçınkayayargılanacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya, yargıya nüfuz ettiği ve haksız malvarlığı edindiği gerekçesiyle hâkim karşısına çıkacak. Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2 yıldan 7 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak Yalçınkaya'nın, Audi marka bir otomobil ile yaklaşık 25 milyar lirası bulunduğu belirtilerek bu varlığın hâkımlik gelinyle çeliştiğine işaret edildi. Adalet Bakanhöı. adı çete lideri Alaatlin Çakıcı'nın yurtdışına kaçışına ilişkin dosyada geçen Ercan Yalçınkaya hakkında başlattığı soruşturma sonucunda dava açılması istemiyle dosyayı Sincaıı Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndermişti. Başsavcılık hazırladığı fezlekeyi son soruşlurma kararını vcrmckle yetkili Sincan Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Mahkeme yaptığı incclcmenin ardından 2'ye karşı 1 üyenin oyııyla Yalçınkaya hakkında dava açılmasina karar verdi İSTANBUL BAROSU 'NDAN SUÇ DUYURUSU Kuşhdu ölüm için başvuru İstanbul Haber Servisi - Îstanbul Barosu Hukuka Aykınlıklan Izlcme Komisyonu, Gökhan Belgüzar'ın gözaltında bulunduğu emniyet nezarethanesinde ölümüne ilişkin Bakırköy Cumhuriyet Savcıhğı'na suç duyurusunda bulundu. Îstanbul Barosu'ndan yapılan yazılı açıklamada, gasp olaylanna karıştığı iddiasıyla gözaltında tutulduğu Bakırköy llçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Biiro Amirliği'nin ne/arethanesinde ölü bulunan Belgüzar'ın işkence sonucu öldürüldüğüne ilişkin iddialann olduğu ifade edildi. Gökhan Belgüzar'ın sağlığının yerinde olmadığı, ilaç alması gerektigi, ancak görevli polislerin ilaç olmasına izin vermediği iddialanna dikkat çekilerek Belgüzar'ın işkence sonucu öldürüldüğü yönünde şüphelerin bulunduğu belirtildi. Açıklamada, Belgüzar'rn babasının bir gazetede yer alan iddiasına göre, oğlunun 2.5 gün şıddetli fiziki ve psikolojik işkenceye maruz kaldıSı dile getirildi. ' AVRUPA'DAN GURAY OZ Seçim, Seçmek, Seçilmek Hayır, sandığınız gibi değil, kavgalı CHP Kurultayı'ndan söz edecek değilim. CHP'de kavgasız kurultay görmedim zaten. CHP'de sosyal demokrat, sosyalist, sol fikirler de gör- medim. Azıcık ucu görünen tartışmaların na- sıl budandığını ise çok gördüm. Bu son kurultayda da konu sosyal demok- rasi ile ilgili farklı fikirler değildi. "Fikirleri bel- li" olan başkanla, "fikirleri" seçildikten son- ra arayıp bulacağını ifade eden sıkı boksör ara- sında bir hesaplaşmaydı sadece. Bu işlerin ustası, deneyimli başkan kazandı, boksör kaybetti. Aslında bu durum son 20-30 yıldırtüm dün- yada sosyal demokratların başına musallat ol- muş bir hastalıktır ve galiba artık önemi de kalmamıştır. Sosyal demokrasi, dünyada olup bitenlere soldan, solun bakış açısıyla bakmayı bırakıp liberal, neoliberal denizlerde kulaç atmaya başlayalı epey bir zaman oluyor. Ingiltere, Fransa, Almanya gibi sosyal demokrasinin anavatanı sayılan ülkelerde, komünistlerle tartışmayı, sosyalist ülkelerin kazanımlarını en azından bir rekabet unsuru olarak prog- ramlarındadeğerlendirmeyi, kendilerini onlar- lasınamayı, işçilerleen azından dirsektema- sını korumayı unuttular ve nefes alabilecek- leri oksijenide tükettiler. Artık başka havaları soluyorlar. Neyse, konumuz o kavgalı kurultay değil, işgal altında yapılan seçim. • • • İşgal altında seçim olur mu? Olur. Bizim tarihimizde de vardır. Ama bi- zim tarihimizdeki seçimi işgal edenler değil, işgale karşı direnenler gerçekleştirmişlerdi. Savaş koşullarında olabildiğince temsili bir meclis böyle oluşturulmuştur. Meclisin temel görevi de işgalciyi kovmak olarak belirlen- miştir. O meclis, ülkelerini emperyalistlerden kurtarmak için bir araya gelenlerin meclisiy- di ve yalnızca bu amaç nedeniyle bile "de- mokratik" diye tanımlanmayı hak etmişti. Bin kere daha demokratikti, çünkü demok- rasiyi, yalnızca görüş belirtmek olarak tarifet- memiş, ülkeyi işgalcilerden kurtarma, fiilen ve silahla yeniden kurma, varlığını kanıtlama ira- desi olarak belirlemişti. O sırada Istanbul'da da işgalin kanatları altında bir başka meclis vardı ve o meclisin, işte tam da bu nedenle, hiç anlamı yoktu. Irak'ta ülkenin yalnızca emperyalistlerin as- keri gücünün silahları ve yasakları altında, yalnızca onların egemen oldukları bölgeler- de yapılabilen bu tuhaf seçim de halka hiç- bir şey vaat etmiyor. Ne vaat edebilir ki? Ülkeyi emperyalistlerden kurtarmayı mı? • • • Irak'ta kim, neyi seçmiş oluyor şimdi? Iç- tenlikle oy verenlerin en iyimserleri, "oy ve- relim de çekip gitsin şu Amerika" demiş olabilirler. Ama onların oy vererek işgalcilerin meclisinesoktukları sözdetemsilciler, ABD'siz yapabilecek "siyasiler" değildirler. Katılımın en yüksek olduğu söylenen Ku- zey Irak'ta Kürt liderler, "Aman Amerikan ordusu bizi terk etmesin" diye telaşlanı- yorlar. Yani şimdi özgür bir irade mi yansımış oldu oradasandıklara? Sandığın içinde Kürt- lerin oyları var, tamam da ABD'nin sokak baş- lannı tutmuş conilerinin sandığın üstündeki ko- yu gölgesine ne diyeceğiz? Felluce'yi nereye koyacağız? Samara halkını ne yapacağız? Seçim sandığı bile konulmayan köyleri, ka- sabaları nereye sığdıracağız? Amerikan askerlerinin kapısında silahlarıy- labeklediği bir seçim sandığından demokra- si çıkmaz. Demokrasi seçim sandığını reddeden Fel- luce'dedir. Orada Iraklılar inatla ülkelerini savundular, başlarına bombalar yağdı, yenildikleri ilan edildi, ama herhaldeyenilmemişlerdirkisan- dık kuramadı Amerikalılar. • • • İnatla direnenler, sonunda kazanırlar. İnat- la direnebilmek haklı olmakla mümkündür. Haklılık günübirlik bir şey değildir, tarihseldir. İşgalcilerin haklı olabileceğini en taraflı tarih kitapları bile yazamadı şimdiye kadar. TV ka- nallarının, gazete köşelerinin, ufku ertesi gü- nün sabahına bile yetişmeyen yorumcuları- na bakmayın siz... Tarih bugünden geriye doğru yazılıyor ve öy- le yazıldıkça yaklaşıyor gerçeğe... e-posta: guray.oz(" cumhuriyet.com.tr Ertosun 'un tazminat istemireddedüdi ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Yargı- tay üyesı Ali Suat Er- tosun'un, eski Hâkim- ler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Baş- kanvekili ve Yargıtay üyesi Fehmi Ulusoy'a karşı açtığı 15 milyar li ralık manevi tazminat davası reddedüdi. Ankara 3. Asliye Hu- kuk Mahkemesi'ndeki davanın dünkü karar oturumuna, tarafların avukatları katıldı. Er- tosun'un avukatı Rabi- yaBalkanh, Ulusoy'un açıklamalan nedeniyle müvekkilinin mağdur olduğunu savunarak davanın kabulüne ka rar verilmesini istedi. Yargıç Mehmet Se- liın Kaya ise yaptığı açıklamada davanın reddine karar verildi- ğini açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle